Saturday, Jul 27th

Last updateThu, 25 Jul 2024 8am

You are here: Home Products

Türkiye’de 4 kişilik bir aile aylık 120 kilo geri dönüştürülebilir plastik atık üretiyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Müsteşarlığı’nın yaptığı araştırmalar 2018 yılında dünya genelinde 1.167,5 milyar litre, 2020 yılında ise 1,292 milyar litre ambalajlı içecek tüketildiğini gösteriyor. Öte yandan her yıl okyanuslara 4,8 ila 12,7 milyon ton arasında plastik atılıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinin DRS ( Depozito İade Sistemi) ile ciddi manada bir başarı elde ettiklerini görüyoruz. Hollanda, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke çöp toplama sahalarını kapatmış durumda. Ve birçok ülke evsel atıktan plastiğe, kağıttan ambalaja kadar evden çıkan tüm atıklarını yerinde ayrıştırarak geri dönüşüm tesislerine gönderiyor. Hatta ayrıştırma yapmadan evsel atığını ayrıştırma kutularına atanlar ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor. 

GAMA, tedarik zincirinde işbirliğini ve şeffaflığı Infor ile hayata geçiriyor

Geri dönüşüm teknolojileri sağlayıcısı ve iplik üreticisi GAMA Recycle, Infor CloudSuite Industrial Enterprise ile teslim sürelerini azaltmayı ve pazar payını genişletmeyi hedefliyor

Bulut şirketi Infor, plastik geri dönüşüm sağlayıcısı ve iplik üreticisi GAMA Recycle Sürdürülebilir Teknolojiler’in Infor CloudSuite Industrial Enterprise’ı seçtiğini duyurdu. Infor’un, değer akışlarını hızlandırmaya ve teslim sürelerini azaltmaya yardımcı olmasının yanı sıra GAMA’nın pazar payını genişletmesine ve hem şeffaflığı hem de üretkenliği artırmasına yardımcı olması bekleniyor. 

1997 yılında Gaziantep’te kurulan GAMA, entegre rejenere iplik ve geri dönüştürülmüş polyester elyaf üretimini yüksek kapasitesi ile gerçekleştiriyor. Tekstil ürünleri ve R-PET’in (polietilen tereftalat/geri dönüştürülmüş polyester kırpığı) geri dönüştürülmesi ile öne çıkan şirket, saf malzeme kullanan diğer endüstrilere göre daha riskli ve daha karmaşık bir üretim sürecini sahip.  

U-M ekibi PVC'yi geri dönüştürüyor

Michigan Üniversitesi kimyageri Anne McNeil ve resmi doktora sonrası araştırmacı Danielle Fagnani, Amerika Birleşik Devletleri'nde %0 geri dönüşüm oranına sahip bir plastik olan PVC’yi geri dönüştürmenin bir yolunu buldu.

PVC veya polivinil klorür, Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok üretilen plastiklerden biridir ve dünyada hacimce en yüksek üçüncü plastiktir.

PVC, günlük olarak kullandığımız çok miktarda plastiği oluşturur. Modern sıhhi tesisatta kullanılan boruların çoğu gibi, hastane ekipmanlarında kullanılan plastiğin (tüpler, kan torbaları, maskeler ve daha fazlası) çoğu PVC'dir. Pencere çerçeveleri gövde kaplaması, dış cephe kaplaması ve döşemeler PVC'den yapılır veya PVC içerir. Elektrik kablolarını kaplar ve duş bölmeleri, çadırlar, tenteler ve giysiler gibi malzemelerden oluşur. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde sıfır geri dönüşüm oranına sahiptir.

Kimpur, üretimlerinde geri dönüşümden elde edilen Grafen’i kullanıyor

Şirket, sürdürülebilir kaynakları üretiminde kullanarak hem doğaya hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlamaya devam ediyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için doğaya değer katan çalışmalarını sürdüren Kimpur, KIMflex sistemlerinin sürdürülebilir kaynaklarla performansını artırdığını duyurdu.  Yüksek mekanik özelliklere sahip, otomotivde ses yalıtımı amacıyla kullanılan KIMflex Ses Yalıtım Sistemi ile ofis ve otomotiv koltuğu üretiminde kullanılan KIMflex HR Köpük Sistemlerinin performansını arttırmak amacıyla otomotiv lastik atıklarının geri dönüşümünden elde edilen Grafen’i üretiminde kullanan Kimpur, bu sayede hem doğaya hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlamış oldu. 

Rakıcıoğlu: Yaptığımız çalışmalar sonucunda ses absorpsiyonunda %65 oranda iyileştirme sağladığını tespit ettik

Otomotiv lastik atıklarının geri dönüşümünden elde edilen Grafen’i üretimde kullandıklarına ve bu sayede KIMflex Ses Yalıtım Sistemi ve KIMflex HR Köpük Sistemlerinin performansını artırdıklarına dikkat çeken Kimpur Ar-Ge Direktörü Dr. Yener Rakıcıoğlu: “Günümüzde araçların yakıt tüketimini azaltarak enerji tasarrufunu sağlamak amacıyla hafif araç tasarımı oldukça önem kazanmıştır. Kimpur olarak yıllardır otomotiv sektörü için üretimini yaptığımız poliüretan sistemlerin hafiflik özelliği ile araçlarda ağırlık kaybı sağlayarak daha az enerji kullanımı ile daha az emisyon oluşturmayı hedefliyoruz. Bu ürünlerimizin performansını iyileştirmek amacıyla son yılların mucize malzemesi olarak tanımlanan Grafen’i üretimimizde kullandık. Grafen esaslı poliüretan köpükler hafiflik özelliği sayesinde otomobilin toplam ağırlığına neredeyse hiç etki etmeden ses yalıtım performansını arttırmaktadır. Yaptığımız çalışmalar sonucunda elde ettiğimiz Grafen esaslı ses yalıtım sisteminin standart sistemlere oranla ses absorpsiyonunda %65 oranda iyileştirme sağladığını tespit ettik. Bunun yanı sıra otomotiv ve ofis koltuğu üretiminde kullanılan HR Köpük Sistemlerimizin de üretiminde otomotiv lastiklerinden elde edilen karbon esaslı geri dönüşüm malzemesi Grafen’i kullanarak ekstra malzeme kullanımı gerektirmeden sistemlerimizin mekanik özelliklerini iyileştirirken hem malzeme sarfiyatını önlemeyi hem de üretimimizdeki karbondioksit salınımını azaltmayı başardık” şeklinde konuştu. 

