SOCAR Türkiye Ar-Ge yeni ürünler ve uygulamalar geliştirmeye devam ediyor
Şirket, ticarileşen yeni ürünleriyle Türkiye’nin hedefleri ve ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon şirketinin zengin bilgi birikimi ve deneyimi ile geliştirilen PETİLEN EC 10-19 türü, 2023 yılı itibari ile ticari ölçekte üretime geçerek Alçak Yoğunluklu Polietilen türleri arasındaki yerini aldı.
Yenilikçi bir yöntem ile üretilen PETİLEN EC 10-19 türü, ekstrüzyon prosesi ile kağıt, karton ve alüminyum kaplama işlemlerini hedefleyen kullanıcılar için geliştirildi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre, yeni polietilen türü özel moleküler yapısı sayesinde yüksek hat hızlarında dahi işlenebilirken, farklı malzeme yüzeylerine mükemmel yapışma ve üstün sızdırmazlık özellikleri sunuyor. Bu özelliklerinin yanı sıra, stabil eriyik akış ve sabit neck-in (boyun verme) özellikleri sayesinde son kullanıcıların işleme sırasında malzeme kaybını azaltmayı hedefleyen katkısız bir ürün olarak öne çıkıyor. SOCAR Türkiye Ar-Ge, yüksek performanslı yeni polietilen türünü geliştirerek ambalaj sektörüne yönelik kaliteli ürünler ve uzun vadeli tedarik güvencesi sunuyor. Şirket ayrıca yeni ürünleri ile, sektörde yerel ürün kullanımının artırılması ve ithalatın azaltılması amacıyla hem ürün yerlileştirme çabalarına hem de bu sayede ülke ekonomisine de önemli bir katkı sağlamayı hedefliyor.
Şirketin ürün yerlileştirme projelerinin önemli bir ayağını oluşturan yeni geliştirilmiş polipropilen ürün türü PETOPLEN EH122 ise, beyaz eşya sektörü için yüksek mekanik dayanım performansı sunuyor. Yenilikçi bir üretim yöntemi kullanılarak geliştirilen yeni polipropilen türü, üstün mekanik özelliklere sahip olması sebebiyle uzun ömürlü beyaz eşya ekipmanlarının parçalarının üretiminde kullanılabiliyor. Bu yeni polipropilen türünün SOCAR Türkiye grup şirketi PETKİM tarafından piyasaya sunulmasının ise, Türkiye’nin önde gelen beyaz eşya üreticisi firmaları için onaylı bir tedarikçi haline gelinmesini ve bu firmalarla iş birliğinin daha ileriye taşınabilmesi şansını sağladığı belirtiliyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge tarafından geliştirilen bir diğer yeni polipropilen türü, PETOPLEN AG251 ürün koduyla SOCAR Türkiye grup şirketi PETKİM tarafından nonwoven endüstrisine sunuluyor. Dar molekül ağırlığı dağılımı ve üstün anti-gas fading özellikleri sayesinde, nonwoven üretim proseslerinde kolayca işlenirken, son kullanıcıda renk özelliklerini yüksek performansta koruyor. Türkiye’de önemli bir üretim payına sahip olan nonwoven endüstrisine yönelik geliştirilen bu üstün özellikli polipropilen türü, rakip ürün ithalatının azaltılmasına katkıda bulunarak ürün yerlileştirmeyi destekliyor.
Şirket, ambalaj endüstrisinin ihtiyaçlarına uygun olarak, yeni nesil katkılar ile hazırlanan masterbatch ürünlerini de PETKİM markasıyla pazara sunmaya devam ediyor. Sektörün önde gelen firmalarının ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen bu ürünler, ithal edilen ürün miktarının azaltılmasına katkı sağlamayı hedefliyor. Ambalaj sektöründe karşılaşılan birden fazla soruna etkili çözümler sunacak nitelikte, katma değerli yeni masterbatch ürünleri geliştiren SOCAR Türkiye Ar-Ge, bu ürünleri ile özellikle bloklaşma, poliolefin film ve kaplama üreticilerinin karşılaştığı yaygın bir soruna çözüm getiriyor. Anti-block/slip-antiblock masterbatch (AB-MB) ürünlerinde kullanılan yeni nesil katkılar sayesinde, anti-blocking performansını artırmanın yanı sıra maliyet avantajları da sağlanabiliyor. PETKİM tarafından AB 0503LL-MB ve F03-MB ticari kodlarıyla piyasaya sunulan bu ürünler, üreticilerin mevcut reçetelerindeki AB-MB kullanımını %50 oranında azaltma imkanı sunuyor. Ekstrüder kafa bölgesinde biriken ürünlerin sebep olduğu die build-up ve film yüzeyinde oluşan desenler ile gözlenen melt fracture, ambalaj ve film endüstrilerinde karşılaşılan diğer sorunlar arasında yer alıyor. Film yüzeyindeki bu olumsuzlukların giderilmesi ve pürüzsüz, parlak filmlerin üretilmesi için "Polymer Processing Aid (PPA)" masterbatch kullanımının önemine değinen SOCAR Türkiye Ar-Ge, müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen PPA-MB ürünü, PETKİM PPA 01A-MB ticari kodu altında üretilerek piyasaya sunuluyor. Bu ürün sayesinde müşterilerinin taleplerine değer vererek yüksek kalitede film üretimini yerli bir ürünle gerçekleştirebilmesini sağlayan şirket, farklı sektörlerdeki ihtiyaçlara çözüm sağlamak için çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilen adapte bakterilerden oluşan aşı kültürü ise biyolojik arıtma sistemleri için ekstra yatırım gerektirmeden pratik çözümler sunuyor. Petrokimya ve rafineri atık suları içinde bulunan ve zor parçalanan kimyasalları hızlı bir şekilde parçalama yeteneğine sahip BIOTECH PET01 adını taşıyan özel sıvı bakteri karışımı, ekstra adaptasyon işlemine ihtiyaç duymadan doğrudan biyolojik havuzlara uygulanabilecek şekilde üretildi. Üretilen bakteri kültürü, arıtma tesislerinde KOİ (Kimyasal Oksijen İhtiyacı) giderim verimini artırarak, ipliksi bakterilerin aşırı üremesini engelliyor, biyokütleyi stabilize ediyor, fenol ve azot gibi kimyasalların etkili bir şekilde arıtılmasını sağlayarak çöktürmeyi iyileştiriyor. BIOTECH PET01, 2020 yılından itibaren PETKİM Aliağa Tesisleri atık sularının arıtımında başarılı bir şekilde kullanılıyor. Fenol ve azot bileşenlerini içeren rafineri kaynaklı atık suların arıtılması genellikle büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu nedenle, SOCAR Türkiye Ar-Ge tarafından geliştirilen fenol ve azot giderimi sağlayan özel bakteri karışımlarından oluşan ürünler, rafineri ve diğer endüstriyel atık su arıtma tesisi işletmecilerine çözüm aracı olarak sunuluyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge bünyesinde yer alan Proses Geliştirme Departmanı, nitelikli mühendislerin gözetiminde, gelişmiş ve kapsamlı ekipman çeşitliliği ile SOCAR grup şirketlerine İnsansız Hava Aracı (İHA) çözümleri de sunuyor. Denetleme, üç boyutlu haritalandırma ve hava kalitesi ölçümü gibi faaliyetlerin yanı sıra, yüksek teknolojiye sahip sensörlerle toplanan verileri işleyerek insan gözü tarafından algılanamayan detayları yakalayacak akıllı modeller geliştiriliyor ve bu çözümler SOCAR grup şirketlerine sunuluyor. Ayrıca, bu veriler temel alınarak detaylı raporlar hazırlanıyor ve isteğe bağlı ham veriler de paylaşılabiliyor. Şirket, bahsi geçen İHA çözümlerinin tamamını teknik olarak da başarıyla gerçekleştiriyor. Yeni ekipmanların portföye katılmasıyla, yakın gelecekte hizmet alanını daha da genişletmeyi planlayan şirket, yapay zekâ ve makine öğrenmesi temelli algoritmaların geliştirilmesi üzerine olan çalışmalarına da devam ediyor. Ar-Ge merkezi, yüzeydeki korozyon ve yapısal değişiklikleri tespit etmek için geliştirilmiş olan algoritmaları şu anda aktif bir şekilde kullanıyor. Ayrıca, izolasyon altında meydana gelen korozyonun tespiti üzerine çalışmalarına devam eden şirket, bu hizmeti yakın gelecekte tüm SOCAR grup şirketlerine sunmayı planlanıyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge’nin ilk dijital içerikli Ar-Ge ürünü olan Imcube ise, yapay zekâ destekli görüntü işleme odaklı bir laboratuvar cihazı ve tane boyut dağılımını hızlı ve yüksek doğrulukla belirlemek için teorik, fiziksel ve yazılımsal altyapıyı kullanıyor. Yüksek çözünürlüklü kamera ve bu ölçümleri destekleyen algoritmalar ile katı parçacıkların boyut dağılımını piksel düzeyinde istatistiksel olarak kesin bir şekilde tespit ederek, bu verileri endüstri standartlarına uygun bir şekilde raporlayabiliyor. Imcube ayrıca, tane boyutu dağılımının ötesinde, şekil faktörü, yuvarlaklık/köşelilik seviyesi ve aglomerasyon derecesi gibi farklı yöntemlerle elde edilmesi mümkün olmayan morfolojik bilgilerin analizini de gerçekleştirebiliyor. Imcube, elek sistemi ve lazer difraksiyonu gibi geleneksel analiz yöntemlerine alternatif olarak üretildi. Cihazın tasarımı, gölge oluşumunu engellemek için özel bir ışık sistemi, yüksek kalibrasyonlu kamera açısı ve parçacıkları termodinamik olarak uygun bir konuma getirmek için tasarlanan titreşimli örnek haznesi ile hassasiyeti ve doğruluğu artırıyor. Ayrıca, katı parçacıkların üst üste gelmesi durumunda bile, gelişmiş yapay zekâ ve görüntü işleme algoritmaları ile dijital çözümler sunuyor. Cihazın üretiminde katmanlı üretim teknolojisi tercih edilerek bu sayede esneklik, kolay modifikasyon ve sektörel gereksinimlere uyum gibi yetenekler kazandırıldı.