İhracatla birlikte üretim artmaya devam edecek
Türk plastik sektörünün 2022 yılının ilk 6 ayını değerlendiren PLASFED–Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, “2022 yılının geride bırakmış olduğumuz ilk yarısında birçok sıkıntıya rağmen üretim hızla devam etti. Maliyetlerdeki artış her ne kadar sanayiciyi zorluklara çekse de üretim artmaya devam etmiş, üretimle birlikte ihracatımız hız kazanmıştır. 2022 yılının son 6 aylık süreçteki beklentimiz de ihracatla birlikte üretimin artmaya devam etmesidir” dedi.
Yerli ham madde üretimi desteklenmeli
Sektörün ham madde tedarikinde %85 oranında ithalata bağımlı olması sebebiyle küresel arz şoklarına karşı daha kırılgan bir yapıya sahip olduğunu belirten PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, “Yurtiçinde ham madde arzının çok yetersiz olduğu aşikar. Son 8 aylık süreçte yaşanan döviz kurundaki önlenemez artıştan dolayı zaten yüksek olan fiyatlar daha da artmış durumda. Ülkemiz sanayisinin rekabet gücünün daha fazla olumsuz etkilenmemesi için yerli ham madde üretimimiz arttırılmalı. Sanayiciler olarak yerli ham madde üretiminin kesinlikle desteklenmesi düşüncesindeyiz. Ülkemizin ihtiyacını karşılayacak yatırımlara yenileri eklenmeli ve ülkemizin yerli ham madde üretimi arttırılmalıdır. Burada kamu otoritelerimizin destekleri çok önemli” dedi.
FANUC Türkiye 2022 Robot Entegratörleri Buluşması İstanbul’da gerçekleştirildi
Yenilikçi robot teknolojilerinin bugün ve yarınının konuşulduğu “FANUC Türkiye 2022 Robot Entegratörleri Buluşması”, endüstriyel robotların öncüsü olan Japonya merkezli FANUC tarafından İstanbul’da gerçekleştirildi. FANUC Avrupa Kıdemli Başkan Yardımcısı Ralf Völlinger ve FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit’in ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte 2022 yılı itibarıyla 46.2 milyar dolara ulaşan robotlu otomasyon pazarı, pandemi sonrası yeni dönemde fırsatlar, global projeksiyonların görünümü ve yenilikçi robot teknolojilerini de içeren konular ele alındı.
Robotlu otomasyon pazarı 2030 yılında 102,4 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak
Buluşmanın açılış konuşmalarının ardından söz alan FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Yeni Dönemde Fırsatlar” başlıklı sunumunda “2022 yılında robotlu otomasyon pazarı 46.2 milyar dolara ulaşmış durumda. 2030’a kadar ise 102,4 milyar dolarlık bir pazar öngörülüyor. Zor olduğu kadar geleceği olan iyi bir sektörde yer alıyoruz. Pandemiyle birlikte otomasyona olan talepte tam anlamıyla patlama yaşandı. Bu da robotlu otomasyon sistemlerine yeni sektörlerin kapısını açtı. Şu anda perakende, lojistik ve e-ticaret alanında robotlu otomasyon sistemlerine çok talep var. İyi fırsatlar barındıran bu alanlara da ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra sektörde nitelikli eleman açığının da olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
Moretto Türkiye 10’uncu yılını kutluyor
2012 yılında kurulan Moretto MTR, kazanmaya alışkın tecrübeli ekibi ve tamamlanmış pek çok iddialı projeleriyle kuruluşunun 10’uncu yıl dönümünü kutluyor.
Merkez firmanın değerlerinden ve felsefesinden ilham alan şube, plastik işleme endüstrisi için otomasyon tedarikinde, Türkiye pazarı için önemli bir referans noktası haline geldi. Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul'da, Avrupa ve Asya arasında stratejik bir konumda yer alan ve ülkemizin plastik endustrisi için ana üretim destek tedarikçilerinden biri olan Moretto Türkiye; nitelikli danışmanlığı, müşteri isteklerinin dikkatli analizi, titiz, müşteriye özel ve etkin teklif sunumları ile öne çıkıyor. Şube pazardaki doğrudan mevcudiyeti ile, müşterilerine zamanında ve etkili satış sonrası destek sunuyor.
Şubelerinin 10’uncu yıl dönümü ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Moretto Türkiye Bölge Satış Müdürü Tolga Bostancı açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“2012 yılının Eylül ayında resmi açılışı yapılan Türkiye Ofisi, Kasım ayında ilk ham madde yükleme sistemi tedarikiyle sektör kullanıcılarından kısa zamanda olağanüstü bir geri bildirim aldı. Daha sonra Aralık 2012'de, Plast Eurasia fuarına Moretto SpA ve Moretto MTR'nin birlikte ilk katılımıyla pazara girişimiz resmileşti. Bu organizasyon, lokal plastik sektörüne bir dizi teknolojik gelişme sunmanın ve sürekli büyümenin başlangıcıydı. Oldukça zorlu ve rekabetçi bir pazarın ihtiyaçlarını, evrimini öngörerek ve yoğun olarak tahmin ederek zaman içinde gelişebilen bir grubun parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Yenilikçi, entegre ve müşteri odaklı çözümler sunmamıza olanak sağlayan grubumuzun desteği ile sektörde öne çıkan ve aranan bir konuma geldik."
Raceplast’tan gıda sanayisine uygun özel mühendislik plastikleri çözümleri
2007 yılında mühendislik plastikleri alanında hizmet vermek amacıyla Almanya Legden’de kurulan Raceplast, bugün sektörünün liderleri arasında yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda Türkiye fabrikası için şirket kurulumlarını gerçekleştiren firma kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran, gıda endüstrisine özel inovatif ürünleri hakkında bilgiler paylaştı.
Öncelikle gıda ambalajlarının önemine değinen Ceyran açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Gıdaların ambalajlanması, depolama ve dağıtım zinciri boyunca ürünün muhafazasında önemli bir rol oynamaktadır. Ambalajlamanın temel amacı gıdayı kontaminasyondan korumak ve raf ömrünü uzatmaktır. Raceplast olarak, sürekli ve doğru araştırma, tasarım, üretim ve testlerin yanı sıra tüm dünyada kullanıcı dostu ve çok güvenilir olan yüksek kaliteli mühendislik plastiklerini gıda sanayisinin hizmetine sunuyoruz. Ürünlerimiz gıda ile veya gıda ile doğrudan temasa geçen ambalajların üretim, şişeleme, dolum veya kapaklama süreçlerinde tercih edilmektedir.”
Hafiflik ve kolay işlenebilirlik özellikleri sayesinde, gıda endüstrisinde kullanılabilir plastiklerin et, balık ve kümes hayvanları işleme ve süt ürünleri, unlu mamuller ve şekerleme üretimi için tesis ve makinelerin çeşitli uygulamalarındaki metallerin yerini alabileceğinin altını çizen Süleyman Ceyran, “Raceplast’ın gıda ile temasa uygun malzemeleri üretimi canlandırır ve üretim sürecinde hız ve güvenliği artırır. Ayrıca, metal algılanabilirliğinin gerekli olduğu yerlerde, özel metallerin tespit edilebildiği plastiklerimiz ve gıda için optik olarak tespit edilebilir mavi malzemelerimiz, gelişmiş performans ve masrafını azaltma için geleneksel plastiklere alternatif olabilir” diyerek sözlerini tamamladı.
Ambalaj grubu şirketlerinden büyüme başarısı
Baskılı esnek ambalaj sektöründe dikey entegrasyon yapısıyla faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu şirketlerinden Bak Ambalaj, Polibak ve Bareks; üretime, ihracata ve Türkiye ekonomisine verdikleri önemi; EBSO 100, İSO 500 ve TİM 1000 listelerinde aldıkları yerle bir kere daha kanıtladılar.
Her sene “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” olarak yayınlanan İSO 500 listelerinin 2021 yılı sonuçlarında Polibak Plastik Film San. Tic. AŞ, 2020 yılındaki 178. sırasını, 2021 listelerinde 26 sıra birden iyileştirerek 152. sıraya yükseltirken; Bak Ambalaj San. Tic. AŞ 477. sırada yerini aldı.
Bunun yanı sıra, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından her yıl açıklanan, “Üretimden Satışlarıyla Ege Bölgesi’nin En Büyük 100 Firması 2021 listesinde” Polibak 13. sırada, Bak Ambalaj 41. sırada ve Bareks 69. sırada yer aldılar. Türkiye’nin önde gelen plastik film üreticilerinden biri olan Polibak aynı zamanda, Türkiye İhracatçılar Meclisi 2021 raporunda; Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçı Firması arasında kendi sektöründe 13. sırada konumlanarak, sektördeki üretim gücünü ve ülkemiz ekonomisinde yarattığı katma değeri bir kere daha ortaya koydu.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Sanayiye bir darbe de haksız rekabetten”
Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, son dönemde plastik sektöründe yaşanan ham madde ve enerji başta olmak üzere hızla artan girdi maliyetlerini değerlendirdi. Açıklamalarına kurlarda yaşanan hareketliliğe rağmen üretime ara vermeksizin devam etmek üzere büyük bir öz veriyle çalışan plastik sanayine bir darbenin de haksız rekabetten geldiğini dile getirerek başlayan Selçuk Gülsün, “Son aylarda İran’dan yurda giren polietilen ambalajların piyasada ham madde fiyatının da altında satıldığına ve yaşanan bu damping sebebiyle çok sayıda işletmenin üretim yapamaz hale geldiğine şahitlik ediyoruz. Söz konusu duruma bir önlem alınmaması halinde bu mamul grubunda tamamen ithalata bağımlı bir yapı oluşması dahi söz konusu olabilir” dedi.
Açık bir damping uygulanmakta
İran’ın polietilen film grubu ürünlerde açık bir damping uyguladığının ve ülke sanayisini hedef aldığının altını çizen Selçuk Gülsün, “Herkesin bildiği üzere plastik sektöründe ham madde fiyatları küresel piyasalarda belirleniyor, bu sebeple fiyatlar arasında görülen ufak farklar ancak lojistik maliyeti kaynaklı olabiliyor. İşte bu şartlar altında İran’dan gelen ürünlerin ham madde fiyatının dahi altına yurtiçi piyasamıza sokuluyor olmasının tek açıklaması kasıtlı bir damping yaparak Türkiye’de yerleşik sanayinin rekabet gücünü yitirmesi ve üretimini durdurmasının hedefleniyor olmasıdır. Öyle ki, plastik film, poşet ve streç grubunu incelediğimizde bir önceki yıla göre İran’dan yapılan ithalatın miktar bazında 4 kat arttığını gözlemliyoruz. İran daha önce farklı ürün gruplarında da damping uygulamasına gitmişti. Örneğin bir dönem polistiren grubu ürünleri stiren ham maddesinin dahi altında satmaya başlamış, Ticaret Bakanlığımızın yürüttüğü anti-damping süreci neticesinde bu yıkıcı rekabete karşı firmalarımızın korunması mümkün olmuştu. Bugün de yaşanan durum bundan ibaret olup bir an önce koruyucu önlemler hayata geçirilmelidir” dedi.
İKMİB Başkanı Adil Pelister TİM Başkan Vekili oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’de, Mustafa Gültepe’nin başkanlığında oluşturulan yeni yönetim kurulunda görev dağılımı yapıldı.
İki dönemdir İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanlığı görevini başarıyla sürdüren ve güçlü yönetimi ile kimya sektörünü ihracatta birinciliğe taşıyan Adil Pelister, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanlığı’na seçilen Mustafa Gültepe’nin yeni yönetim kurulunda TİM Başkan Vekili olarak görev yapacak.
Pelister: “Güçlü ihracat ailemizle birlikte yeni hedeflere yürüyeceğiz”
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin yeni yönetimiyle birlikte Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payı artırmak için çalışacağını ifade eden TİM Başkan Vekili ve İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Öncelikle TİM Başkanımız Sayın Mustafa Gültepe’yi kutluyor ve yeni yönetim kurulumuza başarılar diliyorum. Ülke ekonomimizin büyümesinde, sanayimizin gelişmesinde ve istihdamımızın artmasında ihracat ailemiz çok önemli bir rol üstleniyor. TİM çatısı altındaki 27 sektör ve 61 ihracatçı birliği ile güçlü ve büyük bir aileyiz. Özellikle son 2 yıldır ihracatta tarihi rekorlara imza atarken; ihracatımızın niteliğini artırmak, “Made in Türkiye” kalitesini dünyanın dört bir yanına taşımak, küresel ihracattan aldığımız payı yükseltmek ve kilogram başına ihracat değerimizi en üst seviyeye taşımak için güç birliğiyle çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde yine aynı ortak akıl ile hareket ederek, Türkiye’ye ihracatta eşik atlatacak vizyon dolu projelere imza atacağımıza inanıyorum. İKMİB’de kimya ihracatçılarımızla yakaladığımız sinerji ile kimya sektörümüzü ihracatta birinciliğe taşımayı başardık. Kalıcı birincilik için de var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte söz verdiğimiz üzere TİM Yönetim Kurulu’nda da kimya ihracatçılarımızı en üst düzeyde temsil edeceğiz. İhracat ailesi olarak TİM’in önderliğinde yeni rekorlar kıracağımıza ve Türkiye’yi ihracatta bir üst lige taşıyacağımıza inanıyoruz. Bir önceki dönem TİM Başkanımız olan İsmail Gülle’ye de bugüne kadarki özverili ve başarılı çalışmaları için teşekkür ediyorum” dedi.
Avrupa’nın geri dönüşüm hedefi 10 milyon ton
Yavuz Eroğlu: “AB, 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor.”
Brüksel merkezli Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği (EuPC), 51 plastik derneğinin çatı örgütü olarak 50 binden fazla plastik üreticisini temsil ediyor. Yıllık 280 milyar Euro’luk ciro yapan ve 1 milyon 600 bin kişinin çalıştığı EuPC, Avrupa Birliği Parlamentosu’nda plastikle ilgili kararların alınmasında etkin rol üstleniyor. Birlik, çevre ve yeni düzenlemeler başta olmak üzere sektörü ilgilendiren tüm konularda söz hakkına sahip. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen EuPC Genel Kurulu’nda Herige Group CEO'su Benoît Hennaut, 4 yıllık yöneticiliğin ardından görevi devreden Renato Zelcher'in yerine 2022-2024 dönemi için yeni Başkan seçildi. Genel Kurul’da, PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da EuPC Yönetim Kurulu Üyeliği’ne yeniden seçildi.
Fırsatlar ve zorluklar bir arada
EuPC Başkanı seçilen Hennaut: "Önümüzde, Avrupa'daki plastik endüstrimizin döngüselliğine yönelik yıllara yayılmış fırsatlar ve güçlükler var. İhtiyaç duyulan bu dönüşüme, sektörümüzdeki inovasyon ve karbon tasarrufu sayesinde öncülük etmeye devam edeceğiz” dedi. Yeni EuPC yönetimi, CPA Projesi’ni de AB Komisyonu ile devam ettirecek. “CPA”, Circular Plastics Alliance ile AB Komisyonu, EuPC’nin de dahil olduğu sivil toplum inisiyatifi sayesinde 2025 yılında 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiğin, plastik mamul üretiminde kullanılmasını hedefliyor.
Yavuz Eroğlu yeniden EuPC yönetimine seçildi
Avrupa Birliği dışından özel statü ile EuPC yönetimine tekrar seçilen Yavuz Eroğlu ise yeniden seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada: “Avrupa’da her sene 21 milyon ton atık toplanıyor. Bunun önemli bir kısmı enerji dönüşüm tesislerinde elektriğe dönüşürken (plastiğin, kömürden daha büyük olan kalorifik değeri sebebiyle), 9,2 milyon tonluk kısmı toplama ayırma tesislerinde ayrıştırılarak geri dönüşüm tesislerine gönderiliyor. Geri dönüşüm sonrasında ise 5,2 milyon tonluk geri dönüştürülmüş plastik ham maddesi elde ediliyor. Dolayısıyla AB’nin, 2025 yılına kadar, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş plastiği, plastik mamullerin içinde kullanma hedefi, önemli bir artışa işaret ediyor” dedi.
CPA Projesi çok değerli
Eroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “PAGEV olarak ‘Plastiğin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, Dönüştürelim’ mottosu ile çalışmalar yürütüyoruz. Tüm Avrupa kıtasında geri dönüşümü arttıracak sistemler ve bilincin geliştirilmesi önemli. Hem Avrupa hem Türkiye’de bu konuda aktif çalışmalarımıza devam edeceğiz. AB Komisyonu ile yürüttüğümüz CPA Projesi çok değerli. Şöyle ki; plastiği sadece geri dönüştürmeyip, bunun aynı zamanda ürün içinde kullanılması kritik öneme sahip. Bu sebeple hedef, Avrupa Birliği içerisinde 2025 yılında, 10 milyon ton plastiği dönüştürmek değil, 10 milyon ton geri dönüştürülmüş ham maddeyi plastik ürünlerde kullanmak olmalı. Avrupa’daki bu projeden alınacak iyi uygulama örneklerini, Türkiye’ye de taşımak istiyoruz.”
Sarten’in 2025 hedefi 1 milyar dolar
Sarten Ambalaj yeni yatırımlarla büyümeyi planlıyor. Şirket olarak 50'inci yıllarını kutladıklarını belirten Sarten Ambalaj CEO'su Zeki Sarıbekir, bu yılın planlarını 10 yıl önce yaptıklarını, 60'ıncı yıl planlarının da şimdiden hazır olduğunu söyledi. 2030’da 1 milyar dolarlık bir ambalaj şirketi olma hedefi koyduklarını ancak bunu daha erkene çektiklerini ifade eden Sarıbekir, en geç 2026 yılında hedefe varacaklarını tahmin ettiklerini kaydetti. Sarıbekir, 2030'a gelindiğinde de Sarten'in bölgesel bir lider firma olacağını vurguladı.
2030’da 30 fabrika hedefleniyor
Bu seneyi 700 milyon dolar ciro ile bitireceklerini öngördüklerini anlatan Sarıbekir, "Fabrika yatırımlarımız devam ediyor. Her sene bir fabrika kurarak 2030 yılına 30 fabrika ile girmeyi hedefliyoruz. Bu yıl Çerkezköy’de bir fabrika kurduk. Son olarak Niğde'de bir fabrika yatırımına başladık, 2023 yılının Nisan-Mayıs aylarında fabrikayı açmayı planlıyoruz. Niğde ve çevresi tarım ve tarıma dayalı sanayinin gelişeceği yerler olacak. Aynı zamanda tarım olarak Türkiye’nin geleceği. Bu yüzden Niğde'deki yatırımımıza çok önem veriyoruz. Ambalaj üreticisi olduğumuz için müşterilerimiz nereye gidiyorsa oraya gidiyoruz" dedi.
PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz: “Eğitime yapılacak yatırım, sanayinin en büyük teminatıdır”
Nitelikli eleman konusunda yaşanan ciddi sıkıntıların üretimi ve sanayinin işleyiş çarkını olumsuz etkilediğini söyleyen PLASFED – Plastik Sanayicileri Federasyonu Başkanı Ömer Karadeniz, “Son yıllarda eğitimde yaşanan ciddi sıkıntılara bağlı olarak artan nitelikli eleman ihtiyacı, geleceğe dair sanayimiz için ciddi tehlikelerin sinyallerini veriyor” dedi.
Türkiye’nin sayısal olarak genç nüfus anlamında diğer ülkelere göre üstünlüğüne dikkat çeken Ömer Karadeniz, “Sayısal olarak genç nüfus anlamında büyük bir güç olan ülkemizin, nitelik olarak sanayiye tam anlamıyla katkı sağlayamaması üzüntü verici bir durum. Ülkemizde nitelikli personel bulamayan işveren sayısı maalesef çok fazla. Bu da şunu gösteriyor ki; nitelikli eleman eksikliği gelecekte sanayimizin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkacak. Bir diğer ciddi sorun ise iyi eğitimli, üretken, sürekli düşünen, nitelik sahibi genç nüfusun yurtdışına gitmesi ya da gitmeyi düşünmesi. Son yıllarda beyin göçü hız kazandı. Ülkemizde nitelikli ve iyi eğitim almış bireyler ekonomik gerekçelerle yurtdışına çıkmanın yollarını arıyorlar. Ülkemiz bu gençlerimizi maalesef yabancı ülkelere kaptırmakta. Bu durum hem sanayimiz hem de ülkemiz için ciddi bir beka sorunu. Türkiye’nin hızlı kalkınma sürecini devam ettirmesi ve uluslararası alanlarda ekonomisinin rekabet gücünü arttırması için bu ciddi sorun daha fazla göz ardı edilmemeli” dedi.