Monday, Dec 23rd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home Examples of the Reader Röportaj Stäubli teknolojiyi oluşturan ve yönlendiren global ölçekte bir firma

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Stäubli teknolojiyi oluşturan ve yönlendiren global ölçekte bir firma

Kerem Keçeci Stäubli Robotics Türkiye Kıdemli Satış Mühendisi ve Bölge/ Segment YöneticisiEndüstriyel robotların, özellikle tekrarlayan operasyonlar, kapasite ve verimlilik artışı, üstün hassasiyet gerektiren proses ve uygulamalarda çok önemli avantajlar sağladığını belirten Stäubli Robotics Türkiye Kıdemli Satış Mühendisi ve Bölge/Segment Yöneticisi Sayın Kerem Keçeci ile firmanın kuruluşu, ürün grupları, çözümleri ve hedefleri hakkında gerçekleştirdiğimiz röportajımızla sizleri baş başa bırakıyoruz.

Öncelikle kendinizden kısaca bahseder misiniz?

1972 Samsun doğumluyum. 1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’nden mezun oldum. 1999 yılından beri sırasıyla Hidrolik, Pnömatik ve son olarak da Robotik Otomasyon sektörünün içerisindeyim. 6 yılı aşkın bir süredir, Stäubli Robotics Türkiye’de, Kıdemli Satış Mühendisi ve Bölge/ Segment Yöneticisi olarak görev yapmaktayım.

Firmanızı tanıyabilir miyiz? Kuruluş aşamalarınız ve gelişim süreciniz hakkında okuyucularımızı bilgilendirir misiniz?

Stäubli Türkiye macerasına 1996 yılında Genel Müdürümüz Muzaffer Sinangil öncülüğünde 3 kişilik bir ekiple başladı. Öncelikle 3 ana faaliyet alanımızdan birincisi olan Tekstil bölümü faaliyetlerine başladı. 2001 yılına geldiğimizde diğer bir faaliyet alanımız olan Konnektör bölümü aktif hale geldi. Son olarak 2005 yılı başından itibaren üçüncü aktivitemiz olan Robotik bölümü de faaliyetlerine başladı. En son, 2018 yılı başında Tuzla’daki tesisimizde, Konnektör bölümümüz bünyesinde, özellikle PV(PhotoVoltaic)/Solar (Güneş Enerjisi) panelleri sektöründe kullanılan Junction Box (bağlantı kutusu) imalatına başlamış bulunuyoruz. Şu an itibari ile toplam 100 kişi üzerinde bir ekiple Türk Sanayisinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz.

RX160 ve TX90 robotları ile enjeksiyon kalıbı parçalarının yükleme ve boşaltma uygulamasıStäubli olarak çözümlerinizden bahseder misiniz? Ürün yelpazeniz hakkında bilgi verir misiniz?

Endüstriyel otomasyon için robotik ürün gruplarımız mevcut. Ayrıca, söz konusu tüm ürün gruplarımız ile ilgili olarak satış, eğitim ve profesyonel servis/yedek parça hizmetlerini yerleşik uzman kadromuz ve yurtdışı (İsviçre) merkezimize bağlı olarak kurulan kendi organizasyonumuz ile vermekteyiz.

4 eksenli SCARA ve 6 eksenli endüstriyel tip robot kolları ile ilgili ürün grubumuz haricinde bazı sektörler için spesifik olarak üretilen ve hazır çözüm yazılımlar ile birlikte uygulama ve entegrasyon kolaylığı sağlayan özel ürün grupları da sunuyoruz.

TX2-90 altı eksenli robotMüşteri profilinizi kimler oluşturuyor? Öncelikli olarak Türkiye pazarında hedef aldığınız sektörler hangileridir?

Ark kaynak vb. uygulamalar haricinde hemen hemen tüm sektörlere hitap edebilen endüstriyel tip robot kolları ile ilgili ürün grubumuz ve bazı sektörler (yüksek nemli, ilaç, paketleme, boyama, yarı iletken, plastik v.b) için spesifik olarak üretilen ve hazır çözüm yazılımlar ile birlikte uygulama ve entegrasyon kolaylığı sağlayan özel ürün gruplarımız sayesinde Stäubli Robotics Bölümü olarak, Gıda / Ambalaj, Metal/Parça İşleme/Takım Tezgahları, İlaç, Plastik, Boya, Fotovoltaik (solar) ve Yarı iletken (semiconductor) gibi belli başlı sektörler için robotik otomasyon çözümleri sunuyoruz.

Stäubli olarak ambalaj sektörüne yönelik sunduğunuz robot çözümlerinizden bahsedebilir misiniz?

Stäubli Robotics Türkiye olarak projenin tamamını bizzat biz yapmıyoruz, sistem entegratörü adını verdiğimiz ve çözüm ortaklarımız olan sistem partnerlerimizin gerçekleştirdikleri projelere kapsamlı robotik desteği veriyoruz ve böylece komple çözüm sunulmuş ve son kullanıcı müşterilerin beklentileri karşılanmış oluyor.

TP80 Fast picker (Hızlı toplayıcı) robotAmbalaj sektörüne yönelik olarak, özellikle birincil (primary) paketleme, ikincil (secondary) paketleme, kutulama, kolileme ve paletleme gibi konularda robotik çözümler sunmaktayız.

2013 yılında ürün gamımıza ambalaj/paketleme sektörü için vazgeçilmez olan hız ve hassasiyeti bir arada bünyesinde barındıran TP80 “Fast Picker” adını verdiğimiz süper hızlı ve dinamik robotumuz dâhil oldu. Fast Picker (Hızlı Toplayıcı) tarzı 4 eksenli bu robotumuz dakikada 200 hareket (ppm - pick per minute) sunabilen çevrim hızlarına kadar çıkabilme yeteneğine sahip. Bu ürün, gıda ve ambalaj/ paketleme gibi sektörlerde bilhassa istenen, yüksek hız ve daha az bakım ihtiyacı gibi özellikleri, uygun maliyet ve entegrasyon kolaylığı ile birlikte sunabilen çok özel bir ürün ve piyasaya çıktığından beri benzersizliği sayesinde sunduğu avantajlarından dolayı gerek yurtdışı gerekse de yurtiçinde oldukça yoğun ilgi görüyor.

Paletleme uygulamalarında taşınacak ürünlerin farklılığına göre nasıl çözümler geliştiriyorsunuz? Ürünleri taşımak amacıyla kullandığınız robot teknolojileri hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz?

Daha önce de belirttiğim gibi, Stäubli Robotics Türkiye olarak projenin tamamını bizzat biz yapmıyoruz ve dolayısıyla toplam sistem çözümlerini biz geliştirmiyoruz. Sistem entegratörü adını verdiğimiz ve çözüm ortaklarımız olan sistem partnerlerimiz bu konularda uzman oldukları için gerekli çözümü oluşturup projeleri gerçekleştiriyorlar ve bu noktada biz de ana robot firması olarak söz konusu projeler için kapsamlı robotik desteği veriyoruz. Bu destek kapsamında, Erişim Analizleri, Çevrim Süresi Analizleri, 3D Simülasyonlar, Saha denemeleri vb. Fizibilite çalışmaları sunuyoruz. Böylelikle, komple çözüm sunulmuş ve son kullanıcı müşterilerin beklentileri karşılanmış oluyor.

Üretim hattına Stäubli markalı robotu entegre eden bir firma ne gibi avantajlar elde edebilir?

Endüstriyel robotlarımız, özellikle tekrarlayan operasyonlar, kapasite ve verimlilik artışı, üstün hassasiyet vb. gerektiren proses ve uygulamalarda çok önemli avantajlar sağlamaktadır. Bu avantajlara örnek olarak, ürünlerde kalite ve çoğunlukla kapasite artışı, verim artışı, iş gücünün daha kalifiye işlerde değerlendirilebilmesi vb. olarak sayılabilir.

Stäubli çok eksenli endüstriyel robotlar, farklı ve özel mekanik yapıları (patentli dişli redüktör yapısı) ile beraber tasarımları sayesinde kendi sınıfında her zaman en hızlı, en hassas, kompakt ve en az bakım gereksiniminden dolayı sorunsuzluk gibi özellikleri ile öne çıkmakta ve bilinmektedirler. Sonuç olarak, emsallerine göre genelde hız, hassasiyet ve özellikle mekanik sorunsuzlukları ile öne çıkan ve haklı bir üne sahip olan endüstriyel robotik ürün yelpazesine sahip olduğumuz için bu fark yaratıcı özelliklerimiz ön plana çıkmakta ve işletmelere değer katmaktadır.

Satış öncesi ve satış sonrası hizmet ağınızdan bahseder misiniz? Müşteri memnuniyeti için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Stäubli Robotik Türkiye’de uzun süreden beri yerleşik kendi iştiraki ve profesyonel ekipleri (Satış, Uygulama ve Servis Mühendisleri) sayesinde Müşteri Memnuniyeti ve Bağlılığı konusunda da en üst seviyede hizmet kalitesi ile öne çıkmakta ve bilinmektedir. Bu bağlamda, tüm ürün gruplarımız ile ilgili olarak satış, eğitim ve profesyonel servis/yedek parça hizmetlerini yerleşik uzman kadromuz ve yurtdışı (İsviçre) merkezimize bağlı olarak kurulan kendi organizasyonumuz ile vermekteyiz.

Ayrıca, Uygulama Mühendisleri Ekibimiz ile Robot programlama desteği, Servis Mühendisleri Ekibimiz ile sahada Periyodik Bakım ve Arıza Onarım Hizmetleri, Stoktan Yedek Parça Temini ve sahada değişim hizmetlerini de sunuyoruz. Bunun dışında, Operatör, Kullanıcı ve Programcı gibi çeşitli seviyelerde programlama ve Bakım konusunda profesyonel ve interaktif Eğitim Hizmetleri de sunmaktayız.

Stäubli Türkiye Ekibi olarak, ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgemizi de bu yılın başında almış bulunmaktayız. Bu da, müşteri memnuniyetine verdiğimiz önemin ne kadar yüksek olduğunun bir göstergesidir. Özellikle, periyodik olarak düzenlemekte olduğumuz Müşteri Memnuniyeti Anketlerimiz sayesinde sunduğumuz hizmetlerin kalitesinin daha da üst seviyelere taşınacağı ve dolayısıyla da müşteri memnuniyeti seviyelerimizin daha da yukarılara çıkacağı aşikârdır.

Teknolojik gelişmelerin takipçisi misiniz? Ar-Ge çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Yurt dışına bağlı bir firma olduğumuzdan Ar-Ge çalışmalarının tümü yurt dışındaki tesislerimizde gerçekleşmektedir.

1892 yılında İsviçre’de temelleri atılmış endüstriyel bir mekatronik şirketi olan Stäubli, tekstil makinaları, hızlı bağlantı elemanları ve robotik üretiminden oluşan üç bağımsız alanda mekatronik çözümler sağlayan bir firma olarak Ar-Ge konusuna oldukça yüksek bir önem vermektedir. Stäubli’nin dünya çapındaki mevcut 4.500 civarında çalışanından yaklaşık 500’ü Ar-Ge konusunda çalışmaktadır ve global cirosunun yaklaşık %10’unu Ar-Ge için ayırması sayesinde 1.500’ün üzerinde patent sahibidir. Dolayısıyla, Stäubli, kendi konularında teknolojiyi takip eden değil, teknolojiyi oluşturan, yönlendiren ve taklit edilmeye çalışılan global ölçekte lider bir firmadır.

Firmanızın piyasadaki konumunu nasıl buluyorsunuz? Lideri olduğunuz bir Pazar var mı? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz nelerdir?

Kaynak robotları üretmediğimiz için onun dışındaki sektörlerde ve özellikle, gıda/paketleme, medikal, metal işleme, PV (FotoVoltaik)/solar gibi sektörlerde oldukça yüksek bir pazar payına sahip liderlik eden bir firmayız.

Özellikle bu tip uygulamalarda dünyaca tanınan partnerlerimiz olan, makina üreticileri ve sistem entegratörlerimiz sayesinde global firmaların çözüm ortağı olarak çalışmaktayız. Bu sayede, pazar paylarımız gün geçtikçe artmaktadır. Ayrıca, genel endüstri dediğimiz yine kaynak dışı uygulamalarda marka bilinirliğimizi daha da arttırmak için bazı faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bu faaliyetler, seminerler, fuar katılımları, dergi reklamları, ürün tanıtımları ve makaleler şeklinde gerçekleşiyor. Ayrıca, fuar faaliyetleri konusunda bizzat kendimiz katılabildiğimiz gibi zaman zaman sistem entegratörlerimiz ya da son kullanıcı müşterilerimizin katıldığı fuarlarda da yer alabiliyoruz. Tüm bu faaliyetleri, yurt dışına bağlı bir firma olduğumuzdan dolayı, yurt dışındaki komünikasyon komitemiz tarafından hazırlanan strateji kapsamında lokal olarak gerçekleştiriyoruz.

2018 yılında hedef ve beklentileriniz nelerdir? Sırada yeni ürün, yatırım veya projeleriniz var mı?

Gündemimizde şu an için Mart ayında İstanbul Tüyap’ta gerçekleşecek olan WIN Otomasyon 2018 Fuarı’na katılımımız var. Ayrıca beraber çalıştığımız ve son kullanıcı müşterilerimize komple çözüm sunan robotik sistem partnerlerimizin sayısını daha da arttırmayı planlıyoruz. Bunun dışında, yaklaşık 1,5 yıl kadar önce taşındığımız İstanbul Tuzla’daki yeni ve modern tesisimizde satış öncesi ve sonrası ekiplerimizi daha da büyütmek ve profesyonel hizmetlerimizi daha da geliştirerek müşteri memnuniyeti konusunda çok daha fazlasını sunmayı hedefliyoruz.

Ayrıca, yurtdışı merkezimiz, fiyat/performans oranı çok daha yüksek olan, yeni tip 2. nesil SCARA robot ürün serimiz üzerinde çalışmalarına devam ediyor ve bu yılın ortalarına doğru bu ürünleri de piyasaya sunmuş olacağız.

Tüm bunlar sayesinde, Stäubli Robotik olarak, kaliteden ödün vermeksizin ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimizin işletmelerine yine değer katmaya devam edeceğiz.

Birazda sektör hakkında değerli düşüncelerinizi almak isteriz. Robot teknolojilerinin Türk sanayisi içerisindeki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de robotik sistemler nereye gidiyor, siz neler gözlemliyorsunuz?

Özellikle ülkemizde, robotik otomasyon sektöründe bazı yanlış anlayışlar olduğunu gözlemliyoruz ve bu da yanlış bir trend oluşturarak bazı sorunları beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan bir tanesi, sadece çalışan sayısından tasarruf edilmesi konusuna önem verilmesidir. Bunun yanında robotlu üretime geçiş için gerekli olan standardizasyon vb. altyapı ön hazırlıkları da yapılmadan yatırım yapıldığında verimsiz sistemler işletmelerde atıl vaziyette kalmaktadır. Bu yüzden robot yatırımına karar vermeden önce çok kapsamlı fizibilite analizi yapılmalı ve gerekli altyapı hazırlıkları tamamlanmadan olumlu ya da olumsuz, acele karar verilmemelidir.

Ayrıca bir zamanlar ülkemizde yaşanan ve adeta ikinci el tezgah çöplüğüne dönmesine sebep olan furya, maalesef endüstriyel robot sektöründe de kısmen de olsa ekonomiyi olumsuz olarak etkilemektedir. Bunun sonucunda da işletmelerde sadece “Bizim de endüstriyel robotumuz var” demek için bir şekilde alınmış, ikinci el ve kalitesi düşük robotlar, servis ve yedek parça konularında yaşanan sorunlardan dolayı verimsiz sistemler olarak işletmelerde atıl vaziyette durmaktadırlar. Bu yanlış durum da, elbette ülke ekonomisini olumsuz olarak etkilemekte ve işletmelerde robotik yatırım konusunda ürkeklik yaratmaktadır.

Tüm bu sorunların çözümü ile ilgili ilk önce şu tespiti yapmak lazım: Ülkemizde maalesef robotik otomasyon bilinç düzeyi kullanıcı ve uygulayıcı konumdaki tüm düzeylerde yeterli seviyelerde değil, ancak gelişmekte olan bir durum arz ediyor. Endüstriyel robotik otomasyon bilincinin geliştirilmesi orta ve uzun vadede ülkemizin üretim ekonomisine çok önemli katkılar yapacağı için son derece önemlidir. Bununla ilgili olarak özellikle Avrupa vb. bölgelerde kişi başına düşen robot sayısı istatistiklerine bakmak konuyla ilgili yeterli fikri verecektir. Ayrıca, Üniversite ve Sanayi İşbirliği’nin de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Devletin de bu konularda gerekli düzenlemeleri yapması sektörün önünün açılması konusunda oldukça önemli katkılar sağlayacaktır.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Bize bu röportaj imkânını verdiğiniz için şahsınızda Plastik & Ambalaj Teknolojisi Dergisi yayın grubu ailesine teşekkür ederiz.

Kerem Keçeci

Stäubli Robotics Türkiye Kıdemli Satış Mühendisi ve Bölge/ Segment Yöneticisi