PET şişe atıklarından doğa dostu terlik ham maddesi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2021 verilerine göre, toplanarak geri dönüşümde kullanılan 1 ton plastikle, 41 kilogram sera gazı salımı önleniyor, ham maddeden %66, enerjiden ise 5 bin 774 kilovat ile yüzde 80 tasarruf sağlanıyor. Doğa koruma ve sürdürülebilirlik adına bu önemli verilerden yola çıkan Kimpur, terlik üretiminde endüstriyel denemeleri yapılan projesiyle PET şişe atıklarından polyester poliol sentezleyerek mevcut standart sistemlere kıyasla fiziksel ve mekanik özelliklerinden ödün vermeyen nihai bir ürün elde etti. Şirket, polyester poliolün yaklaşık %20’sini PET atıklardan, yaklaşık %17’sini ise biyo bazlı ham maddelerden elde etmeyi başardı.
2021 yılında İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından düzenlenen 10. Ar-Ge Proje Pazarı’nda ödüllendirilen ‘PET Şişe Atıklarından Polyester Poliol Sentezi ve Poliüretan Sistemlerde Ticari Olarak Kullanımı’ projesini hayata geçiren şirket, bu sayede sürdürülebilir ve geri dönüşüm odaklı olan ürünün imalatı için öncü adım atmış oldu.
Toyo Matbaa Mürekkepleri uluslararası fuarlarda ürünlerini sergileyecek
Yılın ikinci yarısında ihracat temposunu daha da artırmaya kararlı olan şirket, Nürnberg’ten İstanbul’a birçok önemli fuarda ürünlerini sergilemeyi planlıyor.
Ambalaj ve basım sektörlerine yönelik yenilikçi çözümler sunan Japonya merkezli Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri; Avrupa, Türkî Cumhuriyetler, Afrika ve Ortadoğu’dan oluşan geniş bir coğrafya için üretim ve satış operasyonlarını Manisa’da bulunan fabrikasında başarıyla sürdürüyor. Bu bölgedeki etkinliğini ve ihracatını artırmayı hedefleyen şirket, 27 - 29 Eylül tarihleri arasında Almanya’nın önemli ticaret ve endüstri merkezi olan Nürnberg’de gerçekleştirilecek Fachpack Uluslararası Ambalaj ve Teknoloji Fuarı’na katılacak. Başta esnek ve karton ambalajlar olmak üzere baskı sektörü için tüm ürünlerini fuarda sergileyecek.
Toyo Matbaa Mürekkepleri, Almanya’nın hemen ardından bu yıl da 12-15 Ekim tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan 27. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na katılacak. Bu sene her zaman olduğu holden farklı olarak 5’inci Salon, 513B Numaralı stantta yerini alarak ambalaj ve basım sektörlerine yönelik ürün ve hizmetlerini bu önemli platformda tanıtacak. Yenilikçi çözümleri ve teknik destek hizmeti ile uluslararası alanda gücünü artıran şirket; her türlü baskı malzemelerine uygun, yüksek performanslı mürekkeplerini, kaplama sistemlerini ve yardımcı malzemelerini fuarın yerli ve yabancı ziyaretçileri ile buluşturacak. Özellikle, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında üretimini yaptığı sheet-fed ofset mürekkepleri, likit mürekkepleri, metal ambalaj sistemleri ve veb ofset mürekkepleri ürün gruplarının yanında gıda, içecek ve endüstriyel uygulamalar için geliştirilen ve Toyo Ink Group bünyesinde yer alan laminasyon tutkalları gibi ürün gruplarını da fuarda gösterime sunacak.
Toyo Matbaa Mürekkepleri yoğun fuar organizasyonunu bu sene ilk kez katıldığı ve 23 – 26 Kasım tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan 31. Plast Eurasia İstanbul Fuarı ile noktalayacak. Plastik endüstrisinin Avrupa’daki en büyük buluşması olan bu fuar, gerek katılımcı firmaları gerekse dünyanın farklı ülkelerinden gelen ziyaretçileri ile sektörün nabzını tutmaya hazırlanıyor. Fuarda 8’inci Salon, 804B Numaralı stantta yer alacak olan şirket; başta pigment, renklendiriciler ve laminasyon tutkalları olmak üzere ambalaj sektörlerine yönelik ürün ve hizmetleri ile bu önemli platforma da katılarak markasını temsil edecek.
Ravago Petrokimya büyümeye hız kesmeden devam ediyor
Türkiye’de 1998 senesinden beri yaptığı yatırımlarla plastik sektörünün önemli oyuncularından biri haline gelen Ravago, bugün 300 bin tonluk üretim kapasitesi ile polimer ham maddede Türkiye’nin 2’nci büyük plastik üreticisi konumunda. 2013 yılında bünyesinde bulunan Türkiye’deki tüm plastik üretim firmalarını Ravago Petrokimya AŞ. çatısı altında toplayan şirket, TAYSAD Kocaeli ve Aliağa İzmir olmak üzere iki üretim tesisinde toplam 255 bin m2 alan üzerinde faaliyet gösteriyor. Ravago Petrokimya, bugün bu 4 ana iş biriminde faaliyet gösterirken, EPS üretiminde 200 bin ton, Termoplastik elastomer ve Mühendislik plastikleri üretiminde 80 bin ton, Termoplastik poliüretan üretiminde 10 bin ton ve Poliüretan sistemlerinde 35 bin tonluk üretim kapasiteleri ile sektörünün öncüleri arasında yer alıyor.
Termoplastiklerin otomotiv sektöründen elektrik & elektronik sektörüne, beyaz eşya grubundan sağlık hizmetlerine, paketleme sektöründen boru üretimine kadar birçok sanayide geniş kullanım alanları bulunuyor ve her geçen sene termoplastik malzemelere olan talep artarak devam ediyor. Geliştirdikleri özellikli polimer malzeme çözümleri ile plastik işletmecilerinin artmakta olan malzeme taleplerine yardımcı olduklarını belirten Ravago Türkiye Mühendislik Plastikleri İş Birimi Direktörü Elçin Oğuzhan şirketleri hakkında şu bilgileri paylaşıyor.
“Ravago yalnız ham madde üretmekle kalmamakta; gelişen dünya beklentilerini ve yeni gelişmeleri takip ederek, Ar-Ge alt yapısı ile sürekli ürün geliştirme çalışmaları da yapmaktadır. Burada öncelikli olarak, ana marketin ihtiyaç duyabileceği ve müşterilerin gelişimlerini destekleyici çözümler hedef alınmaktadır. Gelişen dünyada yeni beklentilerin neler olabileceği, müşterilere ne gibi kolaylıklar sağlanabileceği araştırılarak yeni ürünlerin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapılmaktadır.”
2023 yılında iç piyasa ile birlikte ihracatta da tempolarını hızla arttıracaklarını belirterek şirketlerinin önümüzdeki dönem fuar katılımları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Elçin Oğuzhan; “Düseldorf’da düzenlenen geleneksel K’2022 fuarı da dahil olmak üzere birçok önemli fuarda plastik malzeme çözümlerimizi sunacağız. Fuar ziyaretçileri K’2022 fuarında yer alacağımız Hall 7.1 C12 numaralı standımızda ürün ve çözümlerimiz hakkında Ar-Ge müdürümüz Dr. Mehmet Ali Oral ve teknik ekibi ile görüşebilecek, yeni işbirliği imkanları oluşturabilecekler. Ayrıca 23-26 Kasım 2022 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Plast Eurasia fuarında 7. Salon 716 numaralı standımızda da yurtiçi ve Ortadoğu’dan gelecek partnerlerimiz ile güncel gelişmeler paylaşılıp, yeni başarı hikayeleri için fırsatlar yaratılacaktır” diyerek sözlerine son veriyor.
Raceplast’ın Türkiye fabrikası Ankara’da kuruldu
Mühendislik plastiklerinde projeye özel, modern ve yenilikçi çözümler sunarak fark yaratan, Almanya’da sektörün lider firmaları arasında yer alan Raceplast’ın Türkiye fabrikası Ankara’da kuruldu. Türkiye fabrikasındaki makine siparişleri için İtalyan makine üreticisi SCM firması ile el sıkışan Raceplast üretim parkurunu güçlü bir altyapı ile hazırladı. Üretim tesisinde kullanılacak makineler 24 saat çalışabilecek kapasite ve donanımlara sahip olması ile dikkat çekiyor. Şirket yönetimi tarafından aktarılan bilgilere göre, makinelerin işletim sistemi ve programlama noktasında da Almanya fabrikası ile aynı standartta bir çalışma prensibi benimseniyor.
Savunma sanayisi gibi yüksek dayanıklılık gerektiren alanlarda özel malzemeleri tercih eden şirket, 2021 yılında Alman savunma sanayisinde kullanılmak üzere yapımına başlanan deniz altı gemisi için yüklenici özel bir firmanın mühendislik plastikleri ihtiyacının tedarikçi rolünü üstlenmişti. Maliyet avantajı ve verimlilik konusunda müşterilerine değer kattıklarını belirten Raceplast Kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran şunları söyledi; “Alman savunma sanayisi için üretilmekte olan deniz altı gemisinde kullanılacak olan mühendislik plastikleri siparişimiz ile kalitemizi, ileriye dönük son derece inovatif ve güvenilir bir partner olduğumuzu ispatlamış olduk.”
Sözlerine Türkiye’de yatırım yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek devam eden Ceyran şunları kaydetti; “Raceplast olarak, sürekli ve doğru araştırma, tasarım, üretim ve testlerin yanı sıra tüm dünyada kullanıcı dostu ve çok güvenilir olan yüksek kaliteli mühendislik plastiklerini ülkemiz sanayisinin hizmetine sunmaya hazırlanıyoruz. Ankara merkezli olarak lokasyonunu belirlediğimiz ve halen kurulumunu gerçekleştirmekte olduğumuz yeni fabrikamızın ülkemiz sanayisine katkı sağlamasını ümit ediyoruz.”
Yapay zekâ kullanılarak yaratılan ambalaj tasarımı
Yakın gelecekte çoğu ürün yapay zekâlar tarafından tasarlanacak. Bir insanın, bir departmanın, bir şirketin işleyebileceği verinin binlerce katını işleyebilen yapay zekâlar, insanlar için hiç olmadığı kadar optimize edilmiş ürünleri ve markaları tasarlayacak. Markalama konusunda uzman bir ajans olan Tasarist tarafından yapılan açıklamaya göre, ajans bu vizyon doğrultusunda insanlık tarihinin yapay zekâ ile tasarlanmış ilk markasını hayata geçirdi.
Tasarist’in bir süredir devam eden, yapay zekâ ile bir marka yaratma çalışmaları sonucunda %90’ı yapay zekâ tarafından oluşturulan ve metaverse’ün endemik kokularını tüketicinin beğenisine sunan kolonya markası Endemic Verse, isimleri yapay zekâ tarafından oluşturulan Dreaming Red Petals, Purple Sky Dream, Dreams in Blue olmak üzere üç farklı ürünle raflardaki yerini alıyor. Kokusundan rengine, logosundan ismine kadar tüm detayları yapay zekâ kullanılarak tasarlanan markanın, alanında dünyada bir ilk olma özelliğini taşıdığı belirtiliyor.
Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, “Kolonya gibi ‘tozlu’ bir kategoriyi yapay zekâ ile tekrar ele almamızın nedeni, eski ve yeniyi bir araya getirip tasarımın gücünü ortaya koymak. Endemic Verse ile Z kuşağı için pek de anlamı olmayan bir ürünü yeniden tanımlıyoruz” şeklinde konuştu. Gelecekte pek çok markanın yapay zekâ ile tasarlanacağını da ekleyen Çelik, ajans olarak bu alanda öncü olmanın haklı gururunu yaşadıklarını belirtti.
Ürün görsellerini tasarlarken Mid Journey, marka adı, çeşit adları ve pazarlama metinlerinde ise Rytr isimli yapay zekâ botlarının kullanıldığı marka oluşturma sürecinde insan müdahalesi yalnızca gramer düzeltmelerinde oldu. Musa Çelik’e göre, yapay zekâ teknolojilerinin geldiği nokta, marka ve tüketici ilişkilerini geri döndürülemez bir şekilde değiştirmek üzere.
Yapay zekâ ile yaratılan bitkiler NFT’ye dönüştü
3 farklı varyantta kullanılan ve yapay zekâ tarafından yaratılan birbirinden farklı 999 çiçek görseli NFT haline getirildi. Toplamda 999 Endemic Verse ürünü ile eşleştirilen bu NFT’ler, ürün satın aldığınızda sizin oluyor. Satın aldığınız bu NFT’yi tişörtten profil fotoğrafına kadar birçok farklı şekilde kullanabilmeniz mümkün.
“2 yıldır yapay zekâ teknolojilerini işimizde kullanıyoruz”
“Tasarist olarak, yaptığımız tasarımların tüketici testi aşamalarında son 2 yıldır yapay zekâdan faydalanıyoruz. Eskiden ‘Eye Tracking’ dediğimiz ‘Görsel Dikkat’ testleri binlerce euro ve günlerce zaman harcamamıza neden olurdu. Artık milyonlarca gerçek ‘Eye Tracking’ verisi üzerine inşa edilmiş bir yapay zekâ kullanıyoruz, bize zaman ve maliyet avantajı sağlıyor. Üstelik gerçek ‘Eye Tracking’ testlerine göre daha güvenilir” diyen Çelik, yapay zekânın aslında hayatımıza çok daha uzun süre önce girdiğini ve çoğu alanda günlük hayatın bir parçası haline geldiğini söylüyor.
Yapay zekâ yaratıcılığı daha fazla ortaya çıkaracak
Gelişen yapay zekâ teknolojileri, işin operatörlük ve kaba tabirle “angarya” olarak nitelendirilen kısımlarını üstleniyor. Günümüzde aklınıza gelen bir fikri veya görseli ortaya çıkartmak için günler, hatta haftalar süren mesailer yapmak gerekiyor. Maliyeti ise bu işin cabası. Fakat yapay zekâ ile istediğiniz görseli elde etmek için dakikalar yetiyor. İhtiyaç duyduğunuz pazarlama metnini dakikalar içerisinde alternatifleriyle birlikte oluşturabiliyor. Bu sayede yaratıcılar zamanlarını saf yaratıcılık için harcayabiliyor.