Saturday, Jul 27th

Last updateThu, 25 Jul 2024 8am

You are here: Home Products

Bu ambalajlar ile hamburgerin kağıdını, kahvenin bardağını yeme zamanı

Yenilebilir ambalajlar ile atık oluşumunun önüne geçmenin ve doğayı korumanın önemini B12 Creative Branding anlatıyor

İklim değişikliği, artan popülasyon, biyolojik çeşitlilik kaybı, kuraklık ve sel gibi ekolojik problemlere ek olarak sonu gelmeyen atıklar, her geçen gün daha büyük sorunları beraberinde getiriyor. Özellikle de artan insan nüfusunun oluşturduğu tüketim toplumu, atık miktarının önlenemez yükselişini hızlandırıyor. Bu noktada ise ekolojik çözümler, sürdürülebilir yaklaşımlar ve inovatif teknolojiler devreye giriyor. Ekolojik sistemde bir tehdit unsuru olan atıkların azaltılması için yenilebilir ambalajlar, raflardaki ağırlığını giderek daha da artırıyor. Raf ömrünü uzatmak hedefiyle gıda ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılan ve gıda maddesi ile birlikte tüketilebilen ambalajların önemine dikkat çeken B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, biyo çözünür ambalaj da olarak adlandırılan bu ambalajların plastiklere karşı güçlü bir alternatif olacağını söyledi. 

Flokser Kimya, otomotiv sektörüne yenilikçi çözümler geliştiriyor

20 yıla yaklaşan bilgi, birikim ve tecrübeye sahip şirket, üretmiş olduğu inovatif çözümlerin yüzde 35’ini ihraç ediyor.

Farklı sektörlerin mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren Flokser Kimya, otomotiv sistemlerinin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiyor. Bu çerçevede esnek (koltuk ve NVH), yarı esnek (tavan ve taban uygulamaları için destek takozu), integral (ön panel, direksiyon simidi, vites kutusu, kolluklar ve araç içinde kullanılan 3D kalıplanmış sızdırmazlık ürünleri, motor koruma parçaları) ve filtre sızdırmazlık uygulamaları için sistemler geliştiren şirket, kullanım alanları özelindeki otomotiv şartnamelerini (ECE-R 118 Annex 6-7-8 - FMVSS 302 - Alpha Cabin - NVH - Sealing - Low Emission VDA DBL specs) sağlayan çözümler sunulması üzerinde çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Otomotiv alanında “esnek sistemler” başlığı altında, sünger, integral, filtre, visco ve balistik özellikli sistemler üreten Flokser Kimya, bu alanda dünyaca ünlü, üst sınıf otomotiv markalarına bağlı bulunan yan sanayilere çözümler geliştiriyor. 

Tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz

Yerli ve yabancı konsorsiyumlara katılarak otomotiv dünyası ile birçok Ar-Ge ve Ür-Ge projesi yürüttüklerini belirten Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, “Tesislerimizdeki yüksek ve alçak basınç PUR enjeksiyon makineleri sayesinde otomotiv müşterilerimizin üretim hatlarını durdurmadan deneme ve geliştirme çalışmaları yapabiliyor, süreçlerini aksatmıyoruz. Ürün dosyaları sunabilmemiz dolayısıyla kalite sistem gerekliliklerini de karşılayarak tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz. Müşterilerimizin üretim hızını arttırmak, parça ağırlıklarında düşüş sağlamak, düşük emisyon hedeflerini yakalamak ve fiyat ile servis avantajı sağlayacak sistemler geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. Bütün orijinal ürün üreticilerinin (OEM) ihtiyaçlarını karşılayacak ve global kabul sağlayacak sistemler geliştirdiklerinin altını çizen Tükek, “Mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren bir poliüretan sistem üreticisi olarak bu geliştirmelerimiz öncesi müşterimiz ile istişarelerde bulunup geliştirme süreçlerinde müşteri ihtiyacı odaklı ilerliyoruz. Yurt içinde alanında lider ve yurt dışında bilinirlik ve saygınlığı yüksek bir çözüm ortağı olabilmek adına durmaksızın çalışıyoruz. Ulaşılan ve ulaşılabilecek her noktada müşteri memnuniyeti odağı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Kaynak: Flokser Kimya

Güçlü niteliklere sahip blister konsepti

Maksimum malzeme verimliliği ve daha uygun bir eko-denge

SÜDPACK ilaç, tıbbi ürünler ve yaşam bilimleri endüstrileri için yeni bir geri dönüştürülebilir, mono-polipropilen blister ambalaj çözümünü tanıttı.

SÜDPACK Medica'nın en son yeniliği olan geri dönüştürülebilir blister konsepti PharmaGuard'ın, polipropilenin düşük yoğunluğu ve yüksek malzeme verimliliği sayesinde önrmli miktarda kaynak tasarrufu sağlarken yüksek verimi koruyacağı düşünülüyor. SÜDPACK'e göre, mono-malzeme mevcut paketleme hatlarında yalnızca küçük değişikliklerle güvenli ve optimum performansla işlenebiliyor. 

PP bazlı üst ve alt malzeme bir koekstrüzyon işlemiyle üretiliyor ve özellikle sızdırmazlık performansları söz konusu olduğunda işlevlerinin en uygun şekilde koordine edildiği iddia ediliyor. Bunun verimli ve yüksek kaliteli bir paketleme süreci sağladığı belirtiliyor.

Özellikle alt malzeme, tekdüze kalıptan çıkarma davranışı ve üstün termoform performansı ile geniş bir işleme penceresi sunuyor. SÜDPACK ayrıca, blister filmin ambalajın içindeki ürünün net bir şekilde görülebilmesi için yüksek şeffaflık sunduğunu ve malzeme yapılarının, ürün koruması için farklı bariyerlerle uyumlu olduğunu bildiriyor.

Sphera tarafından bir yaşam döngüsü değerlendirmesi de yapıldı ve sonuçlar PharmaGuard'ın CO2 eşdeğerini azalttığını ve yaygın olarak kullanılan diğer blister çözümlerine kıyasla su ve enerji tüketimini düşürdüğünü gösterdi.

SÜDPACK Medica Araştırma ve Geliştirme Başkanı Michael Hermann, "Şu anda ilaç endüstrisindeki yasal durum, geri dönüşüm oranlarına uyulmasını gerektirmiyor. Ancak şimdi geri dönüştürülebilir ambalaj konseptlerine geçiş yapanlar, kendilerine pazarda rekabet avantajı sağlayacak olan imajlarına yatırım yapıyor. Temel malzeme olarak PP doğal olarak olağanüstü bir su buharı bariyeri sunuyor. Koekstrüzyon sürecimiz, malzemeyi oksijen ve UV ışınlarına karşı bariyerlerle donatmayı da mümkün kılıyor. Tek noktadan tedarikçi olarak hedefimiz, müşterilerimize her zaman mümkün olan en iyi alternatifi, benzersiz gereksinimlerine göre uyarlanmış alternatifi tek bir kaynaktan sunmak ve pazara hızlı bir şekilde sürmeleri için en uygun çözümü uygulamaktır" ifadeleri ile açıklıyor.

Kaynak: SÜDPACK Medica AG

Nitto Bento yeşil enerji sertifikası sahibi oldu

Sürdürülebilir bir gelecek için karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen endüstriyel bant üreticisi Nitto Bento, CK Enerji Boğaziçi Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan kurumlar arasına katıldı. Bu sertifika ile birlikte şirket, elektrik tüketiminin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. 

Nitto Bento’ya I-REC verilmesi nedeniyle düzenlenen törende konuşan CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Halit Bakal, dünya genelinde yenilenebilir enerjinin payı her geçen gün artarken CK Enerji Grubu olarak yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yürüttüklerini söyledi. 

Paris İklim Anlaşması ile karbon ayak izinin azaltılması için ülkelerin taahhütlerde bulunduğunu anımsatan Bakal, “Çok ciddi kararlar alınmıştı, ancak Rusya-Ukrayna savaşı gündemi biraz değiştirdi. Günümüzde pek çok ülke ihracat yapan firmalardan üretimi sırasında yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandığını belgelemesini istiyor. Nasıl turizmde Mavi Bayrak diye bir uygulama var ve bu belgeye sahip olan oteller teşvik alıyor, tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan şirketler de pek çok avantaja sahip olacaklar. Bugün tükettiğiniz elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklardan elde edildiğini size taahhüt eden I-REC belgesini Nitto Bento’ya veriyor olmaktan ve kendilerinin gösterdiği duyarlılıktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz ve çok teşekkür ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

Nyala, Avrupa’da en çok satan model olmayı başardı

Türkiye’de Pigment Reklam tarafından temsil edilen UV baskı teknolojileri uzmanı swissQprint’in ürün portföyüne 2012 yılında katılan önde gelen endüstriyel modeli Nyala, pazardaki gücünü bir kez daha teyit etti. Cenevre merkezli pazar araştırma enstitüsü Infosource Nyala’nın kendi kategorisinde Avrupa pazarında en çok satan model olduğunu açıkladı. 

Infosource’un her yıl baskı pazarından elde ettiği istatistiklerden yola çıkarak hazırladığı araştırmaya göre, 2022 yılında swissQprint’in Nyala modeli, 130-500 bin euro fiyat segmentindeki 60 inç (152,4 cm) genişliğinden büyük UV flatbed/ hibrit baskı makineleri kategorisinde bir kez daha lider olarak açıklandı. Nyala üst üste sekiz yıldır bu araştırmadaki en çok satan model unvanını elde etmiş oldu. 

Nyala’nın endüstriyel bir baskı gücü sağladığına dikkat çeken Pigment Reklam Firma Sahibi Serkan Çağlıyan, Türkiye pazarında da bu modelin takdir gördüğünü söyledi. Çağlıyan; “swissQprint UV baskıda önce flatbed daha sonra rulodan ruloya olmak üzere geniş ürün segmentiyle oldukça iyi bilinen bir üreticidir. Giriş seviyesinden endüstriyel seviyeye kadar farklı modeller ve bu modellerin opsiyonel olarak geliştirilebilme esnekliği baskı profesyonelleri tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Nyala’nın 11 yıl önce başlayan yolculuğu bugün dördüncü nesil versiyonla devam ediyor. Artan hız ve üretkenliğin yanı sıra yeni özelliklerle Nyala pazarı daha uzun süre domine edecek gibi görünüyor” dedi.

Poliüretan enjeksiyon ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler

Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirip üretilen poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri, zemin enjeksiyon sistemlerinde hızlı ve kalıcı çözümler sağlamasıyla dikkat çekiyor.

20 yıla yaklaşan bilgi birikim ve tecrübeye sahip Flokser Kimya, sektöre kalıcı çözümler sunuyor. Sektörün ihtiyaçlarına göre inovatif ürünler geliştiren, bunu yaparken de yaşam döngülerini oluşturma yönünde aksiyonlar alarak sıfır atık ilkesini uygulayan şirket, geliştirdiği poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri ile sektörün en büyük ihtiyacına karşılık veriyor. 

Zemin ve yapıların güçlendirilmesi, su yalıtımının sağlanması, boşlukların doldurulması, çatlak tamiratları gibi alanlarda kullanılan enjeksiyon sistemleri, çimento süspansiyonları ve kimyasal reçineler olmak üzere iki genel kategoride sınıflandırılıyor. Enjeksiyonun amacına ve zeminin özelliklerine bağlı olarak sodyum silikat, lignin, poliüretan, akrilat, akrilik ve epoksi reçineleri gibi çeşitli kimyasal enjeksiyon malzemeleri kullanılıyor. Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirilmiş ve üretilmekte olan tek ya da çift bileşenli ürünlerden oluşan poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri; metrolarda, tünellerde, inşaatlarda, barajlarda, arıtma havuzlarında, madencilikte ve köprülerde kullanım alanı bulabiliyor.

