Sanayide cobot kullanımı son 3 yılda yüzde 60 arttı
Endüstri 4.0’ın en belirleyici bileşenleri olan insan–robot / cobot iş birliği, üreticilere yeni bir alan açarak rekabet ortamını sertleştirdi. Sanayinin farklı ihtiyaçlarına cevap veren robotlar ve cobotlar, küçük veya büyük ölçekli firmaların seçimlerini de değiştiriyor. Özellikle güvenlik çitini ortadan kaldırarak insanlarla birlikte çalışabilen ve sezgisel kullanıma açık cobotların kullanım oranı son 3 yılda yüzde 60 oranında artmış durumda.
Robot ve cobotlar stratejiyi belirliyor
Bugün kurumların strateji ve yatırımlarını şekillendiren bir ana çerçeve haline gelen Endüstri 4.0’ın belirleyici bileşenleri olan robotlar ile cobotların birbirleriyle etkileşimi ve iş birliği, verimliliği artırarak rekabeti canlandırıyor. Güvenlik nedeniyle robotlarla insanların aynı ortamda çalışması her zaman ve şartta uygun olmadığından belirli proseslerde insanlara yardımcı olması adına geliştirilen cobotlar, insanlar ile aynı ortamda, güvenli bir şekilde çalışabiliyor. Cobotların hızları, belirlenen ISO standartları doğrultusunda herhangi bir çarpışma anında zarar önleyici şekilde optimize edilebiliyor. Cobotlar, eksen ve gövdelerinde bulunan force sensörler ile sürekli olarak hassas biçimde kuvvet algılama yapıyor, böylece herhangi bir temas anında daha hızlı tepki vererek insanlara zarar vermiyor. Robotlar ise yüksek hızlarda üretim gerektiren uygulamalarda etrafı güvenlik çitleri ile çevrilmiş veya kapalı bir ortamda iş görüyor. Anlık tork bilgilerini motorlar üzerinden alan robotlar, çarpışma anında kendisine ve etrafına ufak zararlar verebiliyor, bu nedenle gerekli güvenlik önlemleri alınarak robot çalışma hücreleri tasarlanıyor.
Plastik ham maddedeki astronomik fiyat artışına iki adımlı çözüm önerisi
Plastik ham madde fiyatlarında Ağustos ayından bugüne yüzde 137’lere varan astronomik zamlara karşı plastik sanayicilerinin çıkarlarına yönelik girişimlerini sürdüren Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) 24 Şubat 2021 tarihinde online olarak gerçekleştirdiği “Ham madde Fiyatlarında Astronomik Artış ve Çözüm Önerimiz” toplantısı ile yaşanılan süreci ve çözüm önerilerini sektör temsilcileri ile paylaştı.
Dünya ekonomisinin sarsıldığı pandemi sürecinde bile çarkların hızla dönmeye devam ettiği üretim alanlarında ham madde tedarik sorunu yaşanıyor. Fiyatların katlandığı günlerde ham madde bulamayan Türk Sanayicisi, sipariş yağmuruna tutulsa da yetersiz ham madde üretiminden kaynaklanan mal bulamama sorunu yüzünden sipariş taleplerini karşılayamıyor. “Ham madde sıkıntısı yaşayan sektörlerin başında plastik endüstrimiz geliyor” diyen Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, ham madde sorununa ve çözümüne ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “İhracatta, otomotivden sonra ikinci sırada yer alan kimya bünyesindeki plastik sektörümüz, ham madde tedarikinde yaşanan problem nedeniyle ihracatta hızla kan kaybetmeye başladı. Fiyatlarda yaşanan yüzde 100’lük artışa rağmen ham madde bulmakta zorlanıyoruz. Bu durum, üretime ağır darbe vuruyor” dedi.
Döngüsel ekonomiyi birlikte kuralım, geleceğimizi tehdit altında olmaktan kurtaralım!
Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘Uluslararası 1. Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’na katılan özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum temsilcileri, iş dünyasına ‘döngüsel ekonomiyi zaman geçirmeden oluşturma’ çağrısında bulundu.
Sürdürülebilirlik Akademisi, Türkiye’de ilk kez döngüsel ekonomiyi derinlemesine ele alarak, ‘plastik kirliliğinin yaşanmadığı bir dünyanın mümkün olup olmadığına değil, bunu gerçekleştirmek için birlikte neler yapılabileceğine’ odaklanan uluslararası bir konferans düzenledi. Özel sektörden kamuya, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşlar, bu konudaki görüşlerini açıklamak için ‘çevrimiçi’ düzenlenen Yeni Plastik Ekonomisi Konferansı’nda buluştu.
Ambalajlı tüketim mallarında dijital dönüşüm verimliliği artırıyor
Merkezi Almanya'da bulunan ProLeiT, dünya çapındaki tüm proses mühendisliği endüstrileri için proses kontrol teknolojisi, otomasyon çözümleri ve entegre MES fonksiyonlarına sahip proses kontrol sistemleri sunuyor.
Özellikle içecek endüstrisi olmak üzere tüm gıda, kimya ve ilaç sektörlerine yönelik otomasyon çözümleri sunan ProLeiT, Schneider Electric tarafından alınmasının ardından daha da güçlenerek fabrikaların dijital dönüşümünü hızlandırmayı hedefliyor.
“İş birliğimizin ilk projesi için heyecanlıyız”
ProLeiT firmasının Satıştan Sorumlu Başkanı Leonard Mitranescu, söz konusu iş birliği ve ilk proje ile ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Yeni sistem entegratörümüz İDA Proses firmasına ‘hoşgeldiniz demekten onur duyarım’. CEEMEA Bölgesi’nde (Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika) en büyük Türk küresel gıda üreticilerinden biri için ortaklaşa ilk projeyi yürütmekten dolayı büyük heyecan duyuyoruz. Projenin başlangıç aşamasında, bizi güvenle ve mükemmel bir şekilde destekleyen Schneider Electric Türkiye'den meslektaşlarımıza özel teşekkürlerimizi sunarız.
SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ'den ortak proje
İki kurumun iş birliğiyle plastik atıkların yeniden hammaddeye dönüştürülerek kullanımına yönelik, yenilikçi teknolojilere imza atılması hedefleniyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş, plastik atıkların kimyasal geri dönüşümü için Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile ortak bir proje başlattı. ODTÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığı ile yürütülen proje kapsamında SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ’de görev yapan araştırmacılar, atık plastikleri temel bileşenlerine dönüştürerek tekrar ve sürdürülebilir bir şekilde plastik hammaddelerin üretiminde kullanılması yönünde çalışma yürütecek. Böylece bir yandan doğal kaynaklar korunurken diğer yandan döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak temel teknolojinin geliştirilmesi yönünde önemli bir adım atılmış olacak.
Deneyler SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ laboratuvarlarında yapılacak
3 yıl boyunca devam edecek olan proje ile SOCAR Türkiye’nin kendi özgün yöntemini ve teknolojisini geliştirme şansına da sahip olacağını ifade eden SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş. Genel Müdürü Bilal Guliyev, “Amacımız öncelikle yeni teknoloji geliştirmek. Endüstriyel boyutta uygulanmasına karar verildikten sonra atık yönetimi yapan şirketlerden ve bu atıkların alınabileceği diğer kaynaklardan hammadde sağlanmasını planlıyoruz. Bu proje ile SOCAR bünyesinde açığa çıkan atıkların kullanılması da mümkün olacak. Atık plastiklerin kimyasal geri dönüşümü ile Petkim’in temel hammadde girdisi olan nafta için alternatif bir kaynak geliştirerek bir yandan çevreye ve sürdürülebilir ekonomiye, bir yandan da SOCAR Türkiye’ye rekabet üstünlüğü sağlayacak yeni iş modellerinin oluşmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz” dedi. Projede, yurtdışında atık plastiklerden motor yağı elde edilmesi konusunda makaleleri yayınlanan ve patent başvurusu bulunan ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çelik’le birlikte çalıştıklarını kaydeden Guliyev, gerekli deney çalışmalarının tümünün SOCAR Ar-Ge ve ODTÜ’nün laboratuvarlarında yapılacağını, projede kullanılacak katalizörlerin ise ODTÜ’de geliştirileceğini ifade etti.
PlastiQ eğitim merkezinde Engel makineleri devreye alındı
Merkezi Avusturya’da bulunan enjeksiyon kalıplama makinesi üreticisi ve otomasyon uzmanı ENGEL, Belçika’daki plastik endüstrisindeki uzmanların eğitimini ve gelişimini desteklemek amacıyla eğitim kurumu PlastIQ ile çeşitli destek çalışmaları yürütüyor. Bu amaçla kapsamlı enjeksiyon 4.0 paketleri içeren iki enjeksiyon kalıplama makinesini kuruluşa teslim eden Engel aynı zamanda hem geleceğin hem de bugünün deneyimli enjeksiyon kalıplama uzmanlarını eğitiyor. Bu amaçla PlastIQ’nun Kortrijk’teki Dairesel Malzeme Merkezinde victory 330/80 kolonsuz makine devreye alındı. Başka bir e-Victory 310/80 kolonsuz plastik enjeksiyon makinesi Genk’teki T2 Master Kampüsü’nde bulunuyor. Hem PlastIQ hem de ENGEL bu iki lokasyonda eğitim kursları sunuyor. PlastIQ kursları öncelikle enjeksiyon kalıplama prosesine odaklanırken, ENGEL tarafından düzenlenen kurslar CC300 makine kontrol ünitesi, enjeksiyon kalıplama prosesi otomasyonunu ve ENGEL plastik enjeksiyon makineleri ve robotlarının bakımını ele alıyor.
PlastIQ ile yapılan işbirliği ENGEL Benelux’ün bölgedeki eğitim desteklerini daha da genişlettiğini ortaya koyuyor. ENGEL, Belçika Oostakker’deki satış ve servis ofisinde ve Houten’deki Hollandalı yan kuruluşunda ayrıca kendi eğitim merkezlerini de işletiyor.
Üretim hattında ilk yapay zekâ donanımlı optik denetim sistemi onaylandı
Gıda ve ilaç alanlarında makine otomasyonunda uzmanlaşmış olan Syntegon Technology tarafından geçtiğimiz günlerde yapay zekâlı optik kontrol makinesi devreye alındı. Oluşturulan sistemin, ilaç sektöründe yazılım, teknoloji ve doğrulama uzmanlığını ve yapay zekâ açısından kilit önemde olduğu vurgulanıyor. Önemli ölçüde daha yüksek partikül algılama oranları ve daha düşük ıskarta oranları sağlayacak şekilde yapay zekâya sahip dünyanın ilk şırınga kontrol makinesinin, şu anda müşterinin üretim hattında doğrulanmış olduğu da bildiriliyor.
Kurulum, şirketin yapay zekâyı ilaç alanında optik denetime dâhil etme çabasında önemli bir adım teşkil ediyor ve böylelikle sektördeki büyük ölçüde açıklık olan bölgeleri keşfediyor. Projenin sorumlusu Dr José Zanardi, uygulamanın temelinde uzun süreli bir optik kontrol uzmanlığı, sağlam yazılım, ilaç validasyon yeterliliği, sınırları aşma cesareti ve müşterilerle iyi bir ortaklığın sonucu olarak başarıya ulaştıklarını vurguluyor.
Yeni yılın ambalaj trendlerine sürdürülebilirlik teması damga vuracak
2021 yılında çevre dostu ambalajlar başrolde olacak
Sürdürülebilirlik, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle hızla azalan dünya kaynaklarının bir sonucu olarak çok uzun süredir markaların odak noktasında yer alıyor. Eğitim ve farkındalık seviyesinin yükselmesiyle sürdürülebilir yaşam tüketiciler için de önem kazanmaya başladı. Bu noktada sürdürülebilir bir dünya için hayatın her alanında değişiklikler yapmak bir gereklilik haline geliyor. Eko sistem dengesinin gittikçe zarar görmesi pandemi koşullarıyla da birleşince bu durum üreticiler ve markaları sürdürülebilirlik konusunda daha somut adımlar atmaya teşvik ediyor. Artık kendini dünyaya karşı sorumlu hisseden tüketicilerin kalplerini kazanmanın yolu sürdürülebilirliği odak noktasına koyan ürünler üretmekten geçiyor.
Son yıllarda sürdürülebilirliğin ambalaj tasarımında da giderek önem kazandığını belirten B12 Creative Branding’in Kurucusu ve Kreatif Direktörü Bürkan Çiftçigüzeli, “Dünya genelinde çevre konusunda duyarlılık artıyor. Bu doğrultuda yakın gelecekte çevre bilinci olmadan hareket eden markaların kendisine bir tüketici kitlesi oluşturabilmesi ise pek mümkün görünmüyor. Sürdürülebilir bir başarı grafiğine sahip olmak isteyen markaların bu konuda daha somut ve gerçekçi adımlar atması gerekiyor” dedi.
2020 yılında makine ihracatı 17,1 milyar dolar oldu
Son çeyrekte Almanya, ABD ve İngiltere’ye ihracat yüzde 21 arttı
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre ihracat ana pazarlarındaki uzun Noel tatiline rağmen Aralık ayında yüzde 17,5 artış sağlayan makine sektörü, 2020 yılını 17,1 milyar dolar ihracatla kapattı. Son çeyrekte büyük bir atılım yaparak yüzde 9 artış kaydeden sektörün ihracatı, TÜİK hesaplamasına göre 18 milyar doları aştı. Yurtdışından makine alımı yüzde 9 ile 21 arasında düşen Almanya, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde, Türk makine sektörü ihracat düşüşünü yüzde 3'ün altında tutmayı başardı. Rusya ile ticari ilişkilerini güçlendirmeye devam eden makineciler, bu ülkeye ihracatını da yüzde 22 oranında artırdı.
Küresel makine ticaretinin yaklaşık yüzde 12 düştüğü yılda, ihracat düşüşünü yüzde 4 seviyesinde tutabilmesinin Türkiye'nin küresel rekabet gücünü bir kez daha ispat ettiğine işaret eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu şunları söyledi:
“Dünya makine ihracatının arttığı yıllarda tüm rakiplerimizden daha hızlı artış sağladığımız gibi, küresel ticaretin daraldığı bu yıl da ihracat düşüşünü daha sınırlı tutmayı başardık. Giderek yükselen teknoloji seviyemiz ve rekabetçi fiyatlarımızın da desteğiyle düşüşü yüzde 4 seviyesinde durdurabildik. Pandemi döneminde makine ithalatı milyarlarca dolar azalan Almanya, ABD ve İngiltere gibi en güçlü olduğumuz pazarlarda ciddi bir kayıp yaşamayarak vazgeçilmez bir imalatçı olduğumuzu da kanıtladık. Karantina dönemindeki bağlantılarımızın neticesinde bu üç ülkeye ihracatımız son çeyrekte yüzde 21 arttı. Tüm dünyada KOBİ'lerin krizler karşındaki esnekliklerini ve çevikliklerini test eden bir süreç yaşandı. AB’deki makine imalatçısı KOBİ’ler felç olurken biz birçok büyük ekonomide pazar payımızı artırdık.”
GEBKİM MTAL Eğitim Kadrosu sanayi ile iç içe gelişiyor
GEBKİM MTAL öğretmenleri, Kompozit Sanayicileri Derneği’nin desteği ve işbirliği ile gerçekleştirilen eğitimlerle, kompozit malzemelerin üretim prosesleri ve kullanım alanlarına yönelik bilgiler aldılar.
GEBKİM Eğitim, Araştırma ve Sağlık Vakfı tarafından desteklenen GEBKİM Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, mesleki eğitimde ülkemize örnek olan bir model ortaya koyuyor. Öğrencilerinin yanı sıra Yönetici Kadrosu ve öğretmenlerinin de sanayi ile yakın diyalog ve işbirliği içerisinde olmalarına öncelik veriliyor. Mesleki eğitime katkıları ile öne çıkan Kompozit Sanayicileri Derneği, son olarak kompozit malzemenin ana hammaddeleri olan bağlayıcı malzemeler (Reçineler), Camelyafı ve karbon elyaf konusunda eğitimler düzenlenmesi noktasında okula destek verdi.
Kimya sektörünün en önemli bileşenleri arasında yer alan kompozit malzemelerin sanayideki kullanım alanları, üretim prosesleri, güncel gelişmeler ve uygulamalar konusunda düzenlenen eğitimlerin ilki geçtiğimiz günlerde GEBKİM Kimya İhtisas OSB’de faaliyet gösteren Turkuaz Polyester ve Ece Boya firmalarında gerçekleştirilmişti. Kompozit malzemenin iki ana hammaddesinden biri olan bağlayıcı malzemeler (Reçinelerin) eğitiminin ardından bu kez takviye hammaddelerin en büyük grubu olan Camelyafı eğitimi, Şişecam’ın Çayırova’daki Bilim Teknoloji ve Tasarım Merkezi'nde düzenlendi.