Monday, Nov 25th

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

You are here: Home Technology Röportaj “Türkiye Avrupa’nın Fleksibıl Ambalaj üretim merkezi olacak”

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

“Türkiye Avrupa’nın Fleksibıl Ambalaj üretim merkezi olacak”

 

Enver Bakioğlu - FASD Başkanı

2005 yılında kurulmuş olan FASD, Türk Fleksıbıl Ambalaj Sanayinin tek ve en yetkin temsilcisi. Ulusal ve uluslararası platformda, tüm üyelerini temsil edebilen, haklarını koruyabilen, sektörle ilgili gelişim ve rejimlerde gündem belirleyici ve söz sahibi olabilen ve sektördeki örnek bir sektörel sivil toplum örgütü. Geçtiğimiz ay yapılan FASD Genel Kurul toplantısı neticesinde başkanlığa seçilen Enver Bakioğlu’na Fleksibıl Ambalaj Sektörünün ülkemizde geldiği son durumu, FASD’nin bu gelişmelere katkısı ve dünya üzerindeki etkilerini sorduk. Sizleri röportajımızla baş başa bırakıyoruz.

Fleksibıl Ambalaj Sektörü üreticilerini temsil eden tek dernek olarak Türkiye’de sektörün geldiği son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle ilginize teşekkür ediyorum.

Fleksibıl Ambalaj Sanayicileri Derneği’miz (FASD), konusunda çok etkin, eşine az rastlanır özellikte bir sektörel sivil toplum kuruluşudur. 2005’te 20 firmadan 24 üyeyle yola çıkan FASD, bugün 16 adedi Türkiye’nin ilk 1000’inde yer alan 49 firmadan 55 üyesiyle, sürekli büyüyerek yoluna devam etmektedir. Baskılı ve baskısız fleksibıl ambalaj üreticileri, fleksibıl ambalaj sektörünün tedarikçileri ve makine üreticilerinin derneğimiz çatısı altında bir araya gelmiş olması da tüm sektörü kapsayan bir perspektifle büyük resmi görebilmek ve sektörün paydaşlarıyla birlikte müşterek faydasını en üst düzeyde takip edebilmek açısından çok önemli bir avantajımızdır. 

Fleksibıl ambalaj sektörü, modern hayatın bir gereği olarak sürekli büyüme eğilimindedir. Bu eğilim, ekonomik verilere de doğrudan yansımaktadır. Fleksibıl ambalaj sektör büyüklüğü 2012 yılında dünya çapında 74 milyar USD’ye, Avrupa’da ise 11,9 milyar Euro’ya yükselmiştir. Batı Avrupa’da büyüme hızı yüzde 2 iken Doğu Avrupa bölgesinde büyüme hızı yüzde 6 civarındadır. Buna karşılık Türkiye’deki büyüme oranının yüzde 8 düzeylerinde olduğu tahmin edilmektedir. 2012 yılında Türkiye fleksibıl ambalaj sektörü, 6,5 milyar TL ekonomik değer yaratmış, 10 binin üzerinde kişiye istihdam sağlamıştır. İhracat odaklı, sürekli yatırım ve yeni teknolojilere dayanan bir büyüme trendi içinde olan Türkiye fleksibıl ambalaj sektörü, geleceğe güvenle bakmaktadır.
 
Sektördeki firmaların teknoloji, tasarım ve rekabet gücünü artırma açısından FASD olarak çalışmalarınız nelerdir?
 
Türkiye fleksibıl ambalaj sanayii, know-how, tecrübe ve bilgi birikimi ile genç makine parkı, güncel üretim teknolojileri sayesinde yüksek üretim verimliliklerini yakalamış olup düşük malzeme firesi ve daha az zaman kayıpları ile çalışmaktadır. Bu faktörler, konusunda uzmanlaşmış, iyi yetişmiş insan kaynaklarıyla birleştiğinde, Avrupalı meslektaşlarına oranla yüksek rekabet gücünü de beraberinde getirmektedir.
 
Sektörümüzü büyük bir kapsama oranıyla temsil ediyor olmak, bu rekabet gücünü korumak için FASD’ye içe dönük ve dışa dönük kimi görevler yüklemektedir. İçe dönük görevlerimiz arasında üyelerimiz arasındaki sosyal ve ekonomik işbirliğini kuvvetlendirmek, üyeler arası iletişimi sağlamak, teknik ve ekonomik gelişmeler hakkında bilgi paylaşmak, eğitim çalışmaları yapmak, danışmanlık hizmetleri vermek gibi faaliyetlerimiz sayılabilir. Üyelerimizden aldığımız geri dönüşler göstermektedir ki, her yıl 3-4 adet düzenlemeyi hedeflediğimiz, teknolojik gelişmeler konusunda üyelerimizi bilgilendirdiğimiz seminerler büyük beğeni toplamakta ve fayda sağlamaktadır.
 
Dışa dönük faaliyetlerimiz arasında ise örgütlülüğümüzü arttırmak, sektörümüzü temsil edecek şekilde toplumla iletişim kurmak ve son olarak özellikle kamu kurumları nezdinde sektörümüzü temsil ederek karar noktalarında sektörün sesi olarak bulunmak sayılabilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Ekonomi Bakanlığı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdindeki çalışmalarımız, TOBB Türkiye Ambalaj Meclisi üyeliğimiz, TSE, TÜBİTAK, meslek odaları gibi kurumlarla yapmakta olduğumuz işbirlikleri, bu çalışmalarımıza örnek olabilir. Bu çalışmalarla hedefimiz, doğal olarak, üyelerimizin rekabet gücünü içinde bulunduğumuz tüm pazarlardaki rakip meslektaşlarımıza karşı savunmaktır.
 
Aynı zamanda “Flexible Packaging Europe” FPE üyesi olarak da uluslararası platformda da Türkiye Fleksibıl sektörünü temsil ediyorsunuz. Bu bağlamda birincil hedefiniz nedir?
 
FASD, yurt içinde Ambalaj Sanayicileri Dernekleri Federasyonu’nun, yurt dışında ise belirttiğiniz üzere FPE’nin üyesidir. FPE’nin 7 “Ortak Üye”sinden biri olmak ve Başkan nezdinde Yönetim Kurulu’nda temsil edilmek, Avrupa’daki fleksibıl ambalaj sektörünün gündemi ile ülkemizdeki gelişmeleri birlikte değerlendirebilmek, Türkiye’deki fleksibıl ambalaj sanayicilerinin sesini Avrupa’ya duyurabilmek, bununla birlikte Avrupa’daki gelişmelerden ilk elden haberdar olabilmek gibi avantajları gündeme getirmektedir. Fleksibıl ambalaj sektörünü ilgilendiren her türlü mevzuat, yasa ve kanunun ilk önce Avrupa Birliği ülkelerinde gündeme gelmekte olduğu ve olgunlaşma sürecinde, yasalaşama öncesi yoğun lobi faaliyetleri süregeldiği düşünüldüğünde; FPE’deki çalışmalarımızın FASD’ye bu faaliyetler hakkındaki gelişimi anında takip edebilme ve sektörümüzü bilgilendirebilme yeteneği kazandırdığı görülmektedir.
 
Fleksibıl ambalaj üreticileri Türk sanayisinde oldukça önemli bir konumda rakamlarla ifade edecek olursak fleksibıl ambalaj sektörünün özellikle ihracat konusunda katkıları nedir? 
 
Fleksibıl ambalaj sanayicilerinin hedefini “2020 yılında Avrupa’nın fleksibıl ambalaj üretim üssü olmak” olarak tarif etmiş bulunuyoruz. Gururla ifade etmek isterim ki sektörümüz, bu hedefimiz doğrultusunda önemli ihracat başarıları elde etmektedir.
 
Toplam ekonomik büyüklüğü yaklaşık 6,5 milyon TL mertebelerinde olduğu tahmin edilen Türkiye fleksibıl ambalaj sanayii, ilk 1000 gerçekleşmelerine göre bir projeksiyon yapacak olursak, üretiminin yaklaşık yüzde 42’sini ihraç etmektedir. 2011 yılı rakamlarına göre, Türkiye’nin ilk 1000 firması arasında yer alan 19 adet fleksibıl ambalaj firmasının toplam ihracatı yaklaşık 1 milyon 240 bin USD olarak gerçekleşmiştir. 
 
Sektörün farklı ülkelerde üretim olanakları, fabrikalaşma, joint venture gibi birlikteliklerle büyüme potansiyeli nedir? Şu anki tablo nedir?
 
Az sayıda meslektaşımız farklı ülkelerde üretim tesisleri kurarak büyümektedir. Joint Venture yaparak büyüme potansiyeli bugün için kısıtlıdır, çünkü bu sektördeki büyük oyuncular küçük ve orta ölçekli üreticileri satın alma yöntemi ile büyüme göstermektedir. Sektörümüzde son yıllarda konsolidasyon eğilimi ve sermaye yapısındaki değişim belirgin hale gelmiştir. Öyle ki, Avrupa pazarının üçte ikisi, yalnızca 19 üretici firma tarafından domine edilmekte, bu firmalar her gün yeni birleşme ve satın alma operasyonları yürütmektedir. “Dünya devi” diyebileceğimiz ambalaj firmaları, çevre ülkelerde birçok firmayı kısmen veya tamamen satın almaktadır. 
Yeni teknolojiye yaptığı yatırım ve yetişmiş insan gücüyle Türkiye’deki fleksibıl ambalaj firmaları da bu büyük şirketler için doğal olarak öne çıkmakta ve ilgi odağı olmaktadır. Türkiye’de bu tür sermaye hareketlerinin, ortak girişimlerden ziyade şirket satın alması olarak gerçekleşmekte olduğu söylenebilir. 
 
Sektörün Avrupa Birliği ve dünya standartları uyumunda geliştirdiği ve uyguladığı kalite standartları ve toplam kalite yönetimi ne düzeyde ve hedeflenen nedir?
 
Başta derneğimiz çatısı altında örgütlenen firmalar olmak üzere Türkiye fleksibıl ambalaj sanayicileri, ülkemizi dünya çapında yüksek kalite ve standartlara en üst düzeyde uyumla başarıyla temsil etmektedir. Fleksibıl ambalaj üreticilerimiz, uluslar arası rekabetin bir gereği olarak düzenli ISO Kalite Yönetimi, Gıda Güvenliği, Çevre Yönetimi, OHSAS, BRC/IoP ve AIB gibi sistemsel kalite denetimlerinden geçmekte, çoğu zaman denetçi kurumlar tarafından uluslar arası düzeyde mükemmellik ödülleri almaktadır. Rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye’deki fleksibıl ambalaj üreticilerinin önemli bir çoğunluğu, kalite ve dünya standartlarına uyum açısından gerek Avrupa’daki gerekse dünyadaki rakiplerine karşı oldukça güçlü bir durumdadır. İsterseniz ben reklam yapmayayım; ancak şu kadarını söyleyeyim: Dünya çapında faaliyet gösteren herhangi bir gıda devi düşünün; Türkiye’deki fleksibıl ambalaj üreticileri o markanın bir veya birçok ürününün ambalajını mutlaka tedarik etmiştir, etmektedir.
 
Henüz istenen kalite standartlarını yakalayamamış meslektaşlarımız da bu sektörde var olmanın bir gereği olarak kalitelerini hızla geliştirmeye çalışmaktadır. FASD olarak hem meslektaşlarımızın bu çabalarına katkı vermek, hem de müşterilerimizi bu alanda bilinçlendirmek temel görevlerimiz arasındadır. Bu konuda yaptığımız bilinçlendirme çalışmalarına bir örnek vermek gerekirse, geçtiğimiz yıllarda hazırlamış ve başta gıda firmaları olmak üzere fleksibıl ambalaj kullanan tüm müşterilerimize dağıtmış olduğumuz “Fleskibıl Ambalaj Tedarik Kılavuzu”, önemli bir başvuru belgesi niteliğindedir. Bu kılavuz sürekli güncellenecek ve fleksibıl ambalaj kullanıcılarını ekonomik ve teknik yönden bilinçlendirmekte kullanılmaya devam edilecektir.
 
Dünyada petrol ve türevlerine dayalı konvansiyonel hammaddeler yerine giderek yaygınlaşan organik, biyolojik temelli fleksibıl ambalajın ülkemizdeki uygulanabilirliği ve Ar&Ge durumu hangi aşamadadır? Dünyada gelinen süreç nasıl ve hedefler nelerdir?
 
Biyolojik temelli fleksibıl ambalajın henüz gerek teknik gerekse ekonomik açılardan yaygınlaşmamış olduğunu, kısa vadede bu alanda hızlı bir gelişmenin beklenmediğini, ancak orta ve uzun vadedeki gelişmeleri yakından takip ettiğimizi söyleyebiliriz. Biyobozunur filmlerle ilgili olumlu ve olumsuz tartışmalar sürmektedir.
 
Öte yandan, fleksibıl ambalajların diğer ambalajlar ile karşılaştırıldığında en önemli avantajları, daha az malzeme kullanarak daha çok verim elde edilmesi, böylece kaynak azaltılması yoluyla doğal kaynakların korunması, enerji ihtiyacının azaltılması ve karbon salımı daha düşük seviyelerde tutularak çevrenin korunmasıdır. Fleksibıl ambalajlar, diğer ambalaj türlerine göre yer yer 5 ila 25’te bir ağırlıkta malzeme kullanarak aynı görevi yerine getirebilmektedir. Fleksibıl ambalajlar ile bir saç telinin neredeyse altıda biri kalınlığında ve geri dönüştürülebilir malzeme kullanarak gıdaların tazeliği uzun süre sağlanabilmektedir. Kanımca bu durum, fleksibıl ambalajın “doğa dostu” niteliğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. 
 
Ayrıca, fleksibıl ambalaj malzemesi ile ilgili olarak nanoteknolojik araştırmalar ve yeni malzeme geliştirme faaliyetlerinde artış gözlenmektedir.  
 
PACK-IST şuanda Avrupa’nın tek dünyanın ikinci Fleksibıl Ambalaj Fuarı Türkiye’deki sektörün büyümesi, rekabet açısından PACK-IST nasıl bir vizyon yüklenecek, sektöre nasıl bir heyecan getirecek?

Bu yıl ikincisini düzenlemekte olduğumuz PACK-IST fuarı, derneğimizin büyük önem verdiği çalışmaların başında gelmektedir. Günümüzde genel amaçlı fuarlar etkinliğini ve ilgi çekme yeteneğini hızla kaybetmekte iken uzmanlık fuarları, teknolojik iletişim olanakları ne kadar artarsa artsın, önemini korumakta ve beğeniyle takip edilmektedir. Bizim amacımız da sektörümüzün tüm halkalarını bir araya getireceğimiz, her türlü yenilik ve gelişmelerden haberdar olmayı sağlayacak, yurt içinden ve yurt dışından üretici firmalar ile müşterileri buluşturarak yeni ticaret olanakları yaratacak bir ortamı hayata geçirmektir.
 
Fuarın dünyada tanıtım olanaklarının geliştirilmesi, çekim merkezi olması bağlamında nasıl çalışmalar yürütülecek?
 
Türkiye’nin Avrupa’nın Fleksibıl Ambalaj konusunda üretim merkezi olacağı yönündeki hedeflerimizden bahsetmiştik. PACK-IST’in kapsamlı tanıtımı ile önümüzdeki yıllarda özellikle Avrupalı, Afrikalı ve Orta Doğulu gıda üreticileri için ziyaret edilmesi cazip bir fuar haline gelmesini amaçlamaktayız. Elbette bu durum, fuarın katılımcı ve ziyaretçi profili ile doğrudan ilgilidir. Bu sebeple, tüm sektör bileşenlerini bu fuarda yer almaya davet ettik, ediyoruz. Üretici ve tedarikçiler bu fuarda ne kadar yoğun bir şekilde yer alırlarsa, müşteriler de o yoğunlukta ilgi gösterecek ve yeni iş ilişkilerinin kurulmasına imkan sağlanacaktır. Bu alandaki çabalarımızla her bir PACK-IST’in bir öncekinden daha başarılı geçmesini hedeflemekteyiz. Bu yıl FPE’nin PACK-IST’i Sorumlu Direktör düzeyinde ziyaret etmekte olması, bu açıdan güzel bir gelişmedir.