Sunday, Nov 24th

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Raceplast’tan yüzde 80’lik sipariş artışı

Gerekli personel ve altyapı hazırlıklarının ardından Türkiye’de ofis açmayı planlayan şirket, 2023’te gıda, içecek, otomotiv ve savunma sanayine hizmetlerini sunmayı hedefliyor.

Süleyman Ceyran’ın 2007’de kurduğu Raceplast firması, Almanya’da hızla büyümeye devam ediyor. Geçen aylarda Türkiye pazarında da yer alacağı açıklanan firma mühendislik plastiklerindeki uzmanlığını kullanarak kalite ve hizmeti aynı anda sunmak için çalışmalarını sürdürüyor. Genç girişimci Ceyran 2021’de siparişlerin yüzde 80 arttığı bilgisini paylaşırken, 2022 yılı için büyüme beklentilerinin ise en az yüzde 20 olduğunu söylüyor. Bu yıl 500 bin euro makine yatırımı yaptıklarını ifade eden Ceyran, 2021 performansları ile gelecek seneki hedeflerini şu sözlerle değerlendiriyor:

“Salgına rağmen büyümeyi sürdürdük”

2007’de kalite ve hizmeti birleştirmek için kurduğum Raceplast, salgın dönemi etkilerinin yoğun olarak görüldüğü 2020 ve 2021’de de büyümeyi sürdürdü. Bundan ötürü gurur duyuyorum. Verilerimiz incelediğinde pandemi koşullarının çok ağır olduğu 2020’de bile sipariş sayımızın yüzde 10 arttığını görüyoruz. 2021’de ise bu oran yüzde 80’i geride bırakmış durumda. Bu ciddi artışların da verdiği güçle ilk satış ofisimizi Eylül ayında Hollanda’da kurduk. Şimdi Fransa, Belçika ve Türkiye’de satış ofislerimiz için hazırlıklarımız tüm hızıyla sürüyor. 

“2022’de en az yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz”

Salgın döneminde birçok küçük, orta ve büyük ölçekli firma ne yazık ki küçülmek zorunda kaldı. Bizimse 2020 ve 2021 yılları ciromuz her sene için yüzde 30’luk bir gelişme gösterdi. Bununla birlikte bu yıl içinde yeni makine yatırımları için yaptığımız 500 bin euroluk yatırımı ile 2022’deki üretim kapasitemizi de büyük oranda artırmış olacağız. Sadece makine yatırımları değil, otomasyon sistemlerimizi de güçlendirmeyi hedefliyoruz. Gelişmiş sanayi robotlarının fabrikalarımızda yerini alması için görüşmelerimiz sürerken, Türkiye’de kurmak istediğimiz fabrika projemizi de ilerletmek istiyoruz. Almanya’da başarı elde etmiş bir firma olarak, amacımız sadece burada sınırlı kalmak değil. İhracat bizim için çok önemli bir alan. 2020’de ihracat oranımız yüzde 8’ken, bu sene yüzde 12’ye çıkardık. 2022 için büyüme hedefimiz şu an için yüzde 20 ve bu oranın çok daha üstüne çıkma hedefiyle ben ve tüm arkadaşlarım çalışmayı sürdürüyoruz.

“2022’de Türkiye’ye daha çok odaklanacağız”

Türkiye’yi yaklaşık 15 yıldır takip ediyorum ve buradaki pazarda çok büyük potansiyel görüyorum. Türkiye genç bir nüfusa sahip ve kalite konusunda da çok büyük adımlar atıldı. Bu konuda Türkiye’deki şirketlere kaliteli alternatifler sunabileceğimize eminim. 2022’de Türkiye bir ofis açmayı planlıyoruz. Gerekli personel ve altyapı hazırlıklarının ardından 2023’te Türkiye’de gıda, içecek, otomotiv ve savunma sanayisine hizmetlerimizi sunmayı hedefliyoruz. 

“Sürdürülebilir ve iklim dostu büyüyeceğiz”

Salgınla birlikte tüm dünyayı etkileyen büyük bir iklim krizinin yaşandığının da farkındayız. Geçtiğimiz Ağustos ayında yayımlanan Birleşmiş Milletler’e bağlı Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporu dünya için kırmızı alarm verdi. Biz de Raceplast olarak tesislerimizde çevre dostu olmaya son derece özen gösteriyoruz. Geri dönüşüm bizim için çok önemli. Kullandığımız malzemelerin artıkları plastik üreticilerine geri dönüşüm olarak geri gidiyor. Elektriğimizin büyük bir kısmını güneş enerjisinden tedarik ediyoruz. Bununla birlikte şirket araçlarımızı da elektrikli olanlarla değiştirmeyi planlıyoruz. Özetle, sürdürülebilir ve iklim dostu büyümeyi önceliklerimiz arasında sayıyoruz.

Hopan Plastik Plast Eurasia Fuarı’na katılıyor

Plastik ve ambalaj sektörüne ithalat-ihracat kaynaklı olarak hammadde satış ve pazarlama hizmeti ile çözümler sunan Hopan Plastik, 1-4 Aralık tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Plast Eurasia İstanbul 2021 Fuarı’na katılım gerçekleştiriyor. Şirket ürün yelpazesi içinde yer alan Polietilen (PE), Polipropilen (PP), Polistren (PS), Polivinilklorür (PVC) ve Polietilen Tereftalat (PET) hammaddeleri ile fuardaki standında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Fuara katılım amaçları ile ilgili bilgiler veren Hopan Plastik kurucu ortaklarından Fatih Mete; “Firmamız yetkililerinin ve grup firmalarımızın uzun yıllar süren başarılı çalışmaları ve bağlantıları sayesinde plastik ambalaj sektöründe dünya çapında tanınan bir firmayız. Yine pazardaki mevcut müşterilerimizle bir araya gelebilmek ve yeni potansiyel müşteriler ile tanışma imkânı bulabilmek amacıyla sektör fuarlarına katılmaktayız” dedi.

Hem ülkemizdeki hem de dünya pazarındaki mevcut plastik üreticilerine kaliteli ve hızlı hammadde hizmeti sunduklarına işaret eden Fatih Mete, “Dünya çapındaki hammadde üretici fabrikaları ile kurduğumuz bağlantılarımız sayesinde ithal etiğimiz plastik hammaddeleri sektörümüzdeki yerli üreticilerimizin hizmetine sunuyor ve aynı zamanda yurtdışına ihracat gerçekleştiriyoruz. Türkiye genelinde ve dünyanın 70’den fazla ülkesinde potansiyel müşteri portföyüne sahibiz.”

Müşteri profilinin büyük bölümünü plastik poşet, film ve ambalaj ürünleri üreticilerinden oluşturan şirket, aynı zamanda diğer plastik üreticilerine de hammadde tedarik hizmeti sağlayabiliyor.

Ülkemizin bulunmuş olduğu konumdan dolayı dünya üzerindeki birçok ülkeye hızlı lojistik avantajı ile hizmet sunduklarına da değinen Fatih Mete; “Depolarımızda hazır bulunan veya yüklemeye hazır ürünlerimizin yüklenmesinden başlayan gümrük işlemlerinin yapılması, depolanması, müşterilerimize ulaştırılmak üzere gönderilmesi ile devam eden tüm lojistik hizmet süreci firmamız tarafından sağlanmaktadır. Lojistik süreçleri en hızlı şekilde tamamlayarak, üreticilerimizin hammadde ihtiyacını en hızlı şekilde ve doğru zamanda karşılamak için tüm gücümüzle çalışmaktayız. Teslimatı yapılan ürünlerin kullanılmasında yine tecrübe ettiğimiz teknik bilgileri deneyimli teknik ekibimiz sayesinde müşterilerimize aktararak daha verimli ve kaliteli bir üretim süreci olmasına yardımcı oluyoruz” cümleleri ile açıklıyor.

İKMİB, plastik sektörünü çalıştayda buluşturdu

Plastik Sektörü Gelecek Araştırması Çalıştayı, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 5-6 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Plastik sektörünü bir araya getiren çalıştayda sektörün bugünü ve geleceği ele alındı.

İKMİB ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenen “Plastik Sektörü Gelecek Araştırması Çalıştayı”na, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Tayfun Demir, İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Öksüz, Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS) Başkanı Kağan Yeşil, Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) Başkanı Şener Gençer, Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği (KAYPİDER) Başkanı Yusuf Özkan başta olmak üzere İKMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Plastik Sektörü Üyeleri, sektörün önde gelen firmaları, Ticaret Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Eximbank temsilcileri ile Kompozit Sanayicileri Derneği, FASD ve SEPA gibi sektörel derneklerin temsilcileri katıldı. 

İki gün süren çalıştayın ilk gününde, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister tarafından pandemi öncesi ve pandemi döneminde yapılan çalışmalar ile gelecek dönemde yapılacak etkinliklere ilişkin bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi. PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz ve PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün de yaptıkları konuşmalarda sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca iki gün boyunca sektörün geleceğine yönelik beklentiler ve fırsatlar ele alınırken, sektörün sorun ve çözüm önerileri de masaya yatırıldı. 

Read more...

Erkoç, Türkiye’nin ilk kartuş kalıbını üretti

Kalıp sektörüne 1980’li yılların başında adım atan bir ekibin 1993 yılında profesyonelleşme kararı ile kurulan Erkoç Kalıp, alanında Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alıyor. Çeyrek asırlık deneyime sahip şirket, ülkemizin ithal ettiği birçok kalıbı Türkiye’de üretmesinin yanı sıra 6 kıtada 42 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Kalıp imalatı tarafında ihracat oranını %90’ın üzerine çıkaran Erkoç Kalıp, girdilerin büyük çoğunluğunun ithal edildiği kalıp sektöründe, ülkemiz ekonomisinin cari açığına da katkı sağlıyor.

İlk ince cidar ambalaj kalıpçılarından olmalarının yanı sıra, ilk sandviç (stack), saplı kova, çift renkli saplı kova gibi ince cidara hitap eden kalıpların da ülkemizde kaliteli bir şekilde imal edilmesini sağladıklarını belirten Erkoç Kalıp Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Ustabaş: “Pazar araştırması yaptığımızda, Avrupalı büyük bir kalıp tedarikçisinin tekelinde gibi görünen kartuş kalıbı ilgimizi çekti. Sebebi de gerek ülkemizdeki gerekse yurt dışındaki kartuş imalatçılarının büyük bir çoğunluğun bu firmadan kalıplarını tedarik ediyor olmalarıydı. 4 yıl önce kartuş kalıbımızın Ar-Ge çalışmalarına başladık ve aynı yıl içerisinde ülkemizdeki bir müşterimiz için kalıp imalatımızı bitirdik. Yaklaşık olarak 1 yıl kalıbın imalatını kendi bünyemizde yaparak müşterimize ürün sağladık. Bu şekilde de müşterimizde doğabilecek sorunların önüne geçtik. Bugüne kadar da müşterimizdeki kalıbın çalışmasını izlemeye devam ettik. Kalıbın kalitesi ve sürekliliği sebebiyle de ürün portföyümüze bu sene itibariyle kartuş kalıbımızı dahil ettik. Piyasada yer alan tek kademeli kartuş yerine çift kademeli kartuşla Ar-Ge çalışmalarımızı başlatıp, sonlandırdığımız için şuan içimiz rahat bir şekilde müşterilerimize kartuş kalıbı hizmeti verebileceğimize inanıyoruz”.

Ar-Ge çalışmaları devam ediyor

Yeni dönemde ürün portföylerine eklenecek bir çalışmalarının daha devam ettiğinin bilgisini paylaşan Ustabaş: “Bu ürün gamında çeşitlilik daha fazla olduğundan dolayı Ar-Ge çalışmalarımız daha uzun sürecektir. Ar-Ge çalışmalarımıza paralel olarak hem işleme merkezimizin hem de ölçüm laboratuvarımızın çeşitliliğini ve kapasitesini arttırmaya yeni yatırımlarımızla devam etmekteyiz. Bu sayede hem kapasitemizi arttıracak hem de ülke istihdamımıza katkı sunmaya devam edebileceğiz” dedi.

Dünya plastik endüstrisi 30. kez Tüyap’ta buluşuyor

Plastik endüstrisinin bölgedeki en önemli fuarı olan Plast Eurasia İstanbul, 30’uncu yılında en büyük üreticileri bir araya getiriyor. Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve PAGEV iş birliği ile 1-4 Aralık tarihlerinde İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan fuar, 120 bin metrekarelik alanda Avusturya, Belçika, Brezilya, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hong Kong, Hindistan, İsrail, İtalya, Japonya, Malezya, Hollanda, Kore, Rusya, İspanya, Tayvan, İngiltere ve Suudi Arabistan’dan binin üzerinde katılımcı firma ile 50 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlamak için gün sayıyor. Fuarın katılımcılarına sunduğu dijital çözümlerle ticari iş birlikleri fuar tarihi öncesinde başlayacak ve fuar sonrasında da devam edecek. Fuar Türk plastik sektörü için verimli iş birliklerine sahne olacak.

Bir önceki fuarda Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya bölgesinden 7 bin 801 yurt içinden 44 bin 560, toplam 52 bin 361 ziyaretçi ve 48 ülkeden alım heyeti ağırlandı. İhracat faaliyetlerini artırmaya odaklanan sektör temsilcileri için yurt dışından alım heyeti çalışmaları bu yılki fuar için de kesintisiz sürüyor. Fuara 50 binin üzerinde nitelikli ziyaretçi bekleniyor. 

Read more...

4 stratejik sektör aynı platformda bir araya geliyor

Poliüretan sanayi fuarı Putech Eurasia ve kompozit sanayisinin Avrasya’daki önemli profesyonel buluşma noktası Eurasian Composites Show 25-27 Kasım 2021 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde Artkim organizatörlüğünde katılımcı ve ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor.

7. Uluslararası Poliüretan Sanayi Fuarı” Putech Eurasia 2021’de Poliüretan Kimyasalları, Poliüretan Makine Ekipmanları, Poliüretan Sistem Evi, Poliüretan Kaplama ve Yapıştırıcıları, Poliüretan Kalıp ve Sistemler, Poliürea Uygulamaları, RIM-Integral Poliüretan Sistem Ürünleri sergilenirken, eş zamanlı olarak düzenlenecek olan “5. Uluslararası Kompozit Hammaddeleri, Yarı Mamülleri, Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı” Eurasian Composites Show 2021’de ise Elyaflar, Takviyeler, Hammaddeler ve Kimyasallar, Reçineler Ara Ürünler, Yarı Mamuller ve Nihai Ürünler, Uygulama Yöntemleri, Son İşlem ile Kalıplama ve Makineleri sergilenecek ve kompozit endüstrisinin önde gelen firmaları 3 gün boyunca bir araya gelecek.

2019 yılında eş zamanlı düzenlenen Putech Eurasia ve Eurasian Composites Show fuarlarına 21 ülkeden 203 katılımcı katıldı ve fuarı 69 farklı ülkeden 6 bine yakın ziyaretçi ve alım heyeti ziyaret etti. Putech Eurasia 2019’a 21 farklı ülkeden 85’i yabancı 144 katılımcı katıldı. 69 ülkeden 932’si yabancı 5017 profesyonel fuarı ziyaret etti. Eurasian Composites Show 2019’a 11 farklı ülkeden 26’sı yabancı 55 katılımcı firma katıldı. 69 ülkeden 786’sı yabancı yaklaşık 3 bin profesyonel bu teknoloji şovuna tanıklık etti.

2022’de ise birçok yeniliği bünyesine kazandıran Putech Eurasia ve Eurasian Composites Show fuarları, fiziki fuar ile eş zamanlı açılarak 3 ay boyunca erişime açık kalacak sanal fuar platformu, hem katılımcı firmalar hem de ziyaretçiler için uzun süreli iletişim imkânı sağlayacak. Bunun yanı sıra fuar öncesinde yayına girecek mobil uygulama ile ziyaretçilere daha verimli bir fuar deneyimi hedefleniyor. Fuar alanında sektör uzmanları tarafından düzenlenecek teknik ve ticari konferanslar, kimya sektörünün yayın platformu Turkchem TV Youtube kanalında eş zamanlı olarak canlı yayınlanacak ve binlerce sektör profesyoneli dinleyiciye ulaşacak.

Teknik Köpük Endüstrisi ve Teknolojileri ihtisas fuarı Foam Eurasia ve Yapıştırıcılar ve Yapıştırma Teknolojilerinin ihtisas fuarı Adhesives & Bonding Eurasia’nın da Putech Eurasia ve Eurasian Compostes Show ile eş zamanlı düzenlenecek olması ile güçlü bir sinerji yakalanacak.

Birbiri ile stratejik olarak bağlantılı olan 4 önemli sektörün temsilcilerini buluşturacak olan fuarlar; sektörler arası yeni iş birlikleri kurulmasına olanak sağlayacak. Yüzlerce katılımcı firmanın son çıkan ürünlerini, çığır açan yeni teknolojileri ve çözümlerini sergileyeceği fuarlarda pek çok endüstrinin ihtiyacı olan; ürün uygulamaları, hizmet ve ekipmanlar aynı anda incelenebilecek. 

LG yarım milyon tondan fazla dönüştürülmüş plastik kullanmayı hedefliyor

Şirket, tüketim sonrası geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen plastiklerin kullanımını 2025'e kadar on kat artırmayı planlıyor.

LG Electronics (LG), değer zincirindeki sera gazı emisyonlarını azaltmak için 2030 yılına kadar yaklaşık 600.000 ton geri dönüştürülmüş plastik kullanma hedefini duyurdu. Bu hedef, LG'nin elektronik atıklar için bir geri alma ekosistemi yaratma ve tüketici elektroniği ve ev aletleri ürünlerinde tüketim sonrası geri dönüştürülmüş (PCR) malzemelerin kullanımını artırmaya yönelik daha büyük girişiminin bir parçası niteliğinde. 

Şirket, 2020 yılında ürünlerinde yaklaşık 20.000 ton geri dönüştürülmüş plastik kullandı ve bu rakamı 2025 yılına kadar on kattan fazla artırmayı planlıyor. Halihazırda TV'lerde, PC monitörlerinde, hoparlörlerde, çamaşır makinelerinde, buzdolaplarında ve klimalarda geri dönüştürülmüş plastik kullanan şirket, geri dönüştürülmüş plastik kullanımını ürünlerinin dışında da genişletecek. LG, daha fazla geri dönüştürülmüş plastik kullanmanın yanı sıra, operasyonları boyunca işlenmemiş plastik kullanımını da azaltıyor. Bu yıl, plastik kullanımını 10.000 tona varan oranda azaltmak amacıyla, 2020 yılındaki 14 modeli artırarak, 2021 yılında 18 OLED TV modelinde daha az ham plastik kullanılacak.

LG ayrıca, 2006 yılında koyduğu, 2030 yılına kadar 4.5 milyon ton olan elektronik atık geri alma sözünü 8 milyon tonun üzerine çıkartarak hedefini yeniledi. Şirket, 2020 sonuna kadar 3.07 milyon ton atık topladı ve 52 ülkede elektronik atıkları geri almak ve geri dönüştürmek için girişimlerde de bulunuyor. Güney Kore'de 2001 yılında açılan LG Chilseo Geri Dönüşüm Merkezi, yalnızca elektronik atıkları geri almakla kalmadı, aynı zamanda geri dönüştürülmüş plastikten yeni bileşenler üretti ve bunları, buzdolabı gibi yeni ürünlerde kullanılmak üzere LG'nin yakındaki ev aletleri fabrikasına gönderdi.

Şirket, üretim ve nakliyeden kullanıma ve yok edilmesine kadar tüm ürün yaşam döngüsü boyunca sera gazı emisyonlarını da azaltmaya odaklanıyor. LG'nin ana şirketi, sürdürülebilir yönetim hedeflerinin önemli bir bileşeni olarak, ana Ar-Ge kampüsü LG Sciencepark'ta plastik içermeyen yönetimi uygulamak için Kore Çevre Bakanlığı ve yerel sivil gruplarla Haziran ayında bir anlaşma imzaladı.

Erikli’den çevre dostu şişe

Sürdürülebilirlik bilincini tüm faaliyetlerine yansıtan şirket, lezzetinin kaynağı Uludağ’ın doğal zenginliklerine sahip çıkmak amacıyla “Korumamız Gerekli!” hareketini de başlatmıştı.

Erikli, sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında cam şişe kullanımından sonra şimdi de 1 litrelik sularını %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden üretilen şişelerle satışa sunuyor. Çevre dostu Erikli 1 litre şişelerin, yıl boyunca kademeli olarak tüm satış noktalarına yaygınlaştırılması planlanıyor. Şirket, 2025 yılına kadar tüm ürünlerinde ve satış noktalarında bu çevre dostu şişeye geçmeyi hedefliyor. 

Nestlé Waters Türkiye Pazarlama Direktörü Can Emci, çevre dostu Erikli şişeleri ve Erikli’nin sürdürülebilirlik vizyonu ile ilgili olarak şunları dile getirdi: “Sorumlu bir şirket olarak hissedarlarımız ve toplum için değer yaratmamız gerektiğine inanıyoruz. İçilebilir suyun hızla tükendiği, doğal kaynakların kısıtlı olduğu bir dönemdeyiz. Bu nedenle, sürdürülebilirlik işimizin kalbinde yer alıyor. Sürdürülebilir bir gelecek ve biyolojik çeşitliliğin korunması için yeni ve yenilenen ürünlerimizin çevresel etkilerini sistemli olarak değerlendiriyoruz ve iyileştiriyoruz. 2018 yılında yayınladığımız plastik stratejimizde belirttiğimiz gibi; 2025 yılına kadar kullandığımız tüm ambalajlarımız geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir nitelikte olacak. 2030 yılına kadar etkin toplama yöntemleri geliştirerek, ürettiğimiz kadar plastik şişeyi geri toplamayı hedefliyoruz. Faaliyetlerimizden kaynaklanan çevresel etkinin yönetilmesi ve azaltılması konusunda verdiğimiz taahhütleri en iyi şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz. Erikli 1 litre şişelerimizin %50’si geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmesi bu yönde attığımız adımlardan sadece biri. “Ortak Değer Yaratma” anlayışı doğrultusunda meskenimiz olarak değerlendirdiğimiz Uludağ’ın doğal zenginliklerinin korunması için de söz veriyoruz. Bölgenin doğal mirasının korunması amacıyla “Korumamız Gerekli!” diyerek harekete geçtik. Hedeflerimiz doğrultusunda, tüketici nezdinde geri dönüşüm farkındalığını artırmak amacıyla 1 litre Erikli şişe etiketlerimizde de geri dönüşüme dikkat çekiyoruz. Çevresel ayak izimizi azaltmak için sürdürülebilir iş modelimizle çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Hyundai, Boston Dynamics ile güvenlik robotu üretti

Güvenlik robotu, yapay zekâsı ile endüstriyel alanların uzaktan gözlemlenmesine olanak tanıyacak

Hyundai Motor Grubu, geçtiğimiz aylarda Boston Dynamics’in kontrol hisselerini satın almış ve robot teknolojileri açısından önemli bir atılım gerçekleştirmişti. Bu yatırımın meyvelerini almaya başlayan her iki firma, ortak projelerini tanıtmaya başladı. Hyundai, özellikle endüstriyel alanlarda ve fabrikalarda değerlendirilebilecek güvenlik robotlarıyla hem şirketlerin hem de çalışanların günlük hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyor. 

Grubun Güney Kore’deki fabrikalarında pilot olarak test edilmeye başlanan robotlar, entegre termal kamera ve 3D LIDAR sensörler ile etrafındaki kişileri ve nesneleri algılayabiliyor. Yüksek sıcaklık durumlarını ve olası yangın tehlikelerini izleyebilen robotlar, kapıların açık veya kapalı olduğunu da algılayabiliyor. Yapay zekâya sahip robotlar, internet üzerinden şirketin sistemine girebiliyor ve aktivite raporları için fotoğraf ve video kaydını günlük olarak yapabiliyor.     

Dört ayaklı robot, dar alanlarda gezinmenin yanı sıra insan gözüyle görülmesi zor olan kör alanları da belirleyebiliyor. Grubun teknolojilerini Boston Dynamics'in Spot robotuna uygulamak, robota gelişmiş özerklik özellikleri de sağlıyor. Görev yönetimi ve derin öğrenmeye dayalı görüş teknolojisi dahil olmak üzere endüstriyel site ortamlarında da otonom devriye hizmetlerine uyumlu olan robot, böylelikle dayanıklılık gerektiren zorlu görevlerde de işleyiş gösterebiliyor. Robotik teknolojilerinin ilerlemesi, markanın endüstriyel alanlarına, otonom araçlarına ve gelecekteki Kentsel Hava Hareketliliği (UAM) çözümlerine de sinerji kazandıracağı belirtiliyor.

PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz “Enerji maliyetleri üretimi zora sokuyor!”

Doğalgaz ve elektrik fiyatlarına gelen son zammın imalat sanayine etkilerini değerlendiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Son dönemde enerji maliyetlerinde yaşanan artışların sürekli olarak sanayi tesislerine yansıtılması ve konut tüketimlerinin bu zamlardan azade tutulması yöntemi, girdi maliyeti kaynaklı enflasyon sebebiyle vatandaşın cebini korumadığı gibi sanayi kuruluşlarımızın küresel piyasada rekabet gücüne de olumsuz etki yapmaktadır” dedi.

Plastik gibi enerji yoğun sektörlerde enerji maliyetlerinin, işçilik maliyetlerini geçtiğini ve sanayicimizin rekabetçiliğini engeller hale geldiğini dile getiren Ömer Karadeniz, “Ülkemizde yeterli hidrokarbon kaynaklarının bulunmaması ve bu enerji ihtiyacının tamamen ithalat yoluyla giderilmesi sebebiyle enerji fiyatlarımız küresel fiyat hareketlerinden doğrudan etkilenmektedir. Son bir yıllık dönemde doğalgaz fiyatlarının neredeyse 5 katına çıkmış olması da bu yönüyle ülkemizi etkiler niteliktedir. Ülkemizin doğalgaz alanında yapmış olduğu uzun vadeli kontratların varlığı bu zam dalgasının tam etkisinden bizleri koruyor olsa da, LNG alımlarımız spot piyasadan güncel fiyatlarla gerçekleştirilmektedir. Öte yandan bu noktada önemli olan soru doğalgaz fiyatlarında yaşanan bu artışın tüketicilere ne şekilde yansıtılacağıdır. Bir süredir fiyatlaması kamunun kontrolünde olan bazı kalemlerde yaşanan fiyat artışlarının nihai tüketiciden ziyade sanayiciye yansıtıldığına şahit oluyoruz. Bu noktada gözden kaçırılan önemli bir husus olduğu kanaatindeyim. Zira ülkemizde yaşamakta olduğumuz enflasyonun temel kaynağı girdi maliyetlerinde yaşanan artış. Bunun üstüne enerji maliyetlerinde bir artış yaşanması, sanayicinin ürettiği ürünün fiyatını arttırmasına ve bu maliyet artışının dolaylı olarak nihai tüketiciye yansımasına sebebiyet vermektedir. Öte yandan, enerji maliyetlerinde yaşanan artışı sadece sanayiciye yansıtıyor olmanın nihai tüketiciyi korumuyor olmasının yanı sıra çok olumsuz bir etkisi var. Şöyle ki, girdi maliyetlerinde yaşanan bu artışlar sanayicimizin rekabet gücünü azaltmakta ve uluslararası piyasalarda potansiyelini yakalamasını engellemektedir. Ne yazık ki son doğalgaz ve elektrik zammında da aynı yöntem izlenmiştir” dedi.

Sanayi elektriği fiyatları konut elektriğinin altına çekilmeli

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hemen hemen hepsinde imalat sanayinin teşvik edilmesi için kullanılan en önemli araçlardan birinin sanayi elektriğini konut elektriğinin altında fiyatlamak olduğunu belirten Karadeniz, “Ülkemizde ise ne yazık ki tam tersi bir durum söz konusu. Uzun bir süredir sanayi elektriği, konut elektriğinden daha pahalıya tedarik ediliyor. Esasen bu uygulamanın etkilerini enflasyon verilerine baktığımızda da görebiliyoruz. Özellikle son bir yıl içerisinde üretici fiyat enflasyonu ile tüketici fiyat enflasyonu arasındaki fark hızla açılmakta. Öyle ki geldiğimiz noktada üretici fiyat enflasyonu %45,5 ile tüketici enflasyonunun 2,5 katına çıkmış durumda. Tabi bu durum sanayicinin zaten daralmış olan kâr marjının hızla erimesine, işletmelerimizin rekabet gücünü yitirmesine ve yatırım imkanlarının ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sanayi elektriği, konut elektriğinin altında fiyatlandırılmalı ve üretim özendirilmelidir. Ülkemiz içinden geçmekte olduğu ekonomik açıdan çalkantılı dönemi atlatacak ve daha sürdürülebilir bir büyüme rotasını benimseyecekse bunu ancak imalat sanayini güçlendirerek yapabilir. Bunun yolu ise sanayicimizin orta ve uzun vadeli stratejilerle desteklenmesinden geçmektedir” dedi.