Sunday, May 19th

Last updateWed, 15 May 2024 9am

You are here: Home Technology Makale Otomotiv Endüstrisinde Polimerler ve Polimer Matrisli Kompozit Malzemelerdeki Gelişmeler -1-

Otomotiv Endüstrisinde Polimerler ve Polimer Matrisli Kompozit Malzemelerdeki Gelişmeler -1-

Özet

Otomotiv endüstrisi her geçen gün kullanıcılar tarafından artan taleplerle karşı karşıya kalmaktadır. Sürücülerde, daha yüksek performans beklentisi, üstün bir güvenlik ve güvenirlik, konfor ve daha az yakıt sarfiyatı, estetik ve daha düşük fiyat beklentisi istenirken, diğer taraftan çevrenin korunması konusunda toplumsal baskılar artmaktadır. Polimer ve polimer matrisli kompozit malzemeler bu isteklerin büyük bir çoğunluğunu karşılaması bakımından tercih edilmektedir. Son on yılda bir aracın toplam ağırlığı içinde çelik ve çelik dışı metallerin payı % 0.6 azalırken, plastiğin ve kauçuğun toplam payı %2.6 oranında artış göstermiştir. Yeni geliştirilen polimer ve kompozit türleri taşıtların büyük bir kısmında hafif metallerden daha iyi özellikler göstererek yerini almaya başlamıştır. Yapılan çalışmada son zamanlarda geliştirilen mikro hücresel köpük polimerler, karbon elyaf katkılı jantlar vs. malzemeler hakkında genel bilgilerin yanı sıra yeni gelişmeler hakkında araştırmalar da sunulacaktır. Araştırmada otomotiv endüstrisindeki kullanım yerleri, türü ve oranları verilerek yeni malzeme türlerinin özellikleri ve kullanım yerleri hakkındaki teknolojik gelişmeler literatür bazında irdelenmiştir.  

Anahtar Kelimeler: Otomotiv endüstrisi, Polimer kompozitler, Polimerler, Gelişmeler

 

1.Giriş

Çok sayıda atomun (monomer) birbirine bağlanarak oluşturdukları çok büyük moleküllere polimer denir. Plastikler sentetik polimerlerdir, doğada hazır bulunmazlar ve polimerizasyon tepkimesi ile elde edilirler. Pek çok giyim eşyasında yün, pamuk (selüloz), deri doğal polimerik maddeler veya yapay yollarla elde edilmiş olan polyester, poliakrilonitril gibi (yapay ipek) sentetik polimerik ürünler kullanılmaktadır. Plastik ile polimer çok defa benzer anlamda kullanılmaktadır. Plastik karbonun metal olmayan elementlerle (H, O, Cl, N) meydana getirdiği büyük moleküllü organik bileşiklerdir. Otomotiv endüstrisinden beyaz eşyaya, ambalaj sektörü başta olmak üzere birçok sektörde tercih edilmektedir. Araç lastikleri, ayakkabı, bisiklet, tenis raketi ve topu, PVC pencere kapılar, mutfak gereçleri gibi birçok malzeme sentetik polimerden üretilmiştir (Altıntaş, 2013/ Demirer, 2021).

Polimerler, teknolojik gelişim ve yaşam kalitesini artırma açısından hayati öneme sahiptir. Ancak işlevsel olarak mükemmel olmaları ile çevresel etkileri arasında denge sağlanması gerekmektedir. Yaşam boyu değerlendirildiğinde alternatif malzemelere göre:

•Daha az malzeme kullanımı,

•Üretimde daha az enerji tüketimi,

•Taşımacılıkta daha az yakıt kullanımı,

•Bunun sonucunda emisyonların azalması,

•Faydalı ömrü dolduğunda daha az miktarda atık oluşumu gibi avantajlara sahiptir (Demirer, 2021/Saçak, 2017).

Genel olarak araç üretiminde çok farklı malzemeler kullanıldığı bilinmektedir. Bu malzemelerin yıllara göre artış oranları Tablo 1’de gösterilmektedir. Toplamda metal malzemelerin kullanımında azalma ve duraksama görülürken, plastik ve kauçuk kullanım oranlarında gözle görülür bir artış izlenmektedir.  

Araç üretiminde plastiğin kullanımı yukarıda belirtilen avantajlarının yanı sıra bir çok özel avantajlar da sağlamaktadır. Örneğin; yoğunluğunun düşük olması hafifliği, üretim kolaylığı ile istenilen forma kolay bir şekilde getirilebilmesi, estetik görünüme sahip olması, enerji absorbe etme (yutma) özelliklerinin yüksek olması ve katkı maddeleri ile özelliklerinin kolaylıkla değiştirilebilir olmalarının yanı sıra ısı ve elektrik iletkenliklerinin düşük, korozyona ve kimyasal etkilere karşı da dayanıklı olmaları diğer tercih edilme nedenleridir. Bu nedenle otomotiv endüstrisi, metallerin bir çok alanda yerini tutan polimer malzemelerle yoğun bir şekilde çalışmaktadır. 

Bugün bile aracın dış ve iç kısmında belli başlı gözle görünen parçalarını oluşturan; pedallar, kaplamalar, armatürler, kavrama pedal kolları, direksiyon, tampon, akü kutuları gibi birçok parça polimer malzemelerden üretilmektedir. Aynı zamanda kullanım ömrünü tamamlamış otomobiller geri dönüşümde önemli bir ham madde kaynağı olması itibariyle ekonomik şekilde yeniden değerlendirilebilme imkânına da sahiptir. Eski taşıtlarda kullanılmış olan malzemelerin yaklaşık olarak ağırlıklarının %75’i yeniden değerlendirilmektedir.

Tablo 1. Araç üretiminde kullanılan malzemelerin ağırlıkça yüzde oranlarındaki değişim (www.pagev.org,2017/ https://plastics.americanchemistry.com)

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avrupa’daki otomobil üreticileri plastik, cam, kauçuk ve diğer malzemeleri daha fazla kullanmak için 1990 yılında bir tasarı hazırlamışlardır. Tasarı; tüm ham madde grupları için malzeme geri dönüşümü oluşturulması ve amaca uygun düşmeyen atık malzemelerin enerjik olarak yeniden değerlendirilmesi konularını kapsamaktadır (www.pagev.org, 2017). Otomotiv sektöründe araç başına plastik parça ağırlık oranları Tablo 2’de, araçlarda kullanılan plastik malzeme türleri ise Tablo 3’de verilmektedir. Günümüzde bir otomobilde ortalama 200 ile 300 kg ağırlığındaki geleneksel olarak kullanılan metal malzemelerin yerine ortalama olarak 100 kg polimer malzeme kullanılabilmektedir. Bu da Avrupa ülkelerinde 150 bin km olan otomobil ömrü süresince 750 lt yakıttan tasarruf sağlayacağı anlamına gelmektedir.

Batı Avrupa araç üreticileri, termoplastik polimer ve  komponentler önermeye ve kullanıma açmaya büyük çapta önem vermektedirler. Araştırmalar otomotiv sanayi içindeki bazı araç üreticilerinin kendi içlerinde bu yönde yapılanarak polimer esaslı parça üretimi yapan fabrikalar kurduğunu göstermektedir.

Tablo 2. Otomotiv sektöründe araç başına plastik parça ağırlık oranları 

(www.pagev.org, 2017/ https://plastics.americanchemistry.com)

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tablo 3. Araçlarda kullanılan plastik malzeme türleri (www.pagev.org,2017)

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Otomotiv endüstrisinde polimer malzeme ve bileşenleri yoluyla ağırlık azaltımı gövde, motor çevresi ve mekanik parçalar üzerinde yoğunlaşmıştır. Tablo 4’de taşıt malzemelerindeki değişiklikler ve nedenleri gösterilmektedir.

Hibrit teknolojisi son yıllarda geliştirilen bir teknolojidir. Klasik konstrüksiyon tekniklerinde metal ve plastik rekabet ortamında iken, hibrit teknolojisindeki fark ise malzeme özelliklerini sinerji olarak birleştirmektir. Örneğin; otomobilde ön far taşıyıcı çerçevesi metal ve durethan BKV 130 (elostomer modife edilmiş PA6-GF30) malzeme karışımından yapılmaktadır. Böylece malzeme özellikleri artırılmış ve parça maliyeti de düşürülmüştür. 

Isuzu’nun, Alfa Romeo’nun ve Ferrari’nin bir modelinde SMC (Sheet Moulding Compound) ve BMC (Bulk Moulding Compound)’den motor üst kaputu yapılarak önemli ölçüde ağırlık azaltımı sağlanmıştır.

Plastik yakıt depoları metal yerine polimer malzemelerden yapılmaya başlanmıştır. Bu durum deponun daha hafif, korozyona dayanıklı ve daha ucuz olmasını sağlamaktadır. Yakıt deposunun yüzeylerine serbest bir tasarım getirilerek otomobil içerisine daha kolay yerleştirilmesi de ayrı bir avantajıdır. Plastik yakıt depoları metal yakıt depolarına göre bir kaza esnasında daha geç alevlenirler. Soğuğa ve darbeye karşı oldukça dayanıklıdırlar. Darbeye maruz kaldıklarında çatlamadan üzerine gelen etkiye göre deforme olurlar. Ayrıca yine yakıt tankları yapımında bir termoplastik çeşidi olan Carilon alifatik keton kullanılmaktadır. Erime sıcaklığı 234°C ve yoğunluğu 1.24 g/cm3 olan bu plastik yüksek mukavemeti ve kimyasal maddelere dayanıklılığı özellikle solvent ve akaryakıta karşı dayanıklılığından dolayı otomobil yakıt depolarında sıkça kullanılmaktadır. 

Otomobil camlarında ise alternatif olarak Polikarbonattan (PC) camlar geliştirilmiş ve halen kullanılmaktadır. PC camın tercih sebebi olarak en başta; hafiflik, sürtünmeye dirençli yüzey, güvenlik ve üretim teknolojisidir. Bayer&AG firmalarının ortaklaşa çalışması sonucu işleme teknolojisini geliştirerek PC camı üretmeye başlamıştır.

PC cam sistemleri otomobil tasarımcılarına daha rahat dizayn özgürlüğü sağlamaktadır. Darbe direncinin camdan daha fazla olması ve ağırlığının camdan %40 daha düşük olması tercih sebebi olmuştur. Hafiflik araçlarda yakıt sarfiyatını azaltmakta ayrıca PC cam hava şartlarına ve çizilmeye karşı dayanıksız olduğu halde yüksek hızlarda daha az rüzgar gürültüsü çıkarmaktadır. Ayrıca ışık geçirgenliği %1'den az olduğundan aracın içi daha az ısınmaktadır.

PC cam kullanan araçlar kaza sonrası yan yattığında veya yuvarlandığında cam kısımlarda daha az zarar olduğu ve aracın içindekileri de yan darbelere karşı koruduğu kaza analizlerinde açıklanmaktadır. PC camlar kaza sırasında parçalanmazlar. Aksine yerinde kalarak üst tavanın çökmesini de önlemektedirler. Yandan yapılan darbelerde cam kısmı deformasyona uğramaktadır. Böylece darbe enerjisini absorbe etmektedir. PC cam yerinden kolayca çıkmaz, böylece hırsızlığa karşı emniyet tedbiri de oluşturur. 

Motorlu taşıtlarda son yıllarda Poliüretan köpük kullanımında seksenli yıllardan günümüze kadar büyük bir artış görülmektedir. Birçok Avrupa ülkesi halen güvenlik, konfor ve maliyet avantajları sağlayan entegral köpükten direksiyon, vites kutusu, komple gösterge panosu ve iç panel ve de koruyucu başlık üretmektedirler.

Motor üzerindeki aksamlara bakıldığında, 1980'lerin ortalarına kadar emme manifoldları, çoğunlukla alüminyum ve dökme demirden üretilmekteydi. Daha sonraları Bayer firması tarafından üretilen yeni manifoldlarda Poliamid (PA) kullanılmaya başlanmıştır. Plastik enjeksiyon Multishell teknolojisiyle üretilen bu manifoldların fiyatlarında ise %30 oranında azaltma gözlenmiştir.

Araç farlarının şefaf ön kısmı, polikarbonattan (PC) veya akrilatlardan (PMMA,SAN), farın arka yansıtıcı bölümü fiberglasla güçlendirilmiş polyesterden üretilirler ve yansıtıcı kısım alüminyumla kaplanır. Farın ön ve yansıtıcıları da enjeksiyonla şekillendirilmiş polipropilen (PP) kasaya monte edilirler. 

