Thursday, Oct 10th

Last updateThu, 10 Oct 2024 8am

You are here: Home Interview Plastikli bir gelecek herkese iyi gelecek

Plastikli bir gelecek herkese iyi gelecek

1955 yılı itibariyle örgütlenmeye başlayan, 1969 yılında ise resmi temellerini atarak Türkiye’nin ilk sivil toplum yapılanmalarından biri olan PAGDER’in 36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Eurotec Mühendislik Plastikleri Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Reha Gür ile seçilme sürecini, sektörün son yıllardaki durumunu ve sektör hakkında beklentilerini konuştuk. Sizleri röportajımızla baş başa bırakıyoruz. 

36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildiğiniz PAGDER’e geçmeden önce; sizin ve firmanız hakkında kısaca bilgi alalım. 

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme ihtisası yaptıktan sonra iş hayatına atıldım. Mühendislik plastikleri sektörünün önemli firmalarında satış ve üst düzey yönetici pozisyonlarında görev yaptım. 2004 yılından bu yana da kurucuları arasında bulunduğum Eurotec’de Ticari Direktör ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevimi sürdürüyorum.  Aynı zamanda, İKMİB’de (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi olarak yer alıyorum.

Eurotec hakkında da kısaca şu bilgileri aktarabilirim. 2004 yılında Avrupa Serbest Bölgesi - Çorlu’da kurulan ve 2004 yılının ikinci yarısında üretime geçen Eurotec, “Mühendislik Plastikleri” alanında, kompounder olarak faaliyet gösteriyor. Son teknoloji makine yatırımı, Ar-Ge ve insan kaynağına vermiş olduğumuz öneme paralel olarak kısa sürede mühendislik plastikleri alanında Türkiye’de pazar liderliği konumuna yükseldik; 30 ülkeye düzenli ihracat yapan bir firma haline geldik. Tedarikçisi olduğumuz firmaları başarıya ulaştırabilecek desteği sağlayarak, hem ülkemizde hem de yurtdışı pazarlarda güvenilir, standart ürünlerde rekabetçi, özel ürünlerde yaratıcı çözümler sunabilmek amacıyla kurduğumuz Eurotec’in bu hedefini bugün de başarıyla sürdürüyoruz.  Rakiplerimize kıyasla hem teknik hem ticari olarak yenilikçi anlayışımızla fark yaratıyoruz. Bulunduğumuz pazarda, alışılmışın dışındaki ürünlerimiz ve hizmet kalitemizle çıtayı her yıl daha da yükseğe çıkarmak daima öncelikli hedefimiz olacak. Sahip olduğumuz bilgi ve tecrübelerimizi, farklı sektörler için yenilikçi çözümler üretebilme ve uygulama kabiliyeti olarak kullanıyoruz.

Ürün çeşitleriniz ve ürünlerinizin özelliklerinden bahseder misiniz?

Çok çeşitli sektörlerden oluşan müşteri porföyümüzün tüm ihtiyaç ve beklentilerini en üst düzeyde karşılama çeşitliliğine sahip ürünlerimiz bulunuyor. PA6, PA66, PP, PE, PPA, PBT, PET, PC, PPO ve POM kompound ürünlerimizle alternatifli çözümler sunma şansına sahibiz. 

Cam elyaflı, cambilyalı, karbon elyaflı, mineral dolgulu formüllerimizin yanı sıra yanmazlık dayanımı gerektiren uygulamalar için halogen-free, halogenli ve kırmızı fosforlu ürünlerimiz portföyümüzde bulunuyor. Isı stabilizeli hidroliz-glikol ve sıcak yağ dayanımlı, darbe dayanımlı, UV stabilizeli lazer ile yazılabilen formüller sunabildiğimiz çözümlerin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. Ayrıca bahsetmeden geçemeyeceğim önemli bir konu da, Eurotec’in özellikle metal yerine geçebilen plastikler ve ambalaj sektörü için geliştirdiği ‘iletken’ plastiklerdir.

