Depart ve DM Packaging temsilcilik anlaşması imzaladı
Tüm dünyada 80’den fazla ülkede değirmencilik, makarna üretimi, lojistik çözümleri, gıda işleme ve paketleme endüstrileri alanlarında hızla büyüyen Depart; İtalyan paketleme makineleri üreticisi DM Packaging ile el sıkışarak paketleme alanındaki hizmet ağını bir kademe daha genişletti.
Alapala Holding grup şirketi Depart, değirmen makineleri yedek parça satışı ve satış sonrası servis hizmetlerinden sonra; makarna yedek parçası, teleskopik konveyör sistemleri, ayrıştırma&pirinç makineleri, hat sonu paketleme makineleri alanlarında da faaliyet göstererek birçok endüstride ismini duyurmaya devam ediyor.
Şirket son olarak İtalyan DM Packaging ile yaptığı anlaşmayla, paketleme alanında hat sonu paketleme makinelerinin yanı sıra gıda endüstrisinde özellikle unlu mamüller, çikolata ve şekerleme başta olmak üzere birincil yatay paketleme flowpack sistemlerinin Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkede satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütecek.
DM Packaging ile yapılan temsilcilik anlaşması hakkında değerlendirmelerde bulunan Depart Genel Müdürü Cengiz Tiryakioğlu, “Depart olarak kısa bir süre önce paketleme alanına adım atmıştık. Yaptığımız değerlendirmelerde bu süre zarfında hızlı bir ivme yakaladığımızı gördük. Müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılama hedefli bir firma olmamız sebebiyle, Depart paketleme çözümlerini genişletme kararı aldık. El sıkıştığımız İtalya’nın önde gelen firmalarından DM Packaging ile temsilcilik sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız. Başta unlu mamüller, çikolata ve şekerleme alanında gıda endüstrisine özel çözümler sunan DM, birincil paketleme flowpack sistemleri tasarlayarak üretimlerini yapıyor. Depart çatısı altında başlattığımız satış ve pazarlama iş birliğinin hepimize hayırlı olmasını dilerim” dedi.
Dünya geneline yayılmış dağıtım ağı, satış sonrası hizmetleri ve yüksek müşteri memnuniyetiyle paketleme alanında hızla ilerleyen şirket; “Depart Paketleme Çözümleri” adı altında, birincil paketleme çözümleri için de müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak.
Ambalaj sektörünün 2023 ihracat hedefi 10 milyar dolar
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir Türkiye’de yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketin ambalajlarla sağlandığını kaydetti.
Ambalaj sektörü, Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) düzenlediği geleneksel iftar yemeğinde buluştu. Düzenlenen organizasyonda ‘Afet Sonrası Ruh Sağlığı, Ahlâk ve Ekonomi’ adlı panelde Prof. Dr. Acar Baltaş ve Prof. Dr. Emre Alkin konuşmacı olarak yer aldı. Ambalaj sektörünün bugünü ve geleceği hakkında bir konuşma gerçekleştiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, dünyanın ve Türkiye’nin zorlu süreçlerden geçtiğini ifade ederek, “Pandemi süreci sebebiyle 4 yıldır iftar etkinliğimizde bir araya gelememiştik. Bu yılın başında, 6 Şubat tarihinde de 11 ilimizi etkileyen, ülkemizde gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketini yaşadık. Derin üzüntü içindeyiz. Ülkemize büyük geçmiş olsun. İftar davetimizi planlarken öncelikle tereddüt ettik. Yaşadığımız böylesi acılı zamanlarda ülkemizin sergilediği olağanüstü dayanışma ve birliktelik, bir arada olmanın önemini bize bir kez daha gösterdi” dedi.
Ambalajın ne kadar önemli ve gerekli olduğunun böyle zamanlarda daha çok anlaşıldığını kaydeden Zeki Sarıbekir, “Ambalaj üreticileri olarak sadece gıda ve içecek değil sağlık, temizlik, hijyen vb. ürünler başta olmak üzere tüm sektörlere hizmet veriyoruz. Ürünler ambalaj sayesinde tüketicisine sağlıklı ve hijyen bir şekilde ulaşıyor. Ambalaj sektörü olarak bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Tedarik zincirini aksatmamak için üretimi sürdürüyoruz” diye konuştu.
Türkiye ambalaj sektörünün 2021’de 28 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaştığı bilgisini veren Zeki Sarıbekir, “2022’de sektörümüz 180 ülkeye 3 milyon 300 bin ton ambalaj ihracatı gerçekleştirdi ve 7,5 milyar dolarlık ihracat geliri elde etti. 2022’de sektörümüzün dış ticaret fazlası 2,7 milyar dolar oldu ve ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığının kapanmasına sağladığımız katkıyı artırarak sürdürdük. Bununla birlikte, ihracat birim fiyatımızla Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
2030 hedefi 50 milyar dolar
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023'te Türkiye ambalaj sektörünün pazar büyüklüğünü 28 milyar dolardan 30 milyar dolara, kişi başı tüketimi 325 dolardan 380 dolara, ihracatını ise 8 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Zeki Sarıbekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak 2023 ihracat hedefimize 2022 sonunda ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden 2023 için yeni hedefimizi 10 milyar dolar olarak yeniden belirledik. Ülkemizde yaklaşık 490 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla sağlıyoruz. Türkiye’de toplam GSYİH’nin (819 milyar dolar) yüzde 60’ı ambalajla mümkün olmuştur. 2030 yılına ise sektör büyüklüğümüz için 50 milyar dolar, ihracat için de 20 milyar dolar hedef koyduk. Sektör olarak rekabet gücümüz ve potansiyelimiz yüksek. Türkiye ambalaj sektörünün ürünleri dünyada 180 ülkeye direkt ve dolaylı ihraç ediliyor. Türkiye ambalaj sanayisi, Avrasya’nın ambalaj merkezi olma yolunda kararlı adımlarla yürüyor.”
Ambalaj sektörünün sürdürülebilirlik yol haritası
Ambalaj sektörü olarak bir yandan büyümeye ve ülkeye daha fazla katkı sunmaya odaklandıklarının altını çizen Zekir Sarıbekir, diğer taraftan gelecek için sürdürülebilirlik konusunda çalışmalarını da hızlandırdıklarını söyledi. Zeki Sarıbekir, “Sürdürülebilirlik hakkında ambalaj sektöründe farkındalık yaratılması ve rehber olunması amacıyla, ‘ASD Sürdürülebilirlik Raporumuzu’ tamamlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sektörümüzün ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayacağız. Raporumuzun ambalaj sektörünün sürdürülebilirlik yol haritasını oluşturmaya örnek olacağını düşünüyoruz” diye konuştu. İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik öncelikli konular arasında; sorumlu üretim, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, sera gazı hesaplama - azaltım ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sıralanabileceğini dile getiren Zeki Sarıbekir, şunları söyledi: “Sektör mensuplarımız karbon ayak izi ölçümlerini yaptırmalıdır. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda hedeflenen üretim ve ticaret süreçlerini ve değişimini takip etmeliyiz. Üretim süreçlerimizi kaynak verimliliğini en üst seviyede tutan, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi temeli üzerine kurmalıyız.”
Geleceğin kalite pusulası EFQM modeli
Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek ülkemizin rekabet gücünü artırmayı hedefleyen köklü sivil toplum kuruluşu Türkiye Kalite Derneği (KalDer), EFQM kalite yönetim anlayışı modelinde en iyi performansı gösteren kurum ve kuruluşların katılım gösterdiği Kazananlar Konferansı ile bir kez daha yönetimde kalite yolculuğunun somut sonuçlarına dikkat çekti. Türk iş dünyasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Türkiye Mükemmellik Ödülü’nü almaya hak kazanan kuruluşların tecrübelerini aktardığı konferans, 13 Mart 2023 Pazartesi günü Beşiktaş Deniz Müzesi’nde gerçekleştirildi. Süreçte başarı elde eden Metro İstanbul A.Ş., Vakıf GYO ve Toyota Boshoku’nun yanı sıra uluslararası EFQM ödülünün sahibi Vamed’in deneyimleri KalDer üyelerine ilham olurken kurumların birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunması da üst düzey bir paylaşım ortamı oluşturdu.
