Geri dönüşüm uzun vadede verimli ve ekonomik yatırımdır
Plastik geri dönüşüm ekipmanları sektöründe ülkemizde lider üretici olmanın getirdiği sorumluluk ve çeyrek yüzyılı aşan tecrübesi ile faaliyet gösteren İnan Plastik günümüzün standart veya en zorlayıcı plastik geri dönüşüm ihtiyaçlarına ekonomik, güvenilir, kolay uygulanabilir ve farklı durumlara uyum sağlayabilir mühendislik çözümleri getirmeyi hedeflemektedir. Makine ve ekipmanlarıyla sektörün önemli firmalarından biri olan İnan Plastik Satış Pazarlama Müdürü Sayın Zuhal Oba ile sektörü, geri dönüşümde teknolojinin geldiği son noktayı ve İnan Plastik firmasını konuştuk. Sizleri rportajımızla baş başa bırakıyoruz.
Firmanız hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Kuruluş aşaması ve bugün geldiği nokta hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Şirketimiz 1991 yılında geri dönüşüm konusunda plastik kırma makinalarının üretimiyle başlamış sonrasında yine geri dönüşüm sektörüne yönelik mikronize, ekstruder ve komple anahtar teslimi PET, PP ve PE Geri Dönüşüm hatlarının da üretimini gerçekleştirmektedir.
Buna paralel olarak şirketimizde 2014 yılı içinde yatırım faaliyetlerine hız verip, yüksek teknoloji ve üretim kapasitesine sahip yurtdışından ithal ettiği CNC Tezgahları ile Çorlu Velimeşe Organize Sanayi bölgesinde 8500 metrekare kapalı alanı olan yeni üretim tesislerimizi faaliyete geçirerek mevcut üretim kapasitemizi arttırdık.
Makine çeşitleriniz nelerdir? Makinelerinizin, hız, verimlilik ve enerji tasarrufu gibi özelliklerinden bahseder misiniz?
Plastik Geri Dönüşüm Sektöründe kullanılan
Düşük, orta ve yüksek kapasiteye sahip Kırma Makinaları
Parçalama (Shredder) Makineleri
Mikronize Makineleri
Ekstruder Makineleri
Termoform Makineleri
B,PE,PP ve PET Geri dönüşüm ve yıkama hatları
Makineleriniz arasında en fazla rağbet gören hangisidir?
En fazla rağbet gören makine segmenti Kırma ve Parçalama (Shredder) Makinalarıdır.
En son üretmiş olduğunuz makineler nelerdir, bu makineler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Son olarak yurtdışında montajı tamamlanan 2000 kg/saat kapasiteli Pet Şişe Geri Dönüşüm hattı ve müstakil Kırma, Mikronize ve Shredder Makinalarıdır.
İhracat yaptığınız ülkeler hangileri?
Rusya, Ukrayna, Estonya, Beyaz Rusya, Ermenistan, Türkmenistan, Hindistan, Tayland, Katar, Suudi Arabistan, İran, Irak, Kazakistan, Azerbeycan, Özbekistan vb.Asya ülkeleri, Cezayir, Fas, Mısır, Libya, Etiyopya, Moritanya, Mozambik, Senegal, Güney Afrika Cumhuriyeti vb. Afrika ülkeleri, Almanya, İngiltere, İrlanda,
Norveç, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Mokedonya, Yunanistan, Bosna Hersek, İtalya, İspanya, Fransa vb. Avrupa ülkeleri ile Kanada, ABD ve Avustralya ülkelerine ihracat yapmaktadır.
Biraz da üretim sahanızdan bahsedebilir miyiz? Üretim tesisleriniz nerede bulunuyor? Tesisleriniz, istihdam profiliniz ve sahip olduğunuz kalite belgeleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Üretmiş olduğumuz makine ve üretim hatları her türlü plastik malzemenin boyutunun küçültülmesi ve geri kazanılması yönünde katma değer yaratmakta ekonomiye katkı sağlamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler doğal kaynaklarından maksimum düzeyde yararlanması için geri dönüşüme büyük önem vermeleri gerekmektedir. Bunun için devletlerin yeterli yasal altyapılarla yatırımların önünü açmalıdır. Ülkemizde ise atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü hem özel sektörün hem de yerel yönetimlerin katkılarıyla 5 milyar Euro’luk bir pazar haline gelmiş durumdadır.
Üretim Tesislerimiz Çorlu Velimeşe Organize Sanayi bölgesinde bulunmaktadır.50si mavi, 16sı beyaz yakalı olmak üzere 66 kişilik bir ekibe sahip bulunuyoruz. ISO 9001:2007/30339 kalite, CE ve PT belgelerine sahibiz.
Piyasadaki konumunuzu nasıl buluyorsunuz? Pazar geliştirme için faaliyetleriniz neler?
Sektörde 24. yılımızı doldurmuş bulunmaktayız. İlk olarak geri dönüşüm sektöründe yerimizi aldığımız günden bu güne kadar, ticari olarak faaliyet gösterdiğimiz süre boyunca, plastik malzemelerin geri dönüşümün her noktasında ürünleri iyi şekilde çeşitlerine göre işleyerek hammadde olarak üreticiye kazandıran makinaları üreten belli başlı firmalardan birisiyiz. Geri dönüşümünün ülkemizdeki büyüme hızı ve teknolojinin geldiği nokta biz bu günlere kadar yenilikçi ve kaliteyi sürekli olarak yükseltmemizi ve şu anki konumumuza gelmemizi sağladı.
Ülkemizde geri dönüşüm makinaları üretimi hızla gelişmekte ve artmaktadır. Bizler de gelişen teknoloji ile birlikte hem AR-GE departmanımızla yeni sistemleri makinalarımıza modifiye etmekte hem de bu yenilikleri üretimimize yansıtmaktayız. Üretimimizin %70’ni yurtdışına ihraç ettiğimizden pazar geliştirme faaliyetlerimizi özellikle yurtdışı fuar organizasyonlarına katılım ile sürdürüyoruz.
Geri dönüşümün doğaya ve ekonomiye katkısı yadsınamaz. Bu anlamda ülkemizde geri dönüşüm teknolojilerini geldiği son noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Doğal kaynakların sınırsız olmadığı günümüzde bu kaynakların doğru şekilde kullanılmaması gelecekte tükenmesine sebep olacaktır. Bu durum göz önüne alındığında yapılan çalışmaların en önemlilerinden biri de geri kazanımdır. Bu şekilde üreticiler ve ülkemiz kaynak israfını önleyecek, ortaya çıkabilecek enerji krizleri ile baş edebilmek için atıkların geri dönüştürülmesi ve tekrar kullanılması için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Geri dönüşüm uzun vadede verimli ve ekonomik yatırımdır. Hammaddenin azalması ve doğal kaynakların hızla tükenmesi sonucunda ekonomik problemler ortaya çıkabilmektedir. Geri dönüşümün bu noktada ekonomi üzerinde olumlu etkileri olabilmektedir. Enerji ve Doğal Kaynakların tüketiminin azaltılması ülke ekonomisi için de büyük önem arz etmektedir. Ayrıca dışarıya bağımlı olduğumuz petrol gibi hammaddelerin tüketiminin azalması sonucu paramız yurt içinde kalmakta ve ekonomimiz daha iyiye gitmektedir.
