MAP’ın öyküsü
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Gıda ambalajı konusunda uzun yılların getirdiği sektör deneyimine ve bilgi birikimine sahip APACK Kurucu Ortağı Muharrem DEMİR, MAP Ambalaj Tekniği konusunu inceledi.
Büyük tonajlı meyve sebze taşımacılığında yaÅŸanan zararlar, insanları farklı yöntemler aramaya itti. 1930’lu yıllarda Controlled Atmosphere Storage (CAS) denilen bir yöntemde ürünlerin saklandığı depolara CO2 uygulanarak çürümelerin bir miktar önüne geçelebildiler. Ãœreticiler, gıda ürünlerinin bozulmasını engellek için onları doÄŸal atmosferden uzaklaÅŸtırarak kapatmak gerektiÄŸini kavramış oldu. 1970’li yıllarda geliÅŸtirilen MAP Ambalaj TekniÄŸi, ürünlerin uzun raf ömrüne ulaÅŸması için, özelliklerine göre hazırlanmış kapalı ortamda tutulması tekniÄŸidir.Â
Her yıl MAP tekniÄŸi üzerine yüzlerce laboratuvar çalışması yapılıyor. DeÄŸiÅŸik hava karışımları denenerek, hangi ürünün hangi ortamda daha uzun süreler taze kalabildiÄŸi araÅŸtırılıyor. Gıda maddelerindeki mikrobiyal gelimelerin hangi sıcaklıklarda, hangi gazlarla etkileÅŸtiÄŸi, çürüme ve bozulma süreçlerinin nasıl seyrettiÄŸi inceleniyor ve bu konuda raporlar yayınlanıyor.Â
Çağımızın katkı maddesi kullanmadan raf ömrü saÄŸlayan en önemli ambalaj tekniÄŸi MAP ile paketlenmiÅŸ ürünlerin 2019 yılında 500 milyar son tüketiciye ulaÅŸması öngörülüyor.Â
MAP Ambalaj TekniÄŸinin kullanımı, maaliyet unsurlarını doÄŸru yöneterek saÄŸlıklı raf ömrü saÄŸlamaktadır. Bu sayede gıda üreten firmalar artık daha az koruyucu malzeme ve trans yaÄŸ kullanıyor. Depolardaki ısı kontrolü (ambalajsız ürünler depo içindeki havayı soÄŸurduÄŸu için ısı denetimi zorlaÅŸtırıyor) daha kolay ve ucuz yapılabiliyor.Â
MAP ambalajlar için kullanılan deÄŸiÅŸik geçirgenlikteki bariyerli filmler ürüne uygun kapalı ortamı saÄŸlar. MAP ambalajın oluÅŸturduÄŸu koruyucu ortam üründe mikrobial riskleri en az düzeye indirdiÄŸi için, ürünler üzerinde uzun laboratuvar testlerine kaynak ayırmak zorunda kalınmaz.Â
Gıdaların bozulma süreçleri üzerine yapılan kapsamlı araştırmalar sayesinde MAP ile ambalajlanmış etler, taze veya pişmiş gıdalar, meyveler, kuruyemişler, bakliyat ve mezeler daha uzun süre bozulmadan raflardaki yerini koruyabilmektedir.
MAP ile daha uzun raf ömrüÂ
Tarladan toplandıktan sonra bitkiler ortamdaki havayı ve nemi kullanarak yaşamaya devam eder. Bu da ürünün olgunlaşma sürecinin devam etmesini sağlar. Ürünler büyür, yumuşar, rengi değişir, dokusu değişir. Genel olarak oksijen seviyesinin düşük tutulması, bitkilerin olgunlaşmasını yavaşlatır. Fakat bazı bitkiler de düşük oksijen seviyesine dayanamaz ve çürüme sürecine girer. İşte MAP Ambalaj Tekniği, ürünün özelliğine göre uygun bir kapalı ortam sağlar. Meyve ve sebzelerin MAP ile ambalajlanması, içerde en alt seviyede karbondioksit ve oksijen etkileşimine maruz kalması, hem mikrobiyal gelişimi hem de ürünün soluma değerlerini minimumda tutmaktadır.
Gıdalar üzerinde yapılan laboratuvar araştırmaları göstermiştir ki domates, avacado ve salatalık %3 ten daha az oksijenli ortama dayanamaz. Brokoli, elma ve mantar ise  %1 in altındaki oksijenli ortamda taze kalamaz.
Karbondioksit düzeyi %1 den fazla olan ortamlarda bazı ürünlerin olgunlaÅŸması yavaÅŸlar, raf ömrünü uzatır.Â
Pekçok meyve ve sebze taşıma sırasında yüksek sıcaklıklara maruz kalır. Sıcaklık arttıkça meyve ve sebzelerin olgunlaÅŸmasını yavaÅŸlatmak için genellikle karbondioksit kullanılır. %10 dan fazla karbondioksit kullanımı bazı meyve ve sebzelerde küf oluÅŸumunu yavaÅŸlatsa da elma, mango ve domates bu orandaki karbondioksit seviyesine dayanamaz. Karbondioksit seviyesini doÄŸru ayarlamazsanız marulu kamyondan indirirken kucağınızda kahverengiye dönmüş tonlarca yaprak kalır. Pek çok marul çeÅŸidi için oksijen geçirgenlik miktarı her 24 saatte 770cc/m2 ile 3000cc/m2 arasında olmalıdır. Günümüzde ambalaj malzemesi için çok çeÅŸitli polimerler kullanılmaktadır. Ancak bunların pek çoÄŸu en iyi raf ömrünü saÄŸlamak için yeterli geçirgenliÄŸine sahip deÄŸildir.Â
Günümüzde 40-150 mikron arasında filmler tercih ediliyor. Ãœst filmlerin gözeneklerini küçültmek için antiblokaj unsurlar kullanılır. Oksijen ve karbondioksit deÄŸiÅŸim hızı çoÄŸunlukla eÅŸittir. Filmlerin oksijen geçirgenliÄŸi mikro gözeneklerin büyüklüğü, sayısı ve tasarımı ile ayarlanabilmektedir. YeÅŸil fasulye, brokoli, çilek, kavun, ananas ve marul için 2 veya 3 gün raf ömrü saÄŸlanabilir.Â
Mikrogözenekler ambalaj içindeki gaz karışımının dolaşımını kolaylaÅŸtırdığı için, son tüketici ambalajı açmadan önce içerdeki bakterilerin de ölmesini saÄŸlayarak raf ömrünün uzamasını saÄŸlar.Â
Bir Amerikan firması, kristalize edilmiş polimere bir molekül yamalayarak elde ettiği zar ile farklı ısılarda gaz akışını kontrol etmeyi başarmış. Böylece yüksek ısılarda daha fazla geçirgenlik, düşük ısılarda daha az geçirgenlik sağlayabilmişler. Bu durum özellikle muz gibi meyvelerin olgunlaşması için kullanılan etilen gazının kontrol edilmesinde çok işe yaramaktadır.
Bu arada yakın zamanda yüksen oksijen geçirgenliÄŸine sahip tarımsal ürünlerden hazırlanan biyolojik türevli filmlerin kullanıma çıkacağı müjdesini verelim.Â
Deniz ve et ürünlerinde MAP kullanımı
Et ve deniz ürünlerinde bulunan bakterilerin mikrobiyal gelişim olasılığı, bunlara uzun raf ömrü sağlamak için yapılan çalışmaların temelini oluşturur.
Doğru şekilde ambalajı yapılmayan et ve deniz ürünlerinde Clostridium Botulinum, Escherichia Coli, Salmonella, Listeria Vibrio ve benzeri patojenler hızla gelişmektedir. İki aşamalı dondurma ve soğuk tutma sistemleriyle bu ürünlere mikrobiyal patojenlerin gelişimi engellenerek uzun raf ömrü sağlanabilir. Etler düşük oksijen seviyesinde dondurulmuş olarak taşınır. Rafa çıkartılacağı zaman yüksek oksijene maruz bırakılır. Bu da eti kırmızı ve diri gösterir. Son tüketici kararmış etlerden uzak durmaktadır.
Deniz ürülerinde ise Clostridium Botulinum tehlikelerin en büyüğüdür. Isıyı doÄŸru ÅŸekilde kontrol edemezseniz 3oC dereceden sonra bu patojen geliÅŸir.Â
Deniz ürünlerini MAP olarak ambalajlama büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Uluslararası bir araştırma şirketi soğuk ortamda karbonmonoksit uygulamasıyla deniz ürünlerinde raf ömrünü uzatmayı başarmış. Firma karbon emisyonunu düşüren geri dönüşümlü bir malzeme ile deniz ürünlerinin soğutma işlemi için buz kullanımına ihtiyaç duymayacak bir yöntem geliştirmiş. Buna ek olarak balığı çözerken su kullanımına da ortadan kaldırmış. Bu yöntemle büyük antrepolarda 22-42 gün, marketlerde 12-16 gün raf ömrü sağlanabilmiştir.
Aperatif gıdalarda oksidasyonu yavaşlatmak
GeleceÄŸin yemek formulleri yeniden hazırlanırken doymamış yaÄŸ tercih edilerek yaÄŸ oksidasyonu azaltılıyor. Daha önce genellikle fındık, fıstık ve cips ambalajında kullanılan düşük oksijenli MAP yöntemi artık diÄŸer aperatif gıdalarda da yaygın olarak kullanılıyor. Â
Genellikle ambalajlarda bütillendirilmiş hidroksi toluen (BHT); bütillendirilmiş hidroksi anisol (BHA) gibi gıda antioksidanları kullanılarak ( bu maddeler fenol türevler serbest radikallerle reaksiyona girerek, gıdanın renk ve lezzetinde değişimlere yol açan otooksidasyonun hızını yavaşlatmaktadır.) oksidasyon başlamadan baskılanmaktadır.
