Friday, Jan 24th

Last updateTue, 21 Jan 2025 9am

You are here: Home News

Küresel plastik sektörü Plast Eurasia İstanbul’da buluştu

Sürdürülebilirlik ve yenilikçi teknolojilerin ön planda olduğu fuarda, Türkiye’nin plastik ve makine sanayisinde küresel bir merkez olma hedefi bir kez daha vurgulandı. 

Plastik sektörünün en büyük buluşmalarından biri olan Plast Eurasia İstanbul, bu yıl da uluslararası arenadaki gücünü kanıtladı. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuar, organizatör tarafından verilen bilgiye göre, toplam 75.239 ziyaretçi ile büyük bir başarıya imza attı. Ziyaretçilerin 62.857’si yerli, 12.382’si yabancı katılımcılardan oluşurken, Avrupalı ziyaretçi sayısında %30’luk bir artış kaydedildi. 114 ülkeden gelen ziyaretçiler, fuarın global ölçekteki önemini bir kez daha ortaya koydu.

Plastik sektöründe geleceğin kapıları açıldı

Tüyap Fuarcılık Grubu ve PAGEV iş birliğiyle düzenlenen Plast Eurasia İstanbul, plastik endüstrisinin nabzını tutmaya devam etti. Bu yıl 33. kez kapılarını açan fuar, 4-7 Aralık tarihleri arasında hem yenilikçi teknolojilere hem de sektördeki önemli iş birliklerine ev sahipliği yaptı. 1.606 katılımcı firma, plastik makineleri, ekipmanlar, kalıp, geri dönüşüm teknolojileri ve biyoplastikler gibi birçok alanda en yeni ürün ve çözümlerini sergiledi.

Fuar küresel iş birlikleri ile daha da güçlendi

Fuar, Almanya, Çin, İtalya, İran ve İspanya gibi ülkelerden gelen güçlü katılımcılarla, plastik sektöründe küresel iş birliklerini güçlendirmek adına önemli bir platform sundu. Fuarda ayrıca alım heyeti organizasyonu ile 25 ülkeden profesyonel alıcı ağırlandı. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen profesyoneller bir yandan ticari faaliyetlerini geliştirmeye, artırmaya yönelik görüşmeleri yaparken bir yandan  da sektörel bilgi paylaşımında bulundular. Uluslararası yatırımcıların, Türkiye’de ortak projeler gerçekleştirme konusundaki ilgisi fuarın başarısını pekiştirdi.

Kimya sektöründen 2,5 milyar dolarlık ihracat

Plastikler ve mamulleri ihracatı, 790 milyon 247 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı kasım ayında 22,3 milyar dolar oldu. Kimya sektörü ise kasım ayında en çok ihracat yapan ikinci sektör olarak 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek, toplam ülke ihracatından yüzde 13 pay aldı. Sektörün on bir aylık ihracatı ise 28 milyar doları aştı.

Kimya sektörünün Kasım ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kasım ayında kimya sektörümüz 2,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek tüm sektörler arasında en çok ihracat yapan 2’inci sektör konumunu korudu. Ülkemizin toplam ihracatından yüzde 13 pay aldık. Bu yıl Ocak-Kasım dönemi ihracatımız ise 28 milyar doları aştı. Başta Avrupa Birliği ülkelerinde devam eden küresel talepteki yavaşlama, enflasyon ile mücadele, faiz ve kur baskısı yanı sıra uzun bir süredir bakımda olan ve yeniden üretime başlayan petrokimya tesisinin ihracatımıza etkilerini görüyoruz. Bu zorlu koşullara rağmen hem aylık bazda hem de yıllık bazda ülke ihracatına en çok katkı veren ikinci sektörüz. On bir aylık ihracatımız 28 milyar dolar ile geçen yıla göre bir miktar üzerinde seyrediyor. Yılı pozitif tamamlamak için var gücümüzle çalışmaya ve sektörümüzü desteklemeye devam ediyoruz.” dedi.

Kasım ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 790 milyon 247 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 599 milyon 553 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 222 milyon 753 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı.

Hollanda kasım ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu

Kasım ayında en çok ihracat yapılan ülke 214 milyon dolar ile Hollanda oldu. İtalya, ABD, Rusya, Romanya, Almanya, Irak, İspanya, İngiltere ve Gürcistan en çok ihracat yapılan ilk on ülke arasında yer aldı. Kasım ayında ilk 20 ülke arasında en çok artış yüzde 76,56 ile ABD’de oldu.

Küresel piyasalar, 2025 yılına yüksek risk ve belirsizliklerle giriyor

Ekonomi dünyası yeni bir yıla hazırlandığımız şu günlerde, ekonomik trendleri mercek altına aldı. İş dünyası profesyonelleri 2025 yılına ait ekonomik öngörüleri merak ederken, küresel ekonominin geleceğine de dikkat kesildi. Küresel çapta rekabet eden şirketler, yatırımcılar ve girişimciler için dünya ekonomisinin geleceğini anlayabilmek, hayati önem taşıyor. Hiç şüphesiz 2025 yılı da bu açıdan dikkat çekici bir yıl olarak karşımızda duruyor.  

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin, ülke ekonomisinde belirleyici bir unsur olacağını söyledi. Küresel ekonomiye ilişkin risk ve belirsizliklerin, 2024 yılında olduğu gibi yeni yılda da oldukça yüksek olduğunu anlatan Karadeniz, “2024 yılının genelinde dünya, ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler yaşarken hiç şüphesiz ülkemiz de bu süreçten nasibini aldı” dedi. 

