Sunday, Dec 22nd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home News Teknoloji

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Tamamen elektrikli plastik enjeksiyon makinesi ile enerji verimliliğinde yeni bir dönem

FANUC, tamamen ve sadece gerektiğinde elektrikle çalışma kabiliyetine sahip plastik enjeksiyon makinesi ROBOSHOT ile işletmelere enerji tasarruf etmelerine yardımcı oluyor.

Tüm ürün gamında uygulanabilir sürekli iyileştirmeler yapmayı sürdüren Japonya merkezli FANUC, günümüzde önemi daha da artan enerji tasarrufunu ve sürdürülebilirliği üretim süreçlerini verimli hale getiren çözümleriyle yukarı taşıyor. Bu kapsamda imalattaki enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği daha yukarıya taşıma özelliği bulunan ROBOSHOT plastik enjeksiyon makinesi, yüksek hassasiyet ve düşük çevrim süresi ile tutarlı ve en üst kalitede parçaları büyük miktarlarda üretmeyi mümkün kılıyor. Sarf malzemeleri için yapılan yıllık 200 euro altı harcamayla potansiyel olarak piyasadaki en düşük maliyete sahip ROBOSHOT, FANUC güvencesiyle 15-20 yıl süresince yüksek verimliliğini koruyor.  

Hava soğutmalı motorlar ile sıfır hidrolik yağ kullanımı, minimum su tüketimi

Tamamen elektrikle çalışan plastik enjeksiyon makinesi, aynı boyuttaki bir hidrolik makineyle kıyaslandığında bu makinelerin soğutma gereksinimleri hesaba bile katılmadan yüzde 70’e kadar daha az elektrik tüketiyor. Elektrik tüketimini yalnızca gerektiği zaman gerçekleştiren plastik enjeksiyon makinesi, bunun yanında yeniden elektrik üretme kabiliyetine de sahip. Sistemde bir eksen yavaşlamaya geçtiğinde kullanılan enerji, güç kaynağına geri dönerek tasarruf sağlıyor. ROBOSHOT’ın hava soğutmalı motorları, su tüketimini minimuma indirmesinin yanı sıra hidrolik yağ kullanımını ortadan kaldırarak sürdürülebilirliğe katkı veriyor.

Sınırsız bakım hizmetiyle her daim verimli

Farklı fonksiyonların yerine getirilmesi için motorları eş zamanlı olarak çalışabilen paralel harekete sahip ROBOSHOT, bu özelliği sayesinde üretkenliği artırıyor. İlk günkü verimini koruyarak 15-20 yıl sorunsuz şekilde çalışan makine, aynı zamanda 20 yıl sonra ihtiyaç duyulduğunda FANUC’un geniş servis ağı, rakipsiz parça bulunurluğu ve sınırsız bakım hizmetiyle çalışma verimini kaybetmiyor.

Canon, Drupa 2024'te “Dönüşümün Gücünü” gözler önüne serecek

Canon, Drupa 2024’teki 4.600 metrekarelik sergi alanı ‘The Core’da; baskının duygusal etkisini, görüntüleme deneyimlerinin yaşamları ve işletmeleri nasıl zenginleştirebileceğini, sürükleyici ve birçok duyuya hitap eden özel sunumuyla ziyaretçilerine tanıtacak. Şirket; ‘The Core’ ile fuar katılımcılarını, Canon’u farklı bir açıdan tanımaya ve baskının nasıl bir dönüştürücü güce sahip olduğunu deneyimlemeye davet ediyor. 

‘The Core’u çevreleyen Canon teknolojileri; Ticari Baskı, Yayıncılık, Promosyon İletişimi, Etiket ve Ambalaj, İç Mekân Dekorasyonu, Şirket İçi ve CAD baskı gibi endüstri segmentlerine göre düzenlenecek. Stant genelinde, bu segmentlerdeki müşterilere işlerindeki uygulama, malzeme ve işlem çeşitliliğini yansıtan birçok farklı canlı uygulama sunulacak. Canon uzmanları; her tür ve büyüklükte baskı işletmesine, operasyonlarını, üretim hacimlerini, müşteri profillerini ve büyüme hedeflerini göz önünde bulundurarak en iyi dijital baskı teknolojisi, iş akışı ve baskı medyası seçenekleri konusunda rehberlik edecek.

Şirket Drupa 2024’te; tabaka beslemeli, mürekkep püskürtmeli ve tonerli baskı makineleri, yüksek hızlı kesintisiz mürekkep püskürtmeli üretim hatları, düz yataklı ve rulodan ruloya geniş formatlı yazıcılar ve dijital etiket yazıcıları dahil olmak üzere çok çeşitli bir ürün gamıyla yer alacak. Canon ayrıca, fuarda ilk kez; farklı etiket, oluklu ve katlanır karton uygulamalarının canlı üretimini göstererek, etiket ve paketleme pazarlarının önemli ve güvenilir bir iş ortağı olma yolundaki kararlılığını ortaya koyacak.

Yalnızca 6 ay içerisinde amortisman

WITTMANN'ın S-Max 2 model kırma makinesi, birim maliyetleri azaltarak rekabet gücünü artırıyor

Ham madde ve enerji fiyatlarının dalgalanan hali ile ortaya çıkan mevcut zorluklar; sürdürülebilirliğin sağlanması ve döngüsel bir ekonominin yaratılması için, yollukların ve ıskarta malzemelerin geri dönüşümünü kritik önem seviyesinde tutuyor. Hangi ürün veya parçaların yeniden öğütülebileceğini kontrol etmek işe yarayacaktır. Tanınmış bir elektronik komponent üreticisi, şirket içi geri dönüşüm sayesinde enjeksiyon kalıplama üretiminde birim maliyetleri azaltmayı başardı. WITTMANN'ın yeni S-Max 2 kırma makinesi modeli, satın alma fiyatlarını yalnızca altı ay içinde geri ödedi.

Söz konusu işleme şirketi, 15 ila 120 ton arasında değişen kitleme tonajlarına sahip 15 enjeksiyon kalıplama makinesinde gelişmiş elektronik bileşenler üretmektedir. Bunlar, teknik ve endüstriyel uygulamalara yönelik birçok farklı fiş ve konnektörü içerir.

Enjeksiyon kalıplama departmanı müdürü; ‘’Ürünlerimizin çoğunu burada kendimiz kullanıyoruz. Örneğin, enjeksiyon kalıplama makinelerinde ve robotlarda. Bu, kesinlikle tedarikçilerimizi seçerken karar verme faktörüdür” diye açıklıyor. Ayrıca şirketin üretim alanına en son alınan makineler (iki servo-hidrolik SmartPower modeli) WITTMANN'dan tedarik edildi. WITTMANN enjeksiyon kalıplama teknolojisinin enerji verimliliği, bu makinelerin tercih edilmesinde dikkate alınan diğer bir faktördü.

Yüzde 25'e kadar yeniden öğütülmüş malzeme ile karıştırma WITTMANN ile işbirliği uzun yıllardan beri mevcut, çünkü işleme malzemelerinin kullanımında Avusturya'nın çözümlerine güveniliyor. WITTMANN, her projeyi kapsamlı bilgi birikimi, danışmanlık ve müşterinin ihtiyaçlarına tam olarak uyacak şekilde tasarlanmış çözümlerle destekliyor.

Her yeni projede pazar detaylı bir şekilde analiz ediliyor ve birçok farklı tedarikçinin ürünleri kontrol edilip değerlendiriliyor. En son bu, iki yıl önce şirketin, yolluk ve ıskarta malzemeleri kendi bünyesinde geri dönüştürmeye ve bunları enjeksiyon kalıplama prosesine geri kazandırmaya karar vermesiyle gerçekleştirildi.