Oysa bu kimyasallar kullanılmadan düşük oksijenli MAP yöntemiyle ambalajlanan gıdalarda oksidasyon azalmakta ve raf ömrü uzamaktadır.Â
Metalize filmlerle yüksek oksijen bariyerli ortam saÄŸlanabilir, çok katmanlı yüksek bariyerli tabak ve film kullanılabilir ya da sert, katı malzemeler kullanılarak da düşük oksijenli ortamlar elde edilebilir.Â
Özellikle uzun nakliye gereken uygulamalarda donmuş ürün MAP olarak ambalajlanmakta ve nihai tüketiciye soğuk zincirde ulaştırılmakta, raflarda çözülmüş olarak satılmakta.
Bir Amerikan araÅŸtırma firması ışık kaynaklı oksidasyonu ve oksijen geçirgenliÄŸini engellemek için metalize malzeme üzerine çalışırken ethylene vinyl alcohol (EVOH) katman kullandıkları bu ve benzeri ambalaj malzemelerinin geri dönüşümlü olmadığını fark ederler.Â
Geri dönüşümlü / tekrar kullanılabilir olan polyethylene terephthalate (PET) ile hazırlanan tabaklar ile aynı oranda geçirgenlik sağlayabilen esnek filmler geri dönüşümsüz malzemelere rahatlıkla alternatif olmaktadır. Ayrıca bu ambalajın içine oksijen tutucu paketler de konularak istenilen kapalı ortam oluşturulabilir.
Son dönemde yapılan laboratuvar çalışmalarında pek çok yeni ambalaj malzemesi denenmektedir. Polimerlerin içine palladium, sodium ascorbate, bitkisel gallic asit gibi maddeler katılarak türlü laboratuvar deneyleri yapılmakta ve farklı ürünler geliştirilmektir.
Peynir ve ekmek
Peynir, glutensiz ve koruyucu katkı maddesi kullanılmayan unlu mamuller ve benzeri pek çok ürün ambalajında MAP yöntemine ihtiyaç duyulmaktadır ki böylece bu ürünlerin bozulmasına yol açan küften uzak durulur.
Bu tür ürünler in içindeki sıvılar karbondioksiti emerek ürünün pH değerini düşürür ve ürün ile kabın arasındaki boşluk azalır. Böylece peynir içinde konulduğu kabın şekline bürünür. Genellikle peynir ambalajında kullanılmak üzere iki katmanlı sızdırmaz filmler ve çok katmanlı bariyerli filmler geliştirilmiştir.
Unlu mamuller için hazırlanan sızdırmaz film kaplamaları ürün üzerinde çok fazla basınç uyguluyor ve ürünü eziyor. Karbon dioksit seviyesinin %75 in altında tutulup azot gazı (nitrojen) kullanımı daha çok tercih ediliyor. Bu yöntemde, karbondioksit ürünün içine işleyerek, küf hücrelerinin büyümesi için gerekli olan oksijeni ortadan kaldırıyor. Yüksek bariyerli çok katmanlı EVOH ya da kalın kalibreli PET ambalaj malzemesi kullanılarak (genellikle oksijen emicilerle birlikte) hazırlanan ambalajlar, ikincil bir koruma yöntemi olan dondurularak veya soğutularak dağıtım gerçekleştiriliyor.
MAP Ambalaj Makinelerinin GeliÅŸimi
Makine mühendisleri de tasarladıkları ambalaj makinelerine sürekli yeni yöntemleri uyguluyorlar. Laboratuvar araÅŸtırmalarından gelen sonuçları kullanarak kapatma süreleri, vakum miktarları, makine üzerindeki ölçüm ve denetleme noktaları, bu ölçümlerin deÄŸerlendirilmeleri her modelde geliÅŸtiriliyor.Â
Özellikle küçük boyutlu modüler cihazların geliÅŸmesiyle birlikte uçucu ve bozucu gazların ölçümü kolaylaÅŸmıştır. Ambalaj makinelerine yerleÅŸtirilen yazılımlar sayesinde ürün ambalaja doldurulurken oksijen seviyesi çok hassas olarak ölçülebilmektedir. Yeni teknolojilerle ambalaja konulan gaz karışımları, ambalaj hatlarındaki sistemlerle sürekli kontrol edilip ayarlanabilmektedir.Â
MAP Ambalaj Teknikleri üzerine araÅŸtırmalar sürmekte, hergün yeni bir çalışmanın sonucu raflara ulaÅŸmaktadır. Antibakteriyel bitkisel filmler geleceÄŸe damgasını vuracak gibi gözüküyor. Bütün bu çalışmaların hedefi, ambalaj içinde mikrobiyel geliÅŸimi kontrol edebilmek, yavaÅŸlatabilmek hatta engelleyebilmek üzerine. Film ve tabak üreticileri de kullandıkları malzemeleri geliÅŸtirerek, akıllı ambalajlar üretme peÅŸinde.Â
Bütün bu çalışmalar geleceğin ambalaj yönteminin MAP ( Modified Atmosphere Packaging) olacağı yönünde.
APACK Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â Â
Muharrem Demir