Jelatin Esaslı Gıda Ambalajları
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Giriş
İnsanoğlunun varlığını sürdürebilmesi için sürekli gıda tüketmesi gerekmekte ve artan dünya nüfusu ile birlikte her geçen gün gıda tüketimi de hızla artmaktadır. İstenen kalite ve miktarda gıda üretimi, üretilen gıdaların depolanması, sevkiyatı ve rafta satışa sunulması ise her geçen gün daha fazla titizlik gerektiren uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Gıdaların paketlenmesinde kullanılan geleneksel malzemeler ürün tür ve boyutlarına bağlı olarak metal, kâğıt veya polimer esaslı malzemelerdir.
Neden firmalar PLM'e yatırım yapmalıdır?
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte işletmeler, pazarda günden güne artan rekabetçi ortamlarda kârlılığını sürdürmeye çalışmaktadır. Süreçlerinde müşteri memnuniyeti, inovasyon, verimlilik ve kalite unsurlarını ilk sıralara yerleştirmek durumundadır. PLM (Ürün Yaşam Döngüsü) ürünlerin fikir aşamasından başlayarak, tasarım, üretim, servis ve kullanım ömrü dolduktan sonra bertaraf edilmesi süreçlerini kapsamaktadır. Endüstri 4.0’la birlikte tüketicinin istekleri de değişmekte ve çeşitlenmektedir. Firmaların, günden güne karşılaması zorlaşan bu isteklere karşı esnek olmaları ve adaptasyon yeteneklerini artırmaları gerekmektedir. Organizasyonel süreçlerin alt bileşenlerindeki her verimsiz detay, kalitesizlik ve fazla maliyet olarak geri dönmektedir.
Isıya duyarlı şekil hafızalı polimerler
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Isıya duyarlı şekil hafızalı polimerler (IDŞHP), ısı etkisi ile makroskobik özelliklerini değiştirebilen ve uyarıcı etki ortadan kaldırıldığında geçici şeklinden kalıcı şekline dönebilen akıllı polimerlerdir. Bu çalışmada ısıya duyarlı şekil hafızalı polimerlerin temel özellikleri ve uygulamaları ele alınmıştır.
1.Giriş
Isıya duyarlı akıllı polimerler, sıcaklık değişikliklerine, farklı şekillerde yanıt veren yapılardır. Son zamanlarda en çok çalışılan konulardan birisi olan IDŞHP genellikle biyolojik ve mekanik uygulamalara yöneliktir ve akıllı lifler ve lifsi yapılar, akıllı yüzeyler, sensörler, aktüatörler, akıllı enjekte edilebilen jeller gibi alanlardadır.
4D Baskı Teknolojisi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
3D baskı, imalat endüstrisinde devrim yaratacak bir yöntem haline gelmektedir. Bilgisayar destekli tasarım, katmanlı üretim, imalat ve malzeme bilimi alanındaki önemli ilerlemeler, kendinden montajlı sistemler, kendinden iyileştirme ve malzeme özelliklerinde değişiklik yapma olanaklarını başlatmıştır. Katmanlı üretim geleneksel üretim yollarıyla üretilmesi zor olan karmaşık geometrilerin oluşturulmasına olanak sağlar. 4D baskı üzerine yapılan araştırmalar, fikrin ilk tanıtıldığı 2013 yılından beri, benzeri görülmemiş bir şekilde ilgi odağı olmuştur. 3D baskı teknolojisine dayanır, ancak ilave uyaran ve uyaranlara duyarlı malzemeler gerektirir.
Şekil Hafızalı Polimerler
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Şekil hafızalı polimerler (ŞHP), dış uyarıcıların etkisi ile (ısı, ışık, manyetik alan, elektriksel alan, pH gibi) şekil, renk gibi makroskobik özelliklerini değiştirebilen ve uyarıcı etki ortadan kaldırıldığında geçici şeklinden kalıcı şekline dönebilen akıllı polimerlerdir. Şekil hafızalı polimerler ilk olarak, L.B. Vernon tarafından 1941 yılında yayınlanmış patent ile tanımlanmıştır. Bu patentte yapay diş malzemesi olarak kullanılan metakrilat asit ester reçinesinin “elastik hafıza”sı olduğundan ısıl işlem ile eski haline dönebildiği bildirilmiştir. Polimerlerde şekil hafızası oluşturma süreci uygun bir molekül ağırlığı, net point olarak adlandırılan bağlantı noktaları ve dış etkiye karşı duyarlı fonksiyonel gruplar veya dış etkenlere karşı hassas yapılar gerektirmektedir. Bununla birlikte malzemede elastik şekil değiştirme kapasitesi olmalıdır. ŞHP’lerin limitlerinin, kapasitelerinin ve kullanım olanıklarının belirlenebilmesi için karakterize edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada şekil hafızalı polimerlerin temel özellikleri ve uygulamaları ele alınmıştır.
