Saturday, Oct 05th

Last updateWed, 02 Oct 2024 8am

Buradasınız: Home Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Mondi, “ThinkBox” adıyla üç yeni müşteri ilişkileri merkezi açtı

İlk lokasyonlar Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye olarak belirlendi.

Mondi, oluklu mukavva ambalaj müşterileri için üç yeni müşteri ilişkileri merkezi açtığını duyurdu. “ThinkBox” merkezleri ilham verici ve bilgilendirici etkinlikler, eğitim kursları ve bireysel atölyeler aracılığıyla fiziksel, dijital veya hibrit formatlarda daha iyi, daha sürdürülebilir ambalaj tasarımlarının birlikte yaratılmasını mümkün kılmayı hedefliyor. 

Bilgi havuzuna erişim

ThinkBox, çeşitli sanayi kollarından müşterileri daha iyi oluklu mukavva ambalaj arayışlarının herhangi bir evresinde desteklemek için oluşturuldu. Tesisler sanayi ve sürdürülebilirlik uzmanları tarafından ve ödül kazanan tasarımcıların fikirleri ve uzmanlıklarıyla sürekli olarak doldurulan bir bilgi havuzu niteliğinde olacak. İlk üç ThinkBox tesisi České Budějovice Mondi Bupak (Çek Cumhuriyeti), Mondi Tire Kutsan’ın Tire fabrikasında (Türkiye) ve Mondi Ansbach (Almanya)’da bulunuyor. 

Tasarım bir süreçtir

ThinkBox konsepti, müşterileri olası çeşitli düzenlerde tam potansiyellerini ortaya koymaya davet ediyor:  

• Think Co-creation – belirli ambalaj sorununu çözmek veya vizyonların nasıl hayata geçirileceğini keşfetmek için bireysel atölyeler 

• Think Skills - çeşitli eğitim kursları ve beceri aktarma etkinlikleri 

• Think Inspiration - interaktif webinarlar ve analiz etkinlikleri

• Think Verification - ambalaj çözümlerinin performans testleri 

Yeni konsept şirket tarafından yalnızca bir yer değil, aynı zamanda net bir sonucu olan, sürükleyici ve yaratıcı bir deneyim olarak nitelendiriliyor. Süreçler, kısa sürede sağlam bir dizi seçenek sunmak ve somut çözümler sunmak için tasarlandı. Tesisler, konseptin anında kanıtlanması için en son test ekipmanlarını sağlayacak ve böylece, ürün yaşam döngüsündeki olası riskler tasarım sürecinde ortadan kaldırılabilecek.

Herkes yaratıcıdır

ThinkBox, doğru kişileri ve uzmanlığı bir araya getirerek yaratıcılığı ve bilgi paylaşımını da teşvik edecek. Bu şekilde tüm paydaşların görüş ve ihtiyaçları, dış faktörler, üretim gerçekleri, mevzuat, toplum ve çevre tasarım sürecinde dikkate alınabilir ve daha fazla fırsat keşfederken minimum uygun ürün gereksinimi karşılanabilecek. 

Mondi Oluklu Mukavva Çözümleri COO’su, Armand Schoonbrood, “Müşterilerimiz değişen mevzuatlarla ve hızlı büyümeden güç alan bir ortamla yüz yüze ve böyle bir ortamda rekabet güçlerini güvenceye almak için net hedefleri var. Müşterilerimiz genellikle netlik ve kesinlik arıyorlar. ThinkBox’ı modern ambalajlamanın zorluklarını her açıdan ele alan bir mekân olarak tasarladık ve profesyonel rehberlik sağlamak için oluşturduk. Müşterilerimize bir sonraki paketleme hedeflerini gerçekleştirmelerine veya vizyonlarını destekleyen seçenekleri anlamalarına yardımcı olmak için bu benzersiz ThinkBox deneyimini sunuyoruz’’ diyor. 

Bak Gravür’den flekso klişe üretiminde yenilikçi yatırımlar

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde rotogravür baskı silindirleri ve flekso klişe üretimi gerçekleştiren Bakioğlu Holding şirketlerinden Bak Gravür; flekso klişe üretiminde ödüllü ve yenilikçi iki teknolojiye yatırım yaptı.

Dijital flekso baskı kalıpları hazırlamada; çözünürlük ve ürün tasarımı alanlarında ödül alan makinelerden oluşan yeni üretim parkurları ile müşterilerine hızlı ve üstün kalitede ürün sağlamayı hedefleyen şirket, yeni flekso hattı için oluşturduğu deneyimli yeni ekibi ile ülke istihdamına katkı sağlamaya devam ediyor.

Flekso Baskı Klişe Üretim Tesisi ile yıllık 10.000 metrekare ilave klişe üretim kapasitesine sahip olan şirket, tercih ettiği ileri teknoloji Entegre Distilasyon Sistemi ile de, proseste kullanılan kimyasalın %90 geri dönüşümüne olanak yaratarak sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağladığını açıkladı. 

Ürün çeşitliliği ve üstün kalite sağlamak amacı ile yeni geliştirilen KODAK NX 'in "Digicap" ve ESKO'nun "Crystal" bileşenleri ile klişe üretimi yapacak olan Bak Gravür, müşterilerine ürün kalitesi ile artı değer katmayı hedefliyor. İnovatif bakış açısıyla değişim ve sürekli gelişimi kurum felsefesi olarak benimseyen şirket, sektöründe Avrupa’nın en büyük ve en çok tercih edilen kuruluşu olmayı hedefliyor.

Omron, Techman Robot için yatırım yapıyor

Omron Corporation, üretim tesislerinde insanlarla çalışan kolaboratif robot markası Techman Robot, Inc. ile sermaye yatırımı için bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Omron, Techman'da yaklaşık %10 hisse sahibi olacak. Yatırımın Aralık 2021'e kadar tamamlanması bekleniyor.

Omron 2018 yılında, iş gücü kesintilerinin neden olduğu artan otomasyon ihtiyaçlarını karşılamak üzere Techman ile stratejik bir iş birliği içine girdi. O zamandan bu yana Techman'ın TM Serisi kolaboratif robotları, Omron'un dağıtım ağı aracılığıyla ortak markalı bir ürün olarak dünya çapında satıldı. İki şirket, insanların ve makinelerin iş birliği yaptığı bir üretim tesisini mümkün kılmak amacıyla Omron'un mobil robotu ile TM serisini bir araya getiren mobil bir çalışma robotu olan Mobil Manipülatörü de birlikte geliştirdi. Techman'a yapılan bu yatırım sayesinde fabrika otomasyon ekipmanını Techman'ın kolaboratif robotlarıyla birleştiren yenilikçi robot çözümleri geliştirmeyi hedefleyen şirket, hem emniyet hem de üretkenlik sağlayacak ve üretim tesislerinde iş gücü sıkıntıları sorununa çözüm sunacak.

Omron Endüstriyel Otomasyon İşleri Şirketi Başkanı Junta Tsujinaga konu hakkında yaptığı açıklamada "Üretim endüstrisinin yer aldığı çevre önemli ölçüde değişmektedir. Bu değişiklikleri öngören şirketimiz, 2016 yılından bu yana üretim tesislerinin karşılaştığı sorunları çözmek için benzersiz değer üretme konsepti "i-Automation" ile gelişmiş üretimi hedefledi. 2015 yılında şirketimizin endüstriyel robot üreticisi Adept Technology Co., Ltd.yi satın almasından beri robot teknolojisi ve pazar geliştirme üzerine odaklandık" ifadelerine yer verdi.

Techman Robot'un başkanı Dr. Shi-Chi Ho ise, "Techman Robot, 2018 yılından bu yana dünyanın en büyük ikinci kolaboratif robot şirketi oldu. İnsan-makine iş birliği için akıllı fabrika çözümleri oluşturmayı hedefliyoruz ve bu iş birliği sayesinde Omron ile uzun zamandır devam eden ilişkimizi derinleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Akıllı üretime duyulan talepkar ihtiyaç için pazardaki hızlı büyüyen boşluğu doldurabilmek her iki şirket için de önemli bir fırsat sunuyor" dedi.

Omron, robot girişimlerini güçlendirerek, "i-Automation!" konseptinin hayata geçirilmesini hızlandıran üretim tesislerinin oluşturulmasını ve böylece müşterilere fayda sağlayıp dünyanın dört bir yanındaki insanların yaşamlarını zenginleştirmeyi amaçlıyor.

PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Dövizdeki artış sanayicimizi daha zorlu bir sürecin içine sürüklüyor”

Pandemi sürecinde global şirketlerin üretimi azaltması ve uluslararası taşımacılıkta yaşanan konteyner sorununun navlun fiyatlarına yansımasının plastik sektörünü hammadde krizine sürüklediğini belirten Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz: “Son dönemde döviz kurlarındaki hızlı yükselişlerden kaynaklı risk ve belirsizliklerin giderek artması, hammadde konusunda sıkıntı çeken sanayicimizi daha zorlu bir sürecin içine sürüklüyor” dedi.

Dövizdeki hızlı ve yüksek artışlardan kaynaklı sektörde ciddi bir durgunluk yaşanacak

Plastik sektörünün, sanayinin en önemli üretim kollarından biri olduğunu ve büyük ölçüde ithal hammaddeyle çalışıldığını söyleyen Ömer Karadeniz, “Hammaddeyi döviz üzerinden satın alan üreticilerimiz, son dönemde kurdaki yüksek artış ile ciddi sıkıntıya girmiştir. Yaşanan bu sıkıntı devam ettiği sürece maalesef iç piyasaya da olumsuz yansıyacak, dövizdeki hızlı ve yüksek artışlardan kaynaklı sektörde ciddi bir durgunluk yaşanacaktır. Çok uzağa değil, pandeminin etkisini ağır hissettirdiği yakın geçmiş döneme baktığımızda, hammaddede yüzde 150’lere varan fiyat artışı nedeniyle pek çok sanayici üretimi durdurdu. Öte yandan tedarik zincirinin de bozulması ile navlun fiyatları kısa sürede yaklaşık 5 kata kadar yükseldi. Son günlerde içinde bulunduğumuz duruma bakarsak sanayicinin işi daha da zorlaşıyor” dedi.

10.Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’nda kazananlar ödüllerine kavuştu

T.C. Ticaret Bakanlığı onayında, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinasyonunda ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) organizasyonu ile düzenlenen “10. Kimya Ar-Ge Proje Pazarı Ödül Töreni”, 27 Kasım 2021 tarihinde dijital olarak gerçekleştirildi. Altı proje kategorisinde toplam 87 projenin başvurduğu yarışmada 20 proje ödüle layık görüldü ve 550 bin TL para ödülü dağıtıldı. 

Bu yıl 10’uncusu düzenlenen ve İKMİB’in YouTube kanalından canlı yayınlanan “Kimya Ar-Ge Proje Pazarı” etkinliğinin ödül töreni, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu, İMMİB Genel Sekreteri Dr. S. Armağan Vurdu, Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Üyeleri ile proje başvuru sahipleri, akademisyenler ve sanayicilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Bu yıl 87 proje başvurdu

Bu yıl, “ilaç”, “medikal”, “boyalar ve yapıştırıcılar”, “plastik ve kauçuk”, “kozmetik-sabun ve temizlik ürünleri” ve “temel kimyasallar” olmak üzere 6 ayrı kategoride toplam 87 proje başvuru yaptı. 

Her kategoride finalist olan projelerin belirlenmesi ile finalistler, 27 Kasım 2021 tarihinde sabah ve öğlen oturumlarında jüri üyelerine dijital ortamda projelerini sundu. Jüri tarafından gerçekleştirilen değerlendirme sonucunda belirlenen kategori birincileri 50 bin TL, ikincileri 30 bin TL ve üçüncüleri 20 bin TL para ödülü almaya hak kazandı. Derece alan 20 proje sahibine toplam 550 bin TL para ödülü verildi. Ayrıca bir yıl içinde ticarileşen projelere 100 bin TL özel ödül verilecek. 

Raceplast Kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran: “Yüksek kaliteli mühendislik plastik ürünlerinde güvenilir ortağınızız!”

Raceplast müşterilerine başta otomotiv, havacılık ve uzay sanayi olmak üzere pek çok sektör için çeşitli formatlarda, renklerde ve sac kalınlıklarında termoplastiklerden yapılmış çok çeşitli yarı mamul ürünleri sunuyor.

Şirket Almanya Legden'deki üretim merkezinden, dünyanın her yerindeki müşterileri için çalışıyor ve ihtiyaçlarına göre uyarlanmış her türden plastik parçalar üretiyor. Müşteriler, teknik olarak yüksek düzeyde bireysel danışmanlık hizmetlerinden ve tüm sektör için özel olarak hazırlanmış çözümlerden yararlanabiliyor. Bununla beraber Raceplast güvenilirliğe, zamanında teslimata ve mümkün olan en iyi hizmete büyük önem veriyor. 

Üretim sahalarında her zaman en uygun sonuca ulaşmak için çok çeşitli plastik malzemelerle çalıştıklarını söyleyen Raceplast Kurucusu ve CEO’su Süleyman Ceyran: “En modern makineler ve deneyimli çalışanlarımızla, daha sonraki işlemler için müşterilerimizin ihtiyacı olan bitmiş parçalar, tornalanmış parçalar, yuvarlak çubuklar ve yarı mamul ürünler üretiyoruz. Mühendislik plastiklerinde modern makine parkı, uygun fiyat, güvenilir çalışma, zamanında teslimat, yüksek kaliteli plastik, özel çözümler ve güvene dayalı işbirliği stratejimiz ile Alman kalitesini tüm dünyaya ulaştırıyoruz” şeklinde konuştu.

Mühendislik plastikleri endüstrinin tüm kilit alanlarında gerçek bir yenilik öncüsü 

Ana iş kolu olan mühendislik plastiklerinde başta otomotiv olmak üzere pek çok sektör için çeşitli avantajlar sunduklarını ifade eden Süleyman Ceyran açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Bu inovatif ürünlerin önümüzdeki dönemde etkin kullanımı ile metallerin veya seramiklerin yerini alması bekleniyor. Ayrıca söz konusu olağan dışı teknik uygulamalar olduğunda, mühendislik plastiği bileşenleri genellikle tek alternatiftir diyebiliriz. Bu durum mühendislik plastiklerini endüstrinin tüm kilit alanlarında gerçek bir yenilik öncüsü haline getiriyor. PE1000, PE500, POM, PA, PEEK gibi yaygın kullanılan ticari ambalaj plastiklerine kıyasla mühendislik plastiklerinin, mekanik dayanım veya ısı direnci gereksinimleri daha yüksektir. Malzeme karışımları ve modifikasyonları, ürün özelliklerinin farklı uygulamalara uyacak şekilde geniş bir yelpazede optimize edilmesine imkân veriyor. Mühendislik plastikleri dayanıklı yapısı, kusursuz işlenebilirliği, güçlü kimyasal ve aşınma direnci ile endüstride tercih sebebi olmaya devam ediyor.”

Abdi İbrahim’den sürdürülebilirlikte yeni bir adım

Şirket, tüketici sağlığı ürünlerinin birincil ambalajlarında kullanılmak üzere daha sürdürülebilir ve döngüsel bir ambalaj türü olan biyobozunur polimerler geliştirilmesi için anlaşma imzaladı.

Abdi İbrahim ve Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde biyobozunur ambalajların geliştirmesi, prototip üretimi ve üretilen prototip ambalajın tüketici sağlığı ürünlerinin mevcut ambalajları için aranan tüm yasal ve teknik başarı kriterlerini sağladığının test edilmesini içeren süreçlerin 27 ayda tamamlanması hedefleniyor. Proje sonunda üretilecek biyobozunur polimer ambalajlar, Abdi İbrahim’in mevcut tüketici sağlığı ürünleri portföyünde yer alan ürünlerde kullanılacak. Proje ile Türkiye’de tüketici sağlığı ürünleri sektöründe ilk kez biyobozunur ambalaj kullanılmış olacak. 

“Küresel rekabette yeni eksen düşük karbonlu ekonomi”

Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Abdi İbrahim’in HEAL2030 sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında belirlediği hedefler doğrultusunda pek çok çalışma yürüttüklerini söyledi. “Çevresel başlık altındaki en önemli çatı hedefimiz 2030 yılına kadar karbon nötr bir şirket olmak” diyen Dr. M. Oğuzcan Bülbül, şöyle devam etti: 

Epson, yosundan biyoplastik üretimi için düğmeye bastı

Şirket, insan ve gezegen odaklı Ar-Ge çalışmalarını artırma kararı aldı. İlk hedef yosundan elde edilen biyoplastik ve hurda metal tozundan 3 boyutlu yazıcıyla üretim yapmak.

Epson, çevresel etkiyi azaltmaya yönelik yeni malzeme ve teknolojilerin geliştirilmesine odaklandı. Şirket, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanında yaptığı 100 milyar Japon yeni büyüklüğündeki yatırımın duyurulmasından sonra insan ve gezegen odaklı Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vereceğini açıkladı. Bu hedefle bu ürün ve malzemelerin gelişmesine fon sağlayacak. İlk hedef doğadan gelen ve doğada çözünebilen plastik ve geri dönüşümlü metaller kullanmak olacak.

İsrafı azaltmayı hedefliyor

Epson bu konuda başarıya ulaşmak ve küresel rekabet gücünü arttırmak üzere, fikir üretmeye ve fikirleri pazara sunmaya yönelik izlediği yöntemleri, yeni inovasyon ve girişim sermayesi fonlarıyla desteklenen bir modelle ele alıyor. Her türlü inovasyonun, kaynakların kullanımının en aza indirgenmesinden israfın azaltılmasına kadar toplumsal sorunlara çözüm üretmeyi temel alması hedefleniyor. Bu amaçla çalışanlar her şeyden önce sürdürülebilir çözümlere odaklanan bir yaklaşım içerisinde paylaşmaya ve yeni fikirler üzerinde iş birliği yapmaya daha fazla teşvik edilecek. Şirket, gelirlerde aşırı büyüme amacı gütmeden adil kâr elde etmeyi, sahip olduğu tescilli teknolojiler, ürünler ve hizmetlerden yararlanan açık ortaklıklar ve işbirlikleri yoluyla sürdürülebilir bir toplumu desteklemeyi taahhüt ediyor.

