Sunday, Dec 22nd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home Article Haberler Türkiye’nin sanayi devi Petkim 48 yaşında

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Türkiye’nin sanayi devi Petkim 48 yaşında

 

Türk sanayisinin en önemli kuruluşlarından Petkim,  “48. Kuruluş Yıldönümü ve Kalite Günü”nü Aliağa Kompleksi’ndeki Kültür Merkezi’nde düzenlenen muhteşem bir törenle kutladı. Petkim çalışanlarının yanında müşteriler ve tedarikçi firmaların temsilcilerinin ödüllendirildiği törene ev sahipliği yapan Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, 48 yıl süren üretim yolculuğunda gelinen noktanın, tam anlamıyla bir başarı öyküsü olduğunu belirterek, “Bu başarımızda şirketimizin kurumsal kültürünün yanı sıra, aidiyeti yüksek çalışanlarımız, velinimetimiz olan müşterilerimiz ve tüm iş ortaklarımız çok önemli rol oynamıştır” dedi.

2012 yılında Türkiye Kalite Derneği’nin “Mükemmellikte Başarı Ödülü”nü kazanan Petkim çalışanlarının, SOCAR Türkiye’nin “Rafineri-Petrokimya-Enerji-Lojistik Entegrasyonu”nu hedefleyen ‘Value-Site’ vizyonunun adımlarını birer birer gerçekleştirdiğini kaydeden Korkut,  Petkim Yarımadası’nın böylelikle Avrupa’nın en büyük üretim üslerinden biri olacağını kaydetti. 

Petkim Genel Müdürü Korkut, petrokimya sektörü ve Türk sanayisinin yaşadığı katma değer sorununa yönelik çarpıcı değerlendirmelerde de bulundu. Petkim’in, üretim gücüyle Türkiye termoplastik ürünler pazarının yaklaşık yüzde 25’ini karşılayabildiğini hatırlatan Korkut, “Bu rakamsal gerçekler, ülkemizin bir birim üretirken 3 birim ithalat yaptığını gösteriyor. Çünkü ülkemizde Petkim’in dışında maalesef yerli hammadde üreticisi yok. Keşke iki üç Petkim daha yapılabilseydi ve ülkemizin yaratacağı katma değer, yurt dışına gitmeseydi. İthalat yapmak, yurt dışında istihdam yaratmak; katma değeri ithalat yaptığınız firmanın kasasına akıtmak demektir. Türkiye 1965 yılında Petkim’in temellerini atarken, sektördeki gelişim trendini çok iyi gördü. Müthiş bir vizyondur bu. Bugün bizden petrokimya sektöründe çok daha ileride ülkelerle hemen hemen eşzamanlı olarak işe başlamışız. Ama arkasını getirememişiz. Şimdi bize düşen görev ve sorumluluk, yeni yatırımlarla üretimimizi ve pazar payımızı artırmak... 2023 yılı için pazar payımızı yüzde 40’a çıkarma hedefi koyduk. Belki aradaki bu fark size küçük gelebilir. Ancak Petkim’in pazar payını yüzde 25’ten 40’a çıkarmak, bugünkü mevcut 3.2 milyon tonluk üretim kapasitesini yaklaşık iki kat artırarak 6 milyon tona çıkarmak demektir. Bunu başaracağımıza yürekten inanıyorum.” yorumunu dile getirdi. 

“Üretimimizde 1 gram artış ithalatın 1 gram azalması demektir”

Petkim’de artış gösteren her 1 gramlık üretimin, 1 gramlık ithâlatın azalması anlamına geldiğini, STAR Rafinerisi’nin Türkiye’nin ikinci Stratejik Teşvik Belgesi alan Etilen ve PTA fabrikaları kapasite artışı projeleri devreye alındığında şirketin yıllık toplam üretim kapasitesinin 3.2 milyon tondan, 3.5 milyon tona yükseleceğini vurguladı. 

Hükümetin 2023 yılı için belirlediği “500 Milyar Dolar İhracat, 500 Milyar Dolar İthalat” hedefine büyük önem verdiklerini söyleyen Korkut, Türk sanayisinin katma değeri yüksek ürünlere yönelmeden bu rakamı tutturmasının mümkün olmadığına dikkat çekti.

Sadettin Korkut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörel derneklerimizin öngörülerine göre, kimya sektörünün ihracatı 2023 yılında 500 milyar Doların içinde yüzde 10’luk dilime, yani 50 milyar Dolara karşılık gelecek. Bu hedefi gerçekçi görüyorum ve ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Bu hedefe ulaşmamız için gelecek 10 senede sürdürülebilir olarak her yıl en az yüzde 5 büyümemiz, kişi başına milli gelirimizi bugünkü 10 bin dolar seviyesinden 25 bin dolara yükseltmemiz, kilogram başına ihracat değerimizi ise 3 doların üzerine çıkarmamız gerekiyor. Bu hedeflere standart ya da harcıalem malları satarak ulaşmamız eşyanın doğasına ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Sizlere sadece küçük birkaç örnek vererek, yaşamamız gereken dönüşümün büyüklüğünü anlatmak isterim… Bugün yaklaşık 25 gramlık bir kalp pilinin değeri 3400 dolar. Türkiye her yıl 50 milyon dolarlık kalp pili ithal ediyor. kalp pilinin kilogram fiyatı yaklaşık 170 bin dolara karşılık geliyor. Rakamsal bir kıyaslama yaparsak 1 kilogram kalp pili, bizim ürettiğimiz bir otobüsün değerine eşit. 1 TIR ilaç almak için 500 TIR’dan fazla ekmeklik un satmak zorunda kalıyoruz. 1 adet tomografi cihazı alabilmemiz için 27 TIR mermer satmamız, 1 ipad alabilmemiz için 1800 kilogram domates satmamız gerekiyor. Buna karşılık Türkiye’nin 2012 yılında gerçekleştirdiği 152 milyar dolar ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı sadece yüzde 7 seviyesinde.”

“Üretmenin değeri, artık daha iyi anlaşılıyor”

Petrokimya sektörüne ilişkin analizlerde de bulunan Sadettin Korkut, 2012 yılında dünyadaki gelişmelere paralel seyreden sektörün, büyüme hızının yavaşladığını anımsattı. Türkiye ekonomisinde büyüme hızının ise 2012 yılında beklentilerin ve Orta Vadeli Ekonomik Programdaki hedeflerin altında kalarak yüzde 2.2’ye kadar düştüğünü kaydeden Korkut, 2012 yılının Türk imalat sanayisi için beklentilerin altında kaldığını, Avrupa’da beş ülkede hükümetleri deviren krizin, üretim ekonomisinin önemini yeniden zihinlere kazıdığını sözlerine ekledi. “Petkim’in geleceğine güvenimiz tam”

SOCAR Türkiye 1. Başkan yardımcısı Samir Kerimli de, yapılan ve planlanan yatırımların Petkim’in geleceğine duydukları güvenin en önemli göstergesi olduğunu söyledi. “Petkim yönetiminden işçisine,  çalışanından güvenlik görevlisine kadar, Petkim’e emek veren herkesten SOCAR’ın onlara olan bu güveninin karşılığını vermelerini bekliyoruz” diyen Kerimli, sözlerini şöyle sürdürdü: “SOCAR bugün Petkim Yarımadası’nda gerçekleştirmeye çalıştığı yatırımların Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak amaçlarına hizmet ettiğini biliyor. SOCAR bu yatırımları Arabistan’da, Çin’de veya Azerbaycan’da da yapabilirdi. Ama kardeş ülke Türkiye’de yapmayı tercih ediyor. Amacımız şartları elverişli kılarak Petkim’i, her ticari işletmede olduğu gibi, kâr eden bir kuruma dönüştürmektir.”  

“Yerel aktörler, yatırımların önemini daha iyi anlamalı”

Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, sürdürülebilir istihdamın anahtarı konumunda olan sanayi yatırımlarına daha çok sahip çıkılması ve desteklenmesi gerektiğine işaret etti.  Aliağa’daki ve İzmir’deki bazı yerel aktörlerin bu yatırımlara karşı çıktıklarını şaşırarak izlediklerini belirten Korkut, şu analizi yaptı:  “7’den 70’e tüm yurttaşlarımızın bu yatırımların ülkemiz ve bölgemiz için önemini çok daha iyi anlamaları gerekiyor. Tabii ki herkesin görüşüne saygı duymakla birlikte, işin bütününe baktığımızda bölgeye ve ülkeye nasıl bir yarar sağlıyoruz, nasıl bir katma değer yaratıyoruz iyi düşünmek ve birkaç hamle sonrasını görmemiz gerekiyor. Bu yatırımların bir an önce devreye girmesi için ilgili herkesin katkı sağlaması esastır. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan ve hükümetimizin bu projelere çok önemli destek verdiğini de görüyor ve bundan büyük memnuniyet duyuyorum. Aldığımız Stratejik Yatırım Teşvik Belgeleri, yapılan işlerin doğruluğunu ve hükümetimiz tarafından da benimsendiğini gösteriyor. Dileğim, bu ve benzeri yatırımların ülkemizin her tarafında artmasıdır.” dedi.