Üretim hacminiz ve özellikle ürünlerinizin satışını yaptığınız sektörler ve pazarlar hangileridir?

Kalite ve müşteri ihtiyaçlarına odaklı yönetim ve üretim anlayışıyla kuruluşumuzdan bugüne her üç yılda bir kapasitesimizi %50 artırdık. 22 bin 500 ton/yıl kurulu kapasitesiyle mühendislik plastikleri sektöründe Türkiye’nin en büyük kapasitesine sahibiz. Teknik olarak da, müşterilerimizin üretimlerinin her safhasında destek vermekteyiz. Türkiye’nin en geniş laboratuar imkânları, Eurotec’de bulunuyor. Müşterilerimiz, malzeme seçimlerinden yeni projelerine, muadil ürün çalışmalarından sektörleriyle ilgili var olan ürün hammadde standartlarının testine kadar ilgili her konuda bizden destek alabiliyorlar.

Tüm sektörlerin ihtiyaç duyacağı ürün çeşitliliğini portföyümüzde bulundurduğumuz için mühen-dislik plastikleri kullanımının olduğu tüm sektörler bizim hizmet verebildiğimiz sektörler haline geldi. Otomotivden elektrik-elektronik ve beyaz eşyaya; ambalajdan spor ekipmanları, bahçe ve elektrikli ev aletlerine, medikal ekipmanlardan inşaat ve tarım aletleri ve mobilya sektörüne kadar çok geniş bir alanda çözüm ürettiğimiz başlıca sektörler bulunuyor. Başta Avrupa olmak üzere, Ortadoğu, Afrika ve Uzak Doğulu mühendislik plastikleri kullanıcılarının vazgeçilmez tedarikçisi ve çözüm ortağıyız; 30 ülkeye düzenli ihracat yapıyoruz.

Piyasadaki konumunuzu nasıl buluyorsunuz? 

Genç bir yapı olduğumuz halde kısa zamanda sektörde lider konuma yükselme başarısı gösterdik. Üretim yaptığımız alanda ülkemiz ekonomisine ve sanayisine katma değer sunmayı, vizyon açmayı ve ilerlemesine vesile olmayı görev ve sorumluluk biliyoruz. Bu noktadan sonraki vizyonumuz, Eurotec’i sadece Türkiye ve Avrupa’da değil dünyada bilinir kompound üreticilerinden biri yapmak. Bugünden yarına gerçekleşmeyecek bir proje olduğunun bilinciyle belirlediğimiz yol haritamızda; doğru zamanda, doğru yerlerde, doğru adımları sabırla atmaya devam ederek bu yolda hedefe ulaşacağımıza inancımız tam. Orta vadeli planlarımızda, yine Türkiye’de üretimi olmayan, portföyümüze yeni eklediğimiz “high performance” diye tabir edilen yüksek performanslı mühendislik plastiklerini geliştirerek yaygınlaştırmak yer alıyor. Bu alanda da belli bir mesafe kaydettik. 

PAGDER yeni döneminde gerçekleştirmeyi planladığınız hedeflerinizden nelerdir?

PAGDER’de (Plastik Sanayicileri Derneği) “Yenilikçi, Fark yaratan ve Verimlilik” temelinde bir yönetim anlayışı sergilemeyi planlıyoruz. kurumsallık çalışmalarına önem vererek profesyonel kadromuzu kalitatif (nitel) anlamda geliştireceğiz. 

Diğer taraftan seçilmiş 24 kişilik “Genişletilmiş Yönetim Kurulu” olarak hep birlikte çalışıp oluşturduğumuz komitelerle, plastik sektörünün sorunlarına daha etkin ve çoklu sorumlularla eğilmeyi planlıyoruz. Sektör sorunlarına dair proaktif yaklaşımlarla; mümkün oldukça daha ortaya çıkmadan yapılacak müdahaleler ile sorunları çözmekten çok oluşmasını önleyecek faaliyetler geliştirmeyi hedef alıyoruz.

Özellikle ülkemizde hammadde konusunda yaşanan sıkıntılar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Dernek olarak bu konuda bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz? Bu sorun nasıl giderilebilir? 

Sektörün en temel sorunlarından biri, yerli üretimdeki kısıtlılık nedeniyle hammaddede dışa bağımlılık sorunu… Bu sorunun sektörün rekabet gücünü zayıflatmasının önüne iki yolla geçebileceğini düşünüyorum. Bunlardan temel olanı, yerli hammadde üretim kapasitelerinin ve olanaklarının artırılması, diğeri ise ithalatta hammadde üzerine ilave edilen yüklerin azaltılması ile sanayicinin ucuz girdi maliyetlerine ulaşmasının sağlanması… Bu konuların her ikisi de, merkezi otoritenin uygulayacağı stratejiler ve geliştireceği uygulamalarla sağlanabilir. 

Bu nedenle, merkezi otorite ile yapacağımız temaslarla; hammadde tedarik konusunun otomotivden beyaz eşyaya, elektrik elektronikten tekstile, savunma sanayisinden havacılık ve uzay endüstrisine kadar pek çok sektöre hammadde, yarı mamul ve ürün vermek suretiyle destek olan plastik sektörünün sorunu olmadığını, bunun topyekun ülke sanayisinin sorunu olduğunu anlatacağız. Bu sayede, hammadde tedarikine yönelik kalıcı ve sürdürülebilir politikalar oluşturulması konusunda etkin rol oynayacağız.

Son yıllarda hızla yükselişe geçen plastik sektörünün ülkemizdeki son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Plastik sektörü -son yıl hariç-, geçtiğimiz son 10 yılda ortalama %10’luk bir büyüme gerçekleştirerek dünyada 7.’nci, Avrupa’da ise 2.’nci büyük plastik sektörü haline geldi. 2014 yılı üretimden satış değerlerine göre, ülkemizin “En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu”nun yaklaşık ¼ ü doğrudan ya da dolaylı plastik sektörü mensubu firmalardan oluşuyor. Sadece bu liste bile plastik sektörünün önemini gözler önüne sermeye yetecek bilgiyi kamuoyuna veriyor. Gelişmeye devam eden plastik sektörü, ülkemiz ekonomisi için son derece önemli bir sektör ve hak ettiği desteği, teşvikleri artık alması gerektiğini düşünüyoruz.

Sektörün dünyadaki gelişmeleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Plastik sektörü, tüm dünyada plastiğin ruhundan gelen yenilikçi malzeme olmasının etkisiyle gelişmesini ve genişlemesini sürdürüyor. Plastiğin en temel avantajlarından olan işleme kolaylığı, verimli malzeme olması, çevre ile dost yapısı, düşük enerji tüketimi sağlaması nedeniyle yarattığı maliyet avantajları ile geleneksel malzemelerin yerini sürekli almaya devam ettiğinden dolayı da, haksız bir şekilde hep bir anti-lobi faaliyetiyle karşı karşıya kalan plastiğe büyük haksızlıklar yapıldığı ortada… 

Avrupa’da inovasyon anlamında yatırım yapılan beş sektörden biri konumunda olan plastiğin sürekli gelişimi devam ediyor; inovatif ürünleriyle her geçen gün hayatın daha fazla alanında ve içinde yer almaya devam ediyor. Bu gelişme, dünyanın sürdürülebilir çevre anlayışından ekonomik dengelerdeki verimliliğine kadar pek çok alana olumlu katkı yaratıyor. Bugünden çok yarının malzemesi olarak da öne çıkan plastiğim faydaları ve endüstriye kattıkları, sonuçta insanlığa fayda olarak ortaya çıkıyor; bu nedenle biz,  “Plastikli Bir Gelecek Herkese İyi gelecek” diyoruz.