Yüksek enflasyon, büyümedeki yavaşlama ve cari açık ile yeni bir yıla giriş yapacağımızı belirten Karadeniz, 2025 yılının kolay bir yıl olmayacağını ifade etti. Yeni yılın ilk birkaç ayında enflasyon rakamlarının iyi izlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karadeniz, “Oluşan enflasyon rakamlarına göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde faiz indirimlerini görebiliriz. Göstergelere baktığımız zaman yılın ilk altı ayının zor geçeceğini söyleyebiliriz. Enflasyonun düşmesi ve faizlerin geri gelmesiyle yılın ikinci yarısı şekillenecek” diye konuştu. 

Çinli heyet Türkiye'ye ortak yatırım için geldi

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), PAGEV Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nin 17’ncisini düzenledi. Kongre kapsamında üç panel ile “Plastik Endüstrisinde Gelecek: Finansal Riskler, Regülasyonlar ve Yeşil Pazar Stratejileri” teması ele alındı.

Kongrenin açılışında bir konuşma yapan PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, kongrenin 17 yıldan bu yana düzenli bir şekilde yapıldığını, yerli ve yabancı katılımcıların katkıları ile sektöre bilgi akışı sağlamaya devam ettiklerini belirtti. Bu sene kongreye Çin'den çok önemli bir katılım sağlandığına dikkat çeken Eroğlu, Çin Makine Üreticileri Derneği'nin Türkiye'deki yatırım olanaklarını görüşmek üzere 22 firmayı Türkiye'ye getirdiğini kaydetti. Eroğlu, "PAGEV'in birinci önceliği Türkiye'nin sanayisi ve üretimidir. Biz kimsenin Türkiye'yi pazar yapmasını istemiyoruz, ortak yatırımlar yapalım ve hep birlikte kazanalım istiyoruz. Çin'den gelen heyet burada yatırım yapmak istiyor ve Türk sanayicilerle ortak yatırım fırsatlarını görüşecekler. Türkiye'yi dünyada küresel bir merkez haline getirmek için bu tip girişimler son derece önemli. Biz Türkçede 'ahenk' diyoruz, onlar 'harmoni'. İşte biz bu ahenk ile sanayimizi büyütmek, Türk sanayisinin hassasiyetleri içerisinde bu işi yürütmek istiyoruz" dedi.

BYCHEM, Plast Eurasia Fuarı’nda yeni ürünlerini tanıttı

BAYEGAN’ın iştiraki BYCHEM, 2019 yılından bu yana plastifiyan üretim faaliyetlerini gerçekleştirmenin yanı sıra ürün portföyünü genişletirken, yenilikçi ve doğa temelli çözümler geliştirme misyonunu da sürdürüyor.

Şirket, 4-7 Aralık 2024 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen Plast Eurasia Fuarı’nda yeni ve inovatif ürünlerini tanıttı.

BYCHEM’in BYFLEXX markası altında sunduğu TPU ürün yelpazesinde BYMELT ve BYVENT markaları altında termoplastik yapıştırıcılar, BYBIOFLEX biyo TPU çözümleri ve BYFOAM hafifletilmiş TPU (E-TPU) çözümleri dikkat çekti. Fuarda ayrıca, BYESTER markası altında polyester poliol ürün gamını ve BYFLEXX markası altında fitalat içermeyen plastifiyan çözümleri de (DOTP, DOA, TOTM) tanıtıldı. Bununla birlikte, yapıştırıcı sektöründe özel bir uzmanlık gerektiren reaktif poliüretan hotmelt (HMPUR) ürün gamı da fuarda yerini aldı.

Orta Doğu, Avrupa ve Türkiye'de önde gelen DOTP üreticilerinden biri olan şirket, yeni girişimiyle yerel ve ihracat pazarlarını hedefliyor. Gebze’deki GEBKİM Organize Sanayi Bölgesi'nde 35.000 metrekarelik alan üzerine kurulu tesisinde, Ar-Ge ve inovasyonu çalışmalarının odağına alarak uluslararası kabul görmüş yönetim ve kalite sistemlerini benimsiyor, global ve sektöre özel standartlara uygun olarak faaliyet gösteriyor.

Ambalajda 10 milyar dolar hedefi yakın pazarlarla gelecek

Hem bölgenin hem de dünyanın önemli üreticileri arasında yer alan Türk ambalaj sektörü 2025 yılına büyük beklentilerle başlıyor. Sektördeki son gelişmeleri değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, özellikle 2025 ikinci yarısı ve sonrasından çok umutlu olduklarını belirtti. Türkiye'nin etrafındaki savaş ortamının yavaş yavaş sona erdiğini kaydeden Sarıbekir, "Suriye'deki savaş bitti, Ukrayna-Rusya Savaşı da mutlaka bitecektir. Bunların ardından o ülkelerde ciddi bir inşaat faaliyeti başlayacak. İnşaat sektörü dediğimiz de boya başta olmak üzere ambalajdır. Ayrıca marketlerdeki gıda rafları da dolmaya başlayacak. Ben 2025 ve sonrası için çok ümitliyim. Ekonomide tekrar boğa piyasasına döneceğimizi ve 10 yıl boyunca bir yükselişin yaşanacağını düşünüyorum. Bu da ambalaj sektörünü çok olumlu bir şekilde etkileyecektir" dedi. 

Ambalaj sektöründe hedef olarak belirledikleri 10 milyar dolar ihracat rakamına 2030 gelmeden ulaşacaklarına inandıklarını ifade eden Sarıbekir, sektörün toplam büyüklüğünün de 30 milyar dolara yükseleceğini belirtti. 

Yakın pazarlar çok daha önemli

İhracat pazarlarında son dönemlerin öne çıkan konularının başında 'nearshoring' kavramının geldiğini ve bunun da üretimin veya tedarikin tüketim pazarlarına yakın yerlere konumlandırılması olduğuna dikkat çeken Sarıbekir, şöyle devam etti: 

tesa, Türkiye’deki 30’uncu yılında

Yapışkan bant ve kendinden yapışkanlı ürün çözümlerinde faaliyet gösteren tesa, Türkiye’deki 30’uncu yılını kutluyor. Şirket, 1994’te girdiği Türkiye pazarında geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi çözümleriyle sanayi kuruluşlarının ve bireysel kullanıcıların çözüm ortağı olmayı sürdürüyor. Son 30 yılda istihdam ve makine yatırımının yanı sıra şirketin global yapısında Türkiye stratejik görev de üstlenmiş bulunuyor.

Otomotiv, beyaz eşya, baskı & ambalaj, genel endüstri ve tüketici segmentlerinde yenilikçi çözümleriyle pazarda önemli bir konuma sahip olan şirket, Türkiye’nin büyüme potansiyeline uyum sağlayarak organizasyonel, lojistik ve sistemsel alt yapısını güçlendirdi. Son yıllarda bazı ürünlerini işlemek üzere Türkiye’de makine yatırımı yapan marka, müşterilerinin özel ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için de çözümler geliştiriyor. Özellikle otomotiv ve elektronik sektörleri için delik kapatma, ekranlar için optik şeffaf yapıştırıcılar, elektrikli araç bataryalarının montajı ve yapısal bağlama gibi uygulamalar için özel çözümler üretiyor.

Formül Plastik, Suriye pazarına dönmeyi hedefliyor

Veliköy ve Çerkezköy'deki modern fabrikalarında PPR, PVC boru ve ek parçaları, PERT boru ile pirinç insert ve bağlantı parçaları üreterek 5 kıtada 90'dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Formül Plastik, son gelişmelerin ardından Suriye pazarındaki faaliyetlerine yeniden başlamaya hazırlanıyor.

Formül Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Hot, Arap Baharı olarak da anılan iç savaştan önce Suriye’nin Formül Plastik’in en önemli ihracat pazarı olduğunu belirterek yeni dönemde yıllık ortalama 8 ila 10 milyon dolar düzeyinde bir ihracat rakamına ulaşmak istediklerini açıkladı. İç savaş öncesi dönemde ürünlerini, iki büyük ana bayiaracılığıyla Suriye’nin her tarafına ulaştırdıklarını ifade eden Ömer Hot, “Formül ve Aquapa markalarımız ülkenin en iyi plastik boru markaları olarak tanınıyordu. İç savaşın başlamasından önceki 16 aylık bir dönemde, o zamanki değerle 2,4 milyon doları Formül markası ile, 714 bin 845 bin doları da Aquapa markası olmak üzere toplam 3,1 milyon doları aşkın plastik boru ve bağlantı elemanları satışı gerçekleştirdiğimiz Suriye pazarının önümüzdeki dönemde çok büyük fırsatlar sunacağına inanıyoruz” dedi.

Woojin Plaimm, Türkiye'deki ilk seminerini düzenledi

Woojin Plaimm, 27-28 Kasım 2024 tarihlerinde Türkiye'deki ilk teknik seminerini başarıyla gerçekleştirdi. Etkinlik, İstanbul’un hem Asya hem de Avrupa yakasında organize edildi. Şirket için bu seminer, yerel müşterilerle doğrudan etkileşim kurmak, gelişmiş enjeksiyon kalıplama teknolojilerine ilişkin içgörüleri paylaşmak ve karşılıklı ilişkileri güçlendirmek için önemli bir fırsat oldu.

Resmi olarak "1. Türkiye Teknik Semineri" olarak adlandırılan etkinlik, katılımcılara Woojin Plaimm’in yenilikçi enjeksiyon kalıplama teknolojileri ve ürünleri hakkında derinlemesine bir bilgi sağlamayı amaçladı. Genel hedef, mevcut ve potansiyel müşterilerle güven oluşturmak ve iş birliği fırsatlarını keşfetmekti.

Seminer, İstanbul'un coğrafi çeşitliliğini yansıtacak şekilde iki ayrı lokasyonda düzenlendi. Avrupa yakasındaki etkinlik 14 firmadan toplam 33 katılımcı ile gerçekleşti. Asya yakasındaki etkinliğe ise, 18 firmadan 41 kişi katılım gösterdi.

Etkinlik programı; Woojin Plaimm’in şirket içi üretim süreçlerine giriş, PLAIMM-X ve Süper Köpük teknolojileri hakkında ayrıntılı sunumlar, çevrimiçi teklif sisteminin bir gösterimi ve şirketin yaklaşan KOPLAS ve K2025 fuarlarının katılımına ilişkin duyurular dahil olmak üzere birkaç önemli konuyu kapsadı.

İlka Plastik, esnek ambalaj filmleri ile öne çıktı

İlka Plastik, ambalaj sektöründeki yenilikçi çözümlerini dünya sahnesine taşıyarak, İsveç'te düzenlenen ScanPack ve ABD'de gerçekleşen Pack Expo 2024 fuarlarına katıldı. Her iki fuarda da yoğun ilgiyle karşılanan şirket, esnek ambalaj çözümlerinden oluşan geniş ürün yelpazesi ile ziyaretçilerine yenilikçi ve çevre dostu seçenekler sundu.

Şirket, ScanPack Fuarı’nda her türlü ihtiyaca yönelik geniş ürün yelpazesini İsveç, Norveç ve Danimarka gibi İskandinav ülkelerinden gelen ziyaretçilerin beğenisine sundu.

İlka Plastik, Pack Expo’da ise ABD pazarına yönelik esnek ambalaj çözümlerinin avantajlarını vurgularken, sektördeki yeniliklere odaklandığı ürünlerini sergiledi. Önde gelen sektör profesyonellerinin ziyaret ettiği fuarda, inovasyon odaklı ürünleriyle dikkat çekti ve geniş kitlelere ulaşma imkânı buldu. Şirket, uluslararası pazarlardaki varlığını güçlendirme hedefiyle katıldığı bu fuarlarda, inovatif ürün yelpazesiyle yeni iş fırsatları yaratarak bölgedeki etkinliğini daha da pekiştirdi.

Kalite ve yenilikçi yatırımlarıyla global pazarlarda gücünü artırıyor

İlka Plastik Genel Müdürü Bayram Bahadır Karaarslan, Türkiye’de kalite ve istikrar odaklı üreticilerden biri olarak müşterilerden ve yeni müşteri adaylarından büyük ilgi gördüklerini belirterek, “Sürekli gelişen ambalaj teknolojileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda kendimizi geliştirmeye devam etmek adına sektörün bu büyük organizasyonun bir parçası olduğumuz için mutluyuz. Ürün yelpazemizi endüstriyel ihtiyaçlara uygun çözümler getirecek şekilde genişletmekte ve bu alandaki yatırımlarımıza devam etmekteyiz. Gıda muhafaza pazarına hitap eden, çok katlı ve farklı yapıdaki filmleri üretmek üzere makine ve alt yapı yatırımlarımız bulunmaktadır” açıklamalarında bulundu.

EMKO Elektronik, makine imalat sanayinin yüksek teknoloji çözüm ortağı olarak etkin rol oynuyor

EMKO Elektronk Genel Müdür Yardımcısı Coşku IspalarEMKO Elektronik, başta makine imalat sanayi olmak üzere pek çok sektöre hizmet veriyor. Tasarımdan üretime kadar bütün zincirde çözüm ortaklığı sunan şirket, sanayi kuruluşlarının dijitalleşmesine katkı sağlıyor.

Sanayinin endüstri 4.0 yatırımlarında etkin rol oynayan EMKO Elektronik, bir yandan da kendi tesisinde dijitalleşme çalışmaları yürütüyor. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde ileri teknoloji yatırım teşvik belgesi kapsamında kurdukları 16 bin metrekarelik tesislerinde bu alana sürekli yatırım yaptıklarını anlatan EMKO Elektronik Genel Müdür Yardımcısı Coşku Ispalar, dijitalleşmede yüzde 80’i aşan başarı sağladıklarını söyledi. Kendi tesislerinde bu alanda çalışmalar yürütürken, endüstriye de dijital çözümler ürettiklerini vurgulayan Ispalar, “Üretim teknolojilerinde çıtayı yükseltmek için gerekli altyapıya sahibiz. Tozsuz alanlarda üretim, elektronik teknolojilerinde kalite unsurlarına uygun üretim yatırımlarımızı tamamladık. Dijital teknolojilere büyük ölçüde yatırım yapıyoruz. Bütün üretim alanları ve depolarda sıcaklık, toz kontrolleri ve elektrostatik koruma üst seviyede” dedi. Programlanabilir kontrol cihazları ve modüllerine farklı bakış açısı kazandırdıklarına vurgu yapan Ispalar, sanayide dillendirilen Endüstri 4.0’ın uygulanmasında kritik bir rol oynadıklarını söyledi. Pazara sunacakları ürünleri önce kendi tesislerinde kullanarak test ettiklerini ve geliştirdiklerini ifade eden Ispalar, bu sayede ürün geliştirmede esnek, hızlı ve etkin olabildiklerinin altını çizdi.

“Rekabet fiyatını belirleyici konumdayız”

Sanayi üretiminin artması için otomasyon malzemelerine ihtiyaç duyulduğunu ve EMKO Elektronik'in başta makine imalat sanayi olmak üzere tasarımdan üretime kadar bütün zincirde hizmet verdiğini anlatan Coşku Ispalar, tedarik zinciri içinde önemli bir ara malları üreticisi olduklarına işaret etti. Ispalar şu bilgileri verdi: “Ölçüm kontrol cihazları, profesyonel operatör panelleri, sıcaklık ve nem sensörleri, endüstriyel mutfak kontrol cihazları, kümes otomasyonu, jeneratör kontrol cihazları gibi pek çok farklı alan ve ihtiyaçlara yönelik üretim yapıyoruz. EMKO’nun en büyük özelliği profesyonel endüstriyel elektronik alanında faaliyet göstermesi. 1986 yılından bu yana sattığı bütün ürünleri kendisi tasarlamış ve üretmiştir. Bu köklü bir Ar-Ge geçmişi anlamına geliyor. 2017 yılından bu yana da Sanayi Bakanlığı’ndan onaylı resmi Ar-Ge merkezi statüsündeyiz. Ürün çeşitliliğimiz de ikinci büyük özelliğimizdir. 2 binin üzerinde 3 bine yakın ürün kodu var. Rekabet fiyatını belirleyici konumdayız.”

Yeni ürünlerle pazarda

Geçtiğimiz yıllarda akıllı endüstriyel sistemler içeren IPERTU’yu pazara sunduklarını hatırlatan Ispalar, IPERTU’nun en önemli özelliğinin akıllı ve gerçek zamanlı endüstriyel kontrol sistemlerini içermesi olduğunu dile getirdi. Coşku Ispalar, “IPERTU ismi bir şemsiye. Onun altında sahada endüstriyel bilgi toplayan modüller, kendi başına ya da PLC ünitesiyle birlikte çalışan modüller, bulunduğu alanı kontrol eden modüller, HMI ekranları, uzaktan erişim, SCADA yazılımları ve IPERTU’ya entegre edilebilen akıllı algoritmalar için bilgi toplayan bir takım özel modüller yer alıyor. IPERTU, bilgi toplayarak parametreleri daha da iyileştirme yolunda bir takım önerilerde bulunan sistemler içeriyor” dedi. Ispalar, daha önce pazara sundukları PROOP markalı profesyonel operatör paneli ürünlerinde de yüzde 100 yerli malı tescili bulunduğunu, gömülü yazılıma sahip standart kontrol cihazları ve tek başına çalışan IPERTU genişleme modülleri sayesinde plastik endüstrisine yönelik proses kontrolü, veri toplama, MES sistemlerine uyumlu ileri teknoloji kontrol cihazları ile sektöre çözümler sunduklarını belirtti.

Ravago’dan sürdürülebilirlikte yeni ufuklar

Döngüsel ekonomi, mevcut lineer üretim-tüketim modeline alternatif olarak sürdürülebilir bir yaklaşım sunar. Geleneksel modelde kaynaklar çıkarılır, ürünler üretilir, tüketilir ve atık oluşur. Döngüsel ekonomi ise kaynakların maksimum verimle kullanıldığı, atıkların minimize edildiği ve yeniden değerlendirildiği bir sistemdir. 

Tüm faaliyetlerinde çevre dostu üretim ve sürdürülebilirlik ilkelerini temel alan Ravago Petrokimya Üretim AŞ.’de, plastik sektöründe yenilikçi bir yaklaşımla mevcut düzeni geliştirerek fark yaratmak için çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, İzmir Aliağa’da kurulan Polipropilen (PP) geri dönüşüm tesisi ile hem yerel hem de küresel ölçekte çevresel etkiyi azaltma taahhüdünün simgelerinden biri olmayı başarıyor.

Ravago’nun 60 yılı aşkın geri dönüşüm deneyimi, çevre, insan ve iş dengesi arasında sürdürülebilir bir bağ kurma hedefini destekliyor. Ravago Global bünyesinde bulunan tüm firmaların “Sürdürülebilir Çözümler, Sorumlu Operasyonlar ve Güçlendirilmiş İnsanlar” başlıklarında şekillenen sürdürülebilirlik stratejisi, Ravago Petrokimya’nın Aliağa tesisinde hayata geçirilen projelerle de somutlaştırılıyor.

Toyo Matbaa Mürekkepleri, Avrasya Ambalaj Fuarı’nda büyük ilgi gördü

Toyo Matbaa Mürekkepleri, yenilenen “artience” marka kimliği ile 23-26 Ekim tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen ve sektörünün en önemli fuarlarından biri olan 29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na katılım sağladı.

Bu yıl, Toyo Matbaa Mürekkepleri için ayrı bir öneme sahip olan fuar, Japonya merkezli Toyo Ink SC Holdings’in 1 Ocak 2024 itibarıyla adını "artience group" olarak değiştirmesinin ardından “artience” markasıyla katıldığı ilk büyük organizasyon oldu. 5. Salon’daki 513B numaralı standında ziyaretçilerini ağırlayan şirket, basım ve ambalaj üreticilerinin döngüsel ekonomiye geçişine yardımcı olabilecek geniş ürün yelpazesini sergiledi.

Şirket fuar boyunca, özellikle Manisa’daki fabrikasında üretilen sheet-fed ofset mürekkepleri, likit mürekkepler, metal ambalaj sistemleri ve veb ofset mürekkeplerinin yanı sıra, gıda, içecek ve endüstriyel uygulamalar için geliştirilen, artience group bünyesinde yer alan laminasyon tutkalları ve pigment gibi ambalaj sektörüne yönelik ürün gruplarını ziyaretçiler ile buluşturdu.

Toyo Matbaa Mürekkepleri Stratejik Planlama ve Pazar Analizi Ekip Lideri Pınar Demir Altın, fuar hakkında şunları söyledi: “29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, yenilenen marka kimliğimizle katıldığımız ilk büyük organizasyon olması nedeniyle bizim için çok anlamlıydı. ‘Empowering Feeling’ sloganıyla yola çıkan “artience” markamızı ve dönüşüm sürecimizi yerli ve yabancı ziyaretçilerle paylaşma fırsatı bulduk. Bu fuar, hem potansiyel iş ortaklarımızla bağlantılar kurmak hem de mevcut iş birliklerimizi daha da geliştirmek açısından oldukça verimli geçti”

Toyo Matbaa Mürekkepleri, global ağı ve yenilikçi çözümleriyle sektörün ihtiyaçlarına yönelik yüksek performanslı ürünler sunmaya ve sürdürülebilir büyüme hedefi doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor.

Starlinger, Alman makine üreticisinin dokuma ambalaj bölümünü satın aldı

Avusturya merkezli Starlinger & Co Gesellschaft m.b.H., Almanya’nın Lengerich kentinde bulunan makine üreticisi Windmöller & Hölscher’in (W&H) Viyana’daki bağlı kuruluşu "W&H Machinery GmbH"’nin dokuma ambalaj bölümünü devralıyor.

Starlinger bu yeni satın alma ile birlikte, dokuma plastik ambalaj makineleri konusundaki öncü tedarikçi konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor. İlgili teknolojilerin entegrasyonu, mühendislik, servis ve satış alanlarındaki sinerji etkileri için önemli bir potansiyel taşıyor.

Konu ile ilgili düşüncelerini paylaşan Starlinger CEO'su ve Yönetici Ortağı Angelika Huemer, "W&H'nin dokuma ambalaj bölümünün satın alınması, portföyümüzü genişletebileceğimiz ve sürdürülebilir dokuma plastik ambalaj üreticilerine daha da fazla bireysel çözüm sunabileceğimiz anlamına geliyor. Müşterilerimiz için yalnızca teknoloji açısından değil, aynı zamanda iyi gelişmiş dünya çapındaki satış ve servis ağımız aracılığıyla da sinerji etkileri ve avantajlar bekliyoruz" dedi.

W&H Grubu CEO’su Dr. Falco Paepenmüller ise, “Dokuma çuval bölümümüzü devretme kararı, kaynaklarımızı kâğıt ve film ambalaj pazarındaki büyümeye odaklamamıza olanak sağlıyor. Diğer yandan, dokuma ambalaj ürünleri Starlinger’in mevcut portföyüne ve altyapısına mükemmel şekilde uyuyor. Alıcıyı seçerken, dokuma ambalaj pazarındaki müşterilerimizin güvenilir hizmet desteği almaya devam etmeleri bizim için özellikle önemliydi” açıklamalarında bulundu.

W&H’nin sadece dokuma ambalaj portföyündeki ürünler gelecekte Starlinger tarafından pazarlanacak, geri kalan ürün portföyü bu durumdan etkilenmeyecek. Starlinger servis ve yedek parçalarla ilgili olarak ise müşterilere dünya çapında destek sunmaya devam edecek.

Satın alım işleminin finansal detayları sözleşmesel gizlilik kapsamında tutuluyor.

Ambalaj Ay Yıldızları 2024 Yarışması’ndan Tasarist’e 4 Ödül

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl 11'inci kez düzenlenen 'Ambalaj Ay Yıldızları 2024 Yarışması'nın ödülleri sahiplerini buldu. Yaratıcı ve yapay zekâ destekli özgün tasarımlarıyla öne çıkan Tasarist, Ambalaj Ay Yıldızları 2024 Yarışması’ndan iki altın, bir gümüş ve yetkinlik ödülü olmak üzere dört ödülün sahibi oldu. 

Arko Suncare Ürün Ailesi- Sağlık ve Güzellik Kategorisi’nden altın ödül, Juss Pulpy - Grafik Tasarımı Kategorisi’nden altın ödül, Juss Fesleğen Tohumlu İçecek Ailesi - Grafik Tasarımı  Kategorisi’nden gümüş ödül ve son olarak Kertilçam Wellness Oda Kokusu Serisi - Diğer Gıda Dışı Ürün Ambalajları Kategorisi’nden yetkinlik ödülünü kazandı. 

Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, ambalaj tasarımlarında yenilikçiliğin, günümüz teknolojisine uyum sağlayarak kullanıcı beklenti ve isteklerini tasarımlarına entegre etmenin uzun vadede başarı sağladığını ifade etti. Aynı zamanda, yaratıcı fikirleri gerçeğe dönüşmesi konusunda gerekli donanım ve bakış açılarına sahip marka ekipleriyle çalışmanın önemini vurguladı. Çelik, ‘’Tasarımla ilgili sorun hiçbir zaman etki eksikliği olmadı, asıl eksiklik ölçüm eksikliğiydi. Doğru çıktı elde edebilmek için markanın hem mevcut tasarımının gösterdiği performansa hem de rakipleriyle nasıl karşılaştırıldığını ölçümleye ihtiyacı var. Bu ölçümleme eksikliğinden kaynaklı yapay zekâ desteğiyle saniyeler içinde ambalajların tasarımını test eden 5’li Raf Etkisi metodolijisini geliştirdik’’ ifadelerinde bulundu.

Ambalaj sektörü tasarımın gücü ile büyüyecek

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu yıl 11'incisi düzenlenen ‘Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Rekor bir katılımın olduğu yarışmaya 305 ambalaj başvururken, bu ambalajlar 13 kategori altında 11 kritere göre değerlendirildi ve 129 ambalaj finale kaldı. Yarışmaya yurtdışından da ilgi giderek artarken, bu yıl 6 ödül yurtdışına gitti. Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) ve Asya Ambalaj Federasyonu (APF) tarafından akredite edilmiş olan Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda dereceye giren tüm katılımcılar WorldStar ve AsiaStar yarışmalarına da katılabilecek ve uluslararası alanda Türkiye'yi temsil edebilecekler. 

Sadece kazananları değil tasarımın gücünü de kutluyoruz

Ödül töreninde bir konuşma yapan ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, burada yalnızca bir yarışmanın kazananlarını değil, aynı zamanda tasarımın gücünü ve etkisini de kutladıklarını belirtti. Ambalajın işlevselliği kadar tasarımının da tüketici tercihlerinde belirleyici bir rol oynadığına işaret eden Zeki Sarıbekir, "İyi bir ambalaj sadece ürünü korumasıyla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda markanın ruhunu, kalitesini ve değerlerini de tüketiciye taşıyor, marka ile tüketici arasında duygusal bir bağ kuruyor. Ambalajın sunduğu bu iletişim gücü, yenilikçi tasarımlar sayesinde daha da ön plana çıkıyor. Minimalizm, sürdürülebilir malzemeler, kullanıcı dostu özellikler ve estetik detaylar, günümüz ambalaj trendlerini şekillendiriyor. Özellikle çevre dostu çözümlere olan yönelim, sürdürülebilir tasarımların önemini artırıyor. Geri dönüştürülebilir malzemeler ve sürdürülebilir üretim süreçleri, sektörümüzün olmazsa olmazları haline gelmiş durumda. Bu noktada, yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda çevre bilincine sahip çözümler üretmenin gerekliliği de her geçen gün artıyor" dedi. 

Bayegan ve Tasnee, petrokimya konferansına sponsor oldu

ChemOrbis Global Petrokimya Konferansı 2024, BAYEGAN ve Tasnee sponsorluğunda 22 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirildi. Endüstri liderlerini, uzmanları ve vizyonerleri; trendleri keşfetmek, bilgi paylaşmak ve geleceği şekillendirmek için bir araya getiren ChemOrbis, 2010 yılından bu yana Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da global konferanslar düzenliyor. Bu yılki konferansa distribütörler, üreticiler, son kullanıcılar, lojistik ortakları dahil olmak üzere sektörün tüm paydaşlarını temsilen önde gelen uzmanlar ve firmalar katıldı.

Konferansın açılış konuşmalarını BAYEGAN CEO’su Burcu Olcay Üstüner ve Tasnee adına Ticaret Başkan Yardımcısı Yasser Al-Daajani yaptı. Burcu Olcay Üstüner konuşmasında şunlara değindi: “Öncelikle hepinize bugün bizimle olduğunuz için, ChemOrbis’e bu güzel organizasyonu gerçekleştirdikleri için ve Tasnee’ye Türkiye pazarına verdiği desteklerden dolayı çok teşekkür ederim. Geçtiğimiz yıl kolay bir dönem olmadı, kriz sadece Türkiye'yi değil, global olarak tüm dünyayı etkisi altına aldı. 2025'in daha zor olacağını düşünsem de Türkiye'nin petrokimya sektöründe parlak bir yıldız olacağına inanıyorum ve sektörümüzde eski büyümeleri tekrar göreceğimizi umuyorum. Biz BAYEGAN olarak, üreticilerimiz ve müşterilerimizle birlikte büyümeye devam edeceğiz. Bu büyüme sürecinde sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bu yolda güçlü adımlar atıyoruz. Artan üretim gücümüz, genişleyen ticaret hacmimiz ve yenilikçi ürün portföyümüzle sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de fark yaratma hedefindeyiz. Orta ve uzun vadeli stratejimiz, sürdürülebilir büyümenin temeline daha fazla insan odaklı bir yaklaşımı koyarak, inovasyonla desteklenmiş üretim süreçleri geliştirmek.” 

TOMRA Sorting GmbH, EcoVadis sürdürülebilirlik kategorisinde altın madalya ile ödüllendirildi

TOMRA Recycling'in Almanya merkezli şirketi TOMRA Sorting GmbH, dünyanın önde gelen bağımsız sürdürülebilirlik derecelendirme kuruluşu EcoVadis tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. Sensör tabanlı ayıklama teknolojisi alanında öncü şirketlerden biri olan TOMRA, değerlendirmeye katıldığı üçüncü senede, performansını önceki yıla göre önemli ölçüde geliştirerek gümüş madalyadan sonra altın madalyaya hak kazandı. 

TOMRA, en iyi yüzde 3'te

EcoVadis'in değerlendirmesi, çevre, iş gücü ve insan hakları, etik ve sürdürülebilir tedarik olmak üzere dört ana kategoriye dayanıyor. Değerlendirme sonucunda TOMRA Sorting GmbH, "özel amaçlı makinelerin üretimi" alanındaki şirketlerin en iyi yüzde 3'ü arasında yer alıyor.  

TOMRA Recycling Sürdürülebilirlik Müdürü Marine Savy, yaptığı açıklamada; “Sürdürülebilirlik değerlendirmesinde altın madalya almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu ödül, sürdürülebilir tedarik ve net sıfır karbon hedefi gibi alanlara olan bağlılığımızın somut politikalar, önlemler ve eylemlerle nasıl hayata geçtiğini ve artık somut sonuçlar almaya başladığımızı gösteriyor. Ayrıca bu ödül, uzun yolculuğumuzda doğru yolda olduğumuzu teyit ediyor ancak en önemlisi, şirketimiz bünyesinde sürdürülebilirliği hayata geçirmek için tüm ekiplerimizin gösterdiği iş birliği, sıkı çalışma ve bağlılığın bir sonucu olması” şeklinde belirtti. 

Geri dönüşüme büyük yatırım yapan Türkiye dünyada öne çıktı

8’inci PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi ‘Yeni Regülasyonlar Işığında Ambalajda Avrupa Gerçeği ve Gelişen Global Pazarlar’ başlığıyla geçtiğimiz günlerde düzenlendi. Kongre sonrası açıklamalarda bulunan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, kongrenin ambalaj ve özellikle plastik ambalaj sektörü için çok önemli bir konumda olduğuna dikkat çekti. Eroğlu, plastik sektörünün en büyük bölümünü ambalaj kısmının oluşturduğunu söyledi ve Türkiye’nin Avrupa kıtasında en büyük 2’nci, dünyada da en büyük 6’ncı plastik mamul üreticisi olduğunu dile getirdi. Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de her yıl 11 milyon ton plastik mamul üretimi yapılıyor. Bu 11 milyon tonun kırılımı yapıldığında da yüzde 40'ı, yani en büyük kısmı ambalaja gidiyor. Dolayısıyla plastik sektörü dediğimiz zaman ambalaj çok özel ve ayrı bir yere sahip. Diğer taraftan ambalaj ihracatının yüzde 70'ini de plastik ambalaj ihracatı oluşturuyor. Tüm bu değerlendirmeler ışığında bakıldığında düzenlenen kongrenin hem plastik sektörü için hem de ambalaj sektörü için ne kadar önemli olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.”

PAGDER: Her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor

Plastik sektöründe yatırımı özendirmek için yatırım teşvik sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini belirten Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Benliler, “Sektörümüzde yoğun olarak kullanılan plastik enjeksiyon makinelerinin, gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamayacak makine ve teçhizat listesinde yer alması sebebiyle sektör yatırımları fiilen teşvik kapsamı dışında kalıyor. Bu durumun bir sonucu olarak yatırım amacıyla ithal edilen her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor. Devletimiz finansman maliyetlerinin yükseldiği bu süreçte yatırım maliyetleri üzerindeki vergi yükünü azaltarak yatırımları hızlandırabilir” dedi.

Yatırımlar hızla azalıyor

Geçmiş yıllarda plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinden yararlanabildiğini dile getiren Benliler, “Yakın zamana kadar değişiklik öncesi yatırım teşvik belgesi almış olan yatırımcılar gümrük vergisi muafiyetinden yararlanmaya devam ediyorlardı. Lakin yeni belgelerde bu muafiyetten yararlanılamıyor olmasının da etkisiyle plastik sektöründe yatırımların yavaşladığını gözlemliyoruz. Yılın ilk 8 ayında plastik enjeksiyon makinesi ithalatı %20 daralmış durumda. Bu durumun temel sebeplerinden biri de enjeksiyon makinesi ithalatındaki vergi yükü. Zira mevcut durumda ithal edilen her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor. Hali hazırda yüksek finansman maliyetleri ile karşı karşıya olan yatırımcılar ise vergilerin de körüklediği bu yüksek yatırım maliyetleri sebebiyle ya yatırım kararlarından vazgeçiliyor ya da yatırım kapsamını daraltılıyor. Sektörümüzün yatırım iştahında meydana gelen bu daralmanın devam etmesi durumunda orta vadede rekabet gücümüzü kaybetmemiz söz konusu olacaktır. Özellikle ihracat pazarlarındaki rakiplerimizde yatırımların hız kesmemesi ülkemizin sadece üretim kapasitesi olarak değil üretim kabiliyeti ve verimliliği olarak da rekabette geri plana düşmesine neden olabilir. Zira makine teknolojisinde meydana gelen gelişmelerin bir neticesi olarak makinelerin enerji verimliliği ve üretim tutarlılığı hızla gelişmekte. Bu süreçte rekabet gücümüzü korumak için değil durmak, yavaşlamayı dahi aklımızdan geçirmemiz lazım” dedi.

Ülkemizde yeterli üretim yok

Ülkemizde plastik enjeksiyon makinesi üretiminin kısıtlı olduğuna dikkat çeken Benliler, “Sektörümüz enjeksiyon makinesi ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamak zorunda zira ülkemizdeki yerli makine üreticilerimizin kapasiteleri ihtiyacı karşılayamıyorlar. Bu sebeple plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinin dışında yer alması yerli makine üreticisine büyük bir getiri sağlamadığı gibi yerli plastik mamul üreticisinin ise yatırım planlarını hayata geçirmesine engel olmaktadır. Diğer yandan ise nihai ürünlerden farklı olarak yatırım malları maliyetleri üzerindeki bu gibi artışların etkisi çok daha geniş bir alana yayılmakta ve enflasyon üzerinde hızlandırıcı bir etki yapmaktadır. Bu sebeple imalat sanayinin tamamının çıkarını gözeterek, sektörümüzde yatırımları hızlandırmak adına plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamayacak makine ve teçhizat listesinden çıkarılması ekonomimizin sağlıklı gelişimine katkı sağlayacaktır” dedi.

Ekim ayı ihracatının yıldızı plastik sektörü oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı ekim ayında yüzde 3,6 artışla 23.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. En fazla ihracat yapan sektörler arasında otomotiv 3.5 milyar dolarla ilk sırada yer alırken, kimya sektörü ise ekim ayında 2.47 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin ikinci en çok ihracat yapan sektörü oldu. Sektörün ilk 10 ayında ihracatımız yüzde 2,7 artışla 26 milyar dolara ulaştı. 

Kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında, plastikler ve mamülleri ihracatı 819 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 442 milyon dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler bulunurken, anorganik kimyasallar ihracatı 240 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. ‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk 10’da yer alan diğer sektörler ise; 153 milyon dolarla ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, 138 milyon dolarla ‘kauçuk, kauçuk eşya’, 134 milyon dolarla ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, 114 milyon dolarla ‘eczacılık ürünleri’, 108 milyon dolarla ‘muhtelif kimyasal maddeler’, 66 milyon dolarla ‘organik kimyasallar’ ve 45 milyon dolarla ‘yapıştırıcılar, tutkallar’ oldu.

“Türkiye ihracatında, ekim ayı rekoru kırıldı”

Ekim ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23.6 milyar dolara ulaştığını söyleyen Plastik Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, şimdiye kadar en yüksek ekim ayı ihracatının yaşandığını belirtti. 

İhracatın bir ülkenin ekonomik büyümesine, uluslararası ilişkilerine ve işletmelerin rekabet gücüne olumlu etkileri olan önemli bir ticaret faaliyeti olduğunu bildiren Karadeniz, “İşletmelerin küresel pazarda rekabet edebilmeleri ve ülkelerin ekonomik refahını artırabilmeleri için ihracata verilen önem giderek artıyor. Bu nedenle, ihracatın işleyişini anlamak ve bu alanda doğru adımlar atmak işletmeler ve ülkeler için kritik bir öneme sahip” dedi. 

TİM’in verilerine bakıldığında bir önceki yıla göre yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışın görüldüğünü kaydeden Karadeniz, 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımızın 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekti. 

Çatı kuruluş PLASFED olarak sektörde faaliyet gösteren işletmelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Ömer Karadeniz, dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri anımsatarak, bu ortamda Türkiye ekonomisinin tüm olumsuzluklara rağmen, inovasyon, üretim, yatırım, istihdam ve ihracata odaklı politikalarla gücünü artırmaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye ihracatının her daim desteklenmesini istediklerini ifade eden Karadeniz, “Sektörümüz ekonomik iyileşme sürecinde öncelikle devlet desteğine ve finansmana erişimde kolaylıklara ihtiyaç duyuyor. Hedeflerimize ulaşabilmek adına plastik sanayicileri olarak çok çalışmaya devam edeceğiz” dedi.