KİMPUR

GM Tandem hatları ile yüksek performans ve verimlilik

Türkiye’de Asal Teknik firması tarafından temsilciliği yürütülen İtalyan şirketi Gamma Meccanica’nın rejenerasyon teknolojileri, yüksek performans ve enerji verimliliği ile öne çıkıyor. 

Markanın son olarak geliştirdiği yeni GM90 makinesi yoğun baskılı (boyalı), yüksek kirli ve nemli plastik materyalleri geri kazanmak için Tandem serisinin bir ara modeli olarak geliştirildi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre Tandem teknolojisi normal makineler ile geri kazanımı kârlı olmayacak, zor ve kaderi katı atık sahası olan materyallerin geri kazanımını mümkün kılıyor. Yeni model ayrıca su kullanmadan kesici-kompaktörün istenilen sıcaklığını korumasını sağlayan, hızını optimize eden Ecotronic kontrol sistemi; 90 mm’lik bir ön ekstrüder, su soğutmalı motorlara sahip 105 mm ikinci ekstrüder ve TDA 4.0 su jeti kesim sistemi ile donatılmış bir Compac üniteden oluşuyor. Ayrıca şirket geliştirdikleri oldukça etkili gaz arıtma sistemi sayesinde, erimiş materyalden nemi ve gazı alarak diğer sistemlerden 10 kat daha iyi bir sonucu garanti ettiklerini iddia ediyor. Talep durumunda hat, müşteri ihtiyaçları ve geri dönüştürülen materyale, kirliliğe bağlı olarak farklı tipteki eriyik filtreleri ile tamamlanabiliyor. GM90 Tandem hattının üretim kapasitesinin ise geri dönüştürülen materyalin türü ve işlem şartlarına bağlı olarak 250 - 500 kg/saat olduğu verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

Gamma Meccanica Türkiye Temsilcisi Asal Teknik, Plast Euarasia fuarında 4. Hol 411A numaralı standında fuar ziyaretçilerine markanın yeni teknolojilerini yakından inceleme imkanı sunacak.

Gamma Meccanica

Türkiye Temsilcisi

ASAL TEKNİK

Husky, yeni kontrol algoritmasını piyasaya sürdü

Temel ihtiyaçların küresel topluma sunulmasını sağlayan öncü bir teknoloji sağlayıcısı olan Husky TechnologiesTM, Altanium® kalıp kontrolörleri serisi için ikinci nesil kontrol algoritmasının piyasaya sürüldüğünü duyurdu. Advanced Reasoning Technology (ART 2.0) yazılımı, günümüzün mevcut sıcaklık kontrol sistemlerine kıyasla daha yüksek hız, doğruluk, hassasiyet ve tekrarlanabilirlik sunuyor.

ART 2.0, daha yüksek performans sağlayan gelişmiş otomatik ayarlama ve ısıtma stratejilerini içeriyor. Sürekli olarak yüksek doğruluk ve kontrol hassasiyeti sağlayarak, kalıplama sürecindeki değişkenliği önemli ölçüde azaltıyor. Test sonuçları, ART 2.0'ın %30 daha az enerji kullanımıyla %42'ye kadar daha kısa sürede ısı set değerine gelindiğini gösteriyor.

Husky'nin Sıcak Yolluk, Isı Kontrol Cihazları & Medikal Bölümü Başkanı Aurelien Bastien yeni kontrol algoritmaları ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor; "Kontrol cihazı teknolojimizi yeni ve çok üst bir düzeye çıkarttık. Bu geliştirilmiş üst düzey çözümümüz ile müşterilerimizin üretkenliğini ve kârlılığını oldukça ciddi seviyelere getiriyoruz."

ART 2.0, Husky'nin orijinal ART Classic kontrol çözümünü arttıran iki adet tamamlayıcı ısıtma çözümü içeriyor. Birincil ısıtma stratejisi UniStart, sıcak yolluktaki bileşenlerin eşit şekilde termal genleşmesini sağlarken homojen bir ısıtma sunuyor. 

UniStart'ın tamamlayıcısı ise, tüm bölgelerin aynı anda proses set sıcaklığına ulaşması için ısıtmayı kademelendiren, patent başvurusu yapılmış gelişmiş bir algoritma olan AltaStart'tır. Düşük kütle bölgelerine mümkün olan son ana kadar güç uygulanmıyor, bu da ham maddenin bekleme süresini azaltıyor ve daha az eriyik hacmine sahip olan nozullar gibi alanlarda degredasyonu en aza indiriyor. AltaStart, nozul uçları gibi hızlı tepki veren bölgeleri set değerine en son anda getirerek enerji tüketimini de azaltıyor.

ART 2.0 ayrıca, minimum veya hiç kullanıcı etkileşimi olmadan yüksek düzeyde kontrol sağlayan otomatik ayar yetenekleri sağlıyor. Sınırlı ayar esnekliği olan piyasadaki diğer sistemlerden farklı olarak, ART 2.0 sistemi, yüksek düzeyde hassasiyet içeren kontrol sağlamak için daha fazla ayar seçeneğine sahip. 

Karşılaştırmalı testlere dayanarak, ART 2.0 yazılımı, sistemin set değerine ulaşma ve süreci çok daha hızlı stabilize etme yeteneği nedeniyle önemli bir yatırım getirisi sağlıyor. Bastien, "Kıyaslama testlerine dayanarak, iyi parçaları geleneksel kontrol sistemlerinden çok daha çabuk üretmeye başlıyoruz. Daha kısa sürede daha fazla parça ürettiğimiz için sistemin kendisini geri ödemesi çok daha kısa bir sürede oluyor" diyor.

ART 2.0 tarafından desteklenen Altanium® ısı kontrol cihazının, kolay kullanımı ile de en kullanıcı dostu kontrol cihazı olduğu kanıtlandı. Uzman bir operatör tarafından yapılan denemelerde, rakip teknolojilere kıyasla kalıp proses ayarları adımlarını anlayıp bu adımları tamamlamak için ekrana basma sayısı göz önüne alındığında üretkenlikte %64'lük bir artış elde edildi. Son derece işlevsel bir insan-makine arabirimi (HMI), bu gelişmiş kullanılabilirliği sağlayarak karmaşıklığı azalttı ve ekrana basılan komut adedini düşürdü.

HUSKY

Yeni, VVM etiket aplikatörü

Bir ProMach ürün markası olan WLS, ürünün verimliliğini sağlamak için sıcaklığa duyarlı etiketleri etkili bir şekilde uygulamak üzere tasarlanmış VVM etiket aplikatörünü Pack Expo’da tanıttı.

Hemen hemen tüm WLS etiketleyicilere kurulum için tasarlanan aplikatör, belirli bir süre boyunca tolerans dışı bir sıcaklığa maruz kaldığında renk değiştiren ve her bir kabın belirtilen sıcaklıkta tutulup tutulmadığını gösteren termokromik aşı şişesi monitör (VVM) etiketleri uyguluyor. 600 ppm’ye kadar yüksek hızlarda çalışan VVM etiket aplikatörü, şirketin verdiği bilgiye göre doğru etiket yerleştirme, kolay kullanım ve hızlı değiştirme özellikleri sunuyor.

Basınca duyarlı VVM etiketlerini doğru bir şekilde uygulamak için her kap, etiket aplikatörü sürücüsüne kodlanmış servo tahrikli bir mekanizma aracılığıyla pozitif olarak taşınıyor. Etiketleme kafası, etiket ağını çözüyor ve her bir kabın üstüne veya yanına bir VVM etiketini hassas bir şekilde uyguluyor. Bir kamera, VVM etiketinin varlığını ve konumunu doğruluyor ve tolerans dışı kaplar otomatik olarak reddedilebiliyor.

WLS döner veya hat içi etiketleyicinin girişinde veya çıkışında entegrasyon için tasarlanan VVM etiket aplikatörü, sermaye maliyetlerini, zemin alanı gereksinimlerini ve entegrasyon süresini en aza indiriyor. Aplikatör, ana etiketleyicinin elektronik tahrik sistemi ile tamamen senkronizedir ve kolay kullanım için tek bir entegre HMI üzerinden çalışıyor. Aplikatör üzerinde 10 dakikadan daha kısa sürede hızlı, reçete odaklı, aletsiz geçiş tamamlanabiliyor. Etki Alanı Kimlik Doğrulaması, Denetim İzli 21CFR Part11, SCADA iletişimi ve daha fazlasını içeren bir WLS etiketleyici üzerinde sunulan tüm doğrulama seçenekleriyle kullanılabiliyor.

WLS

Son teknoloji ürünü eComPack

Heiber & Schröder ile ortaklığa giden Mondi, e-ticarete yönelik EnvelopeMailer’ın otomatik ambalajlanması için yeni yüksek performanslı makine eComPack’i lanse ediyor

Mondi, e-ticaret faaliyetlerinin süreç, verimlilik ve güvenlik gereksinimlerini karşılayan yüksek hızlı bir otomatik ambalaj makinesi geliştirmek için Alman makine üreticisi Heiber+Schröder ile yenilikçi bir iş birliğine imza attığını duyurdu. Yapılan açıklamada yeni eComPack makinesinin, verimlilik ve güvenilirlik arayan orta-büyük boyutlu e-ticaret faaliyetleri için tasarlandığı belirtilerek otomatik montaj, doldurma ve kapatma işlemi sayesinde saatte 500’e kadar paketi işlemden geçirebildiği bilgilerine yer veriliyor.

Yeni geliştirilen yüksek çıkışlı eComPack, farklı boyutlarda mevcut olan yüksekliğe uyarlanabilir bir ambalaj tasarımı kullanarak geniş bir ürün yelpazesini otomatik olarak işleyebiliyor. Ekipmanın ayrıca, küçük bir alan gerektirmesi sayesinde kullanım ve bakım kolaylığı özellikleriyle de öne çıktığı belirtiliyor.

Mondi Corrugated Solutions Satış ve Pazarlama Direktörü Tarık Anıba konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Hızla büyüyen e-ticaret dünyasında, kağıt tabanlı ürün ile verimli ve ekonomik bir otomatik paketleme makinesinin kombinasyonu müşterilerimiz için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Mondi’nin EnvelopeMailer çözümünün başarılı bir şekilde devreye alınması standart C katlama ambalajına kıyasla manuel ambalaj üretimini %8 artırmıştır. EComPack ile artık müşterilerimizin üretimlerini iki katına çıkarmalarını ve yüksek hacimli işlem merkezlerindeki paketleme faaliyetlerini optimize etmelerini sağlıyoruz.”

Yüksekliği 7 cm’yi aşmayan tek veya birden çok dikdörtgen veya düzensiz biçimdeki nesnenin güvenli bir şekilde sığdırılmasını sağlayan EnvelopeMailer çözümünün ise, paketleme sürecinde sağladığı esneklik, kullanım verimliliği, malzeme ve yer tasarrufu sayesinde 2020’de piyasaya sürülmesinden bu yana sektörde genel amaçlı yeni bir standart hâline geldiği bilgilerine de yer veriliyor.

CCL Label’den yenilikçi shrink sleeve malzemesi: EcoFloat

Şişelerin geri dönüşüm süreci, görsel dekorasyonu da dahil olmak üzere büyük ölçüde tüm parçaların işlevselliğine bağlıdır düşüncesiyle hareket eden CCL Label, ideal geri dönüşümü ve kolay ayırma yoluyla artan verimliliği sağlayan özel bir shrink sleeve malzemesi geliştirdi: EcoFloat uygun maliyet yapısıyla geri dönüşüm firmalarının hayatını kolaylaştırıyor ve markaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor.

EcoFloat, şişeden şişeye geri dönüşüm sürecinin hem verimini hem de kalitesini en üst düzeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Ham madde sorunsuz bir şekilde geri dönüşüm akışına geri döndürülerek tam anlamıyla yeniden kullanım sağlanabiliyor. Malzemenin düşük yoğunluğu sayesinde, PET ambalaj havuzda dibe inerken sleeve etiket yüzeye çıkıyor ve malzemelerin ayrılması basit bir işlem haline geliyor.

Ürünün görünümünü ve tüketiciye verdiği hissi geliştiren, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamak üzere tasarlanan EcoFloat, ERBP’nin (Avrupa PET Şişe Platformu) yönergelerine uygun olarak Interseroh’un “Made For Recycling” mührünü taşıyor.

Teknik Özellikler

  • PET şişeden şişeye geri dönüşüm için özel üretilmiş poliolefin etiket malzemesi
  • TD çekme oranı ˃%60; Kalınlık: 50µ 
  • Diğer TD shrink film ile aynı proses koşulları 
  • Özgül ağırlık: ˂0,93 g/cm3
  • Malzeme yüzer, mürekkepler etikette kalır

CCL LABEL

Sızdırmaz filmleri üretmek için daha az malzeme gereksinimi

Paketlemenin işlevlerinden biri ürün güvenliğidir ve bu gerçekten onun en önemli işlevi sayılabilir. Bu nedenle, gıda veya sıvı ürünlerin ambalajlarının, ürünün istenmeyen maddelerle temas etmemesi ya da yanlışlıkla ambalajdan dışarı sızmaması için sıkıca kapatılmış olması önemlidir. Poliolefin bazlı sızdırmaz filmleri denenmiş ve test edilmiş ambalaj malzemeleridir.

Oerlemans Packaging Group'un bir yan kuruluşu olan Hollandalı Plasthill şirketi, Avusturya'dan Constantia Flexibles Group GmbH ile iş birliği içinde olarak sızdırmaz filmleri üretmek için çok daha az malzeme gerektiren bir çözüm uyguladı. CompresSeal adlı film, şirkete göre klasik polietilen folyolara göre daha yüksek bir sızdırmazlık gücüne sahipken, aynı zamanda üretim için daha az malzeme gerektiriyor ve bu sayede ağırlığı %30'a kadar azaltıyor.

Mikro kabartma teknolojisi ağırlık azaltımını mümkün kılıyor

ComresSeal filmin arkasındaki teknolojinin, uzmanları tarafından yıllarca süren araştırma ve geliştirmelerin sonucu olduğunu belirten Constantia Flexibles CEO'su Pim Vervaat; “Plasthill'in kabartma konusundaki uzmanlığıyla birlikte, bu öncü paketleme çözümünü bir sonraki seviyeye taşıyoruz ve çeşitli uygulamalar için müşterilere sunuyoruz” dedi.

CompresSeal teknolojisi yeni bir özel mikro kabartma tekniğine dayanıyor. Kabartma deseni, aynı ölçülen kalınlıkta polyolefin bazlı yalıtım filmlerinin m2'si başına %30'a kadar ağırlık azalmasına olanak sağlayabiliyor. Böylece bu teknoloji, ambalajın CO2 emisyonlarının yanı sıra ham madde tüketimini de azaltmaya yardımcı oluyor.

PepsiCo Almanya, sürdürülebilir shrink film pilot uygulamasını başlattı

PepsiCo şirketi, plastiklerin asla atık haline gelmediği bir dünya yaratmaya yönelik tutarlı çabalarında ileriye dönük bir adım atmayı başardı. Pepsi şişeleri için ambalaj filmi, Yeşil Nokta ile sarı torbadan elde edilen %10 geri dönüştürülmüş plastikten, diğer kaynaklardan %40 geri dönüştürülmüş plastikten ve yalnızca yarısı işlenmemiş plastikten yapılmış kutularla bir test projesinde ilk kez test edildi. Diğer kalite testleri de aynı derecede başarılı olursa, bir sonraki hedef normal üretimi filmden filme dönüştürmek olacak.

Pepsi şişeler ve içecek kutuları, paletler üzerinde bulunan altılı paketler halinde, genellikle shrink film ambalajlarda satılıyor. Güvenli taşıma için altılı paketler tamamen yeni plastik palet filmi ile sarılıyor.

Kurumsal İlişkiler Başkanı ve PepsiCo Almanya yönetiminin bir parçası olan Kai Klicker-Brunner, “Sektörde alışılagelmiş olan ambalaj filminin yüksek kalitesi, istikrar ihtiyacından ve üzerine baskı yapma isteğinden kaynaklanmaktadır. Bu tüketicilerin dikkatini çekmenin ve kendini farklılaştırmanın büyüleyici bir yolu ve aynı zamanda tasarımdaki kalite standartlarımızın bir ifadesi ve dolayısıyla önemli bir pazarlama aracıdır. Ama çok çabuk çöpe gidiyorlar. Bu nedenle film tedarikçilerimizi bizim için geri dönüştürülmüş bir versiyon geliştirmeleri için görevlendirdik” diyor.

Geri dönüştürülmüş filmle umut verici ilk deneme

Aralık 2021’in başında Pepsiwerk Niederroden denemelerinde 0,33 litrelik kutular ve 1,5 litrelik PET şişeler için paketleme hatlarında yapılan pilot testini, öncü bir başarı olarak nitelendiren Kai Klicker-Brunner, “Test çalışmasındaki kap filmlerinin %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden yapıldı. Shrink filmdeki geri dönüştürülmüş LDPE’nin beşte biri sarı torbadan geri dönüştürülmüş malzeme ile değiştirildi. Bu çok iyi bir sonuçtur. Ambalaj ilerleyen testleri de geçerse, üretimimizi değiştirmek için başlangıç işareti olacaktır. Her ne kadar işlenmemiş plastik kullanmaya devam etmek daha kolay olsa da” ifadeleri ile açıklıyor.

Bilim insanları renk değiştirebilen şeffaf film geliştiriyor

Elektronik ve Telekomünikasyon Araştırma Enstitüsü’nden (ETRI) araştırmacılar, gerildiğinde sıfır ışık geçirgenliğine sahip olmak için tamamen beyaza dönen, şeffaf, yüksek esnekliğe sahip polimer bir film malzemesi geliştirdiler. Teknoloji, renk değiştiren bir “bukalemun filmi” geliştirmek için kullanılabilecek.

Yüksek esneklik ve çoklu kullanım

Yeni geliştirilen film, bir polimeri ve bir katalizörü kimyasal olarak bağlamak için ışık kullanıyor. Bu teknolojinin, bir bukalemun gibi renk değiştirebilen filmlerin geliştirilmesinde uygulanabileceği belirtiliyor. ETRI’nin elastik filmi büyük bir madeni para boyutunda ve de sıfır ışık geçirgenliğine sahip olmak için ve orjinal boyutuna geri döndüğünde tekrar şeffaf hale gelmek için, orijinal boyutunun yüzde 130’una kadar gerilebiliyor.

Enstitü, filmin üretim sürecinin diğer yüksek polimerli ürünlerle neredeyse tamamen aynı olduğu için kolaylıkla ticarileştirilebileceğini, yeni teknolojinin ekran ve polimer üreticilerine aktarılacağını belirtiyor.

Bu gelişmenin en önemli başarısının, filmin kırılmaya neden olan mikroskobik boşluklarının bulunması olduğunu belirten araştırmacılar, gelecekte gerçek zamanlı olarak renk değiştiren kamuflaj üniformaların ve moda kıyafetlerinin geliştirilebileceğini tahmin ettiklerini ifade ediyorlar.

Kaynak: ETRI

Yüksek verimli ve sürdürülebilir şeffaf shrink film

Innovia Films, shrink ve sarma etiket uygulamaları için şeffaf bir BOPP filmi olan RayoWrap™ CMS’yi piyasaya sürüyor. İngiltere’deki üretim tesisinde üretilen CMS30, yüksek büzülme sağlıyor, ancak yalnızca makine yönünde ve bu da onu konturlu içilebilir süt ürünleri ve içecek kaplarını etiketlemek için eksiksiz bir film haline getiriyor. CMS30 ayrıca, yüksek düzeyde yazdırılabilir ve tüm etiket çevresinde 360° grafikler verebilmek üzere tasarlandı.

Küçük PP veya PE şişelerde kullanım için uygun olan bu film, şişenin geri dönüştürülmesine yardımcı olmak için kolayca çıkarılabiliyor veya etiketli kabın tamamı bir poliolefin akışında geri dönüştürülebiliyor. Plastic Recyclers Europe ambalaj tasarımı önerilerini de karşılayan film, nihai paketin tamamen geri dönüştürülebilir olmasına yardımcı oluyor.

CMS30’un teknik performansının, baskı kolaylığından yüksek hızlı rulo beslemeli sarma etiketlemeye, ardından çok önemli olan kullanım ömrü sonuna ve ambalajın geri dönüşümüne kadar değer zincirinin her aşamasında yüksek performans gösterdiğini ifade eden Etiketler Ürün Müdürü Alasdair McEwen; “Sadece 30 mikron olan film, aynı zamanda yüksek bir verime sahiptir ve bu nedenle, kabın tüm yuvarlak dekorasyonunu elde etmenin uygun maliyetli bir yoludur. RayoWrapTM film serimize mükemmel bir ekleme, yani artık tüm rulo beslemeli sarma uygulamaları için olağanüstü teknik çözümler sunabiliriz” dedi.

Kaynak: Innovia Films

Tamamen geri dönüştürülebilir shrink sleeve

EMSUR, Teknoloji İnovasyon Merkezi INNOTECH aracılığıyla, şişelenmiş gazlı içecekler, su, meyve suyu veya içilebilir yoğurtlar için yeni bir sürdürülebilir shrink sleeve çözümleri yelpazesi olan ECOEM-Sleeves’i piyasaya sürdü.

İçecek endüstrisi, raflarda ürün farklılaşmasının önemli bir unsurunu sağladığı, stratejik marka mesajlarını veya ürünün içeriği hakkında beslenme bilgilerini gösterdiği ve yenilikçi tasarımlar, malzemeler ve baskı yoluyla tüketici katma değer algısını geliştirdiği için şişe sleevelerinin tüm avantajlarını biliyor.

Mevcut proseslerde, daha sonra tüketici sonrası geri dönüşüm akışında kullanılan PET taneciklerinin (flake) kontaminasyonunu önlemek için yıkama aşamasında sleeveler şişelerden çıkarılıyor.

Emsur, ECOEM-Sleeves yelpazesinde her türlü kalıntıdan veya atıktan kaçınarak geri dönüşüm sürecini basitleştirmek için tasarlanmış filmler ve yıkanabilir mürekkeplerin bir kombinasyonuna dayanan yenilikçi bir shrink sleeve çözümü olan, ECOEM-FULL PET Sleeve de dahil olmak üzere farklı türlerde sürdürülebilir çözümler sunuyor.

Eko-tasarım ilkelerine dayanan bu yeni ürün grubu, kurutma ve dekontaminasyon (arındırma) sürecinde herhangi bir kalıntı veya kesinti olmaksızın PET şişelerle karıştırılıp geri dönüştürülebilen PET bazlı filmler ve yıkanabilir mürekkeplerin bir kombinasyonunu içeriyor.

Tüketici sonrası geri dönüştürülmüş içerikle üretilebilen bu ürünün ayrıca geri dönüştürülmüş PET şişelerin taneciklerinin renginin solmasını önleyen yıkanabilir mürekkepler için APR sertifikası bulunuyor.

Bu yeni ailedeki dikkat çekici ürünlerden bir diğeri olan EMFULL ise, yüzebilirlik özellikleri sayesinde geri dönüşüm sürecinin yıkama aşaması sırasında kılıfın doğrudan şişeden ayrılmasını sağlayan poliolefin bazlı bir sleeve seçeneği olarak öne çıkıyor.

Bu ürün yelpazesi aynı zamanda, mevcut tüketici sonrası geri dönüştürülmüş içeriğe ve yüksek parlaklık veya mat, şeffaf ve holografik efektler, karanlıkta parlayan pigmentler, altın ve gümüş mürekkepler vb. gibi ayırt edici özelliklerde farklı sonlandırma türlerine sahip PETG gibi farklı malzemelerde içeriyor. Mikro perforasyon seçeneği sayesinde bu şişelerle birlikte başka herhangi bir malzeme kombinasyon halinde kullanılabiliyor, bu da şişelerin tüketici etkileşimi yardımıyla geri dönüştürülebilir olduğu anlamına geliyor.

Kaynak: EMSUR

Gıda ambalajlarında mikro plastiği azaltan yeni şeffaf selüloz film

VTT, plastik ambalaj sorununa bir çözüm geliştirdi. Rejenere veya yeniden kristalize edilmiş selüloz, plastik filmlerin yerini alabilir.

Gıda ambalajları, gıdaları koruduklarında ve israfı en aza indirdiklerinde en önemli görevlerini yerine getirirler. Yine de ince plastik filmlerin geri dönüştürülmesi zordur ve kullanımdan sonra genellikle yanlış yerlere giderler. VTT Finlandiya Araştırma Merkezi de bu sorundan yola çıkarak, plastik filmin yerini alabilecek rejenere veya yeniden kristalize edilmiş selüloz film çözümü geliştirdiğini duyurdu.

VTT Araştırma Profesörü Ali Harlin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Şeffaf ve esnek selüloz film üretebiliyoruz. Tüketici, kristal berraklığında malzeme ile geleneksel petrol bazlı plastik arasında ayrım yapamaz. Selüloz film neme karşı koyabilir, ama doğada bir kağıt parçası gibi tamamen yok olur. Ürün biyolojik bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilir” ifadelerine yer veriyor.

VTT Biyomateryal İşleme ve Ürünlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Atte Virtanen ise, “Plastikler koruyucu özelliklerine ek olarak önemlidir çünkü tüketiciler ürünün kendisini görebilecekleri ambalajlar isterler. Ancak, bir kez kullanıldıktan sonra birçok ambalaj sorun kaynağıdır. Bir pakette hem kağıt hem de plastik varsa, tüketici bunun kartonla geri dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğini veya önce plastiğin yırtılmasının gerekip gerekmediğini merak edebilir. Malzemelerin bazılarında alternatif fiber ve plastik katmanları bulunur. Pek çok paket, daha iyi bir bertaraf yöntemi düşünemeyen kişiler tarafından karışık atıkların arasına atılabilir. Bir karton geri dönüşüm kutusuna düşen plastik çıkarılabilir, ancak plastik genellikle yakılır. VTT tarafından geliştirilen selüloz film, daha iklim dostu bir çözüm olarak plastiğin yerini alabilir. Diğer paketlerle birlikte karton geri dönüşümüne gönderilebildiği için geri dönüşümü de kolaylaştırıyor” diyor.

VTT, on yıldan fazla bir süredir selüloz filmleri ve altı yıldan fazla bir süredir şeffaf filmlerde rejenere selüloz üzerine araştırma yapıyor. Deneme aşamasında olan ambalaj malzemesi üretiminin 5-7 yıl içerisinde kapsamlı endüstriyel kullanımda olabileceği belirtiliyor.

Kaynak: VTT Teknik Araştırma Merkezi

Yeni IIoT platformu eski makinelerden veri yakalıyor

Banner Engineering’in Snap Signal teknolojisi sayesinde, kullanıcılar mevcut ağ altyapısını bozmadan istediği cihazı sistemine ekleyip veri sağlayabiliyor.

Endüstriyel otomasyon ekipmanları üreticisi Banner Engineering, eski yeni fark etmeden tüm makine bileşenlerini ortak bir haberleşme protokolüne dönüştürüp kullanıcılarının üretkenliğini artırmalarını kolaylaştıracak yepyeni Snap Signal Endüstri 4.0 ürün grubunu piyasaya sürdü.   

Banner Küresel İş Geliştirme Direktörü Luke Karnas yeni ürünleri hakkında yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Endüstriyel ekipmanları izlemek kimi zaman zorlu bir uygulama olabilir. Örneğin, son kullanıcıların PLC’ye erişimi olmayabilir veya son kullanıcıların sistemi tamamen değiştirme riskini almak istemiyor olması mümkündür. Sensör gibi makine bileşenleri nadiren aynı dili konuşur. Bu durum, bir üreticinin makine performansı hakkında daha fazla bilgi edinmek için ekipmanlarını izlemesini zorlaştırır.  Snap Signal ürünleri, markadan bağımsız olarak çalışma mantığıyla her türlü cihazınızı tek bir platformda buluşturmanıza olanak verir.   Bu sistem, Modbus, Analog, Dijital, Seri veya IO-Link gibi makine sinyallerini algılar ve birbirlerine dönüştürür.”

Halojensiz, biyo bazlı sandviç panel sistemi

39 yıllık deneyimi ile poliüretan sektörünün önde gelen şirketlerinden Kimpur, sürdürülebilirlik odaklı anlayışıyla daha iyi bir gelecek için çevreci ürün geliştirme çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. 

Şirket, binalarda yüksek yangın dayanımı ve ısı yalıtımı özellikleri ile güvenli ve sürdürülebilir yapılar elde edilmesine olanak sağlayan poliüretan köpük üretimi için KIMrigid® Sandviç Panel Sistemleri geliştirdi. Green PIR olarak da adlandırılan sistemi ile müşterilerine farklı panel tiplerini hızlı ve verimli bir şekilde üretme olanağı sağlayan Kimpur; çevre dostu, halojensiz ve biyo bazlı yeni sistemini Dubai’deki Middle East Foam and Polyurethane Utech Expo’daki konferansta gerçekleştirdiği lansmanla ziyaretçilerinin ve sektör profesyonellerinin beğenisine sundu.

