Thursday, Nov 14th

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Ürünler

Avient, geri dönüştürülmüş TPE portföyünü genişletiyor

Şirket, geri dönüştürülmüş TPE portföyünü %60'a varan geri dönüştürülmüş içerik içeren sınıflarla genişleterek küresel müşterilerini destekliyor

Avient Corporation, reSound™ REC Geri Dönüştürülmüş İçerikli Termoplastik Elastomer (TPE) portföyünü yeni, küresel olarak üretilen GP 7820 sınıflarıyla genişlettiğini duyurdu. Genel amaçlı uygulamalarının sürdürülebilirliğini artırmak isteyen müşteriler için özel olarak geliştirilen sınıflar, tüketici elektroniğinde renkli kalıplanmış bileşenler, gıda dışı uygulamalar için kapaklar ve aparatlar, tıraş bıçakları ve kişisel bakım ürünleri için ürün tutma yerleri, bisiklet ve elektrikli aletler için kulplar ve diğer üst kalıplama uygulamaları için kullanılabiliyor.

Yeni reSound REC GP 7820 TPE sınıfları, bölgesel bulunabilirliğe bağlı olarak tüketim sonrası geri dönüştürülmüş (PCR) akışlarından veya PCR ve endüstri sonrası geri dönüştürülmüş (PIR) ham maddelerin bir kombinasyonundan %60'a kadar geri dönüştürülmüş içerik içeriyor. Bu sınıflar, %100 işlenmemiş eşdeğerlerine benzer performans sağlayarak, ürünün karbon ayak izini (PCF) azaltmaya yardımcı olabiliyor. İsteğe bağlı olarak, Avient’in ISO 14067 standardına göre TÜV Rheinland tarafından sertifikalandırılan PCF Hesaplayıcısı kullanılarak PCF miktarı da hesaplanabiliyor.

Avient Özel Mühendislik Malzemeleri Küresel Pazarlama Direktörü Matt Mitchell, yeni ürünlerine ilişkin düşüncelerini şöyle ifade ediyor: “Müşteri OEM ihtiyaçlarını karşılamak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da üretilen ve saf TPE sınıflarına daha sürdürülebilir bir alternatif sunan yeni bir küresel ürün serisi geliştirdik. Tasarım mühendisleriyle dünya genelinde iş birliği yapabilir ve ürünlerinin üretimine ihtiyaç duydukları yerde destek verebiliriz. Bu küresel ürünler, sağlam tedarik zincirleri kullanarak yüksek geri dönüştürülmüş içerik sunarken, düşük ürün karbon ayak izi değerlerini destekliyor ve tüm bunlar Avient'in bilindiği aynı yüksek kaliteli performansı da sağlıyor.”

Kolayca renklendirilebilir, enjeksiyon kalıplama ve polipropilen (PP) yüzeyler üzerine kalıplama işlemleri için uygun olan bu yeni malzemeler, 40-80 Shore A aralığında değişen sertlik seçenekleriyle dünya genelinde sunuluyor.

Karton içecek paketlemede yeni nesil bir deneyim ile tanışın

Tetra Pak, Türkiye, İran,Kafkaslar ve Orta Asya Pazarlama Direktörü Gaye AtakanTetra Brik® Aseptic Edge ve Ultra Edge Türkiye’de!

Tetra Pak; yenilikçi, akıllı ve çevre dostu yeni ambalajları Tetra Brik® Aseptic Edge ve Ultra Edge ile karton içecek paketlemede standartları yeniden belirliyor. Tetra Pak’ın yeni ultra akıllı ve sürdürülebilir ambalajları işlevsellik ve tüketici deneyimi konusunda dünyada birçok alanda başarısını kanıtlarken Türkiye’deki üreticilerin de bir numaralı tercihi olmaya başladı.

Dünyanın lider gıda işleme ve paketleme çözümleri şirketi olarak insanı ve gezegeni korumaya yönelik yaklaşımı doğrultusunda Tetra Brik® Aseptic Edge ve Ultra Edge ambalajlarımızı Türkiye pazarına sunuyoruz. Kullanıcı dostu ve akıllı bir tasarıma sahip olan Tetra Brik® Aseptic Edge ve Ultra Edge ambalajlarımız tüketicilerin günlük yaşamlarını kolaylaştıran birçok pratik özellik sunuyor. Yapılan değerlendirmelerde kullanıcı ve tüketici tercihleri açısından olumlu geri bildirimler alan ambalajlarımız sunduğu güvenlik ve kullanım kolaylığı ile öne çıkıyor.

Lojistik açısından elverişli, tutuş ve dökme yönünden kullanışlı, rafta duruşlarıyla şık ve sürdürülebilirlik özellikleriyle geliştirdiğimiz Tetra Brik® Aseptic Edge ve Ultra Edge ile müşterilerimize süt, meyve suyu ve bitki bazlı içecek paketlerinin ortam sıcaklığında dağıtımı için en ideal çözümü sunuyoruz.

 

Read more...

Yeniden kullanılabilir PET şişe, plastik döngüsünü destekliyor

ALPLA ve zerooo kozmetik ürünleri için yeniden kullanılabilir PET şişe üretiyor

zerooo, kozmetik sektöründe döngüsel ekonomiyi destekleyen yeniden kullanılabilir ambalajı temsil ediyor. Start-up SEA ME GmbH tarafından sunulan sistem, marka üreticilerine cam şişelere ek olarak, güvenli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir PET şişeler de sunuyor. Şirket, on marka ortağı ve ambalaj ve geri dönüşüm uzmanı ALPLA ile birlikte tamamen geri dönüştürülebilir bir çözüm geliştirdi. 300 mililitre hacminde olan yeniden kullanılabilir PET şişe, şeffaf, süt beyazı ve kahverengi seçenekleriyle sunuluyor. Tüm kapaklarla uyumlu olan bu şişe, ayrıca duşta kullanmak üzere kırılmaz bir alternatif olarak da değerlendirilebiliyor. Gelecekte farklı formatların da piyasaya sürülmesi planlanıyor.

Eylül ayından itibaren Almanya'daki ilk üreticiler, zerooo yeniden kullanılabilir sisteminde PET kaplarda kozmetik ve bakım ürünleri sunmaya başlayacak. Ekim ayında ise Avusturya da bu uygulamayı devreye alacak. SEA ME'nin kendi markasının yanı sıra, başka markalar da bu sisteme dahil olacak. Boş şişeler, zerooo'nun yaklaşık bin toplama noktasına €0,50 depozito karşılığında iade edilebilecek.

Read more...

Mondi, Ambalaj Ay Yıldızları yarışmasında 11 ödülün sahibi oldu

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından düzenlenen yarışma, küresel ambalaj sektöründeki yenilikleri öne çıkarıyor

Mondi, bu yıl Türkiye'de düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları yarışmasında birçok ödüle layık görüldü. Şirketin ödüllü ürünleri arasında Plate Protector (Mondi Eschenbach), Eco Cage Kağıt Sepeti (Mondi Bupak), BeerCoolBox (Mondi Varşova) ve Koala Teşhir Standı (Mondi Adana) yer aldı.

Mondi Oluklu Ambalaj CEO'su Markus Gärtner ödüllerle ilgili şunları ifade etti: "Ekibimizin başarılarından ve Ambalaj Ay Yıldızları 2024'te aldığımız takdirden inanılmaz derecede gurur duyuyoruz. Bu ödüller, durmak bilmeyen mükemmellik arayışımızın ve müşterilerimizin beklentilerini karşılamakla kalmayıp aynı zamanda sürdürülebilir, yenilikçi ambalaj çözümleri sunma taahhüdümüzün bir kanıtıdır" 

Mondi Oluklu Mukavva Çözümleri COO'su Armand Schoonbrood ise; "Ödüllü ürünlerimizin her biri, müşteri geri bildirimlerini tasarım sürecimize entegre etme stratejimizi yansıtıyor ve müşterilerimizin karşılaştığı hem pratik hem de çevresel zorluklara getirdiğimiz çözümleri sergiliyor. Bu ödüllerle aldığımız takdir, daha sürdürülebilir ve etkili ambalaj çözümlerine yönelik yenilik yapmaya ve sektöre öncülük etmeye devam etme isteğimizi körüklüyor" diyerek görüşlerini ekledi.

Bu yıl içinde İstanbul'da düzenlenmesi beklenen Ambalaj Ay Yıldızları 2024 ödül töreni ve gala gecesinde kazananlara altın, gümüş ve bronz ödüller takdim edilecek.

 

Read more...

Plastik endüstrisi için yeniden kullanılabilir paletler

PRS Palet İade Sistemi, Avrupa'nın en köklü döngüsel ekonomi sistemlerinden birini yönetiyor ve plastik endüstrisine yeniden kullanılabilir paletler sağlıyor

Sürdürülebilir kaynak kullanımı ve geniş geri kazanım ağıyla, atıkları ve karbon emisyonlarını azaltarak verimli bir yeniden kullanım sistemi sunan PRS, müşterilerinin maliyetlerini düşürerek plastik endüstrisinin operasyonel ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmayı hedefliyor.

Şirket tarafından verilen bilgiye göre, hemen hemen tüm Avrupa polimer üreticileri 1997’den bu yana çevresel etkilerini azaltmak ve ürün ambalajlama aşamasında ahşap kullanımını minimize etmek için PRS döngüsel palet iade sistemine güveniyor.

Tüm ortaklarının katkılarıyla çevre dostu üreticiler, dönüştürücüler, nakliyeciler, depolar, tüccarlar ve dağıtıcılar arasında sürdürülebilir bir ağ oluşturan şirket, paletlerini polimer üreticilerine kiralıyor; onlar da ürünlerini bu paletler üzerinde paketleyip, plastik dönüştürücülere sevk ediyor. Boş ve uygun olduğunda dönüştürücülerden ücretsiz olarak toplanan ve tamir edilen paletler tekrar kiraya veriliyor.

Tedarikçilerin satış belgeleri (CMR/Fatura/Satış Koşulları), paletlerin üzerindeki yeşil kenarlar ve "PROPERTY PRS" ibaresi, paletlerin PRS mülkiyetinde olduğunu ve iade edilmesi gerektiğini belirtiyor. 

Polimer ambalajının çevresel etkisini azaltarak PRS paletlerinin geri kazanımını ve yeniden kullanımını maksimize etmek için Green Label sertifika sistemi oluşturan şirket, her 7 PRS paletin iadesiyle bir ağaç kurtaran, bu sayede sektördeki sürdürülebilirliği geliştirmeye katkıda bulunan tüm ortaklarına bu resmi sertifikayı gönderiyor.

Türkiye dahil Avrupa’da 35 ülkede geniş hizmet ağı, 25 dilde hizmet veren müşteri temsilcileri, sertifikalı ahşaptan üretilmiş yüksek kalite standartlarına uygun paletleriyle PRS Palet İade Sistemleri hizmet ve güvenilirliği birleştirirken, pazarın artan sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunuyor. PRS Palet Türkiye Ofisi'nden sistem hakkında daha detaylı bilgi alınabiliyor.

PRS PALET

İlaç endüstrisi için sürdürülebilir seçenekler sunan yenilik

Aluflexpack şirketi, ambalajlama sektörü için öncelikli olarak ilaç endüstrisinde kullanılacak ancak kendisine de daha geniş bir kapsamda uygulama alanı bulabilecek yeni farmasötik bir blister ambalaj geliştirdiğini duyurdu.  

Şirket tarafından yapılan açıklamada, tamamen lake alüminyum kullanılarak üretilen 4∞ Form ürününün, öncelik olarak ilaç endüstrisinde kullanılmak üzere tasarlandığı ve bu endüstride tablet, kapsül ve benzeri ürünlerin ambalajlanmasında kullanılan OPA/AL/PVC (cold form) veya PVC/PVDC (thermoform) gibi mevcut çözümlerin yerini alabileceği belirtiliyor. Şirkete göre burada öne çıkan nokta, yenilikçi Aluflexpack ambalajının tamamen lake alüminyumdan yapılmış olması. Ürün adının da atıfta bulunduğu alüminyum, şirket tarafından ambalaj endüstrisinde ürün güvenliği ve kalitesinin korunması ile ilgili olan son derece önemli özellikleri kaybetmeden sınırsız veya sonsuz geri dönüştürülebilen bir malzeme olarak tanımlanıyor. 

Şirkete göre, ayrıca alüminyum son derece hafif olmasının yanı sıra hem yüksek hem de düşük sıcaklıklara karşı dayanıklı olabiliyor. Nem, ışık, oksijen ve diğer gazlarla birlikte bakteri ve mikroorganizmalara karşı %100 koruma sağlayabiliyor. Bu nedenle esnek alüminyum ambalaj içindeki ürünler çok daha uzun bir raf ömrü sunabiliyor.

Read more...

Otomotiv parçaları için simülasyon aracı

THERMOFIP iş akışı aracı, su ve glikol bazlı soğutucu sıvıların tüm kullanım ömrü boyunca otomotiv parçaları üzerindeki etkilerini tahmin ediyor

Domo Chemicals; Toyota (TME), Renault, SOGEFI, Hexagon Manufacturing Intelligence ve Arobas Technologies ile ortak bir projenin parçası olarak su ve soğutma sıvısıyla temas eden poliamid parçalar için geliştirilen yeni bir simülasyon aracını tanıttı. THERMOFIP iş akışı aracı, eskime sonrası parça direnci gelişiminin tahmin edilmesini sağlıyor ve tasarımcıları çok sayıda teste gerek kalmadan yeni parçalar için doğru geometrileri şekillendirme konusunda destekliyor. 

Otomotiv alanındaki poliamid 66 cam elyaf bileşikleri için temel uygulama örnekleri, soğutma sıvısı ile temas eden kaput altı parçalarıdır. Bu durum sadece içten yanmalı motorlu araçlar için değil, aynı zamanda akülü elektrikli ve hibrit araçlar, hatta yakıt hücreli araçlar için de geçerlidir. CO2 emisyonlarını azaltma ihtiyacına ve bunun sonucunda motor mimarisinde ortaya çıkan değişikliklere yanıt olarak, doğru tahmine dayalı simülasyon teknolojisi, plastik endüstrisinde gereklilik haline geliyor.

Bileşiğin ana malzemeleri (poliamid ve dolgu maddesi) ile soğutma sıvısının ana bileşenleri olan su ve etilen glikol arasındaki etkileşimler karmaşıktır. Bunlar, bileşiğin camsı geçiş sıcaklığını ve dolayısıyla standart çalışma koşullarındaki mekanik özelliklerini önemli ölçüde azaltan plastikleştirmeyi içerir. Ayrıca, poliamid zincirlerinin hidrolizi yoluyla kimyasal bozunmayı ve parçanın bir tarafından diğer tarafına değişebilen soğutma sıvısı konsantrasyonu da içerir. Bu, parça geometrisinin farklı noktalarında ve zaman içinde malzemenin farklı mekanik performans seviyelerine neden olur.

Read more...

Oerlikon HRSflow yeni nesil kontrol ünitelerini sunuyor

NPE 2024'te tanıtılan Oerlikon HRSflow'un yeni T-Flow HRS Kontrol Üniteleri, sıcak yolluklu enjeksiyon kalıplamada sıcaklık kontrolünün hassasiyetini ve güvenilirliğini artırmaya yardımcı oluyor. Modüler tasarımda, 6 bölgenin katları şeklinde yapılandırılabilen üç model bulunuyor.

T-Flow HRS, kapsamlı proses kontrolü için sezgisel, kendi kendini açıklayan bir kullanıcı arayüzü sunuyor. Entegre dokunmatik ekran, anlaşılır metin ekranı, akıllı navigasyon ve yönlendirmeli kullanımın kombinasyonu, herhangi bir talimat veya ön bilgiye ihtiyaç duymadan kullanıcı dostu bir konsept sunuyor. Yeşil, sarı ve kırmızı sinyal renklerindeki entegre LED şerit, çalışma durumunun uzaktan görülebilmesini sağlıyor. Reçeteler ve test raporları, entegre USB bağlantı noktası aracılığıyla hızlı ve verimli bir şekilde kurulabiliyor ve aktarılabiliyor. Veri alışverişi, sıcak yolluk kontrolörleri için yeni Euromap 82.2 standart protokolüne uygun olarak OPC UA arayüzü üzerinden enjeksiyon kalıplama makinesiyle gerçekleştiriliyor. Entegre VNC sunucusu ayrıca dizüstü bilgisayar veya akıllı telefon/tablet aracılığıyla rahat kullanıma olanak sağlıyor.