Su sızıntılarını hızla durdurabiliyor

Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri; zemin stabilizasyonu, toprak ve kumlu çakıllı alanların güçlendirilmesi, boşlukların doldurulması, çatlakların onarılması ve su sızıntılarının olduğu alanlarda hızlı su yalıtımı sağlamak amacıyla kullanılıyor. Enjeksiyon ürünlerin düşük viskoziteye sahip olması kılcal boşluklara bile kolaylıkla nüfuz edip doldurmasını sağlıyor. Hızlı bir şekilde reaksiyona girerek su sızıntılarını hızla durdurabiliyor. Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri, yüksek su akışının olduğu alanlarda kullanılabildiği gibi susuz ya da nemli alanlar için de çözüm sunabiliyor.

Toyo Ink Group Interpack’ta sürdürülebilir ambalaj çözümlerini tanıtacak

Toyo Matbaa Mürekkepleri; Toyo Ink Europe ve Toyo Ink Japonya ile birlikte 4 - 10 Mayıs tarihleri arasında Düsseldorf Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Interpack 2023 Fuarı’na ortak katılım gerçekleştirecek. Grup çatısı altında yer alan tüm şirketler, “Sürdürülebilir Gelecek için Ambalaj İnovasyonu” başlığı altında markaların ve ambalaj üreticilerinin döngüsel bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek çözümlerini 18’inci Salon, 16F Numaralı Standında sergileyecek. Bu çözümler aynı zamanda ambalajda kullanılan plastik miktarını azaltmaya yardımcı olan ve farklı tip malzemeli (multi-material) yapıdan tek malzemeli (mono-material) ambalaj yapısına geçişi destekleyen fonksiyonel mürekkepleri, kaplamaları, laminasyon tutkallarını ve diğer özel malzemeleri kapsayacak.

Toyo Ink Pazarlama Bölümü Genel Müdürü Hideki Ohba “Tüketiciler ve marka sahipleri sürdürülebilir ambalajlara her zamankinden daha fazla önem veriyor. Markalar, markalarını tüketici beklentileriyle uyumlu hale getirmeye çalışırken çevresel ayak izlerini azaltan malzemeleri talep ediyor. Bu da ambalaj tedarik zincirinde olan hepimizin, ileride ambalajların ilk kullanımdan sonra geri dönüştürülebilmesini veya yeniden kullanılabilmesini sağlayacak daha iyi yapısal tasarımlar gerçekleştirmek için birlikte çalışılması gerektiği anlamına geliyor. Bu yılki Interpack Fuarı’nda Toyo Ink Group standını ziyaret edenler bu gereksinimleri ve çok daha fazlasını karşılayan çözümleri bulacaklar" diye konuştu.

Kozmetik ambalajları için sürdürülebilir malzemeler

Sulapac, genişletilmiş kozmetik portföyünün bir parçası olarak lüks koku şişesi kapakları için yeni bir sürdürülebilir malzeme olan Sulapac® Luxe'ü piyasaya sürdü

Ödüllü bir malzeme inovasyon girişimi olan Sulapac, kozmetik ve güzellik ambalajlarına yönelik genişleyen portföyünün bir parçası olarak ABS de dahil olmak üzere sert plastiklerin yerini almaya uygun yeni bir biyo-bazlı malzeme olan Sulapac® Luxe'i piyasaya sürdüğünü duyurdu. Şirkete göre yeni malzeme, kozmetik markalarının kaliteden veya estetikten ödün vermeden kapsamlı bir uygulama yelpazesiyle sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına olanak tanıyor.

Sulapac Uluslararası Satış Direktörü Colin Strobant, "Güzellik markalarının geleneksel plastikleri değiştirirken karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri, seçilen malzemelerin katı performans kriterleridir. Sulapac® Luxe ile geleneksel plastiklerin kaliteden ödün vermeden kolayca değiştirilebileceğini gösterdik. Müşterilerimizin zorluklarını dinledik ve malzeme, lüks performans için en yüksek taleplere dayandığından emin olmak için kapsamlı bir geliştirme sürecinden geçti. Yüksek yoğunluk, sıcaklık dalgalanmalarına karşı dayanıklılık, seramik hissi ve sesi, parlak, pürüzsüz yüzey, lüks markalar için önemli olan malzeme özelliklerinden bazılarıdır. Yeni malzeme yalnızca geri dönüştürülebilir değil, aynı zamanda tüm Sulapac malzemeleri gibi geri dönüştürülmüş içerikle üretilebilir" açıklamalarında bulunuyor.

Sulapac'ın CEO'su ve Kurucu Ortağı Dr. Suvi Haimi ise, "Sulapac, geri dönüştürülmüş biyo-bazlı malzemelerde bir öncüdür ve amacımız önümüzdeki 5 yıl içinde yalnızca geri dönüştürülmüş biyopolimerleri kullanmaktır. Yeni ürünümüz endüstriyel olarak kompostlanabilir malzemelerden yapılmıştır, arkasında kalıcı mikroplastik veya toksik yük bırakmaz” ifadelerine yer veriyor.

Yapılan açıklamada ayrıca birkaç üst düzey güzellik markasının Sulapac® Luxe'ü mevcut cam koku şişeleri veya kavanozlarıyla birlikte kullanmaya ilgi gösterdiği belirtiliyor. Yeni malzemenin, ticari olarak tüm üreticiler tarafından temin edilebileceği ve mevcut enjeksiyon kalıplama üretim hatlarına sorunsuz bir şekilde uyum sağlayacağı da verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Kaynak: Sulapac

Eviosys, Türkiye’ye yatırım yapıyor

Türkiye ve Ortadoğu’nun artan pazar talebine yanıt olarak şirket, Türkiye’de 190 g ve 340 g’lık, kare biçimli, baskılı ve %100 geri dönüştürülebilir yepyeni metal ambalaj hazır et konserve kutusunu pazara sunuyor.

Eviosys, Türkiye’de yeni yatırımı olan kare hattı ile yüksek kaliteli hazır et konserve kutusunu pazara sunacağını duyurdu. Şirkete göre bu lansman, et pazarının giderek büyüdüğünün bir işareti olan müşteri taleplerine yanıt verecek. 1,5 milyon Euro değerinde bir yatırımla desteklenen, 3 parçalı bu yeni kare konserve kutusunun üretim hattında, %100 geri dönüştürülebilir hafif tenekelerin kullanıldığı sürdürülebilir metal ambalajların, üstün tasarım ve kalite düzeyi ile pazara sunulacağı belirtiliyor.  

Konserve tavuk, sığır eti, et ezmesi ve kaz-ördek ciğerinin paketlenmesinde önde gelen bir ambalaj şirketi olan Eviosys, sektörün ihtiyacı olan kaliteli ambalaj ve bu ambalajın tedariği konusundaki sorunları da ortadan kaldırmayı hedefliyor. Metal ambalajın, % 100 geri dönüştürülebilir olduğu için sürdürülebilirlik sunması ile birlikte; lokal üretimin başlatılmasının, ithalat ihtiyacını azaltacağı ve ambalaj tedarik zincirindeki karbon emisyonlarını daha da düşüreceği verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Yenilikçi cam dolgulu halojensiz alev geciktirici polipropilen

Teknor Apex, müşterilerin yüksek oranda düzenlenmiş pazarlarda yanıcılık da dahil olmak üzere önemli endüstri gereksinimlerini karşılamalarına yardımcı olan bir dizi mühendislik ürünü malzeme çözümü geliştirdiğini duyurdu.

Elektrik ve Elektronik, Otomotiv, Cihazlar ve Enerji depolama gibi pazarlar daha yüksek voltajlar ve daha küçük, daha hafif bileşenler talep ettiğinden, güvenlik ve performansı dengeleyen malzemeler giderek daha önemli hale geliyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Teknor Apex tarafından geliştirilen cam dolgulu, halojensiz alev geciktiricili polipropilen ürün serisi Crealen HFFR PP’nin, nem ve aside maruz kaldıktan sonra bile mekanik özelliklerini korurken, mükemmel yanıcılık dereceleri ve üstün kızdırma teli tutuşma performansı sunduğu belirtiliyor. Yenilikçi bir halojensiz alev geciktirici teknoloji kullanan bu kaliteler, şirkete göre mekanik özelliklerini korurken 1,5 mm'de UL94V0 performansı sunuyor ve 3,0 mm'de UL5VA'ya ulaşıyor. Bu özellik dengesinin, eMobility, elektrikli aletler, dış mekan elektrikli ekipman cihazları ve elektronikte ince duvarlı muhafazalar, konektörler, braketler, kalkanlar vb. dahil olmak üzere çok çeşitli zorlu uygulamalar için çok uygun hale getirdiği iddia ediliyor.

Poliamidlere (PA 6 gibi) veya polyesterlere (PBT gibi) dayalı daha yaygın olarak kullanılan cam dolgulu alev geciktirici kalitelerin aksine, Crealen HFFR PP ürünleri, nem emilimine karşı doğal direnç, 2-K kalıplamada TPE'lere ve TPV'lere mükemmel yapışma ve önemli ölçüde daha düşük yoğunluk gibi çok çeşitli avantajlar sunuyor. Bu performans özelliklerinden dolayı, asit maruziyetine karşı direnç gerektiren uygulamalar veya yüksek nemli ortamlarda kullanım için uygun bir seçim olacağı belirtiliyor.

Mühendislik Plastikleri Bu Başkan Yardımcısı Pratik Shah konu ile ilgili yaptığı açıklamasında; “Özel Crealen HFFR PP bileşikleri, tasarım potansiyelini açığa çıkararak ve sistem maliyet tasarrufu sağlayarak elektrik sistemi mühendislerinin tipik mühendislik plastiklerini başarılı bir şekilde değiştirmesine olanak tanıyan gelişmiş performans ve benzersiz özellikler sunar. Bu ürün serisini daha fazla yenilikle genişletmeyi, tel, kablo ürünleri, borular ve levha uygulamaları üretimi için ekstrüzyon işlemeye uygun ürünleri piyasaya sürmeyi planlıyoruz” dedi.

Kaynak: Teknor Apex

Ampacet, E&E pazarı için ELTech™ masterbatchlerini tanıttı

Ampacet, elektrik-elektronik pazarının zorlu gereksinimlerine yanıt vermek üzere özel olarak formüle edilmiş ELTech™ ürün yelpazesini piyasaya sürdüğünü duyurdu.

Elektrikli ve Elektronik Ekipman (E&E) segmenti, güç ve telekomünikasyon kabloları, konektörler, elektrik kutuları, muhafazalar, kanallar, fişler, prizler ve anahtarlar dahil olmak üzere çok çeşitli uygulamaları kapsıyor.

Yeni ürünleri hakkında açıklamalarda bulunan Ampacet E&E Stratejik İşletme Müdürü François Thibeau, "Çeşitlendirme stratejimizin bir parçası olan ELTech çözümleri, Ampacet'in geniş masterbatch portföyünü daha da zenginleştirecek ve yeni pazarlar için fırsatlar yaratacak. RAL renk standartlarına uygun olarak telkablo muhafazası ve konektörlerinin yanı sıra diğer E&E uygulamalarının renklendirilmesi için tasarlanan ürün yelpazemiz; PE, EVA, PBT ve Universal Carrier (UN) gibi çeşitli taşıyıcı reçinelere dayanmaktadır” dedi.

Ürün yelpazesi, rengi fonksiyonel katkılarla birleştiren masterbatchleri de içeriyor. Ayrıca, E&E uygulamalarının uygun işlevselliği ve çalışabilirliği için şirket; lazer markalama, metal önleyiciler, UV stabilizatörleri, alev geciktiriciler, antimikrobiyal, çizilme direnci, kayma ve bırakma, koku emiciler, proses stabilizatörleri ve işleme yardımcıları dahil olmak üzere gelişmiş katkı masterbatchleri de sunuyor.

Kaynak: Ampacet

Kimyasal olarak geri dönüştürülmüş PEX atığından boru üretimi

Neste, Borealis, Uponor ve Wastewise, ISCC PLUS sertifikalı bir kütle dengeleme yaklaşımı kullanarak, PEX boru üretiminden kimyasal olarak geri dönüştürülmüş endüstriyel atık plastikten elde edilen hammaddeye dayalı çapraz bağlı polietilenden (PEX) yapılmış boruları başarıyla üretti. Ortak şirketler, bu projenin PEX'in kimyasal geri dönüşümüne yönelik ilk uygulamalardan biri olduğuna inanıyor.

PEX borular, sağlamlıkları, sıcaklık dirençleri ve uzun ömürleri nedeniyle enerji tasarruflu ısıtma ve güvenli tesisata önemli bir katkı sağlıyor, ancak birbirine bağlı polimer zincirleri, bunların geleneksel geri dönüşüm teknolojileriyle geri dönüştürülmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Proje, kimyasal geri dönüşümün, geri dönüştürülmesi zor atık plastiğin döngüsel dolaşımını kapatabileceğini, onu yüksek kaliteli polimer hammaddesine dönüştürebileceğini ve önceki yaşamındakiyle aynı kalite ve özelliklere sahip ürünlerin art arda üretilmesini sağlayabileceğini gösteriyor.

Plastikler için çizilmezlik direnci ve kayganlık arttırıcı katkı

Otomotiv ve diğer endüstrilerdeki plastik uygulamaları, günlük kullanımda çok fazla aşınma ve yıpranma ile karşı karşıyadır. 30 yılı aşan sektörel bilgi ve deneyimiyle 2D Kimya tarafından geliştirilen SMART LAM ASC 11123 Antiscratch ve Slip katkısı mekanik özellikleri iyileştirdiği gibi ürünün bitmiş kalitesini de daha iyi koruyan özel bir çözüm olarak öne çıkıyor. 

Mühendislik plastikleri ve compoundların aşınma ve çizilme direncini artıran, göç etmeyen katkı maddesi ayrıca Stirenik plastiklerin yüzey görünümünü iyileştiriyor. ABS, PC/ ABS, SAN, PC ve MABS uygulamalarındaki kullanım için uygun olan katkı maddesi; beyaz eşya, ev mobilyası, otomotiv parçaları ve elektronik cihazlar dahil olmak üzere ağır hizmet uygulamalarında kullanılabiliyor.

SMART LAM ASC 11123 kullanmanın avantajları

• SMART LAM ASC 11123 enjeksiyon ve şişirme kalıplama prosesleri sırasında verimlilik sağlamak için yüzey sürtünmesini azaltan bir proses yardımcısıdır. Ayrıca kalıptan ayrılmayı kolaylaştırır, daha hızlı çevrim süreleri sağlar, daha iyi üretim oranları ve daha az atık çıkar.

• Ürünün bütünlüğünü ve kozmetik görüntüsünü korumak için parçaları yüzey çiziklerinden ve lekelerden koruyarak genel kap görünümünü iyileştirir.

• PET preform için tek başına kullanıldığı gibi Combi-batch olarak hazırlanarak tek besleme ile hem renklendirici hem de AntiScratch ilavesini aynı anda yapmak mümkündür.

• Uzun süre çizilmezliğe karşı direnç gösterecek olan ürün aynı zamanda şeffaflığını da korur.

Denizlerde daha hızlı biyobozunma

Teijin Group'un elyaf ve ürün dönüştürme şirketi Teijin Frontier Co. Ltd., geleneksel PLA ürünlerine kıyasla okyanuslarda, nehirlerde ve toprakta biyolojik olarak daha hızlı çözünen pratik bir polilaktik asit (PLA) reçinesi geliştirdiğini duyurdu.

Hızlandırılmış biyolojik bozunma nedeniyle mikroplastiklerin azaltılması

Şirket, polimere yeni bir biyobozunma hızlandırıcısı ekleyerek; mukavemeti, kalıplanabilirliği veya diğer pratik özellikleri bozmadan biyolojik bozunma oranını iyileştirdi. Yeni PLA reçinesinin, hızlandırılmış biyobozunma oranı sayesinde mikroplastiklerin azaltılmasına yardımcı olması ve bitki kaynaklı hammaddelerden yapıldığından ürün yaşam döngüleri sırasında CO2 emisyonlarını düşürmesi bekleniyor.

Teijin Frontier, 2026 yılına kadar birkaç yüz milyon JPY satış hedefleyerek 2023 mali yılında (Mart 2024'te sona erecek) yeni PLA reçinesiyle yapılan peletler, enjeksiyon ve ekstrüzyon kalıplı ürünler, tekstiller ve dokunmamış kumaşlar üretmeye ve satmaya başlayacak. THINK ECO® çevre girişimi kapsamında yeni geliştirilen PLA reçinesi Teijin Frontier ile yapılan balık yemi, giyimden endüstriyel malzemelere kadar çeşitli uygulamalar için daha çevreci malzemeler ve ürünler geliştirerek çevresel değerini artırmaya çalışıyor.

Kontrollü ayrışma

Geleneksel olarak, PLA polimeri 10.000 Mn'nin (ortalama moleküler ağırlık) altına hidrolize edildiğinde bakteri ve mantarlar tarafından karbondioksit ve suyla parçalanabiliyor. Teijin Frontier tarafından eklenen biyobozunma hızlandırıcı, hidrolizi hızlandırarak moleküler ağırlığı bu tür katkı maddeleri içermeyen PLA polimerlerine göre daha hızlı azaltıyor ve böylece okyanuslarda, nehirlerde ve toprakta daha hızlı biyolojik bozunmaya olanak tanıyor.

Bununla birlikte, ürün işleme ve depolama sırasında, moleküler ağırlık, geleneksel PLA polimerlerininkine benzer şekilde yalnızca biraz azalır, bu nedenle Teijin Frontier'in yeni PLA reçinesi, kristalliği ve kalıplanabilirliği bozulmadığı için oldukça pratiktir. Yeni PLA reçinesi, reçinelerin, filmlerin, enjeksiyon ve ekstrüzyonla kalıplanmış ürünlerin, tekstillerin ve dokunmamış kumaşların üretimi için geleneksel versiyonlarla aynı şekilde işlenebiliyor ve kalıplanabiliyor.

Ayrıca, ayrışma süresi (Teijin Frontier tarafından yürütülen doğrulama testlerine göre yaklaşık altı ay ila iki yıl arası) ilave koşulları ve biyolojik bozunma hızlandırıcı miktarı ayarlanarak kontrol edilebiliyor. Buna göre ayrışma, örneğin tarım ve balıkçılık ürünleri gibi belirli öğelerin yaşam beklentisine göre ayarlanabiliyor.

Genellikle bitki kaynaklı bileşenlerden üretilen ve biyolojik olarak parçalanabilen PLA reçineleri, yüksek kristalliği ve pratikliği nedeniyle geniş bir ürün yelpazesinde kullanılabiliyor. Biyolojik bozunma performansı sıcak, nemli kompost koşulları altında kabul edilebilir olsa da, oran okyanuslarda, nehirlerde ve toprakta büyük ölçüde yavaşlar ve bu da uzun süreler boyunca kalıntı mikroplastiklerin varlığına neden olur. Şimdiye kadar, biyolojik olarak parçalanabilirliği iyileştirme girişimleri, bu ürünlerin dayanıklılığını ve diğer pratik özelliklerini bozduğu gözlemlendi.

Kaynak: Teijin Group

Flokser Kimya Avrupa ordularının tedarikçisi oldu

Sektöründe 20 yıla yaklaşan bilgi birikim ve tecrübeye sahip şirket, üretim gücü ve inovatif teknolojileriyle global arenada dikkat çekmeye devam ediyor.

Geliştirmiş olduğu polimer sistemlerle, Türkiye ve dünyada önemli başarılara imza atan Flokser Kimya, Avrupa ordularının ayakkabı, bot, terlik gibi ihtiyaçlarının hammadde tedarikçisi olduğunu duyurdu. Şirket, Avrupa standartlarına uygun, dayanıklı ve güvenli Creanate 66-A/Creapol NT-801-B/Creacat NT-500-C ürünleriyle milyonlarca askerin sahada güvenle ilerlemesine katkı sağlayacağının bilgisini paylaştı. 

Yerli mühendislerle geliştirdiği inovatif kimya teknolojileriyle Türkiye’de ve dünyada sektörün standartlarını belirlediklerinin altını çizen Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin TÜKEK; “Flokser Kimya olarak, her zaman daha çevreci, daha sağlıklı, daha konforlu ve daha güvenli hammaddeler geliştirmeye çalışarak sektörün örnek üreticisi olduk. 20 yıllık serüvenimizde Avrupa ordularına hammadde tedarik edecek konuma ulaşmamıza katkı sağlayan tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bugün Avrupa ordularının ayakkabı ve terlik sistemlerinin önemli bir tedarikçisi olduk. Ürünlerimiz Avrupa ordularının gerektirdiği standart ve teknik şartnamelerinde belirtilen SATRA TM 144 kaymazlık standardını sağlarken, askeri uygulamalar için antimikrobiyal ve antifungal özelliklere de sahip. Geliştirdiğimiz formülle, uluslararası askeri şartnamelere uygun, yüksek standartlarda polimer sistemler üretiyoruz. Askeri kullanım performansı kriterleri için özel üretilen ürünlerimiz; kullanıcılarının konforlu, güvenli ve sağlıklı adımlar atmalarına destek olacak” dedi.

SABIC, yeni HDPE çözümünü piyasaya sürdü

SABIC, şirketin plastikler için döngüsel bir ekonomiyi hızlandırmaya yardımcı olma taahhüdü olan TRUCIRCLE™ kapsamında mekanik olarak geri dönüştürülmüş içeriğe sahip yeni bir yüksek yoğunluklu polietileni (HDPE) piyasaya sürdüğünü duyurdu.

%30 mekanik olarak geri dönüştürülmüş tüketim sonrası plastik aralığında bir içeriğe sahip olan malzeme, motor yağı ve yağ şişelerinin kalıplanması için özel olarak geliştirildi. Girişim, Suudi Arabistan otomotiv bakım pazarında şişeden şişeye tamamen kapalı bir döngüye doğru ilerlemeyi hedefliyor.

SABIC Mühendislik Termoplastikleri ve Pazar Çözümleri Genel Müdürü Abdullah Al-Otaibi, otomotiv satış sonrası pazarı için daha döngüsel çözümlere geçişi hızlandırmaya kararlı olduklarını söyledi. Bu dönüşümün sadece yenilik değil, aynı zamanda TRUCIRCLE™ programının kapsamındakiler gibi olası kapalı döngü girişimlerini hayata geçirmek için değer zinciri boyunca ele alınacak işbirliğini de gerektireceğine dikkat çeken Abdullah Al-Otaibi sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ilk mekanik geri dönüşüm projesi, Suudi Arabistan Krallığı'nda sağlam, yeni ve sürdürülebilir bir iş modeli yaratmayı hedefliyor. Bu, plastiklerin ömrünü uzatmak ve tüketici sonrası yağ şişesi atıklarından yeniden değer kazanmak için döngüsel çözümleri ve birleşik uzmanlığı ölçeklendirmenin fizibilitesini gösteriyor.”

SABIC’e göre yeni HDPE T3K01B'nin geliştirilmesi, çeşitli teknik zorlukların üstesinden gelmeyi gerektirdi. %30 tüketici sonrası geri dönüştürülmüş içeriğe sahip nihai malzeme çözümü, şirketin Riyad'daki Plastik Uygulama Geliştirme Merkezinde (SPDAC) kapsamlı bir şekilde test edildi. Test sonucu SABIC'in ham HDPE şişirme sınıfıyla partiden partiye tutarlılık, proses kabiliyeti ve kullanım özelliklerini gösterdi. Güvenilir şişe performansı, standart düşme etkisi, üstten yük ve boyutsal kararlılık testi dahil olmak üzere kapsamlı pratik denemelerde doğrulandı.

Ayrıca SABIC dahili yaşam döngüsü değerlendirme çalışmasına göre, %30 oranında tüketici sonrası mekanik olarak geri dönüştürülmüş bileşik, %100 saf HDPE sınıfı* ile karşılaştırıldığında %20 aralığında bir karbon ayak izi azalması sunuyor.

