Atık ithalatına ihracat istisnası tanınmalı
Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Sıfır atık hedeflerinin yakalanması için kritik öneme sahip olan plastik geri dönüşüm sektörünün ayakta kalabilmesi adına firmaların işleyerek ikincil hammaddeye dönüştürdüğü ve ihraç ettiği atık miktarının bu kota dahilinde değerlendirilmemesi gerekiyor” dedi.
Atık ithalat kotasında güncelleme geriye dönük uygulandı
Plastik geri dönüşüm sektörünün temiz ve sürdürülebilir atık için ithalat yapmak zorunda olduğunun altını çizen Gülsün: “Ne yazık ki ülkemizde kaynağında ayrıştırma sistemi kurulamamış olduğundan toplanan atık kontamine oluyor ve geri dönüşümü imkânsız hale geliyor. Üstelik toplama ayrıştırma tesisleri belli bir kalitenin üstünde atık tedarik etmeyi başarabilseler dahi bu kaynaklar sürdürülebilir olmuyor ve geri dönüşümü yapılan üründe bir standart yakalamayı çok zor hale getiriyor. Bu kapsamda temiz atığa ithalat yoluyla erişebilen plastik geri dönüşüm sektörümüzün atık ithalat kotası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile %80’den %50’ye düşürüldü. Üstelik kotada ki bu düşüş tüm teamüllerin aksine genelgenin yayınlanma tarihi öncesini de kapsayacak şekilde geriye dönük olarak uygulanacak” dedi.
Ev ve Mutfak Eşyaları OSB kuruluyor
2019 yılında 2,6 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türkiye ev ve mutfak eşyaları sektörü temsilcileri, Kırklareli Vize’de gerçekleştireceği kümelenme ile arz genişliği yaratacak imzaları attı. Üreticileri Teşvik Yasası’nın getirmiş olduğu yatırım teşviki, konum, istihdam ve kümelenmenin maliyet avantajları ile sektörün büyüme ihtiyaçlarına çözüm oluştururken, 3,2 dolar/kg ortalaması ile ihracat gerçekleştiren firmaların bölgedeki sinerji ile katma değerli üretim yapmaları olanaklı olacak.
Ev ve mutfak eşyaları sektörünü; şehir içinden kurtarıp birçok avantajın bir arada sunulduğu bir endüstri bölgesinde toplayacak Ev ve Mutfak Eşyaları İhtisas Özel Organize Sanayi Bölgesi, Kırklareli-Vize’de kurulan PAGDER ASLAN Plastikçiler İhtisas Özel OSB’ye komşu olacak. Plastik sektörünün dinamikleri ile bir arada üretim yapma imkânına sahip olacak ev eşyaları üreticilerini temsilen Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD), Asrey İnşaat, PAGDER ASLAN Plastikçiler İhtisas Özel Organize Sanayi Bölgesi (PAOSB) ve Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) ile protokol imzaladı.
Ambalajlı gıda hayat kurtarır
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine ve hijyenin insan sağlığındaki kritik rolüne dikkat çekti.
Geçtiğimiz yılı 4,7 milyar dolar ihracatla kapatan Ambalaj Sektörü, Türkiye’nin toplam ihracatına aralıksız katkı sunmanın yanında ambalajın insan sağlığı, hijyen ve israfı önleme konularında farkındalık yaratmaya devam ediyor. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD), 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle ambalaj kullanımının önemine vurgu yaptı. Dernek, gıda tüketimi alışkanlıkları hakkında halkı bilinçlendirmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan Dünya Gıda Günü’nde ambalajın insan sağlığı ve hijyen konularındaki rolünü ve ekonomiye sağladığı katma değeri bir kez daha vurguladı.
Ambalajlı gıda insan sağlığı için ‘olmazsa olmaz’ niteliğinde
ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, hijyenin bu dönemde en etkili korunma yöntemi olduğuna vurgu yaptı: “Ambalaj, içine konulan gıdaların üretildikleri koşullarda bozulmadan en ekonomik ve güvenilir biçimde tüketiciye ulaştırılmasını ve tanıtılmasını sağlayan bir ürün. Gıda ambalajının temel amacı; gıdaların raf ömrünü uzatmak, uygun koşullarda depolanmasını sağlamak ve gıdaları tüketiciye ulaşıncaya dek diğer bulaşanlardan korumak, gıda bozulmaları ve kalite kayıplarını en aza indirmek. Ambalajlar ekmek, süt, peynir, bakliyat ve sebze-meyve gibi günlük ihtiyacımız olan gıdaları korurken aynı zamanda sağlığımızı da koruyor. Çünkü açıkta, ambalajsız şekilde satılan gıdalar bakteri ve çürümeye karşı savunmasız, hızla bozuluyor ve sağlığı tehdit ediyor. Üstelik bu tür gıdaların menşei takip edilemiyor, raf ömrü de güvenilir olmuyor. Koronavirüsle sarsılan dünyada insan sağlığı için ambalajlı gıda olmazsa olmaz niteliğinde."