PLM: Ürün Geliştirme Süreç Yönetimi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
PLM, şirketlerin ürünlerini ilk fikir oluşumundan ürünün kullanım ömrünü tamamladıktan sonraki aşamadan geri dönüşüme kadar geçen yaşam döngüsü boyunca en etkili şekilde yönetme faaliyetidir. PLM, müşteriler ve şirket hissedarları için hem mevcut hem de gelecekteki ürünlerin değerini arttırmayı hedeflemektedir.
PLM; iyi ve açıkça tanımlanmış, belgelenmiş, proaktif ve belirli bir tasarıma göre gerçekleştirilmiş ürünleri yaşam döngüsü boyunca yönetme etkinliği anlamına gelmektedir. Bu sayede şirket ürün maliyetinin azalması, ürün portföyünün değerinin ve üründen elde edilen gelirlerin artması ile belirlenen hedeflere ulaşabilir. Şirketlerin, müşteri beklentilerini karşılayacak şekilde ürüne odaklanmaları gerekir. Sonuçta ürün şirketin gelir kaynağıdır. Ürün yaşam döngüsü boyunca ürünün performansı (finansal ve teknik) üst yönetim tarafından izlenebilmeli ve ürünün şirkete para kazandırdığından emin olunmalıdır.
Yapı uygulamalarında kullanılan polimerler -2-
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Polimerler; hafiflik, dayanıklılık ve istenilen formda şekillendirilebilme gibi özelliklerinden dolayı yapı ve inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, çatı uygulamalarında, dış cephe ve cam kaplamalarda ana ve yardımcı bileşen olarak kullanılan polimerler ve polimerik ürünler incelenmiştir.
1.Giriş
Polimerlerin en yaygın olarak kullanıldığı alanlarından birisi yapı uygulamalarıdır. Bu alanda termoplastikler, termosetler, elastomerler ve bunların karışımları yaygın bir şekilde günlük hayatta karşımıza çıkmaktadır. İyi darbe dayanımı, yüksek tokluk, korozyana karşı dayanım, hafiflik, su geçirmezlik, sızdırmazlık, adhezyon gibi birçok özelliklerinden dolayı polimerler hem çatı uygulamalarında hem de dış cephe ve cam kaplamalarda gerek ana gerekse yardımcı bileşenler olarak kullanılmaktadır.
Plastik ürünlerdeki sağlığa zararlı maddelerin kontrolü ve kısıtlanmasına dair yasal mevzuat
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Sürekli yakın–temas halinde olduğumuz birçok plastik üründe, maalesef insan ve çevre sağlığına zararlı maddeler bulunabilmektedir. Bu sebeple, plastik ürünlerde bulunabilen bazı zararlı maddelere dair yasal kontroller ve kısıtlamalar getirildi. Bu çalışmada, özelliklerde plastik ürünlerin içerebileceği zararlı maddelerin kontrolüne ve kısıtlanmasına ilişkin bazı uluslararası sözleşmeler ve Avrupa Birliği (AB) mevzuatı paralelinde hazırlanmış ulusal mevzuatımız ve standartlar hakkında bilgi verildi. REACH, RoHS/WEEE, Oyuncak Güvenliği, Gıda ile Temas Eden Plastik Madde ve Malzemeler, Ambalaj ve Ambalaj Atıkları’na ilişkin AB mevzuatı üzerinde duruldu.
Anahtar kelimeler: Zararlı madde, kontrol, kısıtlama, mevzuat, REACH, RoHS/WEEE, oyuncak güvenliği, gıda, temas
Polimer işlemede sorun gidermenin temelleri
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
1-Giriş
Diğer malzeme türleri ile karşılaştırıldığında, plastikler en son ortaya çıkan malzeme grupları olmasına karşın özellikleri ve çeşitlilikleri itibariyle çok geniş bir alanda kullanılmaktadırlar. Farklı plastik türlerinin farklı yapı özellikleri nedeniyle işleme parametreleri değişkenlik göstermektedir.
Aynı işleme yöntemi kullanılarak birçok plastik türünün işlenebilmesine karşın, işleme parametrelerine bakıldığında her hammaddenin işleme koşulunun farklı ve kendine özgü olduğu görülmektedir. Hatta bu işleme koşullarının tamamı sadece kullanılan hammaddeye bağlı olarak değil, polimer matrisine katılan katkı, dolgu gibi bütün yardımcıların özellikleriyle de değişmektedir. Polimerlerin bu kadar geniş bir alanda kullanılması ve yapı özelliklerinin bu kadar farklı olması işleme sırasında ortaya çıkan problemlerin de farklılaşmasına sebep olur. İşleme hatalarının giderilmesinde karşımıza çıkan en önemli engel bu çeşitliliktir [1], [2].
Endüstri 4.0’da Bulut Bilişim ve Büyük Veri Analitiği
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Yaşamımızın hemen her alanına girmiş bulunan bilişim teknolojilerinin, hem günlük işlerimizi hem de iş ve eğitim faaliyetlerimizi gerçekleştirmedeki desteği yadsınamayacak derecede önemli bir role sahiptir. Son zamanlarda adını sıkça duymaya başladığımız yenilikçi teknolojilerden biri olan Bulut Teknolojisi (Cloud Computing) de bilişim teknolojileri sektöründe yenilikçi servisler oluşturmaktadır. Çeşitli bilişim uygulama ve servislerin internetteki bir sunucuda (bulutta) bulunup, internete bağlı herhangi bir cihaz ile bu uygulama ve servislerin çalıştırılması olarak tanımlanan “Bulut Teknolojisi” ile altyapı hizmetleri, platform hizmetleri ve yazılım hizmetleri sunulabilmektedir. Bu imkanlar doğrultusunda Endüstri 4.0'ın yapı taşlarından olan büyük veri (bigdata) tanımı endüstride uygulanabilme imkanına sahip olmuştur. Algılama ve karar vermeyi artırmak için verinin analiz sürecinde yenilikçi biçimlere sahip olan hem bir varlık olarak analiz edilebilen hem de süreç olarak tanımlanabilen işlemleri kapsamaktadır. Bu yazıda büyük veriler ve bulut bilişim zorluklarını, büyük verinin kullanım alanlarına değineceğiz.
Anahtar kelimeler: Büyük veri, Bulut bilişim, Endüstri 4.0, PLM
Pazarlamanın geleceğini şekillendiren 10 teknoloji eğilimi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Pazarlamacılar yıllardır dijital yıkımdan bahsediyorlar. Ancak 2019'da dijital teknolojiler, pazarlamayı gerçek bir dönüşüme zorlayacak büyük bir yıkım dalgasını açığa çıkarmaya hazırlanıyor. Yeni dijital teknolojilerin hayatımıza giderek hızlanan girişi, artık pazarlamanın tüm "P"lerini, "C"lerini ve alfabenin geri kalan pazarlama ile ilgili tüm harflerini etkiliyor. Günümüzün modern sihirbazları ya da bir başka deyişle pazarlama uzmanları, bir yandan yeni teknolojileri kullanmada birlikte hareket ederken diğer yandan pazarlama karması ile değil teknoloji karması ile rekabet ediyor. Bu büyük teknolojik yıkım dalgası ile başlayan pazarlamanın geleceği şimdi ve kesinlikle dijital.
Polimerik Köpükler – Köpük Morfolojisi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
ÖZET
Günümüzde üretim alanında faaliyet gösteren sektörlerin verimliliği, çeşitliliği arttırmak ve maliyeti düşürmek adına farklı, kullanışlı, uygulanabilir ve sürdürülebilir ham madde ve ürün geliştirilmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Teknolojinin sınırlarının minimum malzeme tüketimine odaklandığı dünyamızda polimerik malzemeler fonksiyonel malzeme üretimi açısından oldukça avantajlı bir ürün grubunu oluşturmaktadır. Hafiflik özelliği ile öne çıkan polimerik köpükler izolasyon sistemlerinden medikal implantlara kadar farklı birçok alanda kullanılmaktadır. Bunların yanında çeşitli sektörlerin ihtiyacı olarak bilinen artan tokluk, artan termal kararlılık ve ısıl yalıtım gibi özellikleri de içeren polimerik köpük malzemelerin araştırma- geliştirme çalışmaları yeni uygulama alanları yaratmaktadır. Bu özelliklere sahip olmasından dolayı endüstride genellikle polietilen, poliüretan, polivinilklorür, polistiren gibi polimerler kullanılmaktadır. Bu çalışmada polimerik köpük malzemelerin morfolojisi ve köpük morfolojisine etki eden faktörler açısından ele alınmakta ve bu malzemelerin morfoloji analizinde kullanılan yöntemlere değinilmektedir.
Üretim yapan fabrikalardaki üretim hatları izlenebilirliği
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Bu çalışma dünyada yeni gelişmekte olan Endüstri 4.0 kavramıyla birlikte rekabetin küresel boyutta olduğu durumda işletmelerimizin bu süreçte performanslarını sürekli olarak arttırmak zorundadırlar. Üretim yapan işletmelerde ürünlerin ortaya çıkmasında makinelerin performansı büyük ölçüde makinelere bağlı olduğundan bu makine sisteminin bir bilgi sistemi kapsamında izlenilmesi ve ölçülmesi, makinelerde yaşanan üretim kayıplarının ortadan kaldırılması aşamasında büyük önem taşımaktadır. Çalışmada üretim hatlarındaki makinelerin performansını arttırma, hammaddeden son ürün evresine kadarki izlenebilirliği ve bu sayede üretim kayıplarını, yanlış ürün oluşumları ve daha kaliteli ürün oluşturma işlemlerine faydası konu almıştır.
Anahtar kelimeler: İzlenebilirlik, Yazılım, Endüstri 4.0
Yapı uygulamalarında kullanılan polimerler -1-
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Polimerler; hafif ve buna rağmen güçlü bir yapıya sahip olması, dayanıklılığı, tokluğunun iyi olması, uygun maliyet ve bakım giderlerine sahip olması, izolasyon özelliklerinin yüksek olması gibi birçok özelliklerinden dolayı yapı ve inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, zemin kaplamaları, duvar kaplamaları, panjurlar, çitler ve korkuluklarda kullanılan polimerler ele alınmıştır.
1. Giriş
Polimerler; iyi darbe dayanımı, yüksek tokluk, korozyona karşı dayanım, hafiflik gibi birçok özelliklerinden dolayı yapı ve inşaat sektöründe oldukça yaygın ve farklı formlarda kullanılmaktadır. Dünya’da polimer tüketimini yönlendiren sektörlerin başında ambalaj sanayi birinci sırada olup, bunu yapı ve inşaat sanayi izlemektedir [1, 2].
Yeni sürdürülebilirlik yaklaşımı kapımızda
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Dönüşüm rüzgârı Dünya’yı kasıp kavuruyor. Markalar dijital çağa ayak uydurmak için yarışırken adını ilk kez duyduğumuz yeni nesil teknolojiler giderek artan bir hızla hayatımıza giriyor. Peki, “Sürdürülebilirlik” bu dönüşümden nasıl etkileniyor? Dönüşen sürdürülebilirlik hayatımızı nasıl etkileyecek? Orbis Danışmanlık kapımıza dayanan yeni sürdürülebilirlik yaklaşımı ile ilgili tüm soruları cevaplıyor.
2018 yılını dönüşüm yılı ilan eden markalar, dijital çağda bayrak yarışını önde tamamlamak için organizasyonel yapılarını değiştirerek tüm yetkinliklerini artıracak yeni iş yapış şekillerine odaklandılar. AB Komisyonu’nun 2030 İklim ve Çevre Hedefleri’ni açıklaması ile yeniden dikkatleri üzerine toplayan Sürdürülebilirlik konusu da markaları derinden etkileyecek bir dönüşüme başladı.
Hastanelerde elektromanyetik kirlilik yalıtımı
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Gelişen teknolojiyle birlikte; cep telefonları, baz istasyonları, mikrodalga fırınlar, bilgisayarlar, elektronik haberleşme ağları, radyo-televizyon vericileri, askeri savunma sistemleri vb. cihazların kullanımı her geçen gün artmaktadır. Bu artış ile meydana gelen elektromanyetik dalgaların yarattığı kirlilik; ortamda yaşayan canlıların sağlığı başta olmak üzere çalışılan aygıt ve sistemlerde ciddi sorunlara sebep olmaktadır [1].
Elektromanyetik dalga kirliliğinin problem olduğu en önemli yerlerden biri de hastanelerdir. Hastanelerde; yoğun bakım üniteleri, yeni doğan üniteleri, çocuk sağlığı üniteleri gibi bölümlerde bulunan hasta ve ziyaretçiler, yoğun elektromanyetik kirliliğe maruz kalmaktadır. Maruz kalınan elektromanyetik dalgaların; stres, uykusuzluk, migren, cilt problemleri, hafıza kaybı, kilo alımı, lösemi, beyin tümörü, kalp rahatsızlıkları, parkinson, alzheimer, kanser, hamilelerde düşük riski ve erkeklerde sperm azalması gibi birçok soruna sebep olduğu kanıtlanmıştır [2].
Endüstri 4.0’dan Ambalaj 4.0’a doğru
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Dünya’yı saran dijital dönüşüm rüzgârı, pek çok sektörde taşları yerinden oynatmaya başladı. Peki, ambalaj sektörü bu rüzgârdan nasıl etkileniyor? Türkiye Ambalaj sektörü dönüşüm yarışından önde çıkmak için, kompleks tedarik zinciri sistemlerine Nesnelerin İnterneti ve Endüstri 4.0 uygulamalarını nasıl adapte etmeli? Ambalaj sektöründe yoğun bilgi birikimi ve derin tecrübeye sahip Orbis Danışmanlık, tüm bu sorulara yanıt veriyor.
Türkiye Ambalaj sektörü; ileri teknolojisi, ürün çeşitliliği ve yüksek kalitesi ile adından global arenada da söz ettiriyor. Son 7 yıldır devam eden büyümesini 2018’de de sürdüren ambalaj sektörü, seneyi 23 milyar dolar Pazar büyüklüğü ve 4,5 - 5 milyar dolar ihracat ile kapatmayı hedefliyor. Yüksek rekabet gücü ve potansiyeli ile Avrupa ve Asya pazarları başta olmak üzere 180’den fazla ülkeye ihracat yapan sektör, 2023’de de 30 milyar dolarlık Pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat hedefine koşuyor.
Hızla gelişen Poli (Laktik Asit) teknolojisine genel bakış
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Polilaktik asit, birçok uygulama için petrokimya bazlı plastiklere bir alternatif olduğunu kanıtlamaktadır. Yenilenebilir kaynaklardan üretilir ve biyolojik olarak bozunabilir, H2O, CO2 ve humus olarak dekompoze edilebilir. Buna ek olarak, kâğıt kaplama, lifler, filmler ve paketleme dâhil olmak üzere çeşitli uygulamalarda kullanıma olanak sağlayan eşsiz fiziksel özelliklere sahiptir.
Anahtar Kelimeler: Polilaktik asit, PLA, laktit, polimerizasyon, biyobozunur materyal
1. Giriş
Polilaktik asit (PLA) mısır ve şeker pancarı gibi %100 yenilenebilir kaynaklardan elde edilen çok yönlü, biyobozunur, alifatik bir polyesterdir. PLA, çok çeşitli emtia uygulamalarda (ticareti yapılabilen tüm ürünler) büyük umut vaat eden bir malzemedir. Mükemmel malzeme özelliklerine rağmen, ticari canlılığı diğer polimerlere göre nispeten yüksek üretim maliyeti ile sınırlanmıştır. Şimdiye kadar, PLA, petrol bazlı plastiklerin uygulamalardaki yerini alarak büyük bir başarı elde etmiştir ve çoğu biyomedikal uygulamalarda yerini almıştır (1). 1997 yılında yeni bir şirket olan Cargill Dow LLC, üretim maliyetini önemli ölçüde azaltmak ve PLA'yı büyük hacimli bir plastik yapmak amacıyla PLA'nın üretimine ve pazarlamasına odaklanmak için iki büyük şirketi bir araya getirmiştir (2).
Enjeksiyonda kalıplanmış PP ve PP kompozitin birleşme izi özelliklerinin incelenmesi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Yapılan deneysel çalışmada katkılı ve katkısız PP malzemelerin enjeksiyon işleminde oluşan birleşme izlerinin mekanik davranışlara etkileri incelenmiştir. Deneylerde PP ve PP+%30 cam elyaf (CE) malzemeler kullanılmıştır. Çalışmada aynı enjeksiyon kalıbı ile tek girişli-birleşme izsiz daha sonra simetrik çift giriş açılarak birleşme izli çekme ve eğme numuneleri basılmıştır. Malzemeler üç farklı proses sıcaklığında basılmıştır. Kalıpta soğutma işlemi homojen olarak tasarlanmış ve Moldflow programıyla akış analizi yapılmıştır. Birleşme izli ve izsiz numuneler çekme ve eğme deneylerine tabi tutulmuşlardır.
Plastik parçalarda oluşan akış izi probleminin saptanması ve giderilmesi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Günümüz otomotiv endüstrisi, araçların hafifletilerek emisyon değerlerin azaltılması konusunda büyük uğraşlar vermektedir. Araçların hafifletilmesinde, metal parçalar yerine plastik parçalar kullanmak en çok kullanılan yöntemdir. Otomotiv sektöründe kullanılmakta olan plastik parçaların büyük çoğunluğu plastik enjeksiyon yöntemi kullanılarak üretilmektedir. Ancak plastik parçalar üzerinde, plastik enjeksiyon prosesi kaynaklı bazı problemleri vardır ve üretim öncesinde tahmin edilebilmesi yer yer güç olabilir. Plastik parçalarda üretim prosesine bağlı olarak en çok gözlenen problemlerden bir tanesi de plastik akış izleridir. Bu problemin oluşabileceği, oluşması halinde parçanın neresinde ve ne şiddette oluşabileceğini önceden tahmin edebilmek çok zordur. Bu nedenle plastik parça için kalıp imalatı yapılmadan önce, plastik akış simülasyon yazılımları ile olası problemler, bu problemlerin oluşacağı bölgeler ve problemlerin kritiklik seviyeleri önceden saptanarak gerekli önlemlerin önceden alınması, zaman ve maliyet kazancı açısından oldukça önem kazanmıştır. Günümüz otomotiv endüstrisinde, plastik parçalar için akış simülasyon yazılımları kullanımının getirdiği faydalar, gün geçtikçe daha fazla fark edilir olmuş ve bu tür yazılımların kullanım oranı her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmada, plastik parça üzerinde oluşan malzeme akış izlerinin oluşum nedeni Autodesk Moldflow analiz programı ile saptanmış ve çözüm için yapılabilecek tasarım değişiklikleri Autodesk Moldflow analiz programı kullanılarak doğrulanmış ve en uygun çözüm yöntemi saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Otomotiv, Akış İzleri, Plastik, Moldflow
Ürün yaşam döngüsü yönetiminde dijital insan modellemesi
- JACOM_CONTENT_CREATED_DATE_ON
- JACOM_CONTENT_WRITTEN_BY
Özet
Küresel rekabet ve hızla değişen müşteri talepleri, üretim yöntemlerinde ve imalat sistemlerinin konfigürasyonunda büyük değişikliklere neden olmuştur. Ürün ve üretim sistemleri bu talepleri karşılamak için hızla ve sürekli olarak değişmekte ve daha kısa pazar ömrüyle sunulacak ürün versiyonlarının artmasına neden olmaktadır. Geleneksel ürün tasarımı ve üretim planlaması bu son derece dinamik ürün geliştirme döngüleri varyasyonlarının üstesinden gelmek için yetersizdir. Bu geçmişe karşı, sanal ürün ve üretim geliştirme daha da önem kazanmaktadır. Dijital insan modelleme (DHM) araçlarının geliştirilmesi 1960'lı yıllarda başlamış ve kazanılmıştır. Yazılımın içeriği, kullanışlılığı ve problem çözme kabiliyetinde bir iyileşmeye yol açan son yıllarda ivme kazanmaktadır.