Sigma Elektrik’ten 10 milyon dolarlık fabrika yatırımı
Sigma Elektrik, gelecek hedefleri doğrultusunda yatırımlarını sürdürüyor. Yeni ürün geliştirmeye ve ihracatta yeni ülkelere odaklanan şirket, hedeflerinin temellerini, 2022 sonunda üretime geçmeyi planladığı yeni fabrikasıyla güçlendiriyor.
Yerli üretimi ile Türkiye ve dünya alçak gerilim sektörüne yön veren Sigma Elektrik, artan talebi karşılamak için yeni bir fabrika kuruyor. Şirket, 10 milyon dolarlık yatırım yaptığı ve 2022 yılının sonunda üretime geçmeyi planladığı yeni fabrikası ile kapasitesini 2,5 kat artıracak. 20 ana ürün grubunda bin 800’ü aşkın ürün gamı bulunan şirket, ürün çeşidinde de yüzde 10 artış hedeflerken fabrika ayrıca 200 kişiye de yeni istihdam olanağı sunacak. İstanbul Sancaktepe’de 15 bin metrekare kapalı alana sahip olacak fabrikada ayrıca mevcut üretim tekniklerinin yanı sıra otomasyonlu üretime de yatırım yapılacak.
Perfektüp Ambalaj İtalyan Favia’yı satın aldı
Perfektüp Ambalaj, alüminyum tüp üreticisi olarak 88 yıldır faaliyet gösteren İtalyan Tubettificio Favia’yı satın alarak küresel bir marka olma yolunda çok önemli bir adım attı.
1955 yılından bu yana ilaç, kozmetik, kişisel ve evde bakım, gıda ve kimya sektörlerinin ambalaj ihtiyaçları için alüminyum tüp, monoblok aerosol kutu ve lamine tüp üreten Perfektüp Ambalaj'dan önemli bir satın alma hamlesi geldi. Türkiye ve Bulgaristan’daki üretim merkezlerinde 500'ü aşkın çalışan ile faaliyet gösteren şirket, İtalya’nın önde gelen alüminyum tüp üreticilerinden Tubettificio Favia’yı satın aldı. 1934'ten bu yana büyük ulusal ve uluslararası ilaç şirketleri için çalışan Tubettificio Favia, alüminyum tüp alanında en beğenilen şirketlerden biri olarak öne çıkıyor.
Manzini ailesinin Türkiye’deki üçüncü nesli
Perfektüp Yönetim Kurulu Başkanı Livio Manzini, Tubettificio Favia'nın gruplarına katılmasının arkasında belirgin bir endüstriyel mantık olmasının yanında kendisi için çok özel ve duygusal bir anlamı olduğunu da söyledi. Büyükbabasının 1900'lı yılların başında İtalya'dan göç edip Türkiye'ye yerleştiğini ve kendisinin ailenin yurtdışında doğan üçüncü neslini temsil ettiğini belirten Manzini, şunları söyledi:
İhracatın metalik yıldızı Sarten Ambalaj oldu
Sarten Ambalaj, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından düzenlenen “İhracatın Metalik Yıldızları” ödül töreninde metal ambalaj kategorisinde birincilik ödülü kazandı.
Dördü yurt dışında, 16'sı Türkiye'de olmak üzere toplamda 20 fabrika ile üretim yapan şirketin bünyesinde 3 bin 400 kişi çalışıyor. Metal ambalaj alanında Türkiye'nin en büyük şirketleri arasında yer alan Sarten Ambalaj, Avrupa'da da en büyük 3 şirketten biri konumunda bulunuyor. Gıda, kozmetik ve endüstriyel sektörüne yönelik ambalajlar üreten şirketin sene sonu ciro hedefi de 600 milyon dolar olarak belirlendi.
Yarım asırlık şirket
İDDMİB tarafından düzenlenen İhracatın Metalik Yıldızları'nda metal ambalaj kategorisinde birincilik ödülü almalarının kendileri için çok önemli olduğunu söyleyen Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir, bu başarıda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür ederek, "Önümüzdeki dönemde de çalışmalarımıza durmaksızın devam edeceğiz. Her zaman en iyisini hedefliyoruz. Yaptığımız çalışmaların da bu tarz ödüllere layık görülmesi bizleri ayrıca sevindiriyor. Bu başarımızı her sene artarak sürdürmek istiyoruz” dedi.
Sarten Ambalaj'ın bu sene 50'inci yılını kutladığına dikkat çeken Sarıbekir, "50. yılımızdaki mottomuzu ‘hep birlikte’ olarak belirledik. Çünkü tüm müşterilerimizin, tedarikçilerimizin ve çalışanlarımızın katkılarıyla hep birlikte Türkiye’nin metal ve plastik ambalaj özelinde global markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Yarım asırlık bir şirket olarak bu başarının ardında büyük bir emek ve özverili çalışma yatıyor” dedi.
KİMPUR’un halka arz başvurusu SPK tarafından onaylandı
Şirket, fazla talep gelmesi durumunda halka arz edilecek toplam payların %15’i kadar daha ek satış yapılabilecek.
2020 yılı için yayımlanan ISO 500 verilerine göre 314. sırada yer alan (2019 yılı için: 350) kimya sanayi şirketi Kimteks Poliüretan Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“KİMPUR”), halka arz amacıyla izahname onayı için 25.02.2022 itibarıyla yaptığı başvuru 14 Nisan 2022 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından onaylandı. SPK tarafından onaylanan izahname, Kimpur’un internet sitesinde ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda erişime açık olacak. KİMPUR hisseleri için talep toplama tarihleri 20-21-22 Nisan olarak, Pay fiyatı ise 29,00 TL olarak belirlendi.
Otomotiv, ayakkabı, mobilya, ısıtma-soğutma, yapı ve inşaat gibi farklı sektörler için poliüretan sistemlerinin üretimini gerçekleştiren bir kimya sanayi şirketi olan 39 yıllık deneyime sahip KİMPUR’un çıkarılmış sermayesinin 110.000.000 TL’den 121.550.000 TL’ye çıkarılması nedeniyle artırılacak 11.550.000 TL nominal değerli paylar ve mevcut ortakların sahip olduğu 21.450.000 TL nominal değerli paylar olmak üzere toplam 33.000.000 TL nominal değerli paylar halka arz edilecek. Ayrıca buna ek olarak toplanan kesin talebin satışa sunulan pay miktarından fazla olması halinde KİMPUR’un mevcut ortaklarının sahip olduğu ve şirketin halka arz edilecek toplam paylarının %15’ine karşılık gelen toplamda 4.950.000 TL nominal değerli pay “ek satış” kapsamında halka arz edilecek paylara ilave edilebilecek. KİMPUR’un halka arz edilecek payların %65’i ortak satışı yöntemiyle %35’i ise sermaye artışı olarak gerçekleştirilecek. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (“TSKB”) liderliğinde ve TSKB iştiraki Yatırım Finansman Menkul Değerler eş liderliğinde toplam 19 aracı kurumdan oluşan bir konsorsiyum talep toplama yoluyla yapılacak satışa aracılık edecek. Oransal satış yöntemi ile gerçekleştirilecek halka arzda tahsisat oranları yurtiçi bireysel yatırımcılar için %60, yurtiçi kurumsal yatırımcılar için %40 olarak belirlendi. Yapılacak ortak satışından sağlanacak brüt kaynağın %30’u paylar işlem görmeye başladığı tarihten itibaren 30 gün boyunca fiyat istikrarı işlemleri için kullanılabilecek. KİMPUR vermiş olduğu taahhüt çerçevesinde her yıl dağıtılabilir kârın %50’sini yatırımcılarına dağıtmayı hedefliyor.
