Plastik şişeler de tüm diğer plastik malzemeler gibi geri dönüştürülür
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
PAGDER (Türkiye Plastik Sanayicileri Derneği), Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. tarafından kurulan ve Şişecam Topluluğu içinde, düz cam alanındaki faaliyet gösteren Trakya Cam Sanayii A.Ş.’nin Isıcam Konfor markasının TV’de yayına soktuğu ve gerçeği yansıtmayan ”Doğalgaz, geri dönüşümü mümkün olmayan plastik şişelerin üretiminde kullanılmaktadır“ ifadesini kullandığı tanıtım spotunun kamuoyunu yanlış bilgilendirdiği ve haksız rekabete yol açtığı ile ilgili bir açıklama yaptı.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Alternatif malzeme üreticilerinin pazar kaybetme kaygısı ile her gün artan ölçüde ve bilimselliğe dayanmayan, etik dışı iddialarla plastiğe saldırması ve plastikle ilgili kamu algısının olumsuzlaştırılmasına, hem sektör hem de ülke yönetimi yetkililerimizin, ilgili bakanlığımızın ülke gelişimi ve ekonomisi için kazandırmaya çalıştığı geri dönüşüm bilincinin oluşturulmasını zorlaştırmaya yol açmaktadır. Tüm dünyada geri dönüşüm özendirilirken, tüm sektörler tarafından bilinçlendirilme çalışmaları yapılırken Isıcam’ın gerçeği yansıtmayan bu ifadesi, kamuoyundaki yanlış algıyı artıracak, yüzde 100 geri dönüştürülebilen plastiğin geri dönüşüm çalışmalarını, geri dönüşüm bilincinin oluşumunu önemli ölçüde sekteye uğratarak ülke ekonomisine zarar verecektir” dedi.
Plastik şişeler geri dönüşümlüdür
Hüseyin Semerci yaptığı açıklamada, Isıcam Konfor’un “Yeşil Test” başlığı altında, tamamen yanlış, gerçeği çarpıtarak hazırlanmış olan TV tanıtım spotundaki “Doğalgaz, geri dönüşümü mümkün olmayan plastik şişelerin üretiminde kullanılmaktadır” cümlesini, Türkiye plastik sektörü adına şiddetle kınadıklarının altını çizdi.
“Yanlış bilgilendirmeler devam ederse hukuki sürece başvuracağız”
Hüseyin Semerci ,“Plastik ile ilgili yanlış-olumsuz algıların, şehir efsaneleri dışında doğru bir bilgi araştırmasına girmekten çeşitli nedenlerle yoksun herhangi bir kişiyi etkilemesi -bir nebzede olsa- olağan kabul edilebilir. Ancak her türlü araştırma gücüne sahip, üstelik doğru bilginin kendilerinde bulunduğuna emin olduğumuz Türkiye Şişe ve Cam A.Ş. gibi bir grubun markasının, plastik şişelerin de diğer tüm plastik malzemeler gibi yüzde 100 geri dönüştürülebildiği gerçeğini rekabet adına “plastik şişelerin geri dönüşümü mümkün değil” gibi net bir ifadeyle çarpıtmasını, haksızlık etmesini etik dışı buluyoruz. Bu tarz yanlış bilgilendirmelerin devam etmesi durumunda hukuki süreci takip edeceğiz” dedi.
Pazar kaybetme kaygısı ile gerçeği yansıtmayan, yanlış bilgi aktarımlarıyla geleceğin vazgeçilmez malzemesi plastiğe haksızca saldırılması etik dışıdır!
Hüseyin Semerci, tüm dünyada, cam, metal, kauçuk, ağaç, inorganik maddeler gibi malzemelerin yerine alternatif malzeme olarak veya bu malzemelerle birlikte kullanılan geleceğin vazgeçilmez malzemesi plastiğin gelişen teknolojiye paralel olarak her gün yeni uygulamalara imkan sağladığını; plastiklerin alternatif malzemelere göre daha ekonomik ve kolay uygulanabilir olması nedeniyle tüketiminin hızla artırıyor olmasının bazı sektörleri ürküttüğünü, yanlış bilgilerle haksız rekabete başvurduklarını söyledi.