Döşeme, koltuklar ve iç giydirmeler otomobillerde ağırlıkça en fazla polimerin kullanıldığı bölümleri oluşturur. Hafiflik, yanmazlık, geri dönüştürülebilirlik, sağlığa uygunluk, konfor ve ergonomik istekler en fazla tercih sebebidir (Demirer, 2021).

Teknolojinin dünya genelinde günden güne her alanda hızla gelişmesinin getirmiş olduğu yeniliklikler, beraberinde malzeme biliminde araştırma ve geliştirmeleri yaygınlaştırmıştır. Malzeme konusunda araştırma ve geliştirme çalışmaları sürerken her geçen gün ilerleyen teknoloji ile birlikte kompozit malzemeler üzerinde çalışmalarda hızla artmıştır. Kompozit malzeme üretimi sonrasında yapılan çalışmalar neticesinde bu malzemelerin kullanım alanlarında ciddi artış görülmüştür.

Bir otomobilin ortalama 20.000 parçasından 10.000 kadarı polimer ve türevlerinden üretilirken, birinci ve ikinci derece güvenlik parçaları genelde metal esaslı parçalardan üretilmektedir. Hidrokarbon yakıtlı araç motorlarının malzemeleri ağırlıklı çelik ve lamel grafitli dökme demirden imal edilirken, teknolojinin gelişmesi ile bu malzemelerin yerini alüminyum, titanyum ve magnezyum alaşımları almıştır. BMW’nin geliştirmiş olduğu magnezyum - alüminyum motor üretim teknolojisi ve ağırlık azaltma çabası önemli bir çalışma olmuştur.

Günümüzde hafif araçlarının kaporta ile şasileri tümleşik olarak üretilmekte olup bazı modeller kompozit malzemeden üretilmeye başlanmıştır. Kompozit üretim teknolojisinin seri imalata uygun olmaması ve elyaf takviyeli kompozitlerin genelde pahalı olmasından dolayı günümüzde kompozit şasi-kaporta bütünleşik yapılar ultra lüks araçlar, yarış arabaları ve bazı spor arabaları ile sınırlı kalmıştır. 

Araç tekerlekleri yol ile temasını sağlayarak hareket eden kısımdır. Lastiğin yere temas eden kısımları Stiren Bütadien Stiren kopolimeri, yanları poliizopren kauçuğu, iç kısımları poliizobüten kauçuğundan üretilmektedir. Araç jantları genelde çelik ve alüminyum alaşımından üretilmektedir. Alüminyum jantlar düşük basınçlı döküm yöntemi ile üretilerek talaşlı imalat ile balanslanarak nihai formuna ulaşır. Ağırlık azaltma çalışmaları kapsamında alüminyum jantların malzeme özellikleri geliştirilmektedir. Isıl işlem ve döküm yöntemlerinin yeni teknolojileri bu alanda uygulanmaktadır. Son zamanlarda bazı araçlarda karbon elyaftan polimer kompozit jantlar geliştirilmiştir (Demirer, 2021).

Kontrol ve elektronik aksamlarda polimer esaslı malzemelerden sensörler, kablolar, kontrol kartları, röleler, göstergeler, paneller bulunmaktadır. Her hangi bir kullanım alanı için seçilen malzemenin sadece kimyasal kompozisyonu veya sadece mekanik mukavemeti göz önüne alınarak değerlendirme yapılamaz. Malzeme seçiminde üretim koşulları ve yapısal özelliklerde ciddi önem arz etmektedir. Malzeme seçiminde Şekil 1’de yer alan malzeme parametreleri esas alınması gerekir (Demirpolat vd., 2019).

Şekil 1. Malzeme seçim karekteristiği parametreleri (Demirpolat vd.,2019/ Ashby vd., 2009)

Otomotivde kullanılan malzemelerin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada enerji tüketimine paralel geri dönüşüm problemi de başlamıştır. Yılda yaklaşık 97 milyon otomotiv ürününün üretildiği dünyada bir o kadarda hurda üretilmektedir (O.S.D.,2018). Bu hurdaların geri kazanımının kolaylaştırılması ve çevreye verilen zararın minimuma indirilmesi için daha otomobil üretiminin ilk safhalarında önlemler alınmaktadır. Bu nedenle artık geri dönüşebilen malzemeler tasarım aşamasında tercih edilmektedir.

2. Polimer Kompozitler

Kompozit malzemeler; iki ya da daha fazla malzemenin özelliklerini yeni ve sadece bir malzemede toplayarak farklı özellikli malzeme elde etmek için, makro düzeyde (birbirleri içerisinde çözünmeyecek şekilde) birleştirilmesi neticesinde oluşan malzemelerdir. Kompozit malzemelerin en az iki çeşit malzemenin birleştirilip üretilmesindeki asıl gaye, malzemenin kompozit hale getirilmeden önceki durumda yeterli gelmeyen bir takım özelliklerin iyileştirilmesidir (Kaya, 2016).

Matris malzemesine göre kompozit malzemeler üç gruba ayrılır. Bunlar; metal matrisli, seramik matrisli ve polimer matrisli kompozit malzemelerdir. Kompozit malzemelerin, bir diğer sınıflandırma şekli de takviye bileşenidir. Takviye bileşenleri esas alınarak elyaflı, parçacıklı, tabakalı ve karma (hibrit) kompozitler olmak üzere dörde ayrılır (Şekil 2) (Saçak, 2017).

Şekil 2. Takviye malzemesine göre kompozit malzemeler (Durukan,2019)

İlerleyen teknoloji ile birlikte kompozit malzemeler üzerinde çalışmalar hızla artış göstermiştir. Farklı özelliklere sahip kompozit malzemelerin geliştirilmesi bu malzemelerin kullanım alanlarını da genişletmiştir. Kompozit malzemeler düşük yoğunluk ve yüksek özgül mukavemetlerinden dolayı tercih edilmektedir. Fakat kompozitlerin seri imalat zorlukları, düşük süneklikleri ve yüksek maliyetleri dikkate alınarak kullanım yerine en uygun türü belirlenmelidir (Uyanık vd, 2009/Demirer, 2021).

Polimer matrisli kompozit malzemelerin otomotiv sektöründe en sık kullanılan takviye elemanları cam elyaf ve karbon elyaf malzemeleridir. Bu malzemelerin üretiminde kullanılan çeşitli yöntemler mevcuttur. Bu malzemeler anizotropik yapıda olduklarından dolayı izotropik yapıdaki malzemelere göre daha komplekstir (www.kompozit.org.tr, 2017).

Cam elyaf, kompozit malzeme üretiminde en fazla tercih edilen takviye elamanı olup yanmazlığı, mukavemeti ve darbelere karşı yüksek direnç göstermesi avantajlarındandır. Cam elyafın, polimer esaslı malzemelerle birlikte kullanılarak kompozit malzeme üretilmesi, polimer esaslı malzemelerin mekanik özelliklerinin gelişmesine olanak sağlamıştır (Joshi, 2004).

Polat (2019), yapmış olduğu deneysel çalışmalarda HDPE, LDPE, PPC, ABS polimerlere cam elyaf takviye etmiş ve üretilen kompozit malzemelerin mekanik özellikleri incelendiğinde, çekme testlerinde ve charpy darbe deneylerinde cam elyaf takviyesinin tüm malzemelerde mukavemet değerlerini arttırdığı tespit edilmiştir. Düşük hızlı darbe deneyi sonuçlarına göre cam elyaf takviyesinin absorbe edilen enerji miktarlarını arttırdığını, tepe deplasman değerlerini ise azalttığı sonucuna varmıştır. Cam elyaf takviyesinin birçok çalışmada çekme, eğilme ve darbe mukavemetini arttırdığı bilinmektedir. 

Güçlendirilmiş polimer kompozit malzemeden yapılmış manifoldun ağırlığı metalden yapılmış manifolda göre %70 daha hafiftir. Ayrıca dış ve iç yüzeylerinin düzgün olması özellikle iç yüzeylerde daha iyi hava sirkülasyonuna sebep olmaktadır. Bu durum motorun daha yüksek performans göstermesini sağlamakta ve emme gürültüsünü de ciddi oranda azaltmaktadır. Bayer firması ayrıca Naylon 6'yı cam elyafla güçlendirerek oluşan reçineden yaptığı manifoldlarda 120-240 Hertz arasında bir titreşim azalması olduğunu belirtmektedirler. Plastikten manifold üretim teknolojisi diğer üretim tekniklerine göre %30 daha ucuz ve imalat işlemi de daha hızlı ve kolaydır (Çetin vd, 2019).

Emme manifoldları, 90’lı yılların başında ilk olarak %35 cam elyaflı poliamid 66 (PA66) malzemeden üretilmiştir. Eriyen çekirdek yönteminin üretim teknolojisine kazandırılması ile emme manifoldları hem termoset hem de termoplastik esaslı malzemelerden üretilmiştir. Termoset malzemeler termoplastiklere göre daha yüksek sıcaklıklara dayanmakta ve mekanik mukavemetleri de yüksektir. Ancak termosetlerin geri dönüşümlerinin olmaması, proses süresinin uzun olması ve özgül ağırlığının fazla olması bu malzeme grubunun en önemli dezavantajıdır (Çetin vd, 2019).

Kaynakça

  • Altıntaş, A. (2013), “Organik kimya–Polimerler” Ders Notları, Ankara Üniversitesi, Erişim Tarihi:05.2021, https://docplayer.biz.tr/6541324-Organik-kimya-polimerler-prof-dr-arif-altintas.html.
  • Ashby, Michael F., Johnson Kara (2009), “Materials and Design”, The Art and Science of Material Selection in Product Design, Elsevier.
  • Begum, K. and Islam M. (2013), “Natural fiber as a substitute to synthetic fiber in polymer composites: a review Research”, J Eng Sci 2278 9472.
  • Biron, Michel (2016), “PDL handbook series”, Material selection for thermoplastic parts, Practical and advanced information for plastics engineers, Elsevier, William Andrew. 
  • Broeren, M L, Dellaert S N, Cok B, Patel M K, Worrell E, and Shen L. (2017), “Life cycle assessment of sisal fibre–Exploring how local practices can influence environmental performance”, J Clean Prod 149 pp.818-827.
  • Çetin, Alper, Sayer Sami (2019), “Emme Manifoldu Üretiminde Gelişen Teknolojik Uygulamalar”, Engineer and Machinery, Review Article, vol. 60, no.696, pp.251-261. 
  • Demirer, Ahmet (2021), “Polimer Teknolojisi ve Kalıplama Prosesi” Lisansüstü Ders notları, Sakarya Uyg.Bil. Üniv. Teknoloji Fakültesi.
  • Demirpolat,  Seracettin, Havva (2019), “Farklı Malzemelerden Üretilen Otomotiv Parçalarının Teknik ve Ekonomik Karşılaştırılması”, The Internatinonal Conference on Materials Science, Mechanical and Automotive Engineerings and Technology in Cappadocia/TURKEY (IMSMATEC’19), June 21-23.
  • Durukan, Barış (2019), http://www.barisdurukan.com/2019/01/yangin-merdivenlerinde-kompozit-malzeme.html, erişim tarihi: 01 Mayıs 2021.
  • Foisal, A. M., Ali M. A., Byung S. K. and Jong I. S. (2009), “Recent Developments in Natural Fiber Reinforced Composites”, The Korean Society for Composite Materials 22 4.
  • Hariprasad, K., Ravichandran K., Muthuramalingam T. (2020), “Acoustic and mechanical characterisation of polypropylene composites reinforced by natural fibres for automotive applications”, Materials Science, Journal of materials research and technology.
  • Joshi, S.V.  (2004),  “Are Natural Fiber Composites Environmentally Superior To Glass Fiber Reinforced Composites”, Science Direct, Composites: Part A 35, pp.371–376.
  • Jacob, G., Fellers J., Starbuck J. M. (2002), “Energy Absorption in Polymer Composites for Automotive Crashworthiness”,Materials Science, Journal of Composite Materials.
  • Joshia, S. V., Drzalb L. T., Mohantyb A. K. and Arorac S. (2004),  “Are natural fiber composites environmentally superior to glass fiber reinforced composites”, Composites Part A: Applied Science and Manufacturing 3 35.
  • Jović, D and Milićević J (2017), “Influence of Application of New Material in Automotive Industry on Improving Quality of Life”. Center For Quality, pp.331-332.
  • Kavelin, K G. (2005), “Investigation of natural fiber composites heterogeneity with respect to automotive structures”, Doctoral dissertation, TU Delft, Delft University of Technology.
  • Kaya, A.İ. (2016), “Kompozit malzemeler ve özellikleri”, Putech & Composite Poliüretan ve Kompozit Sanayi Dergisi 29, pp.38-45.
  • Khemka,  Priyanka (2021),  http://adapt.mx/plastics-in-the-automotive-industry-which-materials-will-be-the-winners-and-losers/, Kaynak:Nexant, Erişim tarihi: 02 May.2021.
  • Koniuszewska, A. G., & Kaczmar, J. W. (2016), “Application of polymer based composite materials in transportation,Progress in Rubber”, Plastics and Recycling Technology, 32(1), 1. 
  • Koronis, G., Silva A., and Fontul M. (2013), “Green composites: a review of adequate materials for automotive applications”, Compos Part B-Eng 44 pp.120-127.
  • O.S.D., (2018), Küresel Değerlendirme Raporu, in: O.S. Derneği (Ed.).
  • Pervaiz, M, Panthapulakkal S, Birat K C, Sain M and Tjong J. (2016), “Emerging trends in automotive lightweighting through novel composite materials”, Materials Sciences and Applications 7 26.
  • Polat, Burak (2019), “Cam Takviyeli Polimer Matrisli Termoplastik Kompozitlerin Mekanik Özelliklerinin Araştırılması”, İskenderun Teknik Üniv. Müh. ve Fen Bilimleri Enst., Yük.Lisanas tezi.
  • Puglia, D., Biagiotti J., and Kenny J.M. (2005),  A review on natural fibre-based composites “Part II: Application of natural reinforcements in composite materials for automotive industry J Nat Fibers 1 pp.23-65.
  • Ramli, N., Mazlan N., Ando Y., Leman Z., Abdan K., Aziz A. A. and Sairy N. A. (2018), “Natural fiber for green technology in automotive industry”, A brief review, IOP Conf. Series: Materials Science and Engineering, pp.368.
  • Saçak, M. (2017), “Polimer Teknolojisi”, Polimer Kompozitler, Gazi kitapevi yayınları.
  • Sambale, H. (2009), “Ansaugkrümmer aus PP,Leichter, umweltverträglicher und kostengünstiger”, Kunststoffe, Viyana, Avusturya.
  • Sparnins, E. (2009), “Mechanical properties of flax fibers and their composites”, Doctoral dissertation, Luleå tekniska universitet).
  • Uyanık, N., Akovalı G. Savaşçı T. (2009), Savaşcı T.,Plastikler ve Plastik Teknolojisi, PAGEV Yayınları, İstanbul.
  • https://www.ptonline.com/articles/vw-adopts-pp-intake-manifolds-in-two-car-engines VW Adopts PP Intake Manifolds in Two Car Engines, (2012), Erişim Tarihi:may 2021.
  • https://plastics.americanchemistry.com/Automotive,  Amerikan Chemistry Council, TPA Plast Global Engineering, Erişim: 02 May 2021.      
  • www.pagev.org (2017), PAGEV Türkiye Otomotiv Plastikleri Sektör İzleme Raporu 2017. Erişim: Nisan 2021.      
  • http://www.kompozit.org.tr/wp-content/uploads/2017/03/Composites-Turkey-08.pdf
  • https://www.allcarindex.com/concept/united-states/ford/glocar (2003), Ford. 

 

 

Doç.Dr. Ahmet DEMİRER 

Sakarya Uyg. Blimler Üniv. Teknoloji Fakültesi Makina Müh. Bölümü

Doç.Dr. Ali ÖZ

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniv. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu

Not: Bu makale çalışması “13th International Conference of Strategic Research on Scientific Studies and Education (ICoSReSSE)”de sunulmuştur (May 2021, Antalya/Turkey). Makalenin ikinci bölümü Şubat 2024 sayımızda yayınlanacaktır.