Saturday, Oct 05th

Last updateWed, 02 Oct 2024 8am

You are here: Home News

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Plastik sektörü, geri dönüşüm ile döngüsel ekonomiyi canlandırmaya devam edecek

Türk Plastik Sektörünün ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, “Sektörümüzün iç piyasada ve ihracatta sağladığı katkı, doğrudan ve dolaylı olarak önümüzdeki dönemlerde de devam edecek. Plastik işletmelerimiz, gücünü daha da arttırarak önemli bir seviyeye geldiler. Plastik sektörünün başta otomotiv ve beyaz eşya gibi sektörler olmak üzere, sanayimizin gelişimine etkisi olan birçok sektöre kattığı ve katacağı değerler asla göz ardı edilemez. Bugün plastik sektörü, sadece ihracatta değil, iç pazarı canlandıracak adımların atılması için de üretmeye, çalışmaya ve sanayiye katkı sağlamaya devam etmektedir” dedi.

Günümüzde plastiklerin, geleneksel malzemelerin yerini almaya devam ettiğini söyleyen Ömer Karadeniz, “Esnek ve kolay işlenebilirliği olması açısından, plastikler bugün birçok farklı alanlarda kullanılabiliyor. Çoğu plastik türü, alternatif malzemelerle karşılaştırıldığında rahat geri dönüştürülebilirliği sayesinde döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor. Bugün döngüsel ekonominin ve buna bağlı olarak geri dönüşümün önemi hızla artmış durumda. Çevresel etkilerin en aza indirilmesi, sürdürülebilirlik ve ham madde tedarik güvenliğinin sağlanması gibi güçlü yönlere sahip olan plastik geri dönüşüm, sektörümüzün tamamlayıcısı konumunda döngüsel ekonomiyi canlandırmaya devam ediyor” dedi.   

Yeşil dönüşüme entegre olan Türk firmaları marka gücünü artırıyor

Mikroplastiklerin denizlere karışmasını engellemek amacıyla Amerika ve Avrupa’nın uyguladığı OCS Sertifikasyon Programı’nı Türkiye’de de hayata geçirdiklerini söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu: “Farkındalık, eğitim ve denetim hizmetlerimizle sıfır granül, flake ve toz kaybı hedefliyoruz”

Dünyada, çevresel kirliliği azaltmak amacıyla geliştirilen global çalışmalardan biri olan Operation Clean Sweep (OCS) Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. İyi Süpürme Hareketi olarak adını duyuran global program OCS, Amerika ve Avrupa’da yıllardır yürürlükte. Plastiklerin üretim ve kullanımları sonrasında oluşan atıkların yönetilmesinin çevre açısından ciddi takip gerektirdiğine işaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, özellikle son yıllarda sıkça gündeme gelen mikroplastikler ve bu mikroplastiklerin doğaya salınımının engellenmesiyle ilgili dünyada bir dizi tedbirin hayata geçirildiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “OCS Sertifikasyon Programı bu hedefle hayata geçirildi. Üretim sürecinde kullanılan plastik granüller mikroplastik tanımı içinde olduğundan, söz konusu granüllerin gerek petrokimya tesisindeki üretimi gerek plastik mamul üreticilerine ulaşana kadarki nakliye süreçleri ve plastik mamuller üretilirken tesislerdeki kayıp ve sızmalarının engellenmesi için OCS Sertifikasyon Programı uygulanıyor. Deyim yerindeyse İSO Kalite Belgesi gibi, OCS Sertifikasyon Programı da firmaların kayıtlarıyla alakalı sistem oluşturmasını sağlıyor. Takip ve gözetimi içeren uluslararası geçerliliğe sahip belge niteliği taşıyan OCS Çevre Sertifikası’nın, Türkiye Temsilcisi olan PAGEV olarak bizler bu alanda ülkemizdeki firmalarımıza farkındalık, eğitim, denetim ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalandırma hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilmiş tek kurumuz.”

Türk sanayisini bekleyen büyük tehlike

2023 yılı sonu itibariyle nihai kayıt yükümlülüğünün zorunlu hale geleceği Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK) uygulamasında henüz istenilen mesafenin alınamadığını dile getiren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, “Günümüzde sanayi üretiminin tamamında kimyasal girdiler kullanılmakta. 2024 yılı itibariyle KKDİK nihai kaydı yapılmamış olan kimyasalların ithalatının durması ve buna bağlı olarak ülkemizin sanayi üretiminin ciddi sekteye uğraması ihtimali söz konusudur. Böylesi bir sonuçla karşılaşılmaması adına söz konusu uygulama takviminin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

İhracatta büyük kayıplar yaşanabilir

KKDİK nihai uygulama süreci yaklaştıkça üretimde kullanılan kimyasalların nihai kayıtlarının henüz gerçekleştirilmediğini gören yurtdışı firmaların tedarik zincirlerini gözden geçirebileceklerini ve risk almamak adına farklı ülkelere yönelebileceklerini belirten Gülsün, “Malum nitelikli üretim yapan iş kollarımızın birçoğunda ihracat uzun vadeli kontratlarla gerçekleşiyor. Bu kapsamda ihracat yaptığımız ülkelerdeki alıcıların da bizlerin üretim kapasitesine ve yeterliliğine güven duyması da büyük önem arz ediyor. Mevcut durumun sürmesi ve yılsonunda da nihai kaydı yapılmış kimyasal sayısının yetersiz olması durumunda ihracat kontratlarının yenilenmesi zora girecektir. Malum ülkemiz sanayisi tarafından ham madde olarak kullanılan ürünlerin önemli bir kısmının ülkemizde üretimi yok ve bunları ithalat yoluyla temin ediyoruz. Katma değerli üretim için kritik önemi haiz bazı kimyasallar ise ülkemize çok düşük miktarlarda gelmekte ve bu sebeple yurtdışı tedarikçilerimiz söz konusu az miktardaki ürün için KKDİK maliyetlerine katlanmak istememektedir. Diğer bir konu ise KKDİK için gerekli testlerin ülkemizde yapılamaması ve Türk firmaları kayıt yapmak için Avrupa’daki konsorsiyumlardan ilgili kimyasalın kayıt dosyasını satın almak istediğinde karşılarına çıkarılan zorluklardır. Bu sürecin sorunsuz geçebilmesi adına düzenlemelerin gözden geçirilmesi, ülkemizde test altyapısı oluşturulması ve konsorsiyumlarda yaşanan zorlukların aşılması adına devletler arası girişimlerde bulunulması önem arz ediyor” dedi.

İlka Plastik Interpack Fuarı’nda ‘İlka Hood’ ile öne çıktı

İlka Plastik, Almanya’nın Düsseldorf şehrinde gerçekleştirilen küresel ambalaj sektörünün en prestijli fuarları arasında yer alan Interpack 2023’e katılım gerçekleştirdi. “Esnek Çözümler” mottosu ile ambalaj sektörüne yönelik kaliteli ve performansı yüksek ürünlerini fuar ziyaretçileri ile buluşturan şirket, ‘İlka Hood’ ürünü ile ilgi odağı oldu.

Plastik ve ambalaj sektörünün buluşma noktası olarak her üç senede bir gerçekleştirilen Interpack fuarı, 169 ülkeden 170,899 ziyaretçisi ile bugüne kadarki en yoğun katılım talebiyle birlikte 19 salonda ve 262.000 metrekare alanda mevcut kapasitesinin %20 üzerinde bir seyir gösterdi.

Gıda, içecek, ilaç, kozmetik ve endüstriyel ürünler sektörleri için ambalaj malzemeleri, ambalaj makineleri, ilgili proses teknolojilerinin yanı sıra dijital teknolojiler ile sürdürülebilir ürün ve süreçlere odaklanan fuarda yerini alan İlka Plastik, gelişmiş ürün gamını dünyanın dört bir yanından katılımcılara tanıttı. 

Şirket, doğa dostu ve gelişmiş teknoloji ürünü olan İlka Hood ile hazırlanmış olan deneyim alanı ile Stretch Hood’un farklı özellikteki Hi Clear, Hi Strong, Hi Flex, Hi UV, Hi Tech ürünleri ile fuar alanında yerini aldı. Deterjan Paketleme Filmi, Doypack PE Filmi, Genel Laminasyon PE Filmi, Toz Dolum PE Filmi, Temizlik ve Hijyen Ürünleri Paketleme Filmleri sergilenen ürünler arasındaydı. Esnek çözümler üreten İlka Plastik, Kocaeli’de bulunan fabrikasının üretim alanlarından, üretim teknolojilerinden ve Ar-Ge süreçlerinden bahsettiği fabrika tanıtım filmini de ilk kez Interpack Fuarı’nda görücüye çıkardı.

İlka Plastik makine ve altyapı yatırımlarına devam edecek 

Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İlka Plastik Genel Müdürü Bahadır Karaarslan, Türkiye’de kalite ve istikrar odaklı lider üreticilerden biri olarak müşterilerden ve yeni müşteri adaylarından büyük ilgi gördüklerini belirterek; “Sürekli gelişen ambalaj teknolojileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda kendimizi geliştirmeye devam etmek adına sektörün bu büyük organizasyonun bir parçası olduğumuz için mutluyuz. Ürün yelpazemizi endüstriyel ihtiyaçlara uygun çözümler getirecek şekilde genişletmekteyiz. Gıda muhafaza pazarına hitap eden, çok katlı ve farklı yapıdaki filmleri üretmek üzere makine ve alt yapı yatırımlarımız devam edecektir” dedi.

Interpack 2023’e Türk Ambalaj Sektörü Damga Vurdu

Üç yılda bir düzenlenen ve pandemi sebebiyle 2020 yılında gerçekleştirilmeyen, ambalaj sektörünün ve bu sektöre bağlı yan sanayinin en önemli uluslararası fuarı olan Interpack 2023, altı yıl aradan sonra bu yıl 4-10 Mayıs 2023 tarihleri arasında Almanya’da gerçekleştirildi. Ambalaj sektörünün önde gelen firmalarının yer aldığı fuara Türkiye’den İKMİB’in milli katılım organizasyonu ile 47 ve bireysel 246 olmak üzere toplam 293 firma katılırken, fuar 2 bin 700’den fazla katılımcıya ev sahipliği yaptı. 

Fuara katılan T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Ayşegül Gökçen Karaarslan, T.C. Düsseldorf Ticaret Ataşesi İrem Ekmekci Konuk, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri ile TİM Delegeleri firmaları ziyaret ederek başarı dileklerini iletti.

Adil Pelister: “Türk kimya sektörü olarak sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi konularına önem veriyoruz”

Fuarı değerlendiren İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Interpack fuarı ambalaj sektörünün en önemli ve en büyük fuarlarından biri. 3 yılda bir düzenlenen ancak pandemi dolayısıyla 6 yıl aradan sonra bu yıl Mayıs ayında gerçekleştirilen fuarda sektörün en önemli temsilcileri bir araya geldi. Türk ambalaj sektörünü temsil eden firmalarımız, toplam bin 100 m2’den fazla alana sahip Türkiye standında en son teknolojiye sahip ürünlerini alıcıların beğenisine sundu. Döngüsel ekonomi, kaynakları koruma, dijital teknoloji ve ürün güvenliği konularının öne çıktığı fuarda Türk firmalarımız ve ürünlerimiz yoğun ilgiyle karşılandı. Türk kimya sektörü olarak sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi konularına önem veriyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İKMİB olarak hem sektör hem de ülke ihracatımızı artırmak adına her zaman ihracatçılarımızın yanındayız. Bu fuarın ambalaj sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılarımız için önemli bir katkısı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor dönemi inşallah hep birlikte daha fazla çalışarak ve birbirimize destek olarak geçireceğiz. Ülkemizin büyümesine ve kalkınmasına en çok katkı sağlayan ihracatımızı artırmak için faaliyetlerimize devam edeceğiz” dedi. 

Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2023 için başvurular başladı

Yarışma için son teslim tarihi 16 Haziran 2023 olarak belirlenirken, kazananlar 17 Temmuz 2023’te açıklanacak

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı katkısıyla, Reed TÜYAP iş birliğinde bu yıl 19’uncusu düzenlenen Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2023 başvuruları başladı. Başvuruların elektronik ortamda alındığı yarışma ile Türkiye’de tasarım eğitimi alan öğrencilerin ambalaj tasarımı alanına yönelmelerinin sağlanması hedefleniyor. 19. Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması 2023 için son teslim tarihi 16 Haziran 2023 olarak belirlenirken, öğrenci yarışmasının online seçici kurul toplantısı 11-12 Temmuz 2023 tarihlerinde yapılacak ve sonuçlar 17 Temmuz 2023’te açıklanacak. Yarışmanın ödül töreni ve dereceye giren öğrencilerin projelerinin sergilenmesi ise ASD ve Reed TÜYAP’ın iş birliğinde 11-14 Ekim 2023 tarihleri arasında bu yıl 28.’si düzenlenecek Avrasya Ambalaj 2023 İstanbul – 28. Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı esnasında gerçekleştirilecek. 

Ambalaj ihracatında hedef Avrupa

Türkiye Ambalaj Sektörü 2022 İhracat ve İthalat Raporu açıklandı. Buna göre 2021’de 6 milyar 491 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren ambalaj sektörü 2022’de bu rakamı yüzde 15 artırarak 7 milyar 467 milyon dolara çıkardı. Ambalaj ihracatında miktarda da artış yaşandı. 2021’de 3 milyon 83 bin ton olan ambalaj ihracatı 2022’de 3 milyon 257 bin tona yükseldi. Ambalaj türüne göre ihracatın dağılımına bakıldığında ilk sırada yüzde 63’lük payla plastik ambalajlar yer aldı. Plastik ambalaj ihracatı geçen yıla göre yüzde 11 artışla 4 milyar 732 milyon dolara çıktı. Ambalaj ihracatında ikinci sıra yüzde 25’lik payla kağıt/karton/oluklu mukavva ambalajların oldu. Yüzde 22’lik artışın yaşandığı kağıt/karton/oluklu mukavva ambalaj ihracatı 1 milyar 834 milyon dolar seviyesine ulaştı. Metal ambalajlar ise sektörün ihracatında yüzde 8’lik pay alarak üçüncü sırada yer aldı. Metal ambalaj ihracatı 479 milyon 502 bin dolardan 603 milyon dolara yükseldi. 2022 yılında toplam ambalaj ihracatında ilk 10 ülke ise şöyle oluştu: Birleşik Krallık, Almanya, Irak, İtalya, İsrail, ABD, Fransa, Rusya, Hollanda ve Bulgaristan. Ambalaj sektörünün 2022’de gerçekleştirdiği ithalat ise 4 milyar 832 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıl söz konusu ithalat 3 milyar 794 milyon dolar seviyesindeydi. Böylece ambalaj sektörü 2022’de ülke ekonomisine net 2 milyar 635 milyon dolarlık katkı sağlamış oldu. 

İmalat sanayi 29’uncu kez WIN EURASIA çatısı altında buluşmaya hazırlanıyor

7-10 Haziran 2023 tarihleri arasında “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla İstanbul Fuar Merkezi’nde 29’uncu kez imalat sanayini aynı çatı altında buluşturacak WIN EURASIA – World of Industry Fuarı’na dair son gelişmeler ve gerçekleşecek etkinlikler, İstanbul Marriott Otel Şişli’de düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Toplantıda imalat sanayinin otomasyon ve robotik teknolojilere dönüşümünde WIN EURASIA’nın oynadığı rol ve sektörlere verdiği destek konuşuldu.

WIN EURASIA 2023 Fuarı Basın Toplantısı, Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Annika Klar ve Genel Müdür Yardımcısı Belkıs Ertaşkın’ın ev sahipliğinde; sektörün önde gelen sivil toplum örgütleri MAKFED – Türkiye Makina Federasyonu,  ROBODER-Robotik ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistem Entegratörleri Derneği, TÜYİDER - Tüm Yüzey İşlemler Derneği, ENOSAD - Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği, AKDER - Akışkan Gücü Derneğİ,  ve ETMD - Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği ile sektör temsilcileri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti.

Sürdürülebilir dünyaya giden yol evlerimizde başlıyor

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya ÇEVKO Vakfı'nın, Dünya Geri Dönüşüm Haftası için yayınladığı mesajda, sürdürülebilir bir dünya için büyük önem taşıyan geri dönüşümün, toplumun farklı kesimlerini kapsayan çok paydaşlı bir süreç olduğuna ve sürecin başlangıç noktasını bireylerin oluşturduğuna vurgu yapıldı.

1991 yılında, geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir gelişmeye katkı sağlamak üzere, bir gönüllü sanayi inisiyatifi olarak kurulan ve 31 yıldır artan bir ivmeyle sürdürdüğü çalışmalarıyla, geniş kitlelere dokunan bir sivil toplum kuruluşu kimliği kazanan ÇEVKO Vakfı, özellikle son yıllarda ülkemizde “İklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularında fikirsel önderlik üstelenen kurumların başında yer alıyor.

Sürdürülebilir bir dünya için, tüm bireylere sorumluluk düştüğünü ifade eden ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Atıkların aslında birer kaynak olduğunu unutmamalıyız. Atıklar geri dönüşüm sürecine sokularak yeni ürünlerin üretilmesinde ham madde olarak kullanılır. Geri dönüştürülmüş atıkların ham madde olarak kullanılması sayesinde, enerji tasarrufu sağlanır; su, ağaçlar, petrol, vb. doğal kaynaklar korunur. Üretim maliyeti düşer, yeni iş olanakları yaratılır, böylelikle ülke ekonomisine katkı sağlanır. Her şeyden önemlisi, gelecek kuşaklara daha mutlu olacakları, daha yaşanılır bir çevre ve kullanabilecekleri doğal kaynaklar bırakılır. Bu değer zincirinin başlangıç noktasını da bireyler olarak bizler ve olumlu davranışlarımız oluşturuyor. Öte yandan, atıkların ham madde olarak yeniden değerlendirilmesini sağlamak, yani geri dönüşüm için evlerimizde atıklarımızı ayrı olarak biriktirmek ve geri dönüşümlerini sağlamak da sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Bu konularda duyarlılık gösteren her birey, bu olumlu davranışların en yakınlarından başlayarak çevresinde yaygınlaşması ve bu konuda bilincin ve farkındalığın artması için gönüllü katkı sağlayabilir” şeklinde konuştu.

Sabancı Grubu sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarına devam ediyor

Sabancı Ventures yeşil hidrojen ekipman üreticisi Singapur merkezli SungreenH2’ye 800 bin dolar yatırım yaptı

Sabancı Holding’in Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu olan Sabancı Ventures, Sabancı Grubu’nun sürdürülebilirlik ve sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda 2020 yılında kurulan hidrojen ekipman üreticisi SunGreenH2’ye 800 bin dolar yatırım yaptı. Sabancı Ventures, 1,5 milyon dolarlık yatırım turunda 800 bin dolar ile en yüksek yatırım yapan oldu. 

Singapur merkezli SunGreenH2, geleneksel hidrojen üretimini dönüştürmek üzere geliştirdiği teknolojisi ile sürdürülebilir enerji kaynakları ve suyu kullanarak yeşil hidrojen üreten ekipmanlar geliştiriyor. Patenti kendine ait elektrolizör teknolojisi ile, sektördeki rakiplerine göre yeşil hidrojeni çok daha çevreci, uygun maliyetli ve verimli üretmeyi hedefliyor. 

Şirketlerin ve ülkelerin sıfır emisyon hedeflerine önemli katkı sağlayacak olan yeşil hidrojenin seri üretimini global ölçekte yaygınlaştırmayı amaçlayan ve Ar-Ge merkezi Avustralya’da bulunan girişim, 2020 yılında Tulika Raj ve Saeid Masudy Panah tarafından kuruldu. Sıfır karbon salınımına sahip yeşil hidrojen, karbon ayak izini azaltabilmek için günümüzde mobiliteden sanayiye ve yenilenebilir enerjiye kadar birçok farklı alanda kullanılabiliyor. 

Sabancı Topluluğu olarak yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini belirten Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanı Gökhan Eyigün şunları söyledi: “Sabancı Topluluğu olarak Türkiye’nin ilk yeşil hidrojen üretimine geçtiğimiz yıl başlamıştık. Şimdi de bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz SunGreenH2 yatırımı, topluluk olarak bizlere 2030’a kadar 120 kat büyüyerek 120 milyar dolara ulaşması beklenen yeşil hidrojen pazarında erken pozisyonlanma fırsatı sunuyor. Bu yatırım, Sabancı Ventures’ın Asya-Pasifik bölgesindeki ilk girişim sermayesi yatırımı olması açısından da çok önemli. Gerçekleştirdiğimiz yatırımla ‘Dünya'nın Sabancı'sı’ olma yolundaki global ölçekte yaptığımız yatırımlarımıza Sabancı Ventures ile bir yenisini daha ekledik. Sabancı Topluluğu olarak ‘yeni ekonomi’ ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarımıza devam ediyoruz.”

Sabancı Ventures geçtiğimiz yıl Zack.ai, Bulutistan, Albert Health, Figopara ve Supply Chain Wizard olmak üzere toplam 5 şirkete yatırım yapmıştı. Bu yatırımla birlikte 2020 yılının sonunda kurulan Sabancı Ventures’ın portföyündeki toplam girişim sayısı 8’e yükseldi.

Intralojistik çözümleri WIN EURASIA’da öne çıkacak sektörler arasında yer alıyor

İmalat sanayini Avrasya bölgesinde 29 yıldır aynı çatı altında bir araya getiren WIN EURASIA – World of Industry Fuarı, 7-10 Haziran 2023 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde “Endüstri gelecekle buluşuyor” mottosuyla sektörü uluslararası pazarlarla buluşturmaya hazırlanıyor. 6 salon ve 27 bin m2 net alanda yapılacak fuarda, ‘Enerji, Elektrik & Elektronik Teknolojileri’, ‘Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri’, ‘Lojistik, Tedarik Zinciri Yönetimi & İntralojistik Çözümleri’, ‘Endüstriyel Üretim Makinaları’ ve Endüstriyel ve Robotik Otomasyon & Akışkan Gücü Sistemleri’ sektörlerinden 500’ün üzerinde katılımcı firma yer alırken, tüm dünyadan 39.000’in üzerinde ziyaretçi/satın almacı bekleniyor.

Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de yükselen pazarlardan biri olan ‘Tedarik Zinciri Yönetimi & İntralojistik Çözümleri’, bu yıl fuarda öne çıkacak sektörler arasında kabul ediliyor. Bir depo, dağıtım merkezi veya üretim tesisi içindeki mal ve taşınabilir eşyaların akışının yönetimi, kontrolü ve optimizasyonu olan Intralojistik, tedarik zinciri sürecinin önemli bir parçası ve doğru uygulandığı takdirde bir işletmenin başarısı için kritik öneme sahip.  Kısaca, bir işletmenin iç lojistiği olarak da tanımlanabilecek intralojistik, WIN EURASIA’da yaklaşık 50 firma ile temsil edilecek. Pegasolift, Onsekbunke, Önder Grup, Mutlu Akü, Stow gibi sektörün öncü ve lider firmaları, yük asansörü, engelli platformu, elektrikli yük taşıyıcı araç, elektrikli yolcu transfer aracı gibi ürünlerini ilk kez fuarda pazara sunacak. 

Sektörde olan talep ve yatırımlar giderek yükseliyor

Günümüzde depolama tesislerinde ve depo alanlarında kapasite artırımı, depolama teknolojileri ve raf sistemleri çözümlerine ilişkin talepler giderek yükseliyor ve bu durum sektöre ciddi yatırımlar yapılmasını da beraberinde getiriyor. Sanayi ve hizmet sektörü, tarım gibi pek çok alanda kullanılan “Tedarik Zinciri Yönetimi & İntralojistik Çözümleri”, WIN EURASIA’da, ‘Taşıma ve Kaldırma Teknolojileri’, ‘Depolama, Raf Sistemleri ve Depo Alanı Teknolojileri’, ‘Yükleme ve Konveyör Sistemleri’, ‘Depo Alanları ve Operasyonlar İçin Paketleme Teknolojileri’, ‘Etiketleme ve Barkodlama Teknolojileri’ ve ‘Lojistik ve İntralojistik IT Çözümleri’ alt sektörleri ile ziyaretçiyle buluşacak. Aynı salonda ziyaretçiyle buluşacak firmalar, fuarda profesyonel satın almacılar ile bir araya gelerek yeni iş fırsatlarına sahip olacak ve verimli bir fuar deneyimi yaşayacak. 

İmalat sanayini 360 derece deneyimlemek isteyenler, fuarın web sitesi üzerinden online ücretsiz ziyaretçi kaydı yapabilecekler.

PLASFED’den GES Yatırımları Semineri

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) tarafından Energy Nova A.Ş. işbirliğiyle İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Salonunda gerçekleştirilen ve açılış konuşmalarını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz’in yaptığı Güneş Enerjisi Sistemlerinde Yatırım Semineri hakkında değerlendirmelerde bulunan Karadeniz: “Gerek plastik sektöründen gerek imalat sanayinin diğer kollarından büyük ilgi olan seminerde GES yatırımlarında dikkat edilmesi gereken detaylar üzerine odaklandık” dedi.

Yeşil dönüşümü sağlamalıyız

Dünyanın önemli bir paradigma değişikliğinden geçtiğini ve sürdürülebilirliğin önümüzdeki süreçte en önemli kavram olarak karşımıza çıkacağını dile getiren Karadeniz, “İmalat sanayimizin yeşil dönüşüme hızlı şekilde adapte olması gerekiyor. Aksi halde orta vadede ihracatımızın bu durumdan etkilenmesi işten bile değil. Öte yandan, karbon ayak izimizi azaltmak adına yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, gerek firma ölçeğinde gerek ülke ölçeğinde bakıldığında ekonomik olarak büyük avantajlar sunuyor. Malum, ülkemiz fosil yakıtlar bakımından oldukça fakir bir ülke ve bu sebeple en önemli ithalat kalemlerimizin başında enerji geliyor. Oysa ki yenilenebilir enerji potansiyelimiz çok yüksek. Doğru politikalarla bu potansiyelin kullanıma açılması durumunda, enerji ithalatımızın hatırı sayılır ölçüde düşmesi ve bir yandan çevreyi korurken, diğer yandan daha sürdürülebilir bir dış ticaret dengesi yakalanması mümkün olabilir. Bu kapsamda yenilenebilir enerji yatırımlarında finansman imkanlarının genişletilmesi ve finansman maliyetlerinin aşağıya çekilmesi gerekiyor” dedi.

Kurumsal işbirliklerini arttıracağız

Plastik sektörünün ülkemiz için önemine değinen ve hemen hemen tüm sektörlere ara malı sağlaması sebebiyle stratejik önemi haiz bir sektör olduğunun altını çizerek sözlerine başlayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Enerji konusu imalat sanayimiz açısından çok kritik bir öneme sahip. Ham maddeden sonra gelen en büyük maliyet olarak karşımıza çıkmakta. Enerji; yapılan işin maliyetini, niteliğini ve en önemlisi rekabet gücünü belirleyen en önemi unsur olarak karşımızda bulunuyor. Türkiye ne yazık ki fosil kaynaklar açısından yeterli seviyede değil, ancak yenilenebilir enerji konusunda potansiyeli yüksek bir ülke. GES ve rüzgar enerjisi santralleri alanlarında yatırımlar son dönemde ciddi artış gösterdi, bunu görmek gelecek adına umutlu bir gelişme. İSO olarak biz de Sürdürülebilirlik şubemizle faaliyetlerimizi yoğun bir şekilde sürdürerek üyelerimizi bu konuda bilgilendirmeye çalışıyoruz. İleriki dönemde sürdürülebilirlik alanında kurumlararası iş birliklerini artırmamız gerekiyor” dedi.

Sektörde farkındalığı arttırmalıyız

Yoğun katılımla gerçekleştirilen seminerin ardından değerlendirmelerde bulunan Karadeniz, “Katılımcıların kafalarındaki soru işaretlerinin tamamının yanıtlanması adına GES yatırımlarında rol alan tüm bileşenlerden temsilcileri bir araya getirdik. Bu kapsamda EPC, panel, kablo, invertör, konstrüksiyon ve finansman alanında sektörün önde gelen firmalarıyla katılımcıları buluşturduk ve katılımcılar etkinlikten büyük bir memnuniyetle ayrıldı. Bundan sonraki süreçte karbon ayak izimizi azaltmak adına neler yapılabileceği yolunda sektörde farkındalığı arttırmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu kapsamda yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla imalat sanayinde farkındalığı arttırmak adına büyük bir çaba içerisinde olan Sayın Erdal Bahçıvan nezdinde İSO Yönetim Kuruluna ve Meclisine teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

ÜNLÜ & Co danışmanlığında, Korsini’nin MCC’ye satışı tamamlandı

Türkiye’nin öncü yatırım hizmetleri ve varlık yönetim grubu ÜNLÜ & Co’nun satıcı taraf finansal danışmanlığını üstlendiği işlemde, Actera Group yatırımı olan Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. (“Korozo Group”) iştiraklerinden, IML (kalıp içi etiketleme) alanında dünyanın önde gelen üreticilerinden Korsini-Saf Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş.‘nin %100 hissesinin (“Korsini”) ABD merkezli Multi-Color Corporation iştiraki MCC Verstraete N.V’ye (“MCC”) satışı tamamlandı. Satış işlemiyle birlikte Korsini, MCC çatısı altında yerel ve global piyasalarda büyümesini sürdürecek. 

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan ÜNLÜ & Co Kurumsal Finansman Danışmanlık Yönetici Direktörü Zeynep Koçak, “Esnek ambalaj sektörünün önde gelen global oyuncusu Korozo Group’un satıcı taraf danışmanlığını üstlendiğimiz bu işlemin başarıyla gerçekleştirilmiş olmasından dolayı gururluyuz. Finansal piyasalardaki zorlu ortama rağmen, bu işlemi başarıyla tamamladık. Bu önemli işlemde olduğu gibi önümüzdeki dönemde de Türkiye M&A pazarında önemli işlemlere imza atmaya devam edeceğiz” dedi.

Kimya sektöründe nispi aidat oranının düşürülmesi bekleniyor

2022 yılında kimya sektörü, ihracatta yüzde 32 büyüyerek Türkiye’nin toplam ihracatındaki payını yüzde 13,2’ye çıkardı.

Kimya sektörünün ve İKMİB’in 2022 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği İKMİB Olağan Genel Kurul Toplantısı, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB Genel Kurul Üyeleri, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreteri Dr. S. Armağan Vurdu’nun yanı sıra Ticaret Bakanlığı ile TİM temsilcilerinin katılımıyla 14 Nisan 2023 tarihinde Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi.

Genel Kurul’da, İKMİB tarafından tahsil edilecek nispi aidat oranının on binde dörtten on binde ikiye düşürülmesi konusu tekrar gündeme getirilerek yeniden karar alındı. Kararın Ticaret Bakanlığı ve TİM’in onayının ardından yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Türkiye AsiaStar’da 17 ödüle layık görüldü

Asya bölgesinin en başarılı ambalaj tasarımlarının ödüllendirildiği, 10 ülkeden 151 ambalajın yarıştığı AsiaStar 2022’de Türkiye toplam 17 ödül kazandı

Asya Ambalaj Federasyonu (APF) tarafından her yıl düzenlenen ve Asya'nın Ambalaj Oscar'ı olarak anılan AsiaStar Yarışması'nın sonuçları açıklandı. Yarışmada Türk şirketleri 6 ürünle ödüle layık bulunurken, öğrenci kategorisinde ise Türkiye ambalaj sektörünü temsil eden genç tasarımcılar 11 ödül kazandı. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, sektör olarak her sene olduğu gibi bu sene de yarışmada güzel sonuçlar elde ettiklerini aktardı.

AsiaStar 2022 Yarışması’nda; Türk şirketleri, farklı kategorilerde toplam 6 ödül kazandı. ASD tarafından Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı katkısıyla, Reed TÜYAP iş birliğinde düzenlenen 18. Ambalaj Tasarımı Ulusal Öğrenci Yarışması'nda dereceye giren genç tasarımcıların katılabildiği AsiaStar Öğrenci Kategorisi'nde ise Türkiye 11 ödüle layık görüldü.

Yarışmanın sonuçlarını değerlendiren ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, “Asya’nın en prestijli yarışmasında ödül kazanan tüm şirketlerimizi ve genç tasarımcılarımızı tebrik ediyorum. Her sene olduğu gibi bu sene de yarışmadan güzel sonuçlarla ayrıldık. Sektörümüzün geleceği tasarımda. Tasarımda farkındalık yaratmak da gençlerimizin elinde. Bu tarz yarışmalar geleceğimiz için çok önemli. Burada elde ettiğimiz başarılar da sektörümüzün geleceğine ışık tutacak” dedi.

Toyo Ink MatDer üyeleri ile buluştu

Toyo Matbaa Mürekkepleri ve Anadolu Yakası Matbaa, Ambalaj ve Tedarikçileri Derneği üyelerine teknik eğitim verdi

Konusunda uzman ekipleri ile sektördeki eğitim ve teknik destek çıtasını yukarıya taşıyan Toyo Matbaa Mürekkepleri, MatDer üyeleri ile bir araya geldi. Anadolu Yakası Matbaa, Ambalaj ve Tedarikçileri Derneği işbirliği ile düzenlenen eğitime ofset matbaalarının yanı sıra ambalaj firmaları da katıldı. Ofset mürekkepleri ile birlikte Toyo Matbaa Mürekkepleri’nin ürün gamı ve teknolojileri hakkında bilgiler de verilen eğitime katılımcılar yoğun ilgi gösterdi.  

Toyo Matbaa Mürekkepleri ve Anadolu Yakası Matbaa, Ambalaj ve Tedarikçileri Derneği işbirliği ile Erdal Eren Kültür Merkezi’nde düzenlenen teknik eğitim; MatDer Eğitim Danışmanı Murat Hoşcan’ın açılış konuşması ile başladı. Murat Hoşcan’dan sonra söz alan Toyo Matbaa Mürekkepleri Ofset Mürekkepler Ar-Ge ve Teknik Destek Ekip Lideri Melis Türkyener Çelebi ile birlikte Ofset Mürekkepler Teknik Satış Uzmanı Hüseyin Yılmaz, Toyo Matbaa Mürekkepleri Ar-Ge Merkezi çatısı altında yürütülen çalışmaları ve gelişmeleri aktardı. Eğitim içerisinde sektör çalışanlarının iş hayatını kolaylaştıracak teknik bilgiler ve deneyimlere de yer verildi. 

Matbaa Mürekkepleri uzmanları yaptığı sunumda ofset mürekkepleri ve ofset baskıda dikkat edilmesi gereken noktaların yanı sıra bu alanda öne çıkan en yeni ürün ve teknolojilerden de bahsetti. Gerçekleştirilen sunumun sonunda ise, katılımcıların en çok yaşadığı teknik problemlere dair sorunlar ve çözüm önerileri de görüşüldü.

Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi’nde imzalar atıldı

Kendi alanında Türkiye’de bir ilk olan merkez, Coca-Cola İçecek ve Unilever’in katkıları ve İstanbul Kalkınma Ajansı’nın Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı desteğiyle kuruldu

Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı ortaklığında, Coca-Cola İçecek A.Ş. ve Unilever San. ve Tic. A.Ş.’nin katkıları İstanbul Kalkınma Ajansı, Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programına yapılan başvurunun kabulü ile hayata geçen “Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi” (GETAM) ile ilgili iş birliği protokolü, düzenlenen törende imza altına alındı.

Uluslararası ve ulusal standart ve akreditasyon kuralları esas alınarak kurulan GETAM (Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi), kendi alanında Türkiye’de bir ilk oluşturuyor. Merkezde, ambalajların geri dönüştürülebilir olup olmamasından kompostlanabilirliğine, içerdiği geri dönüştürülmüş madde oranından biyobozunurluğuna kadar birçok alanda testler gerçekleştirilebilecek. Sürdürülebilirlik odaklı Kamu – Akademi - Sanayi iş birliklerine yeni bir boyut kazandıran GETAM, Coca-Cola İçecek ve Unilever’in katkıları İstanbul Kalkınma Ajansı, Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı desteğiyle hayata geçti.

GETAM ile ilgili iş birliği protokolü, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kampüsünde yer alan merkezde düzenlenen törende, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz ve YTÜ Rektör Yardımcısı Prof Dr. Bestami Özkaya, ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer tarafından imzalandı. İmza töreni, YTÜ öğretim görevlileri ve ÇEVKO Vakfı yetkililerinin katılımıyla düzenlendi.

YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Özel sektörle iş birliği yapmak, omuz omuza vermek ve özel sektörün sorunlarına çözüm üretmek, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin başarılı olduğu konular arasındadır. Bugün de sektör duayenleriyle çok önemli bir merkez için iş birliği yapıyoruz. ÇEVKO Vakfı ve Yıldız Teknik Üniversitesi işbirliğinde hayata geçen Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM’ın, hem iş dünyası, hem de bilim dünyası için hayırlı olmasını diliyorum. Merkezin ana hedefi, atıkların azaltılması ve kaynakların daha verimli kullanılması yoluyla çevre dostu bir toplum oluşturmaktır. Merkezde geliştirilen teknolojiler sayesinde, atıkların geri dönüştürülmesi daha verimli ve ekonomik hale gelmektedir. Ayrıca, geri dönüşüm süreçlerinde ortaya çıkan yan ürünlerin de kullanımı ile atık miktarı azaltılmaktadır. Merkezde yürütülen çalışmalar, sıfır atık, döngüsel ekonomi, geri dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma gibi konuları kapsamaktadır. Türkiye’nin ilk Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM, geri dönüşüm ve atık yönetimi konularında öncü bir rol üstlenerek, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkıda bulunmaktadır” şeklinde konuştu. 

YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bestami Özkaya, “Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM, Türkiye'de plastik atık geri dönüşümü konusunda öncü bir rol üstlenmektedir. Merkez, atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında sektörlerle işbirliği yaparak, sürdürülebilir bir gelecek için önemli adımlar atmaktadır. Bu sayede, Türkiye'de atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında farkındalık artmakta ve sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir temel oluşturulmaktadır. GETAM, döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda atıkların azaltılması ve kaynakların daha sürdürülebilir bir şekilde kullanımı için çalışmaktadır. Merkez, Türkiye'de atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında farkındalığı arttıracaktır” şeklinde konuştu.      

ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar, “Teknoloji ve bilgi yoğunluğu yüksek, disiplinler arası faaliyetlere hizmet edecek, milli bilgi birikiminin geliştirilmesi esaslı bu merkez, ülkemizde birçok kurum ve kuruluşa hizmet verebilmesinin yanı sıra ilgili tüm uluslararası gerekliliklerin de sağlanacak olmasından hareketle küresel pazarlarda da söz sahibi olacaktır. Böylesine değerli bir projede ülkemizin en saygın eğitim ve araştırma-geliştirme kurumlarından Yıldız Teknik Üniversitesi ile iş birliği yapmaktan gurur ve heyecan duyuyoruz. Sayın Rektör’ün şahsında Yıldız Teknik Üniversitesi ailesine teşekkürlerimi iletiyorum. Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında verilen destekle GETAM projesinin hayata geçmesini sağlayan İstanbul Kalkınma Ajansı’na, proje destekçisi Vakıf üyelerimiz Coca-Cola İçecek ve Unilever’e şükranlarımı sunuyorum” dedi.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Bütün dünyada yeşil dönüşümü yaşamakta olduğumuz bir zamanda inovasyon ve araştırma-geliştirmenin önemi her geçen gün artıyor. Biz de ülke olarak sürdürülebilir kalkınmamızı sağlamak için döngüsel ekonomiye geçmek zorundayız. Döngüsel ekonominin merkezinde atıkların yeniden değerlendirilmesi, geri dönüştürülmesi var. ÇEVKO Vakfı ve YTÜ iş birliğinde kurulan Türkiye’nin ilk Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM, özellikle geri dönüşüm alanında araştırma-geliştirme çalışmaları yapılması, akademik bilgi birikiminin sağlanması ve sanayinin taleplerinin karşılanması bakımından yenilikçi, çevre ile daha dost ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Bu merkezin, ülkemize yararlı olmasını ve bu alandaki çalışmalara öncülük etmesini diliyorum” şeklinde konuştu.

Depart ve DM Packaging temsilcilik anlaşması imzaladı

Tüm dünyada 80’den fazla ülkede değirmencilik, makarna üretimi, lojistik çözümleri, gıda işleme ve paketleme endüstrileri alanlarında hızla büyüyen Depart; İtalyan paketleme makineleri üreticisi DM Packaging ile el sıkışarak paketleme alanındaki hizmet ağını bir kademe daha genişletti.

Alapala Holding grup şirketi Depart, değirmen makineleri yedek parça satışı ve satış sonrası servis hizmetlerinden sonra; makarna yedek parçası, teleskopik konveyör sistemleri, ayrıştırma&pirinç makineleri, hat sonu paketleme makineleri alanlarında da faaliyet göstererek birçok endüstride ismini duyurmaya devam ediyor. 

Şirket son olarak İtalyan DM Packaging ile yaptığı anlaşmayla, paketleme alanında hat sonu paketleme makinelerinin yanı sıra gıda endüstrisinde özellikle unlu mamüller, çikolata ve şekerleme başta olmak üzere birincil yatay paketleme flowpack sistemlerinin Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütecek.

DM Packaging ile yapılan temsilcilik anlaşması hakkında değerlendirmelerde bulunan Depart Genel Müdürü Cengiz Tiryakioğlu, “Depart olarak kısa bir süre önce paketleme alanına adım atmıştık. Yaptığımız değerlendirmelerde bu süre zarfında hızlı bir ivme yakaladığımızı gördük. Müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılama hedefli bir firma olmamız sebebiyle, Depart paketleme çözümlerini genişletme kararı aldık. El sıkıştığımız İtalya’nın önde gelen firmalarından DM Packaging ile temsilcilik sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız. Başta unlu mamüller, çikolata ve şekerleme alanında gıda endüstrisine özel çözümler sunan DM, birincil paketleme flowpack sistemleri tasarlayarak üretimlerini yapıyor. Depart çatısı altında başlattığımız satış ve pazarlama iş birliğinin hepimize hayırlı olmasını dilerim” dedi.

Dünya geneline yayılmış dağıtım ağı, satış sonrası hizmetleri ve yüksek müşteri memnuniyetiyle paketleme alanında hızla ilerleyen şirket; “Depart Paketleme Çözümleri” adı altında, birincil paketleme çözümleri için de müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak.

Ambalaj sektörünün 2023 ihracat hedefi 10 milyar dolar

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir Türkiye’de yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketin ambalajlarla sağlandığını kaydetti.

Ambalaj sektörü, Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) düzenlediği geleneksel iftar yemeğinde buluştu. Düzenlenen organizasyonda ‘Afet Sonrası Ruh Sağlığı, Ahlâk ve Ekonomi’ adlı panelde Prof. Dr. Acar Baltaş ve Prof. Dr. Emre Alkin konuşmacı olarak yer aldı. Ambalaj sektörünün bugünü ve geleceği hakkında bir konuşma gerçekleştiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, dünyanın ve Türkiye’nin zorlu süreçlerden geçtiğini ifade ederek, “Pandemi süreci sebebiyle 4 yıldır iftar etkinliğimizde bir araya gelememiştik. Bu yılın başında, 6 Şubat tarihinde de 11 ilimizi etkileyen, ülkemizde gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketini yaşadık. Derin üzüntü içindeyiz. Ülkemize büyük geçmiş olsun. İftar davetimizi planlarken öncelikle tereddüt ettik. Yaşadığımız böylesi acılı zamanlarda ülkemizin sergilediği olağanüstü dayanışma ve birliktelik, bir arada olmanın önemini bize bir kez daha gösterdi” dedi.  

Ambalajın ne kadar önemli ve gerekli olduğunun böyle zamanlarda daha çok anlaşıldığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Ambalaj üreticileri olarak sadece gıda ve içecek değil sağlık, temizlik, hijyen vb. ürünler başta olmak üzere tüm sektörlere hizmet veriyoruz. Ürünler ambalaj sayesinde tüketicisine sağlıklı ve hijyen bir şekilde ulaşıyor. Ambalaj sektörü olarak bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Tedarik zincirini aksatmamak için üretimi sürdürüyoruz” diye konuştu. 

Türkiye ambalaj sektörünün 2021’de 28 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaştığı bilgisini veren Zeki Sarıbekir, “2022’de sektörümüz 180 ülkeye 3 milyon 300 bin ton ambalaj ihracatı gerçekleştirdi ve 7,5 milyar dolarlık ihracat geliri elde etti. 2022’de sektörümüzün dış ticaret fazlası 2,7 milyar dolar oldu ve ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığının kapanmasına sağladığımız katkıyı artırarak sürdürdük. Bununla birlikte, ihracat birim fiyatımızla Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

2030 hedefi 50 milyar dolar 

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023'te Türkiye ambalaj sektörünün pazar büyüklüğünü 28 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi 325 dolardan 380 dolara, ihracatını ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Zeki Sarıbekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak 2023 ihracat hedefimize 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden 2023 için yeni hedefimizi 10 milyar dolar olarak yeniden belirledik. Ülkemizde yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz. Türkiye’de toplam GSYİH’nin (819 milyar dolar) yüzde 60’ı ambalajla mümkün olmuştur. 2030 yılına ise sektör büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolar hedef koyduk. Sektör olarak rekabet gücümüz ve potansiyelimiz yüksek. Türkiye ambalaj sektörünün ürünleri dünyada 180 ülkeye direkt ve dolaylı ihraç ediliyor. Türkiye ambalaj sanayisi, Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüyor.”

Ambalaj sektörünün sürdürülebilirlik yol haritası  

Ambalaj sektörü olarak bir yandan büyümeye ve ülkeye daha fazla katkı sunmaya odaklandıklarının altını çizen Zekir Sarıbekir, diğer taraftan gelecek için sürdürülebilirlik konusunda çalışmalarını da hızlandırdıklarını söyledi. Zeki Sarıbekir, “Sürdürülebilirlik hakkında ambalaj sektöründe farkındalık yaratılması ve rehber olunması amacıyla, ‘ASD Sürdürülebilirlik Raporumuzu’ tamamlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sektörümüzün ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayacağız. Raporumuzun ambalaj sektörünün sürdürülebilirlik yol haritasını oluşturmaya örnek olacağını düşünüyoruz” diye konuştu. İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik öncelikli konular arasında; sorumlu üretim, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, sera gazı hesaplama - azaltım ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sıralanabileceğini dile getiren Zeki Sarıbekir, şunları söyledi: “Sektör mensuplarımız karbon ayak izi ölçümlerini yaptırmalıdır. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda hedeflenen üretim ve ticaret süreçlerini ve değişimini takip etmeliyiz. Üretim süreçlerimizi kaynak verimliliğini en üst seviyede tutan, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi temeli üzerine kurmalıyız.”

İzocam, üretiminde %80’e kadar “yedinci doğal kaynak”tan yararlanıyor

Doğadan ilham alarak doğal olanı destekleyen İzocam, “18 Mart Dünya Geri Dönüşüm Günü"nde atıkların, çevrenin yanı sıra ekonominin de önemli bir parçası olduğuna dikkat çekti.

Dünyamız artık geri dönüştürülebilir ürünleri “yedinci doğal kaynak” olarak adlandırıyor. Geri dönüştürülebilir atıklar; hava, su, kömür, petrol, doğal gaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynak olarak kabul ediliyor. Küresel Geri Dönüşüm Vakfı, dünyada “yedinci doğal kaynak” olarak kabul edilen ve her gün çöpe giden değerli atıklara dikkat çekmek amacıyla 18 Mart tarihini “Dünya Geri Dönüşüm Günü” olarak ilan etti ve bu özel gün 2019 yılı itibariyle kutlanmaya başladı.

Türkiye’de yalıtım sektörüne 58 yıldır liderlik eden İzocam, “18 Mart Dünya Geri Dönüşüm Günü”nde, atıkların, çevrenin yanı sıra ekonominin de önemli bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Üretiminde %80’e kadar “yedinci doğal kaynak” olarak adlandırılan geri dönüştürülmüş malzeme kullanan İzocam, yerel ve en az %30 oranında geri-dönüştürülmüş içeriğe sahip ürünleriyle sürdürülebilirliğe hizmet ederken, ürünlerinin içeriği ile de tüm canlılara ve doğaya sağlıklı bir yaşam sunuyor. Doğadan ilham alarak doğal olanı destekleyen şirket, ürünlerinin yanı sıra, “Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi”ne sahip çevre dostu tesisleri ve sosyal sorumluluk faaliyetleriyle de geri dönüşüme ve atık yönetimine olan katkılarını üst seviyelere taşıyor. 

Atıklarımızı atmayalım, ayrı toplayalım, atıkla değer yaratalım

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu Geri Dönüştürülebilirler ulusal servetimizdir vurgusu ile 18 Mart Küresel Geri Dönüşüm Günü’ne özel açıklamalarda bulundu.

Üretirken, tüketirken her yerde farklı atık çıkar. Yaşamımızda faydalı kullanım ömrünü tamamladıktan sonra atık olan ahşap, akü, cam, elektrikli-elektronik eşyalar, kağıt, metal, plastik, taşıt, tekstil, yağlar gibi Geri Dönüştürülebilirler kıymetli ham maddelerdir. Hava, su, kömür, petrol, doğal gaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynak olarak kabul edilen Geri Dönüştürülebilirler ülkemizin döngüsel ekonomisi için yerli ham maddemiz, ulusal servetimizdir. Faaliyetlerinde en iyi atık yönetiminde geri dönüşüm, ileri dönüşüm ile iklim değişikliği etkileşiminin önemi için uğraş veren Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), 2019’dan bu yana Küresel Geri Dönüşüm Vakfı öncülüğünde kutlanan Küresel Geri Dönüşüm Günü’nde konuyu gündeme taşıyarak atıklarımızı atmayalım, ayrı toplayalım, atıkla değer yaratalım, dünyamızı koruyalım çağrısı yapmakta.

Geri Dönüştürülebilirler için yaratıcı inovasyon

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu Küresel Geri Dönüşüm Günü 2023 temasının Yaratıcı İnovasyon seçildiğini belirterek her birimizin, kentlerimizin, iş dünyasının Geri Dönüştürülebilirler için yaratıcı fikirleri mühim. Küresel Geri Dönüşüm Vakfı’nın Geri Dönüşüm Kahramanları Ödülü ile yaygın etki yaratmakta. Türkiye başarıları uluslararası alanda da gündeme gelmeli, bizden de adaylar olmalı diyerek ülkemizde Geri Dönüştürülebilirler ile değer yaratan, yeşilimizi, mavimizi koruyanlara SÜT-D selamını sundu.

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, atığımızı yönetmek hepimizin görevi. Atıkları doğaya sokarsak çevreyi kirletirken, iklimimizi değiştirerek biyoçeşitliliğimizi yok ederiz. Faydalı kullanım ömrünü tamamlayan ürünler ve ambalajları çöp değil, her biri sanayimiz için Geri Dönüştürülebilirler, yerli ham maddelerdir. Geri Dönüştürülebilirler endüstrimize işlenmek için girerse yaratacağı istihdam ve katma değer ile döngüsel ekonomimizde ulusal servetimiz olur dedi.