Friday, Jul 26th

Last updateThu, 25 Jul 2024 8am

You are here: Home Technology

Otomotiv parçaları için simülasyon aracı

THERMOFIP iş akışı aracı, su ve glikol bazlı soğutucu sıvıların tüm kullanım ömrü boyunca otomotiv parçaları üzerindeki etkilerini tahmin ediyor

Domo Chemicals; Toyota (TME), Renault, SOGEFI, Hexagon Manufacturing Intelligence ve Arobas Technologies ile ortak bir projenin parçası olarak su ve soğutma sıvısıyla temas eden poliamid parçalar için geliştirilen yeni bir simülasyon aracını tanıttı. THERMOFIP iş akışı aracı, eskime sonrası parça direnci gelişiminin tahmin edilmesini sağlıyor ve tasarımcıları çok sayıda teste gerek kalmadan yeni parçalar için doğru geometrileri şekillendirme konusunda destekliyor. 

Otomotiv alanındaki poliamid 66 cam elyaf bileşikleri için temel uygulama örnekleri, soğutma sıvısı ile temas eden kaput altı parçalarıdır. Bu durum sadece içten yanmalı motorlu araçlar için değil, aynı zamanda akülü elektrikli ve hibrit araçlar, hatta yakıt hücreli araçlar için de geçerlidir. CO2 emisyonlarını azaltma ihtiyacına ve bunun sonucunda motor mimarisinde ortaya çıkan değişikliklere yanıt olarak, doğru tahmine dayalı simülasyon teknolojisi, plastik endüstrisinde gereklilik haline geliyor.

Bileşiğin ana malzemeleri (poliamid ve dolgu maddesi) ile soğutma sıvısının ana bileşenleri olan su ve etilen glikol arasındaki etkileşimler karmaşıktır. Bunlar, bileşiğin camsı geçiş sıcaklığını ve dolayısıyla standart çalışma koşullarındaki mekanik özelliklerini önemli ölçüde azaltan plastikleştirmeyi içerir. Ayrıca, poliamid zincirlerinin hidrolizi yoluyla kimyasal bozunmayı ve parçanın bir tarafından diğer tarafına değişebilen soğutma sıvısı konsantrasyonu da içerir. Bu, parça geometrisinin farklı noktalarında ve zaman içinde malzemenin farklı mekanik performans seviyelerine neden olur.

Oerlikon HRSflow yeni nesil kontrol ünitelerini sunuyor

NPE 2024'te tanıtılan Oerlikon HRSflow'un yeni T-Flow HRS Kontrol Üniteleri, sıcak yolluklu enjeksiyon kalıplamada sıcaklık kontrolünün hassasiyetini ve güvenilirliğini artırmaya yardımcı oluyor. Modüler tasarımda, 6 bölgenin katları şeklinde yapılandırılabilen üç model bulunuyor.

T-Flow HRS, kapsamlı proses kontrolü için sezgisel, kendi kendini açıklayan bir kullanıcı arayüzü sunuyor. Entegre dokunmatik ekran, anlaşılır metin ekranı, akıllı navigasyon ve yönlendirmeli kullanımın kombinasyonu, herhangi bir talimat veya ön bilgiye ihtiyaç duymadan kullanıcı dostu bir konsept sunuyor. Yeşil, sarı ve kırmızı sinyal renklerindeki entegre LED şerit, çalışma durumunun uzaktan görülebilmesini sağlıyor. Reçeteler ve test raporları, entegre USB bağlantı noktası aracılığıyla hızlı ve verimli bir şekilde kurulabiliyor ve aktarılabiliyor. Veri alışverişi, sıcak yolluk kontrolörleri için yeni Euromap 82.2 standart protokolüne uygun olarak OPC UA arayüzü üzerinden enjeksiyon kalıplama makinesiyle gerçekleştiriliyor. Entegre VNC sunucusu ayrıca dizüstü bilgisayar veya akıllı telefon/tablet aracılığıyla rahat kullanıma olanak sağlıyor.

Şirket, yeni kontrol ünitelerinin nozul sıcaklıklarını son derece hassas bir şekilde kontrol edebildiğini, bu sayede sistemin küçük ve kompakt nozullarla yüksek performanslı zorlu uygulamalarda bile kullanılabileceği anlamına geldiğini vurguluyor. Modüler tasarım, ilgili gereksinimleri karşılamak için esnek konfigürasyona olanak tanıyor. Reçete yönetimi ise, farklı reçetelerin kaydedilmesine, saklanmasına, karşılaştırılmasına ve hızlı bir şekilde çağrılmasına olanak tanıyor.

Kaynak ve kesme uygulamaları için robotlar

FANUC’un ARC Mate serisi robotları, 35 kg’a kadar taşıma yükü ve 2 m’ye kadar erişimi mümkün kılıyor

FANUC, ark kaynağı için özel olarak tasarladığı ARC Mate serisi robotlar ile ark kaynağı, punta kaynağı ve lazer kaynak ile birlikte kesme uygulamalarını daha hassas performansla gerçekleştiriyor. Geniş yelpazedeki talepleri karşılayan farklı modellere sahip olan seri, çok yönlülüğü artırmak ve süreçleri daha verimli hale getirmeye yardımcı olmak üzere çeşitli araçlarla birlikte sunuluyor.

İnce bilek tasarımıyla birçok sektörün kaynak uygulamasına uyumlu

İnce kolu ve içi boş bilekli tasarımı sayesinde FANUC ARC Mate serisi robotlar, en dar boşluklara erişebilmenin yanı sıra oldukça ağır yükleri de taşıyabiliyor. İnce bilek tasarımı farklı sektörlerde kullanımı da ideal hale getirirken özellikle kaynak koltuklar, akslar ve diğer aksamlar için TIER 1 gibi otomotiv sektöründe yoğun şekilde kullanılıyor. Robotun yapısı dar alanlara erişimini sağlarken kaynak tellerindeki aşınma ve yırtılmayı en aza indirerek maliyeti de düşürüyor. Çevrim dışı programlama ise kaynak işlemi sırasında meydana gelebilecek temas sorunlarını önceden görmeyi kolaylaştırıyor. Tüm önde gelen güç kaynakları için iletişim sağlayan seri, entegrasyon ve kurulum süresini de en aza indiriyor. En geniş güç kaynak markaları için yüksek seviyede dijital arayüze sahip ARC Mate serisi, böylelikle Robot iPendant ile güç kaynağı kaynak parametrelerini doğrudan izleyip ayarlamaya yardımcı oluyor. Serideki robotlar bir görüş sistemi bulunan iRVision teknolojisiyle parça türlerini belirleme ve kaynak sonrası kontrolleri sağlamanın yanı sıra, parçaları ve kaynak konumlarını bulma noktasında da yüksek başarı oranıyla çalışıyor. TorchMate teknolojisi ise Takım Merkezi Noktası’nı (TCP) otomatik olarak ayarlayıp çarpışmaların ardından gelen hamlaç veya tel sapmalarının sebep olduğu ve zaman alan tekrar öğretme sürecini ortadan kaldırarak kaynak verimliliğini artırıyor.

Az yer kaplayan yatay kutulama makinesi

AVANPAK’ın yerli ve özel üretimi olan makine, kozmetik sektörünün ihtiyaçlarına göre tasarlandı

Hız, kalite, verimlilik, ergonomi ve çeşitlilik gibi unsurların önem kazandığı ambalaj ve paketleme endüstrisi her geçen gün değişen ihtiyaçlara göre gelişiyor. İlaç, kozmetik ve gıda sektörlerine yönelik paketleme makineleri üreten AVANPAK da, bu ihtiyaçları gözeterek bir yeni makineye daha imza attığını duyurdu. Kozmetik sektörüne minimal bir yenilikle damga vurmaya hazırlandıklarını belirten şirket, yerli ve özel üretimi olan AVT-1030 yatay kutulama makinesini ilk kez kozmetik ve güzellik fuarında görücüye çıkardı. 

AVANPAK Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağcı, özellikle kozmetik sektörüne hitap edecek makineyi şöyle anlattı: ‘’Büyük ebatlı yatay ve dikey kutulama makinelerimizin yanı sıra az yer kaplayan daha küçük makinelere de ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Özellikle tüp dolum yapılan ürün üreten kozmetik gibi sektörlere yönelik AVT-1030 yatay kutulama makinesini geliştirdik. Yerden büyük tasarruf sağlayan bu makine şirketimizin yerli ve özel üretimidir. Aynı zamanda düşük bütçesiyle de maliyette tasarruf sağlar. Tek kalıp için uyumlu bu makine, ihtiyaca ve ürün ebadına göre geliştirilebilir. Az yer kaplamasına ve küçük boyutuna karşın dakikada 20-50 adet tüp dolumu yapacak kapasitede. Yazılım ve otomasyon işlerini kendi bünyemiz içerisinde çözüme kavuşturduğumuz için makineleri ihtiyaca göre tasarlayabiliyoruz. Dolayısıyla ürün çeşidine göre ilaç, gıda, kozmetik, anne bebek ürünleri gibi birçok alanda kullanılabilir. Makinemizi merhemler, güneş kremleri, losyonlar, el kremleri, jeller, anne bebek ürünleri, saç bakım ürünleri gibi ürün üreticilerine sunmayı hedefliyoruz. Bunlar haricinde dikey kutulama makinesi için şişeli ürünler; şurup şişeleri, serum şişeleri, tablet şişeleri, kapsül şişeleri gibi ilaç, gıda takviyeleri ve kozmetik ürün üretimi yapan firmalar da hedeflerimiz arasında. Gelen talep ve ihtiyaçlara göre makine tasarımını geliştirmemiz mümkün.’’

AVANPAK olarak satış sonrası destek hizmetlerinin bulunduğuna ve müşteri memnuniyetine verdikleri öneme de dikkat çeken Ahmet Bağcı, son olarak şunları söyledi: ‘’Mühendis ve uzman kadromuzla sadece üretim sırasında ve kurulumunda değil sonrasında da destek hizmetlerimizle markaya tam bir çözüm ortağı oluyoruz. Amacımız ürettiğimiz ürünle, işbirliği yaptığımız markalara artı değer katmak. Gereksiz iş kaybını ve fireyi önlemek, kaliteyi artırarak markalara maliyet verimliliği sağlıyoruz. Dakikada 50, saatte 3000 kutulama yapan yatay kutulama makinelerimiz 3 vardiyada 10 kişinin yaptığı işi tek başına yapabiliyor. Bu sayede markaya iş gücü verimliliği sağlıyor. Gereksiz iş kaybının önüne geçiyor. Paketleme endüstrisi sektörünün bir oyuncusu olarak markaya ve ekonomiye kattığımız bu artı değeri önemsiyoruz.’’  

En üst düzeyde sınıflandırma performansı

Sesotec, IFAT 2024'te en yeni yapay zekâ teknolojileri olan NIR-Ai ve OBJECT-Ai'ı tanıttı

Yüksek teknoloji sensörlerinin sınırlarına ulaşıldığı noktalarda, yapay zekâ yaklaşımları birçok malzemenin güvenilir tespitini ve ayrımını mümkün kılıyor. Sesotec de bu yılki IFAT etkinliğinde, NIR-Ai ve OBJECT-Ai gibi en yeni yapay zekâ teknolojileri ile geri dönüşüm sektöründeki öncü konumunu pekiştirdi. Şirket, ‘SUSTAiN Teknolojileri - AiVOLUTION'u Yönlendirme' başlığı altında yüksek sınıflandırma performansı sağlayan yeniliklerini fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu.

Sesotec Plastik Geri Dönüşüm Geliştirme Mühendisi ve Ürün Sahibi Andreas Hanus konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “NIR-Ai ve OBJECT-Ai teknolojilerimizdeki gelişmelerle malzeme tespitinde sınırları önemli ölçüde zorladığımızı gösteriyoruz. Bu teknolojiler, sadece sınıflandırma verimliliğinde devrim yapmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir geri dönüşüm çözümlerini teşvik etme misyonumuzda da bir dönüm noktası niteliği taşıyor.”

Nitelikli iş gücünün yerini “robotlar” ve “akıllı sistemler” alacak

Gelişimi ve etki ettiği alanları son dönemde büyük bir hızla artan yapay zekânın küresel ekonomi ve iş gücü piyasasında yeni bir devrim yaratacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de talaşlı imalat sanayinin üretim ve rekabet gücünü yenilikçi çözümleriyle geliştiren Tezmaksan’ın Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, yapay zekânın sektöre yönelik mevcut durumunu değerlendirerek bu noktada atılması gereken adımlara dair görüşlerini paylaştı.  

Talaşlı imalatın Endüstri 4.0’a en hazır sektör olduğunu söyleyen Hakan Aydoğdu, “Bilgisayar kontrollü makineler ile makine yapan makineler sektörü, yapay zekâyı ilk kullanan sanayi alanı konumunda. Günümüzde kurumsal firmalar ölçek ekonomisine uygun üretim yapmak zorunda olduklarından dolayı bunun gibi yatırımlara ciddi bütçe ayırıyorlar. Ancak başta otomotiv, savunma ve havacılık, beyaz eşya, kalıp ve makine sanayisinin yan sanayilerinin yüzde 90’ı KOBİ düzeyinde. Bu hem ülkemizde hem de dünya sanayisinde geçerli. Yan sanayiler maalesef bütçe ve gelecek öngörüsü sebepleri ile yapay zekâya uzak kalmayı tercih ediyorlar. Fakat imalat sanayisi için yapay zekâ konusu bir tercih olmayıp zorunluluktur. Maalesef algı konusunda Türkiye; Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’dan çok geride kaldı. Artık KOBİ olarak nitelenen firmaların da düşük bütçelerle ulaşabileceği yapay zekâ platformları mevcut. Ancak klasik üretim yöntemini terk etmek birçok firma için konfor alanını terk etmek anlamına geldiği için otomasyona yatırım yapmayı erteliyor. Tezmaksan inovasyonuyla geliştirdiğimiz robotlu otomasyon sistemini CubeBOX’ı bir yılda 40 ülkeye ihraç eder duruma getirdik. Çünkü ara eleman tüm dünyanın sorunu. Elinden cep telefonunu bırakmak istemeyen bir nesil geldi. Onlar da elle yapılan işleri bu yüzden tercih etmiyorlar. Kol gücü gerektiren sektörlerde penetrasyon çok fazla ve hızlı bir dönüşüm olacak. Buna yazılım entegrasyonu sektörünü de ekleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de teşvik veren ve alan kısmında söylemden öteye gitmeyen bir politikanın izlendiğini belirten Aydoğdu, bu konuda yapılması gerekenlere dair şunları paylaştı: “Otomasyon ve yapay zekaya dair teşvikler mevcut fakat bunun devlet politikası olarak ele alınıp eğitim sistemi de devreye sokularak toplumsal bir dönüşüme geçmesi gerekli. Finansmana ulaşmakta yaşanan sıkıntılar tabii ki önemli bir sorun, ancak daha önemlisi teknolojik devrim, katma değerli üretim ve buna bağlı ihracat devlet politikası haline gelmeli. Bunun da temeli eğitim sisteminde başlıyor. Dünya hızla değişiyor. Bizim ülke olarak bu treni kaçırmamamız gerekiyor. Ülke ekonomisinde her 8-10 yılda bir yaşanan krizler maalesef bizi geri atıyor. Özel sektörün belirsizliklerden uzak bir ortamda enerjisini teknolojiye vermesi ve bunun için de devletin gerekli ortamı hazırlaması gerekir. Çok yakın gelecekte otomasyon her alanda olmasa olmazımız olacak. Nitelikli iş gücü deyimi artık hayatımızdan çıkacak, yerlerini robotlar ve akıllı sistemler alacak. Üretimin coğrafyasının öneminin olmadığı bir dünya şekilleniyor. Markalaşmak şart ve organizasyonlar start-up’ların yerini alacak. Doğru kurgulanmış organizasyonların başarılı olacağı bir çağdayız.  Yeni nesli iyi anlayarak kendimizi dünyadaki değişime hazırlamalıyız.”

Yapay zekâ, kaynak makineleri kullanımında da devrede

Sanayi kuruluşlarına kaynak teknolojileri konusunda hizmet veren Vega Makina, Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği MILLER kaynak makineleri ile sektörü yapay zekâ ile tanıştırdı. Amerikan menşeli MILLER ürünleri, yapay zekânın da etkisiyle en zorlu uygulamalarda iş süreçlerini kolaylaştırıyor. Ortalama 20 yıl kullanım ömrüne sahip kaynak makine ve ekipmanları ile Türkiye’de pazarın yüzde 15’ine hakim olduklarını belirten Vega Makina Genel Müdürü Serdar Selim Zengin, MILLER’ın yeni jenerasyon kaynak makinelerinde hem üretimde kullanılan parametrelerin toplanıp verimlilik raporlarına dönüştürülmesi hem de üretilen parçanın izlenebilirliği konusunda yapay zekâ uygulaması olan Insight core ve Center point isimli çözümler ile süreci yürüttüklerini bildirerek şunları söyledi: “Yapay zekâ, kaynak makinelerindeki veri analizi, tahminleme ve otomatikleştirme gibi bir dizi önemli görevi gerçekleştirmeye yardımcı oluyor. Sensörler aracılığıyla elde edilen veriler, yapay zekâ algoritmaları tarafından işlenerek, makinenin durumunu izlemek, bakım gereksinimlerini tahmin etmek ve üretim süreçlerini optimize etmek için kullanılabilir. Bu, makinenin verimliliğini artırırken aynı zamanda arızaların önlenmesine ve işletme maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, yapay zekâ destekli kaynak makineleri, karmaşık iş parçalarının üretimini ciddi şekilde kolaylaştırıyor. Yapay zekâ algoritmaları, iş parçasının tasarımını analiz ederek, optimum işleme yöntemlerini belirleyip, kesme veya kaynak işlemlerini optimize edebiliyor. Bu da üretim süreçlerindeki verimliliği artırırken kaliteyi de yükseltiyor.”

Kaynak makineleri için iyileştirmeler planlıyor

Insight core ve Center point fonksiyonları sayesinde kaynak verimliliğinin ölçülerek, her kaynakçının kaynak yaptığı süre, kullanılan kaynak koruma gazı ve kaynak teli miktarının takip edilebildiğini ve bu doğrultuda stoklama maliyetlerinin düşürülebildiğini ifade eden Zengin, “Bu sayede kaynak maliyetlerini hesaplayarak iyileştirmeler planlayabilirsiniz. MILLER’daki bu çözümlerin en büyük avantajı çok kolay kurulabilmesi, web’e bağlı herhangi bir cihazdan online olarak görüntülenebiliyor olması. Ayrıca anlaşılması kolay raporlar oluşturarak, üretimdeki genel eğilimleri izleyebilirsiniz. Ancak, yapay zekâ destekli kaynak makinelerinin yaygın benimsenmesi bazı zorlukları da beraberinde getirebilir. Bu makinelerin karmaşıklığı, operatörlerin eğitim ihtiyacını artırırken yeni becerilerin öğrenilmesini de gerektirebilir. Ayrıca, veri güvenliği ve gizliliği gibi endişeler de göz önünde bulundurulmalı. Yapay zekâ destekli sistemler, büyük miktarda veriye dayandığı için, bu verilerin güvenliğinin sağlanması önem kazanıyor. MILLER, Insight core modülü ile veri saklama ve depolama işini kullanıcıya bırakırken Center point modülü ile de yüksek güvenlikli kendi serverlarında bu verileri muhafaza ediyor” dedi.

Woven çuval atıklarından nasıl geri dönüşüm polipropilen granül elde edilir?

PP Çuval (Polipropilen woven çuval) güçlü, dayanıklı ve hafif olma özelliği nedeniyle hayvan yem çuvalı, gölgeleme tülü, lamineli çuval, bigbag, PP file çuval vb. uygulamalar başta olmak üzere tarım, hayvancılık ve endüstriyel ambalaj alanlarında sıklıkla kullanılır. Tüketici sonrası hurda PP çuval atıklarının ve fabrika firesi PP çuval üretim atıklarının geri dönüştürülmesi, atıkları azaltmanın, kaynakları korumanın ve çeşitli maliyetlerden tasarruf etmenin önemli bir yoludur. 

POLYSTAR Satış ve Pazarlama Sorumlusu Resul Gökpınar, yüksek oranda yeniden kullanılabilir geri dönüşüm PP granül üretmek için her iki tür hurda PP çuval atığının nasıl verimli bir şekilde geri dönüştürüleceğinden ve uygun plastik granül makineleri ile ilgili çözümleri hakkında bilgiler paylaşıyor.

PP çuval geri dönüşümünün faydaları

•Atıkları ve çevre kirliliği azaltır

•Geri dönüşüm PP plastik üreterek kaynakları korur

•İşlenmemiş polimerlerin üretimine kıyasla enerji tasarrufu sağlar

•Plastikleri yeniden kullanarak döngüsel bir ekonomi yaratır

 

Özelleştirilebilir robot el sistemi geliştiriliyor

NSK ile Alman Havacılık ve Uzay Merkezi, özellikle hizmet sektöründe manuel görevleri otomatikleştirmeye yardımcı olacak bir robot el sistemi geliştiriyor. Konsept, sektörde bir ilk olduğu düşünülen, her biri ayrı olarak yapılandırılabilir parmak modüllerinden oluşan özelleştirilebilir bir robot ele odaklanıyor. Bu yenilikçi ürün, çok yönlü kullanımla birlikte aynı zamanda uygun maliyeti sayesinde çok çeşitli nesneleri kavramayı içeren manuel işlerin otomasyonuna katkıda bulunmayı hedefliyor.

Bazı Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki birçok ülke, çeşitli önemli sektörlerde ciddi işgücü kıtlığıyla karşı karşıya. Manuel işleri gerçekleştirme kabiliyetine sahip robotlar, giderek yaygınlaşan bu durumun üstesinden gelmenin iyi bir yolunu temsil ediyor. Bununla birlikte, robotların devreye alındığı uygulamalar, perakende, restoran ve bazı üretim sektörlerinde yüksek derecede el becerisi gerektiren görevlerde henüz yeterince ilerleme kaydetmemiştir. Burada önemli bir faktör fiyattır. Sadece belirli bir tür veya boyutta nesneleri kavrayabilen robot ellerin fiyatı düşük olsa da, çok çeşitli nesneleri kavrayabilen robot eller son derece pahalıdır.

Bu bağlamda, NSK ile Alman Havacılık ve Uzay Merkezi, her kullanım durumuna göre kolaylıkla yeniden yapılandırma olanağı sunan parmak modüllerine sahip bir robot el sistemi geliştirmek için birlikte çalışıyor. Parmak modüllerinden her biri, müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için gereken minimum konfigürasyona sahip robot ellerin oluşturulmasını sağlıyor; başka bir deyişle, yalnızca standart ürünleri veya çeşitli nesneleri kavrayan bir robot el oluşturmak mümkün.

NSK, özellikle üretimi tek parmak modülleriyle sınırlı tutarak, seri üretim yoluyla düşük bir birim maliyet elde etmeyi amaçlıyor. Şirkete göre bu durum, hassas parmak hareketi, kolay düzen değişiklikleri ve optimize edilmiş parmak modülü yerleşimi gerektiren hedef uygulamaları olan şirketler için son derece ilgi çekici olabilir.

NSK'nın kendi bünyesinde geliştirdiği sökülebilir manyetik mekanizması, modülleri gerektiği şekilde takmak veya ayırmak için bir kolu çekerek parmak modüllerinin düzenini hızlı ve kolay bir şekilde değiştirmeyi mümkün kılarken, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi tarafından geliştirilen kablolu tahrik teknolojisi ise çeşitli nesnelerin hassas hareketini ve nazikçe kavranmasını sağlıyor. Parmak modülü yerleşimi açısından ise bu görevi nesne boyutuna ve şekline göre optimize eden bir algoritmanın geliştirilmesi NSK'nın dijital ikiz teknolojisiyle mümkün oldu.

Gıda hizmeti, perakende, üretim, lojistik ve tarım dahil olmak üzere çok çeşitli sektörlerde mekanizasyona ve otomasyona katkıda bulunmak için NSK, mevcut robot ve ekipmanlarıyla robotik sistem entegratörlerine ve müşterilere çözüm önerileri sunma sürecinde bulunuyor. Saha testlerinin ise çok yakında başlayacağı belirtiliyor.

FANUC’un geri dönüşümde kullandığı yapay zekâda iş ortağı Recycleye

Atıkların sebep olduğu kirlilik günümüzün en ciddi çevre sorunlarından biri olurken geri dönüşümün gerekliliği her geçen gün artıyor. Her yıl milyonlarca ton atığın geri dönüştürülmesi adına insan gücünün yetersiz kaldığı noktalarda ise bu işi otonom olarak yapabilecek robotların varlığı, süreci daha hızlı ve hatasız sonuca ulaştırıyor. Dünya piyasalarında nümerik kontrol sistemlerinin önde gelen markası FANUC’un akıllı atık yönetimi start-up’ı Recycleye ile yaptığı iş birliği sonucunda geliştirdiği 6 eksenli robotu LR Mate 200 iD/4SC, atık yönetimine yeni bir soluk getiriyor. FANUC'un otomasyon alanındaki 60 yılı aşkın deneyiminin Recycleye Robotics’in yapay zekâ desteğiyle buluştuğu robotik atık toplama sistemi, geri dönüştürülebilir maddeleri plastik, alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına otomatik olarak kusursuza yakın şekilde ayırıyor.

Yapay zekâ görüş teknolojisiyle geri dönüşümde yeni bir çağ

Geri dönüşümde geleneksel ayıklama yönteminin günümüz dünyasında nitelik ve nicelik anlamında beklentileri karşılamaktan uzak kaldığını belirten FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Recycleye Robotics, karmaşık atık akışlarındaki her bir öğeyi tanımlamak için yapay zekâ destekli bilgisayar görüşünü kullanıyor. Sistemin merkezinde yer alan FANUC robotu LR Mate 200 iD/4SC ise daha sonra bu geri dönüştürülebilir maddeleri plastik, alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına otomatik olarak ayırıyor. Bugün dünya çapında mevcut olan en doğru ve verimli yapay zekâlı robotik toplama çözümü olan bu sistem, 7/24 çalışarak 10 saatlik bir vardiyada robot başına 33 bin adede kadar ürün toplayabilme kabiliyetine sahip. Kompakt, kısa kollu, mini bir robot olarak dar alanlara entegre edilmesi kolay olan LR Mate 200 iD/4SC’nin Recycleye Robotics tarafından entegre edilen yapay zeka görüş teknolojisi ise iş sürecine hız katıyor. Buna ek olarak robotun gelişmiş sensörleri boşa hareketi ortadan kaldırırken sekiz yıl boyunca 7/24 çalışıp yine de hareket etmesi söylenen aynı milimetre noktasına geri dönebiliyor” dedi.

2028 yılına kadar geri dönüşüm sektöründe 89 bin boş pozisyon oluşması bekleniyor

Geri dönüşüm tesisleri için Recycleye’nin geliştirdiği yapay zekâ teknolojisinin bir önemli faydasını da iş gücü krizine çözüm sunduğunu ifade eden Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “CIWM tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, ankete katılanların yüzde 60’ının geçtiğimiz yıl çalışan bulmakta zorlandığını ortaya koyarken, 2028 yılına kadar atık ve geri dönüşüm sektöründe 89 bin boş pozisyon olacağı tahmininde bulundu. LR Mate 200 iD/4SC robotu ise bir çalışan kadar doğru toplama yapıp insan gözü kadar hassas üstün görüş sistemiyle fark yaratıyor. En önemlisi de robotların mola vermemesi, yavaşlamaması, yorulmaması ve işi bırakmaması da süreç içindeki kesintileri ortadan kaldırıyor.  Bu çok önemli çünkü atık toplama için çalışan bulmak çok zor olabiliyor. Ayrıca geri dönüşüm tesislerinde çalışanları yaralayabilecek tehlikeli maddelerle kolayca başa çıkabilmesi, robotun en büyük avantajlarından.”

INEOS Styrolution'ın ABS çözümü Arburg Teknoloji Günleri’nde yer aldı

Plastik işleme makinelerinin önde gelen global üreticisi Arburg, Almanya'nın Lossburg kentinde 13-16 Mart tarihlerinde düzenlenen Teknoloji Günleri 2024'te, en yeni nesil ALLROUNDER enjeksiyon kalıplama makinelerinin yeteneklerini göstermek için INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir ABS Terluran® ECO GP35 BC100 malzemesini seçti.

Etkinlik sırasında INEOS Styrolution'ın malzemeleri Arburg'un iki enjeksiyon makinesi ALLROUNDER 520 H ve 1300 T’de işlendi. ALLROUNDER 520 H, artan üretim verimliliği ile birlikte maliyet ve kaynak tasarrufu avantajları sunuyor, geleneksel makinelerle karşılaştırıldığında enerji ihtiyacını da %50'ye kadar azaltabiliyor. Buna ek olarak, gerekli soğutma suyu çıkışı %70'e kadar, kurutma süresi de yaklaşık %40 oranında azaltılabiliyor.

ALLROUNDER 1300 T ise otomatik bir üretim hattına entegre edilebiliyor. Makine, örneğin bir sebze dilimleyicideki metal bıçak gibi plastik olmayan bileşenlerle birlikte kalıplama yapılmasına olanak sağlıyor.

Tüm gıdayla temas yönetmeliklerine (AB, FDA, Çin, Japonya) uygun olan Terluran® ECO GP35 BC100, ISCC sertifikası kütle dengesi yaklaşımıyla uyumlu, yenilenebilir ham madde kullanan dünyanın ilk tamamen biyolojik atfedilen ABS çözümü olarak tanımlanıyor. Yeni ISCC sertifikalı yenilenebilir ham madde, ABS'deki her üç bileşenin (akrilonitril, bütadien ve stiren monomeri) tümü için geleneksel ham maddenin yerine kullanılabileceği belirtiliyor. Bu yaklaşım, malzemedeki yenilenebilir ham maddeyi maksimuma çıkarırken CO2 ayak izini de en aza indiriyor ve bu yüksek performanslı ürün için negatif bir karbon ayak izine yol açıyor.

Arburg Uygulama Müdürü Christian Homp şunları söylüyor: “INEOS Styrolution malzemesinin kolay kullanım özelliği, yenilikçi enjeksiyon kalıplama makinelerimizle birleştiğinde müşterilere ikna edici, uygun maliyetli, sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.”

INEOS Styrolution EMEA Teknik Servis Müdürü Christian Dietlein ise şunları ekliyor: "Arburg Teknoloji Günleri, hem Arburg'un yeni verimli makinelerini hem de en düşük CO2 ayak izine sahip ABS malzememizi deneyimlemek için mükemmel bir ortamdı."

Sesotec’den bir tesis daha

REKIS Hırvatistan'da, Sesotec'in çok sensörlü ayıklama sistemleri kullanılıyor.

Hırvatistan'ın Avrupa Birliği'ne katılımı, diğer konuların yanı sıra geri dönüşüm konusunda ülkeye önemli bir ivme kazandırdı. O zamandan bu yana amaç, AB'nin atık direktiflerini ve mevcut hedeflerini uygulamak ve her şeyden önce döngüsel ekonomiyi ulusal düzeyde ilerletmek oldu. AB'nin 2035 yılına kadar üretilen belediye atıklarının yüzde 65'inden fazlasını geri dönüştürme hedefi, sürdürülebilir bir döngüsel ekonominin yolunu açtı. 

Döngüsel ekonominin aktif bir parçası olarak plastik ambalaj üreticileri

Plastik ambalaj alanından bir örnek, özellikle bu tür ambalajların distribütörlerinin ve üreticilerinin döngüsel ekonomiye ve dolayısıyla çevrenin ve kaynakların korunmasına katkıda bulunmayı bir görev olarak gördüklerini göstermektedir. Amaç, PET içecek ambalajı üretiminde geri dönüştürülmüş PET malzeme kullanmak ve payını sürekli artırmaktır. Geri dönüştürülmüş PET kullanırken saflık belirleyici faktördür. Çok çeşitli yeni ürünler ve özellikle içecek ambalajları için yalnızca saf ve yüksek kaliteli geri dönüştürülmüş PET kullanılabilir.

Endüstriyel robot kullanımı, üretimde verimliliğin anahtarı

Endüstriyel otomasyon, teknolojik gelişmelerin iş dünyasına yansıdığı ve verimliliği artırmak için önemli bir alan olarak 2023 yılında da büyümeye devam etti. Bu kapsamda özellikle, endüstriyel robotların kullanımı gözle görülür bir artış gösterdi. 2023 yılında dünya genelindeki endüstriyel robot kullanımlarının önceki yıllara göre büyük bir artış göstermesinde, robotların üretim süreçlerindeki maliyetleri düşürmesi, verimliliği artırması ve iş gücü verimliliğini yükseltme potansiyeli büyük rol oynadı. Endüstriyel robotların üretim süreçlerinde kesintileri azaltarak şirketlere rekabet avantajı sağladığını söyleyen Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, sektörün geldiği noktaya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Endüstriyel robot kullanımının firmalara birçok avantaj sağladığını söyleyen Kandan Özgür Gök, “Öncelikle, bu robotlar sayesinde üretim süreçlerindeki verimlilik artıyor. Robotların hassas ve sürekli çalışma yetenekleri, insan gücüyle karşılaştırıldığında daha az hata yapılmasını sağlıyor ve üretim kalitesini yükseltiyor. Ayrıca, robotlar tekrarlayıcı işleri üstlenerek çalışanların yükünü hafifleterek, daha yaratıcı, analitik veya yönetimsel görevlere odaklanılmasına olanak tanıyor. Bu da iş gücünün verimliliğini artırırken aynı zamanda iş tatmini ve çalışanların becerilerini geliştirmesine olanak sağlıyor. Bununla birlikte yüksek güvenlik önlemleriyle donatılan endüstriyel robotlar, iş kazalarını azaltmaya ve üretim ortamlarını daha güvenli hale getirmeye yardımcı oluyor. Bu sayede, endüstriyel robotların kullanımındaki artış hem işletme hem de çalışanlar açısından çeşitli avantajları beraberinde getiriyor” dedi.

“Endüstriyel otomasyon 2024’te de hız kesmeyecek”

Endüstriyel otomasyonunun teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli bir dönüşüm içinde olduğuna dikkat çeken Kandan Özgür Gök, “Yapay zekâ, robotik sistemler ve otomasyon teknolojilerindeki ilerlemeler, endüstriyel süreçleri daha verimli, esnek ve maliyet etkin hale getiriyor. Bu kapsamda 2024 yılında da endüstriyel otomasyonun daha fazla sektöre yayılması ve bu teknolojilerin daha erişilebilir hale gelmesini bekliyoruz. Robotik teknolojilerin daha geniş bir alana yayılması, iş dünyasının daha rekabetçi, verimli ve geleceğe daha iyi hazırlanmış bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı.

Universal Robots olarak, otomasyon süreçlerinin önemli bir parçası olan cobot üretimiyle endüstriyel süreçlerdeki değişime öncülük ettiklerinin altını çizen Kandan Özgür Gök, açıklamalarına şu şekilde devam etti. “Gün geçtikçe daha fazla şirket cobot otomasyonuna doğru ilerlerken, birçoğu da ağır yüklerle nasıl baş edileceğini düşünüyor. Yakın zamanda daha yüksek taşıma kapasiteli cobot'ların kullanıma sunulduğunu gördük. 2024'te bunlar imalat sanayisinin bir kısmını dönüştürmeye devam ederek birçok çalışanın çalışma hayatını iyileştirecek. Bu yıl Universal Robots olarak, tamamı hafif, az yer kaplayan bir sistem içinde daha ağır yük, daha yüksek hız ve üstün hareket kontrolü için üretilmiş yeni bir cobot olan UR30'u piyasaya sunduk. Cobot kompakt boyutuna rağmen yüksek bir kaldırma kapasitesi sunarak, üstün hareket kontrolü büyük yüklerin en iyi şekilde yerleştirebilmesini sağlıyor. Makine besleme uygulamalarında yüksek taşıma kapasitesi, cobot’un aynı anda birden fazla tutucu kullanabilmesine olanak tanıyor. Daha fazla malzemenin tek seferde yüklenmesine olanak tanıyan UR30, değişim sürelerini kısaltarak üretkenliği maksimum seviyeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Sadece 63,5 kiloluk kompakt boyutu sayesinde neredeyse tüm çalışma alanlarına sığabilmesi ise, iş hücreleri arasında kolayca taşınabilir hale getiriyor.”

TOMRA, yapay zekâ alanındaki stratejik iş birliklerini genişletiyor

TOMRA, yapay zekâ tabanlı atık akışı izleme alanında öncü start-up şirketlerinden PolyPerception'ın yüzde 25 hissesini satın alarak yapay zekâ alanındaki konumunu daha da güçlendiriyor. TOMRA, Aralık 2022'de PolyPerception ile iş birliğine başladı ve şirkete yapılan bu yatırım, TOMRA'nın en son teknolojiyle kaynak geri kazanımı yolculuğunda başka bir adım oluyor.   

TOMRA Recycling Başkanı Dr.Volker Rehrmann, konu ile ilgili olarak: "PolyPerception ile iş birliğimiz sayesinde gelişmiş malzeme ayıklama sistemlerimizi ve bulut tabanlı izleme çözümümüzü şirketin yenilikçi malzeme analiziyle birleştirebiliriz. Bu sinerji, tüm süreç ve malzeme akışını optimum şekilde geliştirmemizi sağlayarak müşterilerimize önemli bir avantaj sunuyor. Ayrıca, makinelerimizi kesintisiz olarak geliştirirken PolyPerceptions'ın verilerinden ve yapay zekâ uzmanlığından yararlanmamızı sağlayacak" diye belirtiyor.

PET geri dönüşüm ve ayıklama tesisleri için atık analizi

PolyPerception, PET geri dönüşüm ve ayıklama tesisleri için atık analizi çözümü sunuyor. Şirket, ayıklama sürecindeki önemli noktalarda verileri ölçerek, veriye dayalı kararları mümkün kılmak için tesis operatörlerinin, ayıklama akışlarının kalitesini ve kalan akıştaki iyi malzeme kaybını düzenli olarak değerlendirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca otomatik bir uyumluluk sistemi olarak da işlev görerek, gıdaya uygun geri dönüşümü düzenleyen zorunlu yönetmeliklere ve yerel mevzuatlara uyumu sağlıyor. Yönetmelikler giderek daha sıkı hale gelirken PolyPerception, sundukları dönüşüm teknolojisine yönelik pazardaki talebin artacağını öngörüyor.

PolyPerception'ın kurucu ortağı ve CEO'su Nicolas Braem, şunları ekliyor: "Önemli bir stratejik ortak ve distribütör olarak TOMRA ile iş birliğimizi güçlendirmekten mutluluk duyuyoruz. TOMRA'nın pazardaki öncü konumu ve geniş sektör deneyimi sayesinde, teknolojimizin gelişimini hızlandırabilir ve ticari gücümüzü arttırmak için daha fazla pazar görünürlüğü elde edebiliriz. Ayrıca, ayıklama süreçlerini daha hızlı otomatikleştirme misyonumuzu ilerletmek için ek iş birliği fırsatlarını keşfetme konusunda da heyecanlıyız. Bu bir kazan-kazan iş birliği!"

TOMRA'nın merkezinde yapay zekâ ve veriler

TOMRA için yapay zekâ ve veriler, makine öğrenimi, tanıma ve altyapı kapsamındaki belirli uygulamalarla uzun zamandır şirket Ar-Ge faaliyetlerinin ve ürün portföyünün ayrılmaz bir parçası. 

TOMRA, 2019 yılında atık ayıklamaya yönelik sektörün ilk derin öğrenme teknolojisini tanıttı: Bu yenilik, derin öğrenme teknolojisini şirketin geleneksel sensörleriyle birleştirerek PE silikon kartuşların polietilen (PE) akışlarından ayrıştırılması gibi sınıflandırılması zor malzemelerin ayıklanmasını sağlıyor. 

Bu gelişmelerin akabinde TOMRA, yapay zekâ ve makine öğreniminin bir alt kümesi olarak kabul edilen derin öğrenmenin geliştirilmesine yatırım yapmaya devam etti. 2022'de ağaç cipsi sınıflandırması için bir uygulama geliştirildi. Rehrmann; "Yapay zekânın kendini ispatlamış sensörlerimizin gücüyle birlikte malzeme döngüselliğini büyük ölçüde artıracağına inanıyoruz. Şirketimiz bünyesinde görevli Ar-ge ekiplerimiz kesintisiz olarak çalışıyor. 2024'ün ilk yarısında bu konuda TOMRA'dan daha fazla yenilik duyacaksınız" şeklinde açıkladı. 

Tek adımda filtreleme ve bileşik oluşturma

Coperion, tüketici sonrası içeriğin (PCR) ve yoğun kirli diğer polimerlerin geri dönüşümü için "filtreleme" ve "bileşik oluşturma" işlemlerini tek bir üretim adımında mümkün kılan yenilikçi filtrasyon bileşeni ZKS FilCo'yu geliştirdiğini duyurdu.

Şirket tarafından verilen bilgiye göre; PCR ve polimer, geleneksel geri dönüşüm tesislerinde ilk olarak tek vidalı ya da çift vidalı bir ekstruder kullanılarak eritilir, ardından filtrelenir ve granüle edilir. Daha sonra, filtrelenen granül ikinci bir tesiste çift helezonlu ekstrudere gönderilir, burada tekrar eritilir ve katkı maddeleri, takviye ve dolum maddeleri yardımıyla birleştirilir ve tekrar granül elde edilir. Bu üretim yönteminde eritme enerjisinin iki kez uygulanması gerekir. Geri dönüştürülen içerik, yüksek enerji tüketiminin yanı sıra yüksek termal strese maruz kalır ve bu da bozulmanın artmasına, polimer zincirinin kısalmasına ve böylece ürün kalitesinin düşmesine neden olur.

Yeni ZSK FilCo ise, geri dönüştürülen içeriğin tek bir üretim adımında eritilmesini, filtrelenmesini, bileşik oluşturulmasını ve granüle edilmesini sağlayabiliyor. Kullanılmış plastik, öğütülmüş ürün, elyaf yumakları, folyo pulları ya da aglomer formunda bir ZSK çift helezonlu ekstrudere gönderiliyor ve burada tüm bileşenleriyle (tüm polimerler, PE, PP, PA, PS, PC/ABS vb.) eritiliyor, homojenleştiriliyor ve gazı gideriliyor. Daha sonra eriyik, ZSK ekstruderinden boşaltılıyor, tüm kirleticiler bir filtre üzerinden uzaklaştırılıyor ve çift helezonlu ekstrudere geri gönderiliyor. Burada cam, ahşap ve karbon fiberler gibi takviye malzemeleri veya talk, CaCO3 ya da öğütülmüş PEX gibi dolgu maddeleri erimiş malzemeye ekleniyor ve yeniden bileşikler pelet haline getiriliyor. 

Bu zamana kadar geri dönüşüm işlemi için kullanılan iki kademeli üretim tesislerine kıyasla, yeni teknoloji çok daha az alan gereksinimine ihtiyaç duyuyor. Ayrıca şirket, ekstrüzyon prosesi için enerji tüketimi ve emisyonların %50’den fazla oranda azaldığını, bunun yanı sıra yeniden bileşiklerde çok daha yüksek bir kalite elde edilmesinin mümkün olduğunu iddia ediyor. Geri dönüşüm prosesi için zaman ihtiyacı ciddi oranda düşüyor ve birleştirilen maddeler, gravimetrik Coperion K-Tron dozajlayıcılar kullanılarak nokta hassasiyetiyle birleştirilebiliyor.

Şirketlerinin bu son geliştirmesinden dolayı gururlu olduklarını dile getiren Coperion Proses Teknolojisi Geri Dönüşüm Takım Lideri Marina Matta, "ZSK FilCo, plastiklerin geri dönüşümünü optimize etmeye ve prosesin sürdürülebilirliğini daha da artırmaya yönelik kararlı çabalarımızın bir başka sonucudur. ZSK FilCo'nun son derece iyi enerji dengesi ve yüksek nihai ürün kalitesi, PCR ya da kontamine polimerlerin geri dönüşümünü birçok şirket için tekrar daha cazip hale getirecek olan önemli argümanlardır" açıklamalarında bulunuyor.

COPERION

Üretimdeki başarının şifresi kalıp sıcaklığı kontrolünden geçiyor

Yüksek mukavemet ve görsellik gerektiren mühendislik plastikleri (PET, PC, PA GRUBU, ABS) üretiminde kalıp sıcaklığının hassasiyeti ve kontrolü çok önemlidir.

Uygun sıcaklıkta olmayan kalıplarda yapılan üretimlerde yüzey ve şekil bozukluğu, ürünlerde düşük mukavemet değerleri, eksik ürün, ölçü farklılıkları söz konusu olur. Uygun sıcaklıkta olmayan kalıplama yüzeyinden dolayı enjeksiyon basıncında gereksiz yükselmeler görülür.

Favori Grup’un soğutma ve ısı kontrol çözümleri, ürün kalitesini iyileştirerek daha az fire, daha düşük üretim maliyeti, daha az ürün iadesi ve daha fazla üretim yapılmasına doğrudan katkı sağlıyor. Aynı zamanda çevrim süresini kısaltarak ürün başına düşen enerji maliyetini azaltarak rekabet gücünü artırıyor.

Enjeksiyon prosesinde kritik öneme sahip kalıp şartlandırıcılar

Favori Grup’un distribütörlüğünü üstlendiği Rhong markası, plastik sektörünün ihtiyaç duyabileceği tüm yardımcı ekipmanları üreten güçlü bir tedarikçi. Şirket, aynı zamanda BOLE firmasının da ana tedarikçisi konumunda bulunuyor. Kalıplar için gerekli ısı kontrolünde sulu ve yağlı tip olarak ikiye ayrılan kalıp şartlandırıcıları fiyat-performans konusunda hayli öne çıktığı için de üreticiler tarafından sıklıkla tercih sebebi oluyor. Isıtma kapasitesine göre de 6-9-12kW ısıtma güçleri ve 30-45-75 litrelik hazne kapasiteleri bulunuyor. Sulu tip modelleri 15°C ila 120°C sıcaklık verirken, yağlı tip modelleri 25°C ila 200°C arasında kalıp ısısını sabit tutabiliyor.

Rhong kalıp şartlandırıcılarının ayırt edici özellikleri şu şekilde sıralanıyor; 

•Ürünlerin yüzey kararlılığını artırır, şeffaflık dağılımı sağlar

•Polikarbonat gibi mühendislik ürünleri için olmazsa olmazdır

•Ürün üzerindeki yürüme izlerinin oluşumunu engeller

•Üretim sonrası ürünlerde boyama ve kaplama hatalarını engeller 

•Pürüzsüz, stabil düzgün bir yüzey sağlar

•Mühendislik ürünleri için olmazsa olmaz ölçüsel sabitliği sağlar

•Ürün üzerindeki çöküntülerin önüne geçer

•Pervane fan gibi ürünlerin eksenel kaçıklığını engeller

•Doğru ısı doğru cihaz seçimi ile firmaların red sayısı azalmış olur, kalite kontrolün işi kolaylaşır

•Kozmetik sorunların önüne geçer

•Ürünlerin mukavemeti artar, kırılganlık yok olur

•Normal üretim sonrasında yere atıldığında bile kırılabilen Poliamid ürünlerin Rhong kalıp şartlandırıcısı kullanılarak üretilmesi sonrasında çok daha yüksek şiddette darbelere mukavim olduğu test edilmiştir. 

Rhong Sulu Kalıp Şartlandırıcılar tüm plastik endüstrisine hitap ederken, Yağlı Kalıp Şartlandırıcıları özel nitelikli mühendislik polimerleri kullanan firmalar tarafından sıklıkla tercih ediliyor.

Büyük kalıplarda veya erkek tarafın ayrı, dişi tarafın ayrı sıcaklıklarda tutulması gereken üretim proseslerinde 6+6, 9+9, 12+12 gibi çiftli bölgeli kompakt modellerin seçimi, bir yandan alan ihtiyacını azaltırken, diğer yandan yüksek performansı ile üretime katkı sağlıyor.

Soğutma grubunda temsilcilikten, müşterilerin ihtiyaçlarına uygun olarak ülkemizde üretilen FG Chiller markasına…

Kurulduğu günden bu yana müşterilerine Chiller konusunda da destek sağlayan Favori Grup, 2021 yılına kadar farklı bir firmanın temsilciliğini yaparken, artık kendi bünyesinde üretim gerçekleştiriyor. Şirket kendi markasını oluşturma fikriyle OEM olarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği “FG Chiller” markası ile soğutma grubunda da müşterilerine hizmet veriyor.

Şirket, 380.000 kcal’a kadar su soğutma üniteleriyle sektöre hizmet verirken ayrıca 540.000 kcal’a kadar da kuru hava soğutucuları da yine üreticilerin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi güvencesi ile üretilen ürünler, dış ortamda kullanılabilecek şekilde dizayn ediliyor. Üretilen cihazların tüm boru ve kablo bağlantıları önce FG Chiller ekibi tarafından test edilip, yerine yerleştirmeye hazır halde müşterilerine sunuluyor. Cihazların üzerinde bulunan mikro işlemcili kontrol sistemi hava sıcaklıklarını dijital olarak gösterebiliyor ve bu sayede kapasite kontrolünün kolaylıkla yapılabilmesini sağlıyor. Ürün donanımında bakır borulu kanat kullanılan cihazlar, yüksek ortam sıcaklığında çalışmaya uygun performans sergiliyor. Bununla birlikte yüksek verimli hava soğutmalı kondenserler Favori Grup tarafından ülkemizde üretiliyor. Cihazlara istenildiği takdirde uzaktan izleme modülü de ekleyebildiklerini belirten şirket yetkilileri, bu sayede cihazdaki alarmları, bakım zamanlarını merkezden takip edebildiklerini ve cihaz ömrünü rakiplerine oranla daha da uzattıklarını söylüyorlar. Şirket yetkilileri önemli bileşenleri de Avrupa menşeli markalardan tedarik ettiklerini, bu sayede de üst kalitede bir cihazla sektörde yer almanın gururunu yaşadıklarını ayrıca belirtiyorlar.

FAVORİ GRUP

Enerji tüketimi yüzde 30’dan fazla azaltıldı

Yeni geliştirilen ambalaj, yemeye hazır yemeklerin iştah açıcı bir şekilde tabakta  sunulmasını çok kolaylaştırıyor.Servo elektrikli EcoPower Xpress ile Heinrich Axmann'da son derece sofistike ince duvarlı ambalaj kapları üretiliyor

İnce duvar teknolojisindeki yeni bir paketleme konsepti Almanya Köln’de bulunan Heinrich Axmann GmbH & Co. KG için enjeksiyon kalıplamada enerji devrimini beraberinde getirdi. Bu proje için şirket ilk kez tamamen elektrikli bir enjeksiyon kalıplama makinesine yatırım gerçekleştirdi. Hibrit makine modelleriyle karşılaştırıldığında enerji tüketimindeki azalma yüzde 30'dan daha yüksek oldu. Enjeksiyon kalıplama ortağı WITTMANN, EcoPower Xpress makinesini Sonic yüksek hızlı robot ile donatılmış, tam entegre ve her şey dahil bir çözüm olarak sundu.

Hemen hemen herkes şunu deneyimlemiştir ki: hazır yemek kullanımında paketi açarken yemek lezzetli görünür. Et ve garnitürler çekici bir şekilde düzenlenmiştir. Ama şimdi işin zor kısmı geliyor: yiyeceği bir tabağa aktarmak. Birçok tüketici bir kaşık kullanır, hatta diğerleri içindekileri çıkarmak için kâseyi ters çevirir, bu da kesinlikle yemeğin görünüşünü ve dolayısıyla tüketicinin de iştahını bozar.  

Heinrich Axmann GmbH & Co. KG'nin CEO'su Heiner Axmann bu ikilemi çözmek için parlak bir fikir ortaya koydu. Paketin alt kısmındaki yırtma-açma mekanizması yardımıyla açılabilen plastik bir kâse tasarladı. Bu sayede kap açıldıktan sonra paketin kenarı yukarı doğru katlanarak yeme-ğin tabağa düzgün bir şekilde kaydırılması ve tıpkı taze hazırlanıp ambalaj kabına dolduruldu-ğunda olduğu gibi yemeğin iştah açıcı görünmeye devam etmesi sağlandı. Heiner Axmann, "Müşterilerimiz, kendi mutfakları olmadan faaliyet gösteren hastaneler, huzurevleri veya ço-cuk bakım merkezleri gibi kurumlara hizmeti, daha kaliteli bir şekilde taşımayı düşünmüştü" diyor. "Herkes yemeklerinin tadını çıkarabilmeli. Dahası, yeni konsept mümkün olan en yüksek hijyen standartlarını sunmaktadır. Yemekleri dağıtan hemşirenin kendisi asla yemekle temas etmemelidir."

Plastik enjeksiyonda geri dönüşüm granül mü yoksa enjeksiyon çapak mı kullanmalı?

Plastik enjeksiyon kalıplamada geri dönüşüm plastik granüllerin kullanılması, işletmelere ve çevreye çeşitli faydalar sağlar. Bunlar plastik atıkları azaltmak, kaynakları verimli kullanmak, malzeme maliyetlerinden tasarruf etmek, sürdürülebilirliği artırmak ve çevresel sorumluluğa katkı sağlamak olarak sıralanabilir.

Plastik enjeksiyon kalıplama üretiminde ortaya çıkan plastik atıkların geri dönüştürülmesi, enjeksiyon kalıplama üretimi için geri dönüşüm plastik üretmenin en hızlı ve en az zahmetli yollarından biridir. Öte yandan, geri dönüşüm plastiklerin enjeksiyon makinesinde granül formunda kullanılması birçok plastik enjeksiyoncu tarafından çapak formunda kullanmaya göre daha avantajlı bulunmakta.

Neden enjeksiyon kalıplama üretim atıklarını geri dönüştürmelisiniz?

Çevresel faydalar açısından; enjeksiyon kalıplama atıklarının geri dönüşümü ve üretimde tekrar kullanılması, doğaya atılan plastik atık miktarını azaltır. Bu geri dönüşüm plastiklerin kullanımı, petrol ve doğal gaz bazlı plastik polimerlere olan talebi azaltmaya yardımcı olur. Böylece yenilenemeyen kaynakların korunması, sera gazı emisyonu ve karbon ayak izinin azaltılması nedeniyle iklim değişikliğine karşı mücadeleye katkı sağlanmış olur.

İşletmeler için faydalar açısından; enjeksiyon plastik ürünlerin, fabrika firelerinin ve defolu enjeksiyon ürünlerin geri dönüşümü, maliyet tasarrufu ve gelişmiş sürdürülebilirlik için son derece etkili yöntemlerden biridir. Çoğu durumda, geri dönüşüm plastikler doğrudan aynı formül ve orana sahip üretim hattına geri dönebilir. Bu, üreticilerin işlenmemiş plastikleri, masterbatchleri, katkı maddelerini vb. edinme ve bunları karıştırma süresini ve maliyetini azaltmalarına yardımcı olur. Bu geri dönüşüm granüller çoğu durumda ham madde plastiklerden daha ucuza mal olur.

Özellikle enjeksiyon kalıplama üretiminde geri dönüşüm plastik, granül ham madde kadar dayanıklıdır. Bu da onu sadece enjeksiyon kalıplamada değil, aynı zamanda plastik şişirme makinesi ve ekstrüzyon makinelerinde üretilen çok çeşitli uygulamalar için uygun bir seçim haline getirir. Böylece üreticiler üretim atıklarından elde ettikleri geri dönüşüm plastik granülleri kendileri kullanmak için ya da satışını yapmak için çok yönlü seçeneklere sahip olurlar.

Geri dönüşüm granüller, enjeksiyon kalıplama için plastik çapaktan daha mı iyi?

Enjeksiyon kalıplama üretiminde yeniden kullanılan geri dönüşüm plastiklerin en yaygın iki formu, plastik granül ve plastik çapak olarak adlandırılır. Plastik çapak, enjeksiyon, şişirme ya da ekstrüzyon makinelerinden elde edilmiş genellikle sert plastik ürün ve firelerin kırılmasıyla elde edilirken; plastik granüller, plastik geri dönüşüm makineleri tarafından bu malzemelerin ve yumuşak film gibi malzemelerin eritilip yeniden şekillendirilmesi yoluyla üretilir. Plastik çapaklar çeşitli şekil ve boyutlarda olur ve tek tip bir boyut ve şekil elde etmek neredeyse imkansızdır. Buna karşılık, istikrarlı bir makine tarafından üretilen plastik granüller tek tip boyut ve şekildedir. Bu, plastik granülleri enjeksiyon kalıplama üretimi için plastik çapaklardan daha üstün kılar.

Geri dönüşüm granüller, plastik çapaktan daha iyi erime ve karışma sağlar

Enjeksiyon kalıplama için geri dönüşüm plastik granülleri plastik çapaklardan üstün kılan ana nokta, granüllerin şekilleri ve boyutlarıdır. Granül boyutları ve şekilleri birbirine ne kadar yakın olursa; enjeksiyonda kalıplamada çapak kullanımından kaynaklanan birçok sorunun önüne geçilir. Örneğin geri dönüşüm granüller diğer granüllerle, masterbatchlerle ve katkı maddeleriyle daha homojen karışır ve daha homojen erir.

Geri dönüşüm granüllerin enjeksiyon kalıplamada çapaklardan daha iyi olmasının temel nedenleri:

•Daha iyi karışma: Geri dönüşüm granüllerin eş boyut ve şekilleri daha iyi karışmalarına yardımcı olur.

•Daha iyi erime: Isı, granüllerin her tarafına eşit dağılır ve homojen olarak eritir.

•Homojen malzeme akışı: Düzensiz erimenin neden olduğu malzemenin lokal olarak yanmasını veya sararmasını önler.

•Homojenize ürün: Nihai ürün kalitesini garanti eder ve kusur oranını azaltır.

•Vida ve kovan ömrünü uzatır: Geri dönüşüm plastik granüller, çapaklara göre çok daha az aşınma ve yıpranma sorunlarına neden olur.

Enjeksiyon kalıplama üretim atıkları için plastik geri dönüşüm makinesi önerisi

Evrensel plastik geri dönüşüm makinesi Repro-Direct enjeksiyon kalıplama üreticilerinin plastik çapak ürünlerini eş boyutlu ve şekilli geri dönüşüm granüllere dönüştürmeleri için en uygun seçim olabilir. Bunu sağlamak için geri dönüşüm makinesi, her seferinde yüksek kaliteli tek tip geri dönüşüm granüller üretmek üzere gelişmiş bir granül kesim sistemi ile donatılmıştır.

 Repro-Direct Silo Beslemeli Plastik Geri Dönüşüm Makinesi

Repro-Direct; enjeksiyon kalıplama ürünler, plastik şişeler, borular, bidonlar, plastik takozlar vb. ürünlerin kırılmış sert çapaklarının geri dönüştürülmesinde istikrarlı bir geri dönüşüm makinesidir. Ayrıca, PP rafya, PE/PP dokuma ve PE köpük gibi yumuşak malzemelerin kepeklerinin geri dönüşümü için de son derece uygundur. Günümüzde endüstride en sık kullanılan HDPE, LDPE, PE, PP, PA, PC, PU, PBU ve ABS gibi malzemeleri rahatlıkla işler.

Repro-Direct, granül boyutlarının ve şekillerinin aynı olmasını nasıl sağlar?

Repro-Direct plastik geri dönüşüm makinesinin optimize edilmiş vida kovan tasarımı, çift gaz alma ve çift pistonlu filtreleme üniteleri; plastik malzemelerin ekstrüzyon işleminde önce eşit şekilde karıştırılmasını ve eritilmesini, gazdan arındırılmasını ve filtrelenmesini sağlar. Bu optimizasyonlar, malzeme bozulmasını (plastiğin yanması, sararması ya da parlaması) önlemek ve verimi artırmak için tasarlanmıştır.

Daha sonra plastik eriyik granül kesme ünitesine geçer. Burada, granül bıçaklarının hızı ve kalıp kafasına olan basıncı, malzeme akışına ve basıncına göre otomatik olarak ayarlanır. Bu nedenle, nihai geri dönüşüm granüller hep eş boyut ve şekildedir. Bununla birlikte bu otomatik kafadan kesme granül sistemi (su halkalı granül kesim sistemi), malzeme kaybını önlerken kalıp kafası ve granül bıçaklarının ömrünü uzatır.

Sonuç

Enjeksiyon kalıplama sürecinde geri dönüşüm plastik kullanmak, sürdürülebilir bir işletme ve sürdürülebilir bir çevre için gözle görülür faydalar sağlamaktadır. Dahası, geri dönüşüm plastiklerin enjeksiyon kalıplamada çapak formunda kullanılmasına kıyasla, bunların granül haline getirilerek kullanılması, plastik üreticileri için nihai ürünlerin mukavemetini ve kalitesini artırmak, kusur oranını azaltmak ve makine ömrünü uzatmak açısından açıkça daha faydalıdır. İster plastik enjeksiyoncu olun, ister enjeksiyon kalıplama endüstrisi için granül üreten bir geri dönüşümcü olun; sizin için basit bir çözümümüz var.

Resul Gökpınar

Uluslararası Satış Temsilcisi

POLYSTAR

Geleceğin iş süreçlerinde robotik otomasyona dikkat çekildi

Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde düzenlenen "Robusta ve PaperWork ile Geleceğin İş Süreçlerini Tasarlayın" etkinliğinde, iş süreçlerinde robotik otomasyonun önemine dikkat çekildi.

İş akış ve doküman yönetimi çözümleri alanında işletmelerin dijital dönüşümlerini destekleyen PaperWork tarafından düzenlenen etkinlikte BPM ve RPA teknolojilerinin birbirlerini tamamlayan çözümler olduğu ve birlikte kullanıldıklarında çok daha verimli süreç otomasyonları sağlandığı belirtilerek "PaperWork Robusta RPA Konektörü" tanıtıldı.

Konektör sayesinde, Robusta RPA sanal robotları, ek geliştirmeye gerek olmadan PaperWork platformu üzerinde çalışabiliyor ve anlık veri alışverişinde bulunabiliyor. Konektör, iş süreçlerindeki rutin, tekrar eden ve öngörülebilir görevleri otomatikleştirerek, iş süreçlerin kalitesini ve tutarlılığını artırmayı, işlerin ölçeklenebilmesini, insan kaynağı tasarrufu ve maliyet avantajı sağlıyor.

PaperWork platformu ile entegre çalışan RPA çözümü, merkezinde müşteri memnuniyetinin olduğu, organizasyonların kısa sürede hayata geçmesine yardımcı oluyor. İş yoğunluğu, duygu durumu gibi koşullardan etkilenmeyen, kendilerine verilen protokolün dışına çıkmayan robotların sağladığı hız ve doğruluğa insan gücü ile erişmek pek mümkün olamıyor. Ancak, RPA çözümlerinin sağladığı yararlar çalışanların ve diğer sistemlerin yer aldığı iş süreçlerinde RPA robotlarını kullanarak en üst düzeye çıkarılabiliyor. Çalışanlar ve RPA robotlarından oluşan dijital işgücü, aynı süreç üzerinde birbiri ile uyumlu ve bütünleşik çalışarak, daha önce zaman ve maliyeti yüksek olan işlemlerde tasarruf, verimlilik, hız ve kalite imkânı sunuyor.

PAPERWORK

Makine ve proses kontrolü için ideal çözümler

CLPA tarafından geliştirilen CC-Link IE TSN teknolojisi Sanayi 4.0'ın bütünleşik haberleşme ihtiyaçlarını karşılıyor

Üretim endüstrilerinin yakın markajında olan Sanayi 4.0 hızlı ve güvenilir haberleşmeyi zorunluluk haline getiriyor. Sanayi 4.0 için kritik önem taşıyan hız kriterini yüksek düzeyde karşılayan CLPA’nın Zaman Duyarlı Ağ (TSN) teknolojisi CC-Link IE TSN ise tam da bu noktada üretilen yüksek hacimlerde verilerin üst seviye güvenilirlikte ve zamanında iletilmesini sağlıyor. Sanayi 4.0’ın bir getirisi olarak endüstrilerin hızlı değişen dinamiklerine uyum sağlayabilen teknoloji, esnek üretim hatları oluşturarak üretkenliği artırıyor. Standart endüstriyel Ethernet'i son derece düşük gecikmeyle birlikte gerçek zamanlı bir haberleşme sistemine dönüştürebilen TSN teknolojisi, bu özelliğiyle sanayide yaşanan değişikliklere kolay uyum sağlayabilen esnek üretim hatlarını oluşturuyor.

Yüksek performans, hız ve işlevsellik bir arada

CC-Link IE TSN ile yüksek performans, hız ve işlevselliği aynı anda sunduklarını söyleyen CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, “Büyük fark yaratan endüstriyel ağ teknolojisi, tüm veri bağlantılarıyla cihazlar arasındaki haberleşmeyi sağlayarak fabrikaları verimliliğin temel bileşeni olan hıza ulaştırıyor. Bu noktada rakiplerinden farklılaşan CC-Link IE TSN, saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden tam 10 kata kadar daha hızlı sonuç sunuyor ve saniyede 1 gigabit ile haberleşebiliyor. Yüksek hızlı ve büyük hacimli iletişim kabiliyeti sayesinde üretimde kayda değer artış sağlarken üretim hattının durmasından kaynaklanan maliyetleri de azaltıyor. Üreticiler rekabette bir adım öne geçmek, müşterilerini bugün ve gelecekte yükselişe ulaştırmak, ölçeklenebilir bir platform sağlamak için teknolojimizden faydalanıyor” ifadelerinde bulundu. 

Makine ve proses kontrolü için ideal çözümler 

CC-Link IE TSN’nin gigabit bant genişliği ve TSN fonksiyonlarını birleştiren ilk açık endüstriyel ağ olarak endüstrilere rehberlik ettiğini belirten Önder Şenol, “Üretimde rekabet gücünü artırmaya katkıda bulunan teknolojimiz ile gıda, ilaç, beyaz eşya, otomotiv ve bina otomasyonu gibi pek çok farklı sektörde makine ve proses kontrolü için ideal çözümler sunuyoruz. Hangi sektörlere ürün tedarik edildiğinden bağımsız olarak, CC-Link IE TSN kullanıcılarına Sanayi 4.0'ın ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler sunmaya yardımcı oluyor. Performans ve işlevselliği üst seviyeye taşıyan teknolojimizle dünyanın dört bir yanındaki üreticilerin yanında yer alıyoruz” dedi.

CLPA

TOMRA, çapak ayıklama teknolojisini geliştirdi

Yeni INNOSORT™ FLAKE’in geliştirilmiş özellikleri polimere, renge ve şeffaflığa göre eş zamanlı çapak ayıklamayı mümkün kılıyor.

Sektörün, üst düzey uygulamalar için tüketim sonrası geri dönüştürülebilir malzemeler ile geri dönüştürülmüş içeriği artırma arayışını destekleyen TOMRA, döngüsel atık yönetimindeki 50 yıllık deneyiminden yararlanarak yeni nesil çapak ayıklama teknolojisini geliştirdi. Yeni INNOSORT™ FLAKE makinesi ile TOMRA, endüstrinin her türlü atık akışından maksimum verimlilikle daha fazla geri dönüştürülebilir malzemenin geri kazanılmasına yardımcı olacak ideal çapak ayıklama çözümünü sunuyor.

TOMRA Recycling Sorting Plastik Segmenti Global Müdürü Alberto Piovesan, şöyle açıklıyor: "Avrupa ve diğer bölgelerdeki geri dönüştürülmüş içerik hedefleri göz önüne alındığında, pazarın gelecekteki talebe hazırlanması gerekiyor. Geri dönüşümcülerin, yeterli kapasitede yüksek kaliteli tüketim sonrası geri dönüştürülmüş içerik üretmek için çözümlere ihtiyacı bulunuyor. Aynı zamanda güvenilir ayıklama sonuçları ve operasyonel esneklik için çabalıyorlar. Yeni INNOSORT™ FLAKE ile bu artık mümkün.”

Her bir renk, her türlü polimer

Güçlü bir sensör kombinasyonuyla donatılan yeni INNOSORT™ FLAKE, saf fraksiyonlar oluşturmak üzere polimerleri malzeme türüne ve rengine göre ayırarak her türlü yabancı maddeyi ayıklıyor. Gelişmiş yakın kızılötesi (NIR) spektrometresi sayesinde makine, çeşitli polimerleri hassas bir şekilde tespit ederek, yüksek oranda kirlenmiş girdi malzemeden geri dönüştürülebilir olanların kazanılmasını sağlıyor. Bu teknolojiyle, karışık atıklardan geri kazanılan plastikler, geri dönüşüm için ayıklanabiliyor ve örneğin aksi takdirde bertaraf edilecek veya daha düşük kalitedeki uygulamalar için geri dönüştürülecek daha fazla malzemeye erişim sağlanabiliyor. Örneğin, polietilen (PE) ve polipropilen (PP) gibi poliolefinler (PO), sıklıkla aynı atık akışında bir arada bulunuyor. Yeni teknoloji ile kırılmış ve yıkanmış karışık plastik fraksiyonlar, PET, PP ve PE'nin temiz fraksiyonlarını, ekstrüzyon ve yüksek kaliteli tüketim sonrası geri dönüştürülmüş (PCR) içerikli malzemelerin oluşturulması için kalite gereksinimlerini karşılayan diğer malzemeleri ayıklayabiliyor.

Üstelik tesis operatörleri, makinenin eşsiz renk ayıklama performansından yararlanabiliyor.  Değiştirilebilir renk arka planına ve çift taraflı yüksek çözünürlüklü kameralara sahip gelişmiş optik sistem, milyonlarca rengi algılıyor ve tek renk fraksiyonlar oluşturuyor. Yüksek kontrastlı görüntüleme, beyaz opak ile natürel, şeffaf ve yarı saydam çapakları bile ayırt edebiliyor. Böylece malzeme kayıpları azaltılıyor ve verimlilik en üst düzeye çıkarılıyor. 

Poliolefin çapak ayıklama

Piovesan; "Yeni INNOSORT™ FLAKE aynı anda her rengi, her polimeri ayıklayacak şekilde tasarlandı. Geri dönüşümcüler için operasyon alanını genişletiyor ve ilgili pazar taleplerini karşılama konusunda maksimum esneklik sağlıyor. Bir operatör, bu ay PET'i saflaştırıp gelecek ay temiz mavi bir PP üretmek istiyorsa, yeni makineyle bu teknik olarak mümkün. Üstelik uygun maliyetli” diye belirtiyor. 

Birçok avantaja sahip yeni tasarım

TOMRA Recycling Sorting Ürün Müdürü William Zeng ise şöyle açıklıyor: "Yeni makinemizi, müşterilerimizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdik. Entegre soğutma sistemi ve sağlamlığıyla zorlu ortamlarda daha istikrarlı bir performans, maksimum çıktı ve kârlılık için güvenilir sonuçlar sunuyor. Ayrıca, gelişmiş teknolojiler sayesinde geri dönüşümcüler, ilk ayıklama adımından sonra zaten çok yüksek saflık seviyelerine ulaşıyor. Girdi malzemesinin kirlilik düzeyine ve hedef saflık düzeyine bağlı olarak daha az ayıklama adımı gerekli oluyor."

Kullanıcı arayüzü ile yeni INNOSORT™ FLAKE

Yeni INNOSORT™ FLAKE, dört adede kadar ayıklama kanalı ve değiştirilebilir bir aydınlatma arka planıyla birlikte sunuluyor. Bu düzeydeki esneklik, tek bir makinede birden fazla ayıklama ve geri kazanım adımının yürütülmesini mümkün kılarak önemli ölçüde zaman tasarrufu ve daha az malzeme kullanımı sağlıyor. 

Öte yandan bir sistem ancak tüm bileşenler birlikte sorunsuz şekilde çalıştığında en iyi performansı gösterdiğinden bakım süreçleri büyük önem taşıyor. Yeni tasarım, makinenin bileşenlerine sınırsız erişim sağladığından daha az duruş süresinde sorunsuz şekilde bakım yapılması mümkün oluyor. 

Veriye dayalı analiz

Ayrıca ek olarak sunulan TOMRA Insight hizmeti de kurulabiliyor. Bulut tabanlı bu veri izleme platformu, ayıklama performansının iyileştirilmesine katkıda bulunuyor. Veri analizi yoluyla süreçlerin optimize edilmesine yardımcı oluyor. Belirlenen verimsizlikler ve öngörülen bakım, makine duruş süresinin ve üretkenlik kayıplarının azaltılmasını daha da destekliyor. Öte yandan gerçek zamanlı izleme özelliği, tesis operatörlerinin süreçlerin istikrarını korumak üzere gerekli verilere her yerden ve her zaman erişebilmesini sağlıyor. 

Piovesan, konuyla ilgili olarak; “Gelişmiş teknolojiler sayesinde yeni makinemiz, plastik geri dönüşümünde devrim yaratıyor. Sistemimizi test eden müşterilerimiz, makinenin yeteneklerinden ve kullanım kolaylığından emin oldular. Artık, birden fazla ayıklama adımını aynı anda yürüterek daha yüksek seviyedeki kirliliği azaltabiliyor ve en yüksek saflıktaki fraksiyonları elde edebiliyorlar. Bu uyarlama yeteneği, en son teknolojilerle birleştiğinde, yeni INNOSORT™ FLAKE makinesini ekstrüzyona hazır çapaklar üretmeyi hedefleyen tüm geri dönüşümcüler için geleceğe yönelik bir çapak ayıklama çözümü haline getiriyor" açıklamasında bulunuyor.

TOMRA