Friday, Sep 20th

Last updateFri, 20 Sep 2024 8am

You are here: Home Article Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Paintistanbul & Turkcoat 2022 Fuarı yeniliklerle dolu fuar deneyimi vaat ediyor!

Katılımcı ve ziyaretçi rakamları ile sektörün dünyaca kabul görmüş ve takip edilen sayılı boya ve hammaddeleri etkinliklerinden biri olan Paintistanbul & Turkcoat Fuarı, 17-19 Mart 2022 tarihlerinde Artkim organizatörlüğü ve Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) iş birliği ile İstanbul Fuar Merkezi’nde sektörü bir araya getirecek.

9-11 Eylül’de düzenlenmesi planlanan fuarın düzenlenme tarihi ile ilgili yapılmış olan katılımcı anketi sonucunda oy çoğunluğu ile 17-19 Mart 2022 yeni fuar tarihi olarak belirlendi.

Uluslararası katılımla gerçekleşecek olan, boya ve boya hammaddeleri, yapıştırıcı, yapı kimyasalları, izolasyon hammaddeleri ve teknolojileri konusunda bölgesinde önemli yer edinen Paintistanbul & Turkcoat Fuarı, büyüyen boya ve hammaddeleri pazarı için ideal bir organizasyon olma özelliği taşıyor.

Yeni dönemde birçok yeniliği de bünyesine kazandıran fuarda; fiziki fuar ile eş zamanlı açılarak 3 ay boyunca erişime açık kalacak sanal fuar platformu firmalar için uzun süreli iletişim imkânı ve yüksek marka görünürlüğü sağlamayı hedeflerken, ziyaretçiler içinde zaman kısıtlaması olmaksızın ihtiyaçlarına yönelik olarak firmalar hakkında bilgileri görüntüleme ve online toplantı yapma imkânı sunacak.

Wavin’den şehirlerin su yönetimine komple sistem çözümleri

Türkiye’de 50 yıldır plastik boru sektöründe faaliyet gösteren Wavin, iklim değişikliği nedeniyle şehirlerin su yönetimi konusunda yaşadığı beş zorluğu masaya yatırdı.

Çağımızın en önemli problemlerinden olan küresel iklim değişikliğinin en büyük etkisi sıcaklık artışı ve kuraklık. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin 2021 Mayıs ayı kuraklık raporunda, Türkiye'nin yüzde 22,5'inin yüksek çölleşme, yüzde 50,9'unun ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip olduğunu görüyoruz. Dünya plastik boru sektöründe sunduğu ürün ve çözümlerle ön plana çıkan Wavin, küresel iklim değişikliği ve sürdürülebilirliği gündemine alarak şehirlerin su yönetiminde karşılaştığı beş problemi masaya yatırıyor. 

“Gelecekte suyu depolamak yeşil şehirler için anahtar olacak”

Wavin Türkiye Genel Müdürü Fatih Asal, şehirlerin büyürken ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele ederken, sorunları çözmek için daha akıllı ve daha bütünleşik çözümlere ihtiyacı olduğuna dikkati çekerek, “Gelecekte, kalıcı yağmur suyu yönetimi çözümleri yalnızca yağmur suyunun tahliyesi ile ilgili olmayacak. Aynı zamanda kurak dönemler için suyu depolamak ve yeniden kullanmak ve kentleşmenin neden olduğu artan su talebini karşılamak, daha yeşil şehirlerin gelişmesi için anahtar olacaktır” dedi. 

Toyo Matbaa Mürekkepleri yükselişini sürdürüyor

Şirket, Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde geçen yıla göre 58 basamak yükseldi

Mürekkep üreticilerinden Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2020 yılı verilerine göre Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde 192’nci sırada yer aldı.

İstanbul Sanayi Odası’nın şirketlerin finansal verilerini, Ar-Ge harcamalarını ve çalışan sayılarını dikkate alarak yapmış olduğu anket sonucunda açıklanan İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde Toyo Matbaa Mürekkepleri, geçen yıla göre 58 basamak yükselerek 192’nci sırada yer aldı. 2017 yılından itibaren istikrarlı şekilde büyümesini sürdüren şirket, en son yayınlanan Turkishtime Dergisi’nin Türkiye genelinde yürütmüş olduğu Ar-Ge 250 Araştırması’na göre de Türkiye'de Ar-Ge harcaması yapan 500 şirket arasında 253'üncü oldu.

50 yılı aşkın süredir ülkemizde faaliyet gösteren Toyo Matbaa Mürekkepleri’nin, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan fabrikasında ambalaj ve basım sanayinin ihtiyaçlarına yönelik ürünlerin üretimini gerçekleştirmesinin yanında yapmış oldukları yatırım, inovasyon ve Ar-Ge çalışmaları ile her geçen gün hızla büyüdükleri belirtiliyor. Şirket bu büyümesine ek olarak Avrupa, Afrika, Rusya ve Ortadoğu’dan oluşan geniş bir coğrafya için üretim ve satış üssü olma konusundaki kararlılığını da 4 yıldır İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde göstermiş olduğu istikrarlı yükseliş ile bir kez daha ortaya koydu.  

Toyo Matbaa Mürekkepleri CEO’su Yakup Benli “Elde ettiğimiz başarı elbette ki çok kıymetli. Bu nedenle ekip olarak oldukça mutlu ve gururluyuz. Son 4 yıldır yükselen grafiğimizin sürdürülebilir bir başarı kriteri olduğunun farkındayız. Bu bilinç ile yatırım ve faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Toyo Matbaa Mürekkepleri olarak üretmiş olduğumuz ürün grupları dâhil olmak üzere yapmış olduğumuz tüm çalışmalarda dünya çapında uyum yakalamaya ve sürdürülebilir iş süreçleri ortaya koymaya çalışıyoruz. Aynı zamanda geliştirdiğimiz yeni ürün grupları ve üretimin her aşamasına dâhil ettiğimiz kalite süreçleriyle sektörün geleceğinin şekillenmesine de katkı sağladığımıza inanıyoruz” dedi.

Pandeminin kahramanı tek kullanımlıklara yasak tepki çekti

Hijyenik, pratik ve ekonomik özelliklerinin yanı sıra pandemide bulaş riskini azalttığı için tercih edilen tek kullanımlık plastik ürünlerin yasaklanmasını eleştiren PAGEV Başkanı Eroğlu, “Çevresel kaygıları çözmekten uzak yasak, insanların 10 kat pahalı ürün kullanmasına yol açacak” dedi

Avrupa Birliği'nde (AB) tek kullanımlık plastik ürünlere getirilen yasak tepki topluyor. Hijyenik, pratik ve ekonomik olmanın yanı sıra geri dönüştürülebilir özelliklere de sahip olan tek kullanımlık plastik tabak, kaşık, çatal, bıçak ve pipet 3 Temmuz 2021 itibariyle artık Avrupa pazarına giremiyor. Tepki çeken yasak kararını değerlendiren PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, çevrenin korunması adı altında yürürlüğe konan kararının çözüm sunmaktan uzak olduğunu belirterek, “AB, çevresel sorunları maalesef politik amaçlara alet ediyor. Eğer sorun ambalajların kullanıldıktan sonra doğaya, denize atılması ise çözüm bu olamaz. Yasak yerine çözüm, “Bilinçli Tüketici yani Bilinçli İnsan” modelinde aranmalı. Özellikle pandemide bulaş riskinin azaltılmasında ciddi rol oynayarak virüsün daha fazla yayılmasını engellediği için ‘Pandeminin Kahramanları’ olarak da nitelendirebileceğimiz tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklamak yanlış bir karar olmuştur” dedi. 

BURPAS’ta Kağan Yeşil dönemi

Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS) başkanlığına Kağan Yeşil seçildi.

Bursa’da faaliyet gösteren plastik ve ambalaj sanayicilerinin oluşturduğu ilk ve tek sivil toplum kuruluşu BURPAS’ın Olağan Genel Kurulunda üyelerinin tamamının oyunu alan Ayplastik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve BTSO Meclis Üyesi Kağan Yeşil yeni dönem yönetim kurulu başkanlığına seçildi. 

BURPAS önceki dönem Başkanı Hakan Efe'den görevi devralan Başkan Yeşil, yeni dönemle ilgili önemli mesajlar verdi. Konuşmasında 3 yıl önce vefat eden kurucu Başkan İlker Biliktü’yü rahmetle yâd eden Yeşil, “Plastik sektörümüzün geleceği için gecesini gündüzüne katan İlker Biliktü ağabeyimizden ve kıymetli dostum Hakan Efe’den bayrağı devralmak benim için büyük bir gurur vesilesidir. Merhum Başkanımızla sektörümüz için birlikte büyük mücadeleler verdik. Şimdi yeni dönemde bu mücadelemizi BURPAS çatısı altında hep birlikte vereceğiz” dedi.

“Yasaklardan değil teşvikten yanayız”

Türk plastik ve ambalaj sektörünün zor bir sınavdan geçtiği bugünlerde görevi devraldığında dikkat çeken Yeşil, şunları söyledi: “Bizler; plastik ve ambalaj başta olmak üzere, inşaat, tarım, beyaz eşya, otomotiv, elektrik-elektronik ve imalat sanayinin diğer sektörleri için doğrudan ve dolaylı olarak plastik hammadde temini yapan binlerce firmayı temsil ediyoruz. Sektörümüz bir kez daha zor süreçlerden geçiyor. Her yıl büyüyen, binlerce insana istihdam, ülke ekonomisine önemli derecede katma değer sağlayan Türk plastik sektörünün algı yönetimiyle ağır darbe vurulmaya çalışılıyor. Bizler yasaklardan değil, daha fazla denetim ve işbirliğiyle işini iyi yapan sektör temsilcilerimizin yasaklarla cezalandırılmasını değil, daha fazla teşvik edilmesini bekliyoruz. BURPAS olarak bu süreçte daha fazla sorumluluk alıp sürece katkı sağlayacağız.”

PLASFED sektörün ortak sesi olmaya devam edecek

PLASFED - Plastik Sanayicileri Federasyonu 4. Olağan Genel Kurul toplantısında Ömer Karadeniz yönetiminde yola devam etme kararı aldı.

Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği, Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği, Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği, Kompozit Sanayicileri Derneği ile Plastik Sanayicileri Derneği bünyesinde toplamda 1.500’e yakın plastik sanayi işletmesinin temsil edildiği PLASFED Genel kurul toplantısında Başkan Ömer Karadeniz tarafından 2019 – 2021 dönemi federasyon faaliyetleri sunum şeklinde katılımcılara iletildi. PLASFED olarak sektörün ortak sesi olmaya devam edeceklerinin altını çizen Ömer Karadeniz, “Gelecek süreçte de sektörümüz Avrupa Yeşil Mutabakatı, tek kullanımlık plastik ürünlerin yasaklanması, sınırda karbon düzenlemesi gibi zorlu sınavlar verecek. Bu süreçlerde sektörümüzün ve sektörümüzü temsil eden tüm sivil insiyatiflerin tek ses olması büyük önem arz ediyor. Sektörün çatı kuruluşu olarak gelecek dönemde de plastik sektörünün ortak sesi olmaya ve tüm kurumlar arasında eşgüdümlü bir çalışmanın yakalanmasına önem göstereceğiz” dedi.

Ömer Karadeniz’in yanı sıra TOBB Ambalaj Sanayi Meclisi Başkanı ve aynı zamanda İSO İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi olan Mustafa Tacir, plastik sektörünün duayeni Muammer Yüceler ve İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister genel kurula hitap ettiler. 

Cobot ile sınıflarda teoriden pratiğe geçenler cobot’ları anlattı

Universal Robots, pilot uygulaması Eskişehir Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde devam eden “Cobot ile sınıflarda teoriden pratiğe geçin!” kampanyasının çıktılarını, düzenlediği webinarda paylaştı.

Sektörleri ve işletmeleri bilgilendirmek amacıyla bugüne kadar birçok webinar düzenleyen kolaboratif robot üreticisi Universal Robots, eğitim kampanyası doğrultusunda düzenlediği “Yeni Neslin Yeni Nesil Mesleklere Adaptasyonu Nasıl Sağlanır?” webinarı ile geleceğin eğitim ve üretim dünyasına ışık tuttu. Kısa süre önce “Cobot ile sınıflarda teoriden pratiğe geçin!” mottosuyla eğitimde cobot dönüşümünü başlatan şirket, düzenlediği webinarda şu an Eskişehir’deki bir pilot okulda devam eden kampanyanın genişlemesini, UR Cobot Eğitim Kiti üzerinden ders işleyen okulların sayısının daha da artmasını planladıklarını duyurdu. 

Universal Robots Türkiye&MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök ve Eskişehir Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Alanı Robotik Atölyesi Şefi Erkan Başak’ın katıldığı webinar’da; Eskişehir Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde UR3 cobot’u ile devam eden eğitimin çıktıları incelendi. Cobot eğitiminin öğrenciler, eğitim sistemi, sektörler ve işletmeler açısından da ele alındığı webinarda; cobot’ların sektörlerin geleceğine katkılarından bahsedildi. 

Gıda ambalajlaması neden önemli?

Doğru ambalajlama gıdanın kalite kaybını azaltıyor

Sanayinin gelişmesiyle beraber artan tüketim ve pandemi süreci gıda ambalajlamanın önemini de artırdı. Uzmanlar, doğru seçilen bir ambalajın, gıdayı dış etkenlerden koruyarak kalite kayıplarını azaltacağını ve ürünün raf ömrünü uzattığını belirtiyor. 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Salih Tuncay ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Dr. İsra Toptancı, gıda ambalajlama konusunda önemli değerlendirmelerde bulundular.

Dr. Öğr. Üyesi Salih Tuncay, sanayinin gelişmesiyle dünyada insanlığın büyük bir kesiminin tarımsal alanlardan uzaklaştığını, beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çoğunlukla işlenmiş ve paketlenmiş gıdalara yöneldiğini belirterek “Bu açıdan gıda kalitesini korumak, güvenliği artırmak ve hasat sonrası kayıpları azaltmak, sürdürülebilir bir gıda sisteminin temel hedefleridir. Gıdanın üretiminde çıkış kalitesi ne kadar yüksek seviyede olursa olsun iyi bir koruma teknolojisi uygulanmazsa tüketicinin o ürün için algıladığı kalite niteliklerinde önemli kayıplar meydana gelecektir. Bu da enerji ve maliyet kayıpları demektir” dedi.

PAGDER Genel Kurulu gerçekleştirildi

PAGDER, yeni yönetim döneminde Selçuk Gülsün liderliğinde devam etme kararı aldı.

Türkiye’nin ilk sivil toplum yapılanmalarından biri olan PAGDER’in 38. Olağan Genel Kurul Toplantısı, TİM Başkanı İsmail Gülle, İKMİB Başkanı ADİL Pelister, PAGDER Onursal Başkanı Muammer Yüceler, PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz ve üyelerinin katılımı ile yapıldı. Tek liste girilen seçimde Selçuk Gülsün’ün başkanlığındaki yönetim listesi PAGDER’in 2021-2024 dönemini yeniden devraldı. 

Bir önceki dönemde de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Selçuk Gülsün genel kuruldaki konuşmasında; 37. Yönetim Kurulu olarak üç yıllık görev süresi boyunca en fazla önem verdikleri konulardan biri olan kurumsallık üzerine çalışarak karar alma mekanizmalarında çok sesliliği sağladıklarını ifade ederken,  “Pandemi döneminde fiziksel olarak bir araya gelmek zorlaşsa da varoluş amacımız olan hak savunuculuğu faaliyetlerimize devam ederek sektörümüzün yapısal sorunlarını dile getirmeye devam ettik. Reaktif değil proaktif bir yaklaşımı benimsemeye ve sorunları ortaya koyarken çözüm önerileri geliştirmeye özen gösterdik. Bunun en canlı örneğini plastik geri dönüşüm sektöründe atık ithalatı mevzuatı ile ilgili henüz ortada bir kısıtlama yokken basında yer alan haberlerden bir algı yönetimi söz konusu olduğunu hissederek 2019 yılı Nisan ayında geniş katılımlı bir çalıştay düzenleyerek ortaya koymuş olduk” dedi.

Aramid iplikleri yüksek ısıya karşı başarılı performans gösteriyor

Durak Tekstil portföyündeki geç tutuşur özellikteki aramid dikiş ipliği çeşitleriyle otel ve konaklama sektörü ile koruyucu giysiler alanında artan talebe yanıt veriyor.

Giysilerimizde ve ev tekstil ürünlerimizde kullandığımız pamuk, yün, polyester gibi yaygın elyafların yanı sıra, daha teknik uygulamalar için özel elyaflara da ihtiyaç duyulur. Tekstil elyafları artık zorlu ve hayati önem taşıyan işler için başarılı çözümler sunabiliyor. Isıya dayanıklı, geç tutuşur tekstillerde kullanılmak üzere son yıllarda aramid elyaflara ve ipliklere talep hızla artıyor. Yapılan bir pazar araştırmasına göre 2019 yılında küresel aramid elyaf pazarı yıllık %8,2’lik büyüme ile 3,6 milyar dolarlık değere ulaştı. Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler aramid iplikleri yangınlarla mücadelede önleyici bir çözüm olarak özellikle otel ve konaklama tesislerinde kullanımını yaygınlaşıyor. 2027 yılına kadar ABD aramid elyaf pazarının ciddi bir artışla 1,4 milyar dolara ulaşmasını öngören araştırmalar bu potansiyeli gözler önüne seriyor. 

Poliamid sınıfından bir polimer olan aramid elyafı, bulunduğu 1960’lı yıllardan bu yana çeliğe yakın mukavemeti ile tekstil ürünlerinde yüksek mukavemet ve ısıya dayanıklılık sağlıyor. Alev geciktirici özelliğiyle dikkat çeken aramid elyafının tam kristal yapıdaki para aramid ve yarı kristal yapıdaki meta aramid olmak üzere iki çeşidi bulunuyor. Isıya karşı yüksek mukavemet özelliği sebebiyle aramid iplikler yangın ve ısı güvenliği gibi uygulamalarda büyüyen bir pazara sahip. Yüksek erime derecesine sahip aramid elyaf ve iplikleri ısıya dayanıklılığın yanı sıra, kopmalara karşı üstün mukavemet, iletken olmama gibi özellikleriyle diğer sentetik elyafların kullanılamadığı yerlerde güvenle kullanılabiliyor. 

Sesotec FLAKE SCAN, 2021 Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri’nde finale kaldı

Sesotec’in FLAKE SCAN plastik flake analiz sistemi bu yılki Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri’nde prestijli “Yılın Geri Dönüşüm Makinesi İnovasyonu” ödülüne aday gösterildi. FLAKE SCAN malzeme analiz sisteminin, plastik flake’lerin doğru kalitesini tespit ederek bunları dakikalar içinde geri kazanma imkânı sunduğu belirtiliyor.

Plastik flake ve geri kazanılmış plastiğin kalitesi, plastik işleyicilerinin ve imalatçılarının geri dönüştürülmüş plastiğin kullanımını ve satışını kârlı bir şekilde gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğini belirlemede kritik öneme sahiptir. Geri dönüştürülmüş malzemenin nasıl kullanılacağına bağlı olarak, bir malzeme serisinin kalitesini değerlendirmek adına genelde ayrıntılı manuel, görsel veya termal numune analizleri gerekir. Numune analizleri aynı zamanda geri dönüşüm tasnif işleminin etkinliğini değerlendirme aracı olarak da kullanılır. Bu numune analizleri tamamen örnek teşkil etmez ve ayrıca ilave kaynak, maliyet ve zaman gerektirir.

Plastik flake ve geri kazanılmış plastik için geleneksel numune yöntemlerine kıyasla, Sesotec FLAKE SCAN doğruluk, harcanan zaman ve kaynaklar bakımından önemli gelişmeler sunuyor. FLAKE SCAN analiz sistemi plastik flake’lerin ve geri kazanılmış plastiğin kârlı kullanım için yeterince saf olup olmadığı hakkında karar verirken hızlı bir şekilde yararlanılabilecek veriler sunuyor.

Ayrıca, tüm geri dönüşüm sürecinin etkinliği hakkında bilgiler sunarak tesisteki bileşenlerin ayrı ayrı olması gerektiği gibi çalışmasını sağlamaya yardımcı oluyor.

Sesotec Geri Dönüşüm Grup Direktörü Michael Perl konu hakkında şunları söyledi: “FLAKE SCAN’ın Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri’nde finale kalmasından mutluluk duyuyoruz. FLAKE SCAN’ın avantajı, bir flake serisinin bileşimini sadece birkaç dakika içinde tespit edebilmesidir. Üç sensörden oluşan kombinasyon (renk, yakın kızılötesi ve metal), renk hatalarını, plastik türlerini ve metal kirleticileri tespit ederek otomatik olarak malzeme numunelerin kesin ve yeniden üretilebilir analizlerini sunuyor.

Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Fuarı, 4 ve 5 Kasım tarihlerinde RAI Amsterdam Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. 2021 yılının kazananları etkinliğin ikinci gününde duyurulacak. Avrupa Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri, Avrupa Plastik Geri Dönüşümcüleri (PRE) ve Crain Communications tarafından organize ediliyor. Etkinlik, Avrupa plastik geri dönüşüm sektöründe yer alan şirketleri kuruluşları ve bireyleri bir araya getiriyor.

Polietilen atık ithalatı etkin denetimle serbest!

Polietilen atık ithalatına getirilen yasak, “etkin denetim” kriterleri getirilerek kaldırıldı. Yeni uygulama ile firmalara teminat mektubu şartı getirilirken, ithal edilen atık limandan fabrikaya kadar çipli sistemle takip edilecek.