“Sürdürülebilirliği birinci önceliğimiz haline getirerek çalışmalarımıza yön veriyoruz”

KIMrigid PIR Sandviç Panel Sisteminin sürdürülebilir ürün yönetimine katkıda bulunduğunu ve maksimum avantaj sağladığını vurgulayarak sektörde fark yarattığını ifade eden Rigid Ar-Ge Yöneticisi Emrah Akbaş şunları söyledi: “Tüm ürün tasarımlarımızda sürdürülebilirliği birinci önceliğimiz haline getirerek çalışmalarımıza yön veriyoruz. Tasarladığımız PIR sistem içeriğinde en az yüzde 20 biyo içerikli malzeme kullandık. Ürünün tamamı halojensiz yapıda ve geleneksel sistemlere göre çok daha düşük emisyona sahip.”

Yüksek performanslı geri dönüştürülmüş karbon elyaf dolgulu Eplon+

Hafif + Görsel Estetik + Yeşil Ürün + Yüksek Mekanik Özellikler

Epsan, geri dönüştürülmüş karbon fiber dolgulu çevre dostu kompaundlarını EPLON+ serisinin yeni ürünleri olarak tanıttı. Karbon fiber dolgulu termoplastik malzemeler, yüksek mekanik özellikleri, hafifliği, elektrik-termal iletkenlikleri ve düşük genleşme katsayısı özellikleri ile öne çıkıyor. 

Küresel karbon elyaf talebi sürekli artmasına rağmen, karbon elyafların yaklaşık %30'u üretim atığı olarak çıkıyor ve bu da karbon fiber atıklarının geri kazandırılıp yeniden kullanılması için bir fırsat oluşturuyor. Ekolojik motivasyonla çalışan Epsan şirketi de bu fırsattan yola çıkarak, geri dönüştürülmüş karbon elyaflı kompoundları, orijinal kaynaklı ürünlere alternatif olarak geliştirdi. Epsan'ın Araştırma ve İnovasyon bilgisi ve üretim altyapısı sayesinde orijinal kaynaklı ürünler ile neredeyse aynı yoğunluk, mekanik özellikler ve görsel estetik vaat eden yeni geri dönüştürülmüş CF dolgulu PA6 ve PA66 ürünlerinin geliştirilmesi başarıyla sonuçlandı.

EPLON+ 66 R-CFR 30 ürünün EPLAMID 66 CFR 30 adlı birinci sınıf karbon fiber takviyeli poliamid 66 ürünü ile karşılaştırıldığında, test sonuçlarına göre mekanik özelliklerinin %90 ile %95 arasında değiştiği ve bu da performansının ortalamaya ve birinci sınıf ürüne çok yakın olduğu görüldü. 

Epsan Ar-Ge müdürü Ecem Yıldırım yapılan çalışma ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. “Yeni geri dönüştürülmüş karbon fiber takviyeli EPLON+ ürünleri, yeşil ürün ve maliyet avantajı gibi farklı başlıklar altında iyileştirmeler sağlamaktadır. Bu ürün yaşam döngüsü değerlendirmesi için de büyük bir gelişmedir. Geri dönüştürülmüş malzemenin kullanılması, karbon elyaf atıklarını azaltarak, önemli miktarda CO2 emisyonunun azaltılmasına olanak tanırken, neredeyse birinci sınıf ürünler kadar yüksek mekanik özelliklerini korumaktadır. Geri dönüştürülmüş ürün piyasası ham karbon elyaf ile paralel olarak büyümektedir, bu nedenle arz güvenliğini korumak için çok iyi bir seçenek olmaktadır. Bu avantajlara ek olarak, geri dönüştürülmüş karbon elyaf takviyeli kompaundlar maliyet avantajı da sağlamaktadır.'' 

Yeni ürün gövde için otomotiv yapısal parçaları, şasi ve güç aktarma organları, pompalar, fanlar, endüstriyel uygulamalarda dişliler ve kompresörler, tüketici elektroniğinde kararlı ve ultra hafif kompaund uygulama alanlarında kullanılabiliyor.

EPSAN PLASTİK

Pril şişeleri artık %100 rPET’ten üretiliyor

Henkel, sürdürülebilir ambalaj alanında yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Şirketin Almanya'da üretilen Pril el bulaşık deterjanının şişe gövdeleri, artık yüzde 50'si “Der Gelbe Sack” (sarı torba) tarafından üretilen geri dönüştürülmüş malzemeden oluşuyor. Geri kalan kısım için geri dönüştürülmüş içecek şişeleri kullanılıyor, böylece şişe gövdeleri yüzde 100 PET geri dönüşümden (rPET) üretiliyor.

Henkel'in Bulaşık Yıkama Deterjanları Bölümü Uluslararası Ambalaj Geliştirme Başkanı Carsten Bertram konu ile ilgili olarak ‘Sarı Torba’ ile sağlanan geri dönüşümün, sürdürülebilir ambalaj konseptleri için bir ham madde kaynağı olarak giderek daha önemli hale geldiğini belirtiyor. Ancak Almanya'da ikili sistemle toplanan ambalaj malzemelerinin geri dönüşüm oranının hala düşük olduğunu da vurgulayan Bertram, “Bu kısmen, bu materyali ayırmanın ve geri dönüştürmenin karmaşıklığından kaynaklanmaktadır. Çünkü 'Sarı Torba' aracılığıyla toplanan ambalaj malzemeleri, iade edilebilir şişelerden önemli ölçüde daha heterojen ve bazı durumlarda ağır şekilde kontaminedir. Uzun süredir ‘Sarı Torba’dan elde edilen yüksek kaliteli geri dönüşüm ürünleri yeterli miktarda mevcut değildi. Ancak ambalaj üreticisi ve plastik geri dönüştürücüsü Alpla ile yaptığımız işbirliği sayesinde artık daha büyük bir adım atmış durumdayız” dedi.

Gazlı alkolsüz içecek şişeleri için daha hafif boyunlu çözümler

Coca-Cola Europacific Partners, Avrupa pazarlarında şişe boyunlarında inceltme yaparak yeni, daha hafif şişeler temin ediyor. Net Zero 2040 yol haritasının bir parçası olarak bu çözüm ile 2024 yılına kadar yılda 6.800 ton plastik tasarrufu sağlanması bekleniyor.

2008 yılından bu yana çeşitli Coca-Cola markalarının 500 ml'lik PET şişelerinin ağırlığı %30 oranında azaltılarak 28,9 gr'dan 19,9 gr'a düşürüldü. Yeni daha hafif boyun tasarımı 2024'ün sonuna kadar toplam 6.800 ton plastiğe eşdeğer şişe başına 1 gr plastik tasarrufu sağlayacak.

Ambalajlardaki fosil bazlı plastik miktarını ve ambalajlamayı azaltma çabasının bir parçası olan bu çözümün, 2025 yılına kadar fosil kaynaklı kaynaklardan üç milyon ton daha az plastik kullanarak çevreye katkı sağlaması hedefleniyor. Ağırlığın azaltılmasına ek olarak, The Coca-Cola Company'nin vizyonunu oluşturan “Atıksız bir dünya” yolunda alınan önlemler arasında geri dönüşümü zor olan atıkların ortadan kaldırılması dahil olmak üzere yeniden doldurulabilir ve dağıtılabilir ambalaj inovasyonları da yer alıyor. 

Gazlı bir meşrubat şişesinin boyun ağırlığını azaltmak karmaşık bir teknik zorluktur. Boyun, zorlu ve aşırı koşullar altında iyi performans göstermeli ve tüketici için tam rahatlığı korurken yüksek güvenlik ve kalite standartlarını karşılamalıdır. Bu yeni çözüm, birkaç şişe ve kapak tedarikçisiyle yakın işbirliği içinde The Coca-Cola Company ile işbirliği içinde geliştirildi. Altı milyondan fazla şişe test edildi. Boyun malzemesindeki azalmaya ve incelmeye rağmen, her şişe karbonatlı içeceğin dolumu için gereken 11,5 bar basınca (bir araba lastiğinin beş katı) hala dayanabiliyor. Almanya'daki üretim hatları 2021'in dördüncü çeyreğinde dönüşüme uğrayan ilk şirket oldu ve önümüzdeki iki yıl içinde diğer Avrupa pazarları da bunu takip edecek.

Coca-Cola, yeni tasarımı bir endüstri standardı yapmakla ilgileniyor ve bu tasarımın endüstri derneği Cetie (Uluslararası Şişeleme Teknik Merkezi) tarafından yayınlanan, kullanımı ücretsiz, açık kaynaklı bir endüstri standardı olarak kabul edilmesini umuyor. Daha sonra kendi şişeleri için kullanmak üzere herhangi bir içecek şirketinin kullanımına da sunulacak bu yeni çözüm, uzun vadede endüstri genelinde daha fazla paketleme ve karbon tasarrufu sağlamayı başarmayı amaçlıyor.

CCEP Mühendislik, Yeni Teknoloji ve Yenilik Müdür Yardımcısı Geert Marsé konuya ilişkin: "Görünüşte basit, ancak oldukça teknik ve karmaşık bir yenilik olan bu daha hafif boyun tasarımı, uzun süredir devam eden hafifleme programımıza dayanıyor ve çevresel etkimizi daha da azaltmamıza yardımcı oluyor. Bu yenilik, sıfır atık ve net sıfır sera gazı emisyonu yönünde devam eden ilerlememizi destekliyor" açıklamasında bulunuyor.

Kaynak: Coca-Cola Europacific Partners

SIPA’nın yeni rekoru: 200 boşluk preform kalıbı

SIPA, dünyada 180 boşluğa sahip ilk kalıbı sunmasının ardından kendi rekorunu kırarak, maden suyu ve içecek şişeleri için boyunları tipik 28 mm’ye varan preformlar için en az 200 boşluğa sahip bir kalıp yaptı. Bu yeni kalıp hala 144 boşluğa sahip bir kalıpla aynı dış boyutlarına sahip, bu nedenle bir XFORM 500 GEN4 enjeksiyon kalıplama makinesine monte edilebiliyor. Bu da her saat 140.000’den fazla preform üretmeyi mümkün kılıyor ve bir XFORM 500 üretim sistemine yapılan yatırımı her zamankinden daha da uygun maliyetli hale getiriyor.

Büyük ambalaj şirketleri daha fazla preform üreten tek bir sistemle, enerji ve hizmet tüketimini azaltabilir, işgücü kullanımında daha verimli olabilir ve daha az zemin alanını birbirine bağlayabilirler. Ayrıca paketleme hattı entegrasyonu potansiyelini en üst düzeye çıkarabilirler. 200 boşluklu bir kalıp ile bir preform üretim sistemi, saatte 81.000 şişe çalışan iki şişe üretim ve dolum hattına girdi sağlamak için kullanılabilir.

Kalite ve güvenilirlikten ödün vermeden 180 boşluklu kalıba uyguladıkları ilkeleri kullanarak 200 boşluklu kalıbı geliştirdiklerini belirten SIPA Preform Takım Yöneticisi şunları söylüyor: “Geometrideki sınırlarla neredeyse sınırsız olan son derece iyi dengelenmiş sıcak yolluk sistemleri oluşturma yeteneğine sahibiz. SIPA’nın GEN4 sıcak yolluk tasarım konsepti, sınıfının en iyisi denge, uzun bakım aralıkları ve nihayet müdahale gerektiğinde mükemmel erişim kolaylığı sağlar. Benzer çıktılar elde etmek için daha az boşluklu ve daha kısa döngü sürelerine sahip bir kalıp çalıştırmak ve makineye ekstra baskı uygulamak yerine; daha hızlı çalıştırmaya gerek olmaksızın 500 tonluk bir makinede çıktıyı artırarak, işlemcinin ekipman ömrünü uzatmasına yardımcı olabiliriz. ”

Kaynak: SIPA S.p.A.