Thursday, Nov 21st

Last updateWed, 13 Nov 2024 8am

Buradasınız: Home Haberler

FU CHUN SHIN (FCS) - PLASTİK ENJEKSİYON MAKİNELERİ

Geri dönüşüme büyük yatırım yapan Türkiye dünyada öne çıktı

8’inci PAGEV Uluslararası Plastik Ambalaj Kongresi ‘Yeni Regülasyonlar Işığında Ambalajda Avrupa Gerçeği ve Gelişen Global Pazarlar’ başlığıyla geçtiğimiz günlerde düzenlendi. Kongre sonrası açıklamalarda bulunan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, kongrenin ambalaj ve özellikle plastik ambalaj sektörü için çok önemli bir konumda olduğuna dikkat çekti. Eroğlu, plastik sektörünün en büyük bölümünü ambalaj kısmının oluşturduğunu söyledi ve Türkiye’nin Avrupa kıtasında en büyük 2’nci, dünyada da en büyük 6’ncı plastik mamul üreticisi olduğunu dile getirdi. Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de her yıl 11 milyon ton plastik mamul üretimi yapılıyor. Bu 11 milyon tonun kırılımı yapıldığında da yüzde 40'ı, yani en büyük kısmı ambalaja gidiyor. Dolayısıyla plastik sektörü dediğimiz zaman ambalaj çok özel ve ayrı bir yere sahip. Diğer taraftan ambalaj ihracatının yüzde 70'ini de plastik ambalaj ihracatı oluşturuyor. Tüm bu değerlendirmeler ışığında bakıldığında düzenlenen kongrenin hem plastik sektörü için hem de ambalaj sektörü için ne kadar önemli olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.”

PAGDER: Her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor

Plastik sektöründe yatırımı özendirmek için yatırım teşvik sisteminde değişiklik yapılması gerektiğini belirten Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Benliler, “Sektörümüzde yoğun olarak kullanılan plastik enjeksiyon makinelerinin, gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamayacak makine ve teçhizat listesinde yer alması sebebiyle sektör yatırımları fiilen teşvik kapsamı dışında kalıyor. Bu durumun bir sonucu olarak yatırım amacıyla ithal edilen her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor. Devletimiz finansman maliyetlerinin yükseldiği bu süreçte yatırım maliyetleri üzerindeki vergi yükünü azaltarak yatırımları hızlandırabilir” dedi.

Yatırımlar hızla azalıyor

Geçmiş yıllarda plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinden yararlanabildiğini dile getiren Benliler, “Yakın zamana kadar değişiklik öncesi yatırım teşvik belgesi almış olan yatırımcılar gümrük vergisi muafiyetinden yararlanmaya devam ediyorlardı. Lakin yeni belgelerde bu muafiyetten yararlanılamıyor olmasının da etkisiyle plastik sektöründe yatırımların yavaşladığını gözlemliyoruz. Yılın ilk 8 ayında plastik enjeksiyon makinesi ithalatı %20 daralmış durumda. Bu durumun temel sebeplerinden biri de enjeksiyon makinesi ithalatındaki vergi yükü. Zira mevcut durumda ithal edilen her 5 makine için 1 makine değeri kadar vergi veriliyor. Hali hazırda yüksek finansman maliyetleri ile karşı karşıya olan yatırımcılar ise vergilerin de körüklediği bu yüksek yatırım maliyetleri sebebiyle ya yatırım kararlarından vazgeçiliyor ya da yatırım kapsamını daraltılıyor. Sektörümüzün yatırım iştahında meydana gelen bu daralmanın devam etmesi durumunda orta vadede rekabet gücümüzü kaybetmemiz söz konusu olacaktır. Özellikle ihracat pazarlarındaki rakiplerimizde yatırımların hız kesmemesi ülkemizin sadece üretim kapasitesi olarak değil üretim kabiliyeti ve verimliliği olarak da rekabette geri plana düşmesine neden olabilir. Zira makine teknolojisinde meydana gelen gelişmelerin bir neticesi olarak makinelerin enerji verimliliği ve üretim tutarlılığı hızla gelişmekte. Bu süreçte rekabet gücümüzü korumak için değil durmak, yavaşlamayı dahi aklımızdan geçirmemiz lazım” dedi.

Ülkemizde yeterli üretim yok

Ülkemizde plastik enjeksiyon makinesi üretiminin kısıtlı olduğuna dikkat çeken Benliler, “Sektörümüz enjeksiyon makinesi ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamak zorunda zira ülkemizdeki yerli makine üreticilerimizin kapasiteleri ihtiyacı karşılayamıyorlar. Bu sebeple plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinin dışında yer alması yerli makine üreticisine büyük bir getiri sağlamadığı gibi yerli plastik mamul üreticisinin ise yatırım planlarını hayata geçirmesine engel olmaktadır. Diğer yandan ise nihai ürünlerden farklı olarak yatırım malları maliyetleri üzerindeki bu gibi artışların etkisi çok daha geniş bir alana yayılmakta ve enflasyon üzerinde hızlandırıcı bir etki yapmaktadır. Bu sebeple imalat sanayinin tamamının çıkarını gözeterek, sektörümüzde yatırımları hızlandırmak adına plastik enjeksiyon makinelerinin gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamayacak makine ve teçhizat listesinden çıkarılması ekonomimizin sağlıklı gelişimine katkı sağlayacaktır” dedi.

Ekim ayı ihracatının yıldızı plastik sektörü oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı ekim ayında yüzde 3,6 artışla 23.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. En fazla ihracat yapan sektörler arasında otomotiv 3.5 milyar dolarla ilk sırada yer alırken, kimya sektörü ise ekim ayında 2.47 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin ikinci en çok ihracat yapan sektörü oldu. Sektörün ilk 10 ayında ihracatımız yüzde 2,7 artışla 26 milyar dolara ulaştı. 

Kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında, plastikler ve mamülleri ihracatı 819 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 442 milyon dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler bulunurken, anorganik kimyasallar ihracatı 240 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. ‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk 10’da yer alan diğer sektörler ise; 153 milyon dolarla ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, 138 milyon dolarla ‘kauçuk, kauçuk eşya’, 134 milyon dolarla ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, 114 milyon dolarla ‘eczacılık ürünleri’, 108 milyon dolarla ‘muhtelif kimyasal maddeler’, 66 milyon dolarla ‘organik kimyasallar’ ve 45 milyon dolarla ‘yapıştırıcılar, tutkallar’ oldu.

“Türkiye ihracatında, ekim ayı rekoru kırıldı”

Ekim ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artışla 23.6 milyar dolara ulaştığını söyleyen Plastik Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, şimdiye kadar en yüksek ekim ayı ihracatının yaşandığını belirtti. 

İhracatın bir ülkenin ekonomik büyümesine, uluslararası ilişkilerine ve işletmelerin rekabet gücüne olumlu etkileri olan önemli bir ticaret faaliyeti olduğunu bildiren Karadeniz, “İşletmelerin küresel pazarda rekabet edebilmeleri ve ülkelerin ekonomik refahını artırabilmeleri için ihracata verilen önem giderek artıyor. Bu nedenle, ihracatın işleyişini anlamak ve bu alanda doğru adımlar atmak işletmeler ve ülkeler için kritik bir öneme sahip” dedi. 

TİM’in verilerine bakıldığında bir önceki yıla göre yaklaşık 800 milyon doların üzerinde bir artışın görüldüğünü kaydeden Karadeniz, 2024 yılının ilk 10 ayında mal ihracatımızın 209,7 milyar dolardan 216,4 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekti. 

Çatı kuruluş PLASFED olarak sektörde faaliyet gösteren işletmelerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Ömer Karadeniz, dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri anımsatarak, bu ortamda Türkiye ekonomisinin tüm olumsuzluklara rağmen, inovasyon, üretim, yatırım, istihdam ve ihracata odaklı politikalarla gücünü artırmaya devam ettiğini söyledi.

Türkiye ihracatının her daim desteklenmesini istediklerini ifade eden Karadeniz, “Sektörümüz ekonomik iyileşme sürecinde öncelikle devlet desteğine ve finansmana erişimde kolaylıklara ihtiyaç duyuyor. Hedeflerimize ulaşabilmek adına plastik sanayicileri olarak çok çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

ARBURG ve AIMPLAS malzeme araştırma alanında iş birliği yapıyor

İspanya, Valensiya'daki ünlü Plastik Teknoloji Enstitüsü AIMPLAS ve Arburg, Temmuz 2024'ten bu yana endüstriyel katkılı üretim için malzeme araştırmaları alanında iş birliği yapıyor. Sağlanan Freeformer 200-3X, AIMPLAS'ta katkılı üretim için yeni malzemeleri nitelendirmek amacıyla testler gerçekleştirmek için kullanılıyor. Araştırma ekibi, Eylül ayında Arburg uzmanları tarafından eğitildi. Ortak hedef, tıp gibi zorlu endüstrilerin gereksinimlerini karşılayan yeni uygulamalar geliştirmek.

Freeformer, tıbbi teknoloji için malzemeleri katkılı olarak işliyor

AIMPLAS’a kurulan Freeformer 200-3X cihazı, tıbbi olarak onaylanmış orijinal malzemeler (FDA) dahil olmak üzere ticari olarak temin edilebilen çok çeşitli plastik granülleri işleyebilme kapasitesine sahip. Test edilen malzemeler arasında modifiye edilmiş orijinal malzemeler, tıbbi polilaktitler, biyopolimerler ve bu malzemelerin kombinasyonları yer alıyor. Plastik uzmanları, çekme mukavemeti, kopma uzama, sıkıştırma ayarı, çözünürlük ve su direnci gibi özellikler açısından malzemeleri optimize etmek için çalışıyorlar. Daha sonra bumalzemeler, örneğin ortezler, emilebilir implantlar ve kemik kırıklarının tedavisi gibi uygulamalar için katkılı olarak 3D baskılı bileşenler üretmek için kullanılacaklar.

Optimize edilmiş malzeme işleme için açık 3D baskı sistemi

Freeformer ve APF prosesinin en önemli avantajlarından birinin, bileşen özelliklerini hedeflenen bir şekilde değiştirmek için süreç parametrelerinin esnek bir şekilde değiştirilebilmesi olduğu ifade ediliyor. Freeformer için oluşturulan program, küçük serilerin tekrarlanabilir bir şekilde katkılı olarak üretilmesine olanak tanıyor ve gerekirse süreci ayrı ayrı daha da optimize etme seçeneği korunuyor.

Arburg ve AIMPLAS arasındaki iş birliği, Freeformer 200-3X'in ilk olarak bir yıllık bir süre için kiralanmasını kapsıyor. Bu sayede Valencia'daki teknoloji merkezindeki araştırmacılar, test ve deneylerini daha da geliştirme fırsatı bulacaklar. İş birliği, tıbbi teknoloji ve kişiselleştirilmiş bileşenler üzerine odaklanıyor. Arburg'un APF (Arburg Plastic Freeforming) uzmanları, bu görev için Eylül 2024'te AIMPLAS ekibine özel eğitim verdiler. Bu ortaklığın, araştırmaların derinleştirilmesine ve yenilikçi çözümler geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedeflediği belirtiliyor.

Avrasya Ambalaj İstanbul ve Food-Tech Eurasia Fuarları 23 Ekim’de kapılarını açıyor

İstanbul’daki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde 23-26 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenecek 29. Avrasya Ambalaj İstanbul ve 18. Food-Tech Eurasia Fuarları, ambalaj ve gıda teknolojilerindeki en son yenilikleri sektör profesyonelleriyle buluşturacak. İlave membran yapılarla birlikte toplam 16 salonda 120.000 m² kapalı alanda 1.200'den fazla yerli ve yabancı katılımcı firmanın stant açtığı fuarlarda, 15.000’i yurt dışından olmak üzere 80.000 ziyaretçinin ağırlanması hedefleniyor.

RX Tüyap ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) iş birliğinde düzenlenen 29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nın geniş bir destekçi listesi var. Başta T.C. Ticaret Bakanlığı olmak üzere Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD), Etiket Sanayicileri Derneği (ESD), Esnek Ambalaj Sanayicileri Derneği (FASD), Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD), Metal Ambalaj Sanayicileri Derneği (MASD), Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) ve Sert Plastik Ambalaj Sanayicileri Derneği (SEPA) fuarın destekçileri arasında yer alıyor. 18. Uluslararası Gıda ve İçecek Teknolojileri Fuarı Food-Tech Eurasia ile eş zamanlı düzenlenen 29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda ambalaj ürünlerinden, ambalaj makinelerine, gıda işlem makinelerinden, ambalaj baskı ve konverting teknolojilerine kadar uzanan pek çok farklı ürün ve teknoloji fuar ziyaretçileriyle buluşacak.

Zengin içerik ve geniş katılımcı profili

1.200'den fazla yerli ve yabancı firma ve firma temsilciliğin katıldığı her iki fuarda toplam 80.000 ziyaretçi hedefleniyor. Bu fuarlar, sadece Türkiye’den değil, ABD, Almanya, İngiltere, İtalya, İran, Kazakistan, Suudi Arabistan gibi pek çok ülkeden ve farklı bölgeden sektör profesyonellerini ziyaretçi olarak ağırlayacak. 15.000 uluslararası ziyaretçi beklentisi ise fuarların global ticaretteki önemini bir kez daha vurguluyor.

