Geri dönüşüm, dünyanın sürdürülebilir geleceğine ışık tutuyor
Çevre sürdürülebilirliğinde gönüllü sanayi inisiyatifi ve geniş kitlelere dokunan sivil toplum kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve özellikle son yıllarda “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularına odaklanan ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer, 18 Mart Küresel Dönüşüm Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. İmer, atıkların kaynağında toplanıp geri dönüştürülmesi konusundaki sorumluluğun üreticilerden belediyelere, lisanslı geri kazanım şirketlerinden satış noktalarına ve tüketicilere kadar tüm paydaşlar tarafından sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. “Sürdürülebilir bir dünya için tüm bireylere büyük sorumluluk düşüyor” diyen Mete İmer, yaklaşan yerel seçimler gündeminde “Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi” konularına daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Geri dönüşüm evlerden başlıyor
Atıkların ham madde olarak yeniden değerlendirme sürecinin evlerden başladığına dikkat çeken İmer, “Geri dönüşüm için evlerimizde atıklarımızı ayrı olarak biriktirmek ve geri dönüşümlerini sağlamak sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Bu konularda duyarlılık gösteren her birey, bu olumlu davranışların en yakınlarından başlayarak çevresinde yaygınlaşması ve bu konuda bilincin ve farkındalığın artması için gönüllü katkı sağlayabilir” şeklinde konuştu.
Dünyada döngüsel ekonomiye geçişle sürdürülebilir atık yönetiminin temel bileşenlerini oluşturan ürünlerin en az atık oluşacak şekilde üretilmesi, tekrar kullanılması, geri dönüşümü ile kaynak israfının önlenmesi ülkelerin gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Geri dönüşüme ilişkin farkındalığın artırılmasına yönelik iletişim, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının sürdürülebilir atık yönetiminin bileşenlerinden biri olduğuna değinen İmer, “Geri dönüşüm süreci, tüketicilerin atıklarını kaynağında ayrı biriktirmesi ile başlıyor. Atıkların belediyelerce toplanması, lisanslı geri dönüşüm tesislerinde geri dönüştürülmesi ve alanında disiplinli çalışma geçmişine ve nitelikli insan kaynağına sahip geri kazanım örgütlerince koordine edilmesi ile süreç tamamlanıyor” dedi.
Dünya Genelinde Kullanılan En Verimli Yöntem, GÜS Modeli
Türkiye’de tüketim sonrası atıkların kaynağında ayrı toplanıp geri dönüştürülmesi konusunda sorumluluğun, yasalar çerçevesinde büyük ölçüde belediyelere verilmiş olduğunu vurgulayan Mete İmer, “Öte yandan elbette üreticinin sorumluluğu da var ve özellikle ambalajlı ürün üreticileri, bu sorumluluğu ciddiyetle sahiplenmektedir. Ambalaj atıkları konusunda dünyanın geliştirmiş olduğu çözümlerden birisi, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemleridir. GÜS, üreticinin ürünle ilgili sorumluluğunu, tüketim sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Türkiye’de Genişletilmiş Üretici Sorumluluğunu benimseyen şirketlerin girişimiyle kurulan ÇEVKO Vakfı, bu çalışmaların önderliğini üstlenmiştir. Vakfımız, toplumda geri dönüşüm kültürünün oluşması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, kamu otoritesiyle yasal alt yapı için iş birliği, belediyeler ve lisanslı toplama, ayırma ve geri dönüşüm tesisleriyle birlikte ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak geri dönüşümünü gerçekleştirmiştir” şeklinde konuştu.
Mete İmer sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya genelinde kullanılan bir model olan GÜS, ülkemizde de 3-4 yıl öncesine dek uygulandı, ancak sonrasında terk edildi. 2020 yılından itibaren ambalaj ve diğer atıklar için ekonomik işletmeler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na GEKAP ödüyorlar. Oysa GÜS, doğası gereği bir vergi değildir. GÜS modelinin, ülkemizde finansal bir model olarak atıkların kaynağında toplanması için kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunun altını özellikle çizmek isterim. Elbette bu çözüm, denetim, yaptırım, teşvik ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenmelidir.”
Mevcut durumda belediyelerin tüketim sonrası değerlendirilebilir atıkları kaynağında ayrı toplama uygulamalarında kopukluklar yaşanabildiğini ifade eden Mete İmer, “Uygar ülkelerde sürdürülebilir atık yönetimi, illerin, ilçelerin, mahallelerin ve hane halklarının en önemli beklentileri arasındadır. Değerlendirilebilir atıkların belediyelerin öncülüğünde toplanması, lisanslı geri dönüşüm tesislerinde geri dönüştürülmesi ve tüm süreçlerin alanında disiplinli çalışma geçmişine ve nitelikli insan kaynağına sahip geri kazanım örgütlerince koordine edilmesi önem taşıyor. Öte yandan toplum nezdinde farkındalığın artması için iletişim, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları da gerekiyor” dedi.