FANUC SCARA SR-20iA modelini endüstriyle buluşturuyor
FANUC, SCARA robot ailesine yeni bir üye daha eklediğini duyurdu. 20 kg’a kadar taşıma kapasitesi sunan SR-20iA modelinin, 0,45 kgm2 bilek ataleti ve az yer kaplama özellikleriyle montaj, malzeme taşıma, toplama ve ambalajlama gibi geniş bir sektör yelpazesine fayda sağlayacağı belirtiliyor. 280 x 360 mm boyutlarına, 64 kg ağırlığa ve 1100 mm erişim mesafesine sahip model, hareket aralığı açısından maksimum verimlilik sunmayı hedefliyor. Yeni modelin yüksek taşıma kapasitesi ve bilek ataletinin kombinasyonu ile daha büyük parçaların montajlarını kolay hale getireceği ifade ediliyor.
FANUC’un bu zamana kadarki en dayanıklı SCARA robotu olan ve yüksek hızlı montaj ihtiyaçlarını kolayca karşılayacağı belirtilen SR-20iA, sunduğu 250 N azami bastırma kuvvetiyle son zamanlarda önemi artan güneş panelleri ve batarya grubu gibi uygulama alanları için ideal bir robot olarak ön plana çıkıyor.
Performanstan ödün vermeyen özelliklerinin yanı sıra uygun maliyeti de endüstriyle buluşturan SR-20iA modelinde, şirketin tüm robotlarında olduğu gibi son teknoloji FANUC yazılımı ve özellikleri bulunuyor.
FANUC SCARA SR-20iA modelinin diğer özellikleri ve avantajları
•Sert ortam ve/veya temiz oda taleplerini karşılayabilmek için su geçirmez beyaz epoksi boyalı IP65 varyant sunulur.
•FANUC görüntü işleme aracı iRVision®, lojistik yazılımı iRPickTool®, konveyör takibi, çok çeşitli endüstriyel haberleşme ağları desteği, entegre güvenlik fonksiyonları (örneğin DCS) ve hemen hemen mevcut tüm robot yazılımı seçeneklerini destekleyen R-30iB Compact Plus Kontrolör ile donatılmıştır.
•Kolay robot kurulum ve programlama işlemleri için El Terminali ile veya El Terminali olmadan teslim edilebildiğinden FANUC tablet veya bilgisayarlarda kullanılabilen ve çeşitli tarayıcılarla (Safari, Chrome, Internet Explorer, vb.) erişim sağlanabilen iRProgrammer® programlama yazılımını sunar.
•FANUC’un fizibilite çalışmalarına yönelik RoboGuide® simülasyon yazılımı toplama veya ambalajlama projesini finansal risk almadan veya pahalı mekanik tasarımlar oluşturmadan verimlilik, erişim mesafesi ve robot dayanıklılığı açılarından önceden kontrol edebilmektedir.
FANUC
Sensör teknolojileri ve cobot’ların iş birliği
SICK ile online webinar düzenleyen Universal Robots, sensör teknolojisinin kolaboratif üretime sağladığı avantajlarını ele aldı.
Universal Robots, SICK ile gerçekleştirdiği “Sensör Teknolojileri ve Cobot’lar: Kolaboratif Üretim ve Güvenli Verimlilik” konulu webinarda; cobot’ların geleceğine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. “TakÇalıştır ve Üretime Başla” konseptiyle üretimde kolaboratif esneklik sağlayan cobot’ların, sensör teknolojileriyle birlikte, üretimdeki tüm birimlerin birbirleriyle her an haberleşeceğini vurgulayan Gök, bu teknolojilerle üretimde verimlilik, güvenlik ve kalite artışının da yaşanacağını söyledi.
“Sektörlerin Endüstri 4.0’a geçişini hızlandırıyor”
Sensörlerle birlikte cobot’ların yetenek ve kabiliyetlerinin daha da artacağının altını çizen Universal Robots Türkiye&MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, “SBOT Speed ve SBOT stop gibi SICK’in geliştirdiği sensör teknolojileri sayesinde cobot’lar algılama ve bir nevi görme yeteneği kazanıyor. Sensörlerle donatılan cobot’lar üretim hattında yer alan ürünlerin yerini tespit edebiliyor, çevrelerini algılayarak çalışıyor. Robot Vision PIM60 UR+ekipmanı cobot’lara kameralarla görüş ve algılama yeteneği veriyor. SBOT Speed ve SBOT stop UR+ sistemleri, cobot’un insanlarla güven içinde çalışmasına yardımcı olurken tüm bu sensörler, cobot’ların kullanım alanlarını yaygınlaştırırken aynı anda kalite ve güvenlik artışı sağlıyor. Ayrıca sektörlerin Endüstri 4.0 dönemine geçişini de sağlıyor” dedi.
Universal Robots
Kozmetik ambalajda PCR? Hepsi bir teknoloji meselesi
Şişirme kalıplama uzmanı W.MÜLLER, ambalajda tüketim sonrası geri dönüştürmelerin (PCR) kullanımı için iki yöntemi test etti. İlk incelenen varyantta, Polikloropren kauçuk (PCR) katmanı iki yeni malzeme katmanı ile çevrilidir, ikinci varyantta iç kısım dâhili bir plazma kaplaması ile korunmuştur. Her iki varyant, saf PCR'den yapılmış içi boş gövdelere göre önemli ölçüde daha düşük migrasyon değerlerine sahipti.
W. MÜLLER, şişirme kalıplama prosesinde, içi boş nesnelerin üretiminde PCR kullanımı konusunda uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir. 3 katmanlı koekstrüzyon sistemi olarak adlandırılan yapıda ReCo3 ile, içi ve dışı işlenmemiş bir katmanla çevrelenmiş bir PCR katmanından oluşan şişeler üretilebilir. Bu şekilde, işlenmemiş malzeme, işlem sırasında PCR ile değiştirilebilir ve yine de PCR’den istenmeyen göç azaltılabilir.
% 100 geri dönüştürülmüş 1 litre hacimli yuvarlak şişelerin göç (migrasyon) davranışının ReCo3 işlemiyle üretilenlerden ne kadar farklı olduğu yapılan bazı testler sonucunda ortaya kondu. İki sertifikalı PCR tipi seçildi ve bir şişe saf malzeme ve bir şişe dış tabakada normal işlenmemiş bir tabaka ile üretildi. SGS INSTITUT FRESENIUS, Taunusstein’da, küresel migrasyon (madde geçişleri) ve potansiyel olarak etkileşebilecek safsızlıklar, reaksiyon ve bozunma ürünleri (NIAS) için taramalar gibi çeşitli migrasyon testleri gerçekleştirildi. Küresel migrasyon, DIN EN 1186 2002-07’ye göre test edildi ve sonuçlar, her durumda 10 mg / dm2’lik (AB) 10/2011 sayılı yönetmeliğin yasal gerekliliğinin altındaydı.
Ancak W. MÜLLER, testlere dayanarak ReCo3 şişelerinin saf geri dönüştürülmüş şişelere kıyasla daha düşük bir küresel geçiş sergilediğini gösterebildi. Bu aynı NIAS testinde, geçiş konsantrasyonlarındaki önemli bir azalma ile de doğrulanmaktadır.
B&R, ACOPOS 6D ile çok boyutlu üretimin başlangıcını müjdeliyor
Manyetik kaldırma, taşıyıcıların münferit ürünleri makine içinde serbestçe hareket ettirmesini sağlar. Geleneksel taşıma sistemlerinin sıkı bir üretim döngüsü gerektirdiği günler geride kaldı. ACOPOS 6D, küçük partiler halinde ve sürekli değişen ürün tasarımlarıyla üretim için uygun koşulları sunuyor.
ACOPOS 6D, manyetik kaldırma teknolojisi prensibine dayanmaktadır: Entegre kalıcı mıknatıslara sahip taşıyıcılar, motor bölümlerinden oluşan bir yüzey üzerinde temassız hareket eder. Elektromanyetik motor segmentleri 240 x 240 mm boyutlarındadır ve herhangi bir şekle monte edilebilir. Taşıyıcılar boyutlarına bağlı olarak 0,6 ila 14 kg ağırlığında yük taşıyabilir ve 2 m/s’ye kadar hızlarda hareket edebilir. İki boyutlu şekilde serbestçe hareket edebilir, üç eksen boyunca dönebilir- eğilebilir ve kaldırma yüksekliği üzerinde hassas kontrol sağlayabilirler. Tüm bu özellikler birlikte, altı derecelik bir hareket kontrol özgürlüğü sağlar.
Daha az alan gereksinimi ACOPOS 6D, birkaç taşıyıcı aynı anda bir motor segmentinde çalışabildiğinden, dört kata kadar daha yüksek bir taşıyıcı yoğunluğu sağlar. Taşıyıcılar, işleme istasyonlarında eksen olarak da kullanılabilir. Örneğin, bir iş parçası olan bir taşıyıcı, işleme takımı sağlam bir şekilde takılıyken CNC yollarını takip edebilir. Her bir taşıyıcı aynı zamanda yüksek hassasiyetli bir terazi olduğu için tartım istasyonları tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu da makinenin daha kompakt bir yapıda üretilebilmesini sağlar.
Tüm ihtiyaçlara yönelik bilimsel etiketleme çözümleri
1994 yılında kurulan ERDA LTD. ŞTİ. etiketleme makinaları, bas yapıştır (print and apply) sistemleri, koli-palet etiketleme makinaları ve etiket sıyırıcılar konusunda Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alıyor. Firma lineer etiketleme makinalarında 300 adet/dakikaya varan yüksek kapasitelerde çözümler sunuyor. 20 kişilik ekibinde 5 makina mühendisi, 10 meslek yüksekokul mezunu elektronik ve mekanik teknikeri bulunduran ERDA özgün ürünler için özel tasarımlar da geliştiriyor. Farma serisi etiketleme makinaları ile, ilaç endüstrisinin zor standartlarını da karşılıyor.
ERDA’nın 59 ülkede 1.500’ün üzerinde müşteri tarafından tercih edilen 5000’i aşkın kendinden yapışkanlı etiketleme makinası her gün 10.000.000’un üzerinde ürün etiketliyor. İçecek, gıda, ilaç, kozmetik, temizlik ürünleri, kırtasiye, boya ve ambalaj sektörlerine yönelik özgün tasarımları gün geçtikçe daha çok sayıda müşterinin özel etiketleme uygulamaları için ERDA’yı tercih etmesini sağlıyor. Firmanın bu başarısı 5 ana yaklaşımından kaynaklanıyor:
Lifler ve Filamentler Boyut Küçültme ve Aglomerasyon
Problem:
Liflerin/monofilamentlerin işlenmesi veya daha sonra gö-receği işlemler ile ilgili problemleriniz mi var?
Hedef, üretimde daima sıfır hurdaya sahip olmak şeklinde olup, bu pratikte mümkün olmamaktadır. Üretim atıklarının sürdürülebilir şekilde geri dönüşümü, kaynakların korun-ması anlamında gerekli olduğu kadar rekabetçi olması için de gereklidir. Aynı zamanda, sektördeki kalite gereksinim-leri çok yüksektir ve bu da daha fazla zorluk demektir. Bu nedenle, üretilen aglomerlerin üretim sürecini kesinlikle olumsuz yönde etkilememesi gerekmektedir.
Yukarıdaki resim, çoğunlukla işlem zinciri boyunca üretim-den kaynaklanan atık olarak sonuçlanan yüksek miktarda filamentleri göstermektedir. Üretimde bu malzemeyi tekrar kullanmak kolay değildir. En büyük problemler;
- Malzemenin uzunluğu çoğunlukla sonsuz uzunluktadır, bu nedenle boyut küçültme gereklidir.
- Boyut küçültme de kolay değildir, çünkü malzemenin rotor şaftı etrafına sarılması riski vardır.
- Malzemenin ebadı küçültüldükten sonra, üretimde daha fazla kullanım için hala yüksek hacimsel yoğunluk, dü-şük kütlesel yoğunluk sorunu vardır.
Nissei ASB – PET Ambalaj Teknolijisinde Öncü
1978’de kuruluşundan bu yana, Nissei ASB Machine Co. Ltd., gıda, içecek, kişisel bakım, temizlik malzemeleri ve endüstriyel kimyasal maddeleri için PET, diğer plastik şişe ve kavanoz üretiminde kullanılan Tek Kademe Enjeksiyon Gerdirmeli Şişirme teknolojisi konusunda dünyanın önde gelen firmalarından biri olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Makine ve kalıp üreticisi olmasının ötesinde, ASB devamlı olarak yeni patentli şişe ve kavanoz kalıplama teknolojisi geliştirmektedir. Kendinden taşıma kulplu şişeler, pastörizasyona uygun PET kavanozlar, cam gibi kozmetik şişe ve kavanozlar, çok katlı kalıplama gibi çok çeşitli özel ambalaj üretim teknikleri konusunda yeniliklere imza atmıştır.
Enjeksiyon gerdirmeli şişirme teknolojisi PET ham maddesinin olanaklarını çift yönlü oryantasyon ile en üst düzeye çıkarır. PET ham madde en yayın ve en kolay geri dönüşümü yapılan plastiktir. Çift yönlü oryantasyon sayesinde, en düşük karbon ayak izine sahip olan şişe ve kavanozlar, yüksek bariyer özelliği ile üretilebilir.
LSR silikon kapaklarla kahve keyfi
Sürdürülebilir keyif: LSR'den yapılmış kahve kapakları ile;
- Eksiksiz sistemlerle silikon işlemeye güvenli giriş
- Üst seviyede sağlığa uygunluk ve paketli kahve keyfi için tekrar kullanılabilir fincan kapakları
- Süreç uzmanı gerekmez: Teknik bilgi ve ağlar sağlanır
Günümüzde dışarıda yemek yerken ve içerken hijyenik güvenlik giderek önem kazanmaktadır. Bu alanda, tek kullanımlık uygulama olarak pek çok teknolojik ürün piyasaya sunulmaktadır. Tek kullanımlık ve çok kullanımlık fincanlar için, tercihen silikondan yapılmış kişisel kapak çözümlerinden biri de KraussMaffei tarafından ortaya kondu.
Silikon esnektir, anti bakteriyeldir, sıcaklığa dayanıklıdır, uzun ömürlüdür ve plastikleştirici içermez. Bu özellikler onu kahve fincanları kapakları için ideal bir hammadde haline getirmektedir çünkü bunlar kolaylıkla taşınabilir ve daha sonra bulaşık makinesinde evde temizlenebilir. Depozitolu kap sistemlerinde bile, kapak genellikle hijyen nedeniyle ayrı satın alınmak zorundadır. Kişiselleşmiş silikon kapaklar, tek kullanımlık kaplarda kullanılarak atık pratik bir şekilde azaltılabilir. Bu tarz fincan kapağı gibi nesneler basit geometrileriyle, ayrıca bir proses uzmanlığına gerek duyulmadan termoplastik uzmanları tarafından silikon prosesi olarak uygulanabilirler. Komple sunulan çözümler içerisinde gerekli teknik bilgi ve ortak bir işbirliği ağı sağlanarak proses yürütülebilir. Örneğin KraussMaffei kendisiyle birlikte kalıp üreticisi ACH Solution ve bu tür tempersiz düşük uçucu formülasyonlar sağlayan malzeme üreticisi Wacker Chemie ile ortak olarak bu tür silikonların daha yaygın işlenebilmesi için işbirliği yapıyor.
Stäubli’den üç TX2-6 eksenli robot modeli
Stäubli orta yük taşıma kapasite aralığı için üç yeni 6 eksenli robotunu görücüye çıkardı: TX2-140, TX2-160 ve TX2-160L. Şirket mevcut TX2 neslini genişleterek toplamda dokuz model çıkarıyor. Sağlam yapıları ve akıllı tasarımları, onları zorlu ortamdan sterilize ortamlara kadar değişen koşullar için ideal seçim haline getirirken yüksek düzeyde güvenlik ve bağlanabilirlik sağlayabiliyorlar.
TX2-140, 1.510 mm'lik bir erişime ve TX2-160 ise 1.710 mm'lik sahip. Her ikisinin de maksimum 40 kg yük kapasitesi bulunuyor. TX2-160'ın uzun kollu versiyonu olan TX2-160L; 2.010 mm'lik erişim mesafesine ve maksimum 25 kg yük kapasitesine sahip. Bu yeni modellerle Stäubli şimdi kompakt TX2 90 ile büyük TX2-200 arasındaki boşluğu kapattığını belirtiyor.
Örnek gösterebilecek dinamik değerleriyle birlikte alındığında örneğin 5. eksende 1.500 ° / s'lik maksimum hız bu en kısa döngü sürelerinin elde edilebileceği anlamına geliyor. Dahası, Stäubli’nin tescilli sürücü teknolojisinin artık 5. eksende de kullanılması, önceki RX160 modeline kıyasla bileğin sertliğini önemli ölçüde artırıyor.
Otomasyonda verimlilik, yüksek taşıma kapasitesi ile artıyor
FANUC, M-20iD ve ARC Mate 120iD serilerini 35 kg taşıma kapasiteli modellerle genişletiyor
FANUC, kapsamlı robot yelpazesini iki yeni modelle geliştiriyor. 35 kg taşıma kapasitesi ile büyük parçaların taşınması için tasarlanan M-20iD/35 ve kaynak versiyonu ARC Mate 120iD/35, eksen hızları ve kendi sınıflarındaki en yüksek hassasiyet ile donatılmış yapılarıyla otomasyon verimliliğini artırmayı hedefliyor.
± 0.03 mm’ye kadar yüksek tekrarlanabilirlik ve yüksek eylemsizlik
M-20iD/35 ve ARC Mate 120iD/35’nin maksimum taşıma kapasitesi 35 kg ve 1,831 mm aralığındayken her iki modelde de yeni aktarma organları bulunuyor. Bu sayede ± 0.03 mm’ye kadar yüksek tekrarlanabilirliği koruyan modeller, daha ağır yükleri daha yüksek eylemsizlikle taşıma kabiliyetiyle öne çıkıyor.
M-20iD/35 modeli, gelişmiş özellikleriyle taşıma görevleri, makine yükleme ve indirme veya parça manipülasyonu için ideal bir performans gösteriyor. Modelin içi boş bilek tasarımı, ek donanımın yalın bir şekilde monte edilmesine imkân tanıyarak, kablolarda daha az aşınma ve yıpranmayla robotun dar alanlarda etkin bir biçimde kullanılmasını sağlıyor. M-20iD/35 kol ve bilek akslarında IP67 koruma sınıfı sayesinde taşlama veya çapak alma gibi kötü ortam koşullarındaki uygulamalarda da kullanılabiliyor.