Kaynak: SABIC

Yeni Complēt™ PKE malzemeleri, poliamidlere sürdürülebilir alternatifler sunuyor

Avient Corporation, yeni Complēt™ PKE uzun elyaf takviyeli mühendislik termoplastikleri ile poliketon (PK) bazlı malzeme yelpazesini genişlettiğini duyurdu.

Yeni formülasyonlar, soğuk ortamlarda bile zorlu uygulamaları desteklemek için güçlü mekanik performans arayan müşteriler için seçenekleri genişletiyor. Avient’e göre, 2021'de piyasaya sürülen Edgetek™ PKE ve LubriOne™ PKE malzemelerine katılan Complēt PKE formülasyonları, ek tedarik güvenliği ve sürdürülebilir faydalar sunarak naylon (PA) ve asetal (POM) bazlı formülasyonlara alternatifler sağlayabilir.

Avient PlastiComp Genel Müdürü Eric Wollan, "Bu gelişme, borular, tüpler, sıvı yönetimi ve daha fazlası için -22°F'ye kadar düşük bir özellik muhafazası ile yeni nesil mühendislik malzemeleri arayan petrol ve gaz, ulaşım ve endüstriyel alanlardaki müşterilerimizin taleplerine proaktif bir yanıtı temsil ediyor. Müşterilerimize özel performans gereksinimlerini ve sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamalarına yardımcı olacak yeni malzeme seçenekleri sunmaya devam etmekten heyecan duyuyoruz" dedi.

Şirket, yarı kristal olan Complēt PKE formülasyonlarının yüksek kimyasal direnç, düşük nem alımı ve naylona (PA66) benzer boyutsal kararlılık sunduğunu belirtiyor. Ayrıca standart testler sırasında alternatiflerle karşılaştırıldığında, bu malzemelerin ürünün yaşam döngüsü boyunca karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olabileceğini ve PA66'dan %61, PA6'dan %46 ve POM'dan %30 daha az CO2 ürettiği iddia ediliyor. Bunun yanı sıra %30-%50 uzun cam elyaf oranları bulunan malzemenin müşterilerin belirli uygulamalar için özelleştirilmiş performans gereksinimleri talep etmesine olanak tanıyarak, kimyasal ve hidroliz direncinden yararlanan kimyasal, yakıt içeriği ve yüksek nemli ortamlardaki uygulamalarda özellikle yararlı olduğu da verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Kaynak: Avient

Kimpur, sürdürülebilir ürün portföyüne biyo bazlı poliolleri ekledi

Şirket, geliştirdiği yeni biyo bazlı polioller ile sürdürülebilir ürün gamını daha da güçlendirerek global pazarlarda rekabet avantajını artırıyor.

Şirketlerin sürdürülebilir ürün geliştirme hedefleri her geçen gün artıyor. Poliüretan sektöründe de yenilenebilir kaynaklardan elde edilen malzemelere olan talep büyük bir ivme kazanıyor. Bu malzemelerin yenilenebilir içeriğinin artırılmasında çok önemli bir bileşen olan biyo bazlı polioller, bitkisel yağlardan farklı yöntemlerle türetilen doğal yağ poliollerinden (NOP) veya biyopolimerlerden sentezleniyor. Yüksek fonksiyonalite biyo bazlı polioller sentezleyen Kimpur, elde ettiği hammaddeyi sandviç panel, buzdolabı ve soğuk oda panel formüllerinde kullanarak doğaya katkı sağlamayı sürdürürken müşterilerinin ürün yaşam döngüsü için de sürdürülebilir çözümler üretiyor. Kimpur, sandviç panel sistem poliolünde %20, buzdolabı sistem poliolünde %30, soğuk oda sistem poliolünde ise %30 oranında biyo bazlı hammadde kullanarak çevre dostu ürün gamına birbirinden üstün avantaja sahip üç yeni ürün ekledi.

Çevre dostu yeni ürünüyle karbon ayak izini azaltıyor

27 kişilik uzman Ar-Ge ekibiyle doğaya katkı sağlayacak ürünlere odaklandıklarını söyleyen Kimpur Ar-Ge Direktörü Dr. Yener Rakıcıoğlu, Kimpur’un ürün gamına yeni eklenen çevre dostu polioller hakkında şu ifadeleri kullandı: “Doğada yer alan kaynakların tükenebilir olduğu bilinci ile ürün yaşam döngümüzdeki sürdürülebilir çözümleri hayata geçirmek için araştırmalarımıza ve çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Biyo bazlı poliol kullanımlı yeni ürünlerimizin 2023 yılı çalışmalarına yönelik satış anlaşmalarımızı gerçekleştirdik. Doğaya fayda sağlayacak yeni ürünler geliştirme vizyonumuzla ürün gamımıza eklediğimiz biyo bazlı polioller, karbon ayak izimizi azaltmanın yanı sıra global pazarlarda rekabet avantajımızı artırarak yüksek performans göstermemize katkı sağlayacaktır.”

Tıbbi cihaz uygulamalarında kullanılan TPE’ler daha iyi tutuş ve yüzey hissi sağlıyor

Ergonomik olarak tasarlanmış tıbbi cihazlar, hassasiyet, esneklik, konfor ve kontrol kolaylığı sağlayarak hem hastalar hem de tıp uzmanları için olumlu sonuçlar getirir. Ek olarak, tıbbi aletlerdeki kulpların ve kavrama yerlerinin iyi tasarlanmış olmasını sağlamak, aletlerin performansı için koşulların yaratılmasının yanı sıra işle ilgili risklerin önlenmesi için iyi iş uygulamalarının teşvik edilmesi açısından önemlidir. Termoplastik elastomerler (TPE'ler) gibi gelişmiş malzemeler, örnek niteliğindeki özelliklerinden dolayı tıbbi cihazların üretiminde ilgi görmektedir.

Çok çeşitli endüstriler ve uygulamalar için özel olarak tasarlanmış TPE ürünlerinin ve çözümlerinin küresel bir üreticisi olan KRAIBURG TPE, Asya-Pasifik'teki medikal ve sağlık pazarına termometre, endoskop, refleks çekici, tek kullanımlık neşterler, pensler gibi aletlerin kulpları ve kavrama yerleri için THERMOLAST® H HC/AD1/AP serisini sunduğunu duyurdu.

Polar adezyonun ve mekanik özelliklerin faydaları

KRAIBURG TPE'nin seride yer alan bileşikleri, PC, ABS, ASA, SAN, PET, PS ve PETG gibi polar termoplastiklere yapışma özelliklerinden dolayı özellikle tutamak ve kavrama uygulamaları için uygun performans gösteriyor. Ayrıca üstün mekanik özellikleri ve yumuşak dokunuşlu yüzeyi ile kullanıldığında aletler için daha iyi tutuş ve yüzey hissi sağlıyor. Genel olarak bileşikler, kullanıcı deneyimini geliştiren işlevsel ve faydalı tasarım öğeleri de sunuyor. Ek olarak, bileşik serisi enjeksiyon kalıplama yoluyla işlenebiliyor ve bir otoklavda 121°C'de veya ETO (gaz) ile sterilize edilebiliyor.

KRAIBURG TPE'nin polar adezyon TPE serisi, ISO10993-5 ve GB/T 16886.5 (sitotoksisite), US FDA CFR 21, Yönetmelik (AB) No 10/2011, REACH ve RoHS gibi uluslararası standartlara uygun olarak tıbbi cihaz uygulamalarında kullanım güvenliğini sağlıyor. Ayrıca çevre dostu ve biyolojik olarak uyumlu olan bu bileşikler silikon, lateks, PVC veya ftalat içermiyor.

Ürünlerin tıbbi uygulamanın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde özelleştirilmesine olanak tanıyan ön renklendirmenin mevcut olmasının yanı sıra, bileşikler hafif ve dayanıklı tutma yerleri ve kulplara izin veriyor.

Kaynak: KRAIBURG TPE

Batı Polimer Genel Müdürü Berat Güzelel

“Enerji yoğun sektörler kendi enerjisini üretmeli”

Türk sanayisinin temel üretim güçleri olan Demir-Çelik, Plastik, Kimya ve Çimento gibi sektörler; son iki yılda dört kattan fazla artan enerji maliyetleri yüzünden uluslararası pazarlarda rekabetçi olmaktan hızla uzaklaşıyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların tükettiklerinin en azından bir bölümünü üretebilmeleri, rekabetçi yapıları açısından kritik önem taşıyor. 

Batı Polimer Genel Müdürü ve Plastik Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Üyesi Berat Güzelel, enerji yoğun sektörlerde başta çatı tipi güneş enerji santralleri olmak üzere öz tüketimi karşılayacak enerji yatırımları için özel bir teşvik mekanizması kurgulanması gerektiğini belirtti. 

AIMPLAS kahve atıklarından plastik film üretiyor

Biyolojik atıkları kaynağa dönüştürmek, döngüsel ekonominin anahtarlarından biri olarak European WaysTUP!'un ana hedefleri arasında yer alıyor. Horizon H2020 programı tarafından finanse edilen proje, kentsel biyo atığın kullanımına yönelik yeni değer zincirleri oluşturmak için farklı araştırma hatları üzerinde çalışıyor. Plastik Teknolojisi Merkezi AIMPLAS, bu proje çerçevesinde kullanılmış kahve telvesinden plastik bir film üreterek atıkları yüksek değerli ürünler kaynağına dönüştürdü.

AIMPLAS'ta projenin baş araştırmacısı Nuria López yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “WaysTUP! biyo atığın, biyoatık üretiminden kaçınarak ve yüksek değerli ikincil kaynakların kaynağı olma potansiyelini kullanarak döngüsel ekonomiye geçişte nasıl önemli bir rol oynayabileceğinin açık bir örneğidir. Bizim durumumuzda, kahve atıklarını paketleme için plastik filme dönüştürüyoruz. Bu arada, SAV – Agricultores de la Vega de Valencia gibi diğer proje ortakları, gıda ve kozmetik endüstrileri için gıda katkı maddeleri, yem ve yağlar üretmek üzere atıkların geri kazanılmasından sorumlu proje koordinasyon ortaklarıdır. Bu proje sayesinde, balık ve et atıkları, kullanılmış kahve telvesi ve yemeklik yağ dahil olmak üzere çeşitli kentsel biyo atık türleri, gıda katkı maddeleri, çeşniler, böcek proteini, biyoetanol, biyosolventler ve ambalajlama için biyoplastikler gibi yeni biyobazlı ürünlere dönüştürülüyor.”

AIMPLAS tarafından üretilen biyobazlı plastik film, Bio-Bean (Birleşik Krallık) tarafından toplanan restoran kahve telvelerinden PHA'dan elde edildi. AIMPLAS önce PHA'yı ekstrüzyonla işlenebilecek şekilde formüle etti ve ardından farklı esnek ambalaj türlerinde kullanılabilen filmi üretti.

Seçici atık toplama konusunda vatandaş bilinci

WaysTUP! Projesi, kentsel biyo atığın bir kaynak olarak önemi hakkında vatandaşların ve yerel toplulukların mevcut algısını iyileştirmeyi amaçlıyor. Buradaki fikir, sonraki geri kazanım için topluluğun seçici kentsel biyoatık toplamaya aktif katılımını teşvik etmek. Buna ek olarak, yerel yönetimler, kentsel biyoatık geri kazanımı lehine yeni örgütsel modellerin yanı sıra karar verme için Avrupa düzeyinde kanıta dayalı politika önerileri benimsemeye ilişkin yönergeler alıyor.

Proje, 818308 numaralı finansman sözleşmesi kapsamında AB Araştırma ve Yenilik Programı Horizon 2020 tarafından finanse ediliyor. Projeye toplam 26 araştırma merkezi, yerel makamlar, şirketler ve şehir ağları katılım gerçekleştiriyor.

Kaynak: AIMPLAS