Serbest soğutmadan maksimum fayda
Plastik endüstrisinde, enjeksiyon makinelerinin kalıp ve özellikle yağ devrelerinin soğutulmasında tercih edilen sistemlerin başında gelen su soğutma kuleleri; sürekli su eksiltme, hem kendi tankı içerisinde cüruf/balçık oluşturması ve hem de kalıplarda, eşanjörlerde kireç oluşumuna sebebiyet vermesinden dolayı yerini chiller cihazlarına ve serbest soğutma yapan freecooler cihazlarına bırakmıştır.
Chiller ve freecooler cihazlarıyla yapılan soğutma tamamen kapalı devre içerisinde gerçekleşmesinden dolayı kulelerde ki gibi kirlenme ve kireçlenme sorunları yaşanmamaktadır. Üstelik chiller cihazları sayesinde yaz/kış istenilen su sıcaklığı elde edilebilmekte ve uniform bir proses süreci yaşanabilmektedir.
Freecooler cihazları ise; kış aylarında oldukça verimli ve etkin bir soğutma sağlayarak, hem kalıp devrelerinin soğutulması için gerekli olan suyu temin edebilmekte, hem de yağ devresini soğutarak su kulesi gibi ucuz ve su kulesine nazaran oldukça temiz bir çalışma performansı sergilemektedir.
Ancak yaz aylarına gelinip, hava sıcaklıkları yükselmeye başladığında freecooler cihazlarında soğutulan suyun sıcaklığı da yükselmeye başlar. Bunun sebebi; su kulesi dışında serbest soğutma yapan tüm cihazların ortam sıcaklığının yaklaşık 3 ºC yukarısında ki sıcaklıklara kadar soğutma yapabilmesidir. Su kuleleri ise, açık soğutma yaptıklarından dolayı ortamın ıslak termometre sıcaklıkları seviyesine kadar suyu soğutarak daha düşük sıcaklıkların eldesine imkân verebilmektedir.
Evaporatif freecooler teknolojisi ile soğutma
Fog yöntemi olarak bilinen soğutma teknolojisi; suyun yüksek basınç altında özel olarak üretilmiş fıskiyelerden sis şeklinde püskürtülmesi, kondenser önü selülozik petekleri üzerinde buharlaştırılması esasına dayanır. Bu sayede havanın içerisindeki su zerrecikleri, bulundukları ortamın evaporatif olarak soğumasını sağlayarak ıslak termometre sıcaklığına düşmesini sağlar. Başlı başına bir soğutma teknolojisi olarak kullanılabilen Fog yöntemi oldukça geniş bir kullanım sahasına sahiptir.
Az önce yukarıda; freecooler cihazlarının ortam sıcaklığının biraz üzerinde soğutma yapabildiklerini ve bu sebeple yaz aylarında açık devre kulelerin ıslak termometre sıcaklığında soğutma yapmalarından dolayı daha düşük sıcaklıklarda su elde edilebildiğinden bahsetmiştik. Bu handikabı yenebilmek için, dünyada hak ettiği yeri yavaş yavaş almaya başlayan Fog teknolojisini Freecooler cihazları ile birleştirerek, ortaya açık kule verimi ile çalışan kapalı devre su soğutma sistemini ortaya çıkardık.
Freecooler cihazları bilindiği üzere, prosesten gelen sıcak suyun, içerisinden gezerek ortam havasıyla soğumasına yarayan kondenser ve bu hava sirkülasyonunu sağlayan fanlardan oluşmaktadır. Ortam havası kondenser kanatçıkları arasından geçirilerek suyun soğutulması sağlanmaktadır. Ancak hava sıcaklıkları yükseldikçe soğutma suyu sıcaklığı yükselecektir. Bunun karşısına geçebilmek için; otomatik kontrollü valfler vasıtası ile kondenser önünde ki selülozik peteklere belirli aralıklarla sis şeklinde verilen su zerrecikleri, petek aralarından geçen hava sıcaklığını ıslak termometre sıcaklığına düşürerek çok daha verimli bir soğutmaya sebep olur. Bu aynı zamanda sisleme suyunda bulunan minerallerin kondenser üzerine yapışmasını engelleyeceğinden dolayı cihaz ömrü uzatılmış olur.
Örneğin; yaz aylarında hava sıcaklığının 25 ºC olduğu bir öğlen vaktinde ıslak termometre sıcaklığı 18 ºC olsun. Bu şartlarda çalışan açık tip kule ile freecooler cihazları karşılaştıracak olursak, su kulesinden yaklaşık 20-21 ºC civarında su sıcaklığı elde ederken, freecooler cihazında bu değer yaklaşık olarak 27-28 ºC civarında seyredecektir. Ancak buna karşın Fog teknolojisi ile bütünleştirmiş olduğumuz freecooler cihazlarımızın ( AKS serisi ) verdiği su sıcaklığı yine yaklaşık olarak 20-21 ºC civarında olacaktır.
Kısaca özetlemek gerekirse; su kulesinin soğutma veriminde ve kapalı devre soğutmanın temizliğinde bir soğutma sistemi artık mümkün hale gelmiştir. Fog/freecooler teknolojilerinin birleşmesi sonucunda, kondenser peteklerinde ve tesisatlarda oluşan kireçlenme gibi kirlilik faktörleri devre dışı bırakılırken, çok daha verimli soğutma, daha ekonomik bir biçimde gerçekleşebilmektedir.