Şirket, yeni kontrol ünitelerinin nozul sıcaklıklarını son derece hassas bir şekilde kontrol edebildiğini, bu sayede sistemin küçük ve kompakt nozullarla yüksek performanslı zorlu uygulamalarda bile kullanılabileceği anlamına geldiğini vurguluyor. Modüler tasarım, ilgili gereksinimleri karşılamak için esnek konfigürasyona olanak tanıyor. Reçete yönetimi ise, farklı reçetelerin kaydedilmesine, saklanmasına, karşılaştırılmasına ve hızlı bir şekilde çağrılmasına olanak tanıyor.

Read more...

Lityum iyon bataryaları için ambalaj çözümleri

CHEP’in BM sertifikalı ambalaj çözümleri üst düzey koruma sağlıyor

Elektrikli araçlar her geçen gün çok daha fazla yaygınlaşmaya devam ediyor. Bu durum beraberinde elektrikli otomobillerin bataryasında birincil ham madde olan lityuma yönelik küresel talebi artırıyor. Pek çok çevresel faydaya olanak tanıyan bu gelişme, lityumun yanıcı bir madde olmasından dolayı nakliyesi sırasında riskler de barındırıyor. Küresel tedarik zinciri markası CHEP, elektrikli otomotiv sektöründeki batarya taşımacılığındaki olası tehlikelere ve alınması gereken önlemlere dikkat çekiyor.

CHEP Türkiye Otomotiv Ülke Temsilcisi Derya Çınar, gerekli önlemlerin alınmadan lityum iyon bataryaların taşınmasının, otomotiv üreticileri ve tedarikçilerini, ölümler, para cezası, yangın riskleri ve kâr kaybı gibi olumsuz sonuçlarla karşı karşıya getireceğini vurguluyor. 

‘’Müşterilerimizin hedeflerine uygun ambalaj çözümleri sunuyoruz’’

Tedarik sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin Çınar, şunları söyledi: “Lityum kullanılan bataryaların sevkiyatında özellikle sıcaklık kontrolü (bataryaların aşırı ısınmaması), ürün stabilizesi (nakliye sırasında bataryaların yerinden oynamaması) ve iletken yüzeylere maruz kalmama (bataryaların kapalı olduğundan emin olunması) gibi konular büyük önem arz ediyor. Tedarikçilerin, bu temel gereksinimleri karşılayan, resmi düzenlemelere uygun, güvenli ve ekonomik nakliye hizmeti sağlayan ambalaj çözümlerine sahip olması gerekir. CHEP olarak, farklı türlerde parçalara yönelik ambalaj ihtiyaçlarını karşılayacak geniş bir standart ve yeniden kullanılabilir ekipman çeşitliliğine sahibiz. BM sertifikalı konteyner çözümlerimizle birlikte batarya üreticilerine ve tedarikçilerine hem nakliye optimizasyonu hem de korumayı en üst seviyeye çıkaran iç profil çözümleri sunuyoruz. Böylece nakliye sırasında karşılaşılacak olası tehlikeleri de en aza indiriyoruz.” 

Lityum iyon bataryaların, 9. sınıf tehlikeli madde sınıfına girdiğinden ve özel taşıma yönetmeliklerine tabi tutulduğunu da vurgulayan Derya Çınar, “Sürdürülebilir bir gelecek için elektrikli araçların yaygınlaşması büyük önem taşıyor. Beraberinde getirdiği büyük zorluklara da yeni nesil çözümler üretiyoruz. Müşterilerimizin maliyetlerini düşürmeye ve verimliliğini arttırmaya yönelik temel hedeflerini tam bir şekilde anladıktan sonra doğru ambalaj çözümünü bulup onların tedarik zincirinize uygun ambalajlama dönüşümünü gerçekleştiriyoruz” dedi.

PET geri dönüşüm tesisine yeni yatırım

TANRIKULU, gıdaya uygun rPET granül ürettiği tesisinde yine TOMRA teknolojilerini tercih etti

Türkiye’nin önde gelen geri dönüşüm şirketlerinden Tanrıkulu, 2022 yılının sonunda faaliyete başlayan Akyazı, Sakarya’daki PET geri dönüşüm tesisine yaptığı son yatırımda yine TOMRA ayıklama çözümlerini tercih ettiğini duyurdu. Tüketim sonrası PET işleme tesisinde, şişeden şişeye geri dönüşüme uygun birincil malzemeye benzer yüksek kalitede rPET granül ve PET levha üretiliyor. 

Tesiste kurulumu yapılan SHARP EYE teknolojisine sahip dört adet TOMRA AUTOSORT™ sensör tabanlı ayıklama makinesinin yanı sıra AUTOSORT™ FLAKE ve INNOSORT™ FLAKE çapak ayıklama makineleri ile ürün kalitesi ve kapasitesinin artırılması hedefleniyor. 

2014 yılından bu yana TOMRA teknolojilerini kullanan Tanrıkulu’nun Sakarya’daki son tesisi ile toplamda 10 tesisi ve tümünde 19 adet TOMRA ayıklama makinesi bulunuyor. Tanrıkulu, 20.000 m2 açık, 16.000 m2 kapalı alana sahip son tesisinde saatte 7 metrik ton tüketim sonrası PET atığı işleyerek 3.000 ton/ay PET çapak elde ediyor. Elde edilen çapaklarla Türkiye ve yurtdışındaki müşteriler için 1.500 ton/ay rPET granül ve 1.500 ton/ay PET levha üretiliyor. 

Tanrıkulu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Tanrıkulu, açıklamasında; “Girişimci yatırımlarımız, yüksek ihracat kapasitemiz ve son teknolojideki makinelerimiz ile küresel pazarda da önemli bir rol oynuyoruz. Son olarak yatırım yaptığımız Sakarya’daki PET geri dönüşüm tesisimiz daha proje aşamasındayken çözüm ortağımız olarak TOMRA ile planlamalar yaptık. 10 yıldır devam eden iş birliğimiz nedeniyle, üretim ve satış sonrası ihtiyaçlarımıza oldukça hakimler. Bu nedenle gıdaya uygun üretim sertifikamızı aldığımızda nihai ürün kalitesi ve kapasitesindeki yüksek standartları yakalamak üzere ayıklama hatlarına TOMRA makinelerimizin kurulumunu gerçekleştirdik” diye belirtti.

İzzet Tanrıkulu, rPET uygulamalarının Türkiye’de büyük bir gelişim kaydettiğine değinerek; “Petrol fiyatlarındaki artış ile ham maddenin daha da değerlenmesinin yanı sıra zorunlu yönetmeliklerle gelişen pazar talepleri, sektörde üst sınıf petlerin kullanıldığı granül ve levha üretiminin artması nedeniyle rPET uygulamaları, her geçen gün daha da önem kazanıyor. Teknolojinin gelişmesi sayesinde polimerlerin daha saf hale gelmesinin kolaylaşması ve üretim kapasitelerinin artması da rPET uygulamalarını destekliyor. Öte yandan pazar, geri dönüştürülmüş içeriğin artırılması için baskı yapıyor. Sonuçta çapak üreticileri, kârlılıklarını artırmak, karbon ayak izlerini azaltmak ve sürdürülebilirlik çabaları doğrultusunda rPET üretiminin daha verimli olduğunun farkına vardı. Bu faktörler, hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde rPET üretiminin artmasına sebep oluyor. Tanrıkulu olarak bu yönde yatırım yaparak gerçekleştirdiğimiz yüksek kalitedeki geri dönüşüm ile gıda ambalajlarındaki geri dönüşüm içeriklerinin artmasını destekliyoruz. TOMRA makinelerini kullanarak ürettiğimiz levha ürünleri, termoform ambalaj üretimi ve granüller ise içecek sektöründeki şişelemede kullanılıyor” şeklinde açıkladı.

Gıdaya uygun rPET üretiminde yüksek saflık için ayıklama süreçleri büyük önem taşıyor

Tesisin üretim hattında PET şişelerin ön ayıklanması için bulunan 4 adet AUTOSORT™ makinesi, çok adımlı süreçte PET şişeleri malzeme ve renge göre doğru şekilde ayıklıyor. Ön ayıklamadan geçen malzeme kırıldıktan, yıkandıktan ve kurutulduktan sonra INNOSORT™ FLAKE ve AUTOSORT™ FLAKE makineleri, PET çapak ayıklama süreçlerini üstleniyor. INNOSORT™ FLAKE, PET çapaklarının renge göre ayıklanmasını sağlarken AUTOSORT™ FLAKE ünitesi, malzeme ve renge göre polimer ayıklama ve metal kirleticilerin güvenilir şekilde ayıklanması sayesinde yüksek saflık sunuyor. Elde edilen yüksek kalitedeki çapaklar işlenerek rPET granül ve PET levhaya dönüştürülüyor.

TOMRA Recycling Sorting Türkiye ve Ortadoğu Satış Müdürü Serkan Orhan, konu ile ilgili olarak; “Tanrıkulu’nun yeni tesis kurulumunda başından beri projenin bir parçası olarak hatlarında ihtiyaç duydukları tüm sensör bazlı ayıklama çözümlerini sunabildik. Tanrıkulu, bu tesisi ile Türkiye’de geri dönüşüm alanında yeni bir seviyeye geçiyor ve plastik üreticilerini geri dönüştürülmüş içerik hedeflerine ulaşmasını son derece kaliteli ürünler ile destekliyor” dedi.  

Serkan Orhan, süreç ile ilgili bilgi vererek; “Malzemeler ön ayıklama, kırma ve yıkama işleminden geçtikten sonra INNOSORT™ FLAKE, çift taraflı renk kamerası sayesinde son kalan renk safsızlıklarını temizliyor. Sonraki aşamada AUTOSORT™ FLAKE sayesinde renk, polimer ve metal safsızlıkları son bir kontrolden daha geçerek orjinal ürün kalitesine yakın bir malzeme elde edilmesi sağlanıyor. Böylece en zorlu malzemelerden bile yüksek kapasitelerde ve minimum iş gücü kullanılarak en üst saflıkta geri dönüştürülebilir ürün elde ediliyor. Gıdaya uygun rPET üretimi gibi en üst seviyede saflık gerektiren zorlu bir uygulamada bu düzeyde ayıklamaların yapılması zorunlu” diye açıkladı. 

Tüketiciler, satın alınan ambalajlı gıdalarda ve tüketim mallarında ürün kadar ambalajına da ödeme yapıyor. Öte yandan artık dünyamızda Sürdürülebilirlik ve Çevre, her üretim alanının merkezinde. Bu doğrultuda Avrupa’nın 2025 yılına kadar plastik ambalajların yüzde 50'sinin geri dönüştürülmesi hedefine değinen İzzet Tanrıkulu, şu şekilde açıklıyor; “Bu hedefe artık ulaşılabilir görünüyor. 2025 yılında ise plastik şişeler için yüzde 77'lik ayrı bir toplama hedefi belirlenecek ve bu oran 2029'da yüzde 90'a çıkacak. Dolayısıyla atık malzemenin geri dönüşüme kazandırılması büyük önem taşıyor. Ancak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliği, sadece yüksek teknoloji ve kalite ile sağlayabiliriz. Bu nedenle ayıklama teknolojilerinde TOMRA makinelerini kullanmak, hem üretim sürecimize hem de ürünlerimize değer katıyor.” 

Tanrıkulu’nun AUTOSORT makineleri, TOMRA’nın SHARP EYE teknolojisi donanımına sahip

Serkan Orhan, ise; “Yüksek ışık yoğunluğuyla ön plana çıkan SHARP EYE  teknolojisi, tek katlı PET termoform ürünlerini PET şişelerden ayırmayı mümkün kılıyor. Böylece AUTOSORT™ makinesinin çok katmanlı termoformları ayıklama kapasitesini güçlendiriyor. Ayrıca, eşdeğer ürünün geri dönüşümü için PET levha ürünlerinin ve PET şişelerin kimyasal özelliklerindeki en küçük ancak kritik farklılıkları dahi tanımlıyor. Daha yüksek ışık yoğunluğu için kullanılan daha büyük bir lens ile ayırt edilmesi zor özellikleri bile tespit edebiliyor. Çok çeşitli kalibrasyon olanakları sayesinde malzemelerdeki en ince moleküler farklılıklar ayırt edilebiliyor” şeklinde ekledi.