Gıda artıklarından üretilen biyolojik ambalaj

Avrupa Birliği destekli ‘USABLE’ projesi biyolojik atıklardan, doğada çözülebilir ambalajlar üretmeyi hedefliyor.

Sürdürülebilir ve biyolojik olarak doğada çözülebilir ambalaj geliştirme fikriyle ortaya çıkan USABLE* projesi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 11 ülkeden 25 ortakla araştırmalarını sürdürüyor. Gıdada kullanılan yan ürünleri ham madde olarak kullanarak, plastik ambalajlara karşı yüksek performanslı biyo-alternatifler geliştirmeyi hedefleyen projede ürün hedefine ulaşıldı.

USABLE projesinin geliştirdiği biyolojik kökenli, doğada çözünen ambalajı ülkemizde ilk kez kullanacak olan Koruma Klor Alkali, gıda atıklarının geri dönüşümüne katkıda bulunacak, karbon ayak izini düşürecek ve ambalajlarının çözünmesine olanak sağlayacak. 

Makarna üretiminde kullanılan yan ürünlerden mukavemetli ambalaj

Koruma Şirketler Grubu’nun alt şirketi Koruma Klor Alkali’nin nihai kullanıcı olarak yer aldığı proje, gıda kalıntıları, biyojenik CO2 gibi düşük maliyetli ve yaygın olarak bulunan gıda endüstrisinin yan ürünleri olan ham maddeleri mikrobiyal kültürler kullanarak polihidroksialkanoat (PHA) yani biyo-plastiğe dönüştürecek. Yüksek mukavemete sahip biyo-plastik ambalajlamada kullanılabilecek. 

Poşet fiyatı 25 kuruşta kaldı marketlerin aldığı pay sıfırlandı

2019 yılında başlayan “Ücretli Poşet” uygulamasında 2022 yılı için 25 kuruşluk ücrete zam yapılmaması, bunun yerine 25 kuruş içinde Zincir Marketlere verilen payın sıfırlanması çağrısında bulunan PAGEV’in önerisi karşılık buldu. 2022 yılında poşet fiyatına zam yapılmayacağını açıklayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2020 ve 2021 yılında aynı fiyatla devam eden plastik poşet ücretlerinin, 2022 senesi için de geçerli aynı ücretten devam etmesine karar verildiğini açıkladı. Buna göre 2022 Aralık sonuna kadar plastik poşet ücreti 25 kuruşta sabit kalacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2022 yılında uygulanacak poşet fiyatlarını görüşmek üzere konunun tarafları ile 29 Kasım Pazartesi günü toplantı düzenleyip, görüş almıştı. Poşet üreticilerini temsilen PAGEV’in davet edildiği toplantıya TOBB, Sivil Toplum Örgütü Yetkilileri ile Zincir Market Temsilcileri katılmıştı. Hararetli tartışmalara sahne olan toplantıda Bakanlık yetkilileri, tüm tarafları dinlemişti. Türkiye’de 2019 yılı itibariyle başlayan ücretli poşet uygulamasıyla birlikte 25 kuruşa satılmaya başlanan plastik poşette fiyatın 2022 yılı için 50 kuruşa çıkarılmasını talep eden Zincir Marketler, yüzde 100’e varan zam talep etmişlerdi. 

Plast Eurasia İstanbul 30. kez dünya plastik endüstrisini buluşturdu

Tüyap, plastik endüstrisinin bölgedeki en önemli fuarı olan Plast Eurasia İstanbul ile 30. kez dünya plastik endüstrisini buluşturdu. Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve PAGEV iş birliğiyle 1 Aralık tarihinde kapılarını açan fuar, 4 gün boyunca plastik sektörü için verimli iş birliklerine sahne olacak. 120 bin metrekarelik alanda 854 katılımcı firma ile 120’nin üzerinde ülkeden 60 binin üzerinde ziyaretçiyi bir araya getirecek olan fuar, 4 Aralık tarihine kadar devam edecek. Almanya, Azerbaycan, Bahreyn, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Fas, Filistin, Finlandiya, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Irak, İran, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Kosova, Libya, Lübnan, Makedonya, Mısır, Moritanya, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Şili, Tacikistan, Tunus, Ukrayna, Umman, Ürdün, Yemen, Yunanistan’dan olmak üzere 39 ülkeden 900’ün üzerinde alım heyeti fuardaki yerini aldı. Katılımcı firmaların ticari faaliyetlerine büyük bir açılım getirmesi beklenen fuar, bu yönüyle de ihracat faaliyetlerine kalıcı bir değer kazandıracak.

Borusan Limanı, pet şişe atıklarını döngüsel ekonomiye kazandırıyor

Aylık 18 bin atık pet şişe ipliğe dönüştürülürken bu iplikler liman çalışanlarının iş kıyafetlerinde kullanılıyor.

Borusan Grup şirketlerinden Borusan Limanı genel kargo, konteyner ve araç olmak üzere üç farklı faaliyet alanında konusunda uzman, deneyimli kadrosu ile Gemlik bölgesinde dünya standartlarında hizmet veriyor. 

Geçtiğimiz Eylül ayında 10.Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlayan Borusan Holding, “İklim, İnovasyon, İnsan” odak alanlarında “Dünyadan İlham Alarak Geleceğe İlham Verme” yaklaşımıyla sürdürülebilirlik faaliyetlerine devam ediyor. Holding Sürdürülebilirlik Komitesi ve Döngüsel Ekonomi Komitesi kapsamında yürütülen projeler ile doğal kaynak ve enerji kullanımını azaltan, döngüsel modellerden ilham alarak atık oluşumunu engelleyen ve karbon ayak izini en az seviyeye düşüren iklim dostu uygulamalar hayata geçiriliyor. 

Türkiye’nin ilk Yeşil/Eko limanlarından biri olan Borusan Limanı benimsemiş olduğu sürdürülebilirlik anlayışı ve çevre odaklı iş yapış modelleri ile her yıl artan iş hacmine oranla karbon ayak izini azaltıyor. Bu kapsamda yakıt yerine elektrik dönüşümleri gerçekleştiriyor, devreye aldığı güneş enerji panelleri ile yenilebilir enerji kaynakları kullanıyor, enerji tüketimini azaltmak için bünyesindeki eski teknoloji makineler yerine daha az enerji tüketen çevreci makineleri operasyona dahil ederek karbon salınımını azaltıyor.  Borusan Limanı, bu projelerin yanı sıra döngüsel ekonomi inisiyatifi kapsamında geri dönüşüm projeleri ile yılda 10 binin üzerinde ağacı kesilmekten kurtarıyor.

Pet şişeler düğmeye dönüşüyor

Doğal malzemelerden ürettiği düğme ve aksesuarlarla tekstil yan sanayinin öncü firmaları arasında yer alan Form Düğme, pet şişe atıklarından düğme üreterek dünya markalarına satıyor.

Plastiğin doğaya karışmasını önlemek için faydalı bir şekilde yeniden işlenmesi büyük bir öneme sahip. Bu bilinçle harekete geçen Form Düğme, hem kaynakları korumak hem de çevre kirliliğinin önlenmesine katkı sağlamak amacıyla geliştirdiği proje kapsamında doğada kaybolması en az 400 yıl süren pet şişeleri geri dönüşüm işleminden geçirerek düğmeye dönüştürüyor.

Form Düğme’nin uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda düğmeye dönüştürdüğü dünyanın en büyük çevresel atıklarının başında gelen pet şişeler, tekstil sektöründe dünyanın öncü firmaları tarafından kullanılıyor. Şirketin ürettiği bu düğmeler H&M, Tommy Hilfiger, Zara, Mango, Massimo Dutti, Ted Baker, River Island, Next, Scotch&Soda, Marco Polo ve Daniel Hechter gibi birçok marka tarafından tercih ediliyor.

Form Düğme’nin polyester düğme üretiminin %20’lik kısmı pet şişe geri dönüşümünden oluşuyor. Bu oranın yakın gelecekte çok daha fazla olmasını hedefleyen şirket, İspanya, İngiltere, İtalya, Romanya, Almanya, Hindistan, Çin ve Bangladeş gibi ülkelere de bu ürünleri ihraç ediyor.

Doğadaki pet şişe atıklarından düğme üretiyor

Düğme üretiminde kullanılan malzemelerin sürdürülebilir olmasına dikkat ettikleri ifade eden Form Düğme'nin Kurucu Ortağı Mustafa Oktay; “Sektördeki 24 yılı aşkın tecrübemizle, uluslararası standartlara sahip, çevre dostu üretimin öncü markaları arasındayız. TQP (Trim Qualification Program), GRS(Global Recycle Standart) ve Oekotex belgeleri ile çevreci duruşumuzu kanıtlıyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız neticesinde pet şişe atıklarını kullanarak geri dönüşümlü polyester düğme üretimine başladık. Doğal kaynakların etkin kullanımı için atıkların azaltılması, geri kazanımı, doğaya dost ürünlerin kullanımı konusunda önemli çalışmalara imza atıyoruz. Sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konularını önemsiyor ve bu konuda çeşitli Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz” dedi.

Doğal düğme üretiminde Avrupa'daki lider firmalar arasında yer aldıklarını ifade eden Oktay, katma değerli kalkınma için geri dönüşümlü ürünlerin önemine dikkat çekerken korozo, boynuz, kemik, kokonat, tahta, pamuk ve sedef gibi doğal hammaddelerden de üretim yapıklarını belirtiyor.

Form Düğme

Toyo Matbaa Mürekkepleri, Avrasya Ambalaj Fuarı’na katıldı

Şirket fuarda baskı ve ambalaj teknolojilerine yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerini sergiledi

Japonya merkezli mürekkep üreticisi Toyo Ink Group’a bağlı olan Toyo Matbaa Mürekkepleri, 26. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda ambalaj ve baskı sektörlerine yönelik ürün ve hizmetlerini sergiledi. Şirket pandemi koşullarına ve önlemlerine göre tasarlanan standı ile fuarın ilk gününden itibaren ziyaretçilerin dikkatini çekmeyi başardı. Türkiye ve yurt dışından katılan ziyaretçiler fuar boyunca Toyo Ink’in deneyimli ekibi ile gerçekleştirdiği toplantılarda metal ambalaj sistemleri, likit mürekkepler ve sheet-fed ofset mürekkepleri yanında ambalaj ve baskı sektörüne yönelik laminasyon tutkalı, plastik renklendirici ve pigment ürün grubu hakkında bilgi aldı. 

Özellikle Fogra ve G7 Metodolojisi uzmanlarıyla fuarda yer alan şirket, kalibrasyon ve baskı standardizasyonu uygulamaları ile birlikte, yeni ürün serisi olan GMP standartlarına uygun şekilde üretilen, kağıt ve karton gıda ambalaj malzemelerinin dış yüzeylerinde uygulanabilen, düşük koku ve migrasyon özelliklerine sahip LP-9000 Toyo Life Premium Food LO/ LM sheet-fed ofset mürekkep serisini tanıttı.

Ürün çeşitliliği, yenilikçi teknolojilere yaptığı yatırımlar ve iş süreçlerinde mükemmelliği hedefleyen kalite çalışmaları ile rakiplerinden farklılaşan Toyo Matbaa Mürekkepleri, lojistik avantaj sağlayan coğrafi konumu sayesinde ihracatta oldukça güçlü bir konumda bulunuyor. Bu anlamda dünyanın birçok bölgesinden gelen ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşan şirket, fuardan beklentisini karşılayarak ve ihracat hedeflerine katkı sağlayarak ayrıldığı bilgisini paylaştı.

Bareks yeni MDO hattı ile çevreye duyarlı yatırımlarına yenisini ekledi

İzmir Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi ve İzmir Serbest Bölgesi’nde faaliyetlerini yürüten Bakioğlu Holding şirketlerinden polietilen film üreticisi Bareks, yeni fabrika ve çevreci MDO PE hat yatırımlarını tamamlayarak üretim kapasitesini arttırdı.

Yürüttüğü sürdürülebilirlik ve çevre politikaları ile karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen şirket; %100 geri dönüştürülebilir ve daha az kaynak tüketen ambalaj çözümleri konusunda devam eden çalışmaları kapsamında önemli bir adım atarak; MDO (Machine Direction Orientation- Makine Yönü Oryantasyonu) özellikli “blown film” hattı yatırımını devreye aldı.

Yeni üretim hattında makine yönünde esnetilen filmler, standart çok katlı polietilen esnek ambalaj üretiminden farklı olarak; ısıl dayanım, çekme dayanımı, delinme direnci, sertlik ve makine yönünde uzama kontrolü gibi gelişmiş mekanik özellikler kazanıyor.

MDO’lu hatta üretilen filmler bu üstün mekanik özelliklere ilaveten yüksek şeffaflık ve parlaklık, düşük veya yüksek pusluluk ve ışık polarizasyonu gibi özel gereksinimleri karşılayacak birçok önemli optik özelliğe de sahip oluyor.

Bareks’te devreye alınan MDO teknolojisi sayesinde daha gelişmiş özelliklere daha az kaynak kullanımı ile ulaşarak; karbon ayak izi azaltılıp, %100 geri dönüştürülebilir esnek ambalaj üretimi mümkün oluyor. Bu işlemin üretim esnasında makine üzerinde yapılıyor olması, haricen yapılmasına kıyasla daha düşük enerji tüketimi ve daha az fire oluşumu sağlıyor.

Tamamen polietilenden üretilen çok katlı esnek ambalajların geri dönüştürülebilir olması, döngüsel ekonomi adına ciddi fırsatlar sunuyor. Yakarak bertaraf edilmek ya da atık toplama sahalarında kaderine terk edilmek yerine geri dönüştürülerek tekrar kullanılacak olan plastik atıklar sürdürülebilirliğin temelini oluşturuyor.

Depozito sistemiyle çevresel ve finansal kaybın önüne geçiliyor

Tüm atık yönetimi ve geri dönüşüm sürecini dijitalleştirmek için bulut tabanlı ERP yazılım ve donanımları sunan SaaS şirketi Evreka, Türkiye’de başlatılan uygulamalar kapsamında tüketilen içeceklerin ambalaj atıklarının depozito sistemiyle toplanması hareketine destek veriyor.

Atık yönetimi gibi büyük projelerin merkezi olarak yönetilebilmesi, verilerin toplanması ve analizi, karar destek sistemleri, entegrasyon kabiliyetleri gibi noktaların giderek önem kazandığını belirten Evreka Kurucu Ortağı ve CEO’su Umutcan Duman, “Tüm dünyada atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçlerine dair deneyimlerimizi bir potada eriterek, Türkiye’de çevresel ve finansal kaybın önüne geçecek başarılı projelere imza atmayı hedefliyoruz. Süreçte etkisi olan ve rol oynayan tüm paydaşlar, kurum ve kuruluşlarla iletişim halinde kalarak bilgi, görüş paylaşımı ve işbirliğine açık olduğumuzu aktarmaya çalışıyoruz. Merkezi bir yazılımın olması gerekiyor “Hayalimiz yeni kurulacak bir düzen ile sistemin tamamen merkezi bir yazılım üzerinden yönetilebiliyor olmasını sağlamak” ifadesini kullanan Duman, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu sayede Türkiye çapında mahalle mahalle geri dönüşüm oranları takip edilebilecek, gerekli yerlerde eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi sağlanabilecek, tüm süreçler anlık olarak takip edilebilecek ve istenen ölçüde anlık olarak raporlama yapılabilecek. Bu noktada sistem tasarımı süreçlerinde karar verici mercilerle fikir ve deneyimlerimizi paylaşmak üzere sürekli dirsek temasında olmayı hedefliyoruz.

Clariant’tan suya dayanıklı akrilik boyaları destekleyen yeni polimerik emülgatörler

Üretim avantajları: Minimum koagülasyon ile daha verimli bir bağlayıcı üretimi

Clariant, polimerik bağlayıcılar için iki yenilikçi reaktif emülgatörü Emulsogen® CPA 100 XS ve Emulsogen® CPN 100 XS’i piyasaya sürüyor. Bu emülgatörler, boya üreticilerinin olağanüstü su dayanımına sahip, kirlenme ve yağmur izi oluşumuna daha dayanıklı dekoratif boyalar üretebilmesine olanak sağlıyor.

Clariant'ın yeni emülgatörleri, kararlı, olağanüstü hidrofobik, küçük tanecikli bağlayıcılar oluşturmak için saf akrilik ve stiren akrilik bağlayıcılara adeta çapa gibi tutunuyor. Boyanın su dayanımı ve yüzeye yapışması gibi temel özelliklerini olumsuz etkileyen veya yağmur izi ve kirlenme gibi hoş olmayan estetik kusurlara neden olan emülgatör migrasyonunu önleyerek boya üreticilerinin en son gereksinimlerini de karşılayabiliyor.

Clariant Endüstriyel Uygulamalar Bölümü’nün Global Pazarlama Lideri olan Sebastian Prock yaptığı açıklamada konu ile ilgili şunları söyledi: “Kirlenme ve yıkama dayanımı, günümüzün dış cephe dekoratif kaplamalarında giderek daha fazla talep ediliyor. Çeşitli faktörlerden etkilenmesine rağmen, daha az su emme özelliğine sahip bir akrilik veya stiren akrilik bağlayıcı, bileşenlerini ve koruyucu özelliklerini muhafaza etmek üzere sıkıca kapatılmış bir film oluşturuyor. Boya performansına olumsuz etkileri olan emülgatör sızıntısı olmadığında, yağmur izleri gibi istenmeyen durumların oluşma olasılığı daha da azalır. Yapılan testlerde bu emülgatörlerimiz, alternatiflerine kıyasla beyazlamayan, şeffaf filmler oluşturarak daha yüksek performanslı boyalar ve endüstri tarafından kabul edilen daha yüksek kaliteli, suya dayanıklı bağlayıcılar elde edilmesine olanak sağlıyor.”

Yeni emülgatörler, boyalara olan faydalarının yanı sıra daha pürüzsüz ve daha sorunsuz bir bağlayıcı üretim sürecinin avantajlarını da beraberinde getiriyor. Bağlayıcı, daha küçük ve kararlı parçacıklara sahip olduğundan, karıştırma hızında yavaşlamaya veya daha fazla temizlik molasına ihtiyaç duyulmasına neden olan büyük parçacıklara kıyasla, daha az tıkanma veya koagülasyon oluşmasını sağlıyor.

Meltem Kimya’nın geri dönüşüm projesine 30 milyon dolarlık kredi

Şirket, kimyasal depolimerizasyon yöntemiyle kullanılmış PET şişeleri yapıtaşlarına ayırarak ürettiği rPET resin hammaddesiyle PET şişelerin sonsuz kez geri dönüştürülmesine imkân sağlayacak.

Yenilikçi finansman modelleriyle Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümesine katkı sağlayan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), döngüsel ekonomi alanında dünya çapında önemli bir ilki gerçekleştiren geri dönüşüm projesine 30 milyon dolar tutarında 8 yıl vadeli finansman desteği sağlıyor. TSKB ile Meltem Kimya arasında imzalanan kredi anlaşması, TSKB Genel Müdürü Ece Börü ve Meltem Kimya CEO’su Turan Şahin’in katılımıyla gerçekleştirildi.  

Meltem Kimya’nın Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan tesislerinde gerçekleştirilen imza töreninde TSKB Genel Müdürü Ece Börü, “Pet şişelerin doğada yok olması 400 yılı buluyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı tahminlerine göre plastik atıkların 2050 yılında 12 milyar tonu bulacağı ön görülüyor. İklim krizi riskinin kritik boyutlara ulaştığı günümüzde doğayı ve geleceğimizi koruyan iş birlikleri son derece büyük önem taşıyor. TSKB olarak kredi sunduğumuz Meltem Kimya, dünyada ilk kez kullanılacak kimyasal ayrıştırma yöntemi ile pet şişelerin sonsuz kez geri dönüştürülebilmesini sağlayacak. Bu yöntem aynı zamanda geri dönüşüm işleminin düşük karbon salımı ile gerçekleşmesine olanak tanıyacak. Döngüsel ekonomi açısından böylesine önemli bir projeye finansman sağlamaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Raceplast’tan yüzde 80’lik sipariş artışı

Gerekli personel ve altyapı hazırlıklarının ardından Türkiye’de ofis açmayı planlayan şirket, 2023’te gıda, içecek, otomotiv ve savunma sanayine hizmetlerini sunmayı hedefliyor.

Süleyman Ceyran’ın 2007’de kurduğu Raceplast firması, Almanya’da hızla büyümeye devam ediyor. Geçen aylarda Türkiye pazarında da yer alacağı açıklanan firma mühendislik plastiklerindeki uzmanlığını kullanarak kalite ve hizmeti aynı anda sunmak için çalışmalarını sürdürüyor. Genç girişimci Ceyran 2021’de siparişlerin yüzde 80 arttığı bilgisini paylaşırken, 2022 yılı için büyüme beklentilerinin ise en az yüzde 20 olduğunu söylüyor. Bu yıl 500 bin euro makine yatırımı yaptıklarını ifade eden Ceyran, 2021 performansları ile gelecek seneki hedeflerini şu sözlerle değerlendiriyor:

“Salgına rağmen büyümeyi sürdürdük”

2007’de kalite ve hizmeti birleştirmek için kurduğum Raceplast, salgın dönemi etkilerinin yoğun olarak görüldüğü 2020 ve 2021’de de büyümeyi sürdürdü. Bundan ötürü gurur duyuyorum. Verilerimiz incelediğinde pandemi koşullarının çok ağır olduğu 2020’de bile sipariş sayımızın yüzde 10 arttığını görüyoruz. 2021’de ise bu oran yüzde 80’i geride bırakmış durumda. Bu ciddi artışların da verdiği güçle ilk satış ofisimizi Eylül ayında Hollanda’da kurduk. Şimdi Fransa, Belçika ve Türkiye’de satış ofislerimiz için hazırlıklarımız tüm hızıyla sürüyor. 

“2022’de en az yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz”

Salgın döneminde birçok küçük, orta ve büyük ölçekli firma ne yazık ki küçülmek zorunda kaldı. Bizimse 2020 ve 2021 yılları ciromuz her sene için yüzde 30’luk bir gelişme gösterdi. Bununla birlikte bu yıl içinde yeni makine yatırımları için yaptığımız 500 bin euroluk yatırımı ile 2022’deki üretim kapasitemizi de büyük oranda artırmış olacağız. Sadece makine yatırımları değil, otomasyon sistemlerimizi de güçlendirmeyi hedefliyoruz. Gelişmiş sanayi robotlarının fabrikalarımızda yerini alması için görüşmelerimiz sürerken, Türkiye’de kurmak istediğimiz fabrika projemizi de ilerletmek istiyoruz. Almanya’da başarı elde etmiş bir firma olarak, amacımız sadece burada sınırlı kalmak değil. İhracat bizim için çok önemli bir alan. 2020’de ihracat oranımız yüzde 8’ken, bu sene yüzde 12’ye çıkardık. 2022 için büyüme hedefimiz şu an için yüzde 20 ve bu oranın çok daha üstüne çıkma hedefiyle ben ve tüm arkadaşlarım çalışmayı sürdürüyoruz.

“2022’de Türkiye’ye daha çok odaklanacağız”

Türkiye’yi yaklaşık 15 yıldır takip ediyorum ve buradaki pazarda çok büyük potansiyel görüyorum. Türkiye genç bir nüfusa sahip ve kalite konusunda da çok büyük adımlar atıldı. Bu konuda Türkiye’deki şirketlere kaliteli alternatifler sunabileceğimize eminim. 2022’de Türkiye bir ofis açmayı planlıyoruz. Gerekli personel ve altyapı hazırlıklarının ardından 2023’te Türkiye’de gıda, içecek, otomotiv ve savunma sanayisine hizmetlerimizi sunmayı hedefliyoruz. 

“Sürdürülebilir ve iklim dostu büyüyeceğiz”

Salgınla birlikte tüm dünyayı etkileyen büyük bir iklim krizinin yaşandığının da farkındayız. Geçtiğimiz Ağustos ayında yayımlanan Birleşmiş Milletler’e bağlı Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporu dünya için kırmızı alarm verdi. Biz de Raceplast olarak tesislerimizde çevre dostu olmaya son derece özen gösteriyoruz. Geri dönüşüm bizim için çok önemli. Kullandığımız malzemelerin artıkları plastik üreticilerine geri dönüşüm olarak geri gidiyor. Elektriğimizin büyük bir kısmını güneş enerjisinden tedarik ediyoruz. Bununla birlikte şirket araçlarımızı da elektrikli olanlarla değiştirmeyi planlıyoruz. Özetle, sürdürülebilir ve iklim dostu büyümeyi önceliklerimiz arasında sayıyoruz.

Hopan Plastik Plast Eurasia Fuarı’na katılıyor

Plastik ve ambalaj sektörüne ithalat-ihracat kaynaklı olarak hammadde satış ve pazarlama hizmeti ile çözümler sunan Hopan Plastik, 1-4 Aralık tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan Plast Eurasia İstanbul 2021 Fuarı’na katılım gerçekleştiriyor. Şirket ürün yelpazesi içinde yer alan Polietilen (PE), Polipropilen (PP), Polistren (PS), Polivinilklorür (PVC) ve Polietilen Tereftalat (PET) hammaddeleri ile fuardaki standında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Fuara katılım amaçları ile ilgili bilgiler veren Hopan Plastik kurucu ortaklarından Fatih Mete; “Firmamız yetkililerinin ve grup firmalarımızın uzun yıllar süren başarılı çalışmaları ve bağlantıları sayesinde plastik ambalaj sektöründe dünya çapında tanınan bir firmayız. Yine pazardaki mevcut müşterilerimizle bir araya gelebilmek ve yeni potansiyel müşteriler ile tanışma imkânı bulabilmek amacıyla sektör fuarlarına katılmaktayız” dedi.

Hem ülkemizdeki hem de dünya pazarındaki mevcut plastik üreticilerine kaliteli ve hızlı hammadde hizmeti sunduklarına işaret eden Fatih Mete, “Dünya çapındaki hammadde üretici fabrikaları ile kurduğumuz bağlantılarımız sayesinde ithal etiğimiz plastik hammaddeleri sektörümüzdeki yerli üreticilerimizin hizmetine sunuyor ve aynı zamanda yurtdışına ihracat gerçekleştiriyoruz. Türkiye genelinde ve dünyanın 70’den fazla ülkesinde potansiyel müşteri portföyüne sahibiz.”

Müşteri profilinin büyük bölümünü plastik poşet, film ve ambalaj ürünleri üreticilerinden oluşturan şirket, aynı zamanda diğer plastik üreticilerine de hammadde tedarik hizmeti sağlayabiliyor.

Ülkemizin bulunmuş olduğu konumdan dolayı dünya üzerindeki birçok ülkeye hızlı lojistik avantajı ile hizmet sunduklarına da değinen Fatih Mete; “Depolarımızda hazır bulunan veya yüklemeye hazır ürünlerimizin yüklenmesinden başlayan gümrük işlemlerinin yapılması, depolanması, müşterilerimize ulaştırılmak üzere gönderilmesi ile devam eden tüm lojistik hizmet süreci firmamız tarafından sağlanmaktadır. Lojistik süreçleri en hızlı şekilde tamamlayarak, üreticilerimizin hammadde ihtiyacını en hızlı şekilde ve doğru zamanda karşılamak için tüm gücümüzle çalışmaktayız. Teslimatı yapılan ürünlerin kullanılmasında yine tecrübe ettiğimiz teknik bilgileri deneyimli teknik ekibimiz sayesinde müşterilerimize aktararak daha verimli ve kaliteli bir üretim süreci olmasına yardımcı oluyoruz” cümleleri ile açıklıyor.

İKMİB, plastik sektörünü çalıştayda buluşturdu

Plastik Sektörü Gelecek Araştırması Çalıştayı, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 5-6 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Plastik sektörünü bir araya getiren çalıştayda sektörün bugünü ve geleceği ele alındı.

İKMİB ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenen “Plastik Sektörü Gelecek Araştırması Çalıştayı”na, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, İKMİB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Tayfun Demir, İKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Selçuk Gülsün, Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Öksüz, Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS) Başkanı Kağan Yeşil, Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) Başkanı Şener Gençer, Kayseri Plastik İşletmeciler Derneği (KAYPİDER) Başkanı Yusuf Özkan başta olmak üzere İKMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Plastik Sektörü Üyeleri, sektörün önde gelen firmaları, Ticaret Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Eximbank temsilcileri ile Kompozit Sanayicileri Derneği, FASD ve SEPA gibi sektörel derneklerin temsilcileri katıldı. 

İki gün süren çalıştayın ilk gününde, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister tarafından pandemi öncesi ve pandemi döneminde yapılan çalışmalar ile gelecek dönemde yapılacak etkinliklere ilişkin bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi. PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz ve PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün de yaptıkları konuşmalarda sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca iki gün boyunca sektörün geleceğine yönelik beklentiler ve fırsatlar ele alınırken, sektörün sorun ve çözüm önerileri de masaya yatırıldı. 

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı