Monday, Dec 23rd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home News PAGDER Başkanı Gülsün: Poşet düzenlemesi kullanılarak yapılan algı oyunlarını görüyoruz

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

PAGDER Başkanı Gülsün: Poşet düzenlemesi kullanılarak yapılan algı oyunlarını görüyoruz

Plastik poşetlerin ücretlendirilmesine ilişkin düzenlemeyi bazı lobi çevrelerinin kendi algı oyunları için kullandığını belirten Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “36,5 milyar dolar cirosu olan ve 30’dan fazla sektörü besleyen bir sanayiye kötü çocuk muamelesi yaptıramayız” dedi.

“Plastik Poşet”, Kullan-at toplum düzeninin günah keçisi yapıldı 

Kendi ağırlığından 1.000 kat daha fazla ağırlık taşıyabilen, hafif, hijyenik ve su geçirmez olan plastik poşetlerin kullan-at toplumların sembolü haline getirildiğini ifade eden Selçuk Gülsün, bu nedenle kullanımının azaltılmasına yönelik Avrupa Birliği’nde de düzenlemelerin mevcut olduğunu ancak bizdeki son düzenlemenin AB’deki düzenlemeyle uyuşmadığını belirtti.

Şu çok net: Plastik poşetleri geri dönüştürebiliriz

“Doğaya bırakmak yerine plastik poşetleri geri dönüştürmeliyiz” diyen PAGDER Başkanı: “Yönetimler, hijyenik olmayan file ve bez çantadan çok atık yönetim ve geri dönüşüm sistemlerinin iyileştirilmesine hatta süpermarketler de poşetten kâr elde edeceğine depozitolu sistemleri uygulamaya başlasalar daha efektif olur kanaatindeyiz. Her süpermarket, AB’de uygulanabildiği gibi depozitolu poşet geri dönüşüm kutuları yerleştirsin” dedi.  

Biyobozunur’dan kimsenin haberi yok

“1980’lerden beri dünyada marketlerde kullanıma giren biyobozunur plastik poşetler var, ancak böyle bir gerçek yokmuş gibi hareket ediliyor” şeklinde sözlerine devam eden Gülsün: “Tabii ki arzu edilen plastik poşetlerin geri dönüştürülmesi ancak biyobozunur ürünlerin yasal düzenlemelerde aynı AB’de olduğu gibi ücretlendirilmemesi gerekir” dedi.

Tüm sektörün kötü çocukmuş gibi muamele görmesi kabul edilemez

Selçuk Gülsün ardından şu açıklamalarda bulundu: Plastik işleyicileri 30’dan farklı sektörün verimlilik ve karbon ayak izi azaltma hedeflerine katkı sağlıyor. Otomotiv, medikal, ileri teknoloji içeren plastikler, yeni nesil inşaat malzemeleri, elektrik-elektronik, inovatif ambalaj gibi 30’dan farklı sektör 21. yüzyılın malzemesinden istifade ediyor. Zira bu yüzyılda verimli, ekolojik ve hijyenik bir malzemeden yararlanmayan veya buna duyarsız kalan bir sektör ayakta kalamaz. 

Plastik borular olmasa sıhhi altyapınız çöker. Kablolama olmasa elektrik altyapınız ve internetiniz çöker. Plastik medikal malzemeler olmasa hijyeniniz çöker. Bu çöküş örnekleri saymakla bitmez.

Bu sektör hammadde üreticisi ile, mamul üreticisi ile makine ve ekipman üreticisi ile 7 milyar dolar ihracat hedefliyor bu yıl. Geçen yıl 6,2 milyar dolar doğrudan ihracat yapıldı. Dolaylı ihracat 12 milyar dolar. 7.500 işletmede 330 bin kişi istihdam ediliyor. İşleme kapasitesi olarak Dünya’da yedinci ve Avrupa’da ikinci sırada yer alıyor. Dolayısıyla koskoca sektörü algı oyunları ile karalamaya çalışmak yenilir yutulur bir iş değil. 

Ben bu noktada kamuoyunun bu tür gündeme itibar etmemesini, gerçekleri göz önünde bulundurmasını arzu ediyorum. Kamunun da sağduyu ile imalatçıları dinlemesi gerektiğine inanıyorum. Belli sektörleri etkileyecek düzenleme yapılırken, o sektörün görüşlerine de kulak verilebilmeli. 

Örneğin son poşet düzenlemesinde kanun değişikliği yapıldıktan sonra birçok kere tekrar düzenlemeler yapıldı. Neden? Zira öngörülemeyen, cevabı bilinmeyen konular açıkta bırakılmıştı. Bugün de hali hazırda açıklıklar var. Mesela Avrupa Birliği’nde 15-50 mikron arası plastik poşetler için ücret zorunluyken Türkiye’deki mevzuatta bu neden dikkate alınmıyor, anlaşılır gibi değil. Yine AB’deki yasal düzenleme 200 metrekarenin üzerindeki satış noktalarını kapsıyor. Bizim düzenlemede bu hususta dikkate alınmadı. Yani mahalle esnafından alınacak poşet içinde ücret ödenecek. 

Bu halde mağazada alışveriş yaparken kullandığımız poşetten de devlet gelir elde etmek istiyor o zaman diye düşünüyoruz. Bu kez söz konusu düzenleme çevre hassasiyeti ile mi yoksa gelirlerin arttırılması hassasiyeti ile mi yapıldı soru işaretleri oluşuyor. 

Diğer taraftan toplanacak fonun nasıl değerlendirileceğine, atık yönetim sisteminde ya da geri dönüşüm sistemimizde hangi projelerin devreye alınacağına dair en küçük bilgi yok. İşsiz kalan insanlar, işlemeyen boş kalan makinalar ne olacak, bu projelerden söz eden olmadı. Bu sektörde imalat yapan işletmelere nasıl bir geçiş projesi planlandı bu konuda da bilgi yok. Dolayısıyla, sağduyulu hareket etmekte fayda görüyoruz. Bir düzenleme yapılırken, kervan yolda dizilir anlayışı ile hareket etmek ülkeye fayda değil zarar getiriyor.”