Tuesday, Dec 03rd

Last updateWed, 27 Nov 2024 10am

You are here: Home Products

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Yeni, VVM etiket aplikatörü

Bir ProMach ürün markası olan WLS, ürünün verimliliğini sağlamak için sıcaklığa duyarlı etiketleri etkili bir şekilde uygulamak üzere tasarlanmış VVM etiket aplikatörünü Pack Expo’da tanıttı.

Hemen hemen tüm WLS etiketleyicilere kurulum için tasarlanan aplikatör, belirli bir süre boyunca tolerans dışı bir sıcaklığa maruz kaldığında renk değiştiren ve her bir kabın belirtilen sıcaklıkta tutulup tutulmadığını gösteren termokromik aşı şişesi monitör (VVM) etiketleri uyguluyor. 600 ppm’ye kadar yüksek hızlarda çalışan VVM etiket aplikatörü, şirketin verdiği bilgiye göre doğru etiket yerleştirme, kolay kullanım ve hızlı değiştirme özellikleri sunuyor.

Basınca duyarlı VVM etiketlerini doğru bir şekilde uygulamak için her kap, etiket aplikatörü sürücüsüne kodlanmış servo tahrikli bir mekanizma aracılığıyla pozitif olarak taşınıyor. Etiketleme kafası, etiket ağını çözüyor ve her bir kabın üstüne veya yanına bir VVM etiketini hassas bir şekilde uyguluyor. Bir kamera, VVM etiketinin varlığını ve konumunu doğruluyor ve tolerans dışı kaplar otomatik olarak reddedilebiliyor.

WLS döner veya hat içi etiketleyicinin girişinde veya çıkışında entegrasyon için tasarlanan VVM etiket aplikatörü, sermaye maliyetlerini, zemin alanı gereksinimlerini ve entegrasyon süresini en aza indiriyor. Aplikatör, ana etiketleyicinin elektronik tahrik sistemi ile tamamen senkronizedir ve kolay kullanım için tek bir entegre HMI üzerinden çalışıyor. Aplikatör üzerinde 10 dakikadan daha kısa sürede hızlı, reçete odaklı, aletsiz geçiş tamamlanabiliyor. Etki Alanı Kimlik Doğrulaması, Denetim İzli 21CFR Part11, SCADA iletişimi ve daha fazlasını içeren bir WLS etiketleyici üzerinde sunulan tüm doğrulama seçenekleriyle kullanılabiliyor.

WLS

Son teknoloji ürünü eComPack

Heiber & Schröder ile ortaklığa giden Mondi, e-ticarete yönelik EnvelopeMailer’ın otomatik ambalajlanması için yeni yüksek performanslı makine eComPack’i lanse ediyor

Mondi, e-ticaret faaliyetlerinin süreç, verimlilik ve güvenlik gereksinimlerini karşılayan yüksek hızlı bir otomatik ambalaj makinesi geliştirmek için Alman makine üreticisi Heiber+Schröder ile yenilikçi bir iş birliğine imza attığını duyurdu. Yapılan açıklamada yeni eComPack makinesinin, verimlilik ve güvenilirlik arayan orta-büyük boyutlu e-ticaret faaliyetleri için tasarlandığı belirtilerek otomatik montaj, doldurma ve kapatma işlemi sayesinde saatte 500’e kadar paketi işlemden geçirebildiği bilgilerine yer veriliyor.

Yeni geliştirilen yüksek çıkışlı eComPack, farklı boyutlarda mevcut olan yüksekliğe uyarlanabilir bir ambalaj tasarımı kullanarak geniş bir ürün yelpazesini otomatik olarak işleyebiliyor. Ekipmanın ayrıca, küçük bir alan gerektirmesi sayesinde kullanım ve bakım kolaylığı özellikleriyle de öne çıktığı belirtiliyor.

Mondi Corrugated Solutions Satış ve Pazarlama Direktörü Tarık Anıba konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Hızla büyüyen e-ticaret dünyasında, kağıt tabanlı ürün ile verimli ve ekonomik bir otomatik paketleme makinesinin kombinasyonu müşterilerimiz için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Mondi’nin EnvelopeMailer çözümünün başarılı bir şekilde devreye alınması standart C katlama ambalajına kıyasla manuel ambalaj üretimini %8 artırmıştır. EComPack ile artık müşterilerimizin üretimlerini iki katına çıkarmalarını ve yüksek hacimli işlem merkezlerindeki paketleme faaliyetlerini optimize etmelerini sağlıyoruz.”

Yüksekliği 7 cm’yi aşmayan tek veya birden çok dikdörtgen veya düzensiz biçimdeki nesnenin güvenli bir şekilde sığdırılmasını sağlayan EnvelopeMailer çözümünün ise, paketleme sürecinde sağladığı esneklik, kullanım verimliliği, malzeme ve yer tasarrufu sayesinde 2020’de piyasaya sürülmesinden bu yana sektörde genel amaçlı yeni bir standart hâline geldiği bilgilerine de yer veriliyor.

CCL Label’den yenilikçi shrink sleeve malzemesi: EcoFloat

Şişelerin geri dönüşüm süreci, görsel dekorasyonu da dahil olmak üzere büyük ölçüde tüm parçaların işlevselliğine bağlıdır düşüncesiyle hareket eden CCL Label, ideal geri dönüşümü ve kolay ayırma yoluyla artan verimliliği sağlayan özel bir shrink sleeve malzemesi geliştirdi: EcoFloat uygun maliyet yapısıyla geri dönüşüm firmalarının hayatını kolaylaştırıyor ve markaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

EcoFloat, şişeden şişeye geri dönüşüm sürecinin hem verimini hem de kalitesini en üst düzeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Ham madde sorunsuz bir şekilde geri dönüşüm akışına geri döndürülerek tam anlamıyla yeniden kullanım sağlanabiliyor. Malzemenin düşük yoğunluğu sayesinde, PET ambalaj havuzda dibe inerken sleeve etiket yüzeye çıkıyor ve malzemelerin ayrılması basit bir işlem haline geliyor.

Ürünün görünümünü ve tüketiciye verdiği hissi geliştiren, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamak üzere tasarlanan EcoFloat, ERBP’nin (Avrupa PET Şişe Platformu) yönergelerine uygun olarak Interseroh’un “Made For Recycling” mührünü taşıyor.

Teknik Özellikler

  • PET şişeden şişeye geri dönüşüm için özel üretilmiş poliolefin etiket malzemesi
  • TD çekme oranı ˃%60; Kalınlık: 50µ 
  • Diğer TD shrink film ile aynı proses koşulları 
  • Özgül ağırlık: ˂0,93 g/cm3
  • Malzeme yüzer, mürekkepler etikette kalır

CCL LABEL

Sızdırmaz filmleri üretmek için daha az malzeme gereksinimi

Paketlemenin işlevlerinden biri ürün güvenliğidir ve bu gerçekten onun en önemli işlevi sayılabilir. Bu nedenle, gıda veya sıvı ürünlerin ambalajlarının, ürünün istenmeyen maddelerle temas etmemesi ya da yanlışlıkla ambalajdan dışarı sızmaması için sıkıca kapatılmış olması önemlidir. Poliolefin bazlı sızdırmaz filmleri denenmiş ve test edilmiş ambalaj malzemeleridir.

Oerlemans Packaging Group'un bir yan kuruluşu olan Hollandalı Plasthill şirketi, Avusturya'dan Constantia Flexibles Group GmbH ile iş birliği içinde olarak sızdırmaz filmleri üretmek için çok daha az malzeme gerektiren bir çözüm uyguladı. CompresSeal adlı film, şirkete göre klasik polietilen folyolara göre daha yüksek bir sızdırmazlık gücüne sahipken, aynı zamanda üretim için daha az malzeme gerektiriyor ve bu sayede ağırlığı %30'a kadar azaltıyor.

Mikro kabartma teknolojisi ağırlık azaltımını mümkün kılıyor

ComresSeal filmin arkasındaki teknolojinin, uzmanları tarafından yıllarca süren araştırma ve geliştirmelerin sonucu olduğunu belirten Constantia Flexibles CEO'su Pim Vervaat; “Plasthill'in kabartma konusundaki uzmanlığıyla birlikte, bu öncü paketleme çözümünü bir sonraki seviyeye taşıyoruz ve çeşitli uygulamalar için müşterilere sunuyoruz” dedi.

CompresSeal teknolojisi yeni bir özel mikro kabartma tekniğine dayanıyor. Kabartma deseni, aynı ölçülen kalınlıkta polyolefin bazlı yalıtım filmlerinin m2'si başına %30'a kadar ağırlık azalmasına olanak sağlayabiliyor. Böylece bu teknoloji, ambalajın CO2 emisyonlarının yanı sıra ham madde tüketimini de azaltmaya yardımcı oluyor.

PepsiCo Almanya, sürdürülebilir shrink film pilot uygulamasını başlattı

PepsiCo şirketi, plastiklerin asla atık haline gelmediği bir dünya yaratmaya yönelik tutarlı çabalarında ileriye dönük bir adım atmayı başardı. Pepsi şişeleri için ambalaj filmi, Yeşil Nokta ile sarı torbadan elde edilen %10 geri dönüştürülmüş plastikten, diğer kaynaklardan %40 geri dönüştürülmüş plastikten ve yalnızca yarısı işlenmemiş plastikten yapılmış kutularla bir test projesinde ilk kez test edildi. Diğer kalite testleri de aynı derecede başarılı olursa, bir sonraki hedef normal üretimi filmden filme dönüştürmek olacak.

Pepsi şişeler ve içecek kutuları, paletler üzerinde bulunan altılı paketler halinde, genellikle shrink film ambalajlarda satılıyor. Güvenli taşıma için altılı paketler tamamen yeni plastik palet filmi ile sarılıyor.

Kurumsal İlişkiler Başkanı ve PepsiCo Almanya yönetiminin bir parçası olan Kai Klicker-Brunner, “Sektörde alışılagelmiş olan ambalaj filminin yüksek kalitesi, istikrar ihtiyacından ve üzerine baskı yapma isteğinden kaynaklanmaktadır. Bu tüketicilerin dikkatini çekmenin ve kendini farklılaştırmanın büyüleyici bir yolu ve aynı zamanda tasarımdaki kalite standartlarımızın bir ifadesi ve dolayısıyla önemli bir pazarlama aracıdır. Ama çok çabuk çöpe gidiyorlar. Bu nedenle film tedarikçilerimizi bizim için geri dönüştürülmüş bir versiyon geliştirmeleri için görevlendirdik” diyor.

Geri dönüştürülmüş filmle umut verici ilk deneme

Aralık 2021’in başında Pepsiwerk Niederroden denemelerinde 0,33 litrelik kutular ve 1,5 litrelik PET şişeler için paketleme hatlarında yapılan pilot testini, öncü bir başarı olarak nitelendiren Kai Klicker-Brunner, “Test çalışmasındaki kap filmlerinin %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden yapıldı. Shrink filmdeki geri dönüştürülmüş LDPE’nin beşte biri sarı torbadan geri dönüştürülmüş malzeme ile değiştirildi. Bu çok iyi bir sonuçtur. Ambalaj ilerleyen testleri de geçerse, üretimimizi değiştirmek için başlangıç işareti olacaktır. Her ne kadar işlenmemiş plastik kullanmaya devam etmek daha kolay olsa da” ifadeleri ile açıklıyor.

Bilim insanları renk değiştirebilen şeffaf film geliştiriyor

Elektronik ve Telekomünikasyon Araştırma Enstitüsü’nden (ETRI) araştırmacılar, gerildiğinde sıfır ışık geçirgenliğine sahip olmak için tamamen beyaza dönen, şeffaf, yüksek esnekliğe sahip polimer bir film malzemesi geliştirdiler. Teknoloji, renk değiştiren bir “bukalemun filmi” geliştirmek için kullanılabilecek.

Yüksek esneklik ve çoklu kullanım

Yeni geliştirilen film, bir polimeri ve bir katalizörü kimyasal olarak bağlamak için ışık kullanıyor. Bu teknolojinin, bir bukalemun gibi renk değiştirebilen filmlerin geliştirilmesinde uygulanabileceği belirtiliyor. ETRI’nin elastik filmi büyük bir madeni para boyutunda ve de sıfır ışık geçirgenliğine sahip olmak için ve orjinal boyutuna geri döndüğünde tekrar şeffaf hale gelmek için, orijinal boyutunun yüzde 130’una kadar gerilebiliyor.

Enstitü, filmin üretim sürecinin diğer yüksek polimerli ürünlerle neredeyse tamamen aynı olduğu için kolaylıkla ticarileştirilebileceğini, yeni teknolojinin ekran ve polimer üreticilerine aktarılacağını belirtiyor.

Bu gelişmenin en önemli başarısının, filmin kırılmaya neden olan mikroskobik boşluklarının bulunması olduğunu belirten araştırmacılar, gelecekte gerçek zamanlı olarak renk değiştiren kamuflaj üniformaların ve moda kıyafetlerinin geliştirilebileceğini tahmin ettiklerini ifade ediyorlar.

Kaynak: ETRI

Yüksek verimli ve sürdürülebilir şeffaf shrink film

Innovia Films, shrink ve sarma etiket uygulamaları için şeffaf bir BOPP filmi olan RayoWrap™ CMS’yi piyasaya sürüyor. İngiltere’deki üretim tesisinde üretilen CMS30, yüksek büzülme sağlıyor, ancak yalnızca makine yönünde ve bu da onu konturlu içilebilir süt ürünleri ve içecek kaplarını etiketlemek için eksiksiz bir film haline getiriyor. CMS30 ayrıca, yüksek düzeyde yazdırılabilir ve tüm etiket çevresinde 360° grafikler verebilmek üzere tasarlandı.

Küçük PP veya PE şişelerde kullanım için uygun olan bu film, şişenin geri dönüştürülmesine yardımcı olmak için kolayca çıkarılabiliyor veya etiketli kabın tamamı bir poliolefin akışında geri dönüştürülebiliyor. Plastic Recyclers Europe ambalaj tasarımı önerilerini de karşılayan film, nihai paketin tamamen geri dönüştürülebilir olmasına yardımcı oluyor.

CMS30’un teknik performansının, baskı kolaylığından yüksek hızlı rulo beslemeli sarma etiketlemeye, ardından çok önemli olan kullanım ömrü sonuna ve ambalajın geri dönüşümüne kadar değer zincirinin her aşamasında yüksek performans gösterdiğini ifade eden Etiketler Ürün Müdürü Alasdair McEwen; “Sadece 30 mikron olan film, aynı zamanda yüksek bir verime sahiptir ve bu nedenle, kabın tüm yuvarlak dekorasyonunu elde etmenin uygun maliyetli bir yoludur. RayoWrapTM film serimize mükemmel bir ekleme, yani artık tüm rulo beslemeli sarma uygulamaları için olağanüstü teknik çözümler sunabiliriz” dedi.

Kaynak: Innovia Films

Tamamen geri dönüştürülebilir shrink sleeve

EMSUR, Teknoloji İnovasyon Merkezi INNOTECH aracılığıyla, şişelenmiş gazlı içecekler, su, meyve suyu veya içilebilir yoğurtlar için yeni bir sürdürülebilir shrink sleeve çözümleri yelpazesi olan ECOEM-Sleeves’i piyasaya sürdü.

İçecek endüstrisi, raflarda ürün farklılaşmasının önemli bir unsurunu sağladığı, stratejik marka mesajlarını veya ürünün içeriği hakkında beslenme bilgilerini gösterdiği ve yenilikçi tasarımlar, malzemeler ve baskı yoluyla tüketici katma değer algısını geliştirdiği için şişe sleevelerinin tüm avantajlarını biliyor.

Mevcut proseslerde, daha sonra tüketici sonrası geri dönüşüm akışında kullanılan PET taneciklerinin (flake) kontaminasyonunu önlemek için yıkama aşamasında sleeveler şişelerden çıkarılıyor.

Emsur, ECOEM-Sleeves yelpazesinde her türlü kalıntıdan veya atıktan kaçınarak geri dönüşüm sürecini basitleştirmek için tasarlanmış filmler ve yıkanabilir mürekkeplerin bir kombinasyonuna dayanan yenilikçi bir shrink sleeve çözümü olan, ECOEM-FULL PET Sleeve de dahil olmak üzere farklı türlerde sürdürülebilir çözümler sunuyor.

Eko-tasarım ilkelerine dayanan bu yeni ürün grubu, kurutma ve dekontaminasyon (arındırma) sürecinde herhangi bir kalıntı veya kesinti olmaksızın PET şişelerle karıştırılıp geri dönüştürülebilen PET bazlı filmler ve yıkanabilir mürekkeplerin bir kombinasyonunu içeriyor.

Tüketici sonrası geri dönüştürülmüş içerikle üretilebilen bu ürünün ayrıca geri dönüştürülmüş PET şişelerin taneciklerinin renginin solmasını önleyen yıkanabilir mürekkepler için APR sertifikası bulunuyor.

Bu yeni ailedeki dikkat çekici ürünlerden bir diğeri olan EMFULL ise, yüzebilirlik özellikleri sayesinde geri dönüşüm sürecinin yıkama aşaması sırasında kılıfın doğrudan şişeden ayrılmasını sağlayan poliolefin bazlı bir sleeve seçeneği olarak öne çıkıyor.

Bu ürün yelpazesi aynı zamanda, mevcut tüketici sonrası geri dönüştürülmüş içeriğe ve yüksek parlaklık veya mat, şeffaf ve holografik efektler, karanlıkta parlayan pigmentler, altın ve gümüş mürekkepler vb. gibi ayırt edici özelliklerde farklı sonlandırma türlerine sahip PETG gibi farklı malzemelerde içeriyor. Mikro perforasyon seçeneği sayesinde bu şişelerle birlikte başka herhangi bir malzeme kombinasyon halinde kullanılabiliyor, bu da şişelerin tüketici etkileşimi yardımıyla geri dönüştürülebilir olduğu anlamına geliyor.

Kaynak: EMSUR

Gıda ambalajlarında mikro plastiği azaltan yeni şeffaf selüloz film

VTT, plastik ambalaj sorununa bir çözüm geliştirdi. Rejenere veya yeniden kristalize edilmiş selüloz, plastik filmlerin yerini alabilir.

Gıda ambalajları, gıdaları koruduklarında ve israfı en aza indirdiklerinde en önemli görevlerini yerine getirirler. Yine de ince plastik filmlerin geri dönüştürülmesi zordur ve kullanımdan sonra genellikle yanlış yerlere giderler. VTT Finlandiya Araştırma Merkezi de bu sorundan yola çıkarak, plastik filmin yerini alabilecek rejenere veya yeniden kristalize edilmiş selüloz film çözümü geliştirdiğini duyurdu.

VTT Araştırma Profesörü Ali Harlin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Şeffaf ve esnek selüloz film üretebiliyoruz. Tüketici, kristal berraklığında malzeme ile geleneksel petrol bazlı plastik arasında ayrım yapamaz. Selüloz film neme karşı koyabilir, ama doğada bir kağıt parçası gibi tamamen yok olur. Ürün biyolojik bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilir” ifadelerine yer veriyor.

VTT Biyomateryal İşleme ve Ürünlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Atte Virtanen ise, “Plastikler koruyucu özelliklerine ek olarak önemlidir çünkü tüketiciler ürünün kendisini görebilecekleri ambalajlar isterler. Ancak, bir kez kullanıldıktan sonra birçok ambalaj sorun kaynağıdır. Bir pakette hem kağıt hem de plastik varsa, tüketici bunun kartonla geri dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğini veya önce plastiğin yırtılmasının gerekip gerekmediğini merak edebilir. Malzemelerin bazılarında alternatif fiber ve plastik katmanları bulunur. Pek çok paket, daha iyi bir bertaraf yöntemi düşünemeyen kişiler tarafından karışık atıkların arasına atılabilir. Bir karton geri dönüşüm kutusuna düşen plastik çıkarılabilir, ancak plastik genellikle yakılır. VTT tarafından geliştirilen selüloz film, daha iklim dostu bir çözüm olarak plastiğin yerini alabilir. Diğer paketlerle birlikte karton geri dönüşümüne gönderilebildiği için geri dönüşümü de kolaylaştırıyor” diyor.

VTT, on yıldan fazla bir süredir selüloz filmleri ve altı yıldan fazla bir süredir şeffaf filmlerde rejenere selüloz üzerine araştırma yapıyor. Deneme aşamasında olan ambalaj malzemesi üretiminin 5-7 yıl içerisinde kapsamlı endüstriyel kullanımda olabileceği belirtiliyor.

Kaynak: VTT Teknik Araştırma Merkezi

Yeni IIoT platformu eski makinelerden veri yakalıyor

Banner Engineering’in Snap Signal teknolojisi sayesinde, kullanıcılar mevcut ağ altyapısını bozmadan istediği cihazı sistemine ekleyip veri sağlayabiliyor.

Endüstriyel otomasyon ekipmanları üreticisi Banner Engineering, eski yeni fark etmeden tüm makine bileşenlerini ortak bir haberleşme protokolüne dönüştürüp kullanıcılarının üretkenliğini artırmalarını kolaylaştıracak yepyeni Snap Signal Endüstri 4.0 ürün grubunu piyasaya sürdü.   

Banner Küresel İş Geliştirme Direktörü Luke Karnas yeni ürünleri hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Endüstriyel ekipmanları izlemek kimi zaman zorlu bir uygulama olabilir. Örneğin, son kullanıcıların PLC’ye erişimi olmayabilir veya son kullanıcıların sistemi tamamen değiştirme riskini almak istemiyor olması mümkündür. Sensör gibi makine bileşenleri nadiren aynı dili konuşur. Bu durum, bir üreticinin makine performansı hakkında daha fazla bilgi edinmek için ekipmanlarını izlemesini zorlaştırır.  Snap Signal ürünleri, markadan bağımsız olarak çalışma mantığıyla her türlü cihazınızı tek bir platformda buluşturmanıza olanak verir.   Bu sistem, Modbus, Analog, Dijital, Seri veya IO-Link gibi makine sinyallerini algılar ve birbirlerine dönüştürür.”

Halojensiz, biyo bazlı sandviç panel sistemi

39 yıllık deneyimi ile poliüretan sektörünün önde gelen şirketlerinden Kimpur, sürdürülebilirlik odaklı anlayışıyla daha iyi bir gelecek için çevreci ürün geliştirme çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. 

Şirket, binalarda yüksek yangın dayanımı ve ısı yalıtımı özellikleri ile güvenli ve sürdürülebilir yapılar elde edilmesine olanak sağlayan poliüretan köpük üretimi için KIMrigid® Sandviç Panel Sistemleri geliştirdi. Green PIR olarak da adlandırılan sistemi ile müşterilerine farklı panel tiplerini hızlı ve verimli bir şekilde üretme olanağı sağlayan Kimpur; çevre dostu, halojensiz ve biyo bazlı yeni sistemini Dubai’deki Middle East Foam and Polyurethane Utech Expo’daki konferansta gerçekleştirdiği lansmanla ziyaretçilerinin ve sektör profesyonellerinin beğenisine sundu.

“Sürdürülebilirliği birinci önceliğimiz haline getirerek çalışmalarımıza yön veriyoruz”

KIMrigid PIR Sandviç Panel Sisteminin sürdürülebilir ürün yönetimine katkıda bulunduğunu ve maksimum avantaj sağladığını vurgulayarak sektörde fark yarattığını ifade eden Rigid Ar-Ge Yöneticisi Emrah Akbaş şunları söyledi: “Tüm ürün tasarımlarımızda sürdürülebilirliği birinci önceliğimiz haline getirerek çalışmalarımıza yön veriyoruz. Tasarladığımız PIR sistem içeriğinde en az yüzde 20 biyo içerikli malzeme kullandık. Ürünün tamamı halojensiz yapıda ve geleneksel sistemlere göre çok daha düşük emisyona sahip.”

Yüksek performanslı geri dönüştürülmüş karbon elyaf dolgulu Eplon+

Hafif + Görsel Estetik + Yeşil Ürün + Yüksek Mekanik Özellikler

Epsan, geri dönüştürülmüş karbon fiber dolgulu çevre dostu kompaundlarını EPLON+ serisinin yeni ürünleri olarak tanıttı. Karbon fiber dolgulu termoplastik malzemeler, yüksek mekanik özellikleri, hafifliği, elektrik-termal iletkenlikleri ve düşük genleşme katsayısı özellikleri ile öne çıkıyor. 

Küresel karbon elyaf talebi sürekli artmasına rağmen, karbon elyafların yaklaşık %30'u üretim atığı olarak çıkıyor ve bu da karbon fiber atıklarının geri kazandırılıp yeniden kullanılması için bir fırsat oluşturuyor. Ekolojik motivasyonla çalışan Epsan şirketi de bu fırsattan yola çıkarak, geri dönüştürülmüş karbon elyaflı kompoundları, orijinal kaynaklı ürünlere alternatif olarak geliştirdi. Epsan'ın Araştırma ve İnovasyon bilgisi ve üretim altyapısı sayesinde orijinal kaynaklı ürünler ile neredeyse aynı yoğunluk, mekanik özellikler ve görsel estetik vaat eden yeni geri dönüştürülmüş CF dolgulu PA6 ve PA66 ürünlerinin geliştirilmesi başarıyla sonuçlandı.

EPLON+ 66 R-CFR 30 ürünün EPLAMID 66 CFR 30 adlı birinci sınıf karbon fiber takviyeli poliamid 66 ürünü ile karşılaştırıldığında, test sonuçlarına göre mekanik özelliklerinin %90 ile %95 arasında değiştiği ve bu da performansının ortalamaya ve birinci sınıf ürüne çok yakın olduğu görüldü. 

Epsan Ar-Ge müdürü Ecem Yıldırım yapılan çalışma ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. “Yeni geri dönüştürülmüş karbon fiber takviyeli EPLON+ ürünleri, yeşil ürün ve maliyet avantajı gibi farklı başlıklar altında iyileştirmeler sağlamaktadır. Bu ürün yaşam döngüsü değerlendirmesi için de büyük bir gelişmedir. Geri dönüştürülmüş malzemenin kullanılması, karbon elyaf atıklarını azaltarak, önemli miktarda CO2 emisyonunun azaltılmasına olanak tanırken, neredeyse birinci sınıf ürünler kadar yüksek mekanik özelliklerini korumaktadır. Geri dönüştürülmüş ürün piyasası ham karbon elyaf ile paralel olarak büyümektedir, bu nedenle arz güvenliğini korumak için çok iyi bir seçenek olmaktadır. Bu avantajlara ek olarak, geri dönüştürülmüş karbon elyaf takviyeli kompaundlar maliyet avantajı da sağlamaktadır.'' 

Yeni ürün gövde için otomotiv yapısal parçaları, şasi ve güç aktarma organları, pompalar, fanlar, endüstriyel uygulamalarda dişliler ve kompresörler, tüketici elektroniğinde kararlı ve ultra hafif kompaund uygulama alanlarında kullanılabiliyor.

EPSAN PLASTİK

Pril şişeleri artık %100 rPET’ten üretiliyor

Henkel, sürdürülebilir ambalaj alanında yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Şirketin Almanya'da üretilen Pril el bulaşık deterjanının şişe gövdeleri, artık yüzde 50'si “Der Gelbe Sack” (sarı torba) tarafından üretilen geri dönüştürülmüş malzemeden oluşuyor. Geri kalan kısım için geri dönüştürülmüş içecek şişeleri kullanılıyor, böylece şişe gövdeleri yüzde 100 PET geri dönüşümden (rPET) üretiliyor.

Henkel'in Bulaşık Yıkama Deterjanları Bölümü Uluslararası Ambalaj Geliştirme Başkanı Carsten Bertram konu ile ilgili olarak ‘Sarı Torba’ ile sağlanan geri dönüşümün, sürdürülebilir ambalaj konseptleri için bir ham madde kaynağı olarak giderek daha önemli hale geldiğini belirtiyor. Ancak Almanya'da ikili sistemle toplanan ambalaj malzemelerinin geri dönüşüm oranının hala düşük olduğunu da vurgulayan Bertram, “Bu kısmen, bu materyali ayırmanın ve geri dönüştürmenin karmaşıklığından kaynaklanmaktadır. Çünkü 'Sarı Torba' aracılığıyla toplanan ambalaj malzemeleri, iade edilebilir şişelerden önemli ölçüde daha heterojen ve bazı durumlarda ağır şekilde kontaminedir. Uzun süredir ‘Sarı Torba’dan elde edilen yüksek kaliteli geri dönüşüm ürünleri yeterli miktarda mevcut değildi. Ancak ambalaj üreticisi ve plastik geri dönüştürücüsü Alpla ile yaptığımız işbirliği sayesinde artık daha büyük bir adım atmış durumdayız” dedi.

Gazlı alkolsüz içecek şişeleri için daha hafif boyunlu çözümler

Coca-Cola Europacific Partners, Avrupa pazarlarında şişe boyunlarında inceltme yaparak yeni, daha hafif şişeler temin ediyor. Net Zero 2040 yol haritasının bir parçası olarak bu çözüm ile 2024 yılına kadar yılda 6.800 ton plastik tasarrufu sağlanması bekleniyor.

2008 yılından bu yana çeşitli Coca-Cola markalarının 500 ml'lik PET şişelerinin ağırlığı %30 oranında azaltılarak 28,9 gr'dan 19,9 gr'a düşürüldü. Yeni daha hafif boyun tasarımı 2024'ün sonuna kadar toplam 6.800 ton plastiğe eşdeğer şişe başına 1 gr plastik tasarrufu sağlayacak.

Ambalajlardaki fosil bazlı plastik miktarını ve ambalajlamayı azaltma çabasının bir parçası olan bu çözümün, 2025 yılına kadar fosil kaynaklı kaynaklardan üç milyon ton daha az plastik kullanarak çevreye katkı sağlaması hedefleniyor. Ağırlığın azaltılmasına ek olarak, The Coca-Cola Company'nin vizyonunu oluşturan “Atıksız bir dünya” yolunda alınan önlemler arasında geri dönüşümü zor olan atıkların ortadan kaldırılması dahil olmak üzere yeniden doldurulabilir ve dağıtılabilir ambalaj inovasyonları da yer alıyor. 

Gazlı bir meşrubat şişesinin boyun ağırlığını azaltmak karmaşık bir teknik zorluktur. Boyun, zorlu ve aşırı koşullar altında iyi performans göstermeli ve tüketici için tam rahatlığı korurken yüksek güvenlik ve kalite standartlarını karşılamalıdır. Bu yeni çözüm, birkaç şişe ve kapak tedarikçisiyle yakın işbirliği içinde The Coca-Cola Company ile işbirliği içinde geliştirildi. Altı milyondan fazla şişe test edildi. Boyun malzemesindeki azalmaya ve incelmeye rağmen, her şişe karbonatlı içeceğin dolumu için gereken 11,5 bar basınca (bir araba lastiğinin beş katı) hala dayanabiliyor. Almanya'daki üretim hatları 2021'in dördüncü çeyreğinde dönüşüme uğrayan ilk şirket oldu ve önümüzdeki iki yıl içinde diğer Avrupa pazarları da bunu takip edecek.

Coca-Cola, yeni tasarımı bir endüstri standardı yapmakla ilgileniyor ve bu tasarımın endüstri derneği Cetie (Uluslararası Şişeleme Teknik Merkezi) tarafından yayınlanan, kullanımı ücretsiz, açık kaynaklı bir endüstri standardı olarak kabul edilmesini umuyor. Daha sonra kendi şişeleri için kullanmak üzere herhangi bir içecek şirketinin kullanımına da sunulacak bu yeni çözüm, uzun vadede endüstri genelinde daha fazla paketleme ve karbon tasarrufu sağlamayı başarmayı amaçlıyor.

CCEP Mühendislik, Yeni Teknoloji ve Yenilik Müdür Yardımcısı Geert Marsé konuya ilişkin: "Görünüşte basit, ancak oldukça teknik ve karmaşık bir yenilik olan bu daha hafif boyun tasarımı, uzun süredir devam eden hafifleme programımıza dayanıyor ve çevresel etkimizi daha da azaltmamıza yardımcı oluyor. Bu yenilik, sıfır atık ve net sıfır sera gazı emisyonu yönünde devam eden ilerlememizi destekliyor" açıklamasında bulunuyor.

Kaynak: Coca-Cola Europacific Partners

SIPA’nın yeni rekoru: 200 boşluk preform kalıbı

SIPA, dünyada 180 boşluğa sahip ilk kalıbı sunmasının ardından kendi rekorunu kırarak, maden suyu ve içecek şişeleri için boyunları tipik 28 mm’ye varan preformlar için en az 200 boşluğa sahip bir kalıp yaptı. Bu yeni kalıp hala 144 boşluğa sahip bir kalıpla aynı dış boyutlarına sahip, bu nedenle bir XFORM 500 GEN4 enjeksiyon kalıplama makinesine monte edilebiliyor. Bu da her saat 140.000’den fazla preform üretmeyi mümkün kılıyor ve bir XFORM 500 üretim sistemine yapılan yatırımı her zamankinden daha da uygun maliyetli hale getiriyor.

Büyük ambalaj şirketleri daha fazla preform üreten tek bir sistemle, enerji ve hizmet tüketimini azaltabilir, işgücü kullanımında daha verimli olabilir ve daha az zemin alanını birbirine bağlayabilirler. Ayrıca paketleme hattı entegrasyonu potansiyelini en üst düzeye çıkarabilirler. 200 boşluklu bir kalıp ile bir preform üretim sistemi, saatte 81.000 şişe çalışan iki şişe üretim ve dolum hattına girdi sağlamak için kullanılabilir.

Kalite ve güvenilirlikten ödün vermeden 180 boşluklu kalıba uyguladıkları ilkeleri kullanarak 200 boşluklu kalıbı geliştirdiklerini belirten SIPA Preform Takım Yöneticisi şunları söylüyor: “Geometrideki sınırlarla neredeyse sınırsız olan son derece iyi dengelenmiş sıcak yolluk sistemleri oluşturma yeteneğine sahibiz. SIPA’nın GEN4 sıcak yolluk tasarım konsepti, sınıfının en iyisi denge, uzun bakım aralıkları ve nihayet müdahale gerektiğinde mükemmel erişim kolaylığı sağlar. Benzer çıktılar elde etmek için daha az boşluklu ve daha kısa döngü sürelerine sahip bir kalıp çalıştırmak ve makineye ekstra baskı uygulamak yerine; daha hızlı çalıştırmaya gerek olmaksızın 500 tonluk bir makinede çıktıyı artırarak, işlemcinin ekipman ömrünü uzatmasına yardımcı olabiliriz. ”

Kaynak: SIPA S.p.A.

Karton ambalaj üzerinde bağlı kapaklar hem işlevli hem çevreci

Yeni kapaklar, çöpü önlemek ve yenilenebilir malzemelere geçişi hızlandırmak için tasarlandı

Önde gelen içecek üreticileriyle güçlerini birleştiren Tetra Pak, karton ambalajlara bağlı kapakları piyasaya sürüyor. Şirketin geri dönüşüm için tasarım konusundaki uzun vadeli çalışmasında önemli bir kilometre taşını işaret eden bu gelişmeyle şu anda İrlanda, Baltıklar, İspanya ve Almanya’da farklı ürün kategorilerinde beş yeni bağlı kapak çözümü sunuluyor. Daha geniş bir programın parçası olarak bu gelişmenin, Avrupa merkezli müşterilerin programın ilerisinde kalmalarına ve 2024 yılına kadar yürürlüğe girecek olan Tek Kullanımlık Plastikler (SUP) Direktifini karşılamalarının yolunu açacağı belirtiliyor.

Tetra Pak Pazarlama Başkan Yardımcısı Julia Luscher şunları söylüyor: “Birkaç müşteriye bağlı kapak çözümleri sunmaktan ve sürdürülebilirlik hedeflerine doğru ilerlemelerine yardımcı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayan ve çeşitli pazarlarda yapılan çok sayıda araştırmayla tüketici ihtiyaçlarını toplayan yeni bağlı kapaklarımız, rahatlığı artırmak için tasarlandı. Örneğin, daha sonraki kullanım için açılması ve tekrar kapanması kolaydır, ayrıca düzgün dökme ve içme için dikkatlice boyutlandırılmış çaplara sahiptirler. Kapak pakete bağlı kalacağından, bağlı kapaklar çöpün önlenmesinde önemli bir rol oynar. Ayrıca, gıda üreticileri tarafından sorumlu bir şekilde tedarik edilen şeker kamışından elde edilen polimerlerden yapılan bitki bazlı seçenekler olarak seçildiklerinde kartonun karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olabilirler ve böylece paketin yenilenebilir içeriğini artırabilirler. Ek olarak, Tetra Pak’ın bağlı kapak portföyünün çoğunluğu, azaltılmış miktarda plastik içerir. Çeşitli çözümlere bağlı olarak, plastik içeriğinde %7 ile %15 arasında değişen bir azalma elde ettik.”

Plastik kağıt karışımı bardaklarda geri dönüştürme kolaylığı

PACCOR ürünler için daha güvenli, tüketici için daha pratik ve hepsinden önemlisi döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda ambalajlarını geliştiriyor. Şirket bunu akılda tutarak, PACCOR DuoSmart® easy2zip çözümünü kullanıcılarının beğenisine sundu. Bu ambalaj türü, son kullanıcının kağıt bandrolünü kolayca çıkarabileceği geliştirilmiş bir fermuar içeriyor.

Bileşeninde hem kağıt hem de plastik bulunan yeni bardak, her iki malzemenin de en iyi özellikleri kullanılarak bir araya getirildi. Bu şekilde hem içeriğin güvenliğinin hem de tüketiciye kusursuz bir şekilde sunulmasının sağlandığını belirten PACCOR CCO’su Nicolas Lorenz: “DuoSmart®’ın her iki bileşeni de tamamen geri dönüştürülebilir ve artık tek bir kolay hareketle ayrılabilir” ifadeleri ile açıklıyor.

PACCOR’un Grup İnovasyonu Direktörü Yves Caunegre ise, “Geliştirilmiş fermuar, kağıt kılıfı plastik iç kaptan ayırmayı çok kolaylaştırıyor, bu da geri dönüşümü teşvik ediyor. PACCOR çevre koruma açısından bir adım daha ileri gidiyor. Bardaklarımızdaki kağıt bandroller tutkalsız uygulanıyor” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

Mondi’den sürdürülebilir gıda ambalaj çözümleri

Şirket, Köln’deki Anuga FoodTec’te iki yeni geri dönüştürülebilir ambalaj ürününü tanıtarak taze gıda endüstrisinde yenilikçi paketleme çözümlerine duyulan ihtiyacı vurguladı.

Gıdaların bozulmasının önlenmesi söz konusu olduğunda, ambalaj endüstrisi kilit bir rol oynuyor. Mondi şirketi de, üretim ve lojistik sürecinin her aşamasında taze gıda içeriğini korumak, akıllı tasarım ve raf ömrünü uzatmak için MAP (modifiye atmosfer paketleme) uygulama potansiyeli ile daha uzun süre dayanmalarını sağlamak için iki yeni çözüm geliştirdi.