Semerci, “Tıptan eczacılık, kozmetik, ilaç sanayine, inşaata, teknik parçalara, tekstilden sportif eşyalara, otomotive kadar çok sayıda sanayi kolunda plastiğin kullanılması ve kullanımının giderek artması, alternatif malzeme üreticilerinin pazar kaybetme kaygısı ile her gün artan ölçüde ve bilimselliğe dayanmayan iddialarla plastiğe saldırması ve plastikle ilgili kamu algısının olumsuzlaştırılmasına neden olmaktadır. Hâlbuki plastikler üretim, kullanım ve geri dönüşüm safhalarında en çevreci malzemelerdir. Sağlam, dayanıklı, bakım gerektirmeyen, olağanüstü izolasyona sahip, korozyona dayanıklı olan plastik ürünler, pencere ve kapı profillerinden pis ve temiz su borularına, izolasyondan iç döşemelere, su depolarından çatı ve cephe kaplamalarına kadar birçok uygulama için üretiliyor ve yaygın olarak kullanılıyor. Isıcam Konfor’a şunu sormak lazım: Pencere camlarınızın takıldığı malzeme nedir?!”
Tüm mamulleri geri dönüştürülebilen plastikler büyük bir katma değer zinciri yaratarak ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişimlerine katkıda bulunmaktadır
Son beş yılda ortalama büyüme hızı yüzde 10 - 15’i bulan Türkiye plastik sektörünün ülke ekonomisi için önemli ve hızlı gelişim gösteren bir sektör olduğunu; yaklaşık 14 bin firmasıyla, 250 bini aşkın istihdamıyla ve plastik üretiminde, Almanya ve İtalya’dan sonra Avrupa’nın en büyük üçüncü plastik üreticisi olan bir sektöre haksızca saldırılmasına her zaman tepkilerini vereceklerini, gerçekleri anlatmaktan bıkmayacaklarını aktaran Hüseyin Semerci, “Türkiye plastik sektöründe, 2000 yılında 2,7 milyon ton olan bitmiş mamul üretimi, 12 yıl içinde yılda ortalama %10,8 büyüme hızı ile 2012 yılında 7,2 milyon tona çıktı. 2013 yılı sonunda üretimin 7,8 milyon tona yükseleceği tahmin ediyoruz. Türkiye plastik sektörünün, mamul üretimi ile yarattığı toplam üretim değeri 2008 yılında 22,2 milyar dolar iken bu değerin 2012 yılında 29,3 milyar dolara çıktığı ve son 5 yıl içinde sektörün 127 milyar dolarlık üretim gerçekleştirerek GSYH içinden %4 pay aldığı görülmektedir. Ne yazık ki, Türkiye plastik sektörünün gelişimini etkileyen, engelleyen birçok faktör bulunuyor. Ancak, sektörümüz adına şunu söyleyebilirim; birçok konuda yalnız bırakılmış olmasına rağmen canla başla çalışan sektör mensuplarımız sayesinde gelişimini sürdüren Türkiye plastik sektörünün büyümesi hiçbir şekilde engellenemeyecektir. Hele ki böyle gerçekten uzak, etik dışı yaklaşımlarla sektörün hak etmiş olduğu yerden indirilebileceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır” dedi.
Isıcam Konfor da ya öğrensin ya da doğruyu söylesin; kaynak bulmaktan yoksun ise Yaşar Nadi Atilla’nın makalesini okusun!
Tüketiminin fazlalığı, ülkelerin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olarak değerlendirilen plastiklerin dayanıklı, hafif, emniyetli olduğunu; çok çeşitli şekillere sokulabilen, fiyat avantajı taşıyan, yaşam boyu değerlendirildiklerinde ve tamamı geri dönüştürülebilen plastiklerin kaynak tasarrufları ile büyük bir katma değer zinciri yaratarak ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişimlerine katkıda bulunduğunun altını çizen Hüseyin Semerci, PAGDER Üyeliği yanı sıra ÇEVKO (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) Yönetim Kurulu Üyesi de olan Yaşar Nadir Atilla’nın Türkiye’de plastik-pet şişelerle ilgili yazdığı “Türkiye’de PET Ambalajların Gelişim Süreci ve Bazı Yanılgılar” başlıklı makalesini de, Isıcam yetkilileri başta olmak üzere plastik şişe gerçeğini öğrenmek isteyenlerin okumalarını tavsiye etti.
Hüseyin Semerci, Yaşar Nadi Atilla’nın yazısındaki önemli noktalarla ilgili aktarımlarda bulundu. Semerci, Atilla’nın yazısında belirttiği gibi, 1970’li yılların başlarında, ABD ve Japonya’da tüketici ile tanışan ve ilk kez 1979 yılında Türkiye’de deneme amaçlı üretilen PET (polietilentereftalat) şişelerin 1982 yılından itibaren her geçen yıl daha da artarak gıda sektörünün vazgeçilmez ambalajı konumuna geldiğini ve daha sonra Coca Cola, Pepsi dahil yerli – yabancı bir çok meşrubat firmasının, su firmalarının da pet şişelere geçmesiyle Türkiye ambalaj sektöründe yeni bir devir başladığını aktardı.
Hafif, kırılmaz, sağlıklı, tek kullanıma olanak vermesi ve alternatiflerine göre çok daha ekonomik olması nedeniyle, çok kısa sürede başta gazlı ve gazsız içecek sektörü olmak üzere uygun gıda kabı arayan üreticilerin aradığı bir ambalaj malzemesi haline gelen pet şişelerin içecek sektöründe yoğun olarak kullanılmaya başlamasıyla cam başta olmak üzere klasik ambalajların pazardaki payının büyük ölçüde düştüğü gerçeğine dikkat çeken Atilla’nın yazısında da aktardığı görüşe katıldığını söyleyen Hüseyin Semerci, “Atilla’nın da aktardığı gibi pet şişelerin bugüne kadar birçok kasıtlı ya da kasıtsız olarak birçok tartışmaya konu ediliyor. Pet şişelerin çevreye verdiği ’zararlar’ üzerine kampanyalar yapıldı. Ancak geri kazanım tesislerinin birer birer açılmaya başlamasıyla hızı kesilen bu tartışmalar, Atilla’nın da altını çizdiği gibi bazı çevreler “pet şişeler insan sağlığı için zararlı maddeler içeriyor’ iddiasıyla tartışmayı yeniden alevlendirme gayreti içine girdi. Atilla’nın da yazısında yer verdiği gibi, tüm kamuoyunun dikkatle takip ettiği; bizim de PAGDER olarak çeşitli duyuru ve medya aracılığı ile tepkimizi dile getirdiğimiz yakın tarihte benzer bir durum daha olmuştu. Bir medya grubunda, PET şişelerin Bisfenol A(BPA) içerdiği, dolayısı ile kanseri tetikleyici hammaddeden üretildiği iddiasıyla aleyhte yeni bir karalama kampanyası başlatılmıştı. Bu konu üzerine uzmanlar “Bisfenol A (BPA), Polikarbonat (PC) damacanaların ana hammaddesidir ve PET şişe üretiminin hiçbir aşamasında kullanılmaz. Ayrıca, BPA’nın yetişkin bir insan için risk oluşturabilmesi için bir günde yaklaşık 1 ton su tüketmesi gerekliliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır” görüşlerine karşın; bu konuda yapılmış bilimsel araştırmalar ve dünya gıda otoritelerinin olumlu raporlarını da yok sayarak pet şişe konusunda bir kavram kargaşası yaratmaya çalışan, karalama kampanyasına girişen medya grubunun bağlı olduğu holdingin Bozüyük’te bir cam şişe fabrikası kurmakta olduğu gündeme gelince saldırıların gerçek nedeni ortaya çıkmıştı. Yine yapılan araştırmalar “PET şişeler içine konulan içeceklerde ve gıdalarda endokrin bozucu maddelere kesinlikle rastlanmamıştır” raporunu sunmuştu” dedi.
Atilla’nın yazısında da geçen; FDA (Food and Drug Administration-USA), EFSA (Europa Food Safety Authority) gibi gıda konusunun tartışmasız iki otoritesinin yanı sıra ILSI ( International Life Sciences Institute)’da PET’i gıdalar için güvenilir bir ambalaj malzemesi olarak kabul ettiğini aktaran, ayrıca PET’i gıda kabı olarak kullanan firmaların gıda konusunda ülkemizin en büyük ulusal ve uluslararası markaları olduğunu vurgulayan Semerci, “Bu firmaların tamamı, TC Sağlık Bakanlığı ile TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verdiği izinlerle üretim yapmaktadır” dedi.
Hüseyin Semerci, “Bilerek ya da bilmeyerek yapılan bunca karalama kampanyalarına karşın dünyada PET şişe kullanımının yıllık ortalama yüzde 6’lık bir artış gösterdiğini, dünya nüfusunun yıllık yüzde 1 artışının göze alınmasına dikkat çeken; PET’in “Çağın Gıda Kabı” olduğuna inancımızın bir safsatadan ibaret olmadığı görülecek, savını sunan Yaşar Nadi Atilla’nın bu değerli makalesine Çevko resmi web sitesinden ulaşılabileceğiniz aktardı.
Hüseyin Semerci
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı