Sunday, Oct 06th

Last updateWed, 02 Oct 2024 8am

You are here: Home Article İşadamının kaybolan sermayesi “Marka”

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

İşadamının kaybolan sermayesi “Marka”

 

İsim Hakkı “MARKA DEĞERİ” nin VUK., TFRS., ve UFRS’ye göre muhasebeleştirilmesi 

Marka Nedir?

Bu çerçevede 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5 nci maddesi 1. fıkrasına bakmak gerekir.

” Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir. ”

Tüketiciler açısından bakıldığında markanın, bir mal veya hizmeti satın alma kararını belirleyen önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.

Muhasebe açısından, satın alma kararında önemli bir faktör olan markanın değerinin bilançoda yer alıp alamayacağı tartışılan bir konudur.

Marka, şüphesiz bir maddi olmayan varlıktır.

Belirleyici nokta gayri maddi hakların satın alınması halinde maliyet değeri ile değerlenmesi gerektiğidir.

Maliyet değeri aktifleştirilecek gayri maddi hakkın itfası da amortisman muhasebesi yolu ile olacaktır.

Mevcut mevzuatlara göre marka değeri ancak işletme birleşmeleri ya da satın alma halinde aktifleştirilerek bilançoya alınabilmekte, işletme tarafından yaratılan markaların değerinin ise bilançoya alınması mümkün olmamaktadır.

Markanın değerlemesi

“Marka değer olarak, şirketin satın alınması ve satışına özgü bir işlem olmadıkça fiziksel bir varlığa sahip olmayan ve tam olarak belirlenemeyen bir değer olarak tanımlanabilir.”

Marka işareti

 Satma, satın alma, birleşme gibi durumlarda fiyatın belirlenebilmesi,

 Yönetime bilgi sağlama, planlama, yatırım planlaması ve stratejik karar almaya yardımcı olma,

 İflas ve yeniden yapılandırma,

 Muhasebeleştirme ve yeniden değerleme amacıyla,

 Dış raporlama ve muhasebe, özellikle yıllık raporlarda bilgi verme amaçlı olarak kullanma.

Marka değerlemesi VUK Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve Türk Muhasebe Standartları  (TMS) ve TTK’nın değerleme ilkeleri ile ilgili 78-81. maddeleri değerlemede Türkiye muhasebe Standartları’nın esas alınacağını göstermektedir.

Marka değerlemesine VUK açısından bakış

Vergi Usul Kanunu 269. maddesine göre; ” İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.”

Maddede gayrimenkuller gibi değerlenecek kıymetler de sayılmaktadır. Bu kıymetlerin sonuncusunun ” 4. Gayrimaddi haklar.” olduğunu görüyoruz.

Amortisman açısından da, Vergi Usul Kanunu 313. Madde 1. Fıkra maddesine göre 269’uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin amortisman ayrılarak itfa edileceği anlaşılmaktadır.

Vergi Usul Kanunu (VUK) 313. madde 1. fıkrası;

” İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.”

Özetle gayrimaddi haklar (yani maddi olmayan duran varlıklar) maliyet bedeli ile değerlenir ve itfa edilmeleri, bir başka ifadeyle yok edilmeleri amortisman muhasebesi ile olur.

Vergi Usul Kanunu’na göre maliyet Bedeli

VUK 262. maddesi;

” Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.” 

556 sayılı “Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”de yer alan marka bir gayrimaddi hak olduğuna göre, markanın kullanılabilmesi için ödenen değer ile bununla ilgili yapılan ödemelerin toplam tutarı markanın maliyet bedelini oluşturur.

Bu çerçevede markanın maliyet bedelinin itfası da amortisman ayırarak gerçekleşecektir.

Vergi Usul Kanunu 270 nci maddesi maliyet unsuru bazı giderlerin genel giderlere atılması hususunda bir serbestlik vermektedir.

VUK 270. maddesi;

” Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer: 

1. Makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri; 

2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler. 

Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.”

Yani markaların elde edilmesinde yapılan noter, tescil vb. masraflarının maliyet bedeline eklenmesi ya da genel giderlere atılması gerekir.

Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği açısından marka

Tebliğin “Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları” bölümündeki “Hesap Açıklamaları”nda hesap gruplarında.

26 no.lu hesap grubu, “Herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan ve işletmenin belli bir şekilde yararlandığı veya yararlanmayı beklediği aktifleştirilen giderler ile belli koşullar altında hukuken himaye gören haklar ve şerefiyelerin izlendiği hesap grubudur.”

260. Haklar hesabının açıklaması;

“İmtiyaz, patent, lisans, ticari marka ve ünvan gibi bir bedel ödenerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işletmeye belirli alanlarda tanıdığı kullanma, yararlanma gibi yetkiler dolayısıyla yapılan harcamaları kapsar.”

Bir bedel ödenerek elde edilen “ticari marka” aktifleştirilerek bilançoya alınır. İşletmenin kendisinin oluşturduğu ticari markanın aktifleştirilmesi mümkün değildir.

Hesabın işleyişinde ” Edinilen haklar, maliyet bedelleri ile bu hesaba borç kaydedilir. Yararlanma süreleri içerisinde, yararlanma sürelerinin belli olmaması durumunda, 5 yıllık sürede eşit taksitlerle itfa olunarak yok edilir.”

