Dijital dönüşüm sadece sanayiyi değil hayatı da domine edecek
Mitsubishi Electric, I.CON Endüstri Konferansları Zirvesi’nde dijitalleşmenin günümüzdeki etkilerinden ve geleceğinden bahsetti
Mitsubishi Electric, sektörün gelişiminde rol alan organizasyonlarda endüstrinin profesyonelleri ve öğrencilerle bir araya gelmeye devam ediyor. Son olarak İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi IAS Komitesi’nin düzenlediği I.CON Endüstri Konferansları Zirvesi’ne katılan şirket; dijital dönüşümün dünü, bugünü ve geleceğine ışık tuttu. Zirvenin “Dijital Dönüşüm” temalı ikinci oturumunda sunum gerçekleştiren ve sektörün deneyimli isimlerinin yer aldığı panelde konuşmacı olarak yer alan Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri Ürün Yönetimi ve Pazarlama Birim Müdürü Tolga Bizel; yapay zekâ, akıllı üretim ve otonom sistemlerle dijital kabuk değişiminin sanayiye olan etkisini değerlendirdi ve gelecek öngörülerini paylaştı.
Dijital dönüşüm, süreçleri konforlu ve pratik hale getirdi
Gerçekleştirdiği sunumda dijital dönüşümün kronolojik bir haritasını çıkaran Tolga Bizel, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Eski dönemlere baktığımızda birçok sürecin manuel olarak yürütüldüğünü görüyoruz. Bu durum, insan iş gücünün daha fazla kullanılmasını gerekli kılıyordu. Örneğin, kültürel mirasımız olan Türk kahvesini cezveyle yaparken artık bu işi makinelerle yapıyoruz. Hayatın her alanında yaşanan bu dönüşüm, ilgili tüm süreçleri çok daha konforlu ve pratik hale getiriyor. İnsan iş gücünü farklı alanlara kanalize etmeye katkı sağlayan bu dönüşüm, prosesleri yavaş yavaş optimize ederek hayatı dijitale taşıyor. Eskiyi simüle eden yeni teknolojiler yaşamımızın her alanını domine ederek yeni bir gerçeklik yaratıyor. Bu durum ticaret yolları için de geçerli. Önceleri ticaretin kalbi İpek Yolu’nda atarken sanayi dünyası artık başka bir ticaret yolu ile karşı karşıya.”
Esnek üretim bantları için dijital dönüşüm şart
Dijital dönüşümün dört ana başlık altında değerlendirildiğini söyleyen Tolga Bizel; “Dijital bir kabuk değişiminden bahsedebilmek için bu dört adımın hayata geçmesi gerekiyor. Bu noktada ilk adımı sensörler oluşturuyor. Tüketici beklentilerini en iyi şekilde yönetebilmek için sensörler büyük rol üstleniyor. Akıllı sensörlerin topladığı verileri en hızlı şekilde iletmek için bir endüstriyel haberleşme ağına ihtiyaç duyuluyor. Biz de şirket olarak CLPA’nın (CC-Link Partner Association) CC-Link endüstriyel haberleşme teknolojisini kullanıyoruz. Endüstriyel haberleşme protokollerinin ileteceği veriyi depolayacak olan bulut merkezleri de üçüncü adımı oluşturuyor. Bu durum ise siber güvenlik konusunu gündeme taşıyor. Sanayiciler, bu bilgilerin fabrikanın dışına çıkmasını güvenlik gerekçesiyle istemiyorlar. Normal şartlarda verilerin anlamlı bir hale gelmesi için dördüncü ayak olan analitiğe ihtiyaç var. Bunun içinse bilgilerin dışarıya çıkıp anlamlandırılması gerekiyor. Bu noktada Mitsubishi Electric’in öne çıkmasını sağlayan temel fark ise tüm analizleri fabrika içinde yapabiliyor olması. Şirket olarak, tüm bu süreçleri fabrikanın içinde yürütmek ve geliştirmek için yoğun teknolojik alt yapı çalışmalarına devam ediyoruz. Akıllı fabrika konseptimiz e-F@ctory ile fabrikaların dijitalleşen hayatımıza senkron edilmesini kolaylaştırıyor, tescilli MAISART yapay zekâ teknolojimiz ile üretim hatlarını daha esnek hale getiriyoruz. Değişen ihtiyaçlara kendi kendine yanıt veren bir üretim bandını mümkün kılmak için çalışan bu dörtlü sistemle yarının fabrikalarını bugünden inşa ediyoruz” dedi.
Üretimin dijitalleştiği dünyada tüketici de dijitalleşiyor
Fabrikalara entegre edilen siber fizik teknolojileri sayesinde dijitalleşen ticarete uyum sağlamanın kolaylaştığını dile getiren Tolga Bizel; “Dijital İkiz Simülasyonu, gerçek hayatı dijitale taşıyor. Üretimin dijitalleştiği dünyada tüketici de dijitalleşiyor. Yeni sistemler, mağazaya gelen tüketicinin yüzünün şeklinden, hareketlerinden, duygu değişimlerinden mevcut modeli beğenip beğenmediğini anlayarak veri topluyor. Böylece tüketicinin tercihleriyle birlikte dijital bir ikizi oluşturuluyor. Tüketici, sadece mağazanın vitrinini gördüğünü sanırken aslında mağazalar ve hatta fabrikalar tüketiciyi görüyor. Dijital ikizin verdiği metrikler sayesinde de tüketicinin tercihlerini anlayıp ona göre üretim yapmayı amaçlıyor. Bu durum, kişileştirilebilir üretim hatlarını da mümkün kılıyor” sözleriyle sunumunu tamamladı.