İKMİB’de ilk kez Gençlik Komitesi ve Kadın Kimya İhracatçıları Komitesi kuruldu
Yaklaşık 7 bini aktif olmak üzere 12 bin ihracatçıya ev sahipliği yapan İKMİB, 16 alt sektörü ile otomotivden tekstile, savunmadan gıdaya 27 sektöre hammadde ve yarı mamul sağlayarak ülke ekonomisine büyük bir katma değer sağlıyor. Bu kapsamda, kimya sektöründe ihracat yapan firmaların ihracatının artması, yeni pazarlara ulaşması ve ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesi ile ürünlere rekabet gücü kazandırılması amacıyla birçok faaliyet gerçekleştiriliyor.
Öncü uygulamalara imza atan İKMİB tarafından gençlere ve kadınlara yönelik komite oluşturularak bir ilk daha gerçekleştirildi. Şimdiye kadar Boya Sektörü Komitesi, İlaç Sektörü Komitesi, Kauçuk Sektörü Komitesi, Kozmetik, Temizlik ve PL Sektörü Komitesi, Madeni Yağlar Sektörü Komitesi, Medikal Sektörü Komitesi, Plastik Sektörü Komitesi ve Yayın Kurulu Komitesi olmak üzere toplamda 8 çalışma grubu bulunan İKMİB’de Ekim ayı itibariyle “Gençlik Komitesi” ve “Kadın Kimya İhracatçıları Komitesi” olarak iki yeni komite daha kuruldu.
İKMİB bünyesinde yer alan ve alt sektörlere dair daha etkin ve verimli çalışma yapabilmek adına oluşturulmuş birer çalışma grubu olan alt sektör komiteleri ile sektörün sorun ve çözüm önerileri değerlendirilirken, sektörün gelişimine katkı sağlayacak çalışmalar yapılıyor. Birlik üyesi firma temsilcilerinin katılabildiği komite toplantılarında İKMİB tarafından gerçekleştirilen ve gelecek dönemde planlanan faaliyetler ile sektörel gelişmeler hakkında bilgi paylaşımı yapılıyor.
UNO’dan akıllı ambalaj teknolojisi ile çevreci hareket
UNO, yepyeni bir teknolojiyi daha sektöre kazandırıyor. Besin değeri yüksek, tam tane tahıllı ekmekleri el değmeden tüketicisi ile buluşturan UNO, ambalajlarında doğa dostu özelliğini bir üst seviyeye taşıyor. Geri dönüştürülebilir UNO ambalajları, doğaya karışırsa oxo-biyoçözünür özelliği devreye giriyor. Doğaya karıştığı andan itibaren doğada yüzyıllarca kalabilen ve ciddi boyutlarda çevre kirliliğine sebep olan plastiklerin aksine, oxo-biyoçözünür özelliğe sahip UNO ambalajları geride hiçbir kalıntı bırakmadan 24 ay içerisinde tamamen çözünerek yok oluyor. Doğa dostu akıllı ambalajlar ile UNO; tüketicileri, atıkları geri dönüşüm kutusuna atmaları konusunda teşvik ediyor.
Peki, Oxo-Biyoçözünür Teknoloji Nasıl Çalışıyor?
UNO akıllı ambalaj içeriğindeki d2w teknolojisi sayesinde; hava, su, ısı ve gün ışığı ile temasa girdiği an itibariyle, ambalajın molekül bağları kırılmaya başlarken, bakteri üretimi ile ambalajda sürekli bir çözünme gerçekleşiyor. 24 aylık bir süre aralığında çürüyüp parçalara ayrılan akıllı ambalaj karbondioksit, su ve biyokütle haline dönüşerek, geride hiçbir zararlı kalıntı bırakmadan doğada kayboluyor. d2w teknolojisi, UNO’nun akıllı ambalajının normal bir plastiğe göre çok daha hızlı bir şekilde çözünmesine yardımcı oluyor.
Polinas koronavirüsü yok eden koruyucu film üretti
Polinas, COVID-19 virüsünü yüzde 99,2 oranında yok ettiği kanıtlanan gümüş iyonlu koruyucu film üreterek pandemiyle mücadelede yeni bir sayfa açtı.
YILDIZ Holding bünyesinde faaliyet gösteren Polinas, COVID-19 virüsünü yüzde 99,2 oranında yok ettiği kanıtlanan gümüş iyonlu koruyucu film üretti. Bakteri ve virüslere karşı etkili olduğu yüzyıllardır bilinen gümüş iyonu içeriğine sahip ve “BOPP AB1F1/30μ” ismiyle tescillenen film, salgınla mücadelede önemli bir gelişme olarak görülüyor. Polinas’ın daha önce ambalaj sektörü için kullanıma sunduğu, virüs ve bakterilere karşı koruyucu özelliği olan film, Ankara’da COVID-19 testlerinin gerçekleştirildiği Antimikrop Ar-Ge ve Biyosidal Analiz Merkezi’nde test edildi. Laboratuvar sonuçlarına göre koruyucu filmin ilk beş dakika sonunda yüzde 71,8, iki saat sonunda yüzde 90 ve 24 saat sonunda yüzde 99,2 oranında COVID-19 virüsünü öldürdüğü tespit edildi.
Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerine yönelik farkındalık artıyor
FANUC, Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerine yönelik farkındalığı arttırmak, profesyonel sahada oluşan problemlerin giderilmesine yardımcı olmak, nitelikli işgücünü ve üretkenlik düzeyini geliştirmek üzere yürüttüğü eğitimleri online platformda sürdürüyor. Covid-19 sürecinden bu yana yaklaşık 13 online eğitim düzenleyen kuruluş, robotların ve kabinetlerin tanıtılmasından başlayarak robot kullanımı, kamera teknolojisi, kaynak teknolojileri, kolaboratif robotlar, Roboguide (simülasyon programı) kullanımı, makine yükleme-boşaltma uygulamaları ve sektöre yönelik özel teknolojiler konularına eğiliyor.
“Sektöre kazandırılabilecek en efektif değeri eğitimdir”
Covid-19’un başlangıcından bu yana eğitim başına 115 kişilik ortalamayla toplamda yaklaşık 2 bin kişiye eğitim verdiklerini söyleyen FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit online eğitimlerin FANUC’un geçmişteki ve mevcut müşterileri, öğrenciler ve robot teknolojileri hakkında eğitim almak isteyen herkese açık, temel ve ileri seviye olarak planlandığını belirtti. Yiğit, FANUC’un online eğitimlere yönelimin temel nedeninin Covid-19 salgını ile gelişen sosyal mesafe kurallarına uyum ve güvenlik önlemleri olduğunu belirtti. Güvenliğin yanı sıra internet bulunan her ortamdan bilgisayar, tablet veya telefon yoluyla eğitimlere katılmanın mümkün olmasının da önemli bir faktör olarak gördüklerini ifade eden Yiğit “FANUC, sektörde donanım ve yazılım için her bir önemli bileşeni kendi bünyesinde geliştiren ve üreten tek şirket. Üstün fonksiyonel güvenilirlik, en yüksek üretkenlik garantisi ve çevreye duyarlılık üçgeninde geliştirdiğimiz ürünlerimizle teknik altyapımız son derece sağlam. Bu derinleşmiş teknik altyapıyı yetişmiş insan gücüyle bir araya getirerek yaygınlaştırmak, otomasyon sistemlerine yönelik bilinci ve farkındalığı geliştirmek adına ülkemizin temel gereksiniminin nitelikli insan kaynağı olduğuna inanıyor ve projelerimizi çoğunlukla bu hedef üzerine kurguluyoruz. Sektöre kazandırılabilecek en efektif değerin de eğitim olduğunun farkındayız” dedi. Gelecek dönem eğitimlerine ilişkin bilgi veren Yiğit, “Roboguide (simülasyon programı) eğitimlerine oldukça yüksek ilgi ve talep olduğu için offline programlama eğitimlerine devam edeceğiz. Roboguide’ın uygulamaya yönelik birçok farklı paketi olduğundan sırasıyla tüm paketler konusunda eğitim vermeyi planlıyoruz. Şu ana kadar Taşıma (HandlingPro) ve Paletleme (PalletPro) konusunda eğitimler verdik. Gelecek programlarda ise Spot kaynak (SpotPro), Ark Kaynak(WeldPro), Kamera(IRVision) ve hareketli konveyorden ürün toplama konusunda(IRPick) eğitimlere devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
FANUC
Toyo Matbaa Mürekkepleri 50 basamak daha yükseldi
Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2019 yılı verilerine göre Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde geçen yıla göre 50 basamak yükselerek 250'nci sırada yerini aldı.
İstanbul Sanayi Odası’nın, şirketlerin finansal verilerini ve çalışan sayılarını dikkate alarak yapmış olduğu anket sonucunda açıklanan İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesi’nde Toyo Matbaa Mürekkepleri, 2017 yılından itibaren istikrarlı yükselişini sürdürerek 250’nci oldu. Kısa bir süre önce mürekkep sektöründe ‘TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ni almaya hak kazanan Toyo Matbaa Mürekkepleri, son olarak İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde geçen yıla göre 50 basamak yükselerek büyük bir başarıya daha imza attı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde gazete, dergi, ambalaj ve basım sektörlerinin ihtiyaçlarına en uygun çözümü sunacak ürünleri uzman kadrosuyla üretimini sürdüren ve gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar ile ihracat hedefini büyüten şirket, listedeki yükselişi ile kararlılığını bir kez daha kanıtladı.
TÜV NORD onaylı “Sertifikalı CE İşaretleme Uzmanlık Eğitimi” PILZ’de
CE işaretleme sürecinde kapsamın iyi bir şekilde kavranarak, gerekliliklerinin belirlenmesi ve en doğru şekilde uygulanması uzmanlık gerektiriyor. Pilz tarafından düzenlenen TÜV NORD onaylı “Sertifikalı CE İşaretleme Uzmanlık Eğitimi” ile CE işaretleme sürecine hâkim olunarak, dışarıdan alınan hizmete olan bağımlılık ve bununla ilişkili maliyetler önemli oranda azalıyor.
Türkiye’de üretilen veya ithal edilerek kullanıma arz edilen makinelerin 2006/42/AT Makine Emniyeti Yönetmeliği ve 4703 sayılı kanun uyarınca CE işaretine sahip olması, bu işaretlemenin eksiksiz ve tam yapılmış olması zorunludur. Türkiye ve Avrupa Topluluğu (AT) ülkelerinde CE işaretlemesine sahip olmayan makinelerin satılması kanuna aykırıdır. AT, CE işaretinin doğru uygulanmamasından dolayı meydana gelen kazalarda makineyi pazara arz edenlere ciddi yaptırımlar uygulamaktadır. CE işareti, makine satın alan veya hizmete sunan her işveren vekiline de sorumluluk yüklemektedir.
CE işaretlemesi, birçok standart ve direktife atıfta bulunan uzun ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte kapsamın iyi anlaşılması, gerekliliklerinin belirlenmesi ve en iyi şekilde uygulanması uzmanlık gerektirmektedir.
Pilz tarafından düzenlenen, TÜV NORD onaylı Sertifikalı CE İşaretleme Uzmanlık Eğitimi ile, CE işaretleme sürecinin tüm bilinmezlerini ve zorluklarını ortadan kaldırarak firma içerisinde bilgili ve yetkin uzmanlar oluşturulabiliyor. Organizasyona kazandırılan yetkin insan kaynağı sayesinde dışarıdan hizmet alımına olan bağımlılık ve buna ait maliyetler önemli oranda azaltılıyor.
Tetra Pak’tan düşük enerji tüketimli yeni üretim hattı
Tetra Pak, içecek işlemeyi yeni bir verimlilik düzeyine taşımak için meyve suyu, nektar ve gazsız içecekler için yeni bir düşük enerji tüketimli proses hattını pazara sunduğunu duyurdu. Pastörizasyon, filtrasyon ve UV ışık teknolojilerinin benzersiz bir kombinasyonunu inovatif şekilde kullanan üretim hattı, içeceklerin iki ayrı akış halinde işlenmesi ve aseptik olarak birbirlerine karışmasıyla nihai içeceğin elde edilmesini sağlıyor.
Yeni üretim hattı, ürünün tüm hacmini pastörize etmek yerine suyu ayırarak sadece konsantre ürünü pastörize ediyor. Su ise çok daha az enerji gerektiren filtrasyon ve UV ışığı ile ayrı şekilde işlem görüyor. Yeni meyve suyu, nektar ve gazsız içecekler hattı, enerji tüketimini %67'ye, yerinde temizlik, sterilizasyon ve ürün değişimi için gereken su tüketimini ise %50'ye kadar düşürerek içecek endüstrisinde sürdürülebilirlik çalışmalarına da önemli katkılar sunuyor.