Friday, Apr 19th

Last updateMon, 15 Apr 2024 8am

You are here: Home Interview “e-F@ctory konsepti ile geleceğin dijital fabrikalarını bugünden kurmak mümkün”

“e-F@ctory konsepti ile geleceğin dijital fabrikalarını bugünden kurmak mümkün”

Şevket Saraçoğlu Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel MüdürüDünyada “teknoloji” denilince akla ilk gelen markalardan biri olan Mitsubishi Electric çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren fabrikalara hızlı entegrasyon, üretkenlik, esneklik ve verimlilik konusunda katma değer sağlıyor. Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri ile; şişeleme, dikey ve yatay paketleme, etiketleme, dağıtıma hazırlık gibi paketlemenin her aşamasında ileri teknoloji otomasyon çözümleri sunan firma, geniş ürün yelpazesiyle sanayicilerin her türlü uygulama için doğru çözüme kolaylıkla ulaşmalarını sağlıyor. Küresel ölçekte öncü bir yeşil şirket olma yolunda ilerleyen Mitsubishi Electric, ileri teknolojisini topluma katkıda bulunmak için kullanıyor.

Türkiye’de robotlar ile endüstride daha esnek bir üretim sağlamayı, üretim maliyetlerini düşürerek insan konforunu artırmayı ve ihtiyaç olan her yerde robot teknolojisinin kullanılmasını hedefleyen Mitsubishi Electric’in Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Sayın Şevket Saraçoğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Okurlarımıza kısaca kendinizden ve profesyonel öz geçmişinizden bahsedebilir misiniz?  

1964 Ankara doğumluyum. 1982 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdim. 1986 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’nden Elektrik Mühendisi olarak mezun oldum. Mezuniyeti takiben, profesyonel iş hayatıma NETAŞ NothernTelecom ve Alarko Holding’te görev alarak başladım. Alarko Holding bünyesinde tekstil boya ve kurutma makineleri ile bina otomasyonu konularında çalıştım. Krona Şirketler Grubu bünyesinde yeni bir departman kurulumu ve çimento fabrikaları kontrol sistemleri konularında görev aldım. 1992 yılında Genel Teknik Sistemler (GTS) şirketinin kurucu ortağı olarak profesyonel çalışma hayatıma devam ettim. GTS, 1993 yılında Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin Türkiye distribütörü oldu. Mitsubishi Electric’in 2013 yılında GTS’yi satın alması ile birlikte Mitsubishi Electric Türkiye çatısı altına dahil olduk. Şu an Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin Genel Müdürü olarak görevime devam ediyorum. 

Mitsubishi Electric ve Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Mitsubishi Electric olarak üstün teknolojimiz, çevreci yaklaşımımız ve pek çok farklı sektöre yönelik yüksek kaliteye sahip inovatif ürünlerimiz ile tanınıyoruz. Markamız, bugün 130 bine yakın çalışanı ile 43 ülkede faaliyet gösteren 95 yıllık bir dünya devi. 

Dünyada “teknoloji” denilince akla ilk gelen markalardan Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki temel faaliyet alanlarını; fabrika otomasyon sistemleri, ileri robot teknolojileri, CNC-Mekatronik sistemler ve klima sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetleri oluşturuyor. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra uydular, asansör, görsel veri sistemleri, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyoruz. Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunan Türksat 4A ve 4B uydularının üreticisi olan markamız, uyduların yanı sıra Marmaray projesinde kullanılan otomasyon teknolojisi ile de Türkiye’de öne çıkıyor.  

Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon teknolojileri ve çözümleri nelerdir?

Elektrik, elektronik ve otomasyon alanında bir dünya devi olan Mitsubishi Electric, sahip olduğu ileri teknoloji ile dünyada birçok sektörde fark yaratıyor. Sürekli gelişim, değişim ve insanlığa katkı sağlamak markamızın var oluş nedenlerinin başında geliyor. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri olarak ise otomotiv, gıda, paketleme, metal ve plastik işleme makineleri gibi önde gelen sanayi kuruluşlarının bulunduğu alanlarda satış, satış sonrası hizmetler ve ürün yönetimi konularında hizmet veriyoruz. Fabrika otomasyon ürünlerimizi Mitsubishi Electric Türkiye’de istihdam edilen mühendislerimizin dizayn, projelendirme, yazılım ve devreye alma çalışmalarıyla da birleştirerek Türk sanayisine yüksek kaliteli hizmetler sunuyoruz.

Fabrika otomasyon ürün grubumuz içerisinde; PLC’ler, operatör panelleri, frekans invertörleri, servo motorlar, robotlar, CNC kontrol ve alçak gerilim anahtarlama ürünlerimiz bulunuyor. Mitsubishi Electric olarak bizi farklı kılan en önemli özelliklerimizden biri geçmişten bugüne gelen sistem entegratörlüğü tecrübemiz. Öncelikli hedefimiz, bize ihtiyaç duyulan her alanda en verimli çözümü yaratarak makine imalatçılarının ve fabrikaların üretim güçlerine güç katmak.

Mitsubishi Electric olarak görüştüğümüz her bir fabrikanın otomasyona ilişkin tüm ihtiyaçlarını sorguluyoruz. Yöneticilerle derinlemesine görüşmeler yaparak sistem gereksinimlerini en ince ayrıntısına kadar inceliyor, buna uygun MES, ERP sistemleri ve haberleşme ile ilgili en efektif ürünlerimizi onlara sunuyoruz. Firmaların talep ettikleri prosesleri olması gereken en verimli noktaya ulaştırmak için çalışıyor, tecrübeli mühendislik bakış açımız ve Mitsubishi Electric know-how’ını kullanarak çözüm önerileri getiriyoruz. 

Mitsubishi Electric; ambalaj sektörüne yönelik paketleme otomasyonu ve robot teknolojileri ile firmalara ne gibi hizmetler ve avantajlar sunuyor?

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri olarak, Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarının rol aldığı farklı sektörlerde hizmet veriyoruz. Paketleme de öncelikli sektörlerimizin başında geliyor. Şişeleme, dikey ve yatay paketleme, etiketleme, dağıtıma hazırlık gibi paketlemenin her aşamasında ileri teknoloji otomasyon çözümleri sunuyoruz. Geniş ürün yelpazemizle sanayicilerin her türlü uygulama için doğru çözüme kolaylıkla ulaşmalarını sağlıyoruz. Yüksek hassasiyette ve yüksek hızlı, kolay programlanabilen ve kullanılabilen, maliyet tasarrufu sağlayan ve tüm bu yönleri ile fabrikalara sorunsuz üretim imkânı tanıyan paketleme çözümlerimizle dikkat çekiyoruz.

Birbirleriyle konuşabilen ileri robot teknolojileri ile daha esnek üretim sağlamayı, maliyetleri düşürmeyi ve çalışan konforunu artırmayı hedefleyen bir marka olarak; ambalaj, gıda, ilaç, otomotiv, beyaz eşya gibi pek çok sektörde insan kolu veya eline yakın hassasiyette çalışan hızlı robotlarımızla öne çıkıyoruz. Islak mendillerin paketlenmesi, ilaçların ve küp şekerlerin kutulanması gibi hızlı üretim, dozajlama ve paketlemenin olduğu sektörlerde çok sayıda robotlu çözümümüz bulunuyor.

Biraz da Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan dijital fabrika konsepti e-F@ctory ve Türk sanayisine sağlayacağı avantajlar hakkında bilgi alabilir miyiz?

Sanayi 4.0 olarak da adlandırılan Dördüncü Sanayi Devrimi’ne Mitsubishi Electric’in yanıtı olan e-F@ctory konsepti ile geleceğin dijital fabrikalarını bugünden kurmak mümkün. Mitsubishi Electric, e-F@ctory konseptini kendi üretim bantlarında 2003 yılından beri kullanıyor. Bu sayede edindiği tecrübelerini ürünlerine ve dolayısıyla müşterilerine yansıtıyor. Dijital fabrika konsepti e-F@ctory sayesinde fabrikadaki her bir otomasyon unsuru birbirleriyle iletişim kurarak özgün ürünler üretebiliyor.  

Günümüzde gelişen rekabet koşulları, iletişim teknolojileri ve haberleşme imkânı pazarlardaki rekabeti arttırdı. Bu artan rekabet ortamında kişiselleştirilmiş ürünlere olan talebi karşılayabilmek için üretimlerinizi optimize etmeniz gerekiyor. Mitsubishi Electric’in e-F@ctory konsepti ile bir fabrikayı yeni endüstri evresindeki tüm ihtiyaçları karşılayacak şekilde kurmak ve kurmadan önce bir sanal fabrika oluşturarak ortaya çıkacak fabrikayı ve üretimi test etmek mümkün. Bu sayede sanal fabrikanızı çalıştırarak ihtiyaçlarınızı ve verimliliğinizi görebilir, yatırımlarınızı buna göre şekillendirebilirsiniz. 

Satış öncesi ve satış sonrası hizmet ağınızdan bahseder misiniz?

Mitsubishi Electric olarak bizim çalışma felsefemiz sadece ürün tedariği üzerine kurulu değil. Firmalara mevcut bir sistemi götürüp bu sistemi kullanmalarını da beklemiyoruz. Öncelikle müşterimizi dikkatle dinliyoruz, ihtiyaçlarının neler olduğunu detaylı bir şekilde araştırıyoruz. Arka planda yaptığımız mühendislik bazlı çalışmalar sonrasında müşterimizin ihtiyaçlarını en doğru şekliyle belirliyoruz. Daha sonra bu ihtiyaçları müşterimizle karşılıklı olarak derinlemesine müzakerelerle nihai hale getiriyoruz. Dolayısıyla teklif vermek bile bu işin en azından yüzde 99’unu yapabilir halde olmanız anlamına geliyor. Satış sonrası hizmetler de en çok önem verdiğimiz konuların başında geldiğinden müşterilerimize mükemmel bir hizmet sunmayı hedefliyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda planlıyoruz. 

Mitsubishi Electric’in çevre vizyonu hakkında bilgi verebilir misiniz? Sürdürülebilirlik ile ilgili projeleriniz var mıdır?

Küresel ölçekte öncü bir yeşil şirket olma yolunda ilerleyen Mitsubishi Electric, ileri teknolojisini topluma katkıda bulunmak için kullanıyor. Mitsubishi Electric’in çevre yönetimi konusundaki tutumunu ifade eden “Eko Değişim” (EcoChanges) ilkesi, dünyayı ve çevreyi daha iyi ve sürdürülebilir hale getirmek için markamızın gösterdiği çabaları temsil ediyor. Mitsubishi Electric, “Eko Değişim” felsefesi ile evler, ofisler, fabrikalar, altyapı çalışmaları ve hatta uzay için yaptığı işler aracılığıyla sürdürülebilir bir toplumun gerçekleştirilmesine katkıda bulunuyor. 

Mitsubishi Electric olarak, 100’üncü yıldönümümüz olan 2021 yılına doğru ilerlerken, hedeflerimize ulaşmak için uzun dönemli çevresel yönetim vizyonumuz “Çevre Vizyonu 2021” doğrultusunda hareket ediyoruz. Bu vizyon kapsamında; geri dönüşüme dayalı bir toplum hedefiyle atık miktarını azaltarak, kaynakları yeniden kullanarak ve başka alanlarda kullanmak üzere geri dönüşüme tabi tutarak sürdürülebilir kaynak döngüleri geliştiriyoruz. Bununla birlikte doğaya uyum sağlamak ve çevresel farkındalığı artırmak için faaliyetlerimizi biyolojik çeşitliliğe saygı duyarak yürütüyoruz. 

Karbon salınımını düşürmeye yardımcı olmak için ürün kullanımından kaynaklanan CO2 salınımını 2001 mali yılına kıyasla yüzde 30 oranında azaltmayı amaçlıyoruz. Bunun için de enerji tasarruflu yenilikçi ürünler geliştirerek bunların kullanımını yaygınlaştırmak için çalışıyoruz. 

2017 yılı ile ilgili hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri olarak, altyapı projeleri faaliyet alanlarımız içinde önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda, İstanbul için büyük önem taşıyan Marmaray’ın “İstasyon ve tünel içi havalandırma, yangın duman kontrol sistemleri yönetimi, orta gerilim sistemleri” başta olmak üzere Yönetim Sistemleri Otomasyon Projesi’ni gerçekleştirdik. Mitsubishi Electric olarak Marmaray Boğaz Geçiş Projesi’ndeki hizmetlerimiz; ileri teknoloji ürünü otomasyon ekipmanları, mühendislik ve tasarım, projelendirme, yazılım programlama, donanım montajı, devreye alma, eğitim ve servis desteğini kapsıyor. Bu projedeki başarımızın getirdiği özgüven ile Türkiye’nin gelecekteki altyapı yatırımlarında da çözüm ortağı olmak istiyoruz. 

e-F@ctory 2025’e kadar olan sürede bizim yapıtaşımız olacak ve ürünlerimiz bu konseptin altında yer alacak. Biz şu an bir alt yapıyı tesis ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de üst sıraları tamamlamak için IT tabanlı çözümlerimiz konuşacak. Mitsubishi Electric olarak, hassasiyet düzeyi oldukça yüksek robot kollarımız ile insan kolu veya eline yakın hassasiyette işler yapmak veya buna yaklaşmak isteyen, aynı zamanda da hıza ihtiyacı olan firmaların öncelikli tercihi oluyoruz. Türkiye’de robotlar ile endüstride daha esnek bir üretim sağlamayı, üretim maliyetlerini düşürerek insan konforunu artırmayı ve ihtiyaç olan her yerde robot teknolojisinin kullanılmasını hedefliyoruz.

Türkiye’de gelecekte otomasyon teknolojilerine yön verecek kişilerin yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümleri’ne destek veriyoruz. Eğitime destek projemiz kapsamında, en son 9 Eylül Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladık. Doğuş Üniversitesi (DOU) işbirliğiyle Doğuş Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’ni de kurduk. Bu projeden önce ise Bursa Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Robot Eğitim Merkezi’ne çok amaçlı bir robot hibe ettik. Ayrıca Karadeniz Teknik Üniversitesi Otomasyon Laboratuvarı’na ürün desteğinde bulunduk. Üniversitelerde “Robot Eğitim Merkezi” kurulmasına katkı sağlamanın yanı sıra bugüne kadar pek çok farklı üniversite etkinliğine sponsor ya da konuşmacı olarak katıldık. Öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine destek olmayı amaçlıyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Türkiye piyasasındaki konumunuzu nasıl buluyorsunuz? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz neler?

Mitsubishi Electric olarak, açık kullanıcı yüzü ile yüksek performansa ve verimliliğe sahip, enerji tasarruflu, çevreci, yeni nesil ürünlerimiz ile pazarın beklentilerini karşılayabilecek iddialı bir oyuncuyuz. Üstün teknolojimiz ve yüksek katma değerli ürün ve hizmetlerimiz ile faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sektörümüzün gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz. 

Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri; dünyada çok çeşitli alanlarda faaliyet gösteren fabrikalara hızlı entegrasyon, üretkenlik, esneklik ve verimlilik konusunda katma değer sağlıyor. Mitsubishi Electric, Türkiye’de de bu gücünü, hızla büyüyen Türk sanayisinin çağın gereklerine uygun üretim kabiliyeti kazanması, kalitede en üst seviyeye ulaşması ve küresel ölçekte çok daha kolay rekabet edilebilmesi için kullanıyor. 

Sektörle ilgili neler söylemek istersiniz? Dünden bugüne değerlendirme yaptığınızda Türkiye’nin Avrupa ve dünyadaki konumu nedir sizce?

Günümüzde hızla değişen insan ihtiyaçlarını karşılayabilecek üretim bantlarını oluşturmak sanayinin en önemli gündem maddesi haline geldi. Eğer bu yeni evreye uyum sağlayabilecek, kendi kendini değiştirebilen üretim hatları yapabiliyorsanız; ihtiyacı karşılayabilecek bir üretim sektörüne sahip olacaksınız ve bu yarışın dışında kalmayacaksınız. Türkiye üretim kabiliyeti olan bir ülke ve bu kabiliyetin sürdürülebilir olması için global düzeyde rekabet edebilir olunması çok önemli. Bunun için de üretim kalitesi artarken maliyetlerin düşmesi gerekiyor. Elbette üçüncü sanayi devrimine uygun bir yapılanmayı benimsemiş firmaların da sürdürülebilir olabilmek için çağın hızına ve isteklerine ayak uydurmaları gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda firmalar için dünya kalitesinde üretim yaparak pazardaki muadiller ile rekabet etmek ve ihracatta güç kazanmak ancak fabrika otomasyon sektörünü yakından takip edip yeni teknolojileri bünyeye dahil etmekle mümkün olabilir. Ülkemizdeki büyük ya da küçük çoğu firmada fabrika otomasyon sektörüyle ilgili dikkate değer bir farkındalık oluştuğunu gözlemliyoruz. İlerleyen yıllarda bu alandaki yatırım kararlarında da ciddi artışlar yaşanacağına inanıyoruz.