Kazananlar, KalDer rehberliğinde kurumlara ilham oldu
Ödüllü kuruluşların deneyimlerini paylaştığı Kazananlar Konferansı hakkında bilgi veren KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar; “Geleneksel hale gelen Kazananlar Konferansı’nı her yıl olduğu gibi bu yıl da değerli konuşmacı ve katılımcılarımız ile gerçekleştirdik. KalDer olarak Kazananlar Konferansı’nı, Türkiye Mükemmellik Ödülü süreçlerinde başarılı olan kuruluşların birikim ve deneyimlerini aktardıkları önemli bir paylaşım ortamı olarak görüyor hem derneğimiz hem de üye kuruluşlarımız için çok değerli bir buluşma noktası olarak kabul ediyoruz. Çağdaş kalite felsefesinin ülkemizde etkinlik kazanması ve yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalarımızı sürdürürken ülkemiz iş dünyasına rehberlik etmeyi, rotaları için aydınlığı gösteren bir ışık tutmayı hedefliyoruz. Aslında tam da bu nedenle Kazananlar Konferansı’nı 1521 yılında inşa edilen ve dünyanın sağlam durumdaki en eski teknesi olan Tarihi Kadırga’nın bulunduğu Beşiktaş Deniz Müzesi’nde yapmak istedik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat kullandığı kayıkların hemen yanında günümüzün değişken şartları karşısında yönümüzü bulmaya çalıştık, geleceği şekillendirmek için güç birliği yaptık. Bu süreçte pusulamız EFQM modeli olurken bu denizde yol kat etmiş kuruluşlar ise diğer üyelerimizin yolculuklarına yön verdi. Deneyimlerini paylaşan kurumlara ve katılan tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
Plastik ambalajlar sürdürülebilirlik listesinde sınıfta kaldı
PMMI Business Intelligence’ın “Ambalaj ve Sürdürülebilirliğin Geleceği” raporuna göre plastik ambalajlar, neredeyse tüm bölgelerde yapılan anket sonucunda çevre için sürdürülebilir ambalaj türleri listesinin en altında yer alıyor. Sürdürülebilirliğin, uzak geçmişte ve gelecekte trendlerden düşmeyeceğini vurgulayan Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik ayrıca, küresel tüketicilerin çevre sağlığı için ambalaj materyallerine tahmin edilenden daha fazla dikkat ettiğini belirtiyor.
Global bir araştırma şirketi olan Euromonitor’ün 2022’de 32.365 tüketiciyle gerçekleştirdiği “Tüketicinin Sesi” araştırması sonuçlarıyla hazırlanan raporda Avrupa, Latin Amerika ve Kuzey Amerika’da tüketicilerin yalnızca %10’undan azı plastiğin çevre için sürdürülebilir olduğuna inandığını belirtti. Asya Pasifik ve Orta Doğu/Afrika bölgeleri de dahil olmak üzere tüm bölgeler için plastik, listenin son sırasında yer alıyor. Sürdürülebilirlik yeni bir kavram olmasa da özellikle artan doğal afetlerle birlikte iklim krizi ve çevreye verilen zarar iyice gözle görülmeye başlarken tüketicilerin birçoğu bu kavrama daha duyarlı hale geliyor. Rapora göre çevre için daha iyi olduğuna inanılan materyaller arasında geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak çözünebilir ve kağıt ambalajlar ilk sıralarda yer alıyor. Konuyla ilgili Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, özgünlükle ve dünya adına ortak fayda misyonuyla yaratılan ambalajların, markalara küresel çapta tüketici sadakati kazandıracağına inandıklarını vurguluyor.
KPMG’nin “2023 Yılı Küresel Üretim Beklentileri” raporu yayımlandı
Küresel ekonomik yavaşlamaya karşın imalat sektöründeki CEO’lar hala iyimser
KPMG; Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'daki 11 ülkede, imalat sektöründeki 182 büyük şirketin CEO’ları ile bir anket yaptı. CEO’ların dünyada yaşanan türbülans ortamında büyümeyi nasıl sürdüreceklerini öğrenmek amacıyla yapılan anket sonucunda; tedarik zincirlerinin üzerinde baskının devam ettiğini, yeni endüstriyel dönüşüm trendlerini, ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerini ve yetenek ihtiyaçlarını ortaya çıkaran “2023 Yılı Küresel Üretim Beklentileri” raporu hazırlandı.
Rapora göre CEO'lar önümüzdeki üç yıl içinde kârlı büyüme konusunda bir önceki ankette olduğu kadar kendilerine güvenmeye devam ediyor, ancak çoğu 2023 yılı boyunca ekonomik bir gerileme ile karşı karşıya kalacaklarını düşünüyor. Büyüme hedeflerine ulaşmak için CEO’ların yatırımlarını; kısa ile uzun vade, teknoloji ile insan, şirket içi ile şirket dışı arasında dengeli bir şekilde dağıtması önem kazanıyor.
Hazırladıkları rapor hakkında değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Murat Palaoğlu, “Küresel çapta ekonomik büyümenin yavaşladığı bir dönemden geçerken bu durum üretim yapan şirketlerin kârlarını ve satışlarını da etkileyecektir. Bu nedenle CEO'ların büyümelerini sürdürebilmeleri için kendilerine bir yol haritası çizmeleri önem taşıyor. Raporumuz ile bu zor zamanlarda CEO'lar için yolculuklarını yönetmelerine yardımcı olacak önemli bilgiler sağlamayı amaçladık. Şirketler raporumuzda ortaya çıkan bulgulardan faydalanarak kendilerini benzerleriyle kıyaslayabilir ve stratejilerine uygun yol haritaları çizerken raporumuzda yer alan tavsiyelerden yararlanabilir” dedi.