Öncelikle sıvı dolum hatları üretiyoruz
İlk temellerinin 1979 yılında ilaç sektörüne yönelik atıldığı Enmak Firması öncelikle ilaç sektörüne yönelik dolum makineleri üretimiyle sektöre adım atmış. Yıllar geçtikte sektörün ve teknolojinin gelişmesine ayak uydurarak ilaç sektörünün yanı sıra hemen hemen bütün ambalaj sektörlerine yönelik dolum makineleri üretimine devam etmiş. Dilerseniz sizleri Enmak Endüstriyel Makineleri Finansman Yöneticisi Sayın Erkan Bayladı ile yaptığımız röportajımızla baş başa bırakalım.
İlk olarak ilaç sektörüne yönelik dolum makinesi üretimiyle sektöre girdiniz. Firmanızın bu sektöre adım atışı ve bu güne gelişi hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
O günün şartlarında, tüm sektörün ihtiyaç duyduğu üretim makineleri ülkemizde üretilmiyordu. Makineleri yurtdışından getirmek firmalar üzerinde gerek maddi gerek bürokratik sıkıntılar yaratıyordu. Teknoloji ile gelişen ambalaj sektöründeki yeniliklere ayak uydurmak için çabalayan firmalara çözüm ortağı olmak için sektöre girdik.
Üretimlerini insan gücü ile yapmak zorunda olan firmalar, gerekli hijyeni sağlayamıyordu. Bu yüzden özellikle ilaç sektöründe otomasyona geçmek şart olmuştu. Enmak olarak bu noktada firmaların ihtiyacı olan teknolojiyi Türkiye sınırları içerisinde üreterek, gerek ülkenin gelişmesine gerek ihtiyacı olan firmaların üzerindeki ağır yükü atmalarına yardımcı olduk.
Sektöre bir defa giriştikten sonra, firmaların talepleri doğrultusunda, o gün dolum makineleri ile başlayan serüvenimize kapatma, etiketleme, yıkama-çalkalama ve çeşitli özel ambalajlama makineleri ile devam ettik. Topçular’da üretime başladığımız noktadan, 2002 yılında Avcılar’daki 8000 metrekarelik fabrikamızda üretim yapmaya başladık ve o günden beri dünya çapında firmalar dahil bir çok müşterimize çözüm odaklı hizmet veriyoruz.
Makine çeşitleriniz nelerdir? Özelliklerinden bahseder misiniz?
Enmak olarak öncelikle sıvı dolum hatları üretiyoruz. Bunların yanında, farklı ürünler için talepte bulunan müşterilerimize özel makineler imal ediyoruz.
Tam otomatik Flowmetreli, Volumetrik ve Load-Cell dolum makineleri,
Çeşitli kapaklar için rotatif ve lineer kapatma makineleri, kapak çakma üniteleri.
Silindirik veya düz ambalajlar için Etiketleme makineleri
üretim yelpazemizin büyük bir kısmını oluşturuyor. Müşteri tarafından istenilen kapasite, ürün çeşidi vs gibi farklılıklar, makinelerin özelliklerini değiştiriyor. Kısacası müşterimiz nasıl makine isterse biz öylesini yapıyoruz.
Hangi ürünlerin dolumunu yapan makineler üretiyorsunuz? Ağırlıklı olarak hangi sektörlere yönelik makine üretiyorsunuz?
Sektördeki ilk üretici firmalardan biri olarak, rotamızı gelişen talepler doğrultusunda deterjan, kimya, ilaç, kozmetik ve gıda sektörü üzerine çizdik. Türkiye’deki deterjan sektörünün %90’ı bizim makinelerimizi kullanıyor. Yurtiçindeki tecrübemizi, yurtdışına taşıyoruz. Bu sayede dünya çapında lider olan firmaların Ortadoğu ve Afrika tedarikçiliğini yapmaya başladık. Üretim yelpazemizin çok büyük bir kısmını akışkanlığı olan sıvı ürünler kaplıyor. Ancak dışarıda ambalajlarına çözüm bulamayan firmalar, bizden kendilerine özel ambalajlama makineleri istiyorlar. Bizde Ar-Ge’mizi kullanarak onlara çözümler sağlıyoruz.
En son üretmiş olduğunuz makineler nelerdir, bu makineler hakkında bilgi alabilir miyiz? Makinelerinizin, hız, verimlilik ve enerji tasarrufu gibi özelliklerinden bahseder misiniz?
Özellikle deterjan ve kozmetik sektöründeki müşterilerimizin, makinelerinin kolay temizlenmesi için farklı istekleri oluyor. Üretim sonrası farklı bir ürüne geçiş yapmak için, makine içerisinde diğer ürüne ait kalıntıların kalmaması gerekiyor. Biz makinelerimizi bu özelliklere sahip bir şekilde imal ediyoruz. Bu konuda ürettiğimiz son teknolojiye sahip ürünler “Flowmetreli Dolum Makineleri”.
Bu makinelerin Volumetrik dolum makinelerinden farkı, üzerindeki tankta bulunan basınç ile dolum yapıyor olması. Kapasitesi ve hızı, makine üzerine yerleştirdiğimiz flowmetrelerden elektronik olarak kontrol ediliyor. Bu sayede volumetrik makinelerdeki mekanik pompaların içerisinde kalan partiküller ile karşılaşmamış oluyoruz. Dipten ve ağızdan dolum seçenekleri ile doldurulacak ürünün özelliklerine (köpürmesi ve yoğunluğu) göre üretim yapılabiliyor. Makine üzerinde bulunan motorlar Servo motor olduğu için, diğer makinelerden verimlilik ve enerji tasarrufu gibi konularda daha farklı oluyor.
Türkiye dolum makineleri üretimi konusunda teknolojik olarak hangi seviyededir? Teknoloji bu anlamda ne kadar gelişmiştir?
Türkiye ilk görüşte, Avrupa seviyesine yakın gözükmekle beraber, ufak farklılıklar kaliteyi belirliyor. Öncelikle, makinelerin asıl ham maddesi olan, metal ürünler ülkemizde üretildiği halde, kaliteli olanlar öncelikle yurtdışı piyasaya satılıyor. Türkiye piyasasında ikinci sınıf ürünleri “birinci sınıf etiketi” altında bulabiliyorsunuz. Yazıyı okuyanlar eğer yurtdışındaki fuarları ziyaret ediyorlarsa, aradaki hammadde farkını açıkça görebilirler.
Aynı şekilde, makineleri oluşturan özellikle elektronik komponentler yurtdışından ithal geldiği için, maliyet oluşturuyor, bunun etkisi son tüketiciye kadar yansıyor.
Ülkemizin uzun yıllardan beri, düzeltmemiş olduğu özellikle eğitim sistemi, teori-pratik bağlamında sınıfta kalıyor. Meslek okullarının ve Mühendislik fakültelerinin bu konuda öğrencileri daha çok pratik üzerine yöneltmeleri gerekiyor. Otomotiv gibi sektörler son kullanıcıya hizmet ettikleri için, yurtdışı eğitim destekleriyle arayı kapatıyorlar, ancak bizim gibi üreticilere tedarikte bulunan firmalar bu desteklerden uzak kalıyor.
Makine sektörüne baktığınız zaman, şahısların çoğunun sektörde yetiştiğini görürsünüz, Enmak da 1979’dan beri bu sektöre eğitim veren firmaların başında geliyor.
Etiketleme makineleri de üretiyorsunuz. Bu makineleriniz ve özelliklerinden bahseder misiniz?
Uzun yıllardır çeşitli etiketleme makineleri ürettik, bizden kürdan etiketlememizi isteyende oldu, büyük varilleri de. Etiketleme makinelerinde de müşterinin arzularına göre üretim yapıyoruz. Tutkallı etiketleme makinelerine olan taleplerin düşmesi ve pazarın kendinden yapışkanlı etiketlere yönelmesi üzerine, makinelerimizin daha verimli çalışması için HERMA modüllerini kullanmaya başladık, bu sayede sektörde birçok firmaya öncülük yapmış olduk. Türkiye içerisinde Herma modülünü kullanan en fazla satış yapan firmayız. Ancak artan doviz fiyatları, ithal getirilen bu modüllerin fiyatını arttırdığı için, bazı müşterilerimiz daha ucuz makineler tercih ediyorlar.
Sektörde, bu ucuzluğu sağlamak için makine üzerinde diğer ürünlerin kalitesini kıran firmalar bulunduğu halde, biz bu yolu kaliteden ödün vermemek adına terk etmedik. Ancak müşterilerimizin taleplerini karşılamak amaçlı, eskiden olduğu gibi tekrardan kendi modülümüzü imal etmek için çalışmalara başladık.
Ülkemizde etiketleme teknolojisi hangi aşamaya ulaşmıştır? Siz firma olarak bu teknolojiye neler kattınız?
Ülkemizde etiketleme makinelerini yurtdışı ile kıyaslarsak, diğer makinelerdeki başarıyı yakalayamayız. Bunun nedeni etiket modüllerinin, mekanikten daha çok elektronik özellikler taşıyor olması. 2006 senesinde Herma etiket modülleri ile tanışmadan önce kendi modüllerimizi kendimiz imal ediyorduk. Uzun bir işçilik gerektiriyor, bu da bize bir külfet oluşturuyordu. Müşterilerimiz uzun yıllardır ürettiğimiz etiket modüllerinden gayet memnundu. Bu konuda kurulduğumuz günden beri, sektöre ve teknolojiye kattığımız değer açıklanacak gibi değil.
İhracat yaptığınız ülkeler hangileri?
İhracat yaptığımız ülkeler; Öncelikle Ortadoğu ve Afrika ülkeleri, Bunların yanında, Romanya, Almanya, Bulgaristan ve Rusya gibi ülkeler ile Endonezya gibi Uzakdoğu ülkelerine de ihracat yapıyoruz.
Piyasadaki konumunuzu nasıl buluyorsunuz? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz nelerdir?
Bizim piyasadaki konumumuz özellikle lineer makineler için ilk sırada. Reklam tanıtım gibi faaliyetlerden uzak durarak, referanslarımız ile pazarımızı geliştiriyoruz. Dünya çapında bu konuda en etkili olan fuarlara; örneğin 3 senede bir yapılan Dusseldorf Interpack fuarına katılıyoruz.
Firma olarak müşteriye makine satmayı değil, onlar için makine imal etmeyi görev edindik. Makinelerimizde kaliteli ürünler kullanıp, tüketiciyi zor duruma düşürmeyecek kalitede makineler ürettiğimiz için, müşterilerimizin hepsi, diğer makinelerini bizden istiyorlar.
Kısacası pazarımızı kalitemiz ile geliştiriyoruz.
Sektörle ilgili Avrupa ve dünyadaki gelişmeleri nasıl buluyorsunuz? Gerek teknolojik gerekse yatırım ve üretim anlamında gelecekten beklentileriniz nelerdir?
Sektördeki gelişme özellikle batıdan, doğuya doğru kayıyor. Biz bu iki kıta arasında bulunduğumuz için, her şeyde olduğu gibi teknolojik olarak da köprü vazifesi görüyoruz.
Batı standartları ambalajların kalitelerini yüksek seviyede tutuyor ve ambalaj tipinde sürekli değişmelere gitmiyor. Ambalajlama makineleri üreten firmalar, müşterilerinin ambalajlarını da tasarlıyorlar ve kapasite ve verimlilikte standartları yükseltmeye devam ediyorlar. Ambalaj sektöründe, batıdaki gelişmeleri takip eden ve uygulayan Türk üreticiler, ambalajlama konusunda aynı hassasiyeti göstermiyorlar. Çok kısa aralıklarla şişe, kapak ve etiket değiştiren üreticiler, makinelerinde sürekli revizyon istiyorlar. Sonuçta bu gibi konular verimliliği aşağıya çekiyor.
Teknolojik ve Yatırım alanında ülkenin, mühendislerine çok büyük görevler düşüyor. Enmak olarak biz, çeşitli teknolojik ürünleri birleştirerek, bambaşka bir teknoloji olan makineleri imal ediyoruz. Bunların bir üst seviyesi robotlar. Bahsettiğim teknolojik ürünlerin ne kadarı Türkiye’de üretilmeye başlanır ve kalitesi yüksek tutulursa, tüm sektöre katma değer sağlar, ve ülke olarak kazanırız.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Önceki sorularınıza verdiğim cevaplarda değindiğim gibi, kalitenin hayatımızda her noktaya taşınması gerektiği gibi, Son üreticinin evine giren her ürünün, kaliteli ambalajlanması gerekiyor. Marketlerde raflarda gördüğümüz ürünlerin düzgün şekilde doldurulmuş, kapatılmış ve etiketlenmiş olması müşteriyi öncelikle çeken özelliklerdir. Bu yüzden biz Enmak olarak; bu kaliteyi son kullanıcıya sunmaları için Müşterilerimize kaliteli makineler üretmekten onur duyuyoruz.
