Monday, Dec 23rd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home News Plastik makine yatırımları dokuz ayda yüzde 34 azaldı

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Plastik makine yatırımları dokuz ayda yüzde 34 azaldı

Plastik sektörü alarm veriyor, üretimden sonra makine ve teçhizat yatırımlarında da gerileme gözleniyor. PAGEV raporuna göre, plastik sektörünün öncü göstergeleri arasında yer alan makine ve teçhizat yatırımları yılın dokuz aylık döneminde yüzde 34 azaldı

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), hazırladığı kapsamlı raporlarla sektörün nabzını tutuyor. PAGEV son olarak yayınladığı Türk plastik İşleme Makineleri Sektör İzleme Raporu’nda 2019 yılının tamamı ve 2020 yılına dair önemli veriler ortaya koydu. Rapora göre, plastik sektörünün 2019 yılının Ocak-Eylül 2019 dönemi makine ve teçhizat yatırımları 2018 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 34 azalarak 521 milyon dolara geriledi. Sektör, geçen senenin dokuz aylık döneminde makine ve teçhizata 785 milyon dolarlık yatırım yapmıştı. 

2019’un dokuz aylık dönemindeki plastik makine yatırımlarının yüzde 48’ini presler ve diğer makineler, yüzde 17’sini aksam ve parçalar, yüzde 16’sını enjeksiyon, yüzde 12’sini ekstrüzyon, yüzde 5’ini termoform makineleri ve yüzde 2’sini ise şişirme makineleri oluşturdu. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki gerilemenin yılın geri kalanında da devam edeceği tahmin ediliyor.

Plastik işleme makineleri üretimi yüzde 18 geriledi

2018 yılının dokuz aylık dönemindeki 459 milyon dolar olan plastik işleme makineleri üretimi ise 2019 yılının aynı döneminde 377 milyon dolar olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 18 oranında geriledi. Bu dönemdeki plastik işleme makineleri üretiminden; presler ve diğer makineler yüzde 47, aksam ve parçalar yüzde 22, ekstrüzyon makineleri yüzde 14, enjeksiyon makineleri yüzde 7, termoform makineleri yüzde 9, şişirme makineleri ise yüzde 1’lik pay aldı.

Makine üretiminde yüzde 18 gerileme gerçekleşen 2019 Ocak-Eylül aylarında ithalatta da keskin bir düşüş yaşandı. Yılın dokuz aylık döneminde 290 milyon dolarlık plastik işleme makineleri ithalatı yapılırken 2018 yılının eş dönemine göre ithalat yüzde 39 azaldı. Bu dönemde en fazla ithalat yapılan ilk 10 ülke; Almanya, Çin, İtalya, Japonya, Avusturya, Tayvan, Fransa, İsviçre, Güney Kore ve ABD oldu. İthalattaki düşüşün etkisiyle dış ticaret açığı da yüzde 56 gerileyerek 144 milyon dolara indi.

Ocak – Eylül 2019 döneminde plastik işleme makineleri ihracatı ise 2018 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 1 azalışla 146 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçalarının ortalama birim ihraç fiyatı 2019 yılının dokuz aylık döneminde kilogram başına 11,9 dolar olurken 2018 yılına kıyasla yüzde 6 arttı. Söz konusu dönemde plastik işleme makinesi ihraç ettiğimiz ilk 10 ülke; Rusya, Hindistan, Cezayir, İspanya, Almanya, Bulgaristan, İran, Irak, Özbekistan ve Mısır olarak sıralandı.

PAGEV raporunda plastik işleme makineleri sektörünün başlıca sorunlarına da değinildi. Makine imalat sanayinde yaşanan sıkıntıların plastik işleme makineleri sektörü açısından da geçerli olduğunun altı çizilerek sektör özelindeki sorunlar şu şekilde belirtildi.

Plastik İşleme Makineleri Sektörünün Temel Sorunları

  • Türkiye, plastik işleme makinelerine çok ciddi yatırım yapan bir plastik sektörüne sahiptir. Türkiye, bu alanda dünyanın en önemli pazarlarından biri olmasına rağmen pazarın yaklaşık yüzde 70’ine ithal makineler hâkimdir.
  • Sektörde ciddi bir yer sorunu bulunmaktadır. Makine ve aksam üreticileri genelde fiziksel olarak küçük ve yetersiz mekânlarda faaliyetlerini sürdürmektedir. Daha büyük yerlere geçmek istediklerinde zaten kısıtlı olan işletme sermayelerini yüksek rant içeren toprağa gömmeleri gerekmektedir. Sektör acil olarak organize ve ranttan uzak sanayi arsasına ihtiyaç duymaktadır.  Bu konudaki ihtiyaç Ortaçağ’daki derebeylik sistemi gibi rant üzerine yürüyen yeni model bazı organize sanayi bölgeleri oluşmasına ortam yaratmıştır.
  • Türkiye plastik işleme makineleri dış ticaretinde net ithalatçıdır ve ihraç edilen makinelerin birim fiyatları yüksek katma değer sağlamaktan uzaktır. 
  • Sektörde Ar-Ge, Ür-Ge, endüstriyel tasarım ve ürün geliştirme konularında çalışmalar yetersizdir.
  • Sektörde patent, tescilli marka yatırımları yapılmamaktadır veya yeterli oranda değildir.
  • Sektörün uluslararası teknik mevzuata uyumu yetersizdir.
  • Sektördeki firmaların öz kaynakları ve işletme sermayeleri yetersizdir. 
  • Enerji maliyetleri yüksektir.
  • Sektörün pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetimi konularında gelişime ihtiyacı vardır.
  • Makine ihraç edilen ülkelerde Türk Makine Üreticisi KOBİ’lerinin müşterilerine ortak teknik servis sağlayacağı işbirliklerine gidilmelidir. Bunun için gerekli finansman konusunda İhracatçı Birliği kaynakları seferber edilmelidir.
  • Yerli olarak üretilen makinelerin kamuda alımı sadece yüzde 15’tir. Kamuda yerli olarak üretilen makinelerin alımı artırılmalı gerekiyorsa zorunlu olmalıdır.
  • Haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için piyasa gözetim ve denetiminin daha etkin olması gerekmektedir. 
  • Plastik Makine ve Ekipmanları konusunda uzmanlaşmış sivil toplum kuruluşlarıyla kamu işbirliklerinin arttırılması gerekmektedir.

Popülist söylemler ve kararlar sanayimize ve ülke ekonomisine zarar veriyor

PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, ülke ekonomisine 35 milyar dolarlık katma değer ve 250 binden fazla kişiye istihdam yaratan plastik sanayinin geleceğini gösteren makine ve teçhizat yatırımlarındaki düşüşün devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Plastik makine sektörü yatırımları, sektörün geleceğini göstermesi açısından çok önemlidir. Verimli teknolojiler kullanmalı ve üretmeliyiz ki rekabetçi olalım. Plastikler ekonomik olmasının yanı sıra hafif ve esnek yapısı ile kısa zamanda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. İpekten yumuşak, çelikten sert tipleriyle hayatımızı kolaylaştıran birçok ürüne dönüştüler. Tüm bu özellikleriyle beklentilerin üzerinde büyüyen sektörümüz, bilinçsiz tüketim alışkanlıkları ve geri dönüşümdeki yetersizlikler öne sürülerek yavaşlatılmaya çalışılıyor. Plastiklerin doğaya atılması kabul edilemez ama hayatımızda plastikler kadar iş gören daha iyi bir alternatif de yok. Türkiye plastik sektörü 34 milyar dolarlık üretim kapasitesi ile Avrupa’nın ikinci, dünyanın 6. büyük plastik mamul üreticisi konumunda bulunuyor. 250.000 kişiye doğrudan iş sağlayan bir sektör 12 milyar dolarlık ihracata imza atıyor. Bir malzemeyi değerlendirirken akıl ve bilim ışığında değerlendirme yapmak ve döngüsel ekonomideki yerine bakmak gerekiyor. Popülist söylemler ve kararlar sanayimize ve ülke ekonomisine çok büyük zarar veriyor” dedi.

Plastik işleme makineleri sektörünün başlıca sorunlarına da değinen PAGEV Başkanı Eroğlu: “Makine yatırım malı olduğu için ülke imajı çok büyük önem taşıyor. Türkiye’nin imajını ne kadar yukarıya çıkarırsak makine satışlarımızı da o oranda artırabiliriz. Fakat ne yazık ki 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan ekonomik türbülans bunu zorlaştırıyor. Güven kaybı satışları düşürürken yurtdışı bankalar da leasing sözleşmelerinde sorun çıkarıyor. Bazı makine üreticilerinin ülkemizin yurtdışında yaşadığı imaj sorunu nedeniyle montaj hatlarını Almanya’ya taşımaya başladıklarını görüyoruz ki bu Türkiye açısından istihdam kaybı anlamına geliyor. Gerek kamu gerekse de her birimiz Türkiye’nin imajının savunucuları olarak elbirliğiyle bu imajı daha yukarı taşımak için çalışmalarımızı arttırmamız gerekiyor. Sektörün en büyük sorunlarından biri de şehirlerin hızla büyümesi nedeniyle üreticinin şehirlere sıkışıp kalması. Makine sanayinin büyümesini desteklemek için makine üretimini büyükşehirler dışına taşıyacak ranttan uzak organize sanayi bölgelerinin oluşturulması konusunda adımlar atılması gerekiyor. Makine ve teçhizat yatırımlarında bir diğer önemli sorun ise yüksek elektrik maliyetleri. Teknoloji demek enerji kullanımı demek. Üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizde sanayi için uygulanan yüksek elektrik fiyatları yatırımcıları başka ülkelere kaçırıyor” dedi.

Bardağın dolu tarafı boş tarafını geçsin diye çalışıyoruz

Olumlu bir bakış açısıyla bardağın dolu tarafına bakıldığında ise hacim olarak küçük olmakla birlikte Türkiye’nin thermoform makineleri üretiminde çok iyi bir noktada olduğunu söyleyen Eroğlu; “Thermoform makineleri üretiminde dünya genelinde 9. sıradayız. Bu alanda sadece 10 senede çok hızlı yol kat eden Türkiye plastik sanayimiz için bu bir başarı öyküsüdür. Firmalarımız bu alandaki teknolojileri yakından takip edip üretimlerine entegre ederek başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok pazarında lider durumuna geçti. Biz bardağının dolu kısmının boş kısmına galip gelmesi için tüm gayretimizle çalışmalarımıza devam edeceğiz” diyerek açıklamalarını bitirdi.