Monday, Dec 23rd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home Article Haberler Türkiye plastik sektörü 2016’da 9,09 milyon ton üretim yaptı

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Türkiye plastik sektörü 2016’da 9,09 milyon ton üretim yaptı

Selçuk Aksoy / PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED), Türkiye plastik sektörü 2016 yıl sonu tahminlerini içeren verileri açıkladı. PLASFED analizinde açıklanan verilere göre sektörün plastik işleme kapasitesinin yaklaşık 9,09 milyon tona erişeceği kaydedildi.

Analizi değerlendiren PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy; “Plastik sektörünün 2015 yılında üst üste yaşanan seçimlerden kaynaklanan durgunluk, bekleyen siparişlerin bu yılın başında hızla devreye girmesine neden olurken, yılın ilk yarısında bir taraftan beyaz eşya, dayanıklı tüketim malları ve otomotiv gibi sektörlerin güçlü üretim büyümelerine bağlı olarak diğer taraftan baz etkisi ile plastik imalat verileri nispeten yüksek oranda ortaya çıkmıştır. Ne var ki yılın ikinci yarısı; 15 Temmuz darbe girişimi, terör olayları vb. etkilerle toplam talepteki gerilemeye bağlı olarak ilk yarıdaki yüksek performansını aşağıya çekmiştir. Buna rağmen plastik endüstrisinin yıl sonu itibariyle Türkiye GSYİH büyümesinin üzerinde bir büyüme performansı gerçekleştireceğini öngörmekteyiz.” dedi. İhracatta 2015 yılındaki parite etkisinin bu yıl zayıfladığını belirten Aksoy, “2016’da daha yapısal sorunların ihracatımızı yavaşlattığını görüyoruz. Bu gerilemenin arkasında en başta; küresel ticaretteki gerileme, çevre ülkelerde yaşanan siyasal sorunlar ve önemli ama gözden kaçan ihracat birim fiyatlarının düşmesi geliyor” dedi.

Analize göre, plastik sektörü 2016 yılını nispeten yüksek bir artışla tamamladı. 2016 yılında yaklaşık 9,1 milyon ton üretim yapan plastik sektörünün 2015 yılındaki üretim miktarı gerçekleşmesi ise 8,75 milyon ton olarak belirtildi. 

2015’te yaşanan sıkışma 2016’nın ilk yarısında ivme kazandırdı! 

PLASFED analizinde plastik sektörünün dış ticaretine ilişkin beklentiler de yer aldı. 2016 yılında plastik mamul ihracatının miktar bazında yüzde 1,6 gerilemesine karşılık, dolar bazında ise yüzde 4,5 oranında gerilediği belirtildi. Analizde, “2016 yılında ihracatımızın daha çok yapısal sorunlar nedeniyle yavaşladığı anlaşılıyor. Bu gerilemenin arkasında en başta; küresel ticaretteki gerileme, sonra çevre ülkelerde yaşanan sorunlar ve önemli ama gözden kaçan ihracat birim fiyatlarının düşmesi geliyor. İhracat birim fiyatları yalnızca plastik endüstrisinde değil; tüm Türkiye ihraç mallarında gerileme gösterdi” denildi.

Yüksek katma değerli ürün ihracatı için çanlar çalıyor 

Plastik mamul ihracatında yüzde 4,5; plastik hammadde ihracatında yüzde 7,6 oranında gerileme öngörülürken Türkiye’nin makinecilerinin yüzleri güldürdüğünü belirten PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, “2015’teki sert düşüşün yarattığı baz etkisi ve İran, Kuzey Afrika gibi pazarların devreye girmesi ile bu sene Türkiye plastik işleme makineleri sektöründe değer bazında yüzde 12,7 dolayında artış beklenmektedir” dedi.

Yüksek katma değerli üretime duyulan ihtiyaç için çanların çalmaya başladığının altını çizen Aksoy şunları söyledi: “Ancak bizim bu sene enerjimizi boşa harcadığımız en talihsiz konulardan biri Plastik Tanıtım Grubu’nun hiçbir faaliyet gerçekleştiremeden kapatılması oldu. Ekonomi Bakanlığımızın tanıtım gruplarının yapısını ve faaliyet şekillerini yeniden düzenleyerek tek bir çatı altında toplama projesi sebebiyle bütün tanıtım grupları kapatılarak, Türkiye Tanıtım Grubu adı altında yeni bir düzenlemeye gidiliyor. İçinden geçtiğimiz zor dönemde, ihracatın ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Bu sebeple, ihracatımızın gerek katma değer gerekse toplam değer olarak gelişmesine yönelik çalışmalara mutlak olarak ihtiyacımız var.” 

İthalat birim fiyatlarının artışına rağmen aksine ihracat birim fiyatlarının ise düştüğüne dikkat çeken PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy, plastik sektöründe Ar-Ge yatırımlarının hala istenilen seviyelere ulaşamadığı ve yüksek katma değerli ürünlere geçişte geç kalındığı açıkça gözlemleniyor. Tanıtımda yaşadığımız sorunları da dâhil ettiğimizde işletmelerimizin, yavaşlayan ihracatlarını arttırma ve yeni pazarlar ile buluşma imkânı maalesef gecikmektedir.