Tuesday, Mar 19th

Last updateThu, 14 Mar 2024 8am

You are here: Home Products

SmartFactory’nin yeni genel müdürü E. Çağtay Güleç oldu

MES çözümleriyle Türkiye’de 6000’in üzerinde CNC makinesine aktif bağlantı ile sanayiye hizmet veren SmartFactory’de atama gerçekleştirildi. Yaklaşık 15 yıldır Türkiye sanayisine sunduğu destek kapsamında özellikle yerli makine üretiminde mevcut üreticilerin kapasite artırımı, yeni makine üreticilerinin sektöre kazanımı, global büyük ölçekli makine üreticilerinin Türkiye’de üretime başlama amacı ile yatırımlarını kaydırma gibi başarılarda görev alan E. Çağtay Güleç, SmartFactory’nin yeni genel müdürü oldu. 

Marmara Üniversitesi’nde Teknoloji ve Teknik Eğitim Fakültesi’nde lisans eğitimini alan E. Çağtay Güleç, ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nde MBA Programı’nı tamamladı. Türkiye sanayisindeki tecrübesine 2012 yılında Elsim Kollmorgen ile adım atan Güleç,  dünyanın önde gelen fabrika otomasyonu üreticilerinden FANUC ile 2014 yılında başlayan serüveni süresince farklı kademelerde son 7 yılı yöneticilik olmak üzere 10 yıla yakın çalıştı. Burada son olarak Türkiye Divizyon Müdürü ve Avrupa Satış Koordinatörü görevlerini üstlenen Güleç, ileri derecede İngilizce dil bilgisine sahip.

CNC ve PLC kontrollü makineler, SmartFactory ile her an birbirine bağlı

Endüstri 4.0’ın Dünya ve Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamasıyla beraber, küçük veya büyük tüm işletmelerin ihtiyacı haline gelen maliyetlerin en aza indirilmesi ve makinelerin en az duruş ile tam verimli çalışması için hayata geçirilen SmartFactory yazılımı, CNC ve PLC kontrollü makinelerden gerçek zamanlı olarak üretim datalarını toplama, görüntüleme ve raporlama işlemini gerçekleştiriyor. Endüstri 4.0'ın en önemli bileşenlerinden olan IOT (Internet of Things)'i kendine ilke edinmiş ve tüm geliştirmelerini bunu baz alarak yapmış olan şirket, birinci önceliğini fabrikaların internet ağına dahil etmek ve interaktif olarak tüm ekipmanlar ile haberleşmek üzerine kurguluyor. Böylelikle yazılım, direkt makinenin kalbi olan kontrol ünitesi ile haberleşirken makinenin kontrol ünitesi dışında herhangi bir ekipman adaptasyonuna ihtiyaç duymuyor. İşletmenin ihtiyacı olan tüm teknolojik gereksinimleri sağlamak üzerine kurgulanan ve gelişmiş raporlama seçenekleri ile saniyeler içerisinde ihtiyaç olan tüm verilere ulaşabilmeyi mümkün kılan yazılım, yüzde 100 Türk mühendisliği ve özgün yapısı ile Endüstri 4.0 geçiş sürecinde müşterilerinin en yakın partneri oluyor. Aynı zamanda şirket önümüzdeki 5 yıl içerisinde 5 ayrı ülkede kendi organizasyonunu kurma hedefiyle birlikte Türkiye’de üretilen tüm makinelerin SmartFactory altyapısı ile dünya sanayisine kazandırılmasını planlıyor.

İki WorldStar ödülü, Greiner Packaging için yıla başarılı bir başlangıç

Ödül için 41 ülkeden toplam 435 ambalaj ürünü yarıştı

2024 yılı Greiner Packaging için çifte başarıyla başladı: 9 Ocak'ta, şirketin bu yıl bir değil iki WorldStar ödülü almanın gururunu yaşadığı açıklandı; bunlardan biri yenilikçi K3® r100, diğeri ise yoğurt ambalajının sürdürülebilirlik odaklı yeniden tasarımıydı.

K3® r100: Geri dönüştürülebilirlik için kendiliğinden ayrılma

Karton-plastik bardak, 40 yılı aşkın bir süre önce Greiner Packaging tarafından icat edildi ve o zamandan beri sürekli olarak geliştiriliyor. Şirkete göre, ince plastik kabı, azaltılmış karbon ayak izi ve sezgisel yırtma şeridi gibi özellikleri bu ürünü hem sürdürülebilir hem de görsel açıdan çekici bir ambalaj seçeneği haline getiriyor.

Karton ve plastik ambalaj, atık imha işlemi sırasında insan müdahalesi olmadan birbirinden ayrılıyor. Bu, yüksek bir geri dönüştürülebilirlik oranına (%98'e kadar) ulaşmanın, önceki tüm K3® ambalajlarında olduğu gibi, son tüketici tarafından uygun şekilde ayrılmasına bağlı olmadığı anlamına geliyor: Bu işlem, tamamen bağımsız olarak gerçekleşiyor. Karton-plastik bardak, yenilikçiliği nedeniyle WorldStar’da “Yeşil Ambalaj Yıldızı” ödülünü aldı.

Özelleştirilmiş yoğurt ambalajı: Sürdürülebilirlik avantajlarıyla yeniden tasarım

Olma Pierot'un kremalı, meyveli yoğurtlarının ambalaj tasarımını daha sürdürülebilir hale getirmek için marka, ambalaj uzmanı Greiner Packaging'e başvurdu. Enjeksiyonlu kalıplamadan termoforma geçiş ve kap geometrisinin uyarlanması, kap başına plastik miktarının toplamda %29 oranında azaltılmasına olanak sağladı. Bu, yıllık 48 ton plastik tasarrufu potansiyeline karşılık geliyor. Ayrıca kap geometrisinde yapılan ayarlamalar sayesinde ambalajın istiflenmesi daha kolay hale geldi: 5 bardağın istifleme yüksekliği 74,8 mm azaltıldı, bu da nakliye için gereken kamyon yükünü yılda neredeyse %80 oranında azalttı. Greiner Packaging, 2023'teki yeniden tasarımıyla Çek Obal Roku'da "2023 Yılının Ambalajı" ödülünün sahibi olmuştu.

Greiner Packaging CEO'su Beatrix Praeceptor, “Son yıllarda zaten birçok WorldStar ödülü kazandık. Ancak bir yılda iki ödül almak çok özel bir şey ve müşterilerimizle birlikte tüm lokasyonlarımızda sürdürülebilirlik bakış açısıyla yenilikçi ambalajlar geliştirmek için çok çalıştığımız gerçeğini vurguluyor. Önümüzdeki mali yıla da tam olarak bu misyonla giriyoruz” açıklamalarında bulunuyor.

Sertifikalı-döngüsel PE film ile “çevre dostu ambalaj malzemelerinin yeni nesli”

ExxonMobil ve Bareks, “Sertifikalı-Döngüsel Ürünler” ile esnek ambalajda döngüsel ekonomiye destek taahhüdünü yerine getirmek için yeni bir iş birliğine imza atıyor.

Ambalaj endüstrisinde yenilikçi yapısıyla öne çıkan Bareks, ExxonMobil ile yaptığı iş birliğiyle müşterilerine, ExxonMobil'in ExxtendTM teknolojisini kullanarak “Kimyasal geri dönüşümlü sertifikalı döngüsel polietilen (PE) filmler” sunuyor. Bu kilometre taşı niteliğindeki gelişme, Bareks'in esnek ambalaj endüstrisini daha döngüsel bir ekonomiye yönlendirme misyonuna hizmet ediyor. Sertifikalı-döngüsel PE film ile gıda temasına uygun geri dönüştürülmüş ürünler üretmeyi amaçlayan şirket, aynı zamanda güvenlik ve döngüsellik konularında standartları belirleyen “çevre dostu ambalaj malzemelerinin yeni nesli” ürünlerini müşterileri ile buluşturmayı hedefliyor.