Yeni ambalajlar nem, gazlar ve gres gibi unsurlara maruz kalmayı engelliyor ve yeniden kapatılabilir işlevler aracılığıyla doğru tüketici kullanımını aktif olarak teşvik ediyor. Bu da, gıda israfını azaltırken, porsiyon kontrolünün rahatlığına ve kolaylığına yardımcı oluyor.

PerFORMing Monoloop şirketin, peynir veya et gibi dilimlenmiş yiyecekler için şekillendirilebilir ve geri dönüştürülebilir kağıt bazlı bir çözümü. Bariyer katmana sahip kağıt tepsisi, plastik üst doku çözümüyle bir araya getirilerek, plastik kullanımını azaltırken yüksek düzeyde ürün koruması sağlıyor. Bariyer tabakası kağıt tepsisinden kolayca ayrılabiliyor, böylece tüm elemanlar ayrı ayrı doğru atık aktarımına atılabiliyor. Institute cyclos-HTP tarafından geri dönüştürülebilir sertifikalı PerFORMing Monoloop, mevcut hatlarda bir dizi derinlik ve form için uygun olduğu için gıda üreticilerine yüksek esneklik sunuyor.

Gıda ambalajlarında fotoğrafik görseller ve yüksek hijyen

Orego Ambalaj’ın, SpectaVIS teknolojisinin “yüksek kalite görsellik” özelliğiyle ürettiği ambalajlar güvenli gıda taşımayı ve yeniliği sunuyor.

2008 yılında bir aile şirketi olarak %100 yerli sermaye ile kurulan Orego Ambalaj 35.000 m2’lik alan üzerine kurulu üretim tesisinde en yeni teknolojileri bünyesine dahil ederek, gıda ve gıda dışı sektörler için plastik ve kağıt ambalajların tasarımı, üretimi ve pazarlaması konularında hizmet veriyor.

Şirket, farklı ihtiyaçlara yanıt veren geniş ürün yelpazesiyle Avrupa başta olmak üzere 50’ye yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Hem yurtdışı hem de yurtiçinde bütün müşterilerine yüksek kalitede ürünler sunan Orego Ambalaj, sahip olduğu BRCGS Packaging, ISO 9001- 2015 ve FSC belgeleri ile “her zaman en iyisi” prensibi ile güvenden ödün vermeden çalışmalarına devam ediyor.

Yeni nesil robot uyumlu gövdesiz servo motorlar

Hareket kontrol sistemlerinde faaliyet gösteren Kollmorgen, yeni TBM2G serisi gövdesiz servo motorlarını piyasaya sürdüğünü duyurdu. Bu motorlar kolaboratif, cerrahi, havacılık/uzay, savunma ve diğer robotların tasarımını kolaylaştırırken daha hafif, daha kompakt bir pakette optimum performans sunuyor. Bu yeni motorlar firmanın mevcut TBM ve KBM serisi gövdesiz motorlarını tamamlayacak.

Yılların araştırma, test ve müşteri geri bildirimi sürecinin sonucu olan TBM2G serisi, son derece kompakt bir elektromanyetik paket içinde yüksek performanslı tork sunuyor. Bu yeni nesil motorlar, robotların daha hafif eklem ağırlığı, daha yüksek yük taşıma kapasitesi, iyileştirilmiş enerji verimliliği, daha az ısınma ve daha hızlı ve sorunsuz hareketlere sahip olmasını sağlıyor.

Gövdesiz tork motorları tipik olarak en iyi performanslarını düşük hızlarda gösterir ama yüksek hızlarda bu performans düşer. TBM2G motorları, çok geniş bir hız aralığında, tutarlı şekilde güç, tork ve verimlilik sağlayan gelişmiş sarımları ve malzemeleri sayesinde bu sınırlandırmayı ortadan kaldırıyor.

Atlas Copco’dan azot kullanan işletmelere öneri: Satın alma, yerinde üret!

Atlas Copco Kompresör Tekniği, üretim proseslerinde yüksek miktarda azot tüketen işletmelere yerinde azot üretimi çözümlerini öneriyor. Atlas Copco Endüstriyel Gazlar İş Geliştirme Müdürü Erkin Divitçioğlu, tank kiralama yoluyla azot tedarik etmenin zorluklarına dikkat çekerek, işletmelerin yerinde üretimle; maliyet, güvenlik, saflık kontrolü, verimlilik ve çevre açısından elde edeceği kazanımlara vurgu yapıyor.

İşletmelerde büyük bir alan işgal eden azot tankları, yüksek basınçta sıvı gaz depolanan yüksek hacimli tanklar olmaları nedeniyle güvenlik riski oluşturur. Tank kirası ve nakliye hizmetinin masraflı olmasının yarattığı mali yükün yanı sıra tank değişimine neden olabilecek arızalar; üretim hattında duruşlara ve ek işçilik maliyetlerine de yol açabiliyor.

Erkin Divitçioğlu, yerinde azot üretimi seçeneğiyle işletmelerin bu sorunların üstesinden başarıyla gelebileceğinin altını çiziyor. “Bir hava kompresörünüz varsa; bu, işin yarısını hallettiğiniz anlamına geliyor. İhtiyacınız olan tek şey, kendi azotunuzu tesisinizde üretebilmeniz için mevcut sisteminize bir azot jeneratörünün bağlanmasıdır” diyen Divitçioğlu, yerinde üretimin işletmeler açısından bir dizi avantaj ve kolaylık sağlarken ekipmanların ilk yatırım maliyetini de çok hızlı bir şekilde amorti edebildiğini belirtiyor.