Geniş ürün yelpazesi ve teknolojik yenilikler

Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’nda; ambalaj ürünleri ve makinelerinden ambalaj baskı ve konverting teknolojilerine kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesi sergilenecek. Food-Tech Eurasia’da ise çikolata, süt ve et işleme teknolojileri, soğuk zincir çözümleri ve gıda güvenliği gibi konularda en yeni makine, ekipman ve teknolojiler fuar ziyaretçilerine tanıtılacak.

Her iki fuarda da ziyaretçiler, projeye özel anahtar teslim çözümler bulacak ve yenilikleri yakından inceleyerek, yeni yatırım fırsatlarını değerlendirebilecek. Özellikle gıdadan tekstile, kozmetikten otomotive kadar pek çok farklı sektöre yönelik ambalaj çözümleri, ziyaretçilerin büyük ilgisini çekecek.

Ambalaj Tasarımı ve İnovasyon Sokağı

Salon 3 ve 4 fuayesinde yer alan "Ambalaj Tasarımı ve İnovasyon Sokağı" da fuar da dikkat çeken özel alanlar birisi. Bu alanda, sürdürülebilir ve yaratıcı ambalaj çözümleri sunan yenilikçi girişimler, sektör profesyonelleriyle buluşacak.

Ziyaret Saatleri ve Biletler

Fuarlar, 23-25 Ekim 2024 tarihleri arasında 10:00-18:00, 26 Ekim Cumartesi günü ise 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Fuar biletleri ise fuar web sitesinde ve fuar günlerinde ise kapıda satışta olacak. Hangi firmaların fuarlarda katılımcı olduğunu incelemek için fuar web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Geri dönüşüm bireylerin yaşamında önemli

ÇEVKO Vakfı’nın yıl içinde yaptırdığı “YEŞİL NOKTA Algı Araştırması” sonuçları, Türkiye’deki bireylerin ambalaj atıklarının geri dönüşümü ve çevresel etkisi hakkındaki algı ve davranışları bakımından açıklandı. 

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”nın, ZENNA Araştırma işbirliğinde Türkiye genelinde 18 yaş ve üzeri 1.000 kişi ile, 7 bölgeyi temsilen 26 ilde CAWI (çevrim içi anket uygulama yöntemi) ile görüşülerek gerçekleştirildiğini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer “Bu araştırma 18 yaş ve üzeri 50 milyonluk bir nüfusu temsil ediyor” açıklamasında bulundu. 

Araştırmaya katılan bireylerin %79’u ambalaj atıklarının iş yerlerinde çöpten ayrı biriktirildiğini belirtti.  Bunun araştırmanın kapsamı düşünüldüğünde 39 milyon kişiye karşılık geldiğini bildiren Genel Sekreter İmer, “Bu yüksek rakamı, okullara, hastanelere, kamu kurumlarına ve özel iş yerlerine özellikle Sıfır Atık Yönetmeliği ve devletin Sıfır Atık politikasıyla birlikte görünür şekilde yerleştirilen geri dönüşüm kutularının bireylerde yarattığı olumlu algının sonucu olarak değerlendiriyorum.  Toplumda bu konuda oluşmuş farkındalık bakımından çok önemli bir başarı” şeklinde konuştu.  İmer sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan, bireyler iş yerlerinde atıkların ayrı biriktirildiğini söylerken, bu konunun ne kadar içinde yer aldıklarını ortaya koymaksızın edilgen bir yaklaşımı dile getiriyorlar.  Oysa iş yerlerinde yaratılan farkındalığın, atıkların sistemli, verimli ve entegre olarak toplanıp geri dönüştürülmesi ile sonuçlandırılması gerektiğini düşünürsek, daha sahada yapılması gereken önemli işler var.”

Bakioğlu Holding ve Grup Şirketleri, sürdürülebilirlik alanında başarılı adımlar atmaya devam ediyor

Bakioğlu Holding ve Grup Şirketleri, sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlılık konusundaki kararlılığını tüm faaliyetlerinde ortaya koyuyor. Grup, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik yatırımlarına hız kesmeden devam ederek, “geleceğe dair sorumluluklarının baki” olduğunu somut ve başarılı örneklerle ortaya koyuyor. 

Bu çerçevede çalışmalarını sürdüren Grup Şirketlerinden Bak Ambalaj; şirketleri çevre, işçi ve insan hakları, etik ve sürdürülebilir tedarik açısından küresel olarak değerlendiren EcoVadis tarafından bronz madalya kategorisinde değerlendirildi. Bakioğlu Holding Sürdürülebilirlik Komitesi, “EcoVadis, dünya genelinde şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını değerlendiren prestijli bir platform olup, bu ödül Bak Ambalaj’ın sürdürülebilirlik alanındaki güçlü performansını kanıtlar niteliktedir.” diye ifade etti.

Grubun diğer şirketi Polibak da çevre odaklı çalışmalarıyla öne çıkmaya devam ederek, tüm tesislerinde OCS (Operational Clean Sweep) denetimini, sıfır uygunsuzluk ve başarıyla tamamladı. 

PAGEV Vakfı tarafından yürütülen ve İyi Süpürme Hareketi olarak bilinen Operation Clean Sweep, plastik endüstrisindeki granül kayıplarını minimize etmeyi, plastik üretim tesislerinde granüllerin, parçacıkların ve tozların nehirlere ya da denizlere karışmasını önlemeyi ve çevremizi korumayı amaçlayan uluslararası bir girişim.

Bakioğlu Holding ve Grup Şirketleri, sürdürülebilirlik alanında attıkları bu adımlar ile çevresel duyarlılığı iş süreçlerinin merkezine yerleştirirken, sürdürülebilir bir geleceği inşa etme yolundaki kararlılıklarını da gözler önüne seriyor. 

Tetra Pak Türkiye’de üst düzey atama

“İyi Olanı Korur” vizyonuyla gıdayı, insanı ve gezegeni korumaya yönelik bir yaklaşımla faaliyetlerini sürdüren ve gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmeyi taahhüt eden Tetra Pak’ta üst düzey bir atama gerçekleşti. Tetra Pak bünyesinde farklı bölgelerde çeşitli pozisyonlarda 25 yılı aşkın süredir görev alan Eliseo Barcas, 1 Ekim 2024 tarihinden itibaren Tetra Pak TIRCCA (Türkiye, İran, Kafkasya ve Orta Asya) Bölgesi’nin Genel Müdürü olarak atandı.

Tetra Pak TIRCCA Bölgesi (Türkiye, İran, Kafkasya ve Orta Asya) Genel Müdürü Eliseo Barcas, yeni görevinde Tetra Pak'ın büyümekte olan önemli pazarlarında iş geliştirme faaliyetlerine odaklanacak. Barcas’ın yiyecek-içecek endüstrisindeki yıllara dayanan deneyimi ve küresel pazarlara ilişkin stratejik bakışı, şirketin TIRCCA Bölgesi’ni yeni başarılara doğru yönlendirmede önemli rol üstlenecek.

Harvard Extension School'da Pazarlama alanında Genel Yönetim MBA derecesine sahip Eliseo Barcas, 25 yılı aşkın süredir FMCG ve B2B sektörlerinde görev yapıyor. Tetra Pak TIRCCA Bölgesi Genel Müdürü olarak atanmasından önce Barcas, sırasıyla Tetra Pak Andina Bölgesi (Bolivya, Kolombiya, Ekvador, Peru ve Venezuela) Genel Müdürü ve Tetra Pak Vietnam Genel Müdürü rollerini üstlenmişti. Daha öncesinde ise Barcas, üç yıl boyunca Tetra Pak'ın ABD'deki satış ve iş geliştirme sürecine liderlik etmiş, dört yıl boyunca Tetra Pak İberya Pazarlama Direktörü ve Tetra Pak Güney Konisi Satış Direktörü görevlerinde bulunmuştu.

UF filtreler milimetrenin 100 binde biri hassasiyete sahip

Türkiye’nin küresel su arıtma markası Rielli’nin UF filtreleri, içme suyu arıtımında ve su şişeleme tesislerinde mikroplastiklere dur diyor

2022 yılında Hollanda’da gerçekleştirilen bir bilimsel çalışmada, insan kanında ilk kez mikroplastiklere rastlanması, dünya genelinde gündem oluşturdu. Mikroplastik kavramı, 5 milimetreden küçük plastik partiküllerini ifade ediyor ve doğada bozulması yüzyıllarca süren bu parçacıklar, modern yaşamın bir zararlı etkisi olarak her yerde karşımıza çıkıyor. Bilimsel araştırmalar, mikroplastiklerin deniz ve tatlı su ekosistemlerinin birleşimindeki varlığının giderek artış gösterdiğini kanıtlıyor.

Endüstriyel arıtma cihazları konusunda alanında 30 yılı aşkın köklü geçmişiyle 6 kıtada ve 80’i aşkın ülkede tercih edilen Türkiye’nin global su arıtma markası Rielli tarafından üretilen, milimetrenin 100 binde biri hassasiyete sahip UF (ultrafiltrasyon) sistemlerinin, endüstriyel su geri kazanımında olduğu gibi, içme suyu arıtımında ve su şişeleme tesislerinde mikroplastiklerin arıtılmış suya karışmasını engellediği bilgisi paylaşılıyor.

İçme suyu arıtımında ve su şişeleme tesislerinde kullanıma uygun

Rielli’yi bünyesinde barındıran Kazancı Çevre Tekniği’nin Kurucu Genel Müdürü Artun Kazancı, “Ağırlıklı olarak endüstriyel atık su geri kazanımında kullandığımız ultrafiltrasyon cihazlarımızda su, 0,01 mikron (milimetrenin 100 binde biri) hassasiyetteki özel bir membrandan geçirilerek askıda bulunan tüm partiküller tutulur. Bu sayede virüsler dahil en küçük parçacıklardan dahi arındırılmış su elde edilir. Sistemlerimiz, atık suyun geri kazanımında kullanılabileceği gibi çoğunlukla içme suyu arıtımında ve su şişeleme tesislerinde kullanıma da uygundur” dedi.

PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz

“Kaynağında Ayrıştırma Sistemi hayata geçirilerek ekonomik değer yaratılmalı”

Kullanılan malzemelerin geri dönüşüme kazandırılarak ekonomik değer yaratılması gerektiğini söyleyen Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, bunun da yolunun Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’yle (KAS) mümkün olabileceğini belirtti.  

Gelişmiş ülkelerde yaklaşık 40 yıldır KAS’ın uygulandığını bildiren Karadeniz, ne yazık ki ülkemizin bu konuda istenilen noktaya henüz gelemediğini ifade etti. Sürdürülebilir bir dünya için atıkların kaynağında ayrıştırılarak geri dönüştürülmesi ve bu yolla kaynak kullanımının azaltılmasının büyük önem taşıdığını kaydeden Federasyon Başkanı, “Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’ni yeterli ölçüde uygulayamazsak sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm teknolojileri anlamında yeterli noktaya gelebilmemiz mümkün olamaz” dedi. 

KAS’ın bir an evvel devreye alınması gerektiğini kaydeden Karadeniz, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. STK’lar olarak bu konuda üyelerini sürekli bilgilendirdiklerini anlatan Başkan, Kamu’nun da spotlarıyla kendilerine destek vermesini istedi. Sadece yerel yönetimlerle bu işin olamayacağına işaret eden Karadeniz, yerel yönetimlerin ve merkezi yönetimin birlikte hareket etmesi gerektiğini kaydetti.

Avrupa’da uzun yıllardır ambalaj atıklarının kaynağında ayrıştırıldığını ve bu yolla hem ekolojik düzene hem de ülke ekonomilerine değer kattıklarını söyleyen Karadeniz “Dünya artık üret-kullan-at prensipli yaklaşımdan döngüsel ekonomi modeline geçiyor. Esasen bu bir tercihten ziyade zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Zira dünyamızın kaynakları sınırsız değil, dolayısıyla döngüsel ekonomiye geçişte toplumun bir fikri dönüşüm geçirmesi ve ‘çöp’ yaklaşımından uzaklaşması gerekiyor” dedi.

DİS 1 Ocak itibarıyla başlıyor

Depozito İade Sistemi’nin (DİS) 1 Ocak 2025 itibarıyla başlayacağını ve ülkemiz için bir kazanç olacağını söyleyen PLASFED Başkanı, “Geri dönüşüm teknolojilerinde DİS’i uygulamayan gelişmiş bir ülke kalmadı. Plastik sektörünün çatı kuruluşu PLASFED olarak bizler, DİS’in uygulamaya geçmesini elbette istiyor ve destekliyoruz. Ancak bu işin başlangıcının olmazsa olmazı KAS’tır. Gelişmiş ülkeler, bunu 40 yıl önce devreye alarak ülke ekonomilerine değer kattılar. Bizler de vakit kaybetmeden sisteme dahil olmalıyız. Bunun da yolu KAS yani Kaynağında Ayrıştırma Sistemi’nden geçiyor” diye konuştu. 

Kimya ilk 8 ayda en çok ihracat artışı yapan sektör oldu

Ağustos ayında en çok “plastikler ve mamulleri” ihracatı gerçekleştirildi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin ihracatı Ağustos ayında, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 2,4 artarak 22,1 milyar dolar oldu ve Ağustos ayı rekoru kırıldı. Kimya sektörü ise ağustos ayında en çok ihracat yapan ikinci sektör olarak 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektör Ocak-Ağustos olarak ilk sekiz aylık dönemde ise yüzde 7,7 ile en çok ihracat artışı yapan sektör oldu.

Kimya sektörünün Ağustos ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Ağustos ayında kimya sektörümüz 2,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirerek tüm sektörler arasında en çok ihracat yapan 2’inci sektör konumunu korudu. İlk 8 aylık dönemde ise sektör ihracatımız 21 milyar dolara ulaştı. Sektörümüz bu dönemde ihracatını yüzde 7,7 artırarak tüm sektörler arasında ihracatını en çok artıran sektör oldu. İhracat ülkemizin ikinci çeyrekte büyümesine de katkı sağladı. Sayın Ticaret Bakanımızın açıkladığı üzere yılın ikinci çeyreğinde büyümenin yarısı net mal ve hizmet ihracatından geldi. Ülkemizin büyümesine en çok katkı veren sektörlerden biri olarak enflasyon ile mücadele kapsamında alınan tedbirleri desteklemekle birlikte, sektörümüz ekonomik iyileşme sürecinde devlet desteği, yasal düzenlemeler ve finansman kolaylıklarına ihtiyaç duyuyor. Bu süreci birlik ve beraberlik içinde mücadele ederek atlatacağımıza inanıyoruz. Hedeflerimize ulaşabilmek ve ülkemize katkı sağlamaya devam etmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Ağustos ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 857 milyon 511 bin dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 542 milyon 331 bin dolarlık ihracatla mineral yakıtlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 253 milyon 204 bin dolarla üçüncü sırada yer aldı. ‘Anorganik kimyasallar’ı takiben ilk onda yer alan diğer sektörler ise; ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘yıkama müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu. 

Ağustos ayında en çok ihracat yapılan ülke 236 milyon dolar ile Romanya oldu. İhracat yapılan ilk 10 ülke sıralamasında Hollanda, Rusya, ABD, Irak, Almanya, İtalya, Mısır, İngiltere ve İspanya yer aldı.  Ağustos ayında ilk 10 ülke arasında en çok artış yüzde 117,31 ile Mısır’da oldu.

Türkiye ambalaj sektörü FachPack 2024’te dikkat çekti

Ambalaj sektörü adına gerek uzun dönemli müşteri ilişkilerinin ve ortaklıkların kurulması gerekse sektörle ilgili en son gelişmelerin ve potansiyel rakiplerin takip edilebilmesi açısından önem arz eden, Avrupa'nın en büyük ambalaj malzemeleri, makineleri ve paketleme fuarlarından biri olan FachPack 2024’e Türkiye yoğun bir katılım gerçekleştirdi. Fuara Almanya’dan sonra en fazla firma ile katılım gösteren Türkiye ambalaj sektörünün gücünü ve potansiyelini 120’yi aşan firma ile temsil etti. 

İstanbul İhracatçı Birlikleri fuarda İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Özkan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Alican Duran ile İİB Genel Sekreter Yardımcısı Kutay Oktay tarafından temsil edildi. Fuarda ayrıca T.C. Nürnberg Başkonsolosu Fatma Taşan Cebeci, Münih Ticaret Müşaviri Ali Bayraktar ve Recep Aslan da Türk firmalarının stantlarını ziyaret ederek, katılımcı firmalara desteklerini sundu. Firmaların önemli iş bağlantıları gerçekleştirdiği fuarda, ayrıca bir sonraki yılın katılım planlaması da yapıldı. 

FachPack 2024’te Türkiye’nin ambalaj endüstrisindeki başarıları ve inovasyonları sergilenirken, Türk firmaların stantları uluslararası ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Son trendlere uygun ve sürdürülebilir tasarımlarıyla dikkat çeken Türkiye pavilyonu gerek katılımcı firmalar gerekse ziyaretçiler tarafından takdirle karşılandı. Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alican Duran, “Türkiye ambalaj sektörü istikrarlı bir şekilde yükselişini sürdürürken ağır ama emin adımlarla yolculuğuna devam ediyor. Dünya pazarlarında güçlü konumumuzu her geçen yıl daha da pekiştirerek yolumuza devam ediyoruz. Üreticilerimizin azmi bizi motive ediyor ve geleceğe daha umutla bakmamızı sağlıyor. Bu noktada fuarlar bizim için yeni iş birlikleri ve sektörel gelişmeleri takip edebilmemiz adına da önem arz ediyor. Özellikle Avrupa coğrafyasında FachPack gibi önde gelen uluslararası fuarlarda yer alarak hem yenilikçi ürünlerimizi sergiliyor hem de sektördeki global trendleri yakından takip etme fırsatı buluyoruz. Güzel ülkemizin ihracat potansiyeli ile kalite ve sürdürülebilirlik odaklı üretim gücü, bu tür organizasyonlarla daha geniş kitlelere ulaşıyor ve rekabet gücümüzü artırıyor. Bu tarz büyük çaplı fuarlara katılarak küresel arenada daha çok söz sahibi olabilmek ve pazardan aldığımız payı artırmak için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Ambalaj sektöründen 1,1 milyar dolarlık dış ticaret fazlası

Türkiye ambalaj sektörü 2024 yılının ilk 6 ayında 3 milyar 322 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İhracat miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artarken, sektör 1 milyar 152 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdi

Ambalaj sektörünün 2024 yılı ilk 6 aylık ihracat verileri açıklandı. 2023 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 436 bin 936 ton olan ambalaj ihracatı, 2024 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 534 bin 845 ton olarak gerçekleşti. Değer olarak 2023’ün ilk yarısında 3 milyar 455 milyon dolar olan ihracat, 2024’ün aynı döneminde 3 milyar 322 milyon 712 bin dolara geriledi. Ambalaj sektörünün 2024 ilk 6 aylık ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 7 artarken değer olarak yüzde 4 azaldı.

Ambalaj türüne göre ihracatta 2023’ün ilk 6 ayında 2 milyar 140 milyon dolar olan plastik ambalaj ihracatı 2 milyar 142 milyon dolara çıkarken, kağıt/karton ambalaj ihracatı söz konusu dönemlerde 790 milyon dolardan 764 milyon dolara geriledi. 2023’ün Ocak-Haziran döneminde 322 milyon dolarlık metal ambalaj ihracatı yapılırken, 2024’ün aynı döneminde 285 milyon dolarlık metal ambalaj ihracatı gerçekleştirildi. Cam ambalaj alanında ise ihracat 177 milyon dolardan 112 milyon dolara düştü. 

İthalat yüzde 6 azaldı

2023 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 34 bin 351 ton olan ambalaj ithalatı, 2024 yılının ilk 6 ayında 1 milyon 25 bin 137 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında ise rakamlar sırasıyla 2 milyar 307 milyon 180 bin dolar ve 2 milyar 170 milyon 551 bin dolar olarak hesaplandı. Ambalaj sektörünün toplam ithalatı bir önceki yıla göre miktar olarak yüzde 1, değer olarak yüzde 6 düşüş gösterdi. 2024’ün ilk 6 ayında ana malzeme bazında ihracat ve ithalat karşılaştırması yapıldığında ambalaj sektörü 1 milyar 152 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 

Birleşik Krallık, Almanya, ABD, İtalya, Irak, Fransa, Romanya, Rusya, Hollanda ve İspanya en çok ambalaj ihracatı gerçekleştirilen ülkeler arasında yer alıyor.

İhracat pazarlarında daralma

Türkiye ambalaj sektörünün dış ticaret verilerini değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Türkiye katma değeri yüksek, kaliteli ürünleriyle dünyada söz sahibi konumda. Ancak 2024 yılının ilk 6 aylık verilerine bakıldığında miktar bazında artış, değer bazında ise hafif de olsa bir gerileme görülüyor. Değer bazındaki düşüşün en büyük sebepleri arasında ülkemize yakın coğrafyalarda gerçekleşen savaş ve çatışma ortamının yer aldığını söyleyebiliriz. Bunların dışında dünyada yaşanan ekonomik kriz de sektörümüzde yaşanan bu gerilemeyi etkiliyor. Türkiye’deki mevcut ekonomik gidişat, artan maliyetler ve ihracat pazarlarında yaşanan daralmanın ihracattaki durumda ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Ancak 2024 yılının ikinci yarısında sektör olarak daha iyi bir performans hedefliyoruz” diye konuştu. 

MachineTotal, yenilenen arayüzü ile kullanıcı deneyimini yeniden şekillendiriyor

Türkiye’nin ilk kurumsal B2B makine ve ekipman alım satım platformu olarak tanımlanan MachineTotal.com, kullanıcı deneyimini daha üst bir seviyeye taşıyarak sektördeki yenilikçi yaklaşımını bir kez daha gözler önüne seriyor. Yeni arayüz tasarımı ile kullanıcıların ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkili yanıtlar verme hedefinde olan platform, birçok özelliği ile ön plana çıkıyor. 

Şirket tarafından verilen bilgilere göre platformun öne çıkan özellikleri şu şekilde sıralanıyor;

Yenilenen arayüz, kullanıcılara işlemlerini daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirme olanağı sunuyor. Bu sayede kullanıcılar, aradıkları makineleri, yedek parçaları ve üretim hatlarını daha hızlı ve pratik bir şekilde buluyor. Bu özellikler, kullanıcıların ihtiyaç duydukları çözümlere ulaşmalarını hızlandırarak zaman ve maliyet tasarrufu sağlamalarına yardımcı oluyor.

Yeni veya ikinci el makine ve ekipmanlarınızı alıp satabileceğiniz bu online pazar yeri; yeni ürünler, cazip fırsatlar ve indirimli ürünler kategorileri ile kullanıcılara avantajlar sunuyor. Satış süreçlerini kolaylaştırarak, alıcı ve satıcılar arasında güvenilir bir köprü kurmayı amaçlayan platform, yalnızca bir alışveriş noktası olmanın ötesinde sektör profesyonellerine ağ kurma ve iş birliği yapma imkânları da tanıyor.

Burpol’den ihracat atağı

Hedef Avrupa pazarında büyümek

Plastik atıkları yüksek teknoloji ve yenilikçi yöntemlerle doğaya zarar vermeden dönüştürerek ham madde olarak yeniden üretime kazandıran Burpol Polimer Plastik, Avrupa ülkelerine ihracatını artırmak amacıyla Romanya’da bir şirket kurduğunu duyurdu. Romanya’nın başkenti Bükreş’te faaliyete geçen Burpol Europe SRL, Avrupa’nın önde gelen otomotiv, beyaz eşya ve diğer sektör firmalarına uluslararası standartlara sahip ham madde sunacak. 

Bursa Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında, plastik atıkları işleyerek granül ham madde halinde yeniden ekonomiye kazandıran Burpol, alanında global bir şirket olma hedefi doğrultusunda önemli bir adım attığını düşünüyor. Yapılan açıklamada, bir süre önce plastik geri dönüşüm sektörünün buluşması olan PRSE fuarına katılım sağlamalarının ardından, burada gördükleri yoğun ilginin üzerine yurt dışına odaklanıldığı belirtiliyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda yurt dışında şirketleşmeye gitme kararı alınırken, ilk olarak Romanya Bükreş merkezli Burpol Europe SRL’nin kuruluşunun gerçekleştirildiği ifade ediliyor.

Burpol Polimer Plastik Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü İlkay Yıldırım, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında belirlenen Karbon Nötr 2050 hedefi doğrultusunda AB’nin döngüsel ekonomiye geçiş için önceliklendirdiği 7 alandan birinin plastikler olduğunu ve geri dönüştürülmüş plastiklerin başta otomotiv olmak üzere sektörlerde çok önemli bir ham madde kaynağı olarak kullanıldığını belirtiyor. 

Plastik atıklardan elde ettikleri granül halindeki ham maddelerden firmaların düşük emisyonlu, yüksek performanslı ve yüksek darbe dayanımlı parçalar ürettiğini ifade eden Yıldırım, “Önümüzdeki süreçte geri dönüştürülmüş plastikler, daha yüksek bir oranda üretimde kullanılmaya başlayacak. Biz de artan bu talebe karşılık vermek üzere Romanya’da şirketimizi kurduk” dedi. 

“Bayrağımızı yurt dışında gururla dalgalandıracağız” diyen Yıldırım, Romanya’daki lokasyonlarından Avrupa’nın önde gelen otomotiv, beyaz eşya ve diğer sektör firmalarına uluslararası standartlara sahip ham madde sunacaklarını bildirdi. 

Romanya’daki şirket ile birlikte ihracatlarının artacağını belirten Yıldırım, “Şirketimiz, otomotiv, beyaz eşya ve diğer birçok lokomotif sektöre hizmet verecek. Avrupa müşterilerimize sevkiyatlarımız bu şirket üzerinden gerçekleşecek ve PP, ABS, PA, PS gruplarında recycle ham madde sağlayacağız. Ham maddelerimiz Reach, RoHS, TDS, MDS ve gerekli geri dönüşüm sertifikalarına sahip. Dünyada geçerli Recyclass sertifikasını tüm ürünlerimiz için sağlamaktayız” diye konuştu.

Yıldırım, ihracat kapasitelerini artırmak amacıyla ayrıca Kuzey Afrika’ya yönelik bir değerlendirme yaptıklarını da sözlerine ekledi. 

Toyo Matbaa Mürekkepleri, Artience markasıyla Avrasya Ambalaj Fuarı’na katılıyor

Toyo Matbaa Mürekkepleri, 23 – 26 Ekim tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve ambalaj sektörünün en önemli fuarlarından biri olan 29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı’na “artience” markasıyla katılıyor. 

Aynı zamanda Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı; Toyo Matbaa Mürekkepleri’nin bağlı olduğu Japonya merkezli Toyo Ink SC Holdings'in 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren adını 'artience group' olarak değiştirmesinin ardından, “artience” markası ile katılacağı ilk fuar olma özelliğini de taşıyor. Şirket, basım ve ambalaj üreticilerinin döngüsel ekonomiye geçiş yapmalarına yardımcı olabilecek ürün ve hizmetlerini 5’inci salon, 513B numaralı standında sergileyecek. 

Global ağı, yenilikçi çözümleri ve teknik destek hizmetiyle uluslararası alanda gücünü artıran Toyo Matbaa Mürekkepleri, her türlü baskı malzemesine uygun, yüksek performanslı mürekkeplerini, kaplama sistemlerini ve yardımcı malzemelerini her yıl olduğu gibi bu yıl da fuar ziyaretçileriyle buluşturacak. Özellikle Manisa’daki fabrikasında üretilen sheet-fed ofset mürekkepleri, likit mürekkepler, metal ambalaj sistemleri ve veb ofset mürekkeplerinin yanı sıra, gıda, içecek ve endüstriyel uygulamalar için geliştirilen, artience group bünyesinde yer alan laminasyon tutkalları ve pigment gibi ambalaj sektörüne yönelik ürün gruplarını da bu fuarda ziyaretçilere tanıtacak.

Fuarın bu yıl şirketleri için farklı bir anlam taşıdığını vurgulayan Toyo Matbaa Mürekkepleri Stratejik Planlama ve Pazar Analizi Ekip Lideri Pınar Demir Altın: “Bu fuarda, ‘Empowering Feeling’ (Güçlendirici Duygular) sloganıyla yola çıkan, art (sanat) ve science (bilim) kelimelerinin kusursuz birleşiminden doğan ‘artience’ markamızı ve yaşadığımız dönüşüm sürecini birçok yerli ve yabancı ziyaretçiye anlatma fırsatı bulacağız. Yenilenen marka kimliğimizle ilk kez böylesine büyük bir organizasyona katılmanın heyecanını yaşıyoruz. Ayrıca, 50 yılı aşkın süredir ülkemizde faaliyet gösteriyoruz. Bu fuarda, bugüne kadar ambalaj ve baskı sektöründe edindiğimiz deneyimlerimizi ve yetkinliklerimizi potansiyel iş ortaklarımıza aktarırken, mevcut iş ortaklarımızla da yeni uzmanlık alanları geliştirerek birlikte büyümeyi hedefliyoruz” dedi.

ALPLA, Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı'na katılıyor

ALPLA, 23-26 Ekim tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan 29. Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı'nda, ambalaj sektörüne yön veren yüksek teknolojili ürünlerini sergileyecek. 3. Salon, 316A numaralı standında yer alacak olan şirket, ambalaj üretiminde hız, verimlilik ve kaliteyi artıran yenilikçi teknolojileriyle ziyaretçilerin karşısına çıkacak.

İleri teknoloji ve müşteri odaklı çözümler

ALPLA, fuar süresince farklı sektörlerdeki müşterilerine özel olarak geliştirdiği yenilikçi çözümleri tanıtacak. Gıda, içecek, süt ve süt ürünleri, kişisel bakım ve madeni yağlar gibi endüstrilere yönelik tasarlanan ambalaj çözümleri, en yeni üretim teknolojileriyle ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Ayrıca, tasarım ve mühendislik süreçlerine dair en son trendleri de paylaşarak, ambalaj geliştirme sürecine dair ilham verici çözümler sunacak. Bu kapsamda, ALPLA Dizayn Stüdyosu’nun küçük bir örneği de fuar alanında yer alacak.

ALPLA Dizayn Stüdyo: Yaratıcı tasarımlar ve mühendislik çözümleri

ALPLA Dizayn Stüdyo, müşterilerine özel ambalaj çözümleri geliştirme sürecinde önemli bir rol oynayan yenilikçi bir platform. Stüdyoda, markaların talepleri doğrultusunda fonksiyonel, estetik ve sürdürülebilir ambalaj tasarımları oluşturuluyor. Ziyaretçiler, ALPLA Dizayn Stüdyosu'nda markalarının ihtiyaçlarına yönelik ambalajların nasıl kişiselleştirildiğini ve her aşamada hangi yenilikçi yöntemlerin kullanıldığını gözlemleme şansına sahip olacaklar.

ALPLA Türkiye Genel Müdürü Emre Canoğlu, fuarın önemine ilişkin düşüncelerini şöyle ifade etti: “Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, ALPLA’nın teknolojik yeniliklerini ve müşteri odaklı çözümlerini sergilemesi için önemli bir platform. Özellikle hızla değişen ambalaj sektöründe, müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap verecek yüksek performanslı ve kaliteli ürünler sunmaktan gurur duyuyoruz. Bu yıl, ALPLA Dizayn Stüdyosu’nun bir örneğini de fuar alanına taşıyarak, ziyaretçilerimize tasarım süreçlerimizi daha yakından tanıma şansı vereceğiz. Sektör liderleriyle buluşmak ve yeni iş birlikleri geliştirmek için sabırsızlanıyoruz.”

BSH Türkiye’den yeni inovasyon merkezi

BSH Ev Aletleri Türkiye, dijital dönüşüm yolculuklarında ‘Future Lab’ inovasyon merkezini hayata geçirdi. BSH Türkiye, dijital dönüşüm ekibi önderliğinde kurulan laboratuvar ile kendi dijital dönüşüm çözümlerini üretecek.

BSH’nin Çerkezköy yerleşkesinde bulunan laboratuvarda, 5G yazılım ve donanım teknolojileri, bilişim ve operasyonel teknoloji (IT/OT) bağlantıları için, Programlanabilir Mantıksal Denetleyici (PLC) Programlama, Endüstriyel Edge donanım kabinleri, Veri Denetimi ve Gözetimi için Süpervizör Kontrolü (SCADA) Sistemleri, enerji analizörleri, sensör ve kamera teknolojileri, enerji yönetim sistemleri, kodsuz analitik sistemleri ve bütünleşik operasyon yönetimi (UNS) teknolojileri gibi birçok ileri teknoloji ve sistemi ile çalışmaların yanı sıra makine öğrenimi (ML) ve yapay zeka (AI) uygulamaları da geliştirilebiliyor.

Çalışanların bilgi ve becerileri geliştiriliyor

Future Lab şirketin teknolojik yeniliklere adapte olma hızını artırırken, çalışanların dijital yetkinliklerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyor. Bu amaçla tüm BSH çalışanlarına yönelik üç ana kategoride eğitim programları sunuluyor. Mühendisler için yazılım ve donanımların detayına inen teknik eğitimler, müdürler için sistem odaklı eğitimler ve üst düzey yöneticiler için ise dijital liderlik eğitimleri BSH Dijital Dönüşüm ekibi tarafından tasarlandı.

Yeni dijital çözümlerin üretilmesi alanında çalışmalar devam ediyor

Future Lab'de daha önce başarıyla yürütülen Copilot çalışmaları ve üretici yapay zekâ (GenAI) ile yapılan PLC Programlama, uçtan uca izlenebilirlik uygulamaları bulunurken merkezde, bu tür projelerin geliştirilmesi ve yeni dijital çözümlerin üretilmesi alanında çalışmalar devam ediyor. Farklı bölümlerden katılan çalışanlarla bugüne kadar yalın üretim ve sürdürülebilirlik dijital omurga sistemleri, endüstriyel edge uygulaması ile plastik enjeksiyon makinelerinde anomali tespiti ve önleyici bakım uygulamaları, 5G ile depo ve iç lojistik yönetimi gibi projeler hayata geçirildi. Türkiye dijital laboratuvarından çıkan bu uygulamalar BSH global çözümleri içerisinde yerini alıyor.

Future Lab, girişimciler ve teknoloji şirketleri ile dinamik iş birlikleri sağlarken, aynı zamanda akademik kurumlarla iş birliği fırsatları sunuyor. Bu iş birlikleri, akademik araştırmalarla pratik endüstri uygulamaları arasında köprü kurarak eğitim ve uygulamalı deneyim imkânı tanıyor.

ASAŞ, Almanya’da robotik merkezi kuracak

ASAŞ, 2019 yılında Almanya’nın Neuwied şehrinde alımını gerçekleştirdiği 880.028 m2’lik alan üzerine kurulu 72.793 m2’lik kapalı alana sahip tesisini yeniliyor. Başta Almanya olmak üzere Batı Avrupa’daki müşterilerine daha yakından hizmet verebilmek, teknolojik katma değerli ürünlerde faaliyetlerini arttırmak ve yeni ticari iş birliktelikleri imkânlarını değerlendirerek Avrupa ile olan ticari faaliyetlerini geliştirmek hedefiyle kurulan tesisi ilk etapta lojistik ve servis merkezi olarak hizmete açan şirket, şimdi ise bu tesiste bir robotik merkezi kurmayı planlıyor. Şirket, Koblenz Uygulamalı Bilimler Üniversitesi liderliğinde kurulacak olan Robotik Eğitim, Araştırma Ve Uygulama Merkezi (BiFAR) ile geleceğin teknolojilerine yatırım yaparak, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Robotik merkezi, okul eğitiminden mesleki eğitime, sanayi ve ticarette ileri eğitime kadar geniş bir eğitim zinciri sunmayı planlıyor. Bu merkez, eğitim ve araştırma alanlarının yanı sıra uygulama desteği, ekonomik ve bölgesel bilgi transferi ve start-up desteği sağlamayı da amaçlıyor. 

Bu çerçevede Almanya Bilim ve Sağlık Bakanı Clemens Hoch da ASAŞ’ın Neuwied'deki yenilenen tesisini ziyaret etti. ASAŞ’ın melek yatırımcısı olduğu Patika Robotics ile robotik çalışmalarını hız kesmeden sürdüren tesisin modernizasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Bakan Hoch, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Projenin lideri Prof. Dr. Udo Gnasa, robot teknolojisinin yapay zekâ ile birlikte büyük pazarları ele geçireceğini ve 21. yüzyılın kilit teknolojisi haline geleceğini belirtti. ASAŞ, otomatik olarak yüklenen ve kontrol edilen drone'lar, insanlarla doğal olarak çalışan bilişsel robot asistanları ve şehirlerde yük taşımak için otomatikleştirilmiş mobil robotlar gibi mevcut olanaklarını da sergiledi. Bu ziyaret esnasında şirket, gelecekteki projelerini aktarırken inovasyon alanındaki kararlılığının da altını bir kez daha çizmiş oldu.

Akdeniz Chemson, “sürdürülebilirlik” alanındaki başarılarıyla altın madalya kazandı

Gelecek nesillere karşı sorumluluğunun bilinciyle hareket eden ve tüm faaliyetlerini “sürdürülebilirlik” ilkesi doğrultusunda sürdüren Akdeniz Chemson’ın Türkiye fabrikası, yürüttüğü başarılı çalışmalar ile EcoVadis platformu tarafından altın madalyaya layık görüldü. Çevre, işçi ve insan hakları, etik ve sürdürülebilir tedarik konularında son 12 aylık performansı değerlendirilen Akdeniz Chemson, incelenen şirketler arasında yüzde 5’lik dilime girerek altın madalya almaya hak kazandı.

Sürdürülebilirlik alanında önemli çalışmalar yürütüyor

OYAK Grup Şirketlerinden Akdeniz Kimya ile 2013’te satın alınan Avusturyalı Chemson'ın birleşmesiyle 2020 yılında kurulan Akdeniz Chemson, plastik sektöründe dünyanın önde gelen polimer katkı maddesi üreticileri arasında yer alıyor. Aynı zamanda PVC stabilizatörleri alanında da faaliyet gösteren şirket, sürdürülebilirlik alanında önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.

Bareks Polietilen, Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında

Esnek ambalaj sektöründe dikey entegre iş modelinde faaliyet gösteren Bakioğlu Holding Ambalaj Grubu Şirketleri’nden Bareks Polietilen bu yıl da Türkiye’nin ikinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yerini almanın gurunu yaşıyor. 

Sürdürülebilirlik odağıyla ve inovatif bakış açısıyla polietilen film üretimi gerçekleştiren Bareks, ISO İkinci 500 listesinde 467. sırada yerini aldı.

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde ve İzmir Serbest Bölge'de yer alan iki ayrı tesisinde, %85 ihracat portföyüne sahip olan Bareks, limana yakınlığı ve Avrupa’daki depolama olanaklarıyla yurt dışı müşterilerine zamanında teslimat güvencesiyle faaliyet gösteriyor.

Bareks Genel Müdürü Yiğitcan Çelikoğlu; “Bareks çatısı altında, çok katlı ekstrüzyon teknolojisi ile 18 mikron ile 200 mikron arasındaki kalınlıklarda, yılda yaklaşık 45.000 ton, sadece baskı ve laminasyon amaçlı, yani katma değeri yüksek polietilen film üretiyoruz. 5 kıtada 30’dan fazla ülkede 120’den fazla müşterimize hizmet sunan noktadayız. Bu başarıdaki en önemli faktörün, müşterilerimizin güvenini kazanarak ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamamız olduğunu düşünüyorum” diye belirtti. Ayrıca, sürdürülebilirliği ve yeşil ürünleri odağa aldıklarını belirten Çelikoğlu, ISCC Plus ve RecyClass sertifikalarıyla döngüsel ekonominin önemli bir paydaşı olduklarını, döngüsel ekonomiye katkı sundukları yeşil ürün portföylerini her geçen gün zenginleştirdiklerinin de altını çizdi.

Reklam Alanı

Reklam Alanı

Reklam Alanı