Sunday, Dec 22nd

Last updateFri, 13 Dec 2024 12pm

You are here: Home News Röportaj Orego Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. Pazarlama Müdürü İnanç Pestil

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Orego Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. Pazarlama Müdürü İnanç Pestil

Orego Ambalaj enerji ihtiyacının %25’ini güneş enerjisi ile karşılıyor

2008 yılında bir aile şirketi olarak %100 yerli sermaye ile kurulan Orego Ambalaj, 35.000 m2’lik alan üzerine kurulu üretim tesisinde en yeni teknolojileri bünyesine dahil ederek, gıda endüstrisi, yemek servisi sektörleri için yüksek performanslı, gıdayı koruyan, müşteri alımını teşvik eden plastik ve kağıt ambalajların tasarımı, üretimi ve pazarlaması konularında hizmet veriyor. Geniş ürün yelpazesiyle Avrupa başta olmak üzere 50’ye yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Müşterilerine yüksek kalitede ürünler sunan Orego, sahip olduğu BRCGS Packaging, SEDEX, ISO 9001- 2015 ve FSC belgeleri ile “her zaman en iyisi” prensibi ile güvenden ödün vermeden çalışmalarına devam ediyor.

Orego Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. Pazarlama Müdürü İnanç Pestil ile bir araya gelerek günümüzde ambalaj ve sürdürülebilirlik konularına değindiğimiz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Ambalajın ticari hayatta değişimini nasıl değerlendirirsiniz?

Ambalajın ticari hayatta üç rolü olmuştur: koruma, teşvik etme ve performans. Korumayla birlikte, ürünleri müşterilere ulaştırma ya da dağıtım kanalları değiştikçe tutundurmayla ilgili ihtiyaçlar da gelişti ve yeni gelişmeler görmeye devam ediyoruz. Tüketicilerin değişen beklentileriyle beraber ambalajın ürün tutundurma rolü giderek önem kazanmakta ve müşterilerimizin satışlarını artırmalarına yardımcı olmaktadır. Ancak en büyük değişiklikler performansla ilgili ve önümüzdeki yıllarda performans ile ilgili gelişmeler devam edecek.

Ambalaj performansı günümüzde nasıl gelişiyor?

Birincisi, Sürdürülebilirlik. Müşterilerimize sunduklarımızın çok daha önemli bir yönüdür. Günümüzde aktivist olma zorunluluğu olan markalar, yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir kaynaklardan üretilmiş ambalajları tercih etmektedir. Müşteriler ayrıca daha az malzeme içeren ambalajları da takdir ediyor. Bu değişiklikler, ambalajın sürdürülebilirliği teşvik etmedeki rolünü yerine getirmesine yardımcı olmaktadır.

İkincisi; Ambalajın taşıma performansı. Özellikle büyük partiler halinde sevkiyatta sahip olduğu pratik imkanlar yanında esaslı ölçüde ekonomik imkanlar yaratması açısından da önemlidir. Taşıma fonksiyonu kendisini mamulün mekân faydasını arttırmada göstermektedir. Mekân boyutunda sağladığı performansla ambalajlı ürünlerin uygun yerde satılmasına olanak vermektedir.

Üçüncüsü; Depolama kolaylığı sağlama ambalajın bir diğer özelliğidir. Ambalaj olmasaydı, ürünleri depolama ve sonra fiziksel dağıtıma tabi tutarak tüketiciye iletmek mümkün olmazdı. Depolama olanağı bu noktada satışa uygun yer ve zamanda dağıtım olanağını beraberinde getirmektedir.

Performansın diğer bir kısmı, ürünleri korumak ve tanıtmaktan çok daha fazlasını yapmasına izin veren, ambalajın içine yerleştirilmiş yeni teknolojilerle ilgilidir. Örneğin tüketiciler bazı paketlerdeki etiketleri okutarak ürünler hakkında bilgi alabilirler.

Bu başka bir soruyu gündeme getiriyor. Sürdürülebilirlik konusundaki yeni vurgu esas olarak müşterilerinizden mi geliyor, yoksa asıl itici gücü tüketiciler mi sağlıyor?

Bence tüketiciler tarafından yönlendiriliyor. Tüketicinin kendisine sorduğu şu soru “Bireysel satın alma kararlarım ile çevreye yardımcı olmak için ne yapabilirim?” ambalaj sektörünü de yeniden şekillendirmektedir. Bu erdemli döngü içerisinde özellikle gıda ambalajları için tüketicinin geri dönüştürülebilir kaynaklar kullanarak üretim yapılan gıdaya temas edebilir ambalajlar ile geri dönüşümden üretilmiş gıdaya temas etmemesi gereken ambalajları ayırt edebilmesi gerekmektedir. OREGO olarak bu konunun ancak kavramların net bir şekilde tanımlanması ve devlet regülasyonlarının devreye girmesi ile çözüleceğine inanıyoruz.

Şirketiniz sürdürülebilirliği artırmak için ne yapıyor?

OREGO olarak sürdürülebilirliğe çok bağlıyız. Çalışanlarımıza, faaliyet gösterdiğimiz topluluklar da dahil olmak üzere çevre üzerinde olumlu bir etki yapma fırsatları vermeye odaklanıyoruz. Üretimlerimizi %100 geri dönüşebilir ham maddeler kullanarak gerçekleştiriyoruz. Belirli sürdürülebilirlik hedeflerimiz var ve ilerlememizi yakından takip ediyoruz.

Harika bir Ar-Ge birimimiz var ve yeni keşifler ile sürdürülebilir ambalaj tasarlamamıza önemli katkı veriyor. Farklı pazarlarda faaliyet gösteren markalara bu sayede hizmet vermemize olanak sağlıyorlar.

Ayrıca OREGO bu yıl yatırımını tamamladığı yenilenebilir enerji ile üretiminde kullandığı enerjinin %25’ ini güneş enerjisi ile karşılamaktadır. Bu gururu sizin aracılığınız ile sektöre bildirmekten mutluluk duyuyoruz. Yenilenebilir enerjinin üretimdeki payının artması için ilave yatırımlar yapmaya devam edeceğiz.

Röportaj öncesinde sizinle konuşurken “Fırsatları hazır olanlar yakalar” ifadesini kullanmayı sevdiğinizi fark ettim. Bu ifade ile neyi kastetmek istediğinizden biraz bahseder misiniz?

Hazırsanız, ortaya çıktıklarında fırsatlardan yararlanabilirsiniz. OREGO’da organizasyonumuzu hazırlıklı olacak şekilde tasarladık ve fırsatları yakalamak için gereken yetenekleri oluşturduk. Tüm ekip arkadaşlarımızın işlerinde kendilerini meşgul, mutlu ve rahat hissetmelerini istiyoruz. Ancak herhangi bir bireysel entegrasyonun mekaniği büyük ölçüde durumsaldır. Yeni bir personeli şirkete entegre etmenin en iyi yolu özellikle yönetim sistemleri, şirket kültürü ve iş süreçleri açısından kusursuz bir eğitimdir. Gelecekte de uzun vadede yeteneklerimizi ve işimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

OREGO açısından belirlediğiniz başlıca önemli değer faktörleri nelerdir?

OREGO’nun geleceği açısından belirleyici itici gücün Z kuşağının iş hayatımıza entegrasyonu ve yenilik üretebilme faktörleri olduğunu düşünüyoruz.

Yenilik açısından üretim, tasarım ve idari süreçlerde yeni teknolojilerin uygulanmasını gerçekten önemsiyoruz. Teknoloji ve yeniliğin birbirlerini beslediğini ve her iki kavramın da ölçek açısından gelişmemizi sağlayacağının farkındayız. 

Z kuşağının iş hayatımıza entegrasyonu öncelikle onları anlamak ve tecrübeli çalışanlarımızın deneyimleri ile onları donatmak ile mümkün olabilir. Yeni istihdam politikalarımızda bu dengenin oluşması ile ilgili stratejileri çok önemsiyoruz.

Yeni teknolojilere yatırım yapmak maliyetlidir. Ambalaj yeniliklerine yapılan yatırımın geri dönüşünü nasıl sağlıyorsunuz?

Müşterilerimiz için önemli olan dört değer faktörüyle ilgili ambalaj yeniliklerine odaklanıyoruz. İlk ikisi, satışlarını artırmayı ve toplam maliyetlerini düşürmeyi içermektedir. Maliyetler için sadece ambalajın fiyatından bahsetmiyoruz. Maliyetleri mümkün olan her şekilde azaltmaya çalışıyoruz. Bazen müşterilerin elde etmesine yardımcı olduğumuz tasarruflar ambalajın maliyetinden daha yüksek oluyor.

Üçüncü faktör olarak tedarik riskini en aza indirecek teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu teknolojiler, siparişleri eksiksiz ve zamanında teslim edebilmemize yardımcı oluyor. Bu konuda yaptığımız yatırımlar ile çok başarılı olduk.

Son olarak, müşterilerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak yeniliklere odaklanıyoruz. Müşterilerimiz ürünlerimizin kendilerine kattığı değerler açısından çok minnettarlar. Onlarla güven ve sadakat üzerine kurulmuş muhteşem ilişkilerimiz var.

Müşterilerimize farklılaştırılmış çözümler sunma konusunda her gün daha iyi hale geliyoruz.  Gelişmiş ofset baskı teknolojilerimiz ile her türlü görseli gıdaya uygun boyalarla “fotorealistik” seviyede yüksek hijyen ve +A BRC standartlarında üretiyoruz. Yakın coğrafyamızın ve Avrupa’nın en kapsamlı kâğıt ve plastik ambalaj ürün portföyüne sahibiz ve müşterilerimizin takdir ettiği özelleştirilmiş çözümler yaratıyoruz.  Bu onları bizimle çalışmaya devam etmeye teşvik etmektedir. Müşteri tutma oranımız son yıllarda önemli ölçüde artmaktadır.

Millennials'ın ambalaj sektörü üzerinde nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz? 

 

Aslında X Kuşağı, Z Kuşağı veya Millennials olsun tüm müşterilerin alışveriş yapma şeklinin teknolojiye, cep telefonlarının ortaya çıkışına ve e-ticarete bağlı olarak değiştiğini düşünüyorum. Bu durum, yeni trendlere cevap verebilecek ölçeğe sahip ambalaj şirketleri için büyük fırsatlar yaratıyor. Görevimiz, bu ihtiyaçları tespit etmek ve bunları ilk karşılayan olmaktır.