Ticaret Bakanlığı, 18 Mayıs’ta polietilen atık ithalatına getirilen yasağı, etkin denetim şartlarıyla yeniden serbest hale getirdi. Etkin denetimin öne çıktığı yeni düzenlemeye göre Türkiye’de faaliyet gösteren 1350 geri dönüşüm firmasının tüm lisansları sil baştan gözden geçirilecek. Atık ithalatında suistimalin önüne geçebilmek için teminat mektubu zorunluluğu getirildi. Teminat mektubu ile aynı zamanda merdiven altı firmaların elenmesi hedefleniyor.

Eskiden, ithalatçı firmalar kırma makinesiyle elde edilen üretim kapasitelerinin en fazla yüzde 50’si kadarını ithal edebiliyor, kalan kısım ise yurt içinden temin ediliyordu. Yeni düzenlemeye göre ise kırma makinesi kapasitesiyle değil daha büyük yatırım gerektiren ve daha katma değerli ürün aşaması olan ısıl işlem kapasitesi baz alınarak ithalat oranı belirlenecek.

CNR Food İstanbul ziyaretçilerine kapılarını açmaya hazırlanıyor

CNR Ambalaj ve Bayim Olur Musun? ile birlikte eş zamanlı gerçekleştirilecek fuara 2.500’ü aşkın yabancı satın almacının katılması bekleniyor.

Gıda sektörünün en önemli buluşmalarından biri olan CNR Food İstanbul-Gıda ve İçecek Ürünleri, Gıda İşleme Teknolojileri Fuarı, yeni normale dönüş kriterleri kapsamında bir dizi önlem ile ziyaretçilerine kapılarını açmaya hazırlanıyor. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık tarafından, Türkiye Gıda ve İçecek Federasyonu (TGDF), Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği (TÜGİDER) ve Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER), Ticaret Bakanlığı ve KOSGEB desteğiyle organize edilen fuar, 1 – 4 Eylül 2021 tarihleri arasında CNR Expo İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerine ev sahipliği yapacak.

Milyarlarca dolarlık iş hacmi yaratılacak

Aralarında Polonya, Yunanistan, Irak, Hollanda, Hindistan, Kenya, Somali, Özbekistan, Çekya, Arnavutluk, Makedonya, Macaristan’ın da yer aldığı ülkelerden 2.500’ün üzerinde yabancı satın almacının katılması beklenen fuarın, bu yıl yaklaşık 20 ülkeden 2.000’i aşkın markaya ev sahipliği yapacağı belirtiliyor. Binlerce sektör profesyonelinin ziyaret edeceği fuarda, B2B ikili iş görüşmeleri ile üretici ve alıcı bir araya gelerek, global ticarete yeni bir boyut kazandıracak. Yarattıkları katma değer ve gerçekleştirdikleri ihracat ile Türkiye ekonomisinin en önemli sektörleri arasında yer alan Türk gıda ve içecek sektörü de, yine sektöre yön veren firmalarıyla fuara yoğun ilgi gösteriyor. Aralarında Özbekistan, Somali, Çekya, Lübnan, Kamerun ve Ürdün’ün de yer aldığı ülkeler, fuara milli katılım sağlayacak. 

Fersan’ın tüm ambalajları %100 geri dönüştürülebilir olacak

Fersan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürhan Güven, insan, doğa ve bölgesellik temelinde ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yürüttükleri sürdürülebilirlik çalışmalarını gerçekleştirdiklerini ifade etti ve “Dünya 1984 yılında Ozon tabakasında bulunan delik ile tanıştığından beri sera gazı emisyonlarının somut olumsuz etkilerini gördü. Günden güne sıcaklık değişikliklerinin gözle görülür hale gelmesi de iklim değişikliğinin bir sorun olarak ortaya çıktığını gözler önüne serdi. Buradan hareketle üstümüze düşen sorumluluğu alıyor ve tüm operasyonel faaliyetlerimizden kaynaklanan ya da kaynaklanabilecek etkilerimizi gözeterek dünyayı daha sürdürülebilir bir hale getirmek için çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

İklim değişikliğiyle ilgili harekete geçiyoruz

Güven, “2019’da Sürdürülebilirlik birimimiz oluşturuldu. Sürdürülebilirlik vizyon ve misyon belirleme çalışmaları başlatıldı. Herkes iklim değişikliğini vurguluyor, biz ise harekete geçiyoruz. Bu doğrultuda Fersan ambalajlarının çevreye olan etkisini azaltmak için sürekli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Etkimizi sıfırlamamız mümkün değil fakat şirket olarak olumsuz etkimizi azaltma gayreti içindeyiz. Ambalajlarımızın sorumluluğunu üstlenerek 2025 yılına kadar tüm ambalajlarımızın %100’ünün geri dönüştürülebilir olması için çalışmalar yürütüyoruz. “Dönüşüm kaynağında başlar” diyerek ürünlerimizin tasarım aşamasında sürdürülebilirlik bilincimizle hareket ediyoruz. Bu çerçevede 2021 yılında piyasaya sürdüğümüz sirkeli içeceklerimizi geri dönüştürülebilen metal kutularda tüketicilerimize sunduk. Sürdürülebilirliğe giden yolda, ambalajımızı sürekli olarak daha çevre dostu hale getirme konusunda kendimize apaçık bir hedef belirledik. Hala % 100 çevre dostu "mükemmel" bir paketleme çözümü olmadığının farkındayız, ancak küçük adımlar da çevreyi rahatlatmaya yardımcı oluyor. CO2 emisyonlarını nerede önleyebileceğimizi ve azaltabileceğimizi belirlemek için 2019'dan beri değer zincirindeki her adımı analiz ediyoruz. Bu sayede tüm üretim süreçlerimizde hangi üretim adımlarında ne kadar CO2 üretildiğini belirleme çalışmalarımız da devam etmektedir. 

Sadece birkaç küçük değişiklikle büyük bir fark yaratılabilir

Tamamen CO2 emisyonu olmadan ürünlerimizi tarladan üretime süpermarkete getirmemiz mümkün değil. Ortaya çıkan emisyonların sorumluluğunu üstlenmekten ve onları iklim koruma projeleri ile dengelemekten mutluluk duyuyoruz. Öte yandan sadece birkaç küçük değişiklikle büyük bir fark yaratabilir ve iklimin korunmasına katkıda bulunabiliriz” şeklinde konuştu.

GCA, ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu’na katıldı

Gürok Grubu bünyesinde çevreye saygılı ve sürdürülebilir üretim anlayışı ile faaliyet gösteren GCA, 30’uncu kuruluş yılını kutlayan ÇEVKO Vakfı’nın Yönetim Kurulu’na katıldı. 

Öncülüğünü yaptığı sürdürülebilir geri dönüşüm sisteminin gelişimi hedefiyle, uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme) Vakfı’nın Yönetim Kurulu ve üyeleri, farklı endüstrilerden sürdürülebilirlik odaklı markaları bir araya getiriyor.

Türkiye’de 25 yıldır cam üretimindeki uzmanlığını tüketicilerle ve iş ortakları ile buluşturan Gürok Grubu bünyesinde faaliyet gösteren GCA, kalite ve güvenlik standartları çerçevesinde üretim aşamalarının tamamında sürdürülebilirliği, çevreye ve insana saygıyı daima ön planda tutan bir kuruluş olma özelliği taşıyor. Şirketin çevreye saygılı ve sürdürülebilir üretim anlayışı ile her geçen gün başarılarına bir yenisini daha eklediğini ifade eden GCA Genel Müdürü Dr. Abdullah Gayret, “GCA, tüm üretim süreçlerini global kalite ve güvenlik standartları çerçevesinde yöneten, inovatif düşünce, yenilikçi tasarım ve sürdürülebilir kalite yaklaşımlarıyla sektöründe öncü olma tutkusunu, çevreye ve insana olan saygısıyla birleştirmektedir. Küresel rekabet arenasında başarılarıyla adından söz ettiren markamızın, ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu’nda temsil edilecek olmasından gurur duyuyoruz. GCA ailesi adına, sürdürülebilir büyümeye, hayata değer katarak üretmeye, çalışan ve müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizmek isterim” dedi.

1991 yılında ambalaj atıklarının geri dönüşümüyle, çevrenin korunması, toplumsal gelişim ve ekonomiye katkı sağlamak amacıyla kurulan ÇEVKO Vakfı’nın, çalışmalarını 30 yıldır artan bir ivmeyle sürdürdüğünü ifade eden ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer de, “Sürdürülebilirlik konusuna önem veren GCA’nın, Vakfımız Yönetim Kurulu’na katılmasından mutluluk duyduk.  ÇEVKO Vakfı olarak, son yıllarda özellikle iklim kriziyle savaşım ve döngüsel ekonomiye geçişe odaklanıyoruz. Döngüsel ekonominin en önemli süreçlerinden birisi ise üst dönüşüm. GCA’nın birikiminin, cam ambalaj atıklarının toplanarak geri dönüşümünün gerçekleştirilmesinin, sürdürebilirlik ve iklim kriziyle savaşımda geliştirdiğimiz açılımlara büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Şirketler plastik kirliliğine karşı harekete geçiyor

Plastik kirliliğini önleme hedefiyle hayata geçirilen İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG) kapsamında 34 şirket plastik taahhüdünde bulundu.

Yarınlara temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak, okyanus ve denizlerin temiz kalmasını sağlamak için plastik kirliliğinin önüne geçmek büyük önem taşıyor. Ancak Ellen MacArthur Vakfı’nın 2016 yılında yayınladığı raporda plastik kirliliğinin hızını kesmeden artacağı tahmin ediliyor. Bununla beraber tüketimde öngörülen büyüme göz önüne alındığında 2050 yılı itibariyle denizlerin balıktan daha fazla plastik (ağırlıkça) içereceği öngörüsü ciddi bir durumla karşı karşıya geldiğimizi gösteriyor. Bugüne kadar yapılmış çalışmalarda ekosistemdeki tüm canlılarını birbirine bağlayan su, hava ve topraktan herhangi birinde olan kirlenmenin hızlıca diğerlerine hareket ederek tüm sistemi etkilediğini görüyoruz.  

34 şirket plastik kirliliği ile mücadeleye yönelik taahhütlerini açıkladı

Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD iş birliğiyle hayata geçirilen İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG) plastik meselesinin ortak çözümünde iş dünyasını harekete geçirmek amacıyla 2019 yılının sonunda kuruldu. İPG kapsamında 2021 yılı plastik taahhütlerini açıklayacaklarını beyan eden şirketler, bir yılı aşkın süredir etkinlikler, eğitimler ve iyi uygulama paylaşım toplantıları sayesinde taahhüt verme sürecini tamamladılar ve Haziran ayında plastik taahhütlerini kamuoyuyla paylaştılar. Buna göre plastik meselesinin çözümüne katkı sağlamak amacıyla taahhüt verme niyet beyanında bulunan ambalaj, ambalajlı tüketim malları, perakende ve hizmet sektörleri ile dayanıklı tüketim malları ve ham madde üretimi alanlarında faaliyet gösteren 34 şirket, İPGTool veri tabanı üzerinden plastik ayak izlerini ölçerek 2023 yılı için somut hedeflerini belirledi. 

Plastik taahhütlerini İPG çatısı altında paylaşan şirketler; 2023 yılına kadar taahhütlerine ilişkin bir ilerleme raporunu yıllık olarak yayınlayacak, küresel ve ulusal savunuculuk ve farkındalık çalışmalarına katkı sağlayacak ve iyi uygulamaların yaygınlaşması için İPG’nin bağlantıda olduğu ağlardan yararlanma fırsatı yakalayacak.

Sektör Avrupa Yeşil Mutabakatına hazırlanmalı!

Türkiye plastik sektörünün en önemli ihracat pazarı olan Avrupa’da uygulanacak olan Yeşil Mutabakatın sektörde dengeleri değiştirebileceğini belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Sektörümüz şimdiden bu geçiş için hazırlıklarını yapmazsa orta vadede pazar kayıpları ile karşı karşıya kalabilir” dedi.

Ülkemizin plastik ihracatının yaklaşık %50’sini gerçekleştirdiği Avrupa’nın hayata geçireceği Yeşil Mutabakat’ın gerek ülkemiz gerek sanayimiz açısından önemli meydan okumalar barındırdığının altını çizen Ömer Karadeniz, “Sanayicimiz bu süreci doğru okuyamaz ve adapte olamaz ise geleneksel ihracat pazarlarımızın başında gelen, toplam ihracatımızın %50’sini gerçekleştirdiğimiz Avrupa pazarında kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu kapsamda orta vadede en önemli önceliklerimizden biri de sanayimizin sürdürülebilirlik konusunda bilgi düzeyinin ve adaptasyon yeteneğinin geliştirilmesi olacaktır. İşletmelerin bu geçiş sürecinde takip etmeleri gereken yol haritalarının belirlenmesi, karbon ayak izi analizlerinin gerçekleştirilmesi ve orta vade stratejilerinin belirlenmesi sektör açısından hayati öneme sahiptir” dedi.

Atığa bakış değişmeli!

Çöp kavramının lineer ekonomiye ait bir kavram olduğunu, günümüzde hızla gelişen döngüsel ekonomi çerçevesinde ise bir karşılığı olmadığını belirten Karadeniz, “Son dönemde basında yoğun olarak yer alan plastik atık ithalatı gibi konulara da bakış açımızın değişmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Döngüsel ekonomi perspektifi ile bakılırsa çöp kavramının ne kadar anlamsız olduğu da görülecektir. Plastik, kâğıt, cam ve metal malzemeler geri dönüştürülerek tekrar kullanılabilirken, organik atıklar ise kompostlanarak gübre elde edilebilmektedir. Yani aslında çöp diye bir şey yoktur bu sadece bakış açısı ile alakalı bir konudur. Tüm dünyada hızla yayılan bu değişimi okuyamayarak geri dönüşümde denetimi arttırmak yerine atık ithalatını yasaklamanın gerçek bedelini ise önümüzdeki yıllarda daha net bir şekilde göreceğiz. Umarız bu yanlıştan bir an önce dönülerek yoğun denetime tabi bir ithalat kanalı açılır ve böylece ülkemiz bu akımın dışında bırakılmaz” dedi.

Çözüm etkin denetim!

AB Yeşil Mutabakatında konan iddialı geri dönüşüm hedeflerinin yakalanabilmesi adına geri dönüşüm sektörünün hızla gelişeceğini dile getiren Ömer Karadeniz: “Açıkçası ülkemizde bu konuda önemli bir gelişme gösteren geri dönüşüm sektörünün son düzenlemelerle darbe aldığını üzülerek görüyoruz. Çevre hepimizin birinci önceliği lakin az sayıda kötü örnekten yola çıkarak zamanın ruhunu anlayamayan düzenlemelerle ülkemizin geleceğini olumsuz etkileyecek adımlar atmaktan da imtina edilmesi gerekiyor. İnanıyoruz ki atık ithalatını fiilen yasaklayan ve geri dönüşüm sektörümüzün kapısına kilit vurulması anlamına gelecek olan düzenlemelerden vazgeçilecek ve etkin denetim sistemleri ile çevre sorunlarının önüne geçilirken ülkemizin bu paradigma değişikliğinin de dışında kalmaması sağlanacaktır” dedi.

Axia Plastics, Epsan’ın resmi distribütörü oldu

Epsan, DACH bölgesindeki (Almanya, Avusturya ve İsviçre) yeni resmi distribütörünün Axia Plastics olduğunu duyurdu. Bu anlaşma ile Axia Plastics, Epsan’ın ağırlıklı olarak otomotiv, E&E ve ev aletleri sektörlerinde kullanılan PA6, PA66, PBT, PPA kompaundlarının yanı sıra PBT/PET, PA/ABS, PBT/ ASA ve PA/PP polimer karışımlarını da satacak.

Bir Vinmar şirketi olan Axia Plastics’in Genel Müdürü Jan Mulderink konu ile ilgili olarak, “Epsan’ın mühendislik kompaundları ile ürün portföyümüzü Alman pazarına (DACH) doğru genişletiyoruz. Portföyümüze Epsan’ın yüksek kaliteli mühendislik kompaundlarının eklenmesi müşterilerimize daha fazla değer katacaktır. Şirketimiz aynı zamanda ExxonMobil’in resmi dağıtım ortağıdır ve hazır yerel envanter, sunduğu üstün teknik destek ile yüksek kaliteli ürünlere ve hizmete odaklanmaktadır” dedi.

Epsan Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arda Efe ise, “Kompaund kapasitemizi yıllık 55.000 tona çıkarmadan hemen önce bu kadar deneyimli bir firma ile anlaşma yapmak bizim için çok önemli. Özellikle Alman pazarında güçlü bir ortağa sahip olmak hem müşterilerimize hem de Epsan’a daha fazla değer katacak” ifadeleri ile açıkladı.

Geri dönüşüm sektörü son dönemeçte!

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Plastik atık ithalatının fiilen yasaklanması üzerinden 1 ayı aşkın bir süre geçti. Tebliğde belirtilen 45 günlük süre sonra ererken geri dönüşüm sektörünün hammadde ihtiyacını karşılayacak bir çözüme ulaşılamamış olması sektörü endişelendiriyor” dedi.

Küresel markaların geri dönüştürülmüş ürünlerle müşterilerinin karşısına çıkmak için adeta bir yarış içerisine girmiş olduğunun altını çizen Gülsün: “Geri dönüştürülmüş hammaddeden elde edilen ürünlere yönelik olarak artan talep ülkemizde de bu sektörde hızlı bir yatırım atağının yaşanmasını sağladı. Kamunun da bölgesel teşvik sistemi ile desteklediği geri dönüşüm yatırımları ülkemizin dört bir yanında hızla faaliyete geçerken yerelde istihdam yaratılması gibi dışsal faydaları da beraberinde getirdiler. Bugün ülkemizin neredeyse her ilinde plastik geri dönüşümü yapan bir tesis olduğunu görüyoruz. Ülkemizde kaynağında ayrıştırma sisteminin kurulmamış olması sebebiyle bu işletmeler üretim için ihtiyaç duydukları plastik atığın önemli bir kısmını ithalat yoluyla karşılıyor. İşletmelerin atık ithalatı yapmasının en önemli gerekçelerinden biri ise ülkemizde kurulu mevcut kapasitenin, toplama ve ayrıştırma tesislerinden çıkan plastik atık miktarının 3 katına ulaşmış olması. Yani sektör ülkemizde çıkan tüm plastik atığı geri dönüştürdüğünde kapasitesinin ancak 3’te 1’ini kullanmış oluyor. Zira son yıllarda geri dönüşüm alanında hızla yatırımlar çoğalırken, etkin bir ayrıştırma sistemi kurulması adına gerekli adımlar atılmadı. 18 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan tebliğ ve genelge ile ise plastik atık ithalatı fiilen yasaklanmış durumda. Bu durum sektörün ihtiyaç duyduğu hammaddeye erişememesi ve üretimini durdurması anlamına geliyor. Tebliğde belirtilen 45 günlük süre sona ererken sorunun hala bir çözüme kavuşturulamamış olması ise endişe verici” dedi.

Habasit Türkiye, 13 yılda 6 kat büyüme gösterdi

İsviçre merkezli Habasit AG’ye bağlı olan Habasit Türkiye; konveyör kayışlar, plastik modüler bantlar, plastik zincirler, dişli kayışlar ve mühendislik plastikleri gibi ürünlerin Türkiye’de terzi usulü uyarlamasını ve satışını gerçekleştiriyor.

Toplam 2 bin çeşit ürün arasından Türkiye’de stoklarında bulunan yaklaşık 400-450 kalem ürünleri olduğunu aktaran Habasit Türkiye Satış Müdürü Tolga Kaynak, yapılanmaları ve geniş ürün yelpazeleriyle her sektöre hizmet sunabildiklerini vurguluyor.

Tekstil, gıda, otomotiv ve lastik ile malzeme taşıma sektörlerinin firmalarının odaklandığı dört ana sektör olarak öne çıktığını kaydeden Kaynak, buna karşın hemen hemen her sektörde ürünleriyle var olduklarını ifade ediyor.

İKMİB, 2020 yılında en çok ihracat yapanları ödüllendirdi

İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 35 kategoride 175 ödül sahiplerini buldu

Pandemi sürecinde hayati önemi bir kez daha anlaşılan kimya sektörü, 27 sektöre girdi sağlayarak ülke ekonomisi için büyük bir katma değer oluşturuyor. 2020 yılında dünya ekonomisi ve küresel ticaret pandemi gölgesinde zorlu bir süreç geçirirken, Türk kimya sektörü 18,3 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü oldu. Pandemi etkisiyle 2020 yılında küresel kimya sektör ihracatı yüzde 12 daralırken, Türk kimya sektör ihracatı ise yüzde 11 dolayında daraldı. Sektör ihracatı dünyadaki yüzde 0,6’lık payını ise korudu. Plastikten kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya kadar pek çok farklı alt sektörden 7 bin üzerinde aktif ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, Türkiye’nin toplam kimya ihracatının yüzde 59’dan fazlasını gerçekleştirdi. 

İKMİB’in üye firmalarını başarılı ihracatlarından dolayı onurlandırmak ve teşvik etmek amacıyla bu yıl altıncısı düzenlenen 2020 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni, 18 Haziran 2021 tarihinde hibrit olarak gerçekleştirildi. İKMİB’in youtube kanalından da canlı olarak yayınlanan törene TC. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve ödül alan firma temsilcileri katıldı. Ödül Töreni’nde kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 35 kategoride ilk 5’e giren 175 firma ödül almaya hak kazandı.