Friday, Apr 11th

Last updateFri, 11 Apr 2025 12pm

You are here: Home Article Ürünler

Plastik ürünlerin kimliği dijitalleşiyor

AIMPLASAIMPLAS Plastik Teknoloji Merkezi, Avrupa Birliği’nin pazarlama standartlarına uygun plastik ürünler için zorunlu hale getirilecek dijital pasaport sistemini simüle eden bir dijital totem geliştirdi. Bu sistem, 2025 itibariyle şirketlerin uyum sağlaması gereken bir düzenleme olarak öngörülüyor. Ancak uygulamanın tam yürürlüğe gireceği tarih henüz kesinleşmiş değil.

Geliştirilen dijital çözüm, tüketicilere satın aldıkları ürünler hakkında izlenebilirlik, malzeme yapısı, geri dönüşüm süreci ve karbon ayak izi gibi temel bilgileri sunmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, plastik ürünlerin Avrupa düzenlemelerine uyumluluğunu doğrulayan bir sistem olarak işlev görecek.

Totem, dijital pasaportun nasıl çalışacağını göstermek amacıyla süpermarket dondurma ambalajları, yeniden kullanılabilir kozmetik ambalajları, geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş kalemlikler ve sürdürülebilir alışkanlıkları teşvik eden oyuncak ev örnekleri içeriyor. Bu örnekler, Avrupa Komisyonu’nun Sürdürülebilir Ürünler Ekotasarım Yönetmeliği’ne uygun olarak geliştirildi.

Hassas uygulamalar için TPE çözümleri

ActegaAvrupa Birliği'nde, gıda ile temas eden malzemelere yönelik düzenlemeler giderek sıkılaşıyor. 2004 yılında yürürlüğe giren AB Yönetmeliği 1935/2004 ile başlayan süreç, plastik atıkların kontrol altına alınmasını ve sağlık açısından risk taşıyan maddelerin kullanımının sınırlandırılmasını hedefliyor. 2023 itibarıyla tek kullanımlık ambalaj üreticilerine yeniden kullanılabilir alternatifler sunma zorunluluğu getirilirken, bu kurala uymayan firmalar yaptırımlarla karşılaşıyor. Yılın başında yürürlüğe giren yeni düzenlemeyle ise belirli plastik şişeler ve ambalajlar yasaklandı. Bu yasakların arkasında, uzun süredir tartışılan bisfenol A (BPA) bulunuyor.

BPA, özellikle plastik üretiminde yaygın olarak kullanılan bir kimyasal olup, hormon dengesini bozucu etkileri nedeniyle insan sağlığı için risk teşkil ediyor. 2016 yılında Avrupa Birliği tarafından "insan üremesi için zararlı olabileceği" gerekçesiyle resmen sınıflandırılan BPA, doğurganlık, fetüs gelişimi, obezite, meme kanseri ve çocuklarda davranış bozukluklarıyla ilişkilendiriliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da "endokrin bozucu" olarak tanımlanan bu madde, özellikle PVC üretiminde plastikleştirici olarak kullanılıyor. Ancak, plastik yapıya sıkı şekilde bağlanmadığı için ambalajlardan gıdaya geçme riski bulunuyor. Bu nedenle Avrupa Birliği, gıda ile temas eden ambalajlarda BPA kullanımını yasakladı.

Avient, Nymax™ REC Naylon üretimini İstanbul’a taşıyor

Expansion of Nymax REC to TurkeyMalzeme çözümleri alanında yenilikçi bir şirket olan Avient Corporation, Nymax™ REC Geri Dönüştürülmüş Naylon formülasyonlarının üretiminin İstanbul, Türkiye'ye genişletildiğini duyurdu. Bu adım, Orta Doğu ülkelerindeki müşterilerin sürdürülebilirliği destekleyen REACH uyumlu bu çözümlere daha kolay erişim sağlamasına katkıda bulunacak.

PA6 bazlı Nymax REC formülasyonları, geri dönüştürülmüş tekstiller gibi Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, Yetkilendirilmesi ve Kısıtlanması için Avrupa Birliği düzenlemesi (REACH) tarafından onaylanan ve kayıtlı kaynaklardan elde edilen %20 ila %100 arasında geri dönüştürülmüş içerik barındırıyor. Yüksek mukavemet, dayanıklılık, darbe direnci ve hava koşullarına dayanıklılık gibi özellikleriyle ham naylon sınıflarına eşdeğer performans sunuyor. Ayrıca, kimyasal direnç ve alev geciktirici özellikler kazandırmak için farklı takviyeler, modifiye ediciler ve dolgu maddeleriyle özelleştirilebiliyor.

Avient'te Özel Mühendislik Malzemeleri Küresel Pazarlama Direktörü Matt Mitchell, “Bu ürünlerin İstanbul’da, yerel geri dönüştürülmüş içerik kullanılarak üretilmesi, Türkiye ve Orta Doğu’daki müşterilerimize REACH uyumlu çözümler sunmamızı sağlarken, aynı zamanda bu malzemelerin taşınmasından kaynaklanan çevresel etkiyi azaltmamıza da yardımcı oluyor. Bu adım, sürdürülebilir çözümler sunma konusundaki kararlılığımızı güçlendiriyor ve müşterilerimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını destekliyor” dedi.

Malzemeler, otomotiv, endüstriyel, elektrik ve elektronik sektörleri gibi birçok farklı endüstride kullanılabiliyor. Geri dönüştürülmüş içerik kullanımı, bu formülasyonların ham naylon eşdeğerlerine kıyasla daha düşük Ürün Karbon Ayak İzi (PCF) değerlerine sahip olmasını da sağlıyor. Avient tüm ürünlerinde olduğu gibi, bu malzemeler için de sertifikalı PCF değerleri sunuluyor*.

*PCF değerleri, ISO 14067 standardına uygun olarak TÜV Rheinland tarafından sertifikalandırılmış Avient’in PCF Hesaplayıcısı kullanılarak hesaplanıyor.

Gıda endüstrisi için ambalaj çözümleri

MultifolSÜDPACK, üreticinin soyulabilir üst filmleriyle eşleşen, hem sert hem de esnek filmlerden oluşan geniş bir ısıyla termoform edilebilir alt film yelpazesi sunuyor.

Şirket, dilimlenmiş sosis, jambon veya peynirlerin termoform ambalajlarda sürdürülebilir bir şekilde paketlenmesi için %90'ın üzerinde geri dönüştürülebilirlik sertifikasına sahip PP ve PE bazlı mono-malzeme çözümleri sağlıyor. Şirket tarafından verilen bilgiye göre, bu özel olarak tasarlanmış üst ve alt filmler, soyulabilirlik gibi işlevselliklerin yanı sıra, soğutulmuş raflarda sergileme için yeterli stabiliteyi de sunuyor.

Şirketin malzeme tasarrufu ve geri dönüştürülebilirlik açısından öne çıkan bir diğer yeniliği ise PP ve PE bazlı flow pack ambalajları oluyor. Öne çıkan örneklerden biri, taze kıyma paketleme için geliştirilen “poşet içinde kıyma” çözümü. Geleneksel çözümlerle karşılaştırıldığında, bu geri dönüştürülebilir ambalaj konsepti, malzeme kullanımında %60’a varan tasarruf sağlarken, ürünün karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor. Malzeme azaltılmış olmasına rağmen, SÜDPACK’in sunduğu çözümler gerekli bariyer özellikleri ve maksimum ürün korumasını sağlamaya devam ediyor.

BOBST ve partnerleri Türkiye'de gerçekleşen roadshow etkinliklerinde buluştu

BOBST roadshow etkinlikleriBOBST, önde gelen sektör paydaşlarıyla birlikte Türkiye'de başarılı bir roadshow etkinliği düzenleyerek Esnek Ambalaj ve Etiket sektörleri için en son yeniliklerini sergiledi. Şubat 2024'te İstanbul ve Gaziantep'te düzenlenen iki günlük etkinlik serisi, sürdürülebilirlik odaklı en yeni çözümleri ve dijital teknolojileri keşfetmek üzere Türkiye pazarının dört bir yanından ambalaj sektörü profesyonellerini bir araya getirdi.

BOBST AFMETR Bölgesi İş Direktörü Eric Pavone, “Her iki lokasyondaki güçlü katılım, Türk ambalaj sektörünün inovasyon ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığını yansıtıyor. Ambalaj değer zincirinin dört bir yanından uzmanları bir araya getirerek, işbirliğinin sürdürülebilir etiket ve ambalaj çözümlerinde nasıl ilerleme sağladığını gösterdik. Dahası, BOBST'un gelişimin en ileri noktasında nasıl olduğunu ve bunun müşterilerimiz için neden bu kadar önemli olduğunu da sunma imkânımız oldu” dedi.

Sürdürülebilir yoğurt kapları rPET ile mümkün oluyor

ALPLA rPET AmbalajALPLA, süt ürünleri için geri dönüştürülmüş PET (rPET) malzemeden üretilen ince duvarlı kapları hayata geçiriyor.

Avrupa Birliği, yoğurt, krem peynir, puding, krema ve lor gibi süt ürünlerinin daha çevre dostu ambalajlarla sunulmasını hedefliyor. PPWR (Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliği), 2030 yılından itibaren plastik gıda ambalajlarında asgari oranda geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını zorunlu kılacak. Aksi takdirde yaptırımlar uygulanabilecek. Ancak mevcut PP (polipropilen) ve PS (polistiren) kapların mekanik geri dönüşüm yoluyla gıda ile temasına uygun bir geri dönüştürülmüş malzemesi bulunmuyor. Kimyasal geri dönüşümle elde edilen malzeme, yüksek maliyetli ve enerji yoğun bir süreç gerektiriyor. Bu nedenle geniş çapta kullanım için sürdürülebilir bir çözüm sunmuyor.

ALPLA, bu soruna PET (polietilen tereftalat) bazlı bir çözüm sunuyor. ENGEL, Brink, iPB Printing ve ortak girişim ortağı INTOPACK iş birliğiyle, enjeksiyon kalıplama bölümü ALPLAinject ilk kez geri dönüştürülmüş malzemeden ince duvarlı PET plastik kap üretimini başarıyla gerçekleştirdi. rePETec, yenilikçi teknoloji, kalıplama süreci ve malzeme işleme yöntemlerinin uyum içinde çalışmasını sağlayan bir sistemdir. Tek aşamalı enjeksiyon kalıplama yöntemi, %100’e kadar rPET içeriğiyle tamamen geri dönüştürülebilir ambalaj üretimini mümkün kılıyor. Örneğin, PPWR’nin PET için zorunlu kıldığı %30 geri dönüştürülmüş malzeme oranı kolaylıkla sağlanabiliyor.

Polibak, esnek ambalajda yenilikçi ve sürdürülebilir çözümleriyle öne çıkıyor

Polibak Plastik FilmBakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Polibak, esnek ambalaj sektöründe 30 yılı aşkın tecrübeye ve uzmanlığa sahip “güvenilir bir çözüm ortağı” olarak pazardaki yerini her geçen yıl daha da sağlamlaştırıyor.

Şirket, güçlü AR-GE yatırımları ve geniş teknolojik alt yapıya sahip üretim tesisleriyle müşterilerinin ihtiyaçlarına özel terzi usulü çözümler sunuyor. Özellikle sürdürülebilirlik çalışmalarının ön plana çıktığı günümüzde; geri dönüşüme hazır, mono materyal, çok katlı yapı çözümleri, alüminyum folyonun yerini alabilecek ultra yüksek bariyer metalize, label, beyaz, pearlize, anti fog, metalize filmler gibi onlarca farklı üründen oluşan çok geniş bir BOPP ve CPP film portföyü ile müşterilerine hizmet sunuyor.

5 ayrı BOPP film hattında yıllık 200.000 ton kapasiteye sahip olan Polibak, In Line Coating ünitesi sayesinde 5 katlı, ultra yüksek bariyerli film üretebiliyor. Şirket buna ek olarak, 10.4 metre genişliğinde film üretimi gerçekleştiren 7. Hattı ile birlikte Avrupa pazarında BOPP film üretimindeki 2. büyük kapasite konumuna ulaşmış durumda.

Bak Ambalaj, sürdürülebilirlik odağıyla esnek ambalajda yenilikçi çözümler sunuyor

Bak AmbalajBakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Bak Ambalaj, sürdürülebilirlik odağında attığı adımlar ve çevreci yaklaşımıyla yenilikçi çözümler sunuyor. “Ambalaj, sürdürülebilir ekonomik bir değerdir” felsefesiyle faaliyetlerini şekillendiren şirket, geri dönüştürülebilir ambalaj yapılarıyla sektördeki bilirkişi konumunu güçlendirmeye devam ediyor.

Baskılı esnek ambalaj sektöründe Bakanlık onaylı ilk AR-GE Merkezi’ne sahip olan Bak Ambalaj, "AR-GE 250", Türkiye’nin En Çok AR-GE Harcaması Yapan Şirketler” arasında da yerini alarak sektördeki yenilikçi yaklaşımını ve AR-GE’ye verdiği önemi her sene ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik misyonunu AR-GE çalışmalarıyla destekleyen merkez, sektördeki teknolojik gelişmeleri yakından takip ederken müşteri ihtiyaçları doğrultusunda projelerini şekillendirerek müşterilerine ve pazara farklı çözümler sunuyor.

Uluslararası esnek ambalaj döngüsel ekonomi konsorsiyumu olan CEFLEX’e Türkiye’den ilk üye şirket olma özelliğini de taşıyan Bak Ambalaj, 2010’lu yılların başlarından bu yana sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek yaptığı çalışmaların somut bir çıktısı olan, 2017 yılında piyasaya sunduğu Reborn® Ürün Ailesi ile dikkat çekiyor. Azalt / Dönüştür / Yeniden Kullan yaklaşımıyla ürün portföyünü her geçen gün geliştiren şirket, sektöründe fark yaratıyor.

Bareks, sürdürülebilir ve ileri teknoloji filmleriyle sektöründe fark yaratıyor

Bareks Plastik Film AŞEsnek ambalaj sektöründe dikey entegre iş modelinde 50 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Bakioğlu Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Bareks, 2002 yılındaki kuruluşundan bu yana, yalnızca polietilen film üretimi gerçekleştiriyor ve İzmir’de iki ayrı lokasyonda konumlanan üretim tesisleriyle, dünya çapında bir oyuncu olarak sektöründe ayrışıyor. 5 kıtada 30’dan fazla ülkedeki 120’nin üzerinde müşterisine ayrıcalıklı hizmet sunan şirket, %75’in üzerinde ihracat oranıyla da ülke ekonomisine değer katmanın gururunu yaşıyor.

Bareks Kıdemli Satış Müdürü İbrahim Derebağ, polietilen filmlerin hem genel kullanım alanları hem de güncel pazar dinamiklerine dair şu açıklamaları paylaşıyor: “Günümüzde, gelişen teknoloji ve son kullanıcı talepleri doğrultusunda, polietilen filmlerden, yapışma kuvveti ve mekanik özelliklerinin dışında da doğa dostu ve sürdürülebilir ürün beklentileri sürekli olarak çoğalmaktadır. Beklentileri karşılamak adına; ileri teknoloji ve yüksek ‘know-how’ içeren çevre dostu polietilen film üretimleri ve ‘yeşil ürün’ çözüm önerileri gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle, ambalaj sektöründe, ileri teknolojinin bir sonucu olan, %100 geri dönüştürülebilir mono yapı talepleri, karbon ayak izi azaltma özelliğine sahip ürün talepleri ve geri dönüştürülmüş ürünlerin kullanıldığı film talepleri bu beklentilerin en başında gelmektedir.”

Güvenli olmayan Li-ion pilleri hızlıca tespit edin

Brady Corporation, depolamadaki güvenli olmayan Li-ion pilleri hızlı bir şekilde algılamaya yönelik yeni bir çözüm sunuyor. Saniyede 0,5°C sıcaklık farklarını otomatik olarak ölçümleyebilen çözüm, güvenli olmayan pilleri güvenlik riski oluşturmadan önce izole etmek için gereken doğruluğu ve hızı sağlayabiliyor.

Şirketin sunduğu yeni pil sıcaklığı izleme çözümü 3 bileşenden oluşuyor: Yerleşik sıcaklık sensörlerine sahip kendinden yapışkanlı pilsiz UHF RFID etiketleri, 16 adede kadar antene sahip RFID okuyucular ve özelleştirilebilir bir RFID yazılım platformu.

Kendinden yapışkanlı UHF RFID yerleşik etiketler, hızlı sıcaklık değişimi tespiti için pil hücresi kutularının içine uygulanabiliyor. Alternatif olarak, Li-ion pil tedariği zincirlerinde daha kapsamlı avantajların sağlanması için her pil hücresi Brady´nin metal üzerine uygulanabilen ve yazdırılabilir UHF RFID etiketleri ile etiketlenebiliyor.

RFID antenleri ve okuyucuları her bir saniyede kapsama alanındaki tüm etiketlere ve sensörlere otomatik olarak güç vererek 0,5°C hassasiyetle sıcaklık değerleri alıyor. Her bir sıcaklık değeri ve buna uygun pil depolama konumu RFID yazılım platformu tarafından toplanıyor. Özelleştirilebilen sıcaklık eşik değerlerine ulaşıldığında ise yazılım platformu standart API aracılığıyla üçüncü taraf cihazları tetikliyor.

SABIC, yeni polikarbonat kopolimer reçinelerini piyasaya sürüyor

SABIC, yüksek kimyasal dirence sahip yeni LNP™ ELCRES™ CXL polikarbonat (PC) kopolimer reçinelerini tanıttı. Bu özel malzemeler, mobilite, elektronik, endüstriyel ve altyapı pazarlarındaki müşterilerin, çevresel gerilme çatlamasına (environmental stress cracking - ESC) ve erken arızaya neden olabilecek sert kimyasallara artan maruziyeti ele almalarına yardımcı olmak için son derece uygun bir performans sunuyor. Yeni kopolimer reçineleri, mevcut malzemelere kıyasla daha yüksek kimyasal direnç sağlamanın yanı sıra, düşük sıcaklık darbe dayanımı ve hava koşullarına karşı dayanıklılık gibi özellikleriyle parça dayanıklılığını ve güvenilirliğini artırabiliyor.

SABIC Polymers Özel Ürünler İş Birimi Portföy Stratejisi ve Pazarlama Direktörü Maureen MacDonald-Stein, “Birçok trend, plastik parçaların kimyasallara daha fazla maruz kalmasına katkıda bulunuyor. Pandemi sonrasında temizlikle ilgili endişeler artarak devam etti ve bu durum tüketicileri, akıllı telefon ekranlarından elektrikli araç şarj cihazı tutamaklarına kadar yüzeyleri sık sık dezenfekte etmeye yöneltti. Giyilebilir cihazların artan popülaritesi ve akıllı telefonların sürekli kullanımı, elektronik cihazların cilt yağları, losyonlar ve diğer kişisel bakım ürünleriyle sürekli temas halinde olmasına neden oluyor. Yeni malzemelerimiz, kimyasalların daha agresif hale geldiği ve maruziyetin yoğunlaştığı durumlarda bile parça performansını ve estetiğini korumaya yardımcı oluyor” dedi.

Gerçek döngüsel ekonomi: Yoğurt kabından yoğurt kabına

INEOS Styrolution, yoğurt kabında mekanik olarak geri dönüştürülmüş polistiren içeren ilk projesini başarıyla tamamladığını duyurdu. Bu önemli başarı, değer zinciri boyunca çok sayıda ortağın işbirliğiyle mümkün oldu.

Polistirenin mekanik geri dönüşüm süreci, sıcak yıkama ve ince parçalara ayırma (flake) işlemlerinden (nesne tanıma dahil derin NIR sıralama) eriyik filtrasyonuna ve pelet haline getirmeye kadar çok sayıda aşamadan oluştu.

Bu süreçte kilit nokta, INEOS Styrolution'ın 2022/1616 sayılı AB yönetmeliğine göre yeni bir teknoloji olarak tescil edilmiş olan “süper temiz preses” oldu. Şirket bu süreç ile daha önce, sadece PET şişe geri dönüşümünden bilinen gıda temasına uygun kalitede malzeme üretmeyi başardı.

Şirkete göre bu geri dönüştürülmüş malzeme, geleneksel olarak üretilen polistirenle aynı fiziksel özellikleri taşıyarak, eksiksiz bir döngüsel çözüme olanak sağlıyor. Hem malzeme hem de kaplar üzerinde yoğun kalite kontrolleri gerçekleştirildiği bilgisi veriliyor. Ayrıca, bu yeni teknolojinin Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından değerlendirilmesi için detaylı analizlerin gerektiği ve geri dönüştürülmüş malzemenin çevresel ayak izinin, geleneksel olarak üretilen malzemeye kıyasla önemli ölçüde daha düşük olduğu belirtiliyor.

Geri dönüştürülmüş malzeme içeren kap ve kap renginin kabulü üzerine ilk tüketici testi, Almanya'nın önde gelen süt üreticilerinden biri olan Theo Müller Grubu ile işbirliği içinde 2024 ilkbaharında gerçekleştirildi. Geri dönüştürülmüş polistirenden yapılmış yüzlerce yoğurt kabı dolduruldu ve yeniliği değerlendirmek üzere bir INEOS kantininde gönüllülere sunuldu. Test edenlerin %90'ı ürünü satın alacaklarını belirtmekle kalmadı, aynı zamanda geri dönüştürülmüş bir kabın geleneksel olarak üretilenlerden farklı görünebileceği yönünde geri bildirim de paylaştılar. Örneğin, günümüzün düz beyazından farklı bir renk tamamen kabul edilebilir bulundu.

Yeni proje, rPET kullanarak %100 geri dönüştürülebilir skinpack ambalaj geliştiriyor

Avrupa Birliği'nin Döngüsel Ekonomi Stratejisi, 2030 yılına kadar tüm plastik ambalajların %100 geri dönüştürülebilir olmasını öngörüyor. Bu doğrultuda, İspanya'da yeni düzenlemeler devreye girdi. Şu anda en büyük zorluklardan biri, gıda ambalajlarında geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına getirilen kısıtlamalar. Bu kısıtlamalar, gıda güvenliğini sağlama amacı güdüyor. Örneğin, İspanya'da yalnızca geri dönüştürülmüş polietilen tereftalat (rPET), gıda ambalajlarında kullanılmasına izin verilen tek geri dönüştürülmüş malzeme olarak onaylanmış durumda. Ayrıca, esnek PET ambalajlar, çok katmanlı yapıları nedeniyle geleneksel mekanik geri dönüşüm teknolojileriyle geri dönüştürülemiyor.

AIMPLAS, Plastik Teknoloji Merkezi, Covinil ve Eroski, rPET kullanarak %100 geri dönüştürülebilir esnek skinpack ambalaj geliştirmek için BOTTLE4FLEX Projesi’ni başlattı. Skinpack, ürün etrafında görünmez bir “ikinci kaplama” oluşturarak tüketicilerin ürünün kalitesini daha iyi incelemelerini sağlıyor, böylece 3 boyutlu sunum ve kolay açılabilirlik özelliğiyle alışveriş deneyimini iyileştiriyor. Bu tür ambalajlar, tüketiciler için birinci sınıf ürün görünümü, üreticiler ve dağıtıcılar için ise maliyet etkinliği ve esnekliği sağlıyor. Ancak alan ve nakliye açısından bu kadar popüler ve verimli olmasına rağmen, bu çok katlı ambalajlar geri dönüşüm açısından ciddi zorluklarla karşılaşıyor.

BASF ve araştırma ortakları, plastiklerin mekanik geri dönüşümünü optimize etmek için iş birliği yapıyor

BASF Laboratuvarında bir plastiğin spektroskopik analiziBASF, Endress+Hauser, TechnoCompound ve Bayreuth ile Jena Üniversiteleri ile birlikte, plastiklerin mekanik geri dönüşümünü iyileştirmeye yönelik araştırmalar yürütüyor. Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın (BMBF) finansmanıyla yürütülen SpecReK projesi, geri dönüşüm süreci sırasında plastik atıkların bileşimini güvenilir ve hassas bir şekilde belirlemeyi ve böylece geri dönüştürülmüş plastiklerin kalitesini iyileştirmeyi hedefliyor. Bu amaç, son teknoloji ölçüm tekniklerinin yapay zekâ (AI) ile birleştirilmesiyle gerçekleştirilecek.

Araştırmacılar, geri dönüştürülmüş plastiklerin kimyasal yapısı hakkında bilgi edinmek için malzemenin ışıkla nasıl etkileşime girdiğini yorumlayan spektroskopik yöntemler kullanıyor. Proje ortakları, bu verileri işleme sırasında gerçek zamanlı olarak hangi plastik sınıflarının, katkı maddelerinin ve kirleticilerin malzemede bulunduğunu belirlemek için kullanmak istiyor. Sonraki bir adımda, bir yapay zekâ algoritması ölçüm verilerindeki numuneleri tanıyacak ve geri dönüştürülmüş plastik çıktısının kalitesini artırmak için hangi ek bileşenlerin eklenmesi gerektiğini veya geri dönüşüm sürecinin nasıl uyarlanması gerektiğini önerecek.

Ekstrüzyon kaplama için özel beyaz masterbatch’ler

Tosaf, yüksek işlem sıcaklıkları ve zorlu üretim süreçleri için özel olarak tasarlanmış beyaz masterbatch’lerle sektördeki yeniliklerine devam ediyor.

Şirket tarafından verilen bilgiye göre, üstün ısı stabilitesi sunan ekstrüzyon kaplama beyaz masterbathch’ler, yüksek sıcaklıklarda duman ve koku oluşumunu önemli ölçüde azaltıyor. Bu yenilikçi formülasyon, daha temiz ve sürdürülebilir üretim süreçlerine yönelik değişen endüstri ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Düşük emisyon profili, işyeri güvenliğini artırırken, küresel çapta giderek sıkılaşan çevre düzenlemelerine de uyum sağlıyor.

Çevresel avantajlarının yanı sıra üretim verimliliğini artırarak daha iyi süreç kontrolü sağlayan formülasyonu, atık ve duruş sürelerini azaltarak üreticilerin rekabetçi piyasa koşullarında üretimlerini optimize etmelerine olanak tanıyor.

Burpol, Romanya’dan sonra Fas’ta da şirket kurdu

Plastik atıkları yüksek teknoloji ve yenilikçi yöntemlerle doğaya zarar vermeden dönüştürerek ham madde olarak yeniden üretime kazandıran Burpol Polimer Plastik, alanında dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2024’ün ilk aylarında Romanya’da Burpol Europe SRL firmasını faaliyete geçiren şirket, şimdi de Kuzey Afrika ülkesi Fas’ta Burpol Africa’yı kurarak globalleşme yolunda önemli bir adım daha attı.

Bükreş’te kurdukları Burpol Europe SRL firmasıyla Avrupa’nın önde gelen otomotiv, beyaz eşya ve diğer sektör firmalarına uluslararası standartlara sahip ham madde sunduklarını, bu sayede ihracatlarının arttığını söyleyen Burpol Polimer Plastik Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü İlkay Yıldırım, globalleşme kapsamında ikinci şirketleri olan Burpol Africa’nın da Fas’ta faaliyete geçtiğini bildirdi.

Yatırımcılara sunduğu avantajlarla Fas'ın son dönemde büyük ilgi gördüğünü dile getiren Yıldırım, ülkenin ABD ve AB dahil geniş bir Serbest Ticaret Anlaşması ağına sahip olması nedeniyle yurtdışındaki ikinci şirketlerini Fas’ta açtıklarını kaydetti.

SEM Plastik, çevreci ürünlerle büyüyecek

İstanbul Silivri ve Selimpaşa’da toplamda yaklaşık 30 bin metrekarelik kapalı alanda faaliyetlerini yürüten SEM Plastik, Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı'nda yurt içi ve yurt dışından gelen çok sayıda nitelikli ve kurumsal misafirini ağırladı. 

Son yıllarda sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir ürünlere yatırım yapan şirket, THY'nin de küresel kabin içi ikram kaplarını üretiyor. Sürdürülebilirlik önde tutularak tasarlanan SEM ürünleri, bağımsız sertifikasyon kuruluşları tarafından denetlenerek güven altına alınıyor.

Yeni çevreci ürün alternatiflerini fuarda müşterileri ile buluşturan SEM Plastik, çoklu kullanıma uygun yıkanabilir kahve bardakları (Refill Cups) ile Kahve ve Fast-Food sektörleri için geliştirilmiş olan yeni ürün alternatiflerini de misafirleri ile buluşturdu.

ALPLA, Güney Afrika’da son teknoloji geri dönüşüm tesisi açtı

2025 yılından itibaren, ALPLArecycling birimi yılda 35.000 ton geri dönüştürülmüş PET (rPET) üretecek

ALPLA, Güney Afrika PET geri dönüşüm pazarına giriş yaptı. Yaklaşık bir buçuk yıl süren inşaat sürecinin ardından, ambalaj ve geri dönüşüm uzmanı ALPLA, Ballito’daki modern tesisinin açılışını gerçekleştirdi. Şirket, KwaZulu-Natal eyaletinde yer alan bu yeni tesis için 60 milyon euro yatırım yaptı.

2025 yılından itibaren, ALPLArecycling birimi yılda 35.000 ton geri dönüştürülmüş PET (rPET) üretecek. Bu yüksek kaliteli malzeme, ALPLA’nın Lanseria’daki üretim tesisinde güvenli, uygun maliyetli ve sürdürülebilir plastik ambalajlara dönüştürülecek. 90.000 metrekarelik bir alanda kurulu bu tesis, şirketin Güney Afrika’daki büyümesini hızlandırırken, aynı zamanda yoğun nüfuslu KwaZulu-Natal eyaletine ve iLembe bölgesine ekonomik katkı sağlayacak.

31 Ekim’de düzenlenen açılış töreninde ALPLA Yönetim Kurulu Başkanı Günther Lehner, ALPLArecycling Genel Müdürü Dietmar Marin ve Tesis Müdürü Gerhard Meyringer, Güney Afrika Ticaret, Sanayi ve Rekabet Bakanlığı ile Ormancılık, Balıkçılık ve Çevre Bakanlığı temsilcilerinin yanı sıra, KwaZulu-Natal eyaleti, eThekwini Metropoliten Belediyesi ve iLembe Bölge Belediyesi yetkililerinden oluşan yaklaşık 180 iş ve siyaset dünyası temsilcisini ağırladı. Törene ayrıca Avusturya Büyükelçisi Romana Königsbrun da katıldı.

Yeni nesil hareket kontrolörü

Hareket kontrol ve otomasyon sistemlerinde faaliyet gösteren Kollmorgen, yeni PCMM2G programlanabilir hareket kontrolörünü piyasaya sürdüğünü duyurdu. Şirket tarafından son derece ölçeklenebilir olarak tanımlanan kontrolör, Kollmorgen Automation Suite tabanlı sistemlerin yanı sıra üçüncü taraf cihazlara da basit entegrasyon sunuyor. Ayrıca bağımsız makinelerden karmaşık modüler otomasyon sistemlerine kadar her şeye yeni yetenekler ve büyük ölçüde artırılmış performans sağlayabiliyor.

Şirketin önceki nesil kontrolleri ile uyumlu olan PCMM2G’nin, daha fazla esneklik ve 1,5-3,5 kat daha hızlı fieldbus döngü hızı sayesinde basit bir geçiş yolu sunduğu belirtiliyor. Ayrıca, performansı ve kullanım kolaylığını artırırken çoğu üçüncü taraf otomasyon sistemini de desteklediği ifade ediliyor.

Şirketin yeni kontrolörü, yüksek döngü süreleri sağlayan 1,5 GHz dört çekirdekli işlemciye dayanıyor. Küçük, basit makine modüllerinden, S-eğrisi ve diğer karmaşık hareketler de dâhil olmak üzere 64 eksene kadar senkronize yol hareketine sahip yüksek karmaşıklıktaki otomasyon ortamlarını desteklediği verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

PCMM2G kontrolör ayrıca 16 GB dahili flash bellek, altı dijital giriş, iki dijital çıkış, entegre fonksiyonel güvenlik modülleri ve yerleşik bir insan-makine arayüz paneli içeriyor.

Sorunsuz entegrasyon

100BASE-T bağlantısı, çoğu sistemle hızlı entegrasyon için UDP, HTTP, Modbus®, Ethernet/IP ve PROFINET®'i destekliyor. Çift Ethernet portu, endüstriyel bir ağa bağlıyken sistem yapılandırmasına izin veriyor. Pil yedeklemeli kesintisiz bir gerçek zamanlı saat ve ağ zaman protokolü (NTP) aracılığıyla harici bir zaman tutma sunucusu desteği, tüm eksenlerde hassas zamanlama ve senkronizasyon sağlıyor.

Ürün Yönetimi Kıdemli Direktörü Chris Cooper, "İster Kollmorgen Automation Suite müşterisi olun, ister üçüncü taraf hareket bileşenlerinin performansını en üst düzeye çıkarmak istiyor olun, yeni nesil PCMM2G sizin için tasarlandı. Son derece hızlı ve güçlü. Tam özellikli ve çok yönlüdür. Ayrıca, küçük basit makinelerden, büyük ve son derece karmaşık ortamlara kadar hemen her endüstriyel uygulamaya gelişmiş otomasyon yetenekleri kazandırmanın kolay bir yoludur" açıklamalarında bulunuyor.

TPE, geri dönüştürülmüş içerik ile buluşuyor

Lightweight serisinin genişletilmesiyle KRAIBURG TPE, yapı sektörü için hafif malzeme geliştirmede yeni bir dönüm noktasına ulaştı

2010'ların sonlarında KRAIBURG TPE, uygulamaya özgü çok hafif termoplastik elastomerler üretmeyi mümkün kılan bir teknoloji geliştirdi. Bu teknoloji, belirgin şekilde düşük genel malzeme yoğunluğuna sahip olan, yüksek esneklik ve yumuşaklık ile karakterize edilen plastik uyumlu bileşenlerin üretilmesini sağlayan 3M™ Glass Bubbles'ın kullanımına dayanıyordu. 2020 ilkbaharında piyasaya sürülen ve yeni geliştirilen Lightweight serisi TPE'ler başarılı olduklarını kanıtladılar. Bunun başlıca nedeni, bu bileşiklerin otomotiv üreticilerinin yanı sıra havacılık ve elektrikli aletler veya spor ve eğlence endüstrisi gibi diğer sektörlerdeki üreticilerin etkili hafif çözümlere yönelik mevcut talebini kapsamlı bir şekilde karşılamasıydı.

Yeni geliştirilen THERMOLAST® R bileşikleri, mevcut seriyle neredeyse aynı malzeme özelliklerine sahip ve bu özellikleri %10 ila %60 oranında geri dönüştürülmüş içerikle birleştiriyor. TPE'lerin bu avantajları, tüketici sonrası kaynaklardan elde edilen kaynak tasarrufu sağlayan geri dönüştürülmüş ham maddelerle destekleniyor. Bu durum, bileşiklerin ürün karbon ayak izinin (PCF) azaltılmasını sağlıyor ve dolayısıyla plastik işleme şirketlerinin sürdürülebilirlik ve iklim hedefleri üzerinde olumlu bir etki yaratabiliyor.

BASF yeni Elastollan® 1400 TPU serisini tanıtıyor

BASF, yeni bir eter bazlı termoplastik poliüretan olan Elastollan® 1400'ü piyasaya sürüyor. Bu yeni TPU serisinin, hidroliz ve mikrop direnci özellikleri sayesinde istikrarlı işleme davranışını iyi sıkıştırma seti özellikleriyle birleştirdiği belirtiliyor. Malzeme, göze çarpan patlama basıncı performansı sunuyor, ekstrüzyon ve enjeksiyon kalıplama ile işlenebiliyor. Yapılan açıklamada ayrıca yeni malzemenin yaşlanma stabilitesinin, uzun süreli performans sağlayarak çeşitli uygulamalar için çok yönlü bir seçenek sunacağı ifade ediliyor.

Üstün mekanik özelliklere sahip gelişmiş malzeme teknolojisi

Hidroliz direnci ve üstün mekanik özellikler gibi temel avantajlar, Elastollan® 1400'ü ulaşım, endüstriyel üretim ve ayakkabı gibi çeşitli endüstriler için ideal bir seçim haline getiriyor. Ray pedleri, kablo kaplamaları, borular ve hortumlar, profiller, dişli çarklar veya ayakkabı tabanları gibi uygulamalarda, yeni sınıflar güvenilirlik ve uzun süreli performans sunuyor.

Ayakkabı endüstrisi için üstün ıslak kayma direnci, artırılmış güvenlik ve konfor sağladığı için önemli bir avantaj sağlıyor. 1400 serisi, ayrı bir cam geçiş sıcaklığından (Tg) ve genişletilmiş bir viskoelastik düzeyden kaynaklanan dinamik özellikler sunuyor. Bu özelliklerin ise, geliştirilmiş boyutsal stabilite ve geniş bir termal uygulama aralığına katkıda bulunulacağı belirtiliyor.