Yeni petrokimya yatırımı için plastik mamul üreticilerinin önü açılmalı
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Dünyanın en büyük petrokimya şirketleri arasında yer alan Chevron Phillips Chemicals Company’nin Türkiye’deki faaliyetlerini yeni ofisiyle genişletmesi, plastik sektörü için önemli bir gelişme olarak gösterildi. Chevron Phillips Chemicals Company Türkiye Ofisi açılışına katılan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, bu gelişme üzerine yeniden gündeme gelen petrokimya yatırımları konusunda önemli açıklamalar yaptı.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı 2013 yılı verilerine göre; plastik sektörü, bir önceki yıla oranla yüzde 11 artışla 13 milyar 881 milyon dolarlık hammadde ithalatı gerçekleştirdi. Sektör, hammadde ihtiyacının çok küçük bir bölümünü yerli hammadde üreticilerinden sağlarken; ihtiyacın yüzde 85’i aşan bölümü yurt dışından temin ediliyor.
Yavuz Eroğlu, “Plastik sektörü olarak hammaddede ithalata bağımlılığımız ile ilgili sorunun çözümü için yeni petrokimya yatırımlarına ihtiyacımız var. Ancak son dönemdeki yatırımlar ve planlamalar sektörümüzün ihtiyacını karşılamaktan maalesef çok uzak bir noktada. Dünyada petrokimya şirketleri bir ülkeye yatırım yaparken iki temel veriye bakıyor. Birincisi o ülkenin doğal kaynakları var mı, yani petrolü, doğalgazı mevcut mu? İkincisi ise o ülkede güçlü bir plastik mamul üretim sanayisi var mı? Bu sanayi hem kendi iç pazarına hem de ihracat pazarına ürün satarak, büyük bir hacim ve pazar oluşturuyor mu?” dedi.
Türkiye’de petrokimya yatırımlarını teşvik etmenin yolunun, plastik mamul üretiminin önünü açmaktan geçtiğini vurgulayan Eroğlu, “Çünkü biz, henüz yeterli petrol ve doğal gazı olmayan bir ülkeyiz. Petrokimya yatırımı çekmemizin tek yolu mamul üretimini büyüterek, petrokimya üreticilerinin pazara yakın olabilmek için ülkemize yatırım yapmasını sağlamaktır” dedi. Yavuz Eroğlu, “Ancak ülkemizde şu anki strateji; hammadde ithalatına vergiler koyarak, petrokimya şirketlerini Türkiye’de korumak ve kâr edecekleri bir ülke statüsüne yerleştirmek şeklinde cereyan ediyor. Bu vergi koyma stratejisi bazen öyle bir noktaya varıyor ki bakıyorsunuz Türkiye’de üretilmeyen hammaddelere de büyük vergiler getiriliyor. Dış ticaret fazlası veren plastik mamul üretim sektörü rekabetçiliğini maalesef bu uygulamalarla kaybediyor. İşin kötü yanı ise henüz yeteri kadar yatırım da alınabilmiş değil” diyerek sözlerini sürdürdü.
Yavuz Eroğlu önemli bir noktaya daha dikkat çekerek, “Hatta bazen bu konu petrokimya sanayinin oluşturduğu dış ticaret açığını azaltmak amacıyla yapılıyor şeklinde de ifade ediliyor. Oysa bu noktada yine bir yanlış hesap olduğunu düşünüyoruz. Nitekim plastik ürünler kullanım kolaylığı ve uygun fiyatları ile ağırlıklı olarak metal ürünlerin yerini alıyor. Siz eğer plastik hammaddesine yüksek vergiler koyarsanız, söz konusu vergiler plastik ürünlerinin fiyatına yansır ve tüketiciler bu ürünlere daha çok para vermek zorunda kalır. Böylece fiyatlar daha da arttığından alternatif ürünlere yani metal ürünlere geçilir. İşte işin ilginç yanı da burada, Türkiye’nin dış ticaret açığına en büyük katkı veren sektörlerin başında metal sektörü geldiğinden böylece açık daha da artar.” dedi.
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Sonuç olarak plastik hammadde ithal vergilerini arttırmak yerine, mamul üreticilerinin önünü açmak ve direk petrokimya yatırımlarına teşvik vererek, yatırımları arttırmak doğru strateji olacaktır. Böylece hem orta ve uzun vadede yerli petrokimya yatırımları olacak, hem de kısa vadede ucuz ve bol hammadde kaynağına sahip olan plastik mamul üreticilerimiz, ihracatlarıyla yurtiçine döviz getirirken, Türkiye’nin daha büyük dış ticaret açığı vermesinin önüne geçecektir. Bu düşüncelerle ‘Kazan-kazan’ prensibiyle Türkiye pazarında faaliyet gösteren tüm petrokimya firmalarının, Türkiye’nin büyümesinden direkt olarak faydalanacağına inanıyorum. Chevron Phillips’in yaptığı bu açılışın da bir başlangıç olmasını diliyoruz. Ancak kendilerini kapsamlı yatırımları ile de pazarımızda görmek istiyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
Chevron Phillips Hakkında…
Dünya’nın 11. en büyük firması Chevron ile yine 16. en büyük firması Phillips’in yüzde 50 – yüzde 50 ortaklığıyla 2000 yılında kurulan Chevron Phillips Chemicals Company’nin merkezi A.B.D. Woodlands Teksas’ta olup, petrokimyasallar üretimi yapmaktadır. Şirket, dünyanın en büyük olefin ve poliolefin üreticilerinden biri konumunda. Ayrıca aromatikler, alfa olefinler, stirenikler ve özellikli kimyasalların da tedarikçisi. Dünya genelinde 37 noktada üretim ve araştırma merkezleri bulunan Chevron Phillips, 5 binin üzerinde çalışana sahip. 2013 yılı verilerine göre şirketin satış hasılatı ise 13,7 milyar dolar.