Geri dönüşümün uygulanması ile çöplere giden atık miktarında azalma sağlanarak, bu atıkların taşınması ve depolanması işlemleri için daha az miktarda alan ve enerji kullanılmış olur. Evsel atıkların yaklaşık yoğunluğu 0,6 kg/m3 iken, ambalaj atıklarının yoğunluğunun yaklaşık 0,3 kg/m3 olduğu görülmektedir. Evsel atıklar için bu azalma ağırlık olarak fazla olmamakla birlikte, hacimsel olarak bakıldığında oldukça önemli bir oran teşkil etmektedir. Yapılan toplama operasyonlarında evsel atıklar yaklaşık %75-80 oranında sıkıştırılabilirken, ambalaj atıklarında bu oranın yaklaşık %25 olduğu tespit edilmiştir. Ambalaj atıklarını geri kazanılması ile daha fazla evsel atık toplama araçlarında toplanabilmekte, bu durumda toplama ve taşıma maliyetlerini düşürmektedir. Depolama sahalarına daha az gideceğinden, çok yüksek maliyetlerle inşa edilen depolama alanları daha uzun sürelerle kullanılabilmektedir. Küresel ısınma ve doğal kaynakların hızla tükenmesi herkesi alternatif arayışlara itti. Tüm dünyada geri dönüşüm seferberliği yaşanıyor. Ülkemiz bu noktada Avrupa’ya oranla geride gözükse de özel sektörde geri dönüşüm giderek büyüyerek yerini almaktadır. Giderek yaygınlaşan geri dönüşüm uygulaması hem çevre kirliliğini önlüyor hem doğal kaynakların tüketimini azaltıyor hem de ekonomik anlamda büyük tasarruf sağlıyor.
Sektör ile ilgili Avrupa ve Dünya’daki gelişmeleri nasıl buluyorsunuz?
Makine imalat sektörü, Gümrük Birliği sürecinin ve ekonomik krizlerin olumsuz koşullarına karşın belirli bir büyüme ve katma değer artış göstermiştir. Öncelikle bazı alt sektörlerin ihracatı hızla artmıştır. Ancak rekabet gücünü sağlayan makine direktifleri, CE belgeleri, akreditasyonu gerektiren belgeleme faktörüne sektör firmaları önem vermelidir.
Gelişmiş ülkelerin ihracatlarının %20’si makine sektörü tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye’nin 2023 yılında ihracat hedefi olan 500 milyar dolara ulaşması makine sektörü olmadan geçekleştirilmesi mümkün değildir. Makine yatırımları sabit sermaye yatırımlarının en önemli alt unsurunu oluşturmaktadır. Sermaye yatırımları ile makine yatırımları arasında da mutlak büyüklük itibariyle yakın ilişki bulunmaktadır. Sabit sermaye yatırımlarının artışı ile makine yatırımlarının da arttırmakta ve her ikisinin ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır. Son 18 yıldır gerek dünya gerekse de Türkiye makine ihracatının düzenli olarak arttığı görülmektedir. Rakamlarla ifade etmek gerekirse 1990 yılında dünya makine ihracatı 352 milyar dolar iken Türkiye’nin makine ihracatı 183 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2000yılında dünyanın makine ihracatı 596milyar dolar iken bu rakam ülkemizde 1milyar 239 milyon dolar oldu. 2008 yılında ise dünya makine ihracatı yaklaşık 1,5trilyon dolara çıkarken, ülkemiz makine ihracatı 8,5 milyar dolara ulaşmıştır.
Özellikle 2023 hedefimiz olan 100 milyar dolar makina ihracatı için son beş yıldır dünya ekonomisindeki gelişmeler dikkate alındığında, çok daha objektif başta insan kaynağı olmak üzere diğer kaynaklarımızın yönetimiyle ancak bu hedefimizin gerçekleşebileceğini veya bu hedefe yaklaşabileceğimizi dikkate almalıyız. İmalat sektörüne genç kuşakların dikkatini çekebilmeli ve sürdürülebilirlik için sektörümüzü yatırımcılar için dikkat çekici kılacak şartlara kavuşturmalıyız. Birbirine bağlı olarak insan kaynağımızın ve dolayısıyla makina imalat sektörümüzün katma değerini artırmadan 2023 hedeflerini tutturmayı bırakın, yanına bile yanaşamayız. Birkaç aylık yakın geleceğe odaklanmayıp, uzun vadeli ve stratejik düşünmeliyiz.
Sizce Türkiye’de sektörle ilgili ne türlü çalışmalar yapılmalı? Siz firma olarak bu süreç için neler yapıyorsunuz?
Makine imalat sektöründe genel olarak orta-ileri teknoloji düzeyi hakimdir. Ancak yönetim teknolojileri ile pazarlama, satış sonrası hizmetlerindeki gelişim rekabet gücünü büyük çapta etkilemektedir. Dolayısıyla sektör yalnızca üretim teknolojilerini esas alan bir gelişmeyi değil,sektörü bütünüyle yapılandıracak yönetim ve pazarlama tekniklerini de göz önüne almak zorundadır.
Nitelikli eleman, finans, yurt dışı ülkelerde pazara erişimde vize ve ihracatta finansman gibi diğer ihracatçı sektörlerin yaşadığı sorunlar doğal olarak sektörümüzde de var. Berberden bile dükkân açacağı zaman ustalık belgesi istenirken, her isteyen makina imalatçısıyım diyebiliyor ve yarattığı haksız rekabet sonrasında kısa süre içinde piyasadan çıkabiliyor. Sermayenin boş yere harcandığı ve haksız rekabete zemin oluşturan bir ortam oluşuyor. Bu durum yıllarını bu sektörde harcamış, kurumsallaşmış firmalara karşı fiyat temelli ciddi haksız rekabet olmasına neden olarak herkesin diline pelesenk olan inovasyon için temel olan Ar-Ge çalışmalarına gerekli karlılığın sağlanması için firma bazında ölçek ekonomisi oluşturulamıyor. OSB’ler de arsa fiyatlarının aşırı yüksek olması, gayrimenkul sektörü kazançlarının makina imalat sanayine göre daha çekici kılan piyasa şartları, elinde hazır parası olan sanayiciyi bile makina imalat sektörü dışı alanlarda yatırıma çekmektedir. Bu ülkenin yüz ölçümü bellidir yani sınırlıdır. Sürdürülebilir olarak sınırsız kılabileceğimiz en önemli değer insan kaynağımızın sağlayabileceği katma değerdir. Bunun içinde sadece kendi sektörümüzde değil, genel olarak insan kaynağımızın katma değer yaratabilme kapasitesini ciddi olarak artırmamız gereklidir.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Makine imalat sektöründe genel olarak orta-ileri teknoloji düzeyi hâkimdir. Ancak yönetim teknolojileri ile pazarlama, satış sonrası hizmetlerindeki gelişim rekabet gücünü büyük çapta etkilemektedir. Dolayısıyla sektör yalnızca üretim teknolojilerini esas alan bir gelişmeyi değil, sektörü bütünüyle yapılandıracak yönetim ve pazarlama tekniklerini de göz önüne almak zorundadır.
Nitelikli eleman, finans, yurt dışı ülkelerde pazara erişimde vize ve ihracatta finansman gibi diğer ihracatçı sektörlerin yaşadığı sorunlar doğal olarak sektörümüzde de var. Berberden bile dükkan açacağı zaman ustalık belgesi istenirken, her isteyen makina imalatçısıyım diyebiliyor ve yarattığı haksız rekabet sonrasında kısa süre içinde piyasadan çıkabiliyor. Sermayenin boş yere harcandığı ve haksız rekabete zemin oluşturan bir ortam oluşuyor. Bu durum yıllarını bu sektörde harcamış, kurumsallaşmış firmalara karşı fiyat temelli ciddi haksız rekabet olmasına neden olarak herkesin diline pelesenk olan inovasyon için temel olan Ar-Ge çalışmalarına gerekli karlılığın sağlanması için firma bazında ölçek ekonomisi oluşturulamıyor. OSB’ler de arsa fiyatlarının aşırı yüksek olması, gayrimenkul sektörü kazançlarının makina imalat sanayine göre daha çekici kılan piyasa şartları, elinde hazır parası olan sanayiciyi bile makina imalat sektörü dışı alanlarda yatırıma çekmektedir. Bu ülkenin yüz ölçümü bellidir yani sınırlıdır. Sürdürülebilir olarak sınırsız kılabileceğimiz en önemli değer insan kaynağımızın sağlayabileceği katma değerdir. Bunun içinde sadece kendi sektörümüzde değil, genel olarak insan kaynağımızın katma değer yaratabilme kapasitesini ciddi olarak artırmamız gereklidir.
Zuhal Oba
İnan Plastik Satış Pazarlama Müdürü