Maddi olmayan duran varlıkların itfası (amortisman ayrılması) için kullanılacak hesap ise “268. Birikmiş Amortismanlar” hesabıdır.

Buna göre; ” Maddi olmayan duran varlık bedellerinin, kullanılabilecekleri süre içerisinde yok edilebilmesini sağlamak amacıyla kullanılan hesaptır.”

Muhasebe Standartları Açısından Marka

Marka Değerinin Belirlenmesi ve Marka değerinin standartlar açısından muhasebeleştirilmesi için TMS 38.

TMS 38: ” Bu Standardın amacı başka bir Standartta özel hüküm bulunmayan maddi olmayan duran varlıklarla ilgili muhasebeleştirme yöntemlerini belirlemektir.”

TMS 38’e göre işletmelerin kendi içinde yarattıkları markaları, maddi olmayan duran varlık olarak muhasebeleştirerek bilançolarına alabilir mi? İncelemeye çalışalım.

Standardın belirlenebilirliği tarif eden 11 nci paragrafına göre ” Maddi olmayan duran varlık tanımı, maddi olmayan duran varlığın şerefiyeden ayrı olarak belirlenebilmesini gerektirir.”.

Muhasebeleştirme için 21 nci paragrafta ifadesini bulan;

“(a) Varlıkla ilişkilendirilen beklenilen gelecekteki ekonomik yararların işletme için gerçekleşmesinin muhtemel olması ve

(b) Varlığın maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi durumunda,” olması gerekir.

İşletme içi yaratılan markaların neden muhasebeleştirilemeyeceği konusu standardın 63 ve 64 ncü paragraflarında;

” 63. İşletme içi yaratılan markalar, ticari başlıklar, yayın hakları, müşteri listeleri ve benzer nitelikteki kalemler, maddi olmayan duran varlık olarak muhasebeleştirilmez.

64. İşletme içi yaratılan markalar, ticari başlıklar, yayın hakları, müşteri listeleri ve benzer nitelikteki kalemlerle ilgili harcamalar, işin bir bütün olarak geliştirilmesine ilişkin maliyetlerden ayırt edilemez. Bu nedenle, anılan kalemler maddi olmayan duran varlık olarak muhasebeleştirilmez.”

İşletme içinde yaratılan bir maddi olmayan duran varlığın muhasebeleştirilebilir nitelikte olup olmadığı bazı problemler nedeniyle zordur. Bu zorluklar standadın 51 nci paragrafında şöyle gösterilir.

” (a) Beklenilen gelecekteki ekonomik yararları sağlayacak belirlenebilir bir varlığın olup olmadığının ve ne zaman olduğunun tespiti ve

(b) Varlığın maliyetinin güvenilir bir şekilde belirlenmesi. Bazı durumlarda, bir maddi olmayan duran varlığı işletme içinde yaratmanın maliyeti, işletme içi yaratılan şerefiyenin bakım veya geliştirme maliyetinden veya günlük operasyonların yürütülme maliyetinden ayırt edilemeyebilir.”

TMS 38 gereği, sadece satın alınan veya devralınan marka değeri bilançoda gösterilebilir. Bir başka ifadeyle marka ya işletme birleşmesi ya da satın alma yoluyla edinilmiş olması halinde bilançoda gösterilebilir.

Burada Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) 3’ün “Muhasebeleştirme koşulları” bölümündeki 13 no.lu paragrafa göre;

” Edinen işletmenin muhasebeleştirme prensibini ve koşullarını uygulaması, edinilen işletmenin daha önce kendi finansal tablolarında varlık ve borç olarak muhasebeleştirmediği bazı varlık ve borçların muhasebeleştirilmesine neden olabilir. Örneğin edinen işletme, edinilen işletmenin içsel olarak geliştirdiği ve ilgili maliyetleri giderleştirdiği için finansal tablolarında varlık olarak muhasebeleştirmediği marka ismi, patent veya müşteri ilişkileri gibi edinilen tanımlanabilir maddi olmayan duran varlıkları muhasebeleştirir.”

Bir başka ifadeyle, bir maddi olmayan duran varlık olan marka, satın alma ve/veya birleşme yoluyla devralma şeklinde elde edilirse bilançoya alınabilir.

Bilanço dipnotunda bilgi verilebilir mi?

İşletmelerde sahip oldukları markalar yıllar içinde oluşmakta ve bu sahip olma/marka oluşturma olgusu içinde birçok gider gerçekleşmektedir. Bu harcamalar gider olarak muhasebeleşmektedir.

Bu çerçeveden baktığımızda işletme içinde yaratılan marka değeri bilanço üstü/dışı bir değer olarak ortaya çıkmaktadır.

Ancak işletme içinde, işletme dışında bilgi kullanıcıları işletmenin marka değerini bilmek isterler. Bilançolara alınamayan işletmenin kendi içinde yarattığı marka değeri mevcut marka değerleme yöntemleriyle belirlenerek bilanço dipnotlarında gösterilmesi gerek bilgi kullanıcıları gerekse işletme yönetimi açısından faydalı olur.

Yabancı firmalarla bir ortaklık yada yatırım düşünüldüğünde ilk bakılacak teknik değerlemeden birside bu “marka değeridir”.

Çünkü işletmenin “marka değerinin” finansal durumunun önemli bir parçası olduğu işletmenin bir karne notudur.