Friday, Nov 22nd

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Examples of the Reader Ürünler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

SOCAR Polymer, iki yeni kopolimer polipropilen sınıfını piyasaya sürdü

Milliken’in Hyperform® HPN® performans katkı maddesi verimliliği artırırken, kalıpçıların enerji kullanımını azaltıyor

SOCAR Polymer, Milliken Chemical’ın polipropilen (PP) için Hyperform® HPN® performans katkısını içeren portföyündeki ilk iki yeni darbe kopolimer polipropilen (ICP) reçine sınıfını piyasaya sürdü. İki firma geçtiğimiz yıl bu malzemeleri geliştirmek için işbirliği içinde çalıştı.

Azerbaycan merkezli SOCAR, şu anda Rusya, Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki diğer ülkelerdeki müşterilerine bu malzemeleri pazarlıyor. Şirket, bu yeni ICP sınıflarının kapaklar ve opak kaplar gibi ince duvarlı enjeksiyonla kalıplanmış (TWIM) ambalaj uygulamalarında ve ayrıca çeşitli ev eşyaları, spor malzemeleri ve oyuncaklarda kullanım için ideal olduğunu belirtiyor.

İki yeni sınıf, ICP'ler için en yaygın eriyik akış hızları olan CB 4848 MO (48 eriyik akış hızı ile) ve CB 6448 MO (64 eriyik akış hızı ile)'dur. Her ikisi de mükemmel bir son kullanım özellikleri dengesi sunmaktadır. Bu ICP sınıfları, düşük büzülme, geliştirilmiş termal direnç (HDT) ve sertlik ile darbe direnci arasında mükemmel bir denge sergileyen kalıplanmış parçalar sunuyor.

Ek olarak iyi akışkanlıkları ile iki farklı sınıf, dönüştürücülerin daha hızlı işlem gerçekleştirmesini sağlarken, hem daha yeni hem de eski enjeksiyon kalıplama makinelerinin malzemeyi verimli bir şekilde işlemesine olanak tanıyor.

Şirket, bu yeni sınıfların müşterilere organik peroksit kullanmayan ve SOCAR Polymer'in sıfır ftalat felsefesine uyan reaktör dereceli heterofazik kopolimerler sunma hedefini ilerlettiğini söylüyor, bu da üretimin hiçbir aşamasında ftalat bileşikleri içeren hiçbir katalizör ve kimyasal kullanılmadığı anlamına geliyor. Aynı zamanda ortaya çıkan ürünler, üstün sağlamlık ve boyutsal kararlılık da sunuyor.

ICP formülasyonunda Hyperform kullanımı, çevrim sürelerini azaltarak dönüştürücülerin verimliliğini artırmaya yardımcı olarak işlenebilirliğe yardımcı olurken, aynı zamanda enerji kullanımını azaltarak sürdürülebilirliklerini de artırıyor.

Bu çabalar, geçen yılın sonlarında SOCAR’ın ilk iki random kopolimer PP sınıfının - RB 4545 MO ve RB 6545 MO - piyasaya sürülmesine yol açan şirketler arasındaki önceki işbirliğine dayanıyor.

SOCAR Polymer

Çevreye duyarlı yeni nesil kurutucular

VSD teknolojisine sahip, kompakt boyutlu soğutmalı kurutucular dünyada ilk defa pazara sunuldu...

Atlas Copco basınçlı hava üretiminde enerji tasarrufu sağlayan yeni nesil soğutmalı kurutuculardan oluşan, altı farklı modelini FD 100-300 VSD ürün yelpazesi adı altında duyurdu. Yeni nesil FD 100–300 VSD serisinin, işletmelere yüksek enerji tasarrufu ve performans sunarken, çevreyi koruyan özellikleriyle de dikkat çekeceği belirtiliyor.

Kaliteli kuru hava

Yeni FD 100-300 VSD serisi, basınçlı hava henüz hava hattınıza girmeden basınçlı havadaki nemin hattınıza ulaşmasını engelleyerek, nemden zarar görebilecek cihazların, mekanizmaların veya tesisatın karşılaşacağı riskler ile buna bağlı oluşabilecek yüksek maliyetlerin önüne geçiyor. Ethernet bağlantısı ve Atlas Copco’nun uzaktan izleme yazılımı Smartlink ile birlikte, basınçlı hava sisteminin performansı ve kurutucunun tüm fonksiyonları uzaktan izlenebiliyor ve kontrol edilebiliyor.

Yüksek enerji tasarrufu

Şirket, 100 ila 300 l/s (6-18 m3/dak) arasında sıkıştırılmış hava akışları için altı farklı seçenekten oluşan yeni soğutucu gazlı kurutucu serisi FD 100-300 VSD ile ilk kez VSD teknolojisine sahip bu boyutta soğutmalı kurutucular sunuyor. Yeni seri kurutucular, Atlas Copco Kompresör Tekniği tarafından çeyrek asırdır üretilen VSD (Variable Speed Drive – Değişken Hızlı Sürücü) teknolojisine sahip. Değişken hızlı sürücü, işletmelerin üretim akışına ve zamana bağlı olarak değişen kaliteli kuru hava talebini, motor hızını otomatik olarak ayarlayarak karşılıyor. Bu sayede; direkt enerji tüketiminde yüzde 70, dolaylı enerji tüketiminde ise yüzde 50’ye varan verimlilik ve tasarruf sağlanabileceği ifade ediliyor.

Read more...

Yayla Agro ürünlerini yeni nesil BPA’sız ambalajla koruyor

Gıda güvenliğinde içerik kadar ambalajın da kritik rol oynadığının bilinci ile önce insan sağlığı diyen Yayla Agro, ürünlerinin kalitesini yeni nesil ambalajlarıyla da sürdürmeyi hedefliyor. Şirket soğuk zincire ihtiyaç duymayan BPA’sız (BisphenolA) Yemek Hazır serisinin özel ambalajlarıyla hem insan sağlığını hem de ambalajın içindeki gıdayı ve besin değerlerini koruduklarını belirtiyor. Evlerimizde pişirdiğimiz bir yemeği iki yıl saklamamızın imkânsızken bu yeni nesil ambalaj teknolojisi sayesinde içine herhangi bir katkı ya da koruyucu konulmadan 24 ay saklanabiliyor.

Şirketin üretim tesislerinde son teknoloji ile üretilen Yemek Hazır serisi, renklendirici ve koruyucu gibi katkı maddeleri kullanılmadan pişirildiği haliyle tüketiciyle buluşuyor. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri, Helal-Kosher, BRC ve IFS Global Gıda Güvenliği standardına, İSG, Covid-19 Güvenli Üretim ve çevre ile ilgili yasal mevzuata uygun olarak üretiliyor.

Katkı ve koruyucuyla gıdaların ömrünü uzatmaya son…

Yeni nesil ambalajlar; katkısız, koruyucusuz, ev yemeği tadında Yayla Yemek Hazır serisinin raf ömrünü de uzatıyor. Esnek ambalaj segmentinde bulunan en yüksek bariyer özelliğine sahip ambalajda kullanılan malzeme, sıfıra yakın hava ve nem geçirgenliği ile dikkat çekiyor. Soğuk zincire ihtiyaç duymayan bu özel ambalaj, ısıyı dengeli yayma özelliği sayesinde tam sterilizasyon için gerekli ısı miktarına ulaştığında bile tüm ürünü aynı ölçüde ısıya maruz bırakıyor. Farklı ambalajlarda satılan ürünlerde işlem döngüsü sırasında kayıplar yaşanırken, Yayla’nın BPA’sız özel ambalajları yiyeceklerin niteliğini ve ısıya duyarlı maddelerin besin değerlerini koruyor. 

Özel filmlerden oluşan dört katlı laminasyon yapısına sahip Yayla Yemek Hazır ambalajları, kolay açılabilme özelliği ile de tercih ediliyor. Üstelik cam ve teneke kutulara oranla 10’da 1 daha az yer kaplayan ambalaj, yeterli küçük depolama alanıyla önemli avantaj sağlarken lojistijk sırasında harcanan karbon emisyonunu azaltan yönüyle çevreyi koruyor.  

Gençlere yönelik yeni bir ambalaj konsepti

Çin'in Şangay kentindeki Sidel paketleme ekibi, gençliği sağlık özelliğine entegre ederek Menton aromalı su ambalajını yeniden tasarladı. 500 mililitrelik ve sadece 17,85 gram ağırlığındaki düz cidarlı hafif PET şişe, modernlik duygusunu yansıtıyor ve sürdürülebilir ambalajlamanın bir ifadesi olarak görülüyor.

Menton, Çin'deki orta ölçekli şehirlerdeki okulların çevresindeki tedariklerde ve marketlerde satılan bir RTD ürünü. Üç yıllık hızlı satışların ardından, Menton aromalı su, benzer ambalajlar ve fiyatlar yüzünden pazarda büyüyen rekabetle karşı karşıya kaldı. Menton müşterilerinin, Çin’in internet kültürünün gelişmesiyle birlikte büyüyen, fiyata duyarlı gençler olduğunu düşündüğünden marka kimliğini yeniden şekillendirmeye ve içeceği daha değerli bir ürün olarak yeniden dizayn ederek onlarda yankı uyandırmaya karar verdi. Bunu yapmak için, uzun vadeli ortakları Sidel ile bir konseptin tasarımından ürünün endüstriyel gerçekleştirilmesine kadar yeni bir ambalaj tasarımı sürecine girdiler; bu aynı zamanda, yalnızca üç Sidel Aseptic Combi Predis™ PET paketleme hattında üretilmiyor, hat başına saatte 60.000 şişelik çok hızlı çıktı alınabiliyor.

Read more...

Polimer Teknik’ten bilimsel çalışmalar için yeni ürün serisi

Aynı yöne dönen çift vidalı ekstrüderler üreticisi Polimer Teknik, bilimsel çalışmaları destekleyecek yeni ürün serisini pazara sundu. Plastik, kimya, gıda ve ilaç sektörlerinde yeni ürün formülasyonlarının optimize edilmesinin yanı sıra Ar-Ge çalışmaları için bir laboratuvar hattı olarak tasarlanan poex T16 Scientific, Polimer Teknik'in üretmiş olduğu en küçük vida çapına sahip çift vidalı ekstrüder olarak öne çıkıyor. Hat, vida ve şaft setlerinin birkaç dakika içerisinde değiştirilmesine olanak sağlayan modüler yapısı sayesinde kullanım kolaylığı ve yüksek çalışma esnekliği sunmakta.

Polimer Teknik’ten yapılan açıklamaya göre, “Yeni nesil kompaund hattında uygulama şartlarına ve işlenecek malzemelere bağlı olarak yeterli dayanıma sahip vida ve kovan malzemesi seçilmektedir. Ayrıca ekstra sızdırmazlık korumasının gerekli olduğu çok düşük viskoziteli kimyasal reaktif ekstrüzyon gibi proses koşullarına bağlı olarak, Ar-Ge çalışmalarına dayanarak kovanlar arasında yüksek sıcaklık ve aşınmaya dayanıklı contalar kullanılmakta. Prosese bağlı olarak gazdan arındırıcı degazörler, yan besleyiciler, eriyik basınç sensörü montaj noktaları kör tapalı olarak üretilebilmektedir. İsteğe bağlı olarak gravimetrik dozajlama sistemlerinin entegre edilebildiği hatlarda dolgu ve minerallerin kolaylıkla ve yüksek hassasiyette beslenmesi sağlanabilir.”

Bu ölçekte hatlar yoğunluklu olarak Almanya, Tayvan, Amerika’dan ithal edilmekte ancak artık Polimer Teknik Türkiye kompaund sektörüne yerli bir çözüm ortağı olarak cevap oluşturuyor. Ayrıca Polimer Teknik, yılların verdiği tecrübe ile, üzerinde çalışılacak malzeme prosesine uygun vida tasarımı ve konfigürasyonu gibi teknik konularda da müşterilerini desteklemeye devam ediyor.

Polimer Teknik

Clariant, DESVOCANT adsorbanlarını piyasaya sürüyor

Clariant sektörün merakla beklediği Uçucu Organik Kimyasal (VOC: Volatile Organic Compound) çözümlerini piyasaya sürdü. Sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş yeni bir kil minerali bazlı yenilikçi ürün yelpazesi DESVOCANT adsorbanlar ile Clariant, nakliyeciler, ticaretle uğraşanlar ve tüketicilerin kapalı bir ambalaj içerisinde imal edilmiş ürünlerden kaynaklı uçucu organik kimyasallara maruz kalma ihtimalini etkili biçimde azaltıyor.

Üretilen ürünler, kapalı alanlarda depolandığında veya ambalajlandığında VOC birikimi olasılığını artırıyor. Bu birikim tüketiciler arasında, belirli ürünleri paketten çıkarınca yayılan ve pekte hoş olmayan yeni ürün kokusu olarak da adlandırılabiliyor. Bazı durumlarda bu ürünler, VOC kaynaklı kalıcı kokular nedeniyle tüketici tarafından iade ediliyor. Daha da önemlisi, nakliyeciler, kargo taşıyıcıları ve ticaretle uğraşan kişiler, ürün denetim veya tahliyesi esnasında nakliye konteynerlerini açarken aniden salınan yüksek miktardaki VOC’lerini soluduklarında ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor.

Read more...

Yüzde yüz dönüşümlü PP’den çevre dostu ambalaj kapları

Günümüzde plastik ambalaj üreticileri, geri dönüştürülmüş polipropilen gibi daha sürdürülebilir olan geri dönüştürülmüş malzemeye giderek artan taleplerle karşı karşıyadır.  Bu konuda adım atan kuruluşlardan ikisi; Greiner Packaging ve SABIC, toz bulyon ambalajı için yüzde yüz sertifikalı geri dönüşümlü PP’den kap ve kapaklar üretmek üzere bir pilot projede bir araya geldiler. Yeni ambalaj çözümünün ise şu anda marketlerde yerini aldığı belirtiliyor.

Aralık ayında Greiner’ın Avusturya’daki tesislerinden verilen bilgiye göre firma, karton ve plastik birleşimlerinin üretimine uygunluğunu belirlemek için bir süredir çeşitli geri dönüştürülmüş malzemeleri test ediyor. Son olarak şirket, Unilever için bir test projesi gerçekleştirmek üzere SABIC’in TRUCIRCLE ™ portföyünden sertifikalı geri dönüşümlü polipropileni seçti. SABIC’in malzemesi, ham madde olarak tüketim sonrası karışık plastiği kullanıyor ve bu ham madde, moleküler yapı taşlarına ayrılıyor ve daha sonra bu yeni geri dönüştürülebilir kap ve kapakları üretmek için kullanılacak işlenmemiş plastikleri (hammaddeyi) oluşturuyor.

Read more...

Atlas Copco Kompresör Tekniği’nden Enerji Geri Kazanım Sistemlerinin Önemi ve Faydaları

Enerji geri kazanım uygulamaları, kurumlara çok büyük enerji tasarrufu sağlayıp, enerji maliyetlerini önemli oranda azaltırken aynı zamanda karbondioksit salınımını da düşürür. İşletmeler, atık enerjiyi yeniden kullanarak hem çevre korumasına yardımcı olabilir hem de enerji tasarrufunu üst düzeye çıkarabilir. Endüstriyel hava kompresörler, elektrik enerjisini yüzde 80 ila 93 oranlarında ısıya dönüştürür. Düzgün tasarlanmış bir ısı geri kazanım ünitesi, mevcut termal enerjinin yüzde 50 ila yüzde 90'ını geri kazandırır ve bunu hava veya suyu ısıtmak için kullanır. 

Kompresör tekniğinde sıkıştırma işlemi için kullanılan enerjinin yüzde 93’e yakın kısmının ısıya dönüştürülerek radyasyon yolu ile kaybedildiğini belirten Atlas Copco Kompresör Tekniği Ürün ve Pazarlama Uzmanı Erdem Enç, “İyi tasarlanmış bir enerji geri kazanım sistemi, kaybedilen bu enerjinin büyük bir kısmının geri kazanılmasını ve kullanılabilir bir enerjiye dönüşmesini sağlar. Doğalgaz ve fuel oil gibi geleneksel enerji kaynaklarının kullanımını azaltmak için uygulama sürecinde ön ısıtmaya tabi tutulmuş su kullanarak CO2 emisyonu azaltılabilir. Atlas Copco Kompresör Tekniği’nde hem hava hem de su soğutmalı vidalı kompresörlerin yanı sıra, santrifüj teknolojili turbo kompresörler için de ısı geri kazanım sistemleri mevcuttur. Bu kompresörler, enerji geri kazanımını sağlarken kurumlara önemli oranda tasarruf elde etmelerine olanak tanır. Kurumlar, ihtiyaçlarına uygun kompresör ekipmanlarını belirlemek ve ısı geri kazanım hakkında bilgilenmek için, alanında ileri bir teknolojiye sahip olan Atlas Copco Kompresör Tekniği olarak ücretsiz sunduğumuz mühendislik hizmetlerinden faydalanabilirler.” dedi. 

Read more...

Elif, WorldStar'21'de ElifGreen ile ödüle hak kazandı

Elif, Türkiye ve Mısır'da bulunan 2 benchmark üretim tesisinde geliştirdiği en son ambalaj teknolojileri ve çözümleri sayesinde marka sahiplerinin iş hedeflerine daha kolay ulaşılmasını ve ürünlerinin raflarda daha fazla ilgi görmesini sağlayan ambalaj seçenekleri sunuyor.

Esnek ambalaj konusunda küresel benchmark bir şirket olan Elif, en son yenilikçi ürünlerinden biri olan ElifGreen - Yenilenebilir Kaynaktan Üretilen PE Ambalaj Çözümü ile Worldstar'21'de Sağlık ve Kişisel Bakım kategorisinde ödüle hak kazandı.

Kazananlar, Mayıs 2021'de yapılacak prestijli WorldStar Ödül Seramonisi'nde onurlandırılacak.

ElifGreen, yenilenebilir kaynaklı ve sürdürülebilir esnek ambalaj film çözümü olarak şeker kamışından elde edilen yeşil PE granüllerin çeşitli oranlarda kullanılmasıyla üretiliyor. Fosil bazlı PE film yapıları ile aynı mekanik özellikleri korurken ambalaj için geri dönüştürülebilirlik, yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik özellikleri de sunuyor.

Yeni ürün müşterilerin sürdürülebilirlik beklentilerini karşılamasına yardımcı olurken AB Komisyonu'nun 2030 geri dönüştürülebilirlik hedeflerine uygun bir çözüm olarak da öne çıkıyor.

• Esnek ambalaj için poliolefin geri dönüşümüne uygun tesislerde tamamen geri dönüştürülebilirlik

• Yenilenebilir kanyaktan üretim

• Her çeşit esnek ambalaj filmi için uygulanabilirlik

• Geleneksel PE yapılarına göre %75 daha düşük Karbon Ayak İzi

• BonSucro sertifikalı hammadde ile uygulama seçenekleri

ELİF PLASTİK

Toyo Matbaa Mürekkepleri’nden yeni ofset mürekkep serisi

Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri tarafından GMP (Good Manufacturing Practices - İyi Üretim Uygulamaları) standartlarına uygun şekilde üretilen, kâğıt ve karton gıda ambalaj malzemelerinin dış yüzeylerinde uygulanabilen, düşük koku ve migrasyon özelliklerine sahip LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM yeni sheet-fed ofset mürekkep serisini pazara sundu. 

“For A Vibrant World (Yaşayan Canlı Bir Dünya İçin)” mottosunu benimseyerek yaşamın her alanında inovatif teknolojileri ile öne çıkmayı hedefleyen Toyo Matbaa Mürekkepleri; gıda güvenliği, insan ve çevre sağlının korunmasına katkı sağlamak amacıyla gıda ve ilaç, kâğıt veya karton ambalajlarında kullanılabilir, LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM yeni mürekkep serisini Manisa’da bulunan Toyo Matbaa Mürekkepleri Ar-Ge Merkezi’nde geliştirildi ve EuPIA GMP gereklilikleri çerçevesinde üretim yapılmasını sağlayacak gıda mürekkepleri üretim yatırımları yapıldı.

Ambalaj ve basım sektörlerine hizmet sunan Toyo Matbaa Mürekkepleri Ofset Ar-Ge Müdürü Rukiye Kıter “T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ar-Ge Merkezimizde Avrupa normlarına uygun olarak geliştirilen LP-9000 TOYO LIFE PREMIUM FOOD LO/ LM Serisi, TÜBİTAK tarafından desteklenen proje ile hayata geçirilmiştir. Pazara sunmuş olduğumuz yeni mürekkep serimiz ile başta Türkiye olmak üzere Avrupa Birliği dâhil (gıda güvenliğinin öncelikli olduğu) tüm pazarlarda yer alacaktır.”

Read more...