Monday, Dec 23rd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home Article Haberler Sokak toplayıcılarının ambalaj atıklarının ayrı toplanmasına etkileri

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Sokak toplayıcılarının ambalaj atıklarının ayrı toplanmasına etkileri

ÇEVKO Vakfı’nın düzenlediği, “Ambalaj Atıklarının Ayrı Toplanması Çalışmalarına Sokak Toplayıcılarının Etkileri” konulu uluslararası seminer, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Seminerde, Türkiye’den ve dünyanın birçok ülkesinden katılan yetkili ve uzmanlar; değişen yaşam standartları ve tüketim alışkanlıkları ile her geçen gün artan ambalaj atıklarının ayrı bir şekilde toplanması ve sokak toplayıcılarının ambalaj atıklarının ayrıştırılmasına etkilerini uluslararası boyutta ele aldılar.

Türkiye’de sürdürülebilir bir geri kazanım sistemini sanayinin öncülüğünde geliştirmeye yönelik çalışmalar yapan ve 2014 yılında yaptığı çalışmalarla çevresel katkının yanı sıra ülkemize 1,5 milyar TL kazandıran ÇEVKO Vakfı, düzenlediği seminer ile sokak toplayıcılarının ambalaj atıklarının ayrıştırılmasına etkilerini uluslararası boyutta inceledi. 

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ve ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Okyar Yayalar’ın açılış konuşmasını yaptığı seminere; Bulgaristan, Macaristan, Makedonya, Yunanistan, Romanya, Sırbistan, Bosna Hersek, Brezilya ve EXPRA’dan yetkili ve uzmanların yanı sıra Türkiye’den Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Atık Dairesi, ilgili STK’lar ve belediye temsilcileri ile yetkilileri de katıldı.

ÇEVKO, “Sokak toplayıcılarının sisteme entegre edilmesi yararlı olacaktır” görüşünü paylaştı!

Point Hotel Taksim’de, 22 Mayıs tarihinde düzenlenen “Ambalaj Atıklarının Ayrı Toplanması Çalışmalarına Sokak Toplayıcılarının Etkileri” başlıklı seminerde, Türkiye’deki durum ile ilgili sunum yapan ÇEVKO Vakfı Kamu ve Dış İlişkiler Müdürü Alphan Eröztürk, sokak toplayıcılarının göz ardı edilemeyeceği ve sisteme entegre edilmesinin yararlı olacağı hakkında görüş bildirdi.

Alphan Eröztürk, 2004 yılından itibaren yapılan yasal düzenlemelerle bir sisteme bağlanmış olan ambalaj atıkları yönetiminin içinde yer almayan, ancak ambalaj atıklarını toplamayı sürdüren sokak toplayıcıları konusunun önemli olduğunu dikkat çekti. Entegrasyonunun, yasal düzenlemelerde yer alan “kaynakta ayrı toplama” denilen ambalaj atıklarının organik atıklara karışmadan toplanması çabalarına zarar vermemesi gerektiğine vurgu yapan Eröztürk, sokak toplayıcılarının lisanslı işletmelerle işbirliği içinde ve kayıt altında toplamalarının önemi üzerinde durdu.  Tebliği yeni yayımlanmış olan getirme merkezlerinden bu konunun çözümü için yararlanılabileceğini belirten Alphan Eröztürk, “Bu konuda yürütülmekte olan proje çalışmalarının taraflarca desteklenerek sonuca ulaştırılmasını istiyoruz” dedi.

Türkiye’deki durum:

Afgan ve Suriyeli göçmenlerin katılımıyla Kadıköy’de sokak toplayıcıları sorunu daha karmaşıklaştı!

Seminere konuşmacı olarak katılan ilçelerindeki durumu değerlendiren Kadıköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Bülent Özay, ilçelerinde yaklaşık 2 bin 500 ila 3 bin sokak toplayıcısının iş güvenliği ve iş sağlığından yoksun bir şekilde toplama yaptığını; son iki yıldır Afgan ve Suriyeli göçmenlerin de katılmasıyla sorunun daha karmaşık hale geldiğini belirtti. Sokak toplayıcılarının mevcut çalışma şekillerinin yasaya aykırı olması, bir kısmının kayıt altına alınması durumunda geri kalanların yaratacağı sıkıntılara değinen Özay, kayıt altına alınacakların barınma, beslenme, sağlık gibi temel gereksinimlerinin nasıl karşılanacağı, asgari ücretle düzenli bir işte çalışmaya razı olmamaları, güvenlik sorunu yaratmaları halinde kimin sorumluluk üstleneceği gibi sorunlar bulunduğunu paylaştı. Kadıköy Belediyesi’nin ancak yasal yaptırımlar uygulanarak, yurttaşlar kaynakta ayrı toplama sistemine katıldığı zaman arz-talep dengesiyle sokak toplayıcılarına gerek kalmayacağı; onların da işin kontrolü ile ilgili görevlere entegre edilebileceği görüşünde olduklarını bildirdi. 

İstanbul-Ataşehir’de yaklaşık 1000 sokak toplayıcısı bulunuyor!

Ataşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Ayten Kartal da yaptığı sunumunda, ilçelerinde yaklaşık 1000 sokak toplayıcısının ve 110 adet hurda deposunun bulunduğunu; ambalaj atıklarının organik atıklarla karışık olarak biriktirilmesinin ve lisanslı tesislerin sokak toplayıcılarından atık satın almalarının onların faaliyetlerine devam etmelerini sağladığını vurguladı. Yetkilendirilmiş kuruluş desteği ile belediye tarafından yerleştirilen kumbaralara zarar verildiğini kaydeden Kartal; çözüm olarak bir yandan yasal düzenlemelerin sokak toplayıcıları gerçeği dikkate alınarak yapılması, diğer yandan da kaynakta ayrı toplama sisteminin etkinleştirilmesinin sonucunda işsiz kalacak sokak toplayıcılarına başka iş olanaklarının açılması önerisini getirdi.

Bağcılar Belediyesi’nden sokak toplayıcıları ile mücadele için motorize ekipler!

Bağcılar Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Hasan Sarı da yaptığı sunumda, sokak toplayıcılarının ilçeleri için önemli bir sorun oluşturduğuna dikkat çekerek, sokak toplayıcılarına sistemde izin verilmemesi gerektiği konusunda görüş bildirdi.  Sokak toplayıcıları ile mücadele için motorize ekipler kurduklarını ifade eden Sarı, lisanslı firmaların sokak toplayıcılarından malzeme almamaları gerektiğine dikkat çekerek, aykırı davrananlara ceza kesilmesi gerektiğini kaydetti. 

İGEDDER, “Sokak toplayıcıları ana oyuncular ve yasal sistemle entegre olmalılar” dedi!

İGEDDER (İstanbul Geri Dönüşümcüler Derneği) Başkanı Yüksel Yılmaz, üye hurdacılıktan gelme firmaların çoğunun lisans aldığını ve İGEDKOOP adında İstanbul Anadolu yakasında kooperatif kurduklarını katılımcılarla paylaştı. Bu kooperatif eliyle mevzuata uygun donanımlı tesisler ve ihtisaslaşmış organize sanayi bölgesi oluşturmak istedikleri belirten Yılmaz, sokak toplayıcılarının ana oyuncular olarak faaliyette bulunduklarını belirtilerek yasal sistemle entegre edilmeleri için Beylikdüzü, Fatih ve Sultangazi Belediyeleri’nde toplantılar düzenlendiklerini ve Sultangazi Belediyesi’nde başlatılan projenin örnek bir proje olduğuna dikkat çekti.

Balkan ülkelerinden yetkilendirilmiş kuruluş yetkililerinin yanı sıra Brezilya’dan CEMPRE adlı sivil toplum kuruluşu yöneticisinden önemli içerikler:

BM “Çevre Programı”nca, gelişmekte olan ülkeler için referans olarak kabul edilen Brezilya modeli!

Seminere katılan CEMPRE yöneticisi Andre Vilhena yaptığı sunumda, Brezilya’da 2010 yılında yayımlanan yasayla, katı atık yönetiminde önemli bir adım atıldığını belirterek; 800 bin sokak toplayıcısının yüzde 10’unun 1.000 adet kooperatif kurarak kaynakta ayrı toplamada etkin hale geldiğine dikkat çekti.  Vilhena; belediyelerin ayrı toplama çalışmalarında, kapıdan kapıya ve atık kumbaraları yoluyla toplama yanında, kooperatiflere iş verdiğini; toplama yapan özel şirketlerin de atık kumbaralarından ve kooperatiflerden yararlandığını paylaştı. Verilen eğitim ve sağlanan çalışma koşulları ile kooperatiflerin kapasitelerinin geliştirildiğini ifade eden Vilhena, Brezilya modelinin Rio+20’de Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nca, gelişmekte olan ülkeler için referans olarak kabul edildiğini vurguladı. 

Bulgaristan, “sorun toplumsal değil, ekonomik” dedi!

Bulgaristan Ecopack yöneticisi Todor Bourgoudjiev, seminerde yaptığı konuşmada, 2009-2010 yıllarında ambalaj malzeme fiyatlarında yaşanan artışla birlikte sokak toplayıcılarının ortaya çıktığını ve atık yönetim şirketleri tarafından sokak toplayıcılarının desteklendiğini katılımcılara aktardı. Bulgaristan’da 30 bin civarında sokak toplayıcısının 1.000 adet toplama merkezinde faaliyet gösterdiğinin tahmin edildiğini ifade eden Bourgoudjiev,  malzeme ve mali kayıpların yanında, altyapı ve toplumsal etkilerinin son derece olumsuz olduğunu vurguladı. Sorunun “toplumsal” değil “ekonomik” olduğunu söyleyen Bourgoudjiev, bu nedenle bakanlık ve belediyelerce her türlü güvenlik önlemi alınarak yasal yollardan bertaraf edilmesi gerektiğini belirtti. 

Çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu sokak toplayıcıları Yunanistan’da geri dönüşüm oranını ve toplanan atık kalitesini düşürüyor!

Yunanistan’daki durumu aktaran Herrco yöneticisi Tasos Arvanitis ise, 2010’da ortaya çıkan mali krizle birlikte, özellikle kağıt/karton ve alüminyum ambalaj atıklarına, nüfus yoğunluğu yüksek olan Atina ve Selanik’te, çoğunluğunu göçmenlerin oluşturduğu sokak toplayıcılarının ilgisinin arttığını paylaştı.  Sokak toplayıcılarının, belediye katı atıkları içindeki geri dönüşüm oranının ve toplanan atık kalitesinin düşmesine; buna karşılık toplama-ayırma tesislerinin işletme maliyetlerinin yükselmesine neden olarak sisteme olumsuz etki yaptıklarını vurguladı. Arvanitis, bu durumun yetkilendirilmiş kuruluşların gücünü aştığı ve otoritelerin gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekti.

Romanya’da sokak toplayıcıları kaynakta ayrı toplama konusunda devlet politikasını olumsuz etkiliyor! 

Romanya’dan katılan Ecorom yöneticisi Lorita Constantinescu ise, sokak toplayıcılarının “genişletilmiş üretici sorumluluğu” çerçevesinde gerçekleştirilen yatırımları ve kaynakta ayrı toplama ile ilgili devlet politikasını olumsuz etkilediğini vurguladı.  Ecorom’un kaynakta ayrı toplama sisteminden paralel toplama ile “çalınan” ambalaj atıkları için yasal düzenleme ile yaptırım getirilmesi, yaptırımların uygulanması, kaynakta ayrı toplamanın arttırılarak vatandaşların ve sokak toplayıcılarının ambalaj atıklarını sahiplenmelerinin önüne geçilmesinin çözüm olarak gördüğünü belirtti.  

Makedonya’da sokak toplayıcıları belediyelerin atık kumbaralarını boşaltıp tahrip ediyor!

