Yeni doğmuş kediler gibi körsünüz
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Önemli kazanımları olduğu hükümetlere “itici güç” olan Amerika; istediğinden fazla siyasi kazanım elde ettikten sonra (“o” ülkelerde bu çöküşün kitlesel ve gürültülü yankıları ile geride bıraktığı politik boşluğun sorumlusu olmakla birlikte) bunun faturasını desteklediklerinin boynuna takar.. “O” ülkede bozduğu dirliği sağlamak için önemli umde olan “din pazarını” tavsiye eder. Destekledikleri hükümetler sayesinde bu “din pazarı” formasyonu ile politika yapıp milletin potansiyelini baskı altında tutulur.
Çünkü “din pazarı” o ülkede otoriteye temel olacak hiçbir şeyi bırakmaz. Bu Pazar ile iktidar olan hükümet; devletin gelirlerini ve mülkiyetini, kapanın elinde kalacak duruma getirir. Bu tür ülkede istikrar ve etkili bir yönetim ortadan kalkar.
O ülkede milli bütünlük çözüleceğinden devletin kurulu sistemi çökmeye başlar. O ülke kağıt üzerinde tarihinde olmadığı kadar özgürdür. (Libya-Irak-Suriye-Afganistan-Yemen-Sudan-Cezayir-Tunus- İran gibi).
Yapıcı bir politika üretmeyen milli bütünlüğü bozan bir hükümet modeli ihdas eder o ülkeye Amerika; yeni politika geliştirip uygulamak için elinde imkan bırakmaz. Ülkede devlet otorite bunalımına girer. Bu bunalımı çözmek için “umut bırakmaz” millette Amerika.
Türkiye böyle bir açmaza yukarıdaki örneği görülen şablon ile sokulmaktadır. Mevcutlarla devam etmek bu sorunun artarak devam edeceğinin işaretidir. Halk halen istikbal endişesindedir. Bunu yerini istiklal endişesi alana kadar halkın telaşı devam eder.
Halk korkar. Neden, nereden, nasıl, ne kadar yarar sağlayacağını kestiremez. Alışkanlıklarını terk etmek onun için zor olduğundan, yeniliklere muhalefet eder. Bunun yanında parlak nutukları artık umursamaz halk. Vaatler, vaazlar artık onda “parlak doruklar” hayalini kurdurmaz.
Bu durumun en belirgin özelliklerinden olan; parıltılı kişilerin popüleritesinin “çalmayla-hırsızlıkla” ortaya çıktığı görülür ve popüler olanlar halkın arasına giremezler artık. Çünkü bedel ödeyeceklerdir.
Amerika bu abartılı popülerliğe ulaşmış olanların hayal ürünü olan üstlerindeki üstünlük “ambalajlarını” yırtmıştır artık.
Kurtuluş var..
Kurtuluşun tek adresi Milli Eğitimdir. Kansız, kazanımlı bir kurtuluş. Bu konuda çok ama çok önemli bir projem var. Bunun zamanı ama etki nispetinin olduğunda açıklayacağım.
Lütfen.. Neslin çarpıtılarak, çarpık ve telafisi büyük bedellerle ödenecek bir geleceğin önünü almak için Milli Eğitim Politikası hemen değiştirilmelidir.
Günümüzde, anayasal otorite özelliğini siyasi cahillerin kadrolaşması marifetleri ile yitirmiştir. Temelde bu halin reformcu aydınlar tarafından ülke bütünlüğüne zarar verici hali dile getirilmeye çalışılmalıdır. Aydınlarda din baskısı ya da “tesellisine” ihtiyaç duyulur halden kurtulmalıdır. Aydınlar üzerinde devlet otoritesi militanca kullanılarak seslerin kesilmeye son verilmelidir.
Türklerin çoğunun hâlâ düşünme eğiliminde olması ve bireyselciliğe kuşkuyla bakması; fertlerin enerjilerinin teşkilatlanmayacağı anlamını çıkarmaz. Bugün kendini risklere karşı savunmasız hisseden millet, dünden daha iyi yarınlar için mümkün olanı değil mükemmeli yapacak vasıftadır.
***
Köpek ile tetik düşürmez
Hızla köyün içine doğru yürüdü.
Kör Temo’nun biri zağar diğeri kırma çoban köpekleri hızla koşarak, vaktin bu zamansız misafirine seğirtti. Güneşin ortalığa günaydın dediği su saatlerde; ortalığı köpekler savaşına çevirircesine havlayarak yayından çıkmış ok gibi üstüne geliyordu.
Yerden taş almak için eğilmedi bile, azman ve arsız iki köpek birkaç saniye sonra havlayarak karşısına geldi, yaklaştı ama bir türlü saldırmadan oldukları yerde tepinerek havlamaya devam ettiler.
Tetik düşürmezin köpeklere bakmadan yoluna devam etmesi köpekleri daha da hırçınlaştırdı. Havlamalarının dozu arttı, saldırmak için bir ileri bir geri yapmaya başladılar, Bu avaz avaz köpek havlamalarını, hem de bir insana saldırdıklarını gören sabahın köründe köpeklerin sesine evinin dışına soğukkuyu ayakkabısının topuğuna basarak çıkan köylü; kafasını çevirip de köpeklere hoşt bile demeden bir şey yokmuş gibi evinin peykesindeki helâ’ya doğru gitti..
Köpekler var güçleri ile bir ileri bir geri giderek iki adım ileri atmadan havlıyorlardı. Bu kadar sonuçsuz uzun süreli havlamaları köpeklerin raconunu çizdirmek üzereydi. Bir türlü yürüyüp giden bu insana saldıramıyorlardı. Olduğu yerde bir ileri bir geri ederek tepinen köpekler bir diğer evin sınırına kadar varmadan şu ilgisizce önlerinde yürüyen insanın en azından kendilerine dönüp hoşt demesini bekliyorlardı. Ama nafile..
Diğer evin damının dibine yaklaşmıştı ki tetik düşürmez..Yaklaştığı evin boynunda tortu olan koca çoban köpeği bir fırlayış fırladı ki gören olsa; köpeğin oradan geçen yolcuyu parçalayacağını sanırdı. Hızla tetik düşürmeze doğru koşan köpek; bir metre kadar havalandı, gözlerinin üstünü koca kulağı kapattı köpeğin. Dilini, kontrol edemeyecek kadar uzattı, dili bir çene altına, bir gözaltına kadar birkaç defa gidip geldikten sonra içeriye girmeye vakit bulamadan çenesinden aşağı sarkmış vaziyette hareketsiz tozlu toprağa düşmüş kırmızı bir gül gibi, toprağın artık umursayamadığı kirli bir kırmızı gül olarak yere düştü. Çenileyecek sesi bile çıkmadan gözleri yerinden fırlarcasına dışarı çıkmış, dili sarkmış vaziyette yerde yatıyordu. Beş adım geride kalan biraz öncesine kadar yırtına yırtına havlayan iki köpek, yerdeki köpeğin akıbetini görünce kuyrukları bacaklarının arasında ters yüz dönüp olanca gücüyle seğirtmeye başladılar. Birkaç saniye içinde kendi evlerinin yanındaki sapların altına girerek tehditten kurtuldular. O bitmeyen köpek havlamalarına dışarı çıkan yerdeki köpeğin sahibi; sapların yanında sokulu olan hezeni eline alıp ayağına ayakkabısını geçiremeden fırladı Tetik Düşürmeze vurmak için.
Maazallah o hezen ile bir insanın başına vurulsa!.. Hezeni yiyenin helvası yenir cinstendi köylünün elindeki hezen.
- Köpoğlu köpek, ne istiyon elin meredinden.
- Öldürdün köpeği lan. Şimdi bende senin gafanı ortadan ikiye bölüyümde gör.
Diye küfrederek ardından koşmaya başladı. Elindeki hezen ile vursa kafasına orada canını alırdı Tetik Düşürmezin. Hezeni “küfür motoru” ile kaldırıp arkasından tam kafasına vurup devirecekti köpeğinin yanına ki;
Hızla 180 derece döndü Tetik Düşürmez, bir adım geri çekilmeden soğuk biçimde köpeğin sahibinin gözüne delici bir ifade ile baktı...
Şahin DUMAN/İşlt.Yük.Müh.