Thursday, Nov 14th

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Ürünler

Sertifikalı-döngüsel PE film ile “çevre dostu ambalaj malzemelerinin yeni nesli”

ExxonMobil ve Bareks, “Sertifikalı-Döngüsel Ürünler” ile esnek ambalajda döngüsel ekonomiye destek taahhüdünü yerine getirmek için yeni bir iş birliğine imza atıyor.

Ambalaj endüstrisinde yenilikçi yapısıyla öne çıkan Bareks, ExxonMobil ile yaptığı iş birliğiyle müşterilerine, ExxonMobil'in ExxtendTM teknolojisini kullanarak “Kimyasal geri dönüşümlü sertifikalı döngüsel polietilen (PE) filmler” sunuyor. Bu kilometre taşı niteliğindeki gelişme, Bareks'in esnek ambalaj endüstrisini daha döngüsel bir ekonomiye yönlendirme misyonuna hizmet ediyor. Sertifikalı-döngüsel PE film ile gıda temasına uygun geri dönüştürülmüş ürünler üretmeyi amaçlayan şirket, aynı zamanda güvenlik ve döngüsellik konularında standartları belirleyen “çevre dostu ambalaj malzemelerinin yeni nesli” ürünlerini müşterileri ile buluşturmayı hedefliyor.

Kimyasal veya ileri geri dönüşüm teknolojileri, gıda temas uygulamaları için sertifikalı-döngüsel PE filmler üretilmesine olanak tanıyor ve kirlenme veya bozulma nedeniyle geri dönüşümün bazı sınırlamalarına çözüm sunuyor. Söz konusu geri dönüşüm teknolojileri basitçe plastikleri eritmek ve şekillendirmek yerine; kimyasal geri dönüşüm, depolimerizasyon, piroliz veya gazlaştırma gibi çeşitli süreçleri kullanarak karmaşık plastikleri orijinal monomerlerine veya diğer değerli kimyasal bileşenlere ayırmak için çaba harcıyor. Bu süreçler, plastik atıkları yeni plastikler, yakıtlar veya diğer değerli kimyasallar üretmek için kullanılabilen yapı taşlarına dönüştürüyor. 

İleri geri dönüşüm aynı zamanda PE filmler de dahil olmak üzere geri dönüştürülebilecek plastik türlerinin yelpazesini genişletmeye de destek oluyor. Müşteriler, atığı önemli ölçüde azaltarak ambalaj ihtiyaçlarına daha sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemekle birlikte, ürünlerinin en üst düzeyde güvenliğini ve kalitesini sağlayabiliyor.

Bareks Genel Müdürü Yiğitcan ÇelikoğluBaşarılı iş birliğine dair yorumda bulunan Bareks Genel Müdürü Yiğitcan Çelikoğlu şöyle diyor: “Bareks'te, kolektif eylemin gerçek değişimi tetiklediğine inanıyoruz. ExxonMobil ile iş birliğimiz, esnek ambalaj sektöründe yenilik ve daha döngüsel bir ekonomiye destek konusundaki ortak taahhüdümüzü yansıtıyor. Sertifikalı-döngüsel PE filmi portföyümüze eklemek, daha döngüsel bir geleceğe doğru devam eden yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşıdır.”

ExxonMobil'in Avrupa Polietilen Satış Müdürü Thierry Debarneville ise, “Bu önemli projede Bareks ile çalışmaktan dolayı memnuniyet duyuyoruz ve Exxtend teknolojisine ve kütle denkliği metodolojisine dayanan ISCC PLUS sertifikalı-döngüsel PE'mizin gıda sektörünün karşı karşıya olduğu bir zorluğu aşmakta önemli bir rol oynayacağından dolayı heyecanlıyız” açıklamasıyla, söz konusu iş birliğine dair düşüncelerini ortaya koyuyor.

Bareks'in sertifikalı-döngüsel PE filmi, önemli performans avantajları ile birlikte, International Sustainability and Carbon Certification (ISCC) Plus sertifikasına da sahip. Plastik atık işleme için ISCC, kütlesel denklik mekanizmasına dayalı bir hesaplama modeli kullanıyor. Bu yaklaşım; üreticilere, işleme kayıpları hesaba katıldıktan sonra üretim sistemlerindeki plastik atığın toplam kütlesini denetleyebilmelerini ve ardından bu kütleyi sertifikalı-döngüsel, saf kalitedeki polimerler olarak belgelemelerini sağlıyor.

Yeni uygulama ürün mühendisliği ve servis operasyonlarını birbirine bağlıyor

Siemens ve Salesforce hizmet sunumunu hızlandırmak ve üretim kârlılığını artırmak için güçlerini bir araya getiriyor.

Siemens Digital Industries Software, Salesforce AppExchange'deki yeni Teamcenter® SLM uygulamasını duyurdu. Siemens tarafından Salesforce ile işbirliği içinde geliştirilen uygulama, Siemens Xcelerator endüstri yazılımı portföyündeki Teamcenter Servis Yaşam Döngüsü Yönetimi çözümünü Salesforce Manufacturing Cloud ve Salesforce Service Cloud ‘u bir araya getirerek ürün mühendisliği ve ürün servis operasyonlarını birbirine bağlıyor. Şirkete göre bu yeni uygulama, üreticilerin daha servis merkezli iş modellerini benimsemelerini, müşteri deneyimini iyileştirmelerini ve servis gelirlerini artırmalarını sağlıyor.

Siemens Digital Industries Software Dijital Üretim Kıdemli Başkan Yardımcısı Zvi Feuer, "Siemens ve Salesforce, servis yaşam döngüsü ve müşteri ilişkileri platformlarının bu yenilikçi entegrasyonu aracılığıyla üreticilerin müşterileriyle yepyeni yollarla bağlantı kurmalarını sağlamak için bir araya geliyor. Yeni işbirliğimiz sayesinde, ürün bilgisini tüm müşteri hikayesiyle bir araya getiren kapalı döngü bir entegrasyon yoluyla üreticilerin servise geçmelerine yardımcı oluyoruz. Uygulama, doğru bilgiyi doğru zamanda tek ve merkezi bir konumda sunarak servis operasyonlarında, mühendislik ve servis ekipleri arasında işbirliğini teşvik edebilecek ve müşteri memnuniyetini artırabilecek gelişmiş bir müşteri hizmetleri deneyimi sunuyor" dedi.

Yeni Teamcenter SLM uygulamasının faydaları arasında daha iyi bir ilk seferde düzeltme oranıyla operasyonel verimliliği artırmak, hizmet maliyetini düşürmek ve satış-hizmet çabaları arasındaki uyumu iyileştirmeye yardımcı olmak yer alıyor. Doğru varlık bilgileri, araçlar ve envanterle donatılan servis ekipleri, müşteri hizmetleri deneyimini iyileştirebiliyor ve gelir artışını destekleyebiliyor.

Uygulama ayrıca teknisyenlere ve saha personeline Teamcenter'da yönetilen grafiksel olarak zengin ürün verilerinin yanı sıra müşteri varlık bilgilerine daha fazla görünürlük sağlayarak servis faaliyetlerinin ilk seferde başarıyla tamamlanmasına yardımcı oluyor. Salesforce'un yapay zekâ teknolojisi Einstein'a erişimi sayesinde uygulama, Teamcenter'da yazılan servis planlarından oluşturulan bilgi makalelerini de tarayarak kaynak ve çözümlerin bulunmasına yardımcı olabiliyor. Servis verilerine kolay erişim sayesinde üreticiler, servis etkinlikleri aracılığıyla öğrenilen dersler her bir ürünün dijital ikizinin bir parçası haline geldikçe sürekli ürün iyileştirme sağlayabiliyor.

Salesforce Üretim ve Otomotiv Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Achyut Jajoo ise, "Üreticilerin verimliliği artırmasına, daha iyi hizmet sunmasına ve yeni gelir akışları açmasına yardımcı olmak için Siemens ile iş birliği yapmaktan heyecan duyuyoruz. Gerçek zamanlı veri ve yapay zekâ ile güçlendirilmiş Salesforce ile Siemens'in Teamcenter hizmet yaşam döngüsü yönetimini bir araya getirerek, sektör genelinde dijital dönüşümün ilerlemesine yardımcı olacak ve üreticileri yeni gelir akışları oluştururken daha iyi hizmet sunmaları için güçlendirecektir” açıklamalarında bulunuyor.

Yapay zekâ destekli süreç umut vaat ediyor

Plastik ayıklama araştırma projesi OMNI, gıda sınıfı polipropilenin mekanik geri dönüşümüne yönelik dünyada bir ilki gerçekleştiriyor

Polipropilen (PP) gıda ambalajlarının döngüselliğini artırmak amacıyla Recycleye, Valorplast ve TotalEnergies tarafından yönetilen ortak araştırma projesi OMNI, bir ilke imza atan sonuçlara yol açtı. Yapay Zekâ (AI) ve bilgisayar görüşüne dayalı yeni teknoloji, verimli bir dekontaminasyon süreciyle birleştiğinde, gıdayla temas eden uygulamalar için polipropilenin mekanik olarak geri dönüştürülmesi zorluğunun üstesinden gelmek için yüksek performanslı, pazarlanabilir bir çözüm sunuyor. 

OMNI, evsel tüketim sonrası atıklardan gıda sınıfı PP'nin belirlenmesi ve ayrıştırılması için yapay zekâ ve makine öğreniminden yararlanmayı amaçlayan yenilikçi bir proje olarak tanımlanıyor. Ayrıca, evsel ambalaj ve kağıdın çevresel etkilerini azaltmayı misyon edinen bir şirket olan Citeo'nun proje çağrısı çerçevesinde Ekim 2020'de başarıyla seçilen 7 proje arasında yer alıyor.

18 aylık bir araştırmanın ardından OMNI projesi, sistem genelinde ambalaj değişiklikleri gerektiren dijital ve fiziksel markalama çözümlerine bir alternatif oluşturdu. Recycleye bir demonstrasyon ünitesinde; Valorplast tarafından sağlanan ve karakterize edilen Fransa genelinde 5 konumdan toplanan atıklara dayalı bir yapay zekâ modeli oluşturdu ve eğitti. Yapay zekâ ve robotik ayıklama, %95'in üzerinde saflığa sahip gıdada kullanılabilir malzemenin %50'sinde başarılı bir toplama oranı elde etti. Bu sınıflandırma faaliyeti, kullanıma hazır mekanik geri dönüşüm teknolojilerine dayanan yarı endüstriyel bir pilot uygulamada daha fazla dekontaminasyon için kullanılan malzeme üretti. TotalEnergies daha sonra üst düzey ambalaj uygulamalarına uygun, kokusuz, temiz rPP üretmek için polimer uzmanlığından yararlandı.

Geliştirilen yeni süreç, yapay zekâ ve bilgisayar görüşüyle ayrıştırılan gıda sınıfı PP atıklarının verimli bir şekilde dekontaminasyonunu gösterdi ve polipropilen ambalajın döngüselliği için yeni fırsatlar yarattı.

TotalEnergies Polimerlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Nathalie Brunelle konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: "Bu proje yalnızca en son teknolojinin malzeme döngüselliğini nasıl geliştirebileceğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda müşterilerimize hizmet vermek üzere geri dönüştürülmüş polimerler için daha geniş bir erişilebilir uygulama yelpazesinin önünü açıyor. Ömrünü tamamlamış plastiklerin yönetilmesi zorluğuna somut bir yanıt veriyor ve 1 milyon ton döngüsel polimere ulaşma hedefimizi tam olarak destekliyor.”

Kaynak: TotalEnergies

Alçak Dünya yörüngesindeki uydular için kendinden yağlamalı malzeme

Ensinger Sintimid, uzay endüstrisindeki tribolojik uygulamalar için TECASINT 8591 adlı yeni bir yüksek performanslı plastiği piyasaya sürüyor. PTFE kullanılarak, özel yağlayıcılar ve dolgu maddeleri eklenerek yeni geliştirilen ürünün, uzayda bulunan koşullar altında kendi kendine yağlama özellikleri sergileyeceği belirtiliyor.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve sözleşme ortağı Aerospace & Advanced Composites (AAC) ile yapılan işbirliğinin bir parçası olarak şirket, "Kendinden Yağlamalı Polimer Matrisli Kompozitler" (SLPMC2) projesinde yer aldı. Amaç, rulmanın tüm hizmet ömrü boyunca düşük sürtünme katsayısı sergileyen, kendinden yağlayıcı bir malzeme geliştirmekti. Ayrıca Avrupalı ortaklar denizaşırı malzeme tedarikçilerine olan bağımlılığı azaltmak istiyorlardı.

Hava durumu, iletişim ve yer gözlem uyduları alçak Dünya yörüngesinde (LEO) daire çizer. Uydular yörüngelerine ulaşır ulaşmaz sensörler, antenler ve reflektörler açılır. Sistemlerin hizmet ömürleri boyunca uzayda karşılaşılan zorlu koşullar altında uzun vadeli işlevselliklerini korumaları sağlanmalıdır.

Bu sistemlerin açılmasını sağlayan mekanizmalar özel bilyalı veya lineer rulmanlarla donatılmıştır. Sürtünmeyle birlikte ortaya çıkan aşınma ve yıpranma, bu bileşenlerden yüksek özellikler talep etmektedir. Her şeyden önce, en az 20 milyon rulman devri boyunca sabit bir bilyalı rulman torkunu korumak özel bir zorluktur. Ensirger tarafından verilen bilgiye göre araştırma bulguları, TECASINT 8591'in rakip ürün PGM-HT ile karşılaştırıldığında daha düşük bir bilyalı rulman torkuna sahip olduğunu gösterdi. İstenmeyen yapışma-kayma etkileri oluşmadı. Tribolojik özelliklerinin yanı sıra malzeme, ECSS Q70-02 tarafından belirlenen gaz çıkışı limitlerine uygun olarak düşük seviyelerde sonradan büzülme sergiledi.

ESA tarafından onay

Proje aşamasında AAC şirketi yeni malzemenin ilgili tüm özelliklerini inceledi ve endüstri ortaklarıyla birlikte ilk uygulamaları test etti. Kriyojenik sıcaklıklarda ve vakum altında bile malzeme üstün sürtünme özellikleri gösterdi. Sonuçların analizinin ardından TECASINT 8591, mevcut tek kaynaklı malzeme PGM-HT'ye alternatif olarak ESA tarafından onaylandı. Şirket tarafından yapılan açıklamada ayrıca ilk müşterilerin, anten ve reflektörlerin açılmasında kullanılan rulman kafesleri için malzemeyi test etmeye başladığı belirtiliyor. Yeni malzeme, 60 mm kalınlığa kadar plakalar ve 60 mm çapa kadar çubuklar halinde bulunuyor.

Kaynak: Ensinger Group

ALPLA’dan yenilikçi kapak

Pratik, sezgisel ve çocuk dostu: Norveçli valf teknolojisi şirketi SmartSeal tarafından geliştirilen çözüm, sızıntılara ve sıçramalara karşı güvenilir bir koruma sağlıyor. 

ALPLA'nın sızdırmayan içecek kapağı tek bir damlanın bile kaybolmamasını sağlıyor. Yenilikçi çözüm, sıvıyı yalnızca vakumla veya elastik ağızlık üzerindeki mekanik basınçla uyguluyor. Buna karşılık yenilikçi kapak, sıvıyı 2,7 bar şişe basıncına kadar içeriden güvenilir bir şekilde sızdırmaz tutuyor. Güvenli valf kapatma sistemi, Norveçli valf teknolojisi şirketi SmartSeal tarafından geliştirildi ve başlangıçtan itibaren yalnızca ALPLA tarafından üretiliyor.

Fußach tesisindeki tüm aletlerin ve montaj hatlarının tamamen devralınmasıyla ALPLA, şimdi bu yenilikçi çözümün daha da ölçeklendirilmesi için rotayı belirliyor. Ambalaj uzmanı aynı zamanda yeni araçların geliştirilmesini yoğunlaştırıyor, optimizasyon yoluyla eme tüketimini azaltıyor ve daha fazla ürün çözümüne yatırım yapıyor.

Fußach'taki Avusturya fabrikasının başkanı Daniel Gut konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “Şu ana kadar sızıntı olmadan kapatmanın geçmişi umut vericiydi. Şimdi bir sonraki adımı atıyor ve global bir sistem sağlayıcısı olarak gücümüzden yararlanıyoruz. Bunun bize sunduğu muazzam potansiyelden yararlanmak ve üretimimizi hemen üç katına çıkarmak istiyoruz."

Satış Müdürü Patrick Scherbantie ise: “Damlama önleyici kapak standart ürün yelpazesine dâhil olup uluslararası ağ üzerinden dağıtılmaktadır. Müşterilerimiz başka bir yenilikten de yararlanıyor ve şişe veya preform dâhil olmak üzere kapağı tek bir kaynaktan temin edebiliyor. Pazar ve uygulama alanına bağlı olarak, hızlı ve esnek bir şekilde ek kapasiteler de oluşturabiliriz" diye ekliyor.

Damlama yapmayan kapağın, farklı şişe boyun bitişleri için toplam dokuz rengi bulunuyor. Bu belirtilen renklerin dışında müşteriye özel renk seçenekleri de bulunan kapak, gelecekte iki bölümlü bir spor versiyon olarak da sunulacak. Alternatif versiyon, kapak açıldıktan hemen sonra sıvıyı bırakarak, ağızlık üzerinde emme veya basınç gerektirmeyecek, böylece en yoğun fiziki performans sırasında bile içimi kolaylaştıracak.

Kaynak: ALPLA 

Tek kullanımlık enjektör, yenilenebilir ham madde ile sürdürülebilirlik hedeflerini karşılıyor

Cihaz muhafazasının üretiminde Ineos Styrolution'ın biyo bazlı stiren akrilik kopolimeri kullanıldı 

Sağlık sektörüne yönelik İngiltere merkezli yenilikçi bir çözüm sağlayıcı olan Eco-inject, yeni nesil tek kullanımlık otomatik enjektörlerinin muhafazaları için INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir NAS® ECO 21 BC70 malzemesini seçtiklerini duyurdu.

Büyüyen sağlık hizmetleri pazarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere özel olarak tasarlanan yeni çözüm Eco-inject’e göre, çevresel sürdürülebilirliği maliyet azaltma ile birleştiriyor. Yeni otomatik enjektör borusu, azaltılmış plastik atık ve biyolojik olarak atfedilen polimerlere dayalı bir muhafaza kutusu ile doğal ve düşük maliyetli bir kullanım sunuyor. Ayrıca tek bir cihaz biçiminde 1ml veya 2.25ml önceden doldurulmuş şırıngaların mevcut olduğu bilgisi veriliyor.

Ineos Styrolution ise malzemenin termal stabiliteye sahip, güçlü, sert ve su geçirmez bir plastik reçine gerektiren uygulamalar için uygun olduğunu belirtiyor. ISCC PLUS kapsamında sertifikalandırılmış bir kütle dengesi sürecine dayalı olarak yenilenebilir ham madde kullanılarak üretilen bu sınıf; %93 oranında karbon ayak izi azaltma (CFR) değeri ile şeffaflık, yüksek yüzey kalitesi ve düşük yoğunluk gibi özellikler de sunuyor.

Yirmi yılı aşkın bir kariyere sahip endüstriyel tasarımcı ve Eco-inject'in kurucusu John Palmer-Felgate şunları söylüyor: "Eco-inject'te hem ekonomik hem de çevre dostu çözümlere odaklanıyoruz. Sürdürülebilirlik ve şıklık için çabalarken aynı zamanda ürün maliyetini de düşürüyoruz. INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir ECO malzemeleri ile tam da bunu başarabiliriz. Biyo-bazlı plastiklerin kullanılması, otomatik enjektör cihazlarının karbon ayak izini önemli ölçüde azaltarak, giderek daha sıkı hale gelen sağlık hizmetleri sürdürülebilirlik kriterlerini karşılamalarına olanak tanıyacaktır. Bu da tüketicilerin kendi kendini yöneten bu cihazları evlerinde kullanmanın avantajlarından yararlanmaya devam etmelerini sağlayacaktır.”

Sağlık hizmetleri segmentinin sürdürülebilir ECO malzemelerini benimsediğini görmenin heyecan verici olduğunu söyleyen INEOS Styrolution İş Geliştirme Müdürü Bernd Elbert ise; “Bizimle benzer değerleri paylaşan, kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik bütünsel bir yaklaşım ve yenilikçi tasarımla yeni alternatifleri keşfetmeye hazır bir şirketle çalışmak özellikle ilham verici” ifadeleri ile açıklıyor.

Kaynak: INEOS Styrolution

Ferrgem Mold: Kalıp üretimine sanatsal dokunuş

Ferrgem Mold, uzun yıllara dayanan bilgi birikimi, deneyimli kadrosu ve ileri teknoloji barındıran makine parkıyla yüksek kalite standartlarında ürettiği kalıplarını müşterilerinin hizmetine sunuyor. 

Ürün yelpazesinde yer alan gıda ambalajı, plastik kapak, mutfak gereçleri ve medikal malzeme kalıplarının tamamını kendi bünyesinde üretme kabiliyetine sahip olan şirket, her geçen gün daha yenilikçi ve daha uzun ömürlü kalıplar üretmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

20 yılı aşkın süredir kalıp sektörünün tüm aşamalarında kişisel olarak bulunan Ferrgem Mold Kurucusu ve Genel Müdürü Cebrail Demirbağ şirketlerinin yapılanması ve gelişim sürecini şu ifadelere anlatıyor: “2004 yılında ‘Geçmişten Geleceğe’ sloganıyla makine ve kalıp sektöründe faaliyetlerimize başladık. 7 yıl önce kendi şirketimizi kurup kurumsallaşma yolunda ciddi adımlar atarak devam ettirdiğimiz iş sürecine yakın zamanda “Ferrgem Mold” markasını oluşturarak başarıyla devam ediyoruz. Küçük işletmelerden büyük firmalara dek, bu 20 yıllık sürece binlerce proje sığdırabilmiş olmanın gururunu yaşıyoruz. Her daim müşteri memnuniyetini ön planda tutan, verdiği sözü zamanında yerine getiren olası yanlış ve hatalara karşı sorumluluk üstlenen anlayışımızla daima müşterilerimizin lehine bir yönetim anlayışına sahip olduk.” 

Ülkemizin kalıp alanında bir dünya markası olması adına yurt içi üretimi kadar, yurt dışı üretim süreçlerine de ciddi anlamda önem verdiklerini söyleyen Cebrail Demirbağ üretim süreçlerini şu şekilde açıklıyor: “Kalıp üretiminin bütün aşamalarında rol alıyoruz. Universal bakış açısıyla projelendirme ve üretim anlayışıyla yüksek kalitede uzun ömürlü kalıplar üretiyoruz. Ürünlerimizi üretirken müşteriye özel ve hassas üretim metodundan yararlanıyoruz. Bu hem yüksek kaliteli kalıp üretimi olanağı sağladığı gibi hem de kullanım esnasında ve ilerleyen zamanlarda iyileştirme, onarım süreçlerinde esneklik sağlamaktadır. İleri teknoloji barındıran makinelerimizle üretmiş olduğumuz kalıp parçalarımız HASCO ve DME standartlarındadır. Kalıplarımızda sızdırmazlık, kilit fonksiyonu, sorunsuz istiflenme, yüksek sağlamlık, özel üretim özellikleri bulunmaktadır. Sunmuş olduğumuz çözüm önerilerimiz ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak karşılıklı güven ortamı içinde sektörde kalıcı olma yolunda önemli adımlar atıyoruz. Gerek teknolojik alt yapımız, gerek değerli personel kadromuz, gerek ise modern yönetim biçimimizle her geçen gün daha atletik ve güçlü bir şirket halini alıyoruz. Ülkemizin obez büyüklükte şirketlerden ziyade güçlü ve yenilikler yaratan firmalara, markalara ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Ferrgem Mold olarak bunun için çalışıyoruz.”

ALPLA, Danimarka merkezli Paboco’nun büyük ortağı oldu

Paboco, 2024 yılının sonu itibariyle Danimarka’daki ileri teknolojiye sahip yeni üretim tesisinde tamamen geri dönüştürülebilir bir kâğıt şişe üretmeyi planlıyor.

The Paper Bottle Company (Paboco), inovatif selüloz şekillendirme teknolojisinin yardımıyla elyaf bazlı ambalaj çözümleri geliştirip üretiyor. Danimarka'nın Slangerup kentinde yerleşik olan şirket, 2019 yılında ALPLA ve Billerud tarafından ortak bir girişim olarak faaliyete geçti. Şirketin çoğunluk hissedarı, ambalaj ve geri dönüşüm uzmanı ALPLA, Billerud'un tüm hisselerini satın aldı ve Paboco'ya yaptığı yatırımla, FSC sertifikalı elyaflardan üretilen tümüyle geri dönüştürülebilir kâğıt şişenin sanayileşmesi yönündeki çalışmaları hızlandırdı. 

Güvenlik, fiyat uygunluğu ve sürdürülebilir ambalaj çözümlerinin şirket olarak temel kriterleri arasında yer aldığını ifade eden ALPLA CEO’su Philipp Lehner: “Paboco ekibi, birkaç yıl süren yoğun bir geliştirme sürecinin ve ezber bozan inovasyonların sonucunda artık sektörde lider konuma gelecek ürününü piyasaya sürmeye ve kâğıt şişeyi geniş bir müşteri kitlesi için sürdürülebilir bir seçenek haline getirmeye hazır" açıklamalarında bulunuyor. 

Test aşamaları başarılı oldu

Paboco, 2021 yılından bu yana The Absolut Company, Carlsberg Group, The Coca-Cola Company, L'Oréal ve Procter & Gamble gibi “Paboco Pioneer Topluluğu” üyeleri ile birlikte piyasaya ilk defa sürülen ürünleri test ediyor. Test sürecinin başarıyla tamamlanmasının ardından, yeni nesil geri dönüştürülebilir kâğıt şişelerin seri üretimine 2024 yılı sonunda başlanması planlanıyor. 

Read more...

Ravago Petrokimya, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümlerle sektörde öncü bir rol üstleniyor

Şirket, polimer ham madde alanındaki bu yenilikçi yaklaşımıyla kendini sadece endüstri normlarını şekillendiren bir oyuncu değil, aynı zamanda sürdürülebilirliği teşvik eden bir örnek olarak konumlandırıyor.

1998'den bu yana Türkiye plastik sektörünün önde gelen oyuncularından biri olan Ravago, polimer ham madde üretim şirketi Ravago Petrokimya ile yatırımlarına ara vermeden devam ediyor. Şu an itibariyle Ravago Petrokimya, Aliağa (İzmir) ve Taysad (Kocaeli) üretim tesislerinde toplam 250 bin metrekarelik bir alanda faaliyet gösteriyor. Şirket ayrıca 400 bin tonluk üretim kapasitesi ile Türkiye'nin ikinci büyük plastik üreticisi ve plastik ham madde ihracatının lideri konumunda bulunuyor.

2001 yılında Gebze'de Termoplastik Elastomer ve Mühendislik Plastikleri üretimi ile yolculuğuna başlayan şirket, 2019’da İzmir Aliağa tesislerinde Endüstri 4.0 otomasyon sistemi kurulumu ve 100 bin ton üretim kapasitesiyle Türkiye'nin önde gelen teknik kompound üreticileri arasında yer alıyor.

Read more...

SOCAR Türkiye Ar-Ge yeni ürünler ve uygulamalar geliştirmeye devam ediyor

Şirket, ticarileşen yeni ürünleriyle Türkiye’nin hedefleri ve ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor.

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon şirketinin zengin bilgi birikimi ve deneyimi ile geliştirilen PETİLEN EC 10-19 türü, 2023 yılı itibari ile ticari ölçekte üretime geçerek Alçak Yoğunluklu Polietilen türleri arasındaki yerini aldı. 

Yenilikçi bir yöntem ile üretilen PETİLEN EC 10-19 türü, ekstrüzyon prosesi ile kağıt, karton ve alüminyum kaplama işlemlerini hedefleyen kullanıcılar için geliştirildi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre, yeni polietilen türü özel moleküler yapısı sayesinde yüksek hat hızlarında dahi işlenebilirken, farklı malzeme yüzeylerine mükemmel yapışma ve üstün sızdırmazlık özellikleri sunuyor. Bu özelliklerinin yanı sıra, stabil eriyik akış ve sabit neck-in (boyun verme) özellikleri sayesinde son kullanıcıların işleme sırasında malzeme kaybını azaltmayı hedefleyen katkısız bir ürün olarak öne çıkıyor. SOCAR Türkiye Ar-Ge, yüksek performanslı yeni polietilen türünü geliştirerek ambalaj sektörüne yönelik kaliteli ürünler ve uzun vadeli tedarik güvencesi sunuyor. Şirket ayrıca yeni ürünleri ile, sektörde yerel ürün kullanımının artırılması ve ithalatın azaltılması amacıyla hem ürün yerlileştirme çabalarına hem de bu sayede ülke ekonomisine de önemli bir katkı sağlamayı hedefliyor.

Read more...