Yalın Ürün Geliştirme (LPD) Sürecinde PLM Sistemlerinin Yeri
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Giriş
Endüstriyel devrimler ile firmalar tüm iş yapma süreçlerini baştan sona gözden geçirmeye başladılar. Özellikle Endüstri 4.0 ile beraber yükselen rekabetçi ortam, şirketlerin ürünlerini daha ucuza ve yüksek kalitede tasarlama/geliştirme/üretme zorunluluğunu getirdi. İş süreçlerinin yalınlaşması ile rekabetçi pazara hızlı, kaliteli ve ucuz ürün geliştirmek mümkün oldu. Ürün Geliştirme (PD) süreçlerinin yalınlaşması ile Yalın Ürün Geliştirme (LPD) kavramı ortaya çıktı.
Yalın Ürün Geliştirme süreci firmaların rekabetçi pazarlarda öne çıkmasını sağlamaktadır. Ürün geliştirme sürecinde yaşanan olası tüm zararları ve maliyetleri ortadan kaldırarak ürünlerin pazar fiyatlarını rekabetçi durumuna getirmektedir. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) sistemi ise ürünün doğumundan ölümüne kadar tüm yaşam sürecini yönetmeyi sağlayan sistem bütünüdür. Ürün geliştirme süreçlerinin yalınlaşması PLM sistemlerine ihtiyacı ortaya çıkardı. Ürünün üretilmesi ve tüketicilerin bu ürünleri kullanması sırasında birçok iş süreçlerinden geçerken her türlü bilgi, işlem ve proseslerin yönetilmesi gereklidir. Bu çalışmada Yalın Ürün Geliştirme sürecindeki PLM sistemlerinin rolü aktarılmıştır.
1- Yalın Nedir?
Yalın kavramı; ürünlerin, süreçlerin ve bir bütün olarak organizasyonun performansını iyileştirirken, maliyetlerin düşürülmesine ve programa katkıda bulunan uygulamaların eklenmesiyle birlikte, israfın ortadan kaldırılmasıyla elde edilen mükemmellik olarak tanımlanır [1].
1.1 Yalın Düşüncenin 5 Prensibi
Değerin belirtilmesi
Müşteriye yanlış mal veya hizmet sunmak, sürecin kendi başına doğru ve verimli bir şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bakılmaksızın zarar anlamına gelir. Bu zararı önlemek için, yalın düşüncenin ilk adımı, müşterilerin ihtiyaçlarının ne olduğunu ve ne için ödemeye hazır olduklarını anlamak için kapsamlı bir analiz ve müşterilerle diyalog kurmak olmalıdır. Müşteri ihtiyaçlarını belirledikten sonra, belirli fiyatlarda sunulan yeteneklere sahip ürünlerin değerini tanımlamak daha kolay hale gelir [2].
Değer akışının tanımlanması
Yalın düşüncede bir sonraki adım, gerçek değer akışını, yani belirli bir ürünü mal, hizmet veya her ikisinin birleşimi olup olmadığından bağımsız olarak üretmek için gereken tüm faaliyetler kümesini belirlemektir. Bu, herhangi bir işteki üç ana faaliyet alanına uygulanan bir bakış açısıdır:[2]
•Problem çözme görevi: Konseptten tasarım ve mühendisliğe, üretimin lansmanına kadar
•Bilgi yönetimi görevi: Sipariş alımından ayrıntılı planlamaya ve teslimata kadar
•Fiziksel dönüşüm görevi: Hammaddeden müşterinin bitmiş ürününe
Değer akışı analizi sırasında, değer akışı boyunca çoğunlukla üç farklı eylem türü görünecektir:
•Değer katan faaliyetler: Araba boyama, cıvata montajı
•Gerekli ancak değer katmayan faaliyetler: Kaliteyi sağlamak için boyamayı denetleme
•Değer katmayan faaliyetler: Anında ortadan kaldırılabilen faaliyetler.
Akış oluşturma
Değeri belirledikten, değer akışını haritalandırdıktan ve değer katmayan faaliyetleri ortadan kaldırdıktan sonra, yalın düşüncede bir sonraki adım, değer yaratan faaliyetlerin akışını sağlamaktır. Bu, geleneksel toplu düşünceden sürekli akış düşüncesi yönünde bir düşünce değişikliği gerektirdiği için çok kritik bir adımdır [2].
Akış ilkesinin hedefi, departmanların ve şirketlerin çalışmalarını değer yaratmaya olumlu katkıda bulunacak ve değer akışı boyunca her noktada süreç katılımcılarının gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden tanımlamaktır [2].
Çekme
Yalın düşünce, yalnızca müşterinin gerçekten istediği mal ve hizmetlerin tam olarak nasıl sağlanacağı sorusuyla değil, aynı zamanda müşteri gerçekten istediğinde nasıl sağlanacağıyla da ilgilidir.
Arkasındaki strateji, çekme ilkesidir; bu, ürünleri müşteriye itmek ve böylece kimsenin istemediği büyük ürün stokları biriktirmek yerine, müşterinin ürünü gerektiği gibi şirketinizden çekmesine izin verdiğiniz anlamına gelir [2].
Mükemmellik
Bu sıradaki son ilke, müşterinin gerçekten istediği ürünü üretirken çabayı, zamanı, alanı, maliyeti ve hataları aynı anda azaltmanın bir sonu olmadığının bir tür hatırlatıcısı olan mükemmellik için çaba göstermektir. Aslında, yukarıda bahsedilen dört ilke, bunlardan birinde yapılan iyileştirmelerin genellikle diğerlerinde bazı iyileştirmelere yol açacağı şekilde birbirleriyle etkileşime girer. Örneğin, müşterilerle doğrudan temas halinde olan ürün ekipleri, müşteri değerini daha net bir şekilde tanımlamanın ve dolayısıyla akış ve çekme tekniklerini geliştirmenin bazı yeni yollarını neredeyse her zaman daha iyi yollar bulur [2].
2- Yalın Ürün Geliştirme
Yalın Ürün Geliştirme (Lean Product Development – LPD) ise, israfı ortadan kaldırmak için yalın ilkelerin Ürün Geliştirme (Product Development – PD) sürecine uygulanması olarak tanımlanabilir
Yalın Ürün Geliştirme (LPD), değeri en üst düzeye çıkarmaya, kaliteyi artırmaya, teslim sürelerini kısaltmaya ve ürün geliştirme (PD) süreçleri için maliyetleri düşürmeye çalışan kuruluşlar tarafından şu anda benimsenen önde gelen yaklaşımlardan biridir [3].
2.1- Yalın Ürün Geliştirme Yaklaşımları
Doğru ürün geliştirme yaklaşımı (Developing right product)
Ürün geliştirme etkinliği ile ilgili olan “doğru olanı yapmak”, tüm paydaşların gereksinimlerinin ve her bir paydaş için ödün verme gereksinimlerinin toplanması ve anlaşılması anlamına gelir [1].
Bu yaklaşımda üç önemli adım bulunmaktadır:
1) İhtiyaç toplama
2) İhtiyaç analizi
3) Çözüm (sistem tasarımı)
Ürünü doğru geliştirme yaklaşımı (Developing product right)
İhtiyaç, geliştirme hedefimize yöneliktir, bir sonraki görev pazara sunma süresini azaltmaktır. Ürün, rakiplerin ürünlerinden daha erken pazara girerse, işletme daha fazla kâr elde edecektir. Bu nedenle, LPD'nin bir sonraki ayağı olan “doing the thing right” yaklaşımıdır [1].
1) Spesifikasyon ve planlama
2) Detay tasarımı
3) Test, entegrasyon ve doğrulama
3- PLM ile Ürün Geliştirmenin Yalınlaşması
3.1 Bilgi yönetimi için PLM yaklaşımları
Şirketler, ürün geliştirme için dijital bir platform aracılığıyla, iş akışına dahil olan tüm konuların ürün ve süreç yeniliğine katkıda bulunabileceği güvenli bir bilgi işlem ortamı oluşturabilir. PLM, üretim bilgilerini (spesifikasyonlar, modeller, performans sonuçları, en iyi uygulamalar ve incelemeler) tasarıma bağlayarak farklı ürün gereksinimlerinin karşılaştırmasını, değerlendirilmesini ve optimizasyonunu sağlar [4].
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin belirli ihtiyaçları ve sınırlı kaynakları vardır, bu şirketlerde entegre sistemler genellikle tek bir araçta merkezileştirilmez. Tam entegre PLM çözümleri, küçük ve orta ölçekli işletmelerin stratejilerini en üst düzeye çıkarmak ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için kolayca ölçeklendirmek için ihtiyaç duyduklarını sağlamak üzere tasarlanmıştır [4].
a- Merkezi arabirim
Merkezileştirilmiş arayüz, bireylerin merkezi akış yönetimi aracılığıyla birbirine bağlanan diğer sistemlerdeki veri içeriğine erişebildiği karmaşık veritabanlarını yönetmek için çok önemli bir yaklaşımdır. İnternet ve web, fiziksel sınırlamaları ortadan kaldırarak, bir web tarayıcısı aracılığıyla veri tabanına bağlantı sağlayarak bilgiye erişimi kolaylaştırmıştır. Her sistemin yönetimi merkezden bağımsız olduğu için, her bir veri yazma setinin yöneticisinin kime ait olduğunu belirlemeye izin veren bazı ortak kurallar olmalıdır [4]
b- Entegre platform
Bu yaklaşımda, tüm iş uygulamaları, entegre bir platform tarafından yönetilen tek bir ortak veritabanını paylaşır, bu nedenle arayüzlere gerek yoktur ve çeviri sorunları yoktur. Bu mimari tarafından desteklenen iş uygulamaları, ilişkisel ilişkilerin oluşturulmasında ve karmaşık yapıların yönetimine uyum sağlamada daha fazla esneklikle şeffaf bir şekilde çalışabilir. Entegre yaklaşım, veri tabanındaki diğer veri, süreç ve meta veri yönetimini tasarlayabilir, sürdürebilir, üretebilir ve gelişimini izleyebilir [4].
Günümüzde şirketler için, değişikliklere hızlı bir şekilde uyum sağlamak ve piyasada rekabetçi kalabilmek için yeni bilgiler (hem iç hem de dış) elde etmek için araçlar geliştirmeleri zorunlu hale gelmiştir [4].
3.2 Yalın Geliştirme için PLM yaklaşımı
Son 30 yılda şirketler, ürün yaşam döngüsü süreçlerini oluşturma ve verilerini tam olarak kullanma fırsatlarından yararlandıkça, ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM) alanındaki yatırımlarında olağanüstü bir büyüme görüldü. Bu süreçler; gereksinim tanımı, sistem tasarımı/analizi ve simülasyonu, üretim/imalat planlaması, kalite yönetimi, müşteri desteği, hizmet yönetimi ve kullanım ömrü sonu geri dönüşümüne kadar tüm ürün yaşam döngüsü aşamalarını kapsamaktadır [5].
Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), yeni bir ürünün piyasaya sürülmesinden sonra ürünün yaşam döngüsü boyunca, üründen elde edilebilecek maksimum kârı sağlayabileceği sürekli ürün geliştirme faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bu faaliyetler, orta ve uzun vadede ürün değişikliklerine, güncellemelere ve iyileştirmelere yol açar ve bu sayede, yeni geliştirilen ürünler inovatif yelpazenin ucunda yer alır [6].
Bir ürün geliştirme süreci sırasında, ürüne ait bilgiler tasarım ekipleri başta olmak üzere firma içerisindeki tüm ekipler tarafından erişilebilir olmalıdır. Parçaların ve sistemlerin özellikleri hakkındaki bilgiler, geliştirme sürecinde alınan kararların temelini oluşturmaktadır. Bu bilgiler, matematiksel modellerden simülasyonlara, fiziksel modellerin test edilmesine, prototiplerin üretimi ve müşteri kullanım verilerine kadar birçok veriyi içerir [7].
İlk tasarım aşamasında ve ürün ömrü boyunca üretim, bakım, tamir ve yeniden tasarım gibi operasyonlarda ürünün birçok varış noktası bulunmaktadır. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM), öncelikle bir ürünü yaşam döngüsü boyunca yönetmek için gereken tüm süreçleri, işlemleri ve faaliyetleri kapsayacak ürün modelleri oluşturmakla ilgilenir [7].
Firmalar için PLM, değişen ürün özellikleri ve faydalarına yönelik önemli bilgi işleme faaliyetlerini içerir. Bu faaliyetler; müşteri memnuniyetini veya sorunlarını takip etme, ürün yeniden tasarımını veya rakipler tarafından yapılan değişiklikleri izleme ve ürün kullanım modellerini gözlemleme olarak sayılabilir. Bu faaliyetlerin ortak noktası, yeni geliştirilen ürünün, yaşam döngüsü boyunca piyasada geçerli ve rekabetçi bir ürün olarak kalması için ürünün takibinin ve geliştirmelerin yapılmasıdır [6].
Yeni ürün geliştirme süreci, bir pazar fırsatının kısa geliştirme döngüleriyle satışa sunulan bir ürüne dönüştürülmesine odaklanır. Kısa geliştirme döngüleri, şirketlerin değişen pazar taleplerine hızlı tepki vermelerini sağlar. Pazar fırsatını takip etmek rekabetçi kalmak için hayati bir unsurdur. Günümüzde pazar fırsatlarını değerlendirmek, geliştirilen ürünlerin sürdürülebilir olmasını gerektirmektedir. Müşterileri memnun etmek için, ürün geliştiricilerin yeni ürün geliştirmesinde sürdürülebilir şartları sağlaması beklenmektedir [8].
Sonuç
Yalın Ürün Geliştirme firmalar için önemli bir yöntemdir. Rekabetçi pazarda çevik bir şekilde kaliteli ve düşük maliyetli ürün tasarlamak ve üretmek isteyen firmaların ürünlerinin tüm yaşam döngülerini yönetmesi gerekecektir. PLM sistemi ile ürünlere ait tüm bilgi, süreç ve prosesler yönetilebilir olmaktadır. Bu sebeple firmaların PLM alanına yatırım yapmaları iş süreçlerinin yalınlaşması için kritik öneme sahiptir.
Kaynakça
[1] Ming, Xinguo & Kong, F. & Li, D.. (2012). "Focus on implementation: A framework for lean product development" Journal of Manufacturing Technology Management. 23. 4-24. 10.1108/17410381211196267
[2] Bauch, C. (2004). “Lean Product Development: Making Waste Transparent” Diploma Thesis MIT http://hdl.handle.net/1721.1/81429
[3] Martinez Leon, Hilda & Cross, Jennifer. (2011). “Lean Product Development Research: Current State and Future Directions” Engineering Management Journal. 23. 29-51. 10.1080/10429247.2011.11431885
[4] Trotta, M. G. (2010). “Product Lifecycle Management: Sustainability and knowledge management as keys in a complex system of product development” Journal of Industrial Engineering and Management (JIEM), 3(2), 309-322.
[5] Rangan, R. M., Rohde, S. M., Peak, R., Chadha, B., & Bliznakov, P. (2005). “Streamlining product lifecycle processes: a survey of product lifecycle management implementations, directions, and challenges.” Journal of Computing and Information Science in Engineering
[6] Restuccia, M., de Brentani, U., Legoux, R., & Ouellet, J. F. (2016). "Product life‐cycle management and distributor contribution to new product development" Journal of Product Innovation Management, 33(1), 69-89.
[7] Tahera, K., & Earl, C. (2018). “Testing and PLM: Connecting Process and Product Models in Product Development.” In R. Udroiu, & P. Bere (Eds.), Product Lifecycle Management - Terminology and Applications. IntechOpen. https://doi.org/10.5772/intechopen.80364
[8] Gmelin, H., & Seuring, S. (2014). Achieving sustainable new product development by integrating product life-cycle management capabilities. International Journal of Production Economics, 154, 166-177.
Sertaç Akara,c, Prof.Dr.Semih Ötleşa,b
aEge Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı
bEge Üniversitesi, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet Merkezi
cMühendislik Uygulamaları Uzmanı, BMC Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş