Has Kutu sektöre yenilikler kazandırmaya devam ediyor
Türkiye’de Z Karton’un öncüsü olan Has Kutu, özellikle mobilya ve e-ticaret sektörüne yönelik geliştirdikleri çözümlerle faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye’de HE sertifikalı ürün üreten ilk marka olduklarının altını çizen ve Türkiye sanayisine kazandırdıkları ürün grupları hakkında bilgiler veren Has Kutu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Haskaraman, şu bilgileri paylaştı:
“2002 yılında Ankara’da mobilya sanayine ambalaj üretmek üzere kurulan Has Kutu’nun, sürekli yeniliği önceleyen, yüzü inovasyona dönük ve yapılmamış olanı yapma motivasyonuna sahip bir yapısı var. Sektörümüzde Türkiye'de yapılmamış olan birçok ilke imzamızı attık. İlk baskılı ondüla üretimini biz yaptık, 24 saat sadece Z Karton üreten ilk fabrika biz olduk. Zaten Z Karton’un isim hakkını da alarak Türkiye'ye getiren ilk firma olduk. Dahası Z Kartonu baskılı bir şekilde de ilk biz ürettik. Bunlar gibi kendi sektörümüzde yüzü yeniliğe dönük işler yapıyoruz. Ambalajı müşterimize ulaştırırken onların ihtiyaçlarını nasıl daha iyi karşılayacağımıza odaklanmış durumdayız.”
Ambalaj tasarımı ürünün tadını da etkiliyor
Ambalaj tasarımının ürünü satın alma konusunda tüketiciyi ikna etmesi söz konusu olduğundan ne kadar önemli olduğu biliniyor. Peki tasarım üzerinde kullanılan bir renk dahi ürünü tüketen kişinin tat algısını etkiliyorsa? Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Plastik şişe ya da cam bardakta içilen içecek elbette malzemeden kaynaklı tadı etkileyecektir. Oysa araştırmalar, ambalajın üzerindeki bir rengin ya da şeklin bile tüketicinin ürünle duygusal bağını etkilediğini, tüketici beyninde tat farklılıkları yarattığını ve ürünün kalitesini şekillendirdiğini kanıtlıyor” ifadesiyle ambalaj tasarımı ve tat duyusunun bağlantısını açıklıyor.
Gıda ambalajlarının tasarımları, duyusal uyarıcıların pazarlama stratejilerinde başarılı sonuçlar elde edilebileceğini gözler önüne seriyor. Önemli olanın yiyecek ya da içeceğin tadı ve dokusu olduğu düşünülüyor olabilir. Son yapılan araştırmalar da dahil olmak üzere birçok araştırma sonucu ürünün ambalajını görmenin tüketicide tat algısını şekillendirdiğini kanıtlıyor. Ambalaj tasarımının ürün lezzetinden daha önemli olabileceğini vurgulayan Musa Çelik, “Plastik bir tabakta özensiz şekilde servis edilen yemekle Michelin yıldızlı bir restoranda özenle hazırlanmış ve ilgi çekici sunum teknikleri ile servis edilen aynı yemeğin lezzetinin muhtemelen aynı olmayacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Neredeyse aynı durum paketli gıdalarda da geçerli. Plastik, cam ya da metal ambalajlar, elbette ürünle temas ettiğinde doğası gereği lezzeti farklı şekillerde etkileyecektir ancak tat algısı ambalajın tüketicilerde çağrıştırdığı duygulardan da etkileniyor. Örneğin bir çikolatanın ambalaj rengi ne kadar koyu olursa o kadar acı olacağı beklentisinin geliştiği kanıtlandı. Güçlü, mutlu, enerjik ya da lüks. Gıdanın yaşatacağı duyguları görme duyusuyla destekleyerek ürünle ambalaj arasında pozitif bir bağlantı kurmak oldukça önemli” yorumlarında bulunuyor.
Bu ambalajlar ile hamburgerin kağıdını, kahvenin bardağını yeme zamanı
Yenilebilir ambalajlar ile atık oluşumunun önüne geçmenin ve doğayı korumanın önemini B12 Creative Branding anlatıyor
İklim değişikliği, artan popülasyon, biyolojik çeşitlilik kaybı, kuraklık ve sel gibi ekolojik problemlere ek olarak sonu gelmeyen atıklar, her geçen gün daha büyük sorunları beraberinde getiriyor. Özellikle de artan insan nüfusunun oluşturduğu tüketim toplumu, atık miktarının önlenemez yükselişini hızlandırıyor. Bu noktada ise ekolojik çözümler, sürdürülebilir yaklaşımlar ve inovatif teknolojiler devreye giriyor. Ekolojik sistemde bir tehdit unsuru olan atıkların azaltılması için yenilebilir ambalajlar, raflardaki ağırlığını giderek daha da artırıyor. Raf ömrünü uzatmak hedefiyle gıda ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılan ve gıda maddesi ile birlikte tüketilebilen ambalajların önemine dikkat çeken B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, biyo çözünür ambalaj da olarak adlandırılan bu ambalajların plastiklere karşı güçlü bir alternatif olacağını söyledi.
Flokser Kimya, otomotiv sektörüne yenilikçi çözümler geliştiriyor
20 yıla yaklaşan bilgi, birikim ve tecrübeye sahip şirket, üretmiş olduğu inovatif çözümlerin yüzde 35’ini ihraç ediyor.
Farklı sektörlerin mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren Flokser Kimya, otomotiv sistemlerinin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiyor. Bu çerçevede esnek (koltuk ve NVH), yarı esnek (tavan ve taban uygulamaları için destek takozu), integral (ön panel, direksiyon simidi, vites kutusu, kolluklar ve araç içinde kullanılan 3D kalıplanmış sızdırmazlık ürünleri, motor koruma parçaları) ve filtre sızdırmazlık uygulamaları için sistemler geliştiren şirket, kullanım alanları özelindeki otomotiv şartnamelerini (ECE-R 118 Annex 6-7-8 - FMVSS 302 - Alpha Cabin - NVH - Sealing - Low Emission VDA DBL specs) sağlayan çözümler sunulması üzerinde çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Otomotiv alanında “esnek sistemler” başlığı altında, sünger, integral, filtre, visco ve balistik özellikli sistemler üreten Flokser Kimya, bu alanda dünyaca ünlü, üst sınıf otomotiv markalarına bağlı bulunan yan sanayilere çözümler geliştiriyor.
Tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz
Yerli ve yabancı konsorsiyumlara katılarak otomotiv dünyası ile birçok Ar-Ge ve Ür-Ge projesi yürüttüklerini belirten Flokser Kimya Genel Müdürü Ekin Tükek, “Tesislerimizdeki yüksek ve alçak basınç PUR enjeksiyon makineleri sayesinde otomotiv müşterilerimizin üretim hatlarını durdurmadan deneme ve geliştirme çalışmaları yapabiliyor, süreçlerini aksatmıyoruz. Ürün dosyaları sunabilmemiz dolayısıyla kalite sistem gerekliliklerini de karşılayarak tam anlamıyla çözüm ortağı oluyoruz. Müşterilerimizin üretim hızını arttırmak, parça ağırlıklarında düşüş sağlamak, düşük emisyon hedeflerini yakalamak ve fiyat ile servis avantajı sağlayacak sistemler geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. Bütün orijinal ürün üreticilerinin (OEM) ihtiyaçlarını karşılayacak ve global kabul sağlayacak sistemler geliştirdiklerinin altını çizen Tükek, “Mevcuttaki gereksinimlere ek katkı ve iyileştirme sağlayan, bunu da global standartların gerekliliklerince geliştiren bir poliüretan sistem üreticisi olarak bu geliştirmelerimiz öncesi müşterimiz ile istişarelerde bulunup geliştirme süreçlerinde müşteri ihtiyacı odaklı ilerliyoruz. Yurt içinde alanında lider ve yurt dışında bilinirlik ve saygınlığı yüksek bir çözüm ortağı olabilmek adına durmaksızın çalışıyoruz. Ulaşılan ve ulaşılabilecek her noktada müşteri memnuniyeti odağı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Kaynak: Flokser Kimya
Güçlü niteliklere sahip blister konsepti
Maksimum malzeme verimliliği ve daha uygun bir eko-denge
SÜDPACK ilaç, tıbbi ürünler ve yaşam bilimleri endüstrileri için yeni bir geri dönüştürülebilir, mono-polipropilen blister ambalaj çözümünü tanıttı.
SÜDPACK Medica'nın en son yeniliği olan geri dönüştürülebilir blister konsepti PharmaGuard'ın, polipropilenin düşük yoğunluğu ve yüksek malzeme verimliliği sayesinde önrmli miktarda kaynak tasarrufu sağlarken yüksek verimi koruyacağı düşünülüyor. SÜDPACK'e göre, mono-malzeme mevcut paketleme hatlarında yalnızca küçük değişikliklerle güvenli ve optimum performansla işlenebiliyor.
PP bazlı üst ve alt malzeme bir koekstrüzyon işlemiyle üretiliyor ve özellikle sızdırmazlık performansları söz konusu olduğunda işlevlerinin en uygun şekilde koordine edildiği iddia ediliyor. Bunun verimli ve yüksek kaliteli bir paketleme süreci sağladığı belirtiliyor.
Özellikle alt malzeme, tekdüze kalıptan çıkarma davranışı ve üstün termoform performansı ile geniş bir işleme penceresi sunuyor. SÜDPACK ayrıca, blister filmin ambalajın içindeki ürünün net bir şekilde görülebilmesi için yüksek şeffaflık sunduğunu ve malzeme yapılarının, ürün koruması için farklı bariyerlerle uyumlu olduğunu bildiriyor.
Sphera tarafından bir yaşam döngüsü değerlendirmesi de yapıldı ve sonuçlar PharmaGuard'ın CO2 eşdeğerini azalttığını ve yaygın olarak kullanılan diğer blister çözümlerine kıyasla su ve enerji tüketimini düşürdüğünü gösterdi.
SÜDPACK Medica Araştırma ve Geliştirme Başkanı Michael Hermann, "Şu anda ilaç endüstrisindeki yasal durum, geri dönüşüm oranlarına uyulmasını gerektirmiyor. Ancak şimdi geri dönüştürülebilir ambalaj konseptlerine geçiş yapanlar, kendilerine pazarda rekabet avantajı sağlayacak olan imajlarına yatırım yapıyor. Temel malzeme olarak PP doğal olarak olağanüstü bir su buharı bariyeri sunuyor. Koekstrüzyon sürecimiz, malzemeyi oksijen ve UV ışınlarına karşı bariyerlerle donatmayı da mümkün kılıyor. Tek noktadan tedarikçi olarak hedefimiz, müşterilerimize her zaman mümkün olan en iyi alternatifi, benzersiz gereksinimlerine göre uyarlanmış alternatifi tek bir kaynaktan sunmak ve pazara hızlı bir şekilde sürmeleri için en uygun çözümü uygulamaktır" ifadeleri ile açıklıyor.
Kaynak: SÜDPACK Medica AG
Nitto Bento yeşil enerji sertifikası sahibi oldu
Sürdürülebilir bir gelecek için karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen endüstriyel bant üreticisi Nitto Bento, CK Enerji Boğaziçi Elektrik aracılığı ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası (I-REC) alan kurumlar arasına katıldı. Bu sertifika ile birlikte şirket, elektrik tüketiminin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacak.
Nitto Bento’ya I-REC verilmesi nedeniyle düzenlenen törende konuşan CK Enerji Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Halit Bakal, dünya genelinde yenilenebilir enerjinin payı her geçen gün artarken CK Enerji Grubu olarak yeşil enerji kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Paris İklim Anlaşması ile karbon ayak izinin azaltılması için ülkelerin taahhütlerde bulunduğunu anımsatan Bakal, “Çok ciddi kararlar alınmıştı, ancak Rusya-Ukrayna savaşı gündemi biraz değiştirdi. Günümüzde pek çok ülke ihracat yapan firmalardan üretimi sırasında yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandığını belgelemesini istiyor. Nasıl turizmde Mavi Bayrak diye bir uygulama var ve bu belgeye sahip olan oteller teşvik alıyor, tüketimini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan şirketler de pek çok avantaja sahip olacaklar. Bugün tükettiğiniz elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklardan elde edildiğini size taahhüt eden I-REC belgesini Nitto Bento’ya veriyor olmaktan ve kendilerinin gösterdiği duyarlılıktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz ve çok teşekkür ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Nyala, Avrupa’da en çok satan model olmayı başardı
Türkiye’de Pigment Reklam tarafından temsil edilen UV baskı teknolojileri uzmanı swissQprint’in ürün portföyüne 2012 yılında katılan önde gelen endüstriyel modeli Nyala, pazardaki gücünü bir kez daha teyit etti. Cenevre merkezli pazar araştırma enstitüsü Infosource Nyala’nın kendi kategorisinde Avrupa pazarında en çok satan model olduğunu açıkladı.
Infosource’un her yıl baskı pazarından elde ettiği istatistiklerden yola çıkarak hazırladığı araştırmaya göre, 2022 yılında swissQprint’in Nyala modeli, 130-500 bin euro fiyat segmentindeki 60 inç (152,4 cm) genişliğinden büyük UV flatbed/ hibrit baskı makineleri kategorisinde bir kez daha lider olarak açıklandı. Nyala üst üste sekiz yıldır bu araştırmadaki en çok satan model unvanını elde etmiş oldu.
Nyala’nın endüstriyel bir baskı gücü sağladığına dikkat çeken Pigment Reklam Firma Sahibi Serkan Çağlıyan, Türkiye pazarında da bu modelin takdir gördüğünü söyledi. Çağlıyan; “swissQprint UV baskıda önce flatbed daha sonra rulodan ruloya olmak üzere geniş ürün segmentiyle oldukça iyi bilinen bir üreticidir. Giriş seviyesinden endüstriyel seviyeye kadar farklı modeller ve bu modellerin opsiyonel olarak geliştirilebilme esnekliği baskı profesyonelleri tarafından büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Nyala’nın 11 yıl önce başlayan yolculuğu bugün dördüncü nesil versiyonla devam ediyor. Artan hız ve üretkenliğin yanı sıra yeni özelliklerle Nyala pazarı daha uzun süre domine edecek gibi görünüyor” dedi.
Poliüretan enjeksiyon ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler
Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirip üretilen poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri, zemin enjeksiyon sistemlerinde hızlı ve kalıcı çözümler sağlamasıyla dikkat çekiyor.
20 yıla yaklaşan bilgi birikim ve tecrübeye sahip Flokser Kimya, sektöre kalıcı çözümler sunuyor. Sektörün ihtiyaçlarına göre inovatif ürünler geliştiren, bunu yaparken de yaşam döngülerini oluşturma yönünde aksiyonlar alarak sıfır atık ilkesini uygulayan şirket, geliştirdiği poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri ile sektörün en büyük ihtiyacına karşılık veriyor.
Zemin ve yapıların güçlendirilmesi, su yalıtımının sağlanması, boşlukların doldurulması, çatlak tamiratları gibi alanlarda kullanılan enjeksiyon sistemleri, çimento süspansiyonları ve kimyasal reçineler olmak üzere iki genel kategoride sınıflandırılıyor. Enjeksiyonun amacına ve zeminin özelliklerine bağlı olarak sodyum silikat, lignin, poliüretan, akrilat, akrilik ve epoksi reçineleri gibi çeşitli kimyasal enjeksiyon malzemeleri kullanılıyor. Flokser Kimya Ar-Ge merkezinde geliştirilmiş ve üretilmekte olan tek ya da çift bileşenli ürünlerden oluşan poliüretan ve poliüre-silikat enjeksiyon malzemeleri; metrolarda, tünellerde, inşaatlarda, barajlarda, arıtma havuzlarında, madencilikte ve köprülerde kullanım alanı bulabiliyor.
Su sızıntılarını hızla durdurabiliyor
Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri; zemin stabilizasyonu, toprak ve kumlu çakıllı alanların güçlendirilmesi, boşlukların doldurulması, çatlakların onarılması ve su sızıntılarının olduğu alanlarda hızlı su yalıtımı sağlamak amacıyla kullanılıyor. Enjeksiyon ürünlerin düşük viskoziteye sahip olması kılcal boşluklara bile kolaylıkla nüfuz edip doldurmasını sağlıyor. Hızlı bir şekilde reaksiyona girerek su sızıntılarını hızla durdurabiliyor. Poliüretan zemin enjeksiyon ürünleri, yüksek su akışının olduğu alanlarda kullanılabildiği gibi susuz ya da nemli alanlar için de çözüm sunabiliyor.
Toyo Ink Group Interpack’ta sürdürülebilir ambalaj çözümlerini tanıtacak
Toyo Matbaa Mürekkepleri; Toyo Ink Europe ve Toyo Ink Japonya ile birlikte 4 - 10 Mayıs tarihleri arasında Düsseldorf Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Interpack 2023 Fuarı’na ortak katılım gerçekleştirecek. Grup çatısı altında yer alan tüm şirketler, “Sürdürülebilir Gelecek için Ambalaj İnovasyonu” başlığı altında markaların ve ambalaj üreticilerinin döngüsel bir ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek çözümlerini 18’inci Salon, 16F Numaralı Standında sergileyecek. Bu çözümler aynı zamanda ambalajda kullanılan plastik miktarını azaltmaya yardımcı olan ve farklı tip malzemeli (multi-material) yapıdan tek malzemeli (mono-material) ambalaj yapısına geçişi destekleyen fonksiyonel mürekkepleri, kaplamaları, laminasyon tutkallarını ve diğer özel malzemeleri kapsayacak.
Toyo Ink Pazarlama Bölümü Genel Müdürü Hideki Ohba “Tüketiciler ve marka sahipleri sürdürülebilir ambalajlara her zamankinden daha fazla önem veriyor. Markalar, markalarını tüketici beklentileriyle uyumlu hale getirmeye çalışırken çevresel ayak izlerini azaltan malzemeleri talep ediyor. Bu da ambalaj tedarik zincirinde olan hepimizin, ileride ambalajların ilk kullanımdan sonra geri dönüştürülebilmesini veya yeniden kullanılabilmesini sağlayacak daha iyi yapısal tasarımlar gerçekleştirmek için birlikte çalışılması gerektiği anlamına geliyor. Bu yılki Interpack Fuarı’nda Toyo Ink Group standını ziyaret edenler bu gereksinimleri ve çok daha fazlasını karşılayan çözümleri bulacaklar" diye konuştu.
Kozmetik ambalajları için sürdürülebilir malzemeler
Sulapac, genişletilmiş kozmetik portföyünün bir parçası olarak lüks koku şişesi kapakları için yeni bir sürdürülebilir malzeme olan Sulapac® Luxe'ü piyasaya sürdü
Ödüllü bir malzeme inovasyon girişimi olan Sulapac, kozmetik ve güzellik ambalajlarına yönelik genişleyen portföyünün bir parçası olarak ABS de dahil olmak üzere sert plastiklerin yerini almaya uygun yeni bir biyo-bazlı malzeme olan Sulapac® Luxe'i piyasaya sürdüğünü duyurdu. Şirkete göre yeni malzeme, kozmetik markalarının kaliteden veya estetikten ödün vermeden kapsamlı bir uygulama yelpazesiyle sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına olanak tanıyor.
Sulapac Uluslararası Satış Direktörü Colin Strobant, "Güzellik markalarının geleneksel plastikleri değiştirirken karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri, seçilen malzemelerin katı performans kriterleridir. Sulapac® Luxe ile geleneksel plastiklerin kaliteden ödün vermeden kolayca değiştirilebileceğini gösterdik. Müşterilerimizin zorluklarını dinledik ve malzeme, lüks performans için en yüksek taleplere dayandığından emin olmak için kapsamlı bir geliştirme sürecinden geçti. Yüksek yoğunluk, sıcaklık dalgalanmalarına karşı dayanıklılık, seramik hissi ve sesi, parlak, pürüzsüz yüzey, lüks markalar için önemli olan malzeme özelliklerinden bazılarıdır. Yeni malzeme yalnızca geri dönüştürülebilir değil, aynı zamanda tüm Sulapac malzemeleri gibi geri dönüştürülmüş içerikle üretilebilir" açıklamalarında bulunuyor.
Sulapac'ın CEO'su ve Kurucu Ortağı Dr. Suvi Haimi ise, "Sulapac, geri dönüştürülmüş biyo-bazlı malzemelerde bir öncüdür ve amacımız önümüzdeki 5 yıl içinde yalnızca geri dönüştürülmüş biyopolimerleri kullanmaktır. Yeni ürünümüz endüstriyel olarak kompostlanabilir malzemelerden yapılmıştır, arkasında kalıcı mikroplastik veya toksik yük bırakmaz” ifadelerine yer veriyor.
Yapılan açıklamada ayrıca birkaç üst düzey güzellik markasının Sulapac® Luxe'ü mevcut cam koku şişeleri veya kavanozlarıyla birlikte kullanmaya ilgi gösterdiği belirtiliyor. Yeni malzemenin, ticari olarak tüm üreticiler tarafından temin edilebileceği ve mevcut enjeksiyon kalıplama üretim hatlarına sorunsuz bir şekilde uyum sağlayacağı da verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.
Kaynak: Sulapac