Kimyasal veya ileri geri dönüşüm teknolojileri, gıda temas uygulamaları için sertifikalı-döngüsel PE filmler üretilmesine olanak tanıyor ve kirlenme veya bozulma nedeniyle geri dönüşümün bazı sınırlamalarına çözüm sunuyor. Söz konusu geri dönüşüm teknolojileri basitçe plastikleri eritmek ve şekillendirmek yerine; kimyasal geri dönüşüm, depolimerizasyon, piroliz veya gazlaştırma gibi çeşitli süreçleri kullanarak karmaşık plastikleri orijinal monomerlerine veya diğer değerli kimyasal bileşenlere ayırmak için çaba harcıyor. Bu süreçler, plastik atıkları yeni plastikler, yakıtlar veya diğer değerli kimyasallar üretmek için kullanılabilen yapı taşlarına dönüştürüyor. 

İleri geri dönüşüm aynı zamanda PE filmler de dahil olmak üzere geri dönüştürülebilecek plastik türlerinin yelpazesini genişletmeye de destek oluyor. Müşteriler, atığı önemli ölçüde azaltarak ambalaj ihtiyaçlarına daha sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemekle birlikte, ürünlerinin en üst düzeyde güvenliğini ve kalitesini sağlayabiliyor.

Bareks Genel Müdürü Yiğitcan ÇelikoğluBaşarılı iş birliğine dair yorumda bulunan Bareks Genel Müdürü Yiğitcan Çelikoğlu şöyle diyor: “Bareks'te, kolektif eylemin gerçek değişimi tetiklediğine inanıyoruz. ExxonMobil ile iş birliğimiz, esnek ambalaj sektöründe yenilik ve daha döngüsel bir ekonomiye destek konusundaki ortak taahhüdümüzü yansıtıyor. Sertifikalı-döngüsel PE filmi portföyümüze eklemek, daha döngüsel bir geleceğe doğru devam eden yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşıdır.”

ExxonMobil'in Avrupa Polietilen Satış Müdürü Thierry Debarneville ise, “Bu önemli projede Bareks ile çalışmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz ve Exxtend teknolojisine ve kütle denkliği metodolojisine dayanan ISCC PLUS sertifikalı-döngüsel PE'mizin gıda sektörünün karşı karşıya olduğu bir zorluğu aşmakta önemli bir rol oynayacağından dolayı heyecanlıyız” açıklamasıyla, söz konusu iş birliğine dair düşüncelerini ortaya koyuyor.

Bareks'in sertifikalı-döngüsel PE filmi, önemli performans avantajları ile birlikte, International Sustainability and Carbon Certification (ISCC) Plus sertifikasına da sahip. Plastik atık işleme için ISCC, kütlesel denklik mekanizmasına dayalı bir hesaplama modeli kullanıyor. Bu yaklaşım; üreticilere, işleme kayıpları hesaba katıldıktan sonra üretim sistemlerindeki plastik atığın toplam kütlesini denetleyebilmelerini ve ardından bu kütleyi sertifikalı-döngüsel, saf kalitedeki polimerler olarak belgelemelerini sağlıyor.

Alçak Dünya yörüngesindeki uydular için kendinden yağlamalı malzeme

Ensinger Sintimid, uzay endüstrisindeki tribolojik uygulamalar için TECASINT 8591 adlı yeni bir yüksek performanslı plastiği piyasaya sürüyor. PTFE kullanılarak, özel yağlayıcılar ve dolgu maddeleri eklenerek yeni geliştirilen ürünün, uzayda bulunan koşullar altında kendi kendine yağlama özellikleri sergileyeceği belirtiliyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve sözleşme ortağı Aerospace & Advanced Composites (AAC) ile yapılan işbirliğinin bir parçası olarak şirket, "Kendinden Yağlamalı Polimer Matrisli Kompozitler" (SLPMC2) projesinde yer aldı. Amaç, rulmanın tüm hizmet ömrü boyunca düşük sürtünme katsayısı sergileyen, kendinden yağlayıcı bir malzeme geliştirmekti. Ayrıca Avrupalı ortaklar denizaşırı malzeme tedarikçilerine olan bağımlılığı azaltmak istiyorlardı.

Hava durumu, iletişim ve yer gözlem uyduları alçak Dünya yörüngesinde (LEO) daire çizer. Uydular yörüngelerine ulaşır ulaşmaz sensörler, antenler ve reflektörler açılır. Sistemlerin hizmet ömürleri boyunca uzayda karşılaşılan zorlu koşullar altında uzun vadeli işlevselliklerini korumaları sağlanmalıdır.

Bu sistemlerin açılmasını sağlayan mekanizmalar özel bilyalı veya lineer rulmanlarla donatılmıştır. Sürtünmeyle birlikte ortaya çıkan aşınma ve yıpranma, bu bileşenlerden yüksek özellikler talep etmektedir. Her şeyden önce, en az 20 milyon rulman devri boyunca sabit bir bilyalı rulman torkunu korumak özel bir zorluktur. Ensirger tarafından verilen bilgiye göre araştırma bulguları, TECASINT 8591'in rakip ürün PGM-HT ile karşılaştırıldığında daha düşük bir bilyalı rulman torkuna sahip olduğunu gösterdi. İstenmeyen yapışma-kayma etkileri oluşmadı. Tribolojik özelliklerinin yanı sıra malzeme, ECSS Q70-02 tarafından belirlenen gaz çıkışı limitlerine uygun olarak düşük seviyelerde sonradan büzülme sergiledi.

ESA tarafından onay

Proje aşamasında AAC şirketi yeni malzemenin ilgili tüm özelliklerini inceledi ve endüstri ortaklarıyla birlikte ilk uygulamaları test etti. Kriyojenik sıcaklıklarda ve vakum altında bile malzeme üstün sürtünme özellikleri gösterdi. Sonuçların analizinin ardından TECASINT 8591, mevcut tek kaynaklı malzeme PGM-HT'ye alternatif olarak ESA tarafından onaylandı. Şirket tarafından yapılan açıklamada ayrıca ilk müşterilerin, anten ve reflektörlerin açılmasında kullanılan rulman kafesleri için malzemeyi test etmeye başladığı belirtiliyor. Yeni malzeme, 60 mm kalınlığa kadar plakalar ve 60 mm çapa kadar çubuklar halinde bulunuyor.

Kaynak: Ensinger Group

ALPLA’dan yenilikçi kapak

Pratik, sezgisel ve çocuk dostu: Norveçli valf teknolojisi şirketi SmartSeal tarafından geliştirilen çözüm, sızıntılara ve sıçramalara karşı güvenilir bir koruma sağlıyor. 

ALPLA'nın sızdırmayan içecek kapağı tek bir damlanın bile kaybolmamasını sağlıyor. Yenilikçi çözüm, sıvıyı yalnızca vakumla veya elastik ağızlık üzerindeki mekanik basınçla uyguluyor. Buna karşılık yenilikçi kapak, sıvıyı 2,7 bar şişe basıncına kadar içeriden güvenilir bir şekilde sızdırmaz tutuyor. Güvenli valf kapatma sistemi, Norveçli valf teknolojisi şirketi SmartSeal tarafından geliştirildi ve başlangıçtan itibaren yalnızca ALPLA tarafından üretiliyor.

Fußach tesisindeki tüm aletlerin ve montaj hatlarının tamamen devralınmasıyla ALPLA, şimdi bu yenilikçi çözümün daha da ölçeklendirilmesi için rotayı belirliyor. Ambalaj uzmanı aynı zamanda yeni araçların geliştirilmesini yoğunlaştırıyor, optimizasyon yoluyla eme tüketimini azaltıyor ve daha fazla ürün çözümüne yatırım yapıyor.

Fußach'taki Avusturya fabrikasının başkanı Daniel Gut konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Şu ana kadar sızıntı olmadan kapatmanın geçmişi umut vericiydi. Şimdi bir sonraki adımı atıyor ve global bir sistem sağlayıcısı olarak gücümüzden yararlanıyoruz. Bunun bize sunduğu muazzam potansiyelden yararlanmak ve üretimimizi hemen üç katına çıkarmak istiyoruz."

Satış Müdürü Patrick Scherbantie ise: “Damlama önleyici kapak standart ürün yelpazesine dâhil olup uluslararası ağ üzerinden dağıtılmaktadır. Müşterilerimiz başka bir yenilikten de yararlanıyor ve şişe veya preform dâhil olmak üzere kapağı tek bir kaynaktan temin edebiliyor. Pazar ve uygulama alanına bağlı olarak, hızlı ve esnek bir şekilde ek kapasiteler de oluşturabiliriz" diye ekliyor.

Damlama yapmayan kapağın, farklı şişe boyun bitişleri için toplam dokuz rengi bulunuyor. Bu belirtilen renklerin dışında müşteriye özel renk seçenekleri de bulunan kapak, gelecekte iki bölümlü bir spor versiyon olarak da sunulacak. Alternatif versiyon, kapak açıldıktan hemen sonra sıvıyı bırakarak, ağızlık üzerinde emme veya basınç gerektirmeyecek, böylece en yoğun fiziki performans sırasında bile içimi kolaylaştıracak.

Kaynak: ALPLA 

Tek kullanımlık enjektör, yenilenebilir ham madde ile sürdürülebilirlik hedeflerini karşılıyor

Cihaz muhafazasının üretiminde Ineos Styrolution'ın biyo bazlı stiren akrilik kopolimeri kullanıldı 

Sağlık sektörüne yönelik İngiltere merkezli yenilikçi bir çözüm sağlayıcı olan Eco-inject, yeni nesil tek kullanımlık otomatik enjektörlerinin muhafazaları için INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir NAS® ECO 21 BC70 malzemesini seçtiklerini duyurdu.

Büyüyen sağlık hizmetleri pazarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere özel olarak tasarlanan yeni çözüm Eco-inject’e göre, çevresel sürdürülebilirliği maliyet azaltma ile birleştiriyor. Yeni otomatik enjektör borusu, azaltılmış plastik atık ve biyolojik olarak atfedilen polimerlere dayalı bir muhafaza kutusu ile doğal ve düşük maliyetli bir kullanım sunuyor. Ayrıca tek bir cihaz biçiminde 1ml veya 2.25ml önceden doldurulmuş şırıngaların mevcut olduğu bilgisi veriliyor.

Ineos Styrolution ise malzemenin termal stabiliteye sahip, güçlü, sert ve su geçirmez bir plastik reçine gerektiren uygulamalar için uygun olduğunu belirtiyor. ISCC PLUS kapsamında sertifikalandırılmış bir kütle dengesi sürecine dayalı olarak yenilenebilir ham madde kullanılarak üretilen bu sınıf; %93 oranında karbon ayak izi azaltma (CFR) değeri ile şeffaflık, yüksek yüzey kalitesi ve düşük yoğunluk gibi özellikler de sunuyor.

Yirmi yılı aşkın bir kariyere sahip endüstriyel tasarımcı ve Eco-inject'in kurucusu John Palmer-Felgate şunları söylüyor: "Eco-inject'te hem ekonomik hem de çevre dostu çözümlere odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik ve şıklık için çabalarken aynı zamanda ürün maliyetini de düşürüyoruz. INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir ECO malzemeleri ile tam da bunu başarabiliriz. Biyo-bazlı plastiklerin kullanılması, otomatik enjektör cihazlarının karbon ayak izini önemli ölçüde azaltarak, giderek daha sıkı hale gelen sağlık hizmetleri sürdürülebilirlik kriterlerini karşılamalarına olanak tanıyacaktır. Bu da tüketicilerin kendi kendini yöneten bu cihazları evlerinde kullanmanın avantajlarından yararlanmaya devam etmelerini sağlayacaktır.”

Sağlık hizmetleri segmentinin sürdürülebilir ECO malzemelerini benimsediğini görmenin heyecan verici olduğunu söyleyen INEOS Styrolution İş Geliştirme Müdürü Bernd Elbert ise; “Bizimle benzer değerleri paylaşan, kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik bütünsel bir yaklaşım ve yenilikçi tasarımla yeni alternatifleri keşfetmeye hazır bir şirketle çalışmak özellikle ilham verici” ifadeleri ile açıklıyor.

Kaynak: INEOS Styrolution

Ferrgem Mold: Kalıp üretimine sanatsal dokunuş

Ferrgem Mold, uzun yıllara dayanan bilgi birikimi, deneyimli kadrosu ve ileri teknoloji barındıran makine parkıyla yüksek kalite standartlarında ürettiği kalıplarını müşterilerinin hizmetine sunuyor. 

Ürün yelpazesinde yer alan gıda ambalajı, plastik kapak, mutfak gereçleri ve medikal malzeme kalıplarının tamamını kendi bünyesinde üretme kabiliyetine sahip olan şirket, her geçen gün daha yenilikçi ve daha uzun ömürlü kalıplar üretmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

20 yılı aşkın süredir kalıp sektörünün tüm aşamalarında kişisel olarak bulunan Ferrgem Mold Kurucusu ve Genel Müdürü Cebrail Demirbağ şirketlerinin yapılanması ve gelişim sürecini şu ifadelere anlatıyor: “2004 yılında ‘Geçmişten Geleceğe’ sloganıyla makine ve kalıp sektöründe faaliyetlerimize başladık. 7 yıl önce kendi şirketimizi kurup kurumsallaşma yolunda ciddi adımlar atarak devam ettirdiğimiz iş sürecine yakın zamanda “Ferrgem Mold” markasını oluşturarak başarıyla devam ediyoruz. Küçük işletmelerden büyük firmalara dek, bu 20 yıllık sürece binlerce proje sığdırabilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Her daim müşteri memnuniyetini ön planda tutan, verdiği sözü zamanında yerine getiren olası yanlış ve hatalara karşı sorumluluk üstlenen anlayışımızla daima müşterilerimizin lehine bir yönetim anlayışına sahip olduk.” 

Ülkemizin kalıp alanında bir dünya markası olması adına yurt içi üretimi kadar, yurt dışı üretim süreçlerine de ciddi anlamda önem verdiklerini söyleyen Cebrail Demirbağ üretim süreçlerini şu şekilde açıklıyor: “Kalıp üretiminin bütün aşamalarında rol alıyoruz. Universal bakış açısıyla projelendirme ve üretim anlayışıyla yüksek kalitede uzun ömürlü kalıplar üretiyoruz. Ürünlerimizi üretirken müşteriye özel ve hassas üretim metodundan yararlanıyoruz. Bu hem yüksek kaliteli kalıp üretimi olanağı sağladığı gibi hem de kullanım esnasında ve ilerleyen zamanlarda iyileştirme, onarım süreçlerinde esneklik sağlamaktadır. İleri teknoloji barındıran makinelerimizle üretmiş olduğumuz kalıp parçalarımız HASCO ve DME standartlarındadır. Kalıplarımızda sızdırmazlık, kilit fonksiyonu, sorunsuz istiflenme, yüksek sağlamlık, özel üretim özellikleri bulunmaktadır. Sunmuş olduğumuz çözüm önerilerimiz ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak karşılıklı güven ortamı içinde sektörde kalıcı olma yolunda önemli adımlar atıyoruz. Gerek teknolojik alt yapımız, gerek değerli personel kadromuz, gerek ise modern yönetim biçimimizle her geçen gün daha atletik ve güçlü bir şirket halini alıyoruz. Ülkemizin obez büyüklükte şirketlerden ziyade güçlü ve yenilikler yaratan firmalara, markalara ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Ferrgem Mold olarak bunun için çalışıyoruz.”

ALPLA, Danimarka merkezli Paboco’nun büyük ortağı oldu

Paboco, 2024 yılının sonu itibariyle Danimarka’daki ileri teknolojiye sahip yeni üretim tesisinde tamamen geri dönüştürülebilir bir kâğıt şişe üretmeyi planlıyor.

The Paper Bottle Company (Paboco), inovatif selüloz şekillendirme teknolojisinin yardımıyla elyaf bazlı ambalaj çözümleri geliştirip üretiyor. Danimarka'nın Slangerup kentinde yerleşik olan şirket, 2019 yılında ALPLA ve Billerud tarafından ortak bir girişim olarak faaliyete geçti. Şirketin çoğunluk hissedarı, ambalaj ve geri dönüşüm uzmanı ALPLA, Billerud'un tüm hisselerini satın aldı ve Paboco'ya yaptığı yatırımla, FSC sertifikalı elyaflardan üretilen tümüyle geri dönüştürülebilir kâğıt şişenin sanayileşmesi yönündeki çalışmaları hızlandırdı. 

Güvenlik, fiyat uygunluğu ve sürdürülebilir ambalaj çözümlerinin şirket olarak temel kriterleri arasında yer aldığını ifade eden ALPLA CEO’su Philipp Lehner: “Paboco ekibi, birkaç yıl süren yoğun bir geliştirme sürecinin ve ezber bozan inovasyonların sonucunda artık sektörde lider konuma gelecek ürününü piyasaya sürmeye ve kâğıt şişeyi geniş bir müşteri kitlesi için sürdürülebilir bir seçenek haline getirmeye hazır" açıklamalarında bulunuyor. 

Test aşamaları başarılı oldu

Paboco, 2021 yılından bu yana The Absolut Company, Carlsberg Group, The Coca-Cola Company, L'Oréal ve Procter & Gamble gibi “Paboco Pioneer Topluluğu” üyeleri ile birlikte piyasaya ilk defa sürülen ürünleri test ediyor. Test sürecinin başarıyla tamamlanmasının ardından, yeni nesil geri dönüştürülebilir kâğıt şişelerin seri üretimine 2024 yılı sonunda başlanması planlanıyor. 

Ravago Petrokimya, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle sektörde öncü bir rol üstleniyor

Şirket, polimer ham madde alanındaki bu yenilikçi yaklaşımıyla kendini sadece endüstri normlarını şekillendiren bir oyuncu değil, aynı zamanda sürdürülebilirliği teşvik eden bir örnek olarak konumlandırıyor.

1998'den bu yana Türkiye plastik sektörünün önde gelen oyuncularından biri olan Ravago, polimer ham madde üretim şirketi Ravago Petrokimya ile yatırımlarına ara vermeden devam ediyor. Şu an itibariyle Ravago Petrokimya, Aliağa (İzmir) ve Taysad (Kocaeli) üretim tesislerinde toplam 250 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteriyor. Şirket ayrıca 400 bin tonluk üretim kapasitesi ile Türkiye'nin ikinci büyük plastik üreticisi ve plastik ham madde ihracatının lideri konumunda bulunuyor.

2001 yılında Gebze'de Termoplastik Elastomer ve Mühendislik Plastikleri üretimi ile yolculuğuna başlayan şirket, 2019’da İzmir Aliağa tesislerinde Endüstri 4.0 otomasyon sistemi kurulumu ve 100 bin ton üretim kapasitesiyle Türkiye'nin önde gelen teknik kompound üreticileri arasında yer alıyor.

SOCAR Türkiye Ar-Ge yeni ürünler ve uygulamalar geliştirmeye devam ediyor

Şirket, ticarileşen yeni ürünleriyle Türkiye’nin hedefleri ve ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor.

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon şirketinin zengin bilgi birikimi ve deneyimi ile geliştirilen PETİLEN EC 10-19 türü, 2023 yılı itibari ile ticari ölçekte üretime geçerek Alçak Yoğunluklu Polietilen türleri arasındaki yerini aldı. 

Yenilikçi bir yöntem ile üretilen PETİLEN EC 10-19 türü, ekstrüzyon prosesi ile kağıt, karton ve alüminyum kaplama işlemlerini hedefleyen kullanıcılar için geliştirildi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre, yeni polietilen türü özel moleküler yapısı sayesinde yüksek hat hızlarında dahi işlenebilirken, farklı malzeme yüzeylerine mükemmel yapışma ve üstün sızdırmazlık özellikleri sunuyor. Bu özelliklerinin yanı sıra, stabil eriyik akış ve sabit neck-in (boyun verme) özellikleri sayesinde son kullanıcıların işleme sırasında malzeme kaybını azaltmayı hedefleyen katkısız bir ürün olarak öne çıkıyor. SOCAR Türkiye Ar-Ge, yüksek performanslı yeni polietilen türünü geliştirerek ambalaj sektörüne yönelik kaliteli ürünler ve uzun vadeli tedarik güvencesi sunuyor. Şirket ayrıca yeni ürünleri ile, sektörde yerel ürün kullanımının artırılması ve ithalatın azaltılması amacıyla hem ürün yerlileştirme çabalarına hem de bu sayede ülke ekonomisine de önemli bir katkı sağlamayı hedefliyor.

Sürdürülebilir gelecek için ambalaj inovasyonu

Ambalaj ve basım sanayine hizmet veren Toyo Matbaa Mürekkepleri sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerini Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda sergileyecek.

Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri, ambalaj sektörünün en kapsamlı fuarlarından biri olan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda “Sürdürülebilir Gelecek için Ambalaj İnovasyonu” başlığı altında basım ve ambalaj üreticilerinin döngüsel bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek ürün ve hizmetlerini 5’inci Salon, 513B Numaralı Standında sergileyecek. Yenilikçi çözümleri ve teknik destek hizmeti ile uluslararası alanda gücünü artıran şirket; her türlü baskı malzemelerine uygun, yüksek performanslı mürekkeplerini, kaplama sistemlerini ve yardımcı malzemelerini fuarın yerli ve yabancı ziyaretçileri ile buluşturacak. Özellikle, MOSB’deki fabrikasında üretimini yaptığı sheet-fed ofset mürekkepleri, likit mürekkepler, metal ambalaj sistemleri ve veb ofset mürekkepleri ürün gruplarının yanı sıra gıda, içecek ve endüstriyel uygulamalar için geliştirilen ve Toyo Ink Group bünyesinde yer alan laminasyon tutkalları gibi ambalaj sektörüne yönelik ürün gruplarını da tanıtacak. 

Geri dönüştürülebilirliğe doğru artan eğilimin bir parçası olarak, esnek ambalaj yapılarında alüminyumun yerine geçen oksijen bariyeri kaplamaları ve şeffaf UV-blok kaplamaları için Ar-Ge uzmanları tarafından geliştirilen RV-20010 serisi de fuarda tüm mevcut ürün grupları ile birlikte Toyo Matbaa Mürekkepleri’nin öne çıkan ürünleri arasında yer alacak. Bu seri, sadece paketlenmiş ürüne zarar verebilecek istenmeyen UV ışınlarını engellemekle kalmıyor, aynı zamanda toplam paketin geri dönüştürülebilirliğini artırmaya da yardımcı oluyor. 

Şirket gıda güvenliğine yönelik çözüm önerilerinde ise, LP-9000 Toyo Life Premium Food LO/LM tabaka ofset mürekkep serisini sergileyecek. LP-9000 sistemleri, INGEDE tarafından mürekkepten arındırılabilirlik sertifikasına sahip olmasının yanı sıra, EuPIA yönergeleri ve İyi Üretim Uygulamaları (GMP) standartlarına da uygun olarak tasarlandı ve üretildi. Toyo Matbaa Mürekkepleri ayrıca, metal ambalaj iç kaplamalarına yönelik BPA içermeyen, gıda regülasyonlarına uygun ürün önerilerini de bu fuarda ziyaretçilerine sunacak.

Bak Gravür’den kapasite artırımına yönelik çok önemli bir yatırım

Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden biri olan ve baskılı esnek ambalaj sektörü için rotogravür baskı silindiri ve flekso baskı klişesi üretimi gerçekleştiren Bak Gravür ise, kuruluşundan bu yana gerçekleştirdiği çok önemli yatırımlara bir yenisini daha ekledi. 

Şirket, kapasite artırımı ve teknolojiyi yenileme yatırımı ile var olan makine parkuruna ilave olarak; 1 adet CFM, 4 adet CUmax teknolojisine sahip bakır kaplama, 1’er adet krom kaplama, yağ alma, gravür işleme, finishmaster ve lazer finish yağ alma makinelerinin yatırımını gerçekleştirdi.

Bak Gravür, gerçekleştirdiği büyük ölçekli yeni yatırımı ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen rotogravür baskı silindiri üreticilerinden biri konumuna ulaşmış olmakla birlikte, müşterilerine aylık 5.000, yıllık 60.000 silindire kadar üretim kapasitesi sunuyor. 

Şirket yetkilileri; sürekli gelişen ve yenilenen yatırımlarıyla, esnek ambalaj sektöründe ve ülke ekonomisinde değer yaratmanın gururunu yaşadıklarının altını çiziyor.

Bak Ambalaj, sürdürülebilir ambalaj çözümlerine yenilerini eklemeye devam ediyor

Bakioğlu Holding Ambalaj Grup Şirketleri’nden Bak Ambalaj, sürdürülebilir gelecek için, baskılı esnek ambalaj sektörüne yönelik sürdürülebilir çözümler geliştirmeye devam ediyor.

Türkiye’den ilk paydaşın Bak Ambalaj olduğu, döngüsel ekonomide esnek ambalajın performansını artırmak Şirket yetkilileri; sürekli gelişen ve yenilenen yatırımlarıyla, esnek ambalaj sektöründe ve ülke ekonomisinde değer yaratmanın gururunu yaşadıklarının altını çiziyor. için tüm değer zincirlerini temsil eden Avrupa şirketler ve dernekleri konsorsiyumunun ortak girişimi olan CEFLEX paydaşlığı ile, döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak girişimlerde bulunmak için gerek ürün gerek üretim süreçleri boyutunda katkı sağlıyor.

Aynı zamanda, Reborn Ürün Ailesi ile birden fazla sürdürülebilirlik seçeneği geliştirmek üzere Azalt/Dönüştür/Yeniden Kullan yaklaşımı ile müşterilerinin gerçek ihtiyaçlarını sorgulayarak daha sürdürülebilir ambalaj çözümlerini, Türkiye’nin Bakanlık onaylı ilk AR-GE Merkezi olan Bak Ambalaj AR-GE Merkezi çatısı altında geliştiriyor. Reborn Ürün Ailesi içerisinde yer alan “Mono PE, Mono PP, Mono PO, Paper ve PCR” ürün gruplarıyla, müşterilerine farklı kategorilerde geri dönüştürülebilir ambalaj yapıları sunan şirket; kuruluşundan bu yana insan değerini odağına alarak çevreye duyarlı ve sürdürülebilirlik stratejisiyle uyumlu biçimde faaliyetlerine devam ediyor.

Toyo Matbaa Mürekkepleri Avrasya Ambalaj fuarına katılıyor

Toyo Matbaa Mürekkepleri, 11-14 Ekim tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmesi planlanan ve ambalaj sektörünün en kapsamlı fuarlarından biri olan 28. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na katılmaya hazırlanıyor.  

Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri; Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda “Sürdürülebilir Gelecek için Ambalaj İnovasyonu” başlığı altında basım ve ambalaj üreticilerinin döngüsel bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek ürün ve hizmetlerini 5’inci salon, 513B numaralı standında sergileyecek. Yenilikçi çözümleri ve teknik destek hizmeti ile uluslararası alanda gücünü artıran şirket; her türlü baskı malzemelerine uygun, yüksek performanslı mürekkeplerini, kaplama sistemlerini ve yardımcı malzemelerini fuarın yerli ve yabancı ziyaretçileri ile buluşturacak. Özellikle, MOSB’deki fabrikasında üretimini yaptığı sheet-fed ofset mürekkepleri, likit mürekkepler, metal ambalaj sistemleri ve veb ofset mürekkepleri ürün gruplarının yanı sıra gıda, içecek ve endüstriyel uygulamalar için geliştirilen ve Toyo Ink Group bünyesinde yer alan laminasyon tutkalları gibi ambalaj sektörüne yönelik ürün gruplarını da tanıtacak. 

Geri dönüştürülebilirliğe doğru artan eğilimin bir parçası olarak, esnek ambalaj yapılarında alüminyumun yerine geçen oksijen bariyeri kaplamaları ve şeffaf UV-blok kaplamaları için Ar-Ge uzmanları tarafından geliştirilen RV-20010 serisi de fuarda tüm mevcut ürün grupları ile birlikte Toyo Matbaa Mürekkepleri’nin öne çıkan ürünleri arasında yer alacak. Bu seri, sadece paketlenmiş ürüne zarar verebilecek istenmeyen UV ışınlarını engellemekle kalmıyor, aynı zamanda toplam paketin geri dönüştürülebilirliğini artırmaya da yardımcı oluyor. 

Şirket gıda güvenliğine yönelik çözüm önerilerinde ise, LP-9000 Toyo Life Premium Food LO/LM tabaka ofset mürekkep serisini sergileyecek. LP-9000 sistemleri, INGEDE tarafından mürekkepten arındırılabilirlik sertifikasına sahip olmasının yanı sıra, EuPIA yönergeleri ve İyi Üretim Uygulamaları (GMP) standartlarına da uygun olarak tasarlandı ve üretildi. Toyo Matbaa Mürekkepleri ayrıca, metal ambalaj iç kaplamalarına yönelik BPA içermeyen, gıda regülasyonlarına uygun ürün önerilerini de bu fuarda ziyaretçilerine sunacak.

Toyo Matbaa Mürekkepleri Stratejik Planlama ve Pazar Analizi Ekip Lideri Pınar Demir Altın, “Ambalaj ve basım endüstrisi hem ülkemizde hem de dünyada hızlı büyüyen, gelişen sektörlerin başında geliyor. Bununla birlikte her yıl tüketici davranışları ve beklentileri değişkenlik gösteriyor. Özellikle tüketiciler ve markalar sürdürülebilir ambalajlara, ürünlere her geçen gün daha çok önem veriyor. Bu durum tedarik zincirinin bir parçası olan biz mürekkep üreticilerini de yakından ilgilendiriyor. Toyo Matbaa Mürekkepleri olarak ürün yaşam döngüsünün daha iyi bir noktaya gelmesi adına sürdürülebilirliğe katkı sağlayan ürünler geliştirmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu doğrultuda yenilenebilir kaynakları kullandığımız, gıda regülasyonları ile uyumlu tüm ürün serilerimizi Avrasya Ambalaj Fuarı’nda standımızı ziyaret edenler bulabilecekler” dedi.

Yeni nesil, ambalajda “kişisel deneyim” arıyor

Gelişen teknoloji, değişen damak zevkleri ve tercihleri ile farklılık gösteren ürün içerikleri. Tüm bunlar ve daha fazlası tüketici olarak alım kararlarımızı etkileyen unsurlar. Peki üreticiler bizim karar verme süreçlerimizi belirlemek için neler yapıyorlar, tüketici davranışları nasıl şekilleniyor?

Karma Grup tarafından İstinye Üniversitesi ev sahipliğinde 23-24 Kasım tarihlerinde düzenlenecek olan "Kalite ve Ürün Deneyimi Semineri"nde bu soruların yanıtları ve birçok başlık gıda sektörünün uzmanları tarafından işlenecek. 

Seminerde  "Tüketici Davranışları" üzerine bir sunum yapacak olan İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Batı, markayı temsil eden ambalajın artık ürünü korumasının yanında satış ve marka itibarı için de daha değerli hale geldiğini ifade etti. Batı, "Günümüzde markaların tüketicilere ulaşmak ve onların dikkatlerini çekmek için kullandığı birçok strateji bulunmaktadır. Bu stratejilerin içinde duyusal pazarlama, özellikle son yıllarda önemli bir yer edinmeye başladı. Duyusal pazarlama, tüketici duyularını etkileyerek satın alma kararları üzerinde olumlu etkiler yaratma amacını taşıyan bir yaklaşımdır" dedi. 

İnsanların yüzde 83'ü görerek öğreniyor 

Duyusal pazarlamanın temel ilkesinin, insanların beş duyusu (görme, işitme, dokunma, koku, tat) ile yaydığı izlenimlerin ve deneyimlerin; kullanıcıların ürünler ve markalar hakkında oluşturduğu algıları belirlemesi olduğunu belirten Batı, "Özellikle ürün görselinin insanların satın alma yolculuğunda önemli bir rol oynadığı biliniyor. Araştırmalara göre, insanlar edindikleri bilginin yüzde 83'ünü görme kanalıyla öğreniyor. Bir ürünün renginden şekline, satış yerinde konumlandırılmasına kadar birçok görsel faktör satışların arttırılmasında önemli rol oynuyor. Ürünlerin ambalajları, renk seçimleri, görsel ve vitrin düzenlemeleri, tüketiciyi etkilemek ve markanın hafızasında yer edinmek için kullanılan önemli araçlardır" diye konuştu. 

Diğer bir etkili duyusal pazarlama yönteminin işitme duyusu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Batı Coca Cola örneğine değindi: "Sesler, zorlayıcı duygusal tepkilerini tetikleyebilir ve ürün ya da markanın karakterini vurgulayabilir. Örneğin, Coca Cola'nın açılış sesi gibi sesli sesler, alıcı zihninde kalıcı izler bırakabilir ve markanın tanınabilirliğini arttırabilir."

Yeni nesil ambalaj tercihleri dikkat çekiyor

Ambalaj tasarımının tüketicinin satın alma kararında önemli rol oynadığını dile getiren Batı, özellikle görsel, dokusal, kokusal unsurlarla tüketicilere çeşitli duygusal ve algısal deneyimler sunulabilir. Batı, yeni nesil tüketicilerin de genellikle farklı tercihlere sahip olabildiğini söylerken, bunları şu başlıklarla açıkladı:

1. Estetik ve Görsel Çekicilik: Yeni nesil tüketiciler, ürün ambalajının estetik açıdan çekici olmasını önemserler. Şık, modern ve özgün tasarımlar tercih edilir. Ambalajın renkleri, şekli ve desenleri tüketicilerin görsel zevkini tatmin etmeye yönelik olmalıdır.

2. Çevresel Duyarlılık: Günümüzde çevresel konulara duyarlılık arttığından, yenilikçi ve sürdürülebilir ambalaj tercih edilir. Yenilikçi ambalaj tasarımları ve çevre dostu malzemelerin kullanımı, yeni nesil tüketicilerin tercihlerini etkileyebilir.

3. Hikaye Anlatımı: Ürünlerin ve markaların arkasındaki hikayeler tüketiciler için önemlidir. Ambalaj tasarımı, bu hikayeyi iletebilecek şekilde tasarlanabilir. Markanın kökeni, ürünün üretim süreci veya ürünün hedeflediği deneyim gibi unsurlar, tüketicilerin bağ kurmasına yardımcı olabilir.

4. Pratiklik ve Kullanım Kolaylığı: Yeni nesil tüketiciler, ambalajın pratikliğine ve kullanım kolaylığına da değer verir. Kolay açılabilir, tekrar kapatılabilir veya taşınabilir ambalajlar tercih edilebilir.

5. Kişisel Deneyim: Tüketiciler, ürünü satın alırken kişisel bir deneyim yaşamak isterler. Ambalaj tasarımı, bu deneyimi artırıcı unsurlar içerebilir. Örneğin, ürünü denemeye teşvik eden örnekler veya sürpriz hediyeler içerebilir.

6. Tüketici İncelemeleri ve Sosyal Etkileşim: Yeni nesil tüketiciler, diğer tüketicilerin deneyimlerini önemserler. Ambalajda, ürünün aldığı olumlu yorumları veya sosyal medya etkileşimlerini vurgulayan unsurlar bulunabilir.

7. Dijital Entegrasyon: Akıllı telefonların yaygın kullanımıyla birlikte, ambalaj tasarımları dijital içeriklere yönlendirebilecek QR kodları veya diğer bağlantıları içerebilir. Bu, tüketicileri marka ve ürünle daha fazla etkileşime teşvik edebilir.

8. Marka Bağlılığı: Tüketiciler, ambalaj tasarımının markayı yansıtmasını ve marka bağlılığına katkıda bulunmasını beklerler. Tutkulu bir marka takipçisi olan yeni nesil tüketiciler, markanın değerlerini ve kişiliğini ambalaj tasarımında görmek isterler.

Sağlığa faydalı ürünlerde gerçeği yansıtan ambalajlar ön plana çıkıyor

Beslenme tarzı ve sağlıklı yiyeceklere doğru evrilen günümüz tüketicisinin, sağlıklı gıda ürünlerine olan ilgisi gün geçtikçe artıyor. Yeni neslin sağlıklı beslenme taleplerinin ambalaj tasarımında yenilenmeye yol açtığına değinen Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Yaratıcı ambalaj tasarımıyla özellikle sağlığa zararlı ürünler ‘sağlıklı’ görünebiliyor. Bu sebeple tüketiciyi doğru şekilde etkilemek için ambalajı gerçekçi ve bilgilendirici şekilde tasarlayarak ürünün sağlığa etkisini açıkça yansıtmak gerekiyor” ifadelerinde bulunuyor.

Doğal besinlere yönelik artan talep, ambalaj tasarımı için beklentileri yükseltiyor. Tüketicilerin ihtiyaçlarına dürüstçe karşılık vermek isteyen markalar, besin kategorisindeki ürün ambalajlarını yeniden tanımlıyor. Doğru ifadelerle kaliteli şekilde tasarlanmış ambalajın tüketiciye yardımcı olduğunu söyleyen Musa Çelik, “Tüketiciye en hızlı ambalaj yoluyla ulaşabiliriz. Bu sebeple ambalaj, ürünün sadece lezzetli değil aynı zamanda sağlıklı olduğuna dair doğru bilgilere sahip olmalı. Artık tüketici satın almak istediği ürünü gerçeği yansıtan, sade ve bir o kadar anlaşılır şekilde kurgulanmış ambalajlarda görmek istiyor. Dolayısıyla akıllıca tasarlanmış bir ambalajla ürünün sağlığa olan etkisi kolayca ayırt ediliyor” açıklamasında bulunuyor.

Ambalaj sayesinde tüketici sağlığına uygun olan ürünü kolayca anlıyor

Dünya genelinde yaşanan nüfus artışı ve kirlilik, insanları sağlıksız yaşam tarzına sürüklüyor. İnsanların beslenme konusunda daha fazla duyarlı hale gelmesi, yiyecek ve içecek ürünlerinin ambalaj tasarımında yenilenmeye yol açıyor. Yeni nesil tüketicinin, ürünün besin miktarı ve kalsiyum değerleri gibi temel özelliklerin yer aldığı ambalajlar daha çok dikkatini çekiyor. Yiyecek ve içeceklerin sağladığı tüm besin bilgilerine ambalaj yoluyla kolayca ulaşıldığına değinen Musa Çelik, “Yeni nesil tüketici anlaşılır, orijinal ve bilgilendirici ambalajlara yöneliyor. Sade bir arka planda canlı renklerin, gerçekçi görsellerin, basit logoların ve kısa ürün bilgilerinin yer aldığı ambalajlar daha çok talep görüyor. Böylece tüketici kendisine ve sağlığına uygun olan ürünü kolayca anlıyor” ifadelerini kullanıyor. 

Minimalist ambalaj tasarımı tüketiciye güven veriyor

Ambalaj tasarımı, tüketicinin tek bakışta ürün hakkında bilgilenmesine olanak sağlıyor. Paketin ön yüzünde yer alan görsellerin ve doğru ifadelerin ürünü öne çıkaracağını söyleyen Musa Çelik, “Ürünün görüneceği şekilde şeffaf bir kısma sahip olan ambalaj tüketicide güven duygusu yaratıyor. Aynı zamanda ürünü nem, ısı, koku gibi birçok çevresel faktöre karşı koruma sağlayan açılır-kapanır bir ambalajda muhafaza etmek gerekiyor. Bu özelliklerle beraber ambalaj tasarımında yalnızca görünüme değil stratejik bir hikâyeye odaklanmak önemli. Dürüst ifadelerin, gerçeği yansıtan öğelerin ve ürün bilgilerinin yer aldığı minimalist bir tasarımla tüketicilerin beslenme tarzını büyük oranda etkileyebiliriz” yorumlarında bulunuyor.

Çeliğe alternatif olarak seçilen sürdürülebilir ambalaj çözümü

Aromsa, paslanmaz çelik konteynerleri değiştirerek sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için Mondi ile ortaklığa gitti

Ürünleri arasında soslar, sos malzemeleri, özler ve baharatlar bulunan Türk aroma şirketi Aromsa’nın önünde aşılması gereken bir zorluk vardı. Şirket sürdürülebilirlik stratejisine tümüyle bağlıydı, ancak aynı zamanda nakliye için paslanmaz çelik konteynerler kullanmak isteyen yeni bir müşteriyle çalışmaya başladı. Bunun için yaklaşık 250 tane paslanmaz çelik konteynere yatırım yapılması gerekiyordu ve bu da şirkete göre maliyetli bir ambalaj çözümü anlamına geliyordu. Yüksek fiyatın yanı sıra depolama ve bakım, konteynerlerin yıkanması ve sterilize edilmesi gibi lojistik maliyetler de söz konusuydu.

Mondi alternatif bir çözüm geliştirmeye çağrıldı ve şirket de Aromsa’ya üretim hattında denemesi için TankerBox önerdi. Aromsa tesislerinde birkaç ay süren yakın iş birliği ve inovasyon çalışmalarının ardından TankerBox ticari kullanıma hazır hâle getirildi.

Şirkete göre, oluklu mukavvadan üretilen, geleneksel Dökme Yük Konteyneri (IBC) ve metal varilin yerine geliştirilen TankerBox, yenilikçi bir ürün ve daha sürdürülebilir çözüm olarak nitelendiriliyor. Bu ürünün patentli tasarımı 5 parçadan oluşuyor: dış kutu, iç sekizgen kutu, köşegen destek, alt yıldız ve üst kapak parçaları. Bu çözümün üstten veya alttan boşaltma için iki alternatif tasarım seçeneğine sahip akıllı bir boşaltma sistemi sunduğu ve taşınan ürün boşaltıldıktan sonra kalan içeriği en aza indirecek şekilde yapılandırıldığı belirtiliyor.

Aromsa Üretim Müdürü Nil Okyar şunları söylüyor: “Paslanmaz çelik konteyner ile yaptığımız tüm işlemleri TankerBox ile çok daha rahat yapabiliyoruz. Artık metal konteynerlerle ilişkili iade işleminden kurtulduğumuz için nakliye işlemini kolaylaştırmamız mümkün oldu. Ayrıca TankerBox’ı üst üste stoklayabiliyor ve sevk edebiliyoruz, böylece depolama alanı kazanıyor ve sevkiyat kapasitesini iki katına çıkarıyoruz. Bu avantajlar ancak Mondi ile yaptığımız iş birliği sayesinde mümkün oldu.”

Metal varil veya IBC muadilleri ile karşılaştırıldığında, kimyasal olarak temizlenmesi veya boş kargo olarak iade edilmesi gerekmediğinden, yeni ambalaj çözümünün optimize edilmiş tasarımının depolama ve lojistikte verimlilik, buna bağlı olarak da maliyet avantajları sağladığı ifade ediliyor. Kolay kullanımı ve dolum hatlarına entegrasyonunun yanı sıra markayı öne çıkarmak amacıyla üstüne baskı yapılabilmesi diğer avantajları arasında yer alıyor.

Mondi Corrugated Türkiye Ağır İş Ambalajları Satış ve İş Geliştirme Lideri Gözdecan Demir şunları söylüyor: "Müşterilerimizin gereksinimlerini karşılamak için onlarla birlikte çalışmaktan gurur duyuyoruz. Aromsa için tasarladığımız bu çözüm çok iyi bir şekilde işe yaradı çünkü onların ihtiyaçlarını temel alıyordu. Başarıyı sağlayan da işte bu iş birliği düzeyidir.” 

TankerBox kimya, boya, ilaç ve petrol gibi çeşitli sektörlerin yanı sıra konsantre içecekler, endüstriyel sıvı gıda ve katkı maddeleri, alkollü içecekler, süt ve süt ürünleri için gıda sektöründe de güvenle kullanılabiliyor. Mondi, TankerBox ve bağlantı parçalarını sağlarken, ürün geliştirme hizmetleri tüm satış süreci boyunca müşterilerine kapsamlı destek sunuyor. 

Kaynak: Mondi

Makine imalat süreçlerinde rulman seçimi

Silkar Endaş, güç aktarım ürünleri konusunda sunduğu çözümlerle makine imalat sektörünün üretim süreçlerini kolaylaştırıyor

Makine imalat süreçlerinde her parçanın üretimi için ayrı ürün seçilmesi gerekiyor. Güç aktarım ürünlerinin seçiminde de süreç aynı şekilde ilerliyor. Üretim süreçlerinde doğru ürün seçimi, montaj uygulamaları ve ayar yöntemleri büyük önem taşıyor.

Makine imalat sektörü için üretim hattına giren parça sayısının fazla olmasından kaynaklı satın alma süreçleri karmaşık hale geliyor. Karar alma kriterleri öncelik sıralamasına göre; fiyat, ürün kalitesi ve marka bilinirliği olsa da, bu sektör için makine kullanıcılarının, yani müşterilerin ‘memnuniyet derecesi’ en önemli belirleyici oluyor.

Bu durum imalatta kullanılan ürünlerin seçiminin önemini daha da arttırıyor. Önemli olan nokta satılan makinelerin sorunsuz çalışması ile birlikte maliyetleri düşürmek.

Silkar Endaş, 60 yıllık tecrübesiyle makine imalatçılarının rulman seçiminde, montaj safhasında, kayış, kasnak ve kaplin ayar cihazı kullanımlarında yanlarında olarak üretim süreçlerini kolaylaştırmalarına yardımcı oluyor. Şirket aynı zamanda Endaş Akademi eğitimleri ile güç aktarım ürünlerinin doğru kullanılması ve bakımlarının doğru yapılması ile ilgili fabrikaları bilgilendiriyor.

Kaynak: Silkar Endaş

Coveris’in PaperBarrier Seal ürünü ödüllendirildi

Plastik ve kağıttan yapılmış esnek ambalajlar konusunda uzman olan Coveris Group, geleneksel plastik ambalajlara benzer şekilde - neme, oksijene, greslere ve mineral yağlara karşı yüksek bariyer işlevine sahip, geri dönüştürülebilir kağıt bazlı bir ambalaj geliştirdi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre PaperBarrier Seal ürünü, gıda açısından güvenli olması nedeniyle gıda ürünlerinin yanı sıra hijyen ürünlerinde de kullanılabiliyor. Aynı zamanda döngüsel bir ekonomiyi teşvik eden yeni ambalaj çözümünün, mevcut geri dönüşüm akışlarını kullandığı ve toplama işlemlerinde kağıt olarak geri dönüştürülebileceği belirtiliyor.

Süt ürünleri alanında bir üretici olan Emmi Group ise, sürdürülebilir ambalaj çözümlerine yönelik yenilikçi fikirleri teşvik etmek ve desteklemek amacıyla Fair Inno Pack yarışmasını düzenliyor. Şirket, kurucu üyelerinden biri olduğu Drehscheibe Kreislaufwirtschaft ve PRISMA da dahil olmak üzere döngüsel ekonomiyi teşvik etmek için çeşitli İsviçre kuruluşlarıyla aktif olarak çalışıyor. Fair Inno Pack yarışmasıyla şirket, sürdürülebilir döngüsel ekonomi konusunda farkındalığı artırmayı ve Coveris gibi önde gelen ambalaj şirketleriyle işbirliğini yoğunlaştırmayı hedefliyor.

Yarışmaya sunulan toplam 80 ambalaj konseptinden 38 farklı tedarikçiden 32 başvuru ikinci tura yükseldi. Emmi tarafından bir araya getirilen uzman jüri üyelerinin değerlendirmelerinin sonucunda, Coveris'in PaperBarrier Seal konsepti ve diğer yedi ürün çözümü ödüle layık gördü.

Emmi İsviçre Araştırma ve Geliştirme Başkanı Günter Englmeier konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söylüyor, "Emmi'de başarımızın sürdürülebilir büyüme ve bozulmamış bir gezegenle bağlantılı olduğunun farkındayız. Bu nedenle, döngüsel ekonomiye aktif bir şekilde bağlıyız ve ambalajlarımızı daha çevre dostu hale getirmek için sürekli olarak yenilikçi çözümler arayışındayız. Fair Inno Pack yarışması, bu tür çözümleri görünür kılmak ve Coveris gibi ambalaj üreticileriyle işbirliğini ilerletmek için önemli bir adımdır."

Coveris Flexibles Almanya Genel Müdürü Jürgen Taut ise, "PaperBarrier Seal ambalaj çözümümüzün Emmi Group'un Fair Inno Pack yarışmasında ödül kazanmasından büyük onur duyuyoruz. Bu ödül sürdürülebilir ambalaj çözümlerine olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ediyor ve Coveris'in yenilikçi gücünün altını çiziyor. Bu öncü ambalaj çözümünün fizibilitesinin yanı sıra tüketici tarafından kabul edilebilirliğini test etmek ve uygulandığı takdirde kaynakların korunmasına ve döngüsel ekonomiye olumlu bir katkıda bulunmak için Emmi Group ile işbirliği yapmayı dört gözle bekliyoruz" ifadelerine yer veriyor.

Kaynak: Coveris 

Banner Engineering, veri portalındaki ürünlerini büyük oranda artırdı

Şirket EPLAN ürün portföyünü, makina ve tesis sistemleri tasarımında daha yüksek verim sağlayacak şekilde önemli ölçüde genişletiyor

Endüstriyel otomasyon üreticisi Banner Engineering, EPLAN veri portalındaki ürünlerini büyük oranda artırdığını duyurdu. Şirket tarafından kullanıcıların proje tasarımlarına verimli bir şekilde dahil edebilecekleri 2.000'e yakın parça yüklenmiş bulunuyor. 

Şirketin en son ürün portföyü genişlemesinin temelini emniyet ürünleri oluşturuyor. Emniyet kontrolörleri, emniyet röleleri ve emniyet ışık bariyerleri, endüstriyel otomasyonun hızlı ve büyüyen bir bölümü. Yeni eklenen parçaların her biri için karşılık gelen bir makro diyagram bulunuyor ve veri portalını kullanan mühendisler bu Banner ürünlerini hızla arayabiliyor ve tasarımlarına dahil edebiliyorlar.

Banner Engineering Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Tytus VanMatre, “Banner olarak, daha da çok ürün verimizi EPLAN veri portalı aracılığıyla müşterilere sunmaktan heyecan duyuyoruz” şeklinde konuştu. “Bu onların, çok geniş bir ürün ve çözüm portföyünü ekipman tasarımlarına zahmetsizce dahil etmelerini sağlayacak. Müşterilerimizi daha iyi destekleyebilmek için portaldaki ürün sayısını artırmaya devam etmeyi hedefliyoruz.” 

Parçaları veri portalında bulunan üreticilerin yalnızca yaklaşık yarısı EPLAN veri standardını karşılamaya yetecek parça verisi eklemiş bulunuyor. Banner Engineering Veri Analisti Müdürü Stewart Sawdey’in görüşleri şu yönde, "Tüm verilerimiz bu standarda uygundur. Tasarımcılar emin bir şekilde eksiksiz, yüksek kaliteli verilere sahip parçalar kullanabilirler. EPLAN Data Portal'da parça ararken parçaları, EPLAN veri standardını karşılayan üreticilere göre filtreleyerek zamandan tasarruf edebilir ve maliyetli hataları azaltabilir.”

Kaynak: Banner Engineering

Yeni track ve taşıma ünitesi özellikleri

Telif Hakkı B&RB&R, mekatronik ürün taşıma sistemleri için dört yeni bileşen sunuyor. ACOPOStrak, SuperTrak ve ACOPOS 6D portföyüne yapılan eklemeler, yeni uygulama alanlarında olanaklar sunuyor. Böylece kullanıcılar ve makine üreticileri için yeni pazar fırsatları açıyor.

ACOPOStrak taşıma üniteleri

Yeni taşıma üniteleri sorunsuz ve dolayısıyla düşük aşınmalı çalışma için optimize edildi ve mevcut taşıma üniteleriyle birlikte çalıştırılabiliyorlar. Ayrıca, elektrikli otomobiller için pil montajında veya tıbbi teknolojide yeni uygulamalar açarak daha fazla hassasiyet sunabiliyorlar. Örneğin kateterler ve insülin pompaları gibi hafif bileşenlerin büyük bir hassasiyetle monte edilmesi gerektiğinde avantaj sağlıyor.

SuperTrak - Önemli olan doğru açı

Yeni bir 90° kavis segmenti ile SuperTrak sistemi, daha küçük bir alanda daha fazla konfigürasyon seçeneği sunuyor. Standart taşıma sistemleriyle karşılaştırıldığında, şirkete göre B&R çözümü hat tasarımını daha da özgür hale getiriyor. Yeni kavisli element, makine tasarımcısına daha fazla işleme istasyonunu hattın dışına yerleştirmek yerine içine yerleştirme fırsatı veriyor.

ACOPOS 6D – Aseptik & Hijyenik Taşıma Ünitesi

ACOPOS 6D için yeni nesil aseptik ve hijyenik taşıma üniteleri ile çok sayıda endüstride küçük seriler ekonomik olarak üretilebiliyor. Daha önce temassız, sessiz ve yüksek hassasiyetle hareket eden ACOPOS 6D manyetik kaldırma teknolojisine sahip taşıma üniteleri, artık en yüksek hijyen gereksinimlerini de karşılıyor ve temizlenmesi de oldukça kolay. Mikropsuz bir ortama da ihtiyaç duyan müşteriler, aseptik ve hijyen varyantlarına güvenebilir.

Yiyecek ve içeceklerden kozmetik ve ilaçlara kadar - sıkı hijyen düzenlemeleri, üretim alanlarının her metrekaresini değerli kılmaktadır. B&R Tıbbi Cihaz Montajı Global Segment Müdürü Lazaros Patsakas, "Düzlemsel ürün sistemimiz işleme istasyonlarının yapımını basitleştirebilir ve özellikle temiz oda uygulamalarında önemli olan daha küçük bir alanda daha fazla performans sunar" diye belirtiyor.

ACOPOStrak - Temiz odalara uygun üretim teknolojisi

Akıllı taşıma sistemi artık IP69K koruma sınıfıyla da sunuluyor. Bu yıkama versiyonu ile Track, yüksek basınç ve 80°C'ye kadar sıcaklıklarda temizlenebilir ve ayrıca tamamen toza karşı korumalıdır. Böylece B&R, gıda ve ilaç endüstrileri gibi hijyen konusunda en yüksek talepleri bulunan bazı sektörlerin gereksinimlerine yanıt veriyor.

Kaynak: B&R Endüstriyel Otomasyon