Dijital dönüşüm sadece sanayiyi değil hayatı da domine edecek
Mitsubishi Electric, I.CON Endüstri Konferansları Zirvesi’nde dijitalleşmenin günümüzdeki etkilerinden ve geleceğinden bahsetti
Mitsubishi Electric, sektörün gelişiminde rol alan organizasyonlarda endüstrinin profesyonelleri ve öğrencilerle bir araya gelmeye devam ediyor. Son olarak İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi IAS Komitesi’nin düzenlediği I.CON Endüstri Konferansları Zirvesi’ne katılan şirket; dijital dönüşümün dünü, bugünü ve geleceğine ışık tuttu. Zirvenin “Dijital Dönüşüm” temalı ikinci oturumunda sunum gerçekleştiren ve sektörün deneyimli isimlerinin yer aldığı panelde konuşmacı olarak yer alan Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri Ürün Yönetimi ve Pazarlama Birim Müdürü Tolga Bizel; yapay zekâ, akıllı üretim ve otonom sistemlerle dijital kabuk değişiminin sanayiye olan etkisini değerlendirdi ve gelecek öngörülerini paylaştı.
Dijital dönüşüm, süreçleri konforlu ve pratik hale getirdi
Gerçekleştirdiği sunumda dijital dönüşümün kronolojik bir haritasını çıkaran Tolga Bizel, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Eski dönemlere baktığımızda birçok sürecin manuel olarak yürütüldüğünü görüyoruz. Bu durum, insan iş gücünün daha fazla kullanılmasını gerekli kılıyordu. Örneğin, kültürel mirasımız olan Türk kahvesini cezveyle yaparken artık bu işi makinelerle yapıyoruz. Hayatın her alanında yaşanan bu dönüşüm, ilgili tüm süreçleri çok daha konforlu ve pratik hale getiriyor. İnsan iş gücünü farklı alanlara kanalize etmeye katkı sağlayan bu dönüşüm, prosesleri yavaş yavaş optimize ederek hayatı dijitale taşıyor. Eskiyi simüle eden yeni teknolojiler yaşamımızın her alanını domine ederek yeni bir gerçeklik yaratıyor. Bu durum ticaret yolları için de geçerli. Önceleri ticaretin kalbi İpek Yolu’nda atarken sanayi dünyası artık başka bir ticaret yolu ile karşı karşıya.”
Tepro Makine yeni bir girişimini daha hayata geçirdi
Tepro Makine tarafından 30 yılı aşkın tecrübe ile hayata geçirilen machingo.com yayın hayatına başladı. Machingo Genel Yayın Yönetmeni Sertan Özant, endüstri ve sanayi dünyasını kapsayan, yeni nesil yayıncılık politikası ile yayın yapacak olan blog sitelerinin detaylarını anlattı. Özant, tanıtımda şu ifadeleri kullandı:
“30 yıllık süre zarfında edindiğimiz bilgilerle, sanayi sektörünün ihtiyaçlarını karşılayacak girişimlerde bulunarak piyasanın güvenilir çözüm ortağı olduk. Yeni kuruluşumuz olan ikinci el makinelerinizi/ekipmanlarınızı alıp satabileceğiniz online pazar yeri platformu MachineTotal.com'un içinde de hizmet verecek olan Machingo aynı zamanda da özgür bir yayın organı olacak. Kuruluşumuzun amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:
- Makina endüstrisi ve sanayi dünyasına hitap eden, her sektöre özgü içerikler üretmek ve yayınlamak.
- Robotik, yapay zekâ, Endüstri 4.0, metaverse, blockchain, internet 3.0, otomasyon ve geri dönüşüm alanlarının sanayiye ve iş dünyasına etkilerini kapsayan yayınlar yapmak.
- Kadın ve çocuk hakları, hayvan ve doğa sevgisi, eğitimde fırsat eşitliği gibi konuların hassasiyetiyle yayınlar yapmak ve uluslararası etik kurallar çerçevesinde bir yayın politikası izlemek.