Uzun süre boyunca müşterilerin kendi parçalarında belirli bir oranda geri dönüştürülmüş malzeme kabul etmesinin imkânsız olduğu düşünülüyordu. Ancak döngüsel ekonomiye yönelik mevcut talep, sektörü bu noktayı yeniden düşünmeye sevk etti. Enjeksiyon kalıplama departmanı müdürü, "Geri dönüştürülmüş malzemelerle çok sayıda test gerçekleştirdik ve üretilen parçaların kalitesini kapsamlı bir şekilde analiz ettik. Birçok fişin ince cidarlı alanlara sahip tel işlemeli yapıları vardır. Geri dönüştürülmüş malzemeyle de boşlukları tamamen doldurabildiğimizden ve gerekli ürün özelliklerini koruyabildiğimizden emin olmamız gerekiyordu” diye açıklıyor.

Testler başarılı oldu. Orjinal malzemeyle karıştırılabilecek yeniden öğütülmüş (kırma) malzeme yüzdesi her bir ürün için tanımlandı. Şirketin tesisinde üretilen parçalar için yüzde 25'e kadar bir oran mümkün kılındı.

En gelişmiş derin öğrenme inovasyonu

TOMRA, gıdaya uygun yeni plastik ayıklama çözümüyle dünya genelinde sektörde bir ilke imza attı

TOMRA'nın, AUTOSORT™ ünitelerinde derin öğrenmeye dayalı ayıklama eklentisi olan GAIN için yaptığı kesintisiz yatırımlar sayesinde, PET, PP ve HDPE uygulamalarında gıdaya uygun plastikleri, gıdada kullanılamayan plastiklerden büyük hacimlerde hızlı ve verimli bir şekilde ayırmak ilk kez mümkün oluyor.

Gıdaya uygun ve gıdaya uygun olmayan ambalajlar, genellikle aynı malzemeden yapıldığı ve görsel olarak çok benzediği için bugün piyasada bulunan herhangi bir ayıklama sisteminin farkı algılaması ve ayıklaması güç oluyor. Bu nedenle gıdaya uygun ayıklama uygulamaları, şimdiye kadar sektörde büyük bir zorluk yaratıyordu. Ayrıca hijyen endişeleri ve her geçen gün daha büyük baskı yaratan yönetmelikler, geri dönüşümde gıda atıklarının işlenmesini daha da zorlu hale getiriyor. 

Bununla birlikte, TOMRA'nın GAIN teknolojisi (ürün, önemli bir inovasyon olması nedeniyle GAINnext™ olarak yeniden markalaştırılmıştır) şirketin AUTOSORT™ ünitelerinin ayıklama performansını daha da geliştirerek tüm bu zorluklara çözüm getiriyor. Böylece üniteler şirkete göre, zorlu ve hatta bazı durumlarda geleneksel optik atık sensörlerini kullanarak sınıflandırmanın imkânsız olduğu nesneleri tanımlayabiliyor.   

OTX, Kurutma Devrimi

Plastik sektörü köklü bir değişim süreciyle karşı karşıya ve sektörün geleceğini şekillendiren etkenler arasında geri dönüşüm de yer alıyor. Ham maddeleri en verimli şekilde ve dünyamızın kaynaklarını tüketmeden kullanmaya yönelik artan ilgi, plastik ham madde işleyicilerini yalnızca işlenmemiş orjinal malzemelerle değil, aynı zamanda yüksek oranda geri dönüştürülmüş malzemelerle de çalışabilen gelişmiş ekipmanlar aramaya yöneltiyor.

Sektördeki bu yeni ilgi, nihai müşterinin taleplerinin yanı sıra, iyi bir ürün kalitesini daha az kaynak ve daha az enerji kullanımıyla birleştirmek isteyen endüstri oyuncularının talepleriyle de ilgilidir. Plastiğin doğru ve verimli işlenmesi için çok önemli bir unsur da kurutma haznesinin yapısıdır. Bu nedenle Moretto, nem alma işleminde ve hazne tasarımında devrim yaratan; enerji ile nem arasında gerçek bir ısı eşanjörü görevi sağlayan yüksek enerji verimliliğine sahip OTX (Original Thermal eXchanger) ünitesini geliştirdi.

Moretto bünyesinde bulunan, saniyede 22 trilyon işlem gerçekleştirebilme kabiliyeti ile Leonardo Supercomputer bilgisayar sayesinde OTX; geometri, akışkanlar dinamiği, termodinamik ve malzeme akışı kavramlarını yeniden gözden geçirilmesine olanak tanıyan çalışmaların ve gelişmiş matematiksel simülasyonların bir sonucu olarak tanımlanıyor. Yenilikçi geometrisi sayesinde OTX, plastik kurutma operasyonunda, enerji değişiminin nasıl optimize edileceğini, granüllerin düzgün bir şekilde akışının sağlanarak işlenen her bir granülün nasıl doğru şekilde kuruması gerektiğini temin edebiliyor.

Geleneksel haznelerle karşılaştırıldığında rekabet avantajını temsil eden sonuçlar ortaya çıkaran yeni ünitede; kuruma süresi ve aynı kurutma kapasitesi için hazne hacmi %40 oranında azaltıldı. Ayrıca özel geliştirilen iç geometrik yapısına ve detaylara gösterilen maksimum özen sayesinde enerji verimliliği %66 oranında artırılarak, nem alma gibi enerji yoğun bir prosesin maliyetleri önemli ölçüde azaltıldı. 

Her kurutma haznesi, malzemenin kuruma durumunu ve sıcaklık bilgisini gösteren bir kontrol ünitesi ile donatıldı, böylece kurutma sisteminin çalışma durumu her an takip edilebiliyor. Moretto'nun OTX tipi kurutma haznesi, teknik polimerlerin nem almasında şirkete göre devrim yaratan, 7 patentle korunan özel bir ürün olarak tanımlanıyor. Kullanıcı firmaya enerji verimliliği, rekabet gücü ve yüksek kaliteli performans sunması ise öne çıkan diğer özellikleri olarak ayrıca belirtiliyor. 

Yapay zekâ, kaynak makineleri kullanımında da devrede

Sanayi kuruluşlarına kaynak teknolojileri konusunda hizmet veren Vega Makina, Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği MILLER kaynak makineleri ile sektörü yapay zekâ ile tanıştırdı. Amerikan menşeli MILLER ürünleri, yapay zekânın da etkisiyle en zorlu uygulamalarda iş süreçlerini kolaylaştırıyor. Ortalama 20 yıl kullanım ömrüne sahip kaynak makine ve ekipmanları ile Türkiye’de pazarın yüzde 15’ine hakim olduklarını belirten Vega Makina Genel Müdürü Serdar Selim Zengin, MILLER’ın yeni jenerasyon kaynak makinelerinde hem üretimde kullanılan parametrelerin toplanıp verimlilik raporlarına dönüştürülmesi hem de üretilen parçanın izlenebilirliği konusunda yapay zekâ uygulaması olan Insight core ve Center point isimli çözümler ile süreci yürüttüklerini bildirerek şunları söyledi: “Yapay zekâ, kaynak makinelerindeki veri analizi, tahminleme ve otomatikleştirme gibi bir dizi önemli görevi gerçekleştirmeye yardımcı oluyor. Sensörler aracılığıyla elde edilen veriler, yapay zekâ algoritmaları tarafından işlenerek, makinenin durumunu izlemek, bakım gereksinimlerini tahmin etmek ve üretim süreçlerini optimize etmek için kullanılabilir. Bu, makinenin verimliliğini artırırken aynı zamanda arızaların önlenmesine ve işletme maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, yapay zekâ destekli kaynak makineleri, karmaşık iş parçalarının üretimini ciddi şekilde kolaylaştırıyor. Yapay zekâ algoritmaları, iş parçasının tasarımını analiz ederek, optimum işleme yöntemlerini belirleyip, kesme veya kaynak işlemlerini optimize edebiliyor. Bu da üretim süreçlerindeki verimliliği artırırken kaliteyi de yükseltiyor.”

