Ambalajda ‘daha hızlı’ ihracat dönemi
İhracatta ilk hedef olarak Avrupa’yı belirleyen Türkiye ambalaj sektörü, henüz ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşıladığı Avrupa ülkelerine daha fazla ihracat yapmak istiyor.
Dünyada ve Türkiye’de son yıllarda ambalajlı ürünlere olan ilgi her geçen gün artıyor. Gıda ürünleri ambalajlar sayesinde korunuyor, Türkiye’de üretilen ürünlerin dünyanın dört bir noktasına ulaşması için de ambalaja ihtiyaç duyuluyor. Artan ambalaj ihtiyacı rakamlara da yansımış durumda, 2022 yılında 7,5 milyar dolarlık ihracata imza atan ambalaj sektörünün 2023 itibarıyla ihracatının 8 - 8,5 milyar dolar seviyesine ulaştığı tahmin ediliyor. Geçen yıl itibarıyla yaklaşık 30 milyar dolar büyüklüğe ulaştığı ifade edilen ambalaj sektörünün 2030 hedefi ise 50 milyar dolar büyüklüğe ulaşmak.
20 yılda 2 katına yükseldi
Türkiye ambalaj sektörünün bu hedeflere ulaşabilmesi için gerekli donanıma ve güce sahip olduğunu dile getiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Türkiye ambalaj sanayinin 2022 yılı ihracatı 7,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Katma değerli üretime odaklanarak istikrarlı büyümesini sürdüren Türkiye ambalaj sanayimiz 2023 yılının ilk 6 ayında 3,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek 1 milyar 148 milyon dolar dış ticaret fazlası vermişti. 2023 yılını 8 - 8,5 milyar dolara yakın bir ihracat rakamı ile tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Ambalaj sektörü olarak 2030 yılı ihracat hedefimiz ise 20 milyar dolar” dedi. Türkiye’de son 20 yılda ambalaj tüketiminin 2 kat arttığını, kişi başı yıllık tüketimin 325 dolara ulaştığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Dünya ortalaması olan 125 doların çok üzerindeyiz. Refah seviyesi ve sanayideki gelişmişliğin bir göstergesi olan kişi başı ambalaj tüketimi ülkemizde hızla artıyor. Ülkemizde kişi başı tüketimimizi 380 dolara çıkartmayı hedefliyoruz. Ülkemizde 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sektörün hedefi Avrupa
Hem yurt içinde hem de yurt dışında büyük hedefleri olan ambalaj sektörünün ihracatının yüzde 65’inin Avrupa’ya olduğunun altını çizen Zeki Sarıbekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa sektörümüz için çok önemli bir pazar ve hemen yanı başımızda yer alıyor. 2 günde ulaşamayacağımız herhangi bir Avrupa ülkesi yok. Dünyadan birçok ülke Avrupa ülkelerine ürünlerini satmaya çalışırken, biz coğrafi konumumuz ve kaliteli ürünlerimizle Avrupa’ya çok hızlı bir şekilde varabiliyoruz. Dünyanın ulaşmaya çalıştığı Avrupa’ya daha fazla nasıl ihracat yapabiliriz diye ülke olarak daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Avrupa ile daha fazla ticaret için çalışırken, Asya - Pasifik, Amerika ve Afrika’yı da göz ardı etmemeliyiz. Ancak ambalaj pazarında henüz Avrupa’nın ihtiyacının yüzde 10-15’ini karşılayabiliyoruz. Yani bu pazarda çok daha iyi noktalara gelebiliriz. İşte bu yüzden ambalaj sektörü olarak ilk hedefimizi Avrupa olarak belirledik.”
Hızlı olmak avantaj sağlayacak
Lojistik konusunun bugün olduğu gibi gelecekte de çok önemli olacağına dikkat çeken Zeki Sarıbekir, “Şu anda ihracatımızın büyük kısmını TIR’lar aracılığıyla kara yolu üzerinden yapıyoruz. Bu noktada çeşitli sorunlar veya yavaşlamalar yaşanabiliyor. Buradaki sorunu aşmanın yolu ise demir yolundan geçiyor. Aynı zamanda nehir yolu ve deniz yolunu da göz ardı etmememiz gerekiyor. İhracatta atlanmaması gereken diğer bir önemli nokta ise lojistik merkezleri. Örneğin Avusturya’nın denize kıyısı yok. Ancak deniz ticaretinden büyük pay alıyorlar. Avusturya, Hırvatistan’dan ve Slovenya’dan liman kiralıyor. Gemiler bu limanlara ürünleri getiriyor. Limana gelen ürünler trenlerle yakınlardaki konteyner bölgelerine götürülüyor. Ürünler buralardan alınarak dağıtılıyor. Türkiye olarak biz de bunu yapabiliriz. Trenlerle, gemilerle Avrupa’ya taşıdığımız ürünlerimizi, Türkiye TIR’ları, Türkiye çekicileri ile Avrupa’nın dört bir yanına dağıtabiliriz. Kaliteli ürünlerimizi ne kadar hızlı ihtiyacın olduğu bölgelere ulaştırabilirsek, o kadar avantajlı hale geliriz. Böylece sınır kapılarında bazı dönemlerde yaşanan 40-50 kilometrelik kuyrukları ve gecikmeleri de yaşamamış oluruz” diye konuştu.
ABD Türkiye’yi yatırım için çağırıyor
Ambalaj sektöründe bazı durumlarda fiyattan daha çok ürünü ne kadar hızlı teslim edileceğinin önem kazandığına vurgu yapan Zeki Sarıbekir, “Çünkü ambalaja ihtiyaç duyan firmalar, ürettiklerini aldıkları ambalaja koyarak gideceği noktaya ulaştırıyor. İşte bu yüzden Çin’den 1 ayda gelecek bir ambalaj yerine, 2 günde ambalajı ulaştırabilecek Türkiye’yi tercih ediyor. Bu konuda Avrupa ile birlikte önemli bir pazar daha var. O da ABD. Dünyanın en büyük ambalaj tüketicisi olan ABD, kendisi için daha fazla imalat yapacak ülkeler arıyor. Bu noktada iki ülke ön plana çıkıyor. Biri Hindistan, diğeri ise Türkiye. ABD, Türkiye ambalaj sektörü için büyük fırsat barındırıyor” ifadelerini kullandı.
MachineTotal, Makine alım satımında yeni soluk
MachineTotal.com, Türkiye’nin ilk kurumsal B2B makine alım satım platformu olarak faaliyet gösteriyor. Yeni ve ikinci el makinelerin/ekipmanların alınıp satılabildiği online pazar yeri platformu birçok ayrıntıyı göz önünde bulundurarak tasarlandı.
Platformda; metal, plastik, robot, ahşap, ağaç, gıda, içecek, paketleme/ambalaj makinelerinin yanı sıra yedek parça ve fabrika ekipmanları gibi birçok kategori bulunuyor. Yakın gelecekte ise daha fazla kategori ile sanayinin tüm endüstriyel alanlarına hizmet vermek için çalışmalarına devam ediyor. Her kategori için alanında yetkin mühendisleri istihdam eden online pazar yeri platformu, kendine özel kategori özellikleri ve internette bir ilk olan makine nitelikleri üzerine yazılım mimarisini inşa ediyor.
Bir teknoloji şirketi tarafından hayata geçirilen MachineTotal, projeye özel istihdam ettiği 10 kişilik yazılım ve 15 kişilik satış-pazarlama ekibi tarafından yönetiliyor. Her bir kategori için detaylıca çalışan yetkin mühendis kadrosu ve saha satış-destek ekibi ile müşterilerin en doğru hizmeti almaları sağlanıyor. İstanbul, Bursa, Ankara, Gaziantep ve Konya illerinde bulanan müşteri temsilcileri ise firmalara yerinde ilan ve üyelik desteği sağlıyor.
İlan girişlerinde ürün nitelik sistemi ile teknik detaylar düzenli bir şekilde kaydedilebiliyor. Bu detaylar satıcıların makine ve ekipmanlarının doğru alıcıya en hızlı ve anlaşılır şekilde ulaşmasını sağlıyor. Bu sayede satıcılar için yeni ve çağdaş bir ürün pazarlama kanalı işlevi de görüyor. Tüm kategoriler ve içerikleri için standart olarak alınan nitelik sistemi, alım satım işlemlerinin en doğru şekilde gerçekleşmesini sağlıyor.
Müşterilerini hiçbir aşamada yalnız bırakmayan online platform üyelik, ilan yükleme ve yönetimi başta olmak üzere, tüm süreçler için çeşitli iletişim kanallarından müşterilerine destek veriyor. İlan yükleyiciler için çağdaş bir pazarlama kanalı rolü de üstlenen online platform, pazarlama aktivitelerini hem konvansiyonel hem de dijital medyada yürütüyor. Ayrıca ilan yönetimi konusunda Google ve diğer dijital mecralar vasıtasıyla satıcılara destek oluyor. Bu pazarlama aktiviteleri ayrıca alıcılar için yenilikçi ve güvenilir bir platforma ulaşma imkânı da sunuyor.
Uçtan uca alım satım işlemlerinin takibinin yanı sıra finans, lojistik ve sigorta başta olmak üzere ek hizmetleri ile alışveriş kalitesini üst seviyede tutan platform hem satıcı hem de alıcı için doğru eşleşmeyi bu sayede sağlayabiliyor. Üreticiler, distribütörler, bayiler ve ithalatçılar başta olmak üzere makine ve ekipman satışı yapan tüm şirketler MachineTotal platformu üzerinden yeni ve ikinci el ürün alım satımı yapabiliyorlar. Ayrıca elindeki ikinci el makine ve ekipmanları değerlendirmek isteyen fabrikalar, atölyeler ve şirketler de platformdan faydalanabiliyor.
Yakın gelecekte Türkiye ulusal makine endüstrisinin dijital ihracat kanalı olmayı hedefleyen platform, yeni dil eklentileri ile yurtdışı pazarına da aynı kalitede hizmet vermeyi planlıyor.
MachineTotal’a lansman süresince üye olmak ve ilan yüklemek ücretsiz. Ayrıca yine lansman süresince alım satım işlemlerinden komisyon alınmıyor.
Limanlardaki sorunlar sanayi üretimini zorlaştırıyor
Haksız liman uygulamaları sebebiyle sanayi üretiminde maliyetlerin arttığını ve bunun dolaylı olarak enflasyona sebep olduğunu dile getiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, “Bu uygulamalar hem ek maliyetler getirmekte hem de firmalar açısından zaman kaybına sebep olmakta. Üstelik liman uygulamalarının her limanda değişiklik göstermesi rekabet sahasının bozulmasına ve öngörülebilirliğin azalmasına sebep olmakta” dedi.
Keyfi uygulamalardan şikâyet artıyor
Limanlarda haksız kazanç yaratan keyfi uygulamalara yönelik şikâyetlerin arttığını belirten Karadeniz, “Malum ülkemiz ithalatının %90’dan fazlasını üretim için gerekli girdiler oluşturuyor. Bu kapsamda liman işletmelerinin kârlarını artırmak adına konteyner bekleme ve gecikme uygulamalarını kötüye kullanarak ardiye sürelerini uzatması, işletmelerimizin üretiminde durmalara ve aksamalara sebep olmaktadır. Oysaki takip sistemi ile ambar verilerinin eşgüdümlenmesi ve benzeri hızlandırıcı uygulamaların hayata geçirilmesi halinde söz konusu bekleme sürelerinin kısalması ve sanayi üretiminde meydana gelen nakdi kayıpların ve zaman kayıplarının asgari düzeye çekilmesi mümkün olacaktır. Diğer yandan aynı işlemler için limanlar arası uygulamalarda farklılıklar olması da sorunlara sebep olmakta” dedi.
Mersin başta olmak üzere sorun ve şikâyetlerin belirli limanlarda yoğunlaştığını ifade eden Karadeniz, “Bekleme ve gecikme uygulamalarına bağlı maliyet artışlarının yanı sıra son dönemde gümrük uygulamalarında da değişiklikler olduğu yönünde bildirimler geliyor. Özellikle belirli ürün gruplarında tüm ithalatlar tam tespit ve kırmızı hatta düşürülerek, ciddi zaman ve maddi kayıplara sebep oluyor. Bu tarz farklılıklar serbest piyasanın olmazsa olmazı olan adil rekabet sahasının bozulmasına da sebep olmakta. Sağlıklı bir ekonomik sistem için öngörülebilirlik olmazsa olmazdır. Bu kapsamda gümrük ve liman uygulamaları arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması ve uygulamaların daha yalın ve anlaşılabilir hale getirilmesi gerekiyor” dedi.
Maliyet enflasyonunun önüne geçilmeli
Üretim üzerindeki maliyet yükünün hafifletilmesi gerektiğinin altını çizen Karadeniz, “Girdi maliyeti ve finansman maliyeti kadar liman maliyetleri gibi üretim üzerindeki öngörülemeyen maliyetlerin de azaltılması için adımlar atılması gerekiyor. Bu gibi maliyet artışları tüketici enflasyonu üzerinde büyük olumsuz etkiye sahip. Gözden kaçırılmaması gereken bir durum ülkemizde yaşanan enflasyonun talep yönlü değil maliyet yönlü olduğudur. Bu kapsamda kamunun düzenlemeyle önüne geçebileceği bu gibi maliyet kalemlerinin mutlak suretle asgari düzeye çekilmesi gerekiyor” dedi.