- Yayın politikası gereğince, daha yaşanılabilir bir dünya ve daha mutlu bir topluluk ilkesinden ödün vermemek.
Ayrıca, sektörel konuları editörleri ile işleyen machingo; haberler, araştırmalar, duyurular, röportajlar, videolar, podcast’lar ve daha birçok şekilde yayınlar ile zengin bir içeriğe sahip olacaktır. Her sektöre özgü içerik kategorisi ve yayın takvimiyle, güncel iş dünyasının ihtiyaçlarına hizmet verecektir. Sektörün öncü yayın organı olmayı hedefleyen web sitemiz, içerik hizmetlerinin yanı sıra, etkileşimli dijital çözümler, webinar ve zirveler, konferans ve sektörel eğitimler ile de kullanıcılarının ihtiyaçlarına geniş bir yelpaze sunacaktır.”
FANUC, Silverline’daki robot sayısını 17’ye çıkardı
FANUC, yıllık 2,4 milyon adetlik üretim hacmiyle Avrupa’nın ilk 5, dünyanın ilk 10 ankastre üreticisi arasında yer alan Silverline’ın üretimine olan katkısını her geçen gün artırıyor. Kimyasal yapıştırmadan preslemeye, sac bükümden paletlemeye kadar birçok süreçte görev alan robot sayısını 17’ye çıkaran Silverline, üretiminin yüzde 20’sini FANUC robotlarıyla gerçekleştiriyor. FANUC robotları, üretimde yüzde 25’e varan verim artışı sağlarken ham madde kullanımında da tasarrufun önünü açıyor. 2021 yılında CRX iş birlikçi robotlarını üretim sürecine entegre eden şirket, bu sayede fabrikada esneklik ve verim sağlıyor.
“Yerelden ulusala, ulusaldan küresel üreticiliğe giden kapının anahtarını veriyoruz”
FANUC ve Silverline iş birliği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan FANUC Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Geliştirdiğimiz fabrika otomasyon sistemleri ve robot teknolojileriyle üretimdeki robot sayımızı her geçen gün artırıyoruz. Robotlarımızla üreticilerin, fabrikalarında istediği otomasyon dönüşümlerini gerçekleştiriyoruz. Robotlarımız, sektörü ya da kapasitesi ne olursa olsun üretim süreçlerinde verim artışı sağlıyor. Ayrıca ham madde kullanımında da tasarrufun önünü açıyor. Tüm bu avantajların bir araya gelmesiyle de robotlarımızla üreticilere yerelden ulusala, ulusaldan küresel üreticiliğe giden kapının anahtarını veriyoruz. Bunun en güzel örneği de Silverline. 2015 yılında 2 robotla başladığımız iş birliğimizdeki robot sayısı bugün 17’ye ulaştı. Bu sayının gelecekte çok daha artacağına eminim. Robot sayılarımızla birlikte Silverline’ın küresel marka yolculuğundaki hızını da artıracağız" şeklinde konuştu.
DHL elektrikli araçları için Raceplast mühendislik plastiklerini tercih etti
Günümüz teknolojik gelişmelerini yakından takip eden, mühendislik plastikleri alanında Almanya’nın lider firmalarından olan Raceplast, ünlü kargo firması DHL’in Almanya’da kullanılmaya başlanan elektrikli araçları için teslimatını tamamladı.
Son dönemde modern teknolojiler ile yenilenme konusunda yoğun yatırımlar yapan Raceplast’ın Kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran şunları kaydetti: “DHL Express’in sıfır emisyon stratejisi doğrultusunda hizmete aldığı sarı renkli yarı ticari kamyonetleri için bizden talep ettiği polioksimetilen (POM) ya da teknik dilde daha fazla bilinen poliasetali kendilerine işlenmiş olarak teslim etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. POM'dan yapılan parçalar (-) 30 ve (+) 90 dereceler arasında geniş bir sıcaklık aralığında, nemli ortamlarda solventlerle temas halinde bile yüksek oranda bu üstünlüklerini koruyor. Sürekli uygulanan yükler, ard arda darbeler veya sürekli alçalıp yükselen sıcak ortamlarda POM'un mükemmel direnci kayda değerdir. Mekanik işlemeye uygun üstün dayanıklı, hafif ve hatta çoğu zaman metale göre daha avantajlı olduğu; elastikiyet, sertlik, boyutsal kararlılık gibi özellikleriyle elektrikli otomobiller için de oldukça doğru bir tercihtir” dedi.
Seri olarak ürün teslimatı yapabilme kapasiteleri olduğunu belirten Ceyran, sözlerine şöyle devam etti: “Yılda 100.000 adetin üzerinde elektrikli araçlar için de tercih edilen POM parçasını, verilen çizimler doğrultusunda yine istenilen ölçülerde ve zamanında teslim ediyoruz. Yüksek kaliteli plastik ürünleri dünya çapındaki müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre özel olarak üretiyoruz. Bireysel parçaların imalatından seri üretime teknik plastikleri tam olarak ihtiyacınız olan yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış ürünleri ulaştırıyoruz.”
Kimya sektörü Mart ayında ihracat lideri
Ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 967 milyon 456 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, kimya sektörü Mart ayında gerçekleştirdiği yaklaşık 3 milyar dolar ihracat ile lider sektör oldu. Sektörün ihracatı, geçen yıl Mart ayına göre yüzde 50’ye yakın artarak 2 milyar dolardan 3 milyar dolara yükseldi. İlk çeyrekte yapılan kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı ise yüzde 41,85 artarak 7,5 milyar doları aştı.
Kimya sektörünün Mart ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Şubat ayında sektörümüz ihracatını en çok artıran sektör olmuştu. Mart ayında da performans artışı devam etti ve en çok ihracat yapan birinci sektör konumuna ulaştık. Aynı zamanda yine en çok ihracatını artıran sektör olduk. Geçen yıl Mart ayında 2 milyar dolar civarında olan sektör ihracatımız bu yıl Mart ayında 3 milyar dolara yükseldi. İhracatımız geçen yıl aynı döneme göre yaklaşık yüzde 50 arttı. Ocak-Mart dönemi ise 7,5 milyar dolara ulaşan sektör ihracatımız yüzde 40’ın üzerinde büyüdü. Mart ayında en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz sektör plastikler ve mamulleri oldu. En çok ihracat yaptığımız ilk üç ülke ise Hollanda, İtalya ve Romanya oldu. Sektörümüzü zorlu koşullara rağmen sektörel birinciliğe taşıyan tüm ihracatçılarımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Bu başarı bizlere gurur veriyor. Bu yıl 28 milyar dolar hedefimizi aşmak için tüm gayretimizle üretmeye ve ihracata devam ediyoruz. 2030 hedefimiz doğrultusunda kalıcı olarak sektörel birinciliğe ulaşmak, toplam sektörel ihracatımızı 50 milyar dolar üzerine ve birim kilogram ihracat değerimizi 1,5 doların üzerine çıkarmak için yeni dönemde de yeni projelerimizle sektörümüzü güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.
FANUC’tan VUCA dünyasında teknolojiye yatırım vurgusu
Şirket, VUCA dünyasındaki konumunu güçlendirecek 10 bin m2’lik FANUC Teknoloji Merkezi’nin yapımına bu yıl içerisinde başlıyor.
İmalat sürecine entegre ettiği çok yönlü teknolojilerle fabrika otomasyonuna çözümler getiren FANUC, pandemi sonrası yeni dönemin iş dünyasına getirdiği değişim ve dönüşüme aldığı önlemlerle uyum sağlıyor. Global alanda VUCA dünyası olarak tabir edilen; belirsiz, karmaşık ve değişken bir dönemin içinde doğru analizler gerçekleştiren şirket; vizyoner bakış açısı, uzun vadeli strateji ve yetkin insan gücüyle mevcut süreci yönetiyor.
“VUCA dünyasında manevra kabiliyetini artırmak oldukça önemli”
Bugün VUCA dünyasında karmaşanın, değişim ve dönüşüm baskısının had safhada olduğunu söyleyen FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “VUCA ortamında tek bir odak noktası oluşturan, tek bir doğru tanımlayan ve dolayısıyla tek bir gelecek kurgulayan firmaların yaşama şansı yok denecek kadar az. Geçmiş ve bugünü ele aldığımızda bu dönemde esnek ve çevik bir yapıya sahip olmanın oldukça hayati öneme sahip olduğunu görüyoruz. VUCA dünyasında manevra kabiliyetini artırmak oldukça önemli. Bunun yanında, bugünkü ortamı hızlı öğrenen, öğrendiğini uygulayan, yenilikçi ve cesur ekosistemler arıyor. Yani firmaların tek başına oluşturduğu güç ve aldığı doğru aksiyonlar bu yeni dönemde mutlak sonuca götürmeyebilir. Bu zamana kadar kurulan bütün partnerlik ilişki ağını gözden geçirmek, kuvvetlendirmek ve senkron aksiyonlar planlamak gerekiyor” dedi.
VUCA dünyasında teknolojiye yatırım vurgusu
Pandemiyle birlikte ortaya çıkan tedarik zinciri kırılmalarının yeni dönemde firmaların aksiyonlarını da şekillendirdiğini belirten Yiğit, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkeler arasındaki konteyner taşıma ücretlerinin bir yıl içinde 5 kat artması Türkiye’yi de ciddi anlamda etkiledi. Başka ülkelere ihracat yapmak isteyen şirketlerimizin navlun maliyeti nedeniyle zor duruma düştüklerine şahit olduk. Vizyon 100 etkinlik platformu ve FANUC ortaklığıyla gerçekleştirdiğimiz, toplamda 12 sanal toplantıyla farklı sektörlerden 100 CEO/Genel Müdürü ağırladığımız Dijital CEO etkinliğinde, üretim ve lojistik konusuna da çokça değinildi. Sonuç olarak da kargo ve lojistik sektöründe teknolojiye yatırım yapılmazsa kapasite artışı ve verimlilik sağlamanın mümkün görünmediği sonucuna ulaştık. VUCA dünyasında firmalarımızın Türkiye’nin coğrafi konum avantajını etkin hale getirebilmesi için teknolojiye her zamankinden daha fazla yatırım yapması gerekiyor.”
FANUC Teknoloji Merkezi’nin yapımı bu yıl içinde başlıyor
FANUC’un bünyesinde bulundurduğu ürün gruplarıyla Türkiye’de üretim yapan hemen hemen her sektöre dokunduğunu ifade eden Yiğit, “Türkiye pazarındaki potansiyeli daha iyi değerlendirmek adına uzun vadeli yatırım stratejimiz kapsamında 10 bin m2’lik FANUC Teknoloji Merkezi’mizin yapımına bu yıl içerisinde başlayacağız. Amacımız hem otonom sistemlere ve dijitalleşmeye duyulan büyük ihtiyaca zamanında cevap verebilmek hem de üretim sektörünün ve üniversitelerin yeni nesil teknolojilerle alakalı uygulamaları tecrübe etmelerini sağlamak. Uzun vadeli düşünüyoruz çünkü VUCA döneminin geçici değil kalıcı olduğunu düşünenlerdenim. Dolayısıyla eski normal ya da eskiye dönüş diye bir şeyin olmayacağını ve dinamik süreçlerin şekil değiştirerek devam edeceği öngörüsüyle hareket etmemiz gerekiyor. Bizim asıl ihtiyacımız olan; vizyoner bakış açısı, uzun vadeli strateji ve yetkin insan gücü. Eğer bu üçlüyü sağlam tutar ve bunu coğrafi konumumuzun avantajı ile birleştirebilirsek bu krizden çok kârlı ve dönüşmüş şekilde çıkabiliriz” açıklamasında bulundu.