Makedonya’daki durumu aktaran Pakomak yetkilisi Filip Ivanovski, Makedonya’da belediyelere verilen atık kumbaralarının sokak toplayıcıları tarafından boşaltıldığını ve tahrip edildiğini; sokak toplayıcılarının entegrasyonu olmaksızın Makedonya’da genişletilmiş üretici sorumluluğuna dayanan sürdürülebilir bir sistemin kurulamayacağını belirtti.  Pakomak’ın Shtip kentinde bir pilot proje başlattığını aktaran Ivanovski,  somut çözüm önerilerini de şöyle aktardı: Sokak toplayıcılarına, ilgili bakanlıklarca yasal düzenlemelerde değişiklik yapılarak çalışma lisansı, sosyal yardım vb. hakların verilmesi; belediyelerce yürütülen kaynakta ayrı toplama ve ayırma operasyonlarında işe alınarak düzgün ücret ödenmesi; atık operatörleri ve geri dönüşümcülerce ikincil ayırmada iş verilmesi ve toplanan malzemeye düzgün bedel ödenmesi; yetkilendirilmiş kuruluşça entegrasyon bedelinin paylaşılması, ayırma ekipmanı temini ve ikincil toplama ve ayırmanın düzenlenmesi; sivil toplum kuruluşlarınca eğitim sağlanması… 

“Sokak Toplayıcılarının Yönetimi Üzerine Çözüm Önerileri” paneli!

Seminer programı içinde “Sokak Toplayıcılarının Yönetimi Üzerine Çözüm Önerileri” başlığı altında bir de panel düzenlendi. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Atık Yönetimi Daire Başkanı Ahmet Varır moderasyonunda düzenlenen panele katılan Marmara Belediyeler Birliği’nden Ahmet Cihat Kahraman, ÇEVKO’dan Alphan Eröztürk, CEMPRE’den Andre Vilhena, TÜDAM’dan Ercan Yürekli ve EXPRA’dan Joachim Quoden konuyla ilgili sorunları tartışarak çözüm önerilerini sundular. 

ÇEVKO’dan varılan sonuçlar ve sunulan çözümlerin değerlendirmesi:

Seminerin kapanış konuşmasını yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Türkiye’deki önemli yerel yönetim, yetkilendirilmiş kuruluş ve sektör temsilcileri ile Balkan ülkelerinden yetkilendirilmiş kuruluş yetkililerinin yanı sıra Brezilya’dan CEMPRE adlı sivil toplum kuruluşu yöneticisinden bu konudaki düşüncelerini ve bu ülkelerde yapılan çalışmaları dinleme fırsatı yaratan bu semineri düzenlemiş olmaktan mutluluk duyduklarını aktardı; tüm katılımcılara teşekkürlerini sundu. 

Mete İmer, “Sonuç olarak, Balkan ülkelerinde ambalaj atıklarının sokak toplayıcıları tarafından, mevcut haliyle toplanmasının, genişletilmiş üretici sorumluluğuna dayanan ve belediyelerle işbirliği içinde yürütülen kaynakta ayrı toplama sistemine zarar vermekte olduğunu belirledik.  Bu sorunla ilgili farklı görüş ve çözüm önerilerini tartıştık.  Çözüm önerileri içinde, bir yandan kaynakta ayrı toplamanın, denetim, yaptırım ve farkındalık yaratarak etkinleştirilmesi, diğer yandan ise, işin toplumsal boyutunu ve sürdürülebilirlik açısından önemini dikkate alarak, sokak toplayıcılarının sisteme entegre edilmesi konusunda pilot projelere başlanmasını konuştuk.  Entegrasyonla ilgili Brezilya modeli hakkında bilgi edindik. Bundan sonra, bizlere düşen, bu konuda, kendi ülke gerçeklerimize uygun çözümleri yaşama geçirmek ve uluslararası düzeyde bilgi paylaşımı ve işbirliğimizi sürdürmektir. ÇEVKO Vakfı olarak, ambalaj atıklarının insan sağlığını ön planda tutulmak suretiyle, kayıt altında ve yasal düzenlemelere uygun bir biçimde toplanması gerektiğini her zaman savunuyoruz” dedi. 

ÇEVKO Vakfı Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için sanayi, yerel yönetim ve tüketicilerin katkı ve katılımları ile sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla, 1 Kasım 1991’de ülkemizin 14 önde gelen sanayi kuruluşunun girişimleri ile kurulmuş, kar amacı gütmeyen bir vakıftır. 2002 yılında uluslararası “Yeşil Nokta” markasının Türkiye’deki kullanım hakkını elde eden ÇEVKO Vakfı, Avrupa’da çok yaygın olan bu markayı kullanan geri kazanım örgütleri ailesine katılmış ve ülkemizi Avrupa Birliği’nde temsil etme hakkını kazanmıştır.