PLASFED
Bakcycle Geri Dönüşüm 2024 yılında tam kapasite ile devrede
Dikey entegre yapıda faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Bakcycle Geri Dönüşüm, plastik esnek ambalaj atıklarını mekanik geri dönüşüm yöntemiyle ham madde olarak yeniden ekonomiye kazandırıyor. Deneme üretimlerini geride bırakan şirket, 2024 yılında tam kapasite ile faaliyetlerini geliştirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda ekonomik ömrünü tamamlamış tüketici atıklarını ve endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan plastik esnek ambalaj atıklarını tedarik etmeye odaklanan şirket, üretim süreçlerine hız kesmeden devam ediyor. Bununla birlikte İzmir ve çevresinden toplanan atık hacminin artmasını sağlamak adına iş birliklerinin sürekli olması için çalışmalarını aktif bir biçimde sürdürerek döngüsel ekonomi yolculuğunda emin adımlarla ilerliyor.
Bakcycle Geri Dönüşüm aynı zamanda PAGEV - Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı'nın ve GEKADER - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği’nin en yeni üyeleri arasında yerini alıyor.
PAGÇEV Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri başvuruları açıldı
TÜYAP ve PAGÇEV Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği iş birliğiyle Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olan RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm Fuarı, aynı zamanda Türkiye’nin ilk PAGÇEV Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri’ne de ev sahipliği yapacak. 7 farklı kategoride verilecek ödüllerin sahipleri, 2-4 Mayıs 2024 tarihleri arasında düzenlenecek RePLast Eurasia Fuarı’nda açıklanacak.
2024 PAGÇEV Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri, plastik geri dönüşümünden ham madde ve teknoloji üretenlerin yanında, geri dönüştürülmüş ham maddeden yapılan ürünlerin de ödüllendirileceği bir platform olacak. Ödüller, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı, ürün tasarımı ve üretim alanında güncel gelişmelere dair fikirler de verecek.
Plastik geri dönüşümü alanında en prestijli ödül olmaya aday PAGÇEV Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri için son başvuru tarihi ise 8 Mart 2024 olacak. PAGÇEV; marka sahipleri, üreticiler, perakendeciler, ürün tasarımcıları, ambalaj üreticileri ve tasarımcıları, ham madde tedarikçileri, plastik geri dönüşüm teknoloji üreticileri ve değer zincirinin tamamındaki geri dönüştürülmüş plastik ürün tedarikçilerini prestijli ödüllere katılmaya davet ediyor. Finalistler, 2-4 Mayıs 2024 tarihinde İstanbul Tüyap’ta düzenlenecek RePlast Eurasia Fuarı’nda özel bir alanda yer alacak. Alanında yetkin uzmanlardan oluşan jüri tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda kazananlar etkinlik sırasında yapılacak ödül töreninde açıklanacak.
Plastik geri dönüşüm inovasyonunun temel alanları ve plastiğin döngüsel kullanımına yönelik başlıca piyasa uygulamalarını kapsayan yedi ödül kategorisi şunlar:
• Otomotiv, Elektrik veya Elektronik Ürün
• Yapı ve İnşaat Ürünleri
• Ev ve Eğlence Ürünleri
• Plastik Ambalaj Ürünü
• Ürün Teknolojisinde Yenilik
• Geri Dönüşüm Makinelerinde Yenilik
• Plastik Geri Dönüşüm Elçisi
Plastik Geri Dönüşüm Ödülleri, plastiklerin döngüsel kullanımında yenilikçiliğin ödüllendirilmesi bakımından ulusal bir standardı haline gelecek. Ödüller sektör oyuncularını geri dönüştürülmüş plastiklerin kullanımını daha da arttırmaya ve geri dönüşüm hedeflerine ulaşılmasını hızlandırmaya motive edecek. Ödüle aday gösterilenlerin karşılaması gereken bir dizi kriter arasında; ürünlerin ve yeniliklerin Türkiye’de tasarlanmış, geliştirilmiş veya üretilmiş olması, ürünlerin en az %25 geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olması ve tüm başvuruların sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi ve sıfır atık politikasını teşvik etmesi yer alıyor.
PAGÇEV