Tıbbi cihaz uygulamalarında kullanılan TPE’ler daha iyi tutuş ve yüzey hissi sağlıyor
Ergonomik olarak tasarlanmış tıbbi cihazlar, hassasiyet, esneklik, konfor ve kontrol kolaylığı sağlayarak hem hastalar hem de tıp uzmanları için olumlu sonuçlar getirir. Ek olarak, tıbbi aletlerdeki kulpların ve kavrama yerlerinin iyi tasarlanmış olmasını sağlamak, aletlerin performansı için koşulların yaratılmasının yanı sıra işle ilgili risklerin önlenmesi için iyi iş uygulamalarının teşvik edilmesi açısından önemlidir. Termoplastik elastomerler (TPE'ler) gibi gelişmiş malzemeler, örnek niteliğindeki özelliklerinden dolayı tıbbi cihazların üretiminde ilgi görmektedir.
Çok çeşitli endüstriler ve uygulamalar için özel olarak tasarlanmış TPE ürünlerinin ve çözümlerinin küresel bir üreticisi olan KRAIBURG TPE, Asya-Pasifik'teki medikal ve sağlık pazarına termometre, endoskop, refleks çekici, tek kullanımlık neşterler, pensler gibi aletlerin kulpları ve kavrama yerleri için THERMOLAST® H HC/AD1/AP serisini sunduğunu duyurdu.
Polar adezyonun ve mekanik özelliklerin faydaları
KRAIBURG TPE'nin seride yer alan bileşikleri, PC, ABS, ASA, SAN, PET, PS ve PETG gibi polar termoplastiklere yapışma özelliklerinden dolayı özellikle tutamak ve kavrama uygulamaları için uygun performans gösteriyor. Ayrıca üstün mekanik özellikleri ve yumuşak dokunuşlu yüzeyi ile kullanıldığında aletler için daha iyi tutuş ve yüzey hissi sağlıyor. Genel olarak bileşikler, kullanıcı deneyimini geliştiren işlevsel ve faydalı tasarım öğeleri de sunuyor. Ek olarak, bileşik serisi enjeksiyon kalıplama yoluyla işlenebiliyor ve bir otoklavda 121°C'de veya ETO (gaz) ile sterilize edilebiliyor.
KRAIBURG TPE'nin polar adezyon TPE serisi, ISO10993-5 ve GB/T 16886.5 (sitotoksisite), US FDA CFR 21, Yönetmelik (AB) No 10/2011, REACH ve RoHS gibi uluslararası standartlara uygun olarak tıbbi cihaz uygulamalarında kullanım güvenliğini sağlıyor. Ayrıca çevre dostu ve biyolojik olarak uyumlu olan bu bileşikler silikon, lateks, PVC veya ftalat içermiyor.
Ürünlerin tıbbi uygulamanın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde özelleştirilmesine olanak tanıyan ön renklendirmenin mevcut olmasının yanı sıra, bileşikler hafif ve dayanıklı tutma yerleri ve kulplara izin veriyor.
Kaynak: KRAIBURG TPE
Batı Polimer Genel Müdürü Berat Güzelel
“Enerji yoğun sektörler kendi enerjisini üretmeli”
Türk sanayisinin temel üretim güçleri olan Demir-Çelik, Plastik, Kimya ve Çimento gibi sektörler; son iki yılda dört kattan fazla artan enerji maliyetleri yüzünden uluslararası pazarlarda rekabetçi olmaktan hızla uzaklaşıyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların tükettiklerinin en azından bir bölümünü üretebilmeleri, rekabetçi yapıları açısından kritik önem taşıyor.
Batı Polimer Genel Müdürü ve Plastik Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Üyesi Berat Güzelel, enerji yoğun sektörlerde başta çatı tipi güneş enerji santralleri olmak üzere öz tüketimi karşılayacak enerji yatırımları için özel bir teşvik mekanizması kurgulanması gerektiğini belirtti.
AIMPLAS kahve atıklarından plastik film üretiyor
Biyolojik atıkları kaynağa dönüştürmek, döngüsel ekonominin anahtarlarından biri olarak European WaysTUP!'un ana hedefleri arasında yer alıyor. Horizon H2020 programı tarafından finanse edilen proje, kentsel biyo atığın kullanımına yönelik yeni değer zincirleri oluşturmak için farklı araştırma hatları üzerinde çalışıyor. Plastik Teknolojisi Merkezi AIMPLAS, bu proje çerçevesinde kullanılmış kahve telvesinden plastik bir film üreterek atıkları yüksek değerli ürünler kaynağına dönüştürdü.
AIMPLAS'ta projenin baş araştırmacısı Nuria López yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: “WaysTUP! biyo atığın, biyoatık üretiminden kaçınarak ve yüksek değerli ikincil kaynakların kaynağı olma potansiyelini kullanarak döngüsel ekonomiye geçişte nasıl önemli bir rol oynayabileceğinin açık bir örneğidir. Bizim durumumuzda, kahve atıklarını paketleme için plastik filme dönüştürüyoruz. Bu arada, SAV – Agricultores de la Vega de Valencia gibi diğer proje ortakları, gıda ve kozmetik endüstrileri için gıda katkı maddeleri, yem ve yağlar üretmek üzere atıkların geri kazanılmasından sorumlu proje koordinasyon ortaklarıdır. Bu proje sayesinde, balık ve et atıkları, kullanılmış kahve telvesi ve yemeklik yağ dahil olmak üzere çeşitli kentsel biyo atık türleri, gıda katkı maddeleri, çeşniler, böcek proteini, biyoetanol, biyosolventler ve ambalajlama için biyoplastikler gibi yeni biyobazlı ürünlere dönüştürülüyor.”
AIMPLAS tarafından üretilen biyobazlı plastik film, Bio-Bean (Birleşik Krallık) tarafından toplanan restoran kahve telvelerinden PHA'dan elde edildi. AIMPLAS önce PHA'yı ekstrüzyonla işlenebilecek şekilde formüle etti ve ardından farklı esnek ambalaj türlerinde kullanılabilen filmi üretti.
Seçici atık toplama konusunda vatandaş bilinci
WaysTUP! Projesi, kentsel biyo atığın bir kaynak olarak önemi hakkında vatandaşların ve yerel toplulukların mevcut algısını iyileştirmeyi amaçlıyor. Buradaki fikir, sonraki geri kazanım için topluluğun seçici kentsel biyoatık toplamaya aktif katılımını teşvik etmek. Buna ek olarak, yerel yönetimler, kentsel biyoatık geri kazanımı lehine yeni örgütsel modellerin yanı sıra karar verme için Avrupa düzeyinde kanıta dayalı politika önerileri benimsemeye ilişkin yönergeler alıyor.
Proje, 818308 numaralı finansman sözleşmesi kapsamında AB Araştırma ve Yenilik Programı Horizon 2020 tarafından finanse ediliyor. Projeye toplam 26 araştırma merkezi, yerel makamlar, şirketler ve şehir ağları katılım gerçekleştiriyor.
Kaynak: AIMPLAS
Türkiye’de 4 kişilik bir aile aylık 120 kilo geri dönüştürülebilir plastik atık üretiyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Müsteşarlığı’nın yaptığı araştırmalar 2018 yılında dünya genelinde 1.167,5 milyar litre, 2020 yılında ise 1,292 milyar litre ambalajlı içecek tüketildiğini gösteriyor. Öte yandan her yıl okyanuslara 4,8 ila 12,7 milyon ton arasında plastik atılıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinin DRS ( Depozito İade Sistemi) ile ciddi manada bir başarı elde ettiklerini görüyoruz. Hollanda, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke çöp toplama sahalarını kapatmış durumda. Ve birçok ülke evsel atıktan plastiğe, kağıttan ambalaja kadar evden çıkan tüm atıklarını yerinde ayrıştırarak geri dönüşüm tesislerine gönderiyor. Hatta ayrıştırma yapmadan evsel atığını ayrıştırma kutularına atanlar ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor.
GAMA, tedarik zincirinde işbirliğini ve şeffaflığı Infor ile hayata geçiriyor
Geri dönüşüm teknolojileri sağlayıcısı ve iplik üreticisi GAMA Recycle, Infor CloudSuite Industrial Enterprise ile teslim sürelerini azaltmayı ve pazar payını genişletmeyi hedefliyor
Bulut şirketi Infor, plastik geri dönüşüm sağlayıcısı ve iplik üreticisi GAMA Recycle Sürdürülebilir Teknolojiler’in Infor CloudSuite Industrial Enterprise’ı seçtiğini duyurdu. Infor’un, değer akışlarını hızlandırmaya ve teslim sürelerini azaltmaya yardımcı olmasının yanı sıra GAMA’nın pazar payını genişletmesine ve hem şeffaflığı hem de üretkenliği artırmasına yardımcı olması bekleniyor.
1997 yılında Gaziantep’te kurulan GAMA, entegre rejenere iplik ve geri dönüştürülmüş polyester elyaf üretimini yüksek kapasitesi ile gerçekleştiriyor. Tekstil ürünleri ve R-PET’in (polietilen tereftalat/geri dönüştürülmüş polyester kırpığı) geri dönüştürülmesi ile öne çıkan şirket, saf malzeme kullanan diğer endüstrilere göre daha riskli ve daha karmaşık bir üretim sürecini sahip.
U-M ekibi PVC'yi geri dönüştürüyor
Michigan Üniversitesi kimyageri Anne McNeil ve resmi doktora sonrası araştırmacı Danielle Fagnani, Amerika Birleşik Devletleri'nde %0 geri dönüşüm oranına sahip bir plastik olan PVC’yi geri dönüştürmenin bir yolunu buldu.
PVC veya polivinil klorür, Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok üretilen plastiklerden biridir ve dünyada hacimce en yüksek üçüncü plastiktir.
PVC, günlük olarak kullandığımız çok miktarda plastiği oluşturur. Modern sıhhi tesisatta kullanılan boruların çoğu gibi, hastane ekipmanlarında kullanılan plastiğin (tüpler, kan torbaları, maskeler ve daha fazlası) çoğu PVC'dir. Pencere çerçeveleri gövde kaplaması, dış cephe kaplaması ve döşemeler PVC'den yapılır veya PVC içerir. Elektrik kablolarını kaplar ve duş bölmeleri, çadırlar, tenteler ve giysiler gibi malzemelerden oluşur. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde sıfır geri dönüşüm oranına sahiptir.
Kimpur, üretimlerinde geri dönüşümden elde edilen Grafen’i kullanıyor
Şirket, sürdürülebilir kaynakları üretiminde kullanarak hem doğaya hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlamaya devam ediyor.
Sürdürülebilir bir gelecek için doğaya değer katan çalışmalarını sürdüren Kimpur, KIMflex sistemlerinin sürdürülebilir kaynaklarla performansını artırdığını duyurdu. Yüksek mekanik özelliklere sahip, otomotivde ses yalıtımı amacıyla kullanılan KIMflex Ses Yalıtım Sistemi ile ofis ve otomotiv koltuğu üretiminde kullanılan KIMflex HR Köpük Sistemlerinin performansını arttırmak amacıyla otomotiv lastik atıklarının geri dönüşümünden elde edilen Grafen’i üretiminde kullanan Kimpur, bu sayede hem doğaya hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlamış oldu.
Rakıcıoğlu: Yaptığımız çalışmalar sonucunda ses absorpsiyonunda %65 oranda iyileştirme sağladığını tespit ettik
Otomotiv lastik atıklarının geri dönüşümünden elde edilen Grafen’i üretimde kullandıklarına ve bu sayede KIMflex Ses Yalıtım Sistemi ve KIMflex HR Köpük Sistemlerinin performansını artırdıklarına dikkat çeken Kimpur Ar-Ge Direktörü Dr. Yener Rakıcıoğlu: “Günümüzde araçların yakıt tüketimini azaltarak enerji tasarrufunu sağlamak amacıyla hafif araç tasarımı oldukça önem kazanmıştır. Kimpur olarak yıllardır otomotiv sektörü için üretimini yaptığımız poliüretan sistemlerin hafiflik özelliği ile araçlarda ağırlık kaybı sağlayarak daha az enerji kullanımı ile daha az emisyon oluşturmayı hedefliyoruz. Bu ürünlerimizin performansını iyileştirmek amacıyla son yılların mucize malzemesi olarak tanımlanan Grafen’i üretimimizde kullandık. Grafen esaslı poliüretan köpükler hafiflik özelliği sayesinde otomobilin toplam ağırlığına neredeyse hiç etki etmeden ses yalıtım performansını arttırmaktadır. Yaptığımız çalışmalar sonucunda elde ettiğimiz Grafen esaslı ses yalıtım sisteminin standart sistemlere oranla ses absorpsiyonunda %65 oranda iyileştirme sağladığını tespit ettik. Bunun yanı sıra otomotiv ve ofis koltuğu üretiminde kullanılan HR Köpük Sistemlerimizin de üretiminde otomotiv lastiklerinden elde edilen karbon esaslı geri dönüşüm malzemesi Grafen’i kullanarak ekstra malzeme kullanımı gerektirmeden sistemlerimizin mekanik özelliklerini iyileştirirken hem malzeme sarfiyatını önlemeyi hem de üretimimizdeki karbondioksit salınımını azaltmayı başardık” şeklinde konuştu.
KİMPUR
GM Tandem hatları ile yüksek performans ve verimlilik
Türkiye’de Asal Teknik firması tarafından temsilciliği yürütülen İtalyan şirketi Gamma Meccanica’nın rejenerasyon teknolojileri, yüksek performans ve enerji verimliliği ile öne çıkıyor.
Markanın son olarak geliştirdiği yeni GM90 makinesi yoğun baskılı (boyalı), yüksek kirli ve nemli plastik materyalleri geri kazanmak için Tandem serisinin bir ara modeli olarak geliştirildi. Şirket tarafından verilen bilgiye göre Tandem teknolojisi normal makineler ile geri kazanımı kârlı olmayacak, zor ve kaderi katı atık sahası olan materyallerin geri kazanımını mümkün kılıyor. Yeni model ayrıca su kullanmadan kesici-kompaktörün istenilen sıcaklığını korumasını sağlayan, hızını optimize eden Ecotronic kontrol sistemi; 90 mm’lik bir ön ekstrüder, su soğutmalı motorlara sahip 105 mm ikinci ekstrüder ve TDA 4.0 su jeti kesim sistemi ile donatılmış bir Compac üniteden oluşuyor. Ayrıca şirket geliştirdikleri oldukça etkili gaz arıtma sistemi sayesinde, erimiş materyalden nemi ve gazı alarak diğer sistemlerden 10 kat daha iyi bir sonucu garanti ettiklerini iddia ediyor. Talep durumunda hat, müşteri ihtiyaçları ve geri dönüştürülen materyale, kirliliğe bağlı olarak farklı tipteki eriyik filtreleri ile tamamlanabiliyor. GM90 Tandem hattının üretim kapasitesinin ise geri dönüştürülen materyalin türü ve işlem şartlarına bağlı olarak 250 - 500 kg/saat olduğu verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.
Gamma Meccanica Türkiye Temsilcisi Asal Teknik, Plast Euarasia fuarında 4. Hol 411A numaralı standında fuar ziyaretçilerine markanın yeni teknolojilerini yakından inceleme imkanı sunacak.
Gamma Meccanica
Türkiye Temsilcisi
ASAL TEKNİK
Husky, yeni kontrol algoritmasını piyasaya sürdü
Temel ihtiyaçların küresel topluma sunulmasını sağlayan öncü bir teknoloji sağlayıcısı olan Husky TechnologiesTM, Altanium® kalıp kontrolörleri serisi için ikinci nesil kontrol algoritmasının piyasaya sürüldüğünü duyurdu. Advanced Reasoning Technology (ART 2.0) yazılımı, günümüzün mevcut sıcaklık kontrol sistemlerine kıyasla daha yüksek hız, doğruluk, hassasiyet ve tekrarlanabilirlik sunuyor.
ART 2.0, daha yüksek performans sağlayan gelişmiş otomatik ayarlama ve ısıtma stratejilerini içeriyor. Sürekli olarak yüksek doğruluk ve kontrol hassasiyeti sağlayarak, kalıplama sürecindeki değişkenliği önemli ölçüde azaltıyor. Test sonuçları, ART 2.0'ın %30 daha az enerji kullanımıyla %42'ye kadar daha kısa sürede ısı set değerine gelindiğini gösteriyor.
Husky'nin Sıcak Yolluk, Isı Kontrol Cihazları & Medikal Bölümü Başkanı Aurelien Bastien yeni kontrol algoritmaları ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor; "Kontrol cihazı teknolojimizi yeni ve çok üst bir düzeye çıkarttık. Bu geliştirilmiş üst düzey çözümümüz ile müşterilerimizin üretkenliğini ve kârlılığını oldukça ciddi seviyelere getiriyoruz."
ART 2.0, Husky'nin orijinal ART Classic kontrol çözümünü arttıran iki adet tamamlayıcı ısıtma çözümü içeriyor. Birincil ısıtma stratejisi UniStart, sıcak yolluktaki bileşenlerin eşit şekilde termal genleşmesini sağlarken homojen bir ısıtma sunuyor.
UniStart'ın tamamlayıcısı ise, tüm bölgelerin aynı anda proses set sıcaklığına ulaşması için ısıtmayı kademelendiren, patent başvurusu yapılmış gelişmiş bir algoritma olan AltaStart'tır. Düşük kütle bölgelerine mümkün olan son ana kadar güç uygulanmıyor, bu da ham maddenin bekleme süresini azaltıyor ve daha az eriyik hacmine sahip olan nozullar gibi alanlarda degredasyonu en aza indiriyor. AltaStart, nozul uçları gibi hızlı tepki veren bölgeleri set değerine en son anda getirerek enerji tüketimini de azaltıyor.
ART 2.0 ayrıca, minimum veya hiç kullanıcı etkileşimi olmadan yüksek düzeyde kontrol sağlayan otomatik ayar yetenekleri sağlıyor. Sınırlı ayar esnekliği olan piyasadaki diğer sistemlerden farklı olarak, ART 2.0 sistemi, yüksek düzeyde hassasiyet içeren kontrol sağlamak için daha fazla ayar seçeneğine sahip.
Karşılaştırmalı testlere dayanarak, ART 2.0 yazılımı, sistemin set değerine ulaşma ve süreci çok daha hızlı stabilize etme yeteneği nedeniyle önemli bir yatırım getirisi sağlıyor. Bastien, "Kıyaslama testlerine dayanarak, iyi parçaları geleneksel kontrol sistemlerinden çok daha çabuk üretmeye başlıyoruz. Daha kısa sürede daha fazla parça ürettiğimiz için sistemin kendisini geri ödemesi çok daha kısa bir sürede oluyor" diyor.
ART 2.0 tarafından desteklenen Altanium® ısı kontrol cihazının, kolay kullanımı ile de en kullanıcı dostu kontrol cihazı olduğu kanıtlandı. Uzman bir operatör tarafından yapılan denemelerde, rakip teknolojilere kıyasla kalıp proses ayarları adımlarını anlayıp bu adımları tamamlamak için ekrana basma sayısı göz önüne alındığında üretkenlikte %64'lük bir artış elde edildi. Son derece işlevsel bir insan-makine arabirimi (HMI), bu gelişmiş kullanılabilirliği sağlayarak karmaşıklığı azalttı ve ekrana basılan komut adedini düşürdü.
HUSKY
Yeni, VVM etiket aplikatörü
Bir ProMach ürün markası olan WLS, ürünün verimliliğini sağlamak için sıcaklığa duyarlı etiketleri etkili bir şekilde uygulamak üzere tasarlanmış VVM etiket aplikatörünü Pack Expo’da tanıttı.
Hemen hemen tüm WLS etiketleyicilere kurulum için tasarlanan aplikatör, belirli bir süre boyunca tolerans dışı bir sıcaklığa maruz kaldığında renk değiştiren ve her bir kabın belirtilen sıcaklıkta tutulup tutulmadığını gösteren termokromik aşı şişesi monitör (VVM) etiketleri uyguluyor. 600 ppm’ye kadar yüksek hızlarda çalışan VVM etiket aplikatörü, şirketin verdiği bilgiye göre doğru etiket yerleştirme, kolay kullanım ve hızlı değiştirme özellikleri sunuyor.
Basınca duyarlı VVM etiketlerini doğru bir şekilde uygulamak için her kap, etiket aplikatörü sürücüsüne kodlanmış servo tahrikli bir mekanizma aracılığıyla pozitif olarak taşınıyor. Etiketleme kafası, etiket ağını çözüyor ve her bir kabın üstüne veya yanına bir VVM etiketini hassas bir şekilde uyguluyor. Bir kamera, VVM etiketinin varlığını ve konumunu doğruluyor ve tolerans dışı kaplar otomatik olarak reddedilebiliyor.
WLS döner veya hat içi etiketleyicinin girişinde veya çıkışında entegrasyon için tasarlanan VVM etiket aplikatörü, sermaye maliyetlerini, zemin alanı gereksinimlerini ve entegrasyon süresini en aza indiriyor. Aplikatör, ana etiketleyicinin elektronik tahrik sistemi ile tamamen senkronizedir ve kolay kullanım için tek bir entegre HMI üzerinden çalışıyor. Aplikatör üzerinde 10 dakikadan daha kısa sürede hızlı, reçete odaklı, aletsiz geçiş tamamlanabiliyor. Etki Alanı Kimlik Doğrulaması, Denetim İzli 21CFR Part11, SCADA iletişimi ve daha fazlasını içeren bir WLS etiketleyici üzerinde sunulan tüm doğrulama seçenekleriyle kullanılabiliyor.
WLS