Monday, Nov 04th

Last updateTue, 22 Oct 2024 11am

You are here: Home Technology

Yakınlaştırma özellikli optik 3D tarayıcısı

Hexagon’un Manufacturing Intelligence bölümü, yüksek üretkenliğe sahip yapılandırılmış ışıklı tarayıcıyı piyasaya sürdüğünü duyurdu. Kullanıcıların veri çözünürlüğünü ve ölçüm hacmini tamamen yazılım ayarları aracılığıyla ölçümlemeyi sağlayan motorlu yakınlaştırma lensine sahip 3D tarayıcı SmartScan VR800, tamamen yeniden tasarlanmış bir platform üzerine inşa edildi. Kalite denetiminin verimliliğini büyük ölçüde artırdığı belirtilen yeni ürün, farklı çözünürlükteki taramaları tek bir projede birleştirme özelliği ile daha verimli tarama sağlayarak iş akışlarını iyileştiriyor.

Geleneksel yapısal ışıklı tarayıcılar sabit bir optik konfigürasyona sahipken, çift stereo kamera ve optik zoom özellikli projeksiyon kombinasyonu SmartScan VR800'ü çok daha işlevsel hale getirerek kullanıcıların verilerini tam olarak hangi biçimde toplayacaklarını belirlemelerini sağlıyor. Üç yeni yazılım fonksiyonu; Smart Resolution, Smart Zoom ve Smart Snap kullanıcının sistemde hiçbir mekanik değişiklik yapmadan denetim çözünürlüğünü ve ölçüm hacmini özelleştiriyor. Bu da veri ağırlıklı yüksek çözünürlüklü taramaların en önemli özelliklere sahip alanlara odaklanabileceği, diğer alanların ise daha büyük veya daha düşük çözünürlüklü taramalarla daha verimli bir şekilde kapsanabileceği anlamına geliyor.

Yeni etiketleme sistemi hassas ve verimli performans sunuyor

Yenilikçi Videojet® 9560 sistemi, etiketleri yazdırıyor ve dış ambalajlara, kutulara ve şrink filme uyguluyor

Videojet Technologies, artırılmış işleme hızları ve genişletilmiş bağlantı seçenekleri sunan Videojet 9560 yazdır ve uygula etiketleyiciyi piyasaya sürdüğünü duyurdu. 

Videojet’in küresel iş birimi yöneticisi Marcy Vanderbei, “9550’nin doğrudan uygulama avantajları ile yeni 9560’a dönüşmesi, daha hızlı işleme hızları, mevcut üretim ve kontrol ağlarına kolay entegrasyon sayesinde hat sonu paketleme operasyonlarına fayda sağlıyor. Her iyileştirme, müşterilerimizin kodlama ve etiketleme zorluklarına yanıt veren çözümlerin araştırılmasına ve geliştirilmesine olan bağlılığımızın bir kanıtıdır. Bu yeni sistem, geleneksel etiketleme makinelerinde gündelik operasyonel sorunların ana sebepleri olan manuel ayarlamalar ve ilave parçalar olmadan çalışıyor” açıklamalarında bulunuyor.

Doğrudan Uygulama, etiketin ambalajın üzerine hassas bir şekilde yerleştirilmesine olanak sağlayan bir isteğe bağlı etiketleme yöntemi olarak tanımlanıyor. Sistem, etiketleri geçen paketin üstüne veya yanına tamp veya hava üflemeli aplikatör kullanılmasına gerek kalmadan aynı anda yazdırıp uygulayarak çalışıyor. Tipik 4 inç x 6 inç GS1 barkod etiketlerinde dakikada 150 pakete varan hızlara ulaşan cihaz, paketler biriktiğinde bile iş hacmini koruyabiliyor.

Gelişmiş ayıklama teknolojileri, Avrupa'daki plastik döngüselliğine katkı sağlayabilir mi?

Amcor ve TOMRA’nın talebiyle Eunomia Research and Consulting tarafından araştırılan ve hazırlanan yeni bir rapor, mürekkep tabanlı ve nesne tanımalı ayıklama teknolojilerinin Avrupa'da plastik ambalaj geri dönüşümünde, döngüsellik ve izlenebilirlik üzerine nasıl katkı sağlayabileceğini ortaya koyuyor.

Yeni yayınlanan ve “Döngüsellik İçin Gelişmiş Ayıklama” başlıklı rapor, birçok plastik ambalaj formatında mevcut ayıklama teknolojilerinin daha da optimize edilmesinin döngüselliğin geliştirilmesi için yeterli olabileceğini gösteriyor. Diğer ayıklama zorlukları için de nesne tanımanın, mürekkep tabanlı teknolojiyle karşılaştırıldığında bile, döngüselliğin artırılmasını kolaylaştırmak için en uygun maliyetli gelişmiş ayıklama teknolojisi olabileceği belirtiliyor.

Amcor, TOMRA ve diğer önde gelen sektör oyuncularının desteğiyle hazırlanan rapor, Eunomia'nın web sitesinde yayımlanıyor ve ücretsiz olarak indirilebiliyor. 

Plastik ambalaj sektörü, özellikle geri dönüştürülmüş içeriğin artırılması ve döngüsel ekonominin teşvik edilmesi için artan bir sürdürülebilirlik talebiyle karşı karşıya bulunuyor. Bu baskı, Avrupa genelinde değişiklik gösterse de genellikle kamu ve hükümet talepleri tarafından yönlendiriliyor ve markaların daha sürdürülebilir uygulamaları benimsemesine yol açıyor. Ayrıca AB mevzuatı, özellikle 2024'ün sonlarında yürürlüğe girmesi beklenen Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliği (PPWR) başta olmak üzere ambalajlarla ilgili düzenlemeleri de yürürlüğe koyuyor.

Bu yeni rapor, mürekkep tabanlı ve nesne tanımalı ayıklama teknolojilerinin, özellikle AB, Norveç, İsviçre ve Birleşik Krallık'ta plastik ambalaj geri dönüşümünde döngüselliğe ve izlenebilirliğe nasıl katkıda bulunabileceğini araştırıyor.

Raporun metodolojisi, döngüselliği sağlamak için mevcut teknolojiler tarafından yeterince ayıklanamayan polimerler ve ambalaj malzemesi formatlarını belirlemeyi kapsıyor. Ardından, bu tüketim sonrası plastik ambalaj türlerinin sınıflandırılması ve ayıklanması için mümkün olan yeni teknolojileri (örneğin, gelişmiş ayıklama teknolojilerini) değerlendiriyor. Ayrıca, çeşitli yeni sensör ve mürekkep tabanlı ayıklama teknolojileri de inceleniyor. Detaylı maliyet ve performans modellemesi için üç teknoloji öne çıkıyor: nesne tanıma, kimyasal mürekkepler ve dijital filigranlar.

Güçlü kokulu tarım filmleri ve temizlik şişeleri geri dönüşüme kazandırılıyor

Genellikle yüksek nem seviyeleri ve güçlü kokularla birlikte ağır şekilde kirlenmiş olan tüketim sonrası plastik atıklar, geri dönüştürücülerin hayali olmaktan uzak bir durum oluşturuyor. Portekizli plastik geri dönüşüm şirketi Ambiente S.A., bu zorluğun üstesinden gelebilmek için Starlinger recoSTAR dynamic 165 C-VAC hattına yatırım yaptı. Şirket şimdi Starlinger’in geri dönüşüm hattında yıkanmış tarım filmlerinden ve deterjan şişelerinden yüksek kaliteli koku giderilmiş regranülat üretiyor ve bu sayede daha fazla plastik ürünün kapalı döngüde kalmasını hedefliyor.

Starlinger hattı, Ambiente'nin Lizbon'un kuzeyindeki Leiria'daki yeni fabrikasında Haziran 2024'te faaliyete geçti. Şirket burada hem endüstriyel hem de evsel tüketim sonrası plastik atıkları geri dönüştürüyor. Bunların büyük bir kısmı, Ambiente'nin film ekstrüzyonu ve üflemeli kalıplama uygulamaları için peletlere dönüştürdüğü atılmış LDPE tarım filmleri ve HDPE deterjan şişelerinden oluşuyor.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Ambiente S.A. Genel Müdürü Paulo Pires, “Bizim için aynı uygulamada tekrar kullanılabilen yüksek kaliteli geri dönüştürülmüş bir ürün üretmemiz önemli. Amacımız döngüsel bir ekonomi kurmak. Bu, ilgili uygulama içinde döngüsellik anlamına geliyor; örneğin, sulama boruları tekrar sulama boruları oluyor, tarımsal film tarımsal film oluyor, gıda ambalajı gıda ambalajı oluyor. Ayrıca, güçlü kokulara ve yüksek kirlilik seviyelerine sahip girdi malzemeleri için yeni uygulamaları keşfetmek istiyoruz. Bunun için, geri dönüşüm sürecinde tüm kirleticilerin mümkün olduğunca kapsamlı bir şekilde ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu nedenle yıkama, ekstrüzyon ve filtrasyondan koku gidermeye kadar mevcut en iyi teknolojilere yatırım yapıyoruz. Hedefimiz, döngüsel bir ekonomiyi gerçeğe dönüştürmek için plastik endüstrisine sürdürülebilir ve rekabetçi ham maddeler sunarak, ekonomik ve çevresel faydalar sağlamaktır” diyor.

Ambiente'ye kurulan recoSTAR dinamik 165 C-VAC geri dönüşüm hattı, Starlinger'in ünlü koku azaltma teknolojisini içeriyor ve HDPE'den yapılmış deterjan şişelerini ve yıkanmış tüketim sonrası tarımsal LDPE filmlerini işliyor. Starlinger Ticaret Başkanı Paul Niedl ise konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor: 

İşletmelerin otomasyon yolculuğu için 6 altın kural

Bugünün dünyasında üretkenliği artırmaya, atıkları azaltmaya, ürün kalitesini iyileştirmeye ve iş gücü eksikliklerini gidermeye yardımcı olan otomasyon, rekabetçi bir modelin de ana unsurunu oluşturuyor. Gerek yeni bir ürün tasarlarken veya yeni bir üretim hattı planlarken gerekse mevcut üretim tesisini geliştirirken otomasyonun sürecin en başından itibaren hesaba katılması gerektiğinin altını çizen FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, kusursuz otomasyon entegrasyonu için altı altın kurala dikkat çekti.

Doğru stratejilerle adım adım otomasyona uyum 

Otomasyona uyumun “süreci benimsemek”le başladığını ifade eden Yiğit, “Ürününüzün üretim sürecinin otomasyondan faydalanması gerektiği gerçeği, bugün en temel süreçlerin başında geliyor. Bu da genellikle otomasyonu ürünün tasarımına dahil ederek yapılabilir. Bu anlayış ilerleyen süreçle birlikte daha geniş bir ürün hattına yansıdığında ise sistemlerinizi geleceğe hazırlamış olursunuz” dedi.

 

Mobil sıralama platformu: VARISORT COMPACT

Plastik işleme endüstrisine yönelik yenilikçi çözüm

Günümüzde plastik işleme endüstrisi, çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Yükselen ham madde fiyatları, malzeme bulma güçlükleri ve kalite kaybı, üreticilerin sürdürülebilir ve verimli çözümler aramasını gerektirmektedir. Bu sorunları aşmak için Sesotec tarafından yeni geliştirilen Mobil çok sensörlü ayırma platformu: PRE-SORT, şirket tarafından yenilikçi ve teknik açıdan güçlü bir çözüm olarak tanımlanıyor.

Ürün saflığı ve kalite kontrolü

PRE-SORT, plastik işleme süreçlerinin ilk ve en önemli adımlarından birini, ürün saflığını güvence altına alarak gerçekleştiriyor. Platform, yüksek hassasiyetli sensörler kullanarak plastik türlerini, renkleri ve metallerin ayırımını etkili bir şekilde sağlayabiliyor. Sensörlerin teknik özellikleri ve platformun avantajları şu şekilde sıralanıyor: 

Renk Sensörü: Yaklaşık 17 milyon öğretilebilir renge sahip, yüksek çözünürlüklü bir çizgi tarama kamerası bulundurmaktadır. Olay ışığı ve iletilen ışık gibi farklı aydınlatma seçenekleri ile opak ve şeffaf malzemelerde hassas tespit sağlar.

Metal Sensörü: Manyetik ve manyetik olmayan metallerin tanınmasını sağlayan endüktif metal sensörleri, 1 mm'den itibaren algılama yaparak kullanıcı dostu ayar seçenekleri ile doğru tespit sağlar.

NIR Sensörü: Farklı polimer tiplerini tanımak için kullanılan hiperspektral kamera, özellikle PET malzemeleri gibi spesifik uygulamalar için etkilidir.

Yüksek Kalite ve Saf Malzeme: Yüksek hassasiyetle çalışan sensörler sayesinde geri dönüştüğü malzeme kalitesini artırır.

Ekonomik Üretim: Otomatik çift sıralama ile aşağı akış ekipmanlarının zarar görmesini önleyerek maliyetleri düşürür.

Süreç Esnekliği: Sensörlerin herhangi bir kombinasyonu ile istenilen ayırma dizisi seçilebilir, bu da maksimum proses esnekliği sağlar.

WITTMANN Aton Plus EcoDrive

Sabit çiğlenme noktası artı minimal enerji tüketimi

WITTMANN'ın tüm yardımcı ekipman yelpazesi için adım adım geliştirdiği yenilikçi frekans invertör regülasyon sisteminin adı olan EcoDrive, ilk kez Fakuma 2024’te Aton plus model döner segmentli tekerlekli kurutucular ile birlikte sunulacak. EcoDrive kuru hava çıkışını mevcut malzeme gereksinimlerine göre sürekli olarak ayarlayacak ve buradaki belirleyici parametre, kurutma silosuna beslenen malzeme miktarı olacak. Son derece düşük malzeme tüketimi veya makinenin durduğu durumlarda, Aton plus kurutucuda standart olarak bulunan malzeme koruma işlevi ve EcoDrive, mümkün olan en düşük enerji tüketimini sağlayabilmek için birlikte çalışacak. Bu yenilikçi çözüm ile şirket, işletme maliyetlerinin düşürülmesine ve aynı zamanda ekolojik ayak izinin iyileştirilmesine katkıda bulunacak. 

Sabit düşük çiğlenme noktası

Yapılan açıklamada, Aton plus döner segmentli tekerlekli kurutucunun son derece yüksek enerji verimliliğine ilave bir avantajının da akıllı çiğlenme noktası düzenleme sisteminin olduğunu belirtiliyor. Çiğlenme noktası sensörü ile birlikte kombinlenen EcoMode, her malzeme türü için optimal rejenerasyon sürecini hesaplıyor ve rejenerasyon döngülerini otomatik olarak gerekli frekansa düşürüyor. Döner segmentli Zeolith haznesinin kesintisiz olarak döndüğü ve sürekli olarak rejenere edilmesi gereken EcoMode'suz standart çalışma ile karşılaştırıldığında, kurutucunun enerji gereksinimleri kurutma performansı üzerinde herhangi bir etki olmaksızın önemli ölçüde azaltılabiliyor ve çiğlenme noktası 40°C'de düşük ve sabit şekilde tutulabiliyor.

Kolay, anlaşılır kullanım

5,7 inç dokunmatik ekrana sahip olan kurutucuların menüsünün kullanıcı dostu ve kontrol sisteminin sezgisel olarak anlaşılabilir olması en önemli öncelik olarak belirlendi. Ayrıca malzeme konveyörleri çok kolay bir şekilde entegre edilebiliyor, her malzeme için özel kurutma parametreleri bir malzeme veritabanına kaydedilebiliyor ve her malzeme değişikliğinde indirilebiliyor. Bu şekilde, doğru kurutma parametrelerinin her zaman kolayca erişilebilir olması sağlanarak başlangıçtaki hata risklerinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Mobil kurutucunun ön tarafındaki Am-biLED durum göstergesi ise, operatörü cihazın mevcut çalışma durumu hakkında her an, hatta epeyce uzak mesafeden bile bilgilendirebiliyor.

WITTMANN yardımcı ekipmanlarının tüm 'plus' modelleri, “tak ve üret” yoluyla Wittmann 4.0 çalışma hücrelerine entegrasyon için hazırlandı. Ayrıca, tüm markaların plastik enjeksiyon makineleri ile veri alışverişi için opsiyonel olarak bir OPC-UA arayüzü de bulunuyor.

CRX serisi cobot’larla gelecek ortak çalışmada yatıyor

FANUC, robotik vitrininin öncü parçaları arasında bulunan CRX serisi ile tüm montaj hatlarını otomatik hale getiriyor. 35 kg’a kadar yük kapasitesine kadar en kapsamlı iş birlikçi robot yelpazesine sahip seri, FANUC’un gelecekte daha fazla şirketin cobot'larla otomasyon yapmasının önünü açarak çalışanların zamanlarını daha hafif, vasıflı veya zorlu görevlere ayırmalarına olanak tanıyor.

CRX serisiyle en zorlu işlemler çok daha kolay

FANUC’un CRX serisi cobot'ları denetim, makine yükleme ve boşaltma, paketleme, paletleme, taşlama, kaynak ve daha fazlası dahil olmak üzere çok çeşitli uygulamalar için güvenli, kullanımı kolay, güvenilir ve çok yönlü bir çözüm üretiyor. Akıllı sensörlerle donatılmış serideki cobot’lar, bir kişi veya nesneyle temas ettiği anda pahalı koruyucu cihazlara ihtiyaç duymadan güvenilir bir şekilde durarak yüksek güvenlik sağlıyor. İnteraktif programlama, kullanıcıların noktaları elle yönlendirme veya sürükle-bırak simgeleri içeren bir tablet arayüzü aracılığıyla öğrenmeye olanak tanıyor ve sekiz yıla kadar bakım gerektirmeden çalışıyor. CRX cobot’lar standart 100 V/240 V güç kaynağıyla çalışırken, yaklaşık 400 W ortalama güç tüketimiyle (25 kg taşıma yükünde) enerji tasarrufunu mümkün kılıyor. Seri, FANUC’un iRVision gibi birçok ek işlevini desteklerken henüz ilk robotunu kullanmayanlar da dahil olmak üzere daha fazla verimlilik arayan şirketler için en doğru çözümü veriyor.

AGV ile CRX cobot’ların yetenekleri şaşırtıcı derecede verimli

Kullanıcı ihtiyaçları ve mevcut şartlar doğrultusunda geliştirilen CRX cobot’lar, hafif olması sayesinde AGV (Otomatik Kılavuz Araç) ile birlikte kullanılabiliyor. Takım tezgahlarında malzeme yüklemesinin alt bölümlerinde manuel olarak yapılmasını ortadan kaldıran bu geliştirmenin ardından, malzeme beslemeleri doğrudan makine takımlarına tamamen otonom modda gerçekleştiriliyor. Akıllı lojistik yazılımı ile donatılmış olan modeller, farklı çalışma alanları arasında engelleyici güvenlik çitleri olmadan yolunu buluyor. Bunun yanı sıra insanlar veya aniden ortaya çıkan diğer engellerin rotasını kesmesinden etkilenmeden önlem alıyor. Mobil CRX cobot ayrıca siparişle ilgili malzemeleri güvenli ve güvenilir bir şekilde doğrudan ilgili işleme makinesine getirirken, yüklemeyi de bağımsız bir şekilde gerçekleştiriyor.

Hibrit teknolojisine sahip BD Serisi ile üretimde hız ve enerji tasarrufu

Hastek Plastik Sistemleri, çeyrek asırdır plastik endüstrisinde sahip olduğu bilgisi, donanımı, tecrübesi ve yüksek ürün kalitesine sahip üst düzey segmentteki makineleri ile sektörünün öncü firmaları arasında yer alıyor. Girişim, gelişim, güven ve kalite kavramlarını kuruluşundan bu yana iş yapış şekline entegre eden şirket, plastik enjeksiyon makinesi üretimiyle Asya’nın en güçlü 10 plastik enjeksiyon makine üreticisi unvanına sahip Borche ile 20 yılı aşkın bir süredir plastik endüstrisine hizmet veriyor. 

Yüksek donanıma sahip üretim tesisleri ve Ar-Ge çalışmaları ile plastik endüstrisinin gelişimine önemli katkılar sunan Borche, Ar-Ge çalışmalarına yaptığı yatırımların bir sonucu olan üst düzey teknolojiye sahip, estetik dış tasarımı ve ergonominin bir entegrasyonu olan yeni “BD Serisi Hibrit Plastik Enjeksiyon Makinesi”ni plastik endüstrisine sunuyor.  

Hastek tarafından verilen bilgiye göre, BD serisi hibrit enjeksiyon makineleri, standartların dışında geliştirilen yeni teknolojisi ile hız, hassasiyet ve enerji tasarrufu özellikleri ile ön plana çıkarken, işletmelerin üretim tesislerinin dijitalleştirilmesi için uluslararası standart arayüzle uyumlu, kullanıcı dostu akıllı ve profesyonel kontrol sistemi ve dahili akıllı yönetim sistemi ile makinenin önemli parçalarının çalışma durumunu gerçek zamanlı olarak izleme ve ekipman verimliliğinin kendi kendine teşhisini gerçekleştirme imkânı sunuyor.   

130 ton ile 460 ton aralığında tonaj seçeneklerine sahip makine, enerji tasarrufu etkisi sağlayan servo enerji tasarruf sistemi ile donatılırken, üretim süresinin %30 daha kısaltılması, hızlı kalıp açma ve kapama süresi, hızlı çevrim süresi, %30 enerji tasarrufu, düşük ürün kusurları ile ham madde tasarrufu, düşük yağ tüketimi gibi özellikleri ile plastik üreticilerinin üretimden maksimum performansı almalarını sağlayabiliyor.

Hem hidrolik hem de elektrikli tahrik sistemlerini kullanarak çeşitli avantajlar sağlayan hibrit enjeksiyon makinelerinin temel özellikleri şu şekilde sıralanıyor;

Enerji Verimliliği: Hibrit makineler, maça, itici, grup hareketleri için hidrolik sistemleri, enjeksiyon, mengene kilitleme açma, mal alma hareketleri için ise elektrikli tahrikleri kullanırlar. Bu kombinasyon, enerji tüketimini optimize eder ve işletme maliyetlerini düşürür.

Hassas Kontrol: Elektrikli tahrikler, hareket hızı ve pozisyonlama da hassas kontrol sağlar. Bu özellik, enjeksiyon sürecinin tekrarlanabilirliğini ve kalitesini artırır, fire miktarını azaltır.

Üretim Esnekliği: Hibrit makineler, geniş malzeme ve parça boyutlarıyla başa çıkabilirler. Otomotiv, elektronik, medikal ve tüketici ürünleri gibi çeşitli endüstrilere yönelik üretim ihtiyaçlarını karşılayabilirler.

Yüksek Performans: Hidrolik sistemlerin güçlü basınç ve elektrikli tahriklerin hassasiyeti bir araya gelerek, yüksek enjeksiyon performansı sağlarlar. Bu özellikleriyle, büyük parçalar veya yüksek basınç ve yüksek hassasiyet gerektiren parçaların üretilmesi için idealdirler.

Plastik şişe tepsileri için cobot paletleme sistemi

Proco Machinery'nin yeni cobot paletleme sistemi, plastik şişeler için tepsi ve katman levhalarını paletleyerek verimliliği ve kârlılığı artırmayı, üretim maliyetlerini düşürmeyi ve manuel iş gücüne olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

Şirket, tepsi ve katman levhalarının 104 inç yüksekliğe kadar paletlenebildiği sistemin; esnek olduğunu ve bir kutu paketleyici olarak yapılandırılabileceğini, mevcut üretim hatlarına sorunsuz bir şekilde entegre edilebildiğini, böylece kesintilerin ve duruş sürelerinin en aza indirileceği anlamına geldiğini iddia ediyor.

Paletleme ve koli paketleme süreçlerinin birleştirilmesinin ayrıca bir şirketin depo alanı kullanımını optimize ettiğini düşünen şirket, sistemin ayrıca bir bütün olarak, üreticinin operasyonlarının genel performansını iyileştirmek için daha fazla verimlilik ve maliyet etkinliğinin kilidini açacak şekilde ayarlandığını belirtiliyor.

Proco Machinery Başkanı John McCormick, "Cobot devrimi sağlam bir şekilde ilerliyor ve yakında Proco Cobot sistemleri tüm ileri görüşlü üreticiler tarafından entegre edilecek" dedi. McCormick ayrıca sistemin, 'ikna edici bir değer teklifi' sunmak ve 'modern üretim endüstrilerinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak' için verimlilik, güvenlik, esneklik ve sürdürülebilirliği bir araya getirdiğini savunuyor.

Bu, şirketlerin manuel emeğe olan bağımlılığını azaltırken üretkenliğini artıran sistemlere olan ihtiyacın artmasıyla birlikte artan iş gücü sıkıntısını da içeriyor. Proco Machninery, otomatik sistemlerinin bir bütün olarak pazarda rekabet gücü sağladığını ve net kârlılığa katkı sağladığını da ileri sürüyor.

Enerji tüketimini azaltan yeni kartonlama makinesi

IWK Packaging Systems, ilaç endüstrisinde önceden doldurulmuş şırıngaların, flakonların ve diğer hassas kapların ambalajlanmasına yönelik artan talebi karşılamak amacıyla CH 4 modüler, yatay kartonlama makinesini tanıttı.

İlaç, sağlık ve güzellik sektörlerine yönelik kartonlama ve tüp dolum ekipmanları üreten şirket, makine platformunun aralıklı veya sürekli hareketli olarak sunulabileceğini ve karton açma işlemini her iki yönden de gerçekleştirebilecek esnekliğe sahip olduğunu belirtiyor.

Gelişmiş servo motorlarla çalışan IWK CH 4 makinesi, 10 dakikalık format değişimleri ve kolay temizlik ile dakikada 120'ye kadar karton üretebiliyor. İşletme giderlerinden tasarruf etmek için makine, geri kazanım yoluyla elde edilen enerjiyi doğrudan karton üretimine geri uyguluyor ve bunun sonucunda genel enerji tüketiminde %21'lik bir azalma raporlanabiliyor.

IWK CH 4 Platform, 50-230 mm uzunluğunda, 15-160 mm genişliğinde ve 15-100 mm yüksekliğinde kartonları şekillendirebiliyor ve doldurabiliyor. Şirket, kutu boyutuna ve insert parametrelerine bağlı olarak makinenin dakikada 120'ye kadar tamamlanmış karton üretebileceğini ekliyor.

IWK'nın Kuzey Amerika Genel Müdürü Dana Austin konu ile ilgili olarak, “Yeni CH 4, IWK'nın kartonlama makineleri sektöründeki 75 yıllık geçmişinin bir yansımasıdır. Bu benzersiz deneyim, gelişen sektör ihtiyaçlarına hızla adapte olurken yenilikler sunmamızı sağlıyor” açıklamasında bulunuyor.

Koli ve kartonlara baskı yapmanın zahmetsiz yolu

Modüler ve entegrasyonu kolay olan yeni Videojet 2380, kutular ve kartonlar üzerinde büyük karakter markalama için kullanımı kolay bir çözüm sunuyor

Mürekkep püskürtmeli baskı teknolojisinde 45 yılı aşkın uzmanlığa sahip olan Videojet, isteğe bağlı koli kodlama gereksinimleri olan üreticiler ve distribütörler için yeni Videojet 2380 yüksek çözünürlüklü büyük karakterli mürekkep püskürtmeli yazıcıyı piyasaya sürdü.

2380 mürekkep püskürtmeli yazıcı, oluklu mukavva kutular, kartonlar, nakliye konteynırları ve diğer gözenekli malzemelere baskı yapmak için kullanılabiliyor. Modüler ve entegrasyonu kolay olan bu büyük karakter markalama sisteminin, minimum eğitim veya deneyime sahip herhangi bir kullanıcı tarafından çalıştırılmak ve bakımı yapılmak üzere tasarlandığı belirtiliyor. Kendini temizleme teknolojisi, rutin yazdırma kafası temizliğini otomatik olarak gerçekleştirerek daha az dağınıklık ve bakımla tutarlı baskı kalitesi sağlamaya yardımcı oluyor. Markalama sistemi ayrıca, dağıtım zincirinin taleplerini karşılamaya hazır, dayanıklı, yüksek çözünürlüklü metin, logo ve barkodlar yazdırabiliyor.

Plastik üreticileri streç film geri dönüşümünü nasıl geliştirebilir?

Ambalaj endüstrisindeki kullanışlılıkları sayesinde yıllar içinde çeşitli plastik film türleri popülerlik kazanmıştır ve streç film bunun en seçkin örneklerinden biridir.   

Ancak talebi ve üretimi arttıkça çevreye verdiği zarar da artmaktadır. Streç film üreticilerinin bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Ve elbette, onu çöplüklere gömmekten ya da doğaya atmaktan daha iyi bir çözüm var. 

Birçoğu streç filmi mukavemeti ve yapışkan özellikleri nedeniyle geri dönüşümü zahmetli bir plastik olarak görse de bazı plastik üreticileri fabrikalarında sürdürülebilirliği artırmak için geri dönüştürmeye başladı bile!

Streç filmin ne olduğuna ve geri dönüşüm verimliliğinin fabrikanıza nasıl fayda sağlayabileceğine daha yakından bakalım.

Streç film nedir?

Streç film genellikle doğrusal düşük yoğunluklu polietilen (LLDPE) gibi esnek malzemelerden yapılır. Bu malzeme, LDPE'nin bir varyasyonu olarak geri dönüşüm kodlarının dördüncü kategorisine girdiği için geri dönüştürülebilir.

Çok yönlülüğü ve dayanıklılığı, onu depolandığında veya taşınırken ürün ambalajlaması için güvenli bir seçim haline getirir. Ürünleri sıkıca sabitleme yeteneği, onu bazı üreticiler ve perakendeciler için önemli bir malzeme haline getirir. Streç filmin kullanımı kolaydır, dayanıklıdır ve çıkarılana kadar işlevini yerine getirir.

Hipermak, Omnis serbest düşüm kolileme makinesi

Fonksiyonel, son teknoloji ve yenilikçi paketleme makineleri tasarlayarak üreticilere çözümler sunan Hipermak Makine, bu yıl 20. yaşını kutluyor. 2004 yılından bu yana ailenin ikinci kuşağının liderliği ile birincil ve ikincil paketleme hatları alanındaki başarılı yolculuğuna devam eden şirket, 6 kıtada 53’den fazla ülkede faaliyet gösteren birçok üretici için dünya standartlarında üretim yapmaya devam ediyor. Üretimde uçtan uca dijitalleşme hamleleri ile ürün gamını her geçen gün genişletmeyi başaran şirket, paketleme makinelerini dünyanın dört bir yanındaki paydaşları ile güvenle buluşturuyor.

20 yıllık tecrübesi ile Hipermak tarafından tasarlanan OMNIS serbest düşüm kolileme makinesi ise, endüstriyel paketleme süreçlerindeki karmaşıklığı azaltmak ve verimliliği maksimize etmek için son teknolojiyle donatılmış yenilikçi bir makine. Kolileme makinesi, otomatik paket konumlandırma ve doldurma, döndürme ünitesi ve toplama bandı gibi özellikleriyle, paketlerin kolilere hassas ve hızlı bir şekilde yerleştirilmesini sağlıyor. Ayrıca, titreşimle hacim azaltma özelliği sayesinde paketlerin stabil bir şekilde yerleştirilmesi sağlanarak, taşıma sırasındaki hasar riski minimuma indiriliyor. Ek olarak, paketlerin kolilere el ile manuel olarak yerleştirilmesinden daha hızlı ve verimli sonuçlar elde edilmesine, üretim maliyetlerinin düşürülmesine önemli ölçüde katkı sağlıyor. 

Uzun ömürlü parçalar ve yüksek kaliteli bileşenlerle donatılan OMNIS, kullanıcı dostu kontrol paneli, farklı dil seçenekleri ile küresel pazarlarda da operatörlerin kolaylıkla makineyi kullanabilmesine imkân tanıyor. Tüm paslanmaz çelik detayları ile özellikle dondurulmuş ürünlerin kolilenmesi sürecinde verimli çözümler sunması ile birlikte, depolama ve taşıma verimliliğinin de artırılmasına yardımcı oluyor. 

İşletmeler dijital dönüşüm ile geleceğe yatırım yapıyor

IAS tarafından verilen bilgiye göre, günümüzde genel öngörü firmaların genel bütçelerinin yüzde 10 civarında dijital dönüşüme ayırmaları yönünde. Ancak bu öngörü yapay zekâ ve üretim teknolojilerinin ilerlemesi ile yüzde 20 düzeylerine çıktı. Uzmanlar, bu oranın 10-15 yıl içerisinde ise yüzde 40-50 seviyelerine çıkmasını bekliyor. Bunun geri dönüşleri olarak da verimliliği yüzde 100’e varan düzeyde artıran, hata oranlarını yüzde 0.01 düzeylerine düşüren, stratejik kararları alırken yüzde 2’lik sapmaya düşüren birçok örnek mevcut. Yine yapılan araştırmalara göre dijital dönüşüm süreçlerine başlangıç düzeyinde geçiş bile işletmeler tarafında yüzde 15-20 düzeyinde verimlilik artışı sağlayabiliyor.

Gerçekleştirdiği inovasyonlar ile geleceğin teknolojilerini yaratarak, tüm paydaşlarına rekabet güçlerini artıracak çözümler sunma misyonuyla hareket eden IAS, “Geleceğe hazır mısınız?” diye sorduğu iş ortaklarına dijital dönüşüm süreçlerinde de destek veriyor. 

 

Kaynak ve kesme uygulamaları için robotlar

FANUC’un ARC Mate serisi robotları, 35 kg’a kadar taşıma yükü ve 2 m’ye kadar erişimi mümkün kılıyor

FANUC, ark kaynağı için özel olarak tasarladığı ARC Mate serisi robotlar ile ark kaynağı, punta kaynağı ve lazer kaynak ile birlikte kesme uygulamalarını daha hassas performansla gerçekleştiriyor. Geniş yelpazedeki talepleri karşılayan farklı modellere sahip olan seri, çok yönlülüğü artırmak ve süreçleri daha verimli hale getirmeye yardımcı olmak üzere çeşitli araçlarla birlikte sunuluyor.

İnce bilek tasarımıyla birçok sektörün kaynak uygulamasına uyumlu

İnce kolu ve içi boş bilekli tasarımı sayesinde FANUC ARC Mate serisi robotlar, en dar boşluklara erişebilmenin yanı sıra oldukça ağır yükleri de taşıyabiliyor. İnce bilek tasarımı farklı sektörlerde kullanımı da ideal hale getirirken özellikle kaynak koltuklar, akslar ve diğer aksamlar için TIER 1 gibi otomotiv sektöründe yoğun şekilde kullanılıyor. Robotun yapısı dar alanlara erişimini sağlarken kaynak tellerindeki aşınma ve yırtılmayı en aza indirerek maliyeti de düşürüyor. Çevrim dışı programlama ise kaynak işlemi sırasında meydana gelebilecek temas sorunlarını önceden görmeyi kolaylaştırıyor. Tüm önde gelen güç kaynakları için iletişim sağlayan seri, entegrasyon ve kurulum süresini de en aza indiriyor. En geniş güç kaynak markaları için yüksek seviyede dijital arayüze sahip ARC Mate serisi, böylelikle Robot iPendant ile güç kaynağı kaynak parametrelerini doğrudan izleyip ayarlamaya yardımcı oluyor. Serideki robotlar bir görüş sistemi bulunan iRVision teknolojisiyle parça türlerini belirleme ve kaynak sonrası kontrolleri sağlamanın yanı sıra, parçaları ve kaynak konumlarını bulma noktasında da yüksek başarı oranıyla çalışıyor. TorchMate teknolojisi ise Takım Merkezi Noktası’nı (TCP) otomatik olarak ayarlayıp çarpışmaların ardından gelen hamlaç veya tel sapmalarının sebep olduğu ve zaman alan tekrar öğretme sürecini ortadan kaldırarak kaynak verimliliğini artırıyor.

Az yer kaplayan yatay kutulama makinesi

AVANPAK’ın yerli ve özel üretimi olan makine, kozmetik sektörünün ihtiyaçlarına göre tasarlandı

Hız, kalite, verimlilik, ergonomi ve çeşitlilik gibi unsurların önem kazandığı ambalaj ve paketleme endüstrisi her geçen gün değişen ihtiyaçlara göre gelişiyor. İlaç, kozmetik ve gıda sektörlerine yönelik paketleme makineleri üreten AVANPAK da, bu ihtiyaçları gözeterek bir yeni makineye daha imza attığını duyurdu. Kozmetik sektörüne minimal bir yenilikle damga vurmaya hazırlandıklarını belirten şirket, yerli ve özel üretimi olan AVT-1030 yatay kutulama makinesini ilk kez kozmetik ve güzellik fuarında görücüye çıkardı. 

AVANPAK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, özellikle kozmetik sektörüne hitap edecek makineyi şöyle anlattı: ‘’Büyük ebatlı yatay ve dikey kutulama makinelerimizin yanı sıra az yer kaplayan daha küçük makinelere de ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Özellikle tüp dolum yapılan ürün üreten kozmetik gibi sektörlere yönelik AVT-1030 yatay kutulama makinesini geliştirdik. Yerden büyük tasarruf sağlayan bu makine şirketimizin yerli ve özel üretimidir. Aynı zamanda düşük bütçesiyle de maliyette tasarruf sağlar. Tek kalıp için uyumlu bu makine, ihtiyaca ve ürün ebadına göre geliştirilebilir. Az yer kaplamasına ve küçük boyutuna karşın dakikada 20-50 adet tüp dolumu yapacak kapasitede. Yazılım ve otomasyon işlerini kendi bünyemiz içerisinde çözüme kavuşturduğumuz için makineleri ihtiyaca göre tasarlayabiliyoruz. Dolayısıyla ürün çeşidine göre ilaç, gıda, kozmetik, anne bebek ürünleri gibi birçok alanda kullanılabilir. Makinemizi merhemler, güneş kremleri, losyonlar, el kremleri, jeller, anne bebek ürünleri, saç bakım ürünleri gibi ürün üreticilerine sunmayı hedefliyoruz. Bunlar haricinde dikey kutulama makinesi için şişeli ürünler; şurup şişeleri, serum şişeleri, tablet şişeleri, kapsül şişeleri gibi ilaç, gıda takviyeleri ve kozmetik ürün üretimi yapan firmalar da hedeflerimiz arasında. Gelen talep ve ihtiyaçlara göre makine tasarımını geliştirmemiz mümkün.’’

AVANPAK olarak satış sonrası destek hizmetlerinin bulunduğuna ve müşteri memnuniyetine verdikleri öneme de dikkat çeken Ahmet Bağcı, son olarak şunları söyledi: ‘’Mühendis ve uzman kadromuzla sadece üretim sırasında ve kurulumunda değil sonrasında da destek hizmetlerimizle markaya tam bir çözüm ortağı oluyoruz. Amacımız ürettiğimiz ürünle, işbirliği yaptığımız markalara artı değer katmak. Gereksiz iş kaybını ve fireyi önlemek, kaliteyi artırarak markalara maliyet verimliliği sağlıyoruz. Dakikada 50, saatte 3000 kutulama yapan yatay kutulama makinelerimiz 3 vardiyada 10 kişinin yaptığı işi tek başına yapabiliyor. Bu sayede markaya iş gücü verimliliği sağlıyor. Gereksiz iş kaybının önüne geçiyor. Paketleme endüstrisi sektörünün bir oyuncusu olarak markaya ve ekonomiye kattığımız bu artı değeri önemsiyoruz.’’  

En üst düzeyde sınıflandırma performansı

Sesotec, IFAT 2024'te en yeni yapay zekâ teknolojileri olan NIR-Ai ve OBJECT-Ai'ı tanıttı

Yüksek teknoloji sensörlerinin sınırlarına ulaşıldığı noktalarda, yapay zekâ yaklaşımları birçok malzemenin güvenilir tespitini ve ayrımını mümkün kılıyor. Sesotec de bu yılki IFAT etkinliğinde, NIR-Ai ve OBJECT-Ai gibi en yeni yapay zekâ teknolojileri ile geri dönüşüm sektöründeki öncü konumunu pekiştirdi. Şirket, ‘SUSTAiN Teknolojileri - AiVOLUTION'u Yönlendirme' başlığı altında yüksek sınıflandırma performansı sağlayan yeniliklerini fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu.

Sesotec Plastik Geri Dönüşüm Geliştirme Mühendisi ve Ürün Sahibi Andreas Hanus konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “NIR-Ai ve OBJECT-Ai teknolojilerimizdeki gelişmelerle malzeme tespitinde sınırları önemli ölçüde zorladığımızı gösteriyoruz. Bu teknolojiler, sadece sınıflandırma verimliliğinde devrim yapmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir geri dönüşüm çözümlerini teşvik etme misyonumuzda da bir dönüm noktası niteliği taşıyor.”

Dahili gaz basıncı enjeksiyon teknolojisi

Ekonomik, esnek ve sürdürülebilir

Airmould, enjeksiyon kalıplama çalışmalarında içi boşluklu bir parça oluşturmak için kaviteye gaz enjekte edilmesi teknolojisidir. Bu yöntem, enjeksiyon kalıplama prosesinde kalıp gözüne (kaviteye) kısmen dolum veya tamamen dolum aşamalarından herhangi birinde kalıp kavitesini dolduran plastik materyalin içinde boşluk oluşturmak için Nitrojen gazının enjekte edilmesi prosesini tanımlar. Yöntemin avantajları arasında, yüksek yüzey kalitesi elde edilmesi (özellikle çökmelerin eleminasyonu) ve bununla birlikte çok ciddi miktarda ham madde tasarrufu sağlanması gösterilebilir ve CO2 emisyonuna pozitif katkı söz konusudur. Nitrojen gazı, ütüleme basıncının sağladığına benzer bir etkiyi, tamamen ters yönde üreterek, parçanın içinde oluşturduğu boşluktan kalıp cidarına doğru bir ters basınç üretir. Bu sayede parçanın içe çökmesi veya büzülmesinin önüne geçer ve böylece son derece kalın cidarlı parçaların dahi yüzeylerinde yer alan çukurlaşma, çökme veya çarpılmaların önüne geçer.

Tipik uygulama konseptinde Airmould teknolojisinin verimliliği parça geometrisi ile ilişkilidir, bir tarafından dar ve diğer kenarından uzun ‘’oblong veya dikdörtgenimsi’’ geometriye sahip parçaların imalatında hafiflik ve maliyet verimliliği bağlamında faydalıdır, realize edilmiş örnek olarak, motorlu araçlarda kulplar ve kapı kolları, spor malzemeleri, içecek kasaları gösterilebilirken aynı zamanda küçük ebatlı borular ve enerji besleme hatları da uygulama örnekleri arasında yer almaktadır. Airmould teknolojisi aynı zamanda küçük parçalarda da işlevseldir ve uygulanması ile bu tip parçaların imalatı realize edilebilir olmaktadır. 

WITTMANN Grup verimlilik ve sürdürülebilirlik temasıyla, 14-16 Mayıs tarihleri arasında Almanya'da düzenlenecek Kuteno 24 fuarında ilgili teknolojiyi sergileyeceğini duyurdu. WITTMANN tarafından geliştirilen Airmould üniteleri çok çeşitli enjeksiyon kalıplama makinesi marka ve modelleri ile uyumlu çalışabiliyor. Şirket, bunun için gerekli olan tek şeyin sahip olunan enjeksiyon kalıplama makinesinde Euromap 62 haberleşme arayüzünün gerektiğini belirtiyor.

Sergilenecek ürünlerin, yenilikçi bir tasarıma sahip polipropilen materyalden imal edilen elbise mandalları olduğunu bildiren şirket, Airmould kullanılarak geleneksel enjeksiyon kalıplamaya kıyasla yüzde 26,3 oranında ağırlık azalma ile materyal tasarrufu sağlandığını vurguluyor.

Sistem tüm marka enjeksiyon makineleriyle çalışıyor 

Airmould'un geliştirilmesinde, gaz besleme ve gaz enjeksiyon ünitelerinin kolay çalıştırılmasına, kompakt tasarımına ve esnek kullanımına özel önem verildiği bildiriliyor. Öte yandan, Airmould sistemi modüler bir tasarıma sahip ve çok çeşitli enjeksiyon kalıplama makinesi modelleri ve markalarına düşük alan gereksinimleriyle entegre edilebiliyor.

Airmould sistem bileşenleri, bağlantı noktası olarak merkezi bir ünite, gazın kalıba enjekte edileceği noktaya yakın konumlu pozisyonlanmış basınç kontrol modülü ve tüm sistemin kontrol ve kumandası için bir manuel kontrol ünitesinden oluşuyor.

Merkezi ünite EUROMAP 62 haberleşme arayüzü ile donatılmış. WITTMANN enjeksiyon kalıplama makinesiyle birlikte Airmould, makinelerin kontrol arayüzü UNILOG B8X makine kontrol sistemine entegre edilmiş ve ayrı bir kontrol ünitesi gerektirmeksizin UNILOG B8X kontrol sistemi üzerinde standartlaştırılmış bir arayüz ile çalıştırılabiliyor.

WITTMANN, Airmould teknolojisi için optimize edilmiş parça tasarımına yönelik ilk simülasyonlardan nihai çalışacak sisteme kadar genişletilmiş hizmet paketleri ve danışmanlık hizmetleri yoluyla sahip olduğu know-how’ı müşterilerine aktarmaya hazır bir alt yapıya sahip olduğunu iletmekte.

Üretim sırasında nitrojen gazının ucuz ve sürdürülebilir bir biçimde sağlanabilmesi WITTMANN tarafından geliştirilmiş N2easy gaz jeneratörü ile sistemin kurulu bulunduğu ortamın havasının işlenmesi sayesinde elde ediliyor. Nitrojen gazının işlenmesinde Nitrojen Jeneratörü ve üretilen gazın prosese uygun şekilde kullanımı için sıkıştırılması ise Basınç Jeneratörü ile sağlanıyor, her iki jeneratör entegre bir kompakt yapı oluşturacak şekilde birleştirilebilir şekilde üretiliyor.

Proseste kullanım aşamasında nitrojen jeneratörünün ortam havasından üretip sağladığı nitrojen gazı basınç jeneratörü ile sıkıştırılarak enjeksiyon kalıplama makinesine besleme sağlayabilmekte. Sistem birden fazla makineye gaz tedariği sağlanması gerekmesi halinde ise değişken boyutlarda ve farklı kapasitelerde merkezi bir gaz besleme hattı olarak ta tasarlanıp çalıştırılabilir şekilde sağlanabiliyor. 

Nitrojen gazının tüplerle veya sıvılaştırılmış gaz tankları ile sağlanması halinde yalnızca basınç jeneratörü kullanılarak sistemin çalıştırılması mümkün, fakat bu tipte bir gaz tedariğinin önemli ölçüde yüksek maliyetleri olacağından şirket daha sürdürülebilir, daha verimli ve daha ekonomik çözümün nitrojen gazının havadan üretilmesi olduğunu belirtiliyor.

N2easy ile nitrojen üretimi yalnızca küçük miktarlarda enerji gerektirir ve lojistik masraflardan tamamıyla muaf olur. Diğer bir avantaj ise kompakt, ses yalıtımlı mobil cihazların hareketli olması ve dolayısıyla kullanımda esnek olmasıdır. N2easy yalnızca standart bir takılabilir elektrik prizine ihtiyaç duyuyor. N2easy ile kurum içi nitrojen üretimi, günlük gaz tüpü tüketiminin 1 adeti aşması halinde çok kısa sürede yatırım maliyetlerini amorti edebiliyor.

Karanlık fabrika konseptiyle uyumlu robot sistemi

Türkiye talaşlı imalat sanayinin yurt dışındaki rekabeti ve yüksek ihracatı için teknoloji yatırımlarını Ar-Ge çalışmalarıyla destekleyen Tezmaksan, geliştirdiği çözümler arasına bir yenisini eklediğini duyurdu. Karanlık fabrika konseptine uyumlu olarak “metal yakalı çalışan” anlayışıyla tasarlanan yeni CubeBOX-AMR robot sisteminin, işletmelere birçok fay da sağlayacağı belirtiliyor.

CubeBOX-AMR ile üretim verimliliğinde yeni dönem başlıyor

Endüstriyel otomasyon ve imalat süreçlerinde yaygın olarak kullanılan makine üreten makineler prensibi ile çıktıkları yolda Ar-Ge çalışmalarıyla önemli bir yol kat ettiklerini ifade eden Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, “Amacımız, üretim verimliliğini artırırken aynı zamanda üretim sürecini de optimize etmek. Bunun için CubeBOX yelpazesindeki robotik çözümleri ve FMS (esnek üretim sistemleri) yazılımları ile ve üç eksen CNC tornaların ardından bu sene piyasaya sunacağımız CubeBOX-AMR çözümümüzü geliştirmede sona geldik. Sistemlerimiz ile amacımız, işletmelerin ihtiyaçları doğrultusunda, darboğaz yaşadıkları, yüksek maliyetleri ve operasyonel giderleri olan stoklama ve lojistik süreçle rinde yalınlık, uçtan uca planlama, ERP entegrasyonu ve insansız çalışma gibi birçok fayda sağlayabilmek. Bu ve yanında getireceği birçok faydaların sonucu olarak işletmeler üretimde önemli bir verimlilik artışı sağlayacak. Sistemimizin otomasyonda yaratacağı artış sayesinde malzeme taşıma ve lojistik işlemleri otomatikleşecek. Bu, insan müdahalesi gerektiren manuel taşıma işlemlerini azaltıp veya ortadan kaldırırken insan kaynaklı hataları da minimize edecek. Bunun yanında sağlayacağı ‘esneklik ve ölçeklenebilirlik’ ile birlikte işletmelerin üretim taleplerine hızlı bir şekilde yanıt vermek için kolayca yeniden yapılandırılabilecek. ‘Daha iyi planlanmış üretim akışı’ zamanında teslimatları ve işletme verimliliğini artıracak, ‘hızlı ve hassas taşıma’ hassasiyetiyle birlikte üretim hattında malzeme akışının hızlanmasına ve süreçlerin daha verimli bir şekilde yönetilmesine olanak tanıyacak. ‘Güvenlik altyapısı’ özelliği ile çevresel engelleri algılayıp çarpışmalardan kaçınan sistemimiz, ‘verimlilik ve maliyet tasarrufunu' mümkün kılan yapısıyla da üretim verimliliğini artırıp işletme maliyetlerini düşürecek” diye konuştu.

CubeBOX-AMR sisteminin lojistik ve malzeme taşıma işlemlerinin yoğun olduğu sektörlere faydalı olacağını belirten Aydoğdu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Tezmaksan olarak farkımız, sahip olduğumuz 43 se nelik bilgi birikimi ve mevcut CubeBOX ürün yelpazesi ile CubeBOX-AMR ürünümüzü eşlenik çalıştırmak. Bu sayede G2R (Goods To Robot) konseptinde, iş parça larının stoklandığı alanlardan direkt robotlu CubeBOX sistemlerimize oradan da CNC makinelerine, işleme prosesinden sonra da bitmiş iş parçasının el değme den tekrar stok alanına yönlendirilmesine kadar olan tüm süreci karanlık fabrika konseptinde insansız yürütmüş olacağız. Sahip olduğumuz ve sürekli geliştirdiğimiz dört kıtadaki bayilik ağımız ve sunduğumuz 7/24 servis kabiliyetimiz vasıtası ile ihracat bu üründe özellikle ilk hedefimiz.”

Hız, hassasiyet, kolay entegrasyon ve güvenlik bir arada

Müşterilerine enerji yönetimi alanında ve IoT tabanlı akıllı yeşil çözümler sunan Delta, Hannover Messe 2024'te iş birlikçi endüstriyel robotlar (cobot) olan D-Bot serisinin lansmanını gerçekleştirdi.

Portföy; 6’dan 30 kg’a kadar yük kapasiteleri sunan altı farklı modeli içeriyor. Altı eksenli bu modeller, saniyede 200 dereceye kadar hız ve ±0.02mm içinde doğruluk sunabiliyor. Erişim mesafeleri 800'den 1800 mm'ye kadar değişen cobotlar, çeşitli operasyonel taleplere de uyum sağlayabiliyor. Şirket, 24-bit kodlayıcıların entegrasyonunun ise hassasiyeti artırarak tutarlı performans sunduğunu vurguluyor.

IP66 koruması ve gelişmiş güvenlik protokolleri ile tasarlanan seri, şirkete göre güvenli ve verimli bir çalışma alanı sunuyor. EtherCAT, Modbus ve CODESYS gibi arayüzlerini destekleyen bu cobotlar, özellikle yerleştirme, kaynak yapma ve paletleme uygulamalarındaki görevlerde kullanılabiliyor. Ayrıca, "Plug & Play" kurulumu ve kullanıcı dostu bir arayüz aracılığıyla sezgisel programlama ile D-Bot serisi, tüm yetenek seviyelerindeki operatörler için erişilebilir hale getirilerek; otomotiv, lojistik ve elektronik gibi sektörlerde insan-robot iş birliğini teşvik ediyor.

Delta'nın D-Bot serisi, özel programlama becerileri gerektirmeyen ve hızlı bir şekilde devreye alınabilen bir tasarıma sahip, bu sayede çok kısa sürede kullanıma hazır hale geliyor. "Plug & Play" özelliği sayesinde, hareketlerin ve komutların uygulanması için çaba gerektirmiyor. Ayrıca, sistem Python, ROS 1 veya C++ üzerinden sürükleyip bırakarak öğretimi kolaylaştırıyor, böylece basit ve esnek bir kullanım sağlıyor. Modern grafik kullanıcı arayüzü (GUI), 3D görselleştirme ile tüm kullanıcı seviyelerinin hızlıca programlamasına olanak tanıyor. Pakete dahil edilen HMI panelinin ise, kontrol için ek cihaz veya araç gereksinimini ortadan kaldırarak kullanımı daha da basitleştirildiği belirtiliyor.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Delta EMEA Endüstriyel Otomasyon İş Grubu Kıdemli Direktörü Michael Mayer-Rosa, "Makine mühendisliği ve otomasyon teknolojisi alanında iş birlikçi robotlar, en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. Interact Analysis'ten pazar araştırmacıları, 2032 yılına kadar yıllık %20 civarında bir büyüme oranı öngörüyor. D-Bot serisi cobotlarımızla bu talebi karşılamayı ve böylece müşterilerimizin üretim süreçlerini optimize etmeye, üretim verimliliğini artırmalarına ve birçok endüstride iş gücü kıtlığını hafifletmelerine yardımcı oluyoruz. Yıllardır robotik ve otomasyon teknolojisi bileşenleri sağlayıcısı olarak başarılı olduk, bu alanda da önemli başarılara imza atmayı hedefliyoruz” diyor.