Kaynak makineleri için iyileştirmeler planlıyor

Insight core ve Center point fonksiyonları sayesinde kaynak verimliliğinin ölçülerek, her kaynakçının kaynak yaptığı süre, kullanılan kaynak koruma gazı ve kaynak teli miktarının takip edilebildiğini ve bu doğrultuda stoklama maliyetlerinin düşürülebildiğini ifade eden Zengin, “Bu sayede kaynak maliyetlerini hesaplayarak iyileştirmeler planlayabilirsiniz. MILLER’daki bu çözümlerin en büyük avantajı çok kolay kurulabilmesi, web’e bağlı herhangi bir cihazdan online olarak görüntülenebiliyor olması. Ayrıca anlaşılması kolay raporlar oluşturarak, üretimdeki genel eğilimleri izleyebilirsiniz. Ancak, yapay zekâ destekli kaynak makinelerinin yaygın benimsenmesi bazı zorlukları da beraberinde getirebilir. Bu makinelerin karmaşıklığı, operatörlerin eğitim ihtiyacını artırırken yeni becerilerin öğrenilmesini de gerektirebilir. Ayrıca, veri güvenliği ve gizliliği gibi endişeler de göz önünde bulundurulmalı. Yapay zekâ destekli sistemler, büyük miktarda veriye dayandığı için, bu verilerin güvenliğinin sağlanması önem kazanıyor. MILLER, Insight core modülü ile veri saklama ve depolama işini kullanıcıya bırakırken Center point modülü ile de yüksek güvenlikli kendi serverlarında bu verileri muhafaza ediyor” dedi.

Woven çuval atıklarından nasıl geri dönüşüm polipropilen granül elde edilir?

PP Çuval (Polipropilen woven çuval) güçlü, dayanıklı ve hafif olma özelliği nedeniyle hayvan yem çuvalı, gölgeleme tülü, lamineli çuval, bigbag, PP file çuval vb. uygulamalar başta olmak üzere tarım, hayvancılık ve endüstriyel ambalaj alanlarında sıklıkla kullanılır. Tüketici sonrası hurda PP çuval atıklarının ve fabrika firesi PP çuval üretim atıklarının geri dönüştürülmesi, atıkları azaltmanın, kaynakları korumanın ve çeşitli maliyetlerden tasarruf etmenin önemli bir yoludur. 

POLYSTAR Satış ve Pazarlama Sorumlusu Resul Gökpınar, yüksek oranda yeniden kullanılabilir geri dönüşüm PP granül üretmek için her iki tür hurda PP çuval atığının nasıl verimli bir şekilde geri dönüştürüleceğinden ve uygun plastik granül makineleri ile ilgili çözümleri hakkında bilgiler paylaşıyor.

PP çuval geri dönüşümünün faydaları

•Atıkları ve çevre kirliliği azaltır

•Geri dönüşüm PP plastik üreterek kaynakları korur

•İşlenmemiş polimerlerin üretimine kıyasla enerji tasarrufu sağlar

•Plastikleri yeniden kullanarak döngüsel bir ekonomi yaratır

 

Özelleştirilebilir robot el sistemi geliştiriliyor

NSK ile Alman Havacılık ve Uzay Merkezi, özellikle hizmet sektöründe manuel görevleri otomatikleştirmeye yardımcı olacak bir robot el sistemi geliştiriyor. Konsept, sektörde bir ilk olduğu düşünülen, her biri ayrı olarak yapılandırılabilir parmak modüllerinden oluşan özelleştirilebilir bir robot ele odaklanıyor. Bu yenilikçi ürün, çok yönlü kullanımla birlikte aynı zamanda uygun maliyeti sayesinde çok çeşitli nesneleri kavramayı içeren manuel işlerin otomasyonuna katkıda bulunmayı hedefliyor.

Bazı Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki birçok ülke, çeşitli önemli sektörlerde ciddi işgücü kıtlığıyla karşı karşıya. Manuel işleri gerçekleştirme kabiliyetine sahip robotlar, giderek yaygınlaşan bu durumun üstesinden gelmenin iyi bir yolunu temsil ediyor. Bununla birlikte, robotların devreye alındığı uygulamalar, perakende, restoran ve bazı üretim sektörlerinde yüksek derecede el becerisi gerektiren görevlerde henüz yeterince ilerleme kaydetmemiştir. Burada önemli bir faktör fiyattır. Sadece belirli bir tür veya boyutta nesneleri kavrayabilen robot ellerin fiyatı düşük olsa da, çok çeşitli nesneleri kavrayabilen robot eller son derece pahalıdır.

Bu bağlamda, NSK ile Alman Havacılık ve Uzay Merkezi, her kullanım durumuna göre kolaylıkla yeniden yapılandırma olanağı sunan parmak modüllerine sahip bir robot el sistemi geliştirmek için birlikte çalışıyor. Parmak modüllerinden her biri, müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için gereken minimum konfigürasyona sahip robot ellerin oluşturulmasını sağlıyor; başka bir deyişle, yalnızca standart ürünleri veya çeşitli nesneleri kavrayan bir robot el oluşturmak mümkün.

NSK, özellikle üretimi tek parmak modülleriyle sınırlı tutarak, seri üretim yoluyla düşük bir birim maliyet elde etmeyi amaçlıyor. Şirkete göre bu durum, hassas parmak hareketi, kolay düzen değişiklikleri ve optimize edilmiş parmak modülü yerleşimi gerektiren hedef uygulamaları olan şirketler için son derece ilgi çekici olabilir.

NSK'nın kendi bünyesinde geliştirdiği sökülebilir manyetik mekanizması, modülleri gerektiği şekilde takmak veya ayırmak için bir kolu çekerek parmak modüllerinin düzenini hızlı ve kolay bir şekilde değiştirmeyi mümkün kılarken, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi tarafından geliştirilen kablolu tahrik teknolojisi ise çeşitli nesnelerin hassas hareketini ve nazikçe kavranmasını sağlıyor. Parmak modülü yerleşimi açısından ise bu görevi nesne boyutuna ve şekline göre optimize eden bir algoritmanın geliştirilmesi NSK'nın dijital ikiz teknolojisiyle mümkün oldu.

Gıda hizmeti, perakende, üretim, lojistik ve tarım dahil olmak üzere çok çeşitli sektörlerde mekanizasyona ve otomasyona katkıda bulunmak için NSK, mevcut robot ve ekipmanlarıyla robotik sistem entegratörlerine ve müşterilere çözüm önerileri sunma sürecinde bulunuyor. Saha testlerinin ise çok yakında başlayacağı belirtiliyor.

FANUC’un geri dönüşümde kullandığı yapay zekâda iş ortağı Recycleye

Atıkların sebep olduğu kirlilik günümüzün en ciddi çevre sorunlarından biri olurken geri dönüşümün gerekliliği her geçen gün artıyor. Her yıl milyonlarca ton atığın geri dönüştürülmesi adına insan gücünün yetersiz kaldığı noktalarda ise bu işi otonom olarak yapabilecek robotların varlığı, süreci daha hızlı ve hatasız sonuca ulaştırıyor. Dünya piyasalarında nümerik kontrol sistemlerinin önde gelen markası FANUC’un akıllı atık yönetimi start-up’ı Recycleye ile yaptığı iş birliği sonucunda geliştirdiği 6 eksenli robotu LR Mate 200 iD/4SC, atık yönetimine yeni bir soluk getiriyor. FANUC'un otomasyon alanındaki 60 yılı aşkın deneyiminin Recycleye Robotics’in yapay zekâ desteğiyle buluştuğu robotik atık toplama sistemi, geri dönüştürülebilir maddeleri plastik, alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına otomatik olarak kusursuza yakın şekilde ayırıyor.

Yapay zekâ görüş teknolojisiyle geri dönüşümde yeni bir çağ

Geri dönüşümde geleneksel ayıklama yönteminin günümüz dünyasında nitelik ve nicelik anlamında beklentileri karşılamaktan uzak kaldığını belirten FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Recycleye Robotics, karmaşık atık akışlarındaki her bir öğeyi tanımlamak için yapay zekâ destekli bilgisayar görüşünü kullanıyor. Sistemin merkezinde yer alan FANUC robotu LR Mate 200 iD/4SC ise daha sonra bu geri dönüştürülebilir maddeleri plastik, alüminyum, kağıt ve karton gibi farklı malzeme sınıflarına otomatik olarak ayırıyor. Bugün dünya çapında mevcut olan en doğru ve verimli yapay zekâlı robotik toplama çözümü olan bu sistem, 7/24 çalışarak 10 saatlik bir vardiyada robot başına 33 bin adede kadar ürün toplayabilme kabiliyetine sahip. Kompakt, kısa kollu, mini bir robot olarak dar alanlara entegre edilmesi kolay olan LR Mate 200 iD/4SC’nin Recycleye Robotics tarafından entegre edilen yapay zeka görüş teknolojisi ise iş sürecine hız katıyor. Buna ek olarak robotun gelişmiş sensörleri boşa hareketi ortadan kaldırırken sekiz yıl boyunca 7/24 çalışıp yine de hareket etmesi söylenen aynı milimetre noktasına geri dönebiliyor” dedi.

2028 yılına kadar geri dönüşüm sektöründe 89 bin boş pozisyon oluşması bekleniyor

Geri dönüşüm tesisleri için Recycleye’nin geliştirdiği yapay zekâ teknolojisinin bir önemli faydasını da iş gücü krizine çözüm sunduğunu ifade eden Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “CIWM tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, ankete katılanların yüzde 60’ının geçtiğimiz yıl çalışan bulmakta zorlandığını ortaya koyarken, 2028 yılına kadar atık ve geri dönüşüm sektöründe 89 bin boş pozisyon olacağı tahmininde bulundu. LR Mate 200 iD/4SC robotu ise bir çalışan kadar doğru toplama yapıp insan gözü kadar hassas üstün görüş sistemiyle fark yaratıyor. En önemlisi de robotların mola vermemesi, yavaşlamaması, yorulmaması ve işi bırakmaması da süreç içindeki kesintileri ortadan kaldırıyor.  Bu çok önemli çünkü atık toplama için çalışan bulmak çok zor olabiliyor. Ayrıca geri dönüşüm tesislerinde çalışanları yaralayabilecek tehlikeli maddelerle kolayca başa çıkabilmesi, robotun en büyük avantajlarından.”

INEOS Styrolution'ın ABS çözümü Arburg Teknoloji Günleri’nde yer aldı

Plastik işleme makinelerinin önde gelen global üreticisi Arburg, Almanya'nın Lossburg kentinde 13-16 Mart tarihlerinde düzenlenen Teknoloji Günleri 2024'te, en yeni nesil ALLROUNDER enjeksiyon kalıplama makinelerinin yeteneklerini göstermek için INEOS Styrolution'ın sürdürülebilir ABS Terluran® ECO GP35 BC100 malzemesini seçti.

Etkinlik sırasında INEOS Styrolution'ın malzemeleri Arburg'un iki enjeksiyon makinesi ALLROUNDER 520 H ve 1300 T’de işlendi. ALLROUNDER 520 H, artan üretim verimliliği ile birlikte maliyet ve kaynak tasarrufu avantajları sunuyor, geleneksel makinelerle karşılaştırıldığında enerji ihtiyacını da %50'ye kadar azaltabiliyor. Buna ek olarak, gerekli soğutma suyu çıkışı %70'e kadar, kurutma süresi de yaklaşık %40 oranında azaltılabiliyor.

ALLROUNDER 1300 T ise otomatik bir üretim hattına entegre edilebiliyor. Makine, örneğin bir sebze dilimleyicideki metal bıçak gibi plastik olmayan bileşenlerle birlikte kalıplama yapılmasına olanak sağlıyor.

Tüm gıdayla temas yönetmeliklerine (AB, FDA, Çin, Japonya) uygun olan Terluran® ECO GP35 BC100, ISCC sertifikası kütle dengesi yaklaşımıyla uyumlu, yenilenebilir ham madde kullanan dünyanın ilk tamamen biyolojik atfedilen ABS çözümü olarak tanımlanıyor. Yeni ISCC sertifikalı yenilenebilir ham madde, ABS'deki her üç bileşenin (akrilonitril, bütadien ve stiren monomeri) tümü için geleneksel ham maddenin yerine kullanılabileceği belirtiliyor. Bu yaklaşım, malzemedeki yenilenebilir ham maddeyi maksimuma çıkarırken CO2 ayak izini de en aza indiriyor ve bu yüksek performanslı ürün için negatif bir karbon ayak izine yol açıyor.

Arburg Uygulama Müdürü Christian Homp şunları söylüyor: “INEOS Styrolution malzemesinin kolay kullanım özelliği, yenilikçi enjeksiyon kalıplama makinelerimizle birleştiğinde müşterilere ikna edici, uygun maliyetli, sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.”

INEOS Styrolution EMEA Teknik Servis Müdürü Christian Dietlein ise şunları ekliyor: "Arburg Teknoloji Günleri, hem Arburg'un yeni verimli makinelerini hem de en düşük CO2 ayak izine sahip ABS malzememizi deneyimlemek için mükemmel bir ortamdı."

Sesotec’den bir tesis daha

REKIS Hırvatistan'da, Sesotec'in çok sensörlü ayıklama sistemleri kullanılıyor.

Hırvatistan'ın Avrupa Birliği'ne katılımı, diğer konuların yanı sıra geri dönüşüm konusunda ülkeye önemli bir ivme kazandırdı. O zamandan bu yana amaç, AB'nin atık direktiflerini ve mevcut hedeflerini uygulamak ve her şeyden önce döngüsel ekonomiyi ulusal düzeyde ilerletmek oldu. AB'nin 2035 yılına kadar üretilen belediye atıklarının yüzde 65'inden fazlasını geri dönüştürme hedefi, sürdürülebilir bir döngüsel ekonominin yolunu açtı. 

Döngüsel ekonominin aktif bir parçası olarak plastik ambalaj üreticileri

Plastik ambalaj alanından bir örnek, özellikle bu tür ambalajların distribütörlerinin ve üreticilerinin döngüsel ekonomiye ve dolayısıyla çevrenin ve kaynakların korunmasına katkıda bulunmayı bir görev olarak gördüklerini göstermektedir. Amaç, PET içecek ambalajı üretiminde geri dönüştürülmüş PET malzeme kullanmak ve payını sürekli artırmaktır. Geri dönüştürülmüş PET kullanırken saflık belirleyici faktördür. Çok çeşitli yeni ürünler ve özellikle içecek ambalajları için yalnızca saf ve yüksek kaliteli geri dönüştürülmüş PET kullanılabilir.

Endüstriyel robot kullanımı, üretimde verimliliğin anahtarı

Endüstriyel otomasyon, teknolojik gelişmelerin iş dünyasına yansıdığı ve verimliliği artırmak için önemli bir alan olarak 2023 yılında da büyümeye devam etti. Bu kapsamda özellikle, endüstriyel robotların kullanımı gözle görülür bir artış gösterdi. 2023 yılında dünya genelindeki endüstriyel robot kullanımlarının önceki yıllara göre büyük bir artış göstermesinde, robotların üretim süreçlerindeki maliyetleri düşürmesi, verimliliği artırması ve iş gücü verimliliğini yükseltme potansiyeli büyük rol oynadı. Endüstriyel robotların üretim süreçlerinde kesintileri azaltarak şirketlere rekabet avantajı sağladığını söyleyen Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, sektörün geldiği noktaya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Endüstriyel robot kullanımının firmalara birçok avantaj sağladığını söyleyen Kandan Özgür Gök, “Öncelikle, bu robotlar sayesinde üretim süreçlerindeki verimlilik artıyor. Robotların hassas ve sürekli çalışma yetenekleri, insan gücüyle karşılaştırıldığında daha az hata yapılmasını sağlıyor ve üretim kalitesini yükseltiyor. Ayrıca, robotlar tekrarlayıcı işleri üstlenerek çalışanların yükünü hafifleterek, daha yaratıcı, analitik veya yönetimsel görevlere odaklanılmasına olanak tanıyor. Bu da iş gücünün verimliliğini artırırken aynı zamanda iş tatmini ve çalışanların becerilerini geliştirmesine olanak sağlıyor. Bununla birlikte yüksek güvenlik önlemleriyle donatılan endüstriyel robotlar, iş kazalarını azaltmaya ve üretim ortamlarını daha güvenli hale getirmeye yardımcı oluyor. Bu sayede, endüstriyel robotların kullanımındaki artış hem işletme hem de çalışanlar açısından çeşitli avantajları beraberinde getiriyor” dedi.

“Endüstriyel otomasyon 2024’te de hız kesmeyecek”

Endüstriyel otomasyonunun teknolojik gelişmelerle birlikte sürekli bir dönüşüm içinde olduğuna dikkat çeken Kandan Özgür Gök, “Yapay zekâ, robotik sistemler ve otomasyon teknolojilerindeki ilerlemeler, endüstriyel süreçleri daha verimli, esnek ve maliyet etkin hale getiriyor. Bu kapsamda 2024 yılında da endüstriyel otomasyonun daha fazla sektöre yayılması ve bu teknolojilerin daha erişilebilir hale gelmesini bekliyoruz. Robotik teknolojilerin daha geniş bir alana yayılması, iş dünyasının daha rekabetçi, verimli ve geleceğe daha iyi hazırlanmış bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı.

Universal Robots olarak, otomasyon süreçlerinin önemli bir parçası olan cobot üretimiyle endüstriyel süreçlerdeki değişime öncülük ettiklerinin altını çizen Kandan Özgür Gök, açıklamalarına şu şekilde devam etti. “Gün geçtikçe daha fazla şirket cobot otomasyonuna doğru ilerlerken, birçoğu da ağır yüklerle nasıl baş edileceğini düşünüyor. Yakın zamanda daha yüksek taşıma kapasiteli cobot'ların kullanıma sunulduğunu gördük. 2024'te bunlar imalat sanayisinin bir kısmını dönüştürmeye devam ederek birçok çalışanın çalışma hayatını iyileştirecek. Bu yıl Universal Robots olarak, tamamı hafif, az yer kaplayan bir sistem içinde daha ağır yük, daha yüksek hız ve üstün hareket kontrolü için üretilmiş yeni bir cobot olan UR30'u piyasaya sunduk. Cobot kompakt boyutuna rağmen yüksek bir kaldırma kapasitesi sunarak, üstün hareket kontrolü büyük yüklerin en iyi şekilde yerleştirebilmesini sağlıyor. Makine besleme uygulamalarında yüksek taşıma kapasitesi, cobot’un aynı anda birden fazla tutucu kullanabilmesine olanak tanıyor. Daha fazla malzemenin tek seferde yüklenmesine olanak tanıyan UR30, değişim sürelerini kısaltarak üretkenliği maksimum seviyeye çıkarmaya yardımcı oluyor. Sadece 63,5 kiloluk kompakt boyutu sayesinde neredeyse tüm çalışma alanlarına sığabilmesi ise, iş hücreleri arasında kolayca taşınabilir hale getiriyor.”

Tanrıkulu, PET şişeden şişeye pazarına giriyor

Genel merkezi Kocaeli’nde bulunan plastik geri dönüşüm şirketi Tanrıkulu, Starlinger recoSTAR PET 215 iV+ şişeden şişeye geri dönüşüm sistemini 2023'ün son çeyreğinde devreye aldı. Yeni PET şişeden şişeye hattı, şirketin kurduğu Starlinger markalı ikinci plastik geri dönüşüm sistemi oldu. 

Tanrıkulu şirketinin Sakarya Akyazı’daki tüketici atığı PET’leri işleme tesisinde devreye alınan yeni geri dönüşüm hattı, PET şişe parçalarını saatte 2,4 ton üretim kapasitesi ile işleyebiliyor. Şirket, yeni PET şişelerde kullanılabilen rPET granüllerini Türkiye ve yurt dışındaki müşterilerine tedarik ediyor.

Üretim firesini azaltan özel bir kartuş filtresi ile donatılan recoSTAR PET 215 iV+ geri dönüşüm hattı, bu sayede üretim verimini artırarak yüksek düzeyde saflaştırılmış eriyik elde edilmesine olanak sağlıyor. DPC 4000 olarak adlandırılan geri yıkama eriyik filtre sistemi, iki adet göz taşıyan piston ve dört eriyik gözü ile sürekli olarak çalışabiliyor. Yaklaşık toplam 4000 cm²'lik filtrasyon alanı, standart filtrelere göre 2,4 kat daha büyük ve 56 μm seviyesinde eriyik filtrelenebiliyor. Diğer başka bir avantaj da, süzgeç değişimi ve geri yıkama sırasında filtrasyon prosesinde filtrasyon alanının %75'i kullanılabilir olduğundan yüksek proses dengesi görülüyor. DPC 4000 kartuş filtresi, geri yıkama sırasında eriyik kaybını ciddi seviyede azaltarak, sistem performansını da iyileştiriyor.

Tanrıkulu Şirketler Grubu Genel Müdürü İzzet Tanrıkulu konu ile ilgili olarak, “PET geri dönüşümü ile ilgili devam eden bu yatırımlarımız ile gelecek nesiller için ambalaj döngüsünü kısaltarak sosyal, kültürel ve doğal ortamımızı korumayı hedefliyoruz. Atılan her PET şişesi tekrar yeni bir PET şişesi olmalıdır. Starlinger, PET şişeden şişeye geri dönüşüm alanında öncü teknoloji tedarikçilerinden birisidir. Şirketin geri dönüşüm prosesi, gıda ve meşrubat sektöründeki uluslararası marka sahipleri ve ayrıca FDA ve EFSA gibi önemli resmî makamlar tarafından onaylanmıştır. Geri dönüşüm alanındaki derin tecrübemizi en yeni geri dönüşüm teknolojisi ile bir araya getirerek, plastik atığı ve kaynak tüketimini azaltarak plastik ambalajın çevreye verdiği etkiyi düşürmeye çalışıyoruz" açıklamalarında bulunuyor.

ABB, 2024 yılında robot teknolojisi ve yapay zekâ alanında yeni sınırlar belirliyor

ABB Robotik Bölümü Başkanı Marc Segura, daha önce robotik otomasyon tarafından çözüm sunulmayan yeni segmentlerde genişlemeye devam edeceklerini ve 2024 yılında bu hedefleri doğrultusunda robotik odaklı yapay zekâ çözümleri için üç itici güç açıkladı.

Marc Segura, "İlerleyen yıllarda yapay zekânın kritik rolüne daha fazla odaklanılacağını göreceğiz. Mobil robotlar ve kobot'lardan, yeni sektörlerde yeni robotik uygulamaların etkinleştirilmesine, insanların öğrenmesi ve gelişmesi için yeni fırsatlar oluşturulmasına kadar, yapay zekânın bu yeni sınırları endüstriyel robotiğin geleceğini yeniden tanımlıyor" dedi.

1- Yapay zekâ, robotik uygulamalarda yeni özerklik düzeylerine ulaşacak

Yapay zekâdaki ilerlemeyi hızlandırmak, endüstriyel robotikle neyin mümkün olabileceğini yeniden tanımlıyor. Yapay zekâ, robotların kavrama, seçme ve yerleştirme yeteneklerinden dinamik ortamlarda haritalama ve gezinme yeteneklerine kadar her şeyi geliştiriyor. Yapay zekâ, mobil robotlardan kobot'lara ve daha ötesine kadar robotlara benzeri görülmemiş düzeyde hız, doğruluk ve yük taşıma yeteneği kazandırıyor ve esnek fabrikalar, depolar, lojistik merkezleri ile laboratuvarlar gibi ortamlarda daha fazla görev üstlenebilmelerine olanak tanıyor.

Segura, "Yapay zekâ destekli mobil robotlar ayrık üretim, lojistik ve laboratuvarlar gibi sektörleri dönüştürebilir. Örneğin, ABB'nin yeni Görsel Eşzamanlı Yerelleştirme ve Haritalama (Visual SLAM) teknolojisiyle donatılmış robotlar, gelişmiş haritalama ve navigasyon becerilerine sahip olup, yeni otonom düzeyleri sağlarken, aynı zamanda önceki nesil güdümlü robotların ihtiyaç duyduğu altyapıyı büyük ölçüde azaltıyor. Bu, doğrusal üretim hatlarından dinamik ağlara geçişin önünü açıyor, kayda değer verimlilikler ortaya çıkarıyor. Daha sıkıcı, kirli ve tehlikeli görevleri üstlenerek, artık çalışanların daha ödüllendirici işler üstlenebilmelerini sağlıyor" dedi.

 

TOMRA, yapay zekâ alanındaki stratejik iş birliklerini genişletiyor

TOMRA, yapay zekâ tabanlı atık akışı izleme alanında öncü start-up şirketlerinden PolyPerception'ın yüzde 25 hissesini satın alarak yapay zekâ alanındaki konumunu daha da güçlendiriyor. TOMRA, Aralık 2022'de PolyPerception ile iş birliğine başladı ve şirkete yapılan bu yatırım, TOMRA'nın en son teknolojiyle kaynak geri kazanımı yolculuğunda başka bir adım oluyor.   

TOMRA Recycling Başkanı Dr.Volker Rehrmann, konu ile ilgili olarak: "PolyPerception ile iş birliğimiz sayesinde gelişmiş malzeme ayıklama sistemlerimizi ve bulut tabanlı izleme çözümümüzü şirketin yenilikçi malzeme analiziyle birleştirebiliriz. Bu sinerji, tüm süreç ve malzeme akışını optimum şekilde geliştirmemizi sağlayarak müşterilerimize önemli bir avantaj sunuyor. Ayrıca, makinelerimizi kesintisiz olarak geliştirirken PolyPerceptions'ın verilerinden ve yapay zekâ uzmanlığından yararlanmamızı sağlayacak" diye belirtiyor.

PET geri dönüşüm ve ayıklama tesisleri için atık analizi

PolyPerception, PET geri dönüşüm ve ayıklama tesisleri için atık analizi çözümü sunuyor. Şirket, ayıklama sürecindeki önemli noktalarda verileri ölçerek, veriye dayalı kararları mümkün kılmak için tesis operatörlerinin, ayıklama akışlarının kalitesini ve kalan akıştaki iyi malzeme kaybını düzenli olarak değerlendirmesine yardımcı oluyor. Ayrıca otomatik bir uyumluluk sistemi olarak da işlev görerek, gıdaya uygun geri dönüşümü düzenleyen zorunlu yönetmeliklere ve yerel mevzuatlara uyumu sağlıyor. Yönetmelikler giderek daha sıkı hale gelirken PolyPerception, sundukları dönüşüm teknolojisine yönelik pazardaki talebin artacağını öngörüyor.

PolyPerception'ın kurucu ortağı ve CEO'su Nicolas Braem, şunları ekliyor: "Önemli bir stratejik ortak ve distribütör olarak TOMRA ile iş birliğimizi güçlendirmekten mutluluk duyuyoruz. TOMRA'nın pazardaki öncü konumu ve geniş sektör deneyimi sayesinde, teknolojimizin gelişimini hızlandırabilir ve ticari gücümüzü arttırmak için daha fazla pazar görünürlüğü elde edebiliriz. Ayrıca, ayıklama süreçlerini daha hızlı otomatikleştirme misyonumuzu ilerletmek için ek iş birliği fırsatlarını keşfetme konusunda da heyecanlıyız. Bu bir kazan-kazan iş birliği!"

TOMRA'nın merkezinde yapay zekâ ve veriler

TOMRA için yapay zekâ ve veriler, makine öğrenimi, tanıma ve altyapı kapsamındaki belirli uygulamalarla uzun zamandır şirket Ar-Ge faaliyetlerinin ve ürün portföyünün ayrılmaz bir parçası. 

TOMRA, 2019 yılında atık ayıklamaya yönelik sektörün ilk derin öğrenme teknolojisini tanıttı: Bu yenilik, derin öğrenme teknolojisini şirketin geleneksel sensörleriyle birleştirerek PE silikon kartuşların polietilen (PE) akışlarından ayrıştırılması gibi sınıflandırılması zor malzemelerin ayıklanmasını sağlıyor. 

Bu gelişmelerin akabinde TOMRA, yapay zekâ ve makine öğreniminin bir alt kümesi olarak kabul edilen derin öğrenmenin geliştirilmesine yatırım yapmaya devam etti. 2022'de ağaç cipsi sınıflandırması için bir uygulama geliştirildi. Rehrmann; "Yapay zekânın kendini ispatlamış sensörlerimizin gücüyle birlikte malzeme döngüselliğini büyük ölçüde artıracağına inanıyoruz. Şirketimiz bünyesinde görevli Ar-ge ekiplerimiz kesintisiz olarak çalışıyor. 2024'ün ilk yarısında bu konuda TOMRA'dan daha fazla yenilik duyacaksınız" şeklinde açıkladı. 

Enjeksiyon makine siparişinizi online hale getirin

Woojin Plaimm, dünyanın ilk e-teklif sistemini Türkiye şubesi üzerinden tanıttı

Küresel plastik enjeksiyon kalıplama makinesi sağlayıcısı Woojin Plaimm, yenilikçi bir hamleyle, 1 Mart 2024'ten itibaren Türkiye şubesi aracılığıyla dünyanın ilk çevrimiçi satış sistemini tanıttı. Bu yenilikçi sistem, bir dizi kullanıcı dostu özellik sunarak müşteri rahatlığını artırmayı amaçlıyor. Kullanıcıların her yerde ve her zaman uygun makine fiyatlarına kolaylıkla ulaşmasını sağlıyor.

Sistemin Temel Özellikleri

  • Hızlı Fiyat Teklifi Sistemi: Müşteriler artık ayrı oturum açmaya gerek kalmadan makine fiyat tahminleri alabiliyor. Bu özellik, kullanıcıların çeşitli makinelerin fiyatlarını hızlı ve kolay bir şekilde kavramasını sağlıyor.
  • Detaylı Fiyat Teklifi Sistemi: Kullanıcı kaydı gerektiren bu sistem, kullanıcıların paket seçeneklerini keşfetmesine olanak sağlıyor. Müşterilerin gereksinimlerine uygun seçenekleri seçmesine ve buna göre ayrıntılı teklifler almasına olanak tanıyor.
  • Karşılaştırmalı Fiyatlandırma: Kullanıcılar aynı makinenin çeşitli modellerinin ayrıntılı özelliklerini ve fiyatlarını karşılaştırabilecekler. Bu özellik, müşterilerin çeşitli seçenekleri değerlendirmesine ve en uygun seçimleri yapmasına olanak tanıyor.
  • Gerçek Zamanlı Sorular ve Destek: Kullanıcılar, olabilecek ek soruları için gerçek zamanlı, ayrıntılı fiyat teklifleri alabilecekler. Bu, müşterilerin gerekli bilgilere hızlı erişimini kolaylaştırıyor.

Woojin Plaimm, bu çevrimiçi satış sistemini uygulayarak müşterilerine gelişmiş hizmetler sunmayı ve onlara bilinçli satın alma kararlarını kolaylaştıracak bilgiler sağlamayı amaçlıyor. Bu girişim, makine endüstrisinde çevrimiçi satış sistemleri alanında ileriye doğru atılmış önemli bir adım anlamına geliyor.

İlgilenen müşteriler, 1 Mart itibarıyla bu yeniliği şirketin web sitesinden kullanmaya başlayabilecekler.

WOOJIN PLAIMM

Tek adımda filtreleme ve bileşik oluşturma

Coperion, tüketici sonrası içeriğin (PCR) ve yoğun kirli diğer polimerlerin geri dönüşümü için "filtreleme" ve "bileşik oluşturma" işlemlerini tek bir üretim adımında mümkün kılan yenilikçi filtrasyon bileşeni ZKS FilCo'yu geliştirdiğini duyurdu.

Şirket tarafından verilen bilgiye göre; PCR ve polimer, geleneksel geri dönüşüm tesislerinde ilk olarak tek vidalı ya da çift vidalı bir ekstruder kullanılarak eritilir, ardından filtrelenir ve granüle edilir. Daha sonra, filtrelenen granül ikinci bir tesiste çift helezonlu ekstrudere gönderilir, burada tekrar eritilir ve katkı maddeleri, takviye ve dolum maddeleri yardımıyla birleştirilir ve tekrar granül elde edilir. Bu üretim yönteminde eritme enerjisinin iki kez uygulanması gerekir. Geri dönüştürülen içerik, yüksek enerji tüketiminin yanı sıra yüksek termal strese maruz kalır ve bu da bozulmanın artmasına, polimer zincirinin kısalmasına ve böylece ürün kalitesinin düşmesine neden olur.

Yeni ZSK FilCo ise, geri dönüştürülen içeriğin tek bir üretim adımında eritilmesini, filtrelenmesini, bileşik oluşturulmasını ve granüle edilmesini sağlayabiliyor. Kullanılmış plastik, öğütülmüş ürün, elyaf yumakları, folyo pulları ya da aglomer formunda bir ZSK çift helezonlu ekstrudere gönderiliyor ve burada tüm bileşenleriyle (tüm polimerler, PE, PP, PA, PS, PC/ABS vb.) eritiliyor, homojenleştiriliyor ve gazı gideriliyor. Daha sonra eriyik, ZSK ekstruderinden boşaltılıyor, tüm kirleticiler bir filtre üzerinden uzaklaştırılıyor ve çift helezonlu ekstrudere geri gönderiliyor. Burada cam, ahşap ve karbon fiberler gibi takviye malzemeleri veya talk, CaCO3 ya da öğütülmüş PEX gibi dolgu maddeleri erimiş malzemeye ekleniyor ve yeniden bileşikler pelet haline getiriliyor. 

Bu zamana kadar geri dönüşüm işlemi için kullanılan iki kademeli üretim tesislerine kıyasla, yeni teknoloji çok daha az alan gereksinimine ihtiyaç duyuyor. Ayrıca şirket, ekstrüzyon prosesi için enerji tüketimi ve emisyonların %50’den fazla oranda azaldığını, bunun yanı sıra yeniden bileşiklerde çok daha yüksek bir kalite elde edilmesinin mümkün olduğunu iddia ediyor. Geri dönüşüm prosesi için zaman ihtiyacı ciddi oranda düşüyor ve birleştirilen maddeler, gravimetrik Coperion K-Tron dozajlayıcılar kullanılarak nokta hassasiyetiyle birleştirilebiliyor.

Şirketlerinin bu son geliştirmesinden dolayı gururlu olduklarını dile getiren Coperion Proses Teknolojisi Geri Dönüşüm Takım Lideri Marina Matta, "ZSK FilCo, plastiklerin geri dönüşümünü optimize etmeye ve prosesin sürdürülebilirliğini daha da artırmaya yönelik kararlı çabalarımızın bir başka sonucudur. ZSK FilCo'nun son derece iyi enerji dengesi ve yüksek nihai ürün kalitesi, PCR ya da kontamine polimerlerin geri dönüşümünü birçok şirket için tekrar daha cazip hale getirecek olan önemli argümanlardır" açıklamalarında bulunuyor.

COPERION

Volvo’nun elektrikli araçlarını FANUC robotları üretecek

Sürdürülebilirliğe odaklanan dünyanın en büyük endüstriyel robot üreticileri arasında yer alan Japonya merkezli FANUC, büyüme hedefleri doğrultusunda bir yeni iş birliği daha gerçekleştirdiğini duyurdu. Farklı sektörlerden birçok markanın fabrika otomasyonunu endüstriyel robotlarıyla üretken haline getiren şirket, dünyanın en büyük otomobil üreticileri arasında yer alan Volvo Cars ile sözleşme imzaladı. Şirket, bu kapsamda Avrupa, Asya ve Amerika'daki yeni akü üretim tesisleri de dahil olmak üzere modern bir otomobil üretim tesisinde yer alan çeşitli üretim atölyeleri için endüstriyel robotlar sağlayacak.

Günümüzde endüstriyel robotların tüm dünyadaki otomobil ve otomotiv parçaları üreten fabrikaların üretim verimliliğine büyük katkı sağladığını ifade eden FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Otomotiv sektörüne özel sunduğumuz 0.5 kg’dan 2.300 kg’a kadar kaldırma kapasitesine sahip robotlarla insan-makine iş birliğini artırıyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren dünyanın önde gelen firmalarıyla çözüm ortaklığını sürdürürken robotlarla sürecin birçok farklı aşamasında üretime destek oluyoruz. FANUC Global’in bu anlamda dünyanın sayılı otomobil üreticilerinden biri olan Volvo ile yaptığı sözleşme de çok anlamlı. Fabrika otomasyonunda uzun vadeli bir ortak arayan Volvo ile otomotiv endüstrisinin geleceğini birlikte şekillendireceğimiz için gurur duyuyoruz. Nitekim Volvo 2030 yılında tamamen elektrikli araç satmayı planlayan, 2040 itibarıyla da bütün fabrikalarının tamamen karbon nötr olmasını amaçlayan bir şirket” dedi.

FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper YiğitFANUC’tan Volvo fabrikasına ilk etapta 700’den fazla robot tedariki

Robotların Volvo’nun üretim hatlarına en iyi şekilde entegre edilmesini sağlamak için FANUC’un uzman mühendislerden oluşan ekibinin tüm üretim zincirini kapsayan geniş bir uygulama yelpazesi için özel donanım ve yazılım çözümleri geliştirdiğini belirten Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “İlk aşamada Volvo’nun ilk araçlarını 2026'da üretim hattından çıkmasını beklediği Slovakya’daki yeni bir üretim tesisine 700’den fazla robot tedarik edilecek. Bu tesis aynı zamanda Volvo’nun yalnızca elektrikli araçlar üreten ilk tesisi olacak. Aynı aşamada markanın Belçika ve Çin’deki tesislerine de tedarik sağlanacak. FANUC robotlarının az enerji tüketmesi, son derece dayanıklı olması ve sınırsız bir süre boyunca bakımdan yararlanması, bizi sürdürülebilir bir şekilde çalışmak isteyen şirketler için cazip bir ortak haline getiriyor.”

FANUC

Üretimdeki başarının şifresi kalıp sıcaklığı kontrolünden geçiyor

Yüksek mukavemet ve görsellik gerektiren mühendislik plastikleri (PET, PC, PA GRUBU, ABS) üretiminde kalıp sıcaklığının hassasiyeti ve kontrolü çok önemlidir.

Uygun sıcaklıkta olmayan kalıplarda yapılan üretimlerde yüzey ve şekil bozukluğu, ürünlerde düşük mukavemet değerleri, eksik ürün, ölçü farklılıkları söz konusu olur. Uygun sıcaklıkta olmayan kalıplama yüzeyinden dolayı enjeksiyon basıncında gereksiz yükselmeler görülür.

Favori Grup’un soğutma ve ısı kontrol çözümleri, ürün kalitesini iyileştirerek daha az fire, daha düşük üretim maliyeti, daha az ürün iadesi ve daha fazla üretim yapılmasına doğrudan katkı sağlıyor. Aynı zamanda çevrim süresini kısaltarak ürün başına düşen enerji maliyetini azaltarak rekabet gücünü artırıyor.

Enjeksiyon prosesinde kritik öneme sahip kalıp şartlandırıcılar

Favori Grup’un distribütörlüğünü üstlendiği Rhong markası, plastik sektörünün ihtiyaç duyabileceği tüm yardımcı ekipmanları üreten güçlü bir tedarikçi. Şirket, aynı zamanda BOLE firmasının da ana tedarikçisi konumunda bulunuyor. Kalıplar için gerekli ısı kontrolünde sulu ve yağlı tip olarak ikiye ayrılan kalıp şartlandırıcıları fiyat-performans konusunda hayli öne çıktığı için de üreticiler tarafından sıklıkla tercih sebebi oluyor. Isıtma kapasitesine göre de 6-9-12kW ısıtma güçleri ve 30-45-75 litrelik hazne kapasiteleri bulunuyor. Sulu tip modelleri 15°C ila 120°C sıcaklık verirken, yağlı tip modelleri 25°C ila 200°C arasında kalıp ısısını sabit tutabiliyor.

Rhong kalıp şartlandırıcılarının ayırt edici özellikleri şu şekilde sıralanıyor; 

•Ürünlerin yüzey kararlılığını artırır, şeffaflık dağılımı sağlar

•Polikarbonat gibi mühendislik ürünleri için olmazsa olmazdır

•Ürün üzerindeki yürüme izlerinin oluşumunu engeller

•Üretim sonrası ürünlerde boyama ve kaplama hatalarını engeller 

•Pürüzsüz, stabil düzgün bir yüzey sağlar

•Mühendislik ürünleri için olmazsa olmaz ölçüsel sabitliği sağlar

•Ürün üzerindeki çöküntülerin önüne geçer

•Pervane fan gibi ürünlerin eksenel kaçıklığını engeller

•Doğru ısı doğru cihaz seçimi ile firmaların red sayısı azalmış olur, kalite kontrolün işi kolaylaşır

•Kozmetik sorunların önüne geçer

•Ürünlerin mukavemeti artar, kırılganlık yok olur

•Normal üretim sonrasında yere atıldığında bile kırılabilen Poliamid ürünlerin Rhong kalıp şartlandırıcısı kullanılarak üretilmesi sonrasında çok daha yüksek şiddette darbelere mukavim olduğu test edilmiştir. 

Rhong Sulu Kalıp Şartlandırıcılar tüm plastik endüstrisine hitap ederken, Yağlı Kalıp Şartlandırıcıları özel nitelikli mühendislik polimerleri kullanan firmalar tarafından sıklıkla tercih ediliyor.

Büyük kalıplarda veya erkek tarafın ayrı, dişi tarafın ayrı sıcaklıklarda tutulması gereken üretim proseslerinde 6+6, 9+9, 12+12 gibi çiftli bölgeli kompakt modellerin seçimi, bir yandan alan ihtiyacını azaltırken, diğer yandan yüksek performansı ile üretime katkı sağlıyor.

Soğutma grubunda temsilcilikten, müşterilerin ihtiyaçlarına uygun olarak ülkemizde üretilen FG Chiller markasına…

Kurulduğu günden bu yana müşterilerine Chiller konusunda da destek sağlayan Favori Grup, 2021 yılına kadar farklı bir firmanın temsilciliğini yaparken, artık kendi bünyesinde üretim gerçekleştiriyor. Şirket kendi markasını oluşturma fikriyle OEM olarak sektörün ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği “FG Chiller” markası ile soğutma grubunda da müşterilerine hizmet veriyor.

Şirket, 380.000 kcal’a kadar su soğutma üniteleriyle sektöre hizmet verirken ayrıca 540.000 kcal’a kadar da kuru hava soğutucuları da yine üreticilerin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi güvencesi ile üretilen ürünler, dış ortamda kullanılabilecek şekilde dizayn ediliyor. Üretilen cihazların tüm boru ve kablo bağlantıları önce FG Chiller ekibi tarafından test edilip, yerine yerleştirmeye hazır halde müşterilerine sunuluyor. Cihazların üzerinde bulunan mikro işlemcili kontrol sistemi hava sıcaklıklarını dijital olarak gösterebiliyor ve bu sayede kapasite kontrolünün kolaylıkla yapılabilmesini sağlıyor. Ürün donanımında bakır borulu kanat kullanılan cihazlar, yüksek ortam sıcaklığında çalışmaya uygun performans sergiliyor. Bununla birlikte yüksek verimli hava soğutmalı kondenserler Favori Grup tarafından ülkemizde üretiliyor. Cihazlara istenildiği takdirde uzaktan izleme modülü de ekleyebildiklerini belirten şirket yetkilileri, bu sayede cihazdaki alarmları, bakım zamanlarını merkezden takip edebildiklerini ve cihaz ömrünü rakiplerine oranla daha da uzattıklarını söylüyorlar. Şirket yetkilileri önemli bileşenleri de Avrupa menşeli markalardan tedarik ettiklerini, bu sayede de üst kalitede bir cihazla sektörde yer almanın gururunu yaşadıklarını ayrıca belirtiyorlar.

FAVORİ GRUP

Enerji tüketimi yüzde 30’dan fazla azaltıldı

Yeni geliştirilen ambalaj, yemeye hazır yemeklerin iştah açıcı bir şekilde tabakta  sunulmasını çok kolaylaştırıyor.Servo elektrikli EcoPower Xpress ile Heinrich Axmann'da son derece sofistike ince duvarlı ambalaj kapları üretiliyor

İnce duvar teknolojisindeki yeni bir paketleme konsepti Almanya Köln’de bulunan Heinrich Axmann GmbH & Co. KG için enjeksiyon kalıplamada enerji devrimini beraberinde getirdi. Bu proje için şirket ilk kez tamamen elektrikli bir enjeksiyon kalıplama makinesine yatırım gerçekleştirdi. Hibrit makine modelleriyle karşılaştırıldığında enerji tüketimindeki azalma yüzde 30'dan daha yüksek oldu. Enjeksiyon kalıplama ortağı WITTMANN, EcoPower Xpress makinesini Sonic yüksek hızlı robot ile donatılmış, tam entegre ve her şey dahil bir çözüm olarak sundu.

Hemen hemen herkes şunu deneyimlemiştir ki: hazır yemek kullanımında paketi açarken yemek lezzetli görünür. Et ve garnitürler çekici bir şekilde düzenlenmiştir. Ama şimdi işin zor kısmı geliyor: yiyeceği bir tabağa aktarmak. Birçok tüketici bir kaşık kullanır, hatta diğerleri içindekileri çıkarmak için kâseyi ters çevirir, bu da kesinlikle yemeğin görünüşünü ve dolayısıyla tüketicinin de iştahını bozar.  

Heinrich Axmann GmbH & Co. KG'nin CEO'su Heiner Axmann bu ikilemi çözmek için parlak bir fikir ortaya koydu. Paketin alt kısmındaki yırtma-açma mekanizması yardımıyla açılabilen plastik bir kâse tasarladı. Bu sayede kap açıldıktan sonra paketin kenarı yukarı doğru katlanarak yeme-ğin tabağa düzgün bir şekilde kaydırılması ve tıpkı taze hazırlanıp ambalaj kabına dolduruldu-ğunda olduğu gibi yemeğin iştah açıcı görünmeye devam etmesi sağlandı. Heiner Axmann, "Müşterilerimiz, kendi mutfakları olmadan faaliyet gösteren hastaneler, huzurevleri veya ço-cuk bakım merkezleri gibi kurumlara hizmeti, daha kaliteli bir şekilde taşımayı düşünmüştü" diyor. "Herkes yemeklerinin tadını çıkarabilmeli. Dahası, yeni konsept mümkün olan en yüksek hijyen standartlarını sunmaktadır. Yemekleri dağıtan hemşirenin kendisi asla yemekle temas etmemelidir."

Woojin Plaimm’den yenilikçi teknolojiler

Plastik enjeksiyon makinesi alanında kendini küresel bir lider olarak tanımlayan Woojin Plaimm, dünya çapında 40'tan fazla tesisteki varlığıyla teknolojik yeniliğe öncülük ediyor. 1985 yılında kurulan şirket, küresel pazarda önemli bir role sahip olmak için sürekli olarak çözümlerini geliştirmeye devam ediyor.

Woojin Plaimm’in, dünya genelindeki iştirak ağıyla sektörün şekillenmesinde çok önemli bir rol üstlendiğini dile getiren şirket yetkilileri Kore'deki Genel Merkez’in, rekabet avantajı yaratmak ve şirketlerinin küreselleşmesine katkıda bulunmak için bir merkez olarak hizmet verdiğini belirtiyorlar. Şirketin Avusturya'daki araştırma ve geliştirme enstitüsü, küresel genişleme için ön cephe üssü olarak hareket ederek en son teknolojinin geliştirilmesine odaklanıyor. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Çin'deki iştirakleri ise şirketin küresel ağının merkez